kasten - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kasten



Bedeutungen von dem Begriff "kasten" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 43 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kasten on purpose adv.
kasten intentionally adv.
kasten deliberately adv.
General
kasten purposeful adj.
kasten deliberate adj.
kasten willed adj.
kasten willing [obsolete] adj.
kasten knowingly adv.
kasten purposely adv.
kasten intentionally adv.
kasten wilfully adv.
kasten maliciously adv.
kasten deliberately adv.
kasten of malice aforethought adv.
kasten by design adv.
kasten witting adv.
kasten willfully adv.
kasten consciously adv.
kasten studiedly adv.
kasten despitefully adv.
kasten purposively adv.
kasten purposedly adv.
kasten apurpose adv.
kasten designedly adv.
kasten tendentiously adv.
Phrases
kasten with malice prepense expr.
kasten of malice prepense expr.
kasten with malice aforethought expr.
Speaking
kasten on purpose expr.
Law
kasten nonaccidental adj.
kasten deliberate adj.
kasten with malice aforethought adj.
kasten intentional adj.
kasten malicious adj.
kasten deliberately adv.
kasten prepensely adv.
kasten willfully adv.
kasten wantonly adv.
kasten intentionally adv.
kasten wilfully adv.
kasten advisedly adv.
kasten with malice prepense expr.
Latin
kasten consulto adj.

Bedeutungen, die der Begriff "kasten" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 126 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kasten yapma willfulness n.
kasten adam öldürme murder in the first degree n.
kasten yangın çıkarma arson n.
kasten adam öldürme voluntary manslaughter n.
kasten yapmama abstention from n.
kasten yaralama deliberately injuring n.
kasten yaralama non-accidental injury n.
kasten öldürme delibrate killing n.
kasten öldürme delibrate murder n.
kasten yanlış haber verme disinformation n.
kasten yapma wilfulness n.
kendine kasten zarar verme self-sabotage n.
kasten belirsizleştirme obscurantism n.
kasten belirsiz olan kimse obscurantist n.
kasten anlaşılmaz olan kimse obscurantist n.
kasten belirsizleştirme ignorantism n.
yanlışı kasten fark etmeme connivence n.
kasten sorun çıkaran kimse instigant n.
yüzü kasten ifadesiz duran kimse deadpanner n.
kasten kaçınma dodging n.
bir şeyi kasten zor anlaşılacak şekilde söyleme fibbing n.
kasten yangın çıkaran kimse firer n.
kasten öldürmek murder v.
kasten adam öldürmek kill intentionally v.
kasten adam öldürmek intend to kill v.
kasten adam öldürmek voluntary manslaughter v.
kasten hamile kalmak get pregnant on purpose v.
kasten ihmal etmek bypass v.
kasten görmezden gelmek bypass v.
kasten ihmal etmek by-pass v.
kasten görmezden gelmek by-pass v.
kasten daha az anlaşılır hale getirmek overengineer v.
kasten yanlış bilgi vermek disinform v.
kasten zıtlaşmak disoblige v.
kasten az veya yavaş çalışmak dog v.
(gözlerini) kasten bir noktaya kitlemek squinch v.
(kendi gemisini) kasten batırmak scupper v.
kasten yangın çıkaran incendiary adj.
kasten bırakılan intentionally left adj.
kasten zararlı black adj.
(konuşma) kasten sessiz hushed adj.
kasten görmezden gelen connivent adj.
kasten eşleştirilmiş co-ordinated adj.
kasten muğlak prevaricate adj.
kazaen veya kasten by accident or design adv.
Phrasals
spor müsabakasında para karşılığı kasten sayı kaçırmak shave off v.
Colloquial
kasten yapılmış dağınık ve düzensiz giyim tarzı grunge n.
kasten yapılmış dağınık ve düzensiz giyim tarzı grunch n.
kasten yangın çıkaran kimse fire bug n.
(internette) yorumla kasten kışkırtmak flame v.
Idioms
bilerek/kasten vaktini boşa harcama merry dance n.
sanatsal bir etki yaratmak için kasten geleneksel formların dışına çıkma artistic license n.
kasten yenilmek throw a game v.
birine kasten zarar vermeye çalışmak put the knife into somebody v.
birine kasten zarar vermeye çalışmak stick the knife into somebody v.
kasten vurmak/ateş etmek fire in anger v.
kazaen veya kasten whether by accident or design expr.
Trade/Economic
gemiye ya da eşyaya kasten yapılan zarar veya kaza barratry n.
Law
kasten yaralama nonaccidental injury n.
gemi personelinin kasten zarar vermesi barratry n.
kasten yaralama malicious wounding n.
kasten adam öldürme willful murder n.
kasten öldürme willful murder n.
kasten yangın çıkarma arson n.
kasten adam öldürme murder n.
kasten adam öldürme murder in the first degree n.
kasten yangın çıkaran kimse firebug n.
kasten yaralama willful and malicious injury n.
kasten zarar verme malicious mischief n.
kasten kötüye kullanma wilful misconduct n.
kasten yangın çıkaran kimse incendiary n.
kasten hile wilful fraud n.
kasten yangın çıkaran kimse arsonist n.
kasten cinayet aberemurder n.
kasten adam öldürme aberemurder n.
kasten yapılan zarar wilful damage n.
kasten adam öldürme willful homicide n.
kasten adam öldürme wilful murder n.
kasten adam öldürme voluntary manslaughter n.
kasten yaralama willful injury n.
kasten zarar verme wilful damage n.
kasten yapılan haksız fiil wilful tort n.
kasten adam öldürme intentional killing n.
kasten adam öldürme manslaughter in the first degree n.
kasten öldürme premeditated murder n.
kasten cinayet işleme voluntary manslaughter n.
kasten yaralama intentional injury n.
kasten öldürme wilful murder n.
kasten adam öldürme intentional homicide n.
kasten yangın çıkaran kimse arsonite n.
kasten cinayet işleme murder n.
kasten öldürme deliberate killing n.
kasten yangın çıkarma suçu fire-raising [uk] n.
kasten adam öldürme first-degree murder n.
kasten öldürmek murder v.
kasten yapılan wanton adj.
mahkemenin celp veya emirlerine kasten itaatsizlik eden contumacious adj.
Politics
(parlamenter usullerde) işleyişi kasten engelleyen kimse obstructionist n.
Insurance
kasten yaralanma intentional self-injury n.
Technical
taşırma ile kasten oluşturulmuş su kütlesi flowage n.
(eskitmek için) kasten lekelemek distress v.
Computer
kasten boş bırakılmış intentionally left blank adj.
Telecom
gelen radyo sinyalini korumak amacıyla ses aralığının kasten azaltılması compression n.
Electric
ses bozukluklarının ve kusurların kasten yansıtıldığı müzik tarzı ile ilgili low-fi adj.
Architecture
rönesans'a dayanan, greko-romen binaların kasten taklit edilmesi biçimindeki mimari stil neoclassic architecture n.
Marine
gemiyi kasten batırmak scupper v.
Botanic
haşereleri üzerine çekmesi için kasten öldürülmüş veya kesilmiş ağaç trap tree n.
Literature
kasten duygusallıktan uzak yazılmış (edebi eser) antisentimental adj.
Linguistics
sözcük gruplarının vurgu ve etki yaratmak için kasten doğal olmayan yönde değiştirilmesi hypallage n.
Religious
roma katolik kilisesi'nde vaftiz olmuş birinin açık bir gerçeği kasten ve inatla inkar etmesi heresy n.
roma katolik kilisesi'nin açık olan bir gerçeği kasten ve inatla reddeden vaftiz edilmiş bir üyesi heretic n.
Military
kasten açılmış yaralar self-inflicted wounds n.
Sport
rakiple kasten çarpışma hit n.
rakibi saldırmaya teşvik için kasten açık bırakılan çizgi invitation n.
(ragbide) kasten rakibin bacağına vurmak hack v.
(amerikan futbolunda) yere temas yoluyla topu kasten oyun dışı bırakmak down v.
Football
kasten faul deliberate foul n.
kasten faul intentional foul n.
süreyi durdurmak için topu kasten yere atma spike n.
Baseball
kasten bunting vurarak koşucuya avantaj sağlamak sacrifice v.
vurucunun kasten yürütülmesi ibb (intentional base on balls) abrev.
Wagering
kumar oyununda sonucun kasten düzenlenmesi spot fixing n.
Music
ses bozuklukları ve kusurların kasten kayıt altına alındığı bir rock müziği tarzı low-fi n.
Abbreviation
kasten yaralama nai (non-accidental injury) n.
Archaic
yazılı veya basılı bir şeyin kasten silinmesi blot n.
Slang
saldırarak kasten veya kötü niyetle yok etmek trash v.