|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
mind n.
|
kafa |
|
We are looking to hire young people with analytical minds.
Analitik kafası olan gençleri işe almayı istiyoruz.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
mind n.
|
akıl |
|
The issue surrounding Galileo springs to mind, which has caused great difficulty.
Aklıma büyük zorluklara neden olan Galileo ile ilgili mesele geliyor.
More Sentences
|
| 3 |
Common Usage |
mind n.
|
zihin |
|
The human mind is more complex than you think.
İnsan zihni sizin sandığınızdan daha karmaşıktır.
More Sentences
|
| 4 |
Common Usage |
mind v.
|
önemsemek |
|
You don't mind, do you?
Önemsemiyorsun, değil mi?
More Sentences
|
| 5 |
Common Usage |
mind v.
|
aldırmak |
|
You guys go ahead, don't mind me.
Siz devam edin, bana aldırmayın.
More Sentences
|
| General |
|
| 6 |
General |
mind n.
|
zeka |
|
I think that a sharp mind must have worked on this report.
Bu rapor üzerinde keskin bir zekânın çalışmış olması gerektiğini düşünüyorum.
More Sentences
|
| 7 |
General |
mind n.
|
hatır |
|
Memories of my college days come to my mind.
Üniversite günlerimin anıları hatırıma geliyor.
More Sentences
|
| 8 |
General |
mind n.
|
fikir |
|
Thus far, we are all of one mind.
Şu ana kadar hepimiz aynı fikirdeyiz.
More Sentences
|
| 9 |
General |
mind n.
|
gönül |
|
When this House votes tomorrow on this directive, it can do so, I believe, with its mind very much at ease.
Bu Meclis yarın bu yönergeyi oyladığında, inanıyorum ki bunu gönül rahatlığıyla yapabilir.
More Sentences
|
| 10 |
General |
mind n.
|
düşünce |
|
With this in mind, we produced a one-page resolution highlighting key areas.
Bu düşünceyle, kilit alanları vurgulayan bir sayfalık bir karar tasarısı hazırladık.
More Sentences
|
| 11 |
General |
mind n.
|
akıl |
|
Generally speaking, this conflict brings three thoughts to my mind.
Genel olarak konuşmak gerekirse, bu çatışma aklıma üç düşünceyi getiriyor.
More Sentences
|
| 12 |
General |
mind n.
|
zekâ |
|
We were all captivated by the child's brilliant mind.
Çocuğun parlak zekası hepimizi büyüledi.
More Sentences
|
| 13 |
General |
mind n.
|
deha |
|
Hawking was one of the finest minds of our time.
Hawking bizim dönemimizin en büyük dehalarından biriydi.
More Sentences
|
| 14 |
General |
mind v.
|
kafaya takmak |
|
I've never minded her behaving badly.
Onun kötü davranışını hiç kafama takmadım.
More Sentences
|
| 15 |
General |
mind v.
|
dikkat etmek |
|
Tom had a lot on his mind, so he wasn't paying enough attention to his driving.
Tom'un aklında çok şey vardı, bu yüzden sürüşüne yeterince dikkat etmiyordu.
More Sentences
|
| 16 |
General |
mind v.
|
sözünü dinlemek |
|
This dog minds well.
Bu köpek iyi söz dinliyor.
More Sentences
|
| 17 |
General |
mind v.
|
dikkatli olmak |
|
We must be cautious with this tendency and not give in to every thought that enters our minds.
Bu eğilime karşı dikkatli olmalı ve aklımıza gelen her düşünceye teslim olmamalıyız.
More Sentences
|
| 18 |
General |
mind v.
|
umursamak |
|
Okay some people do not mind being public.
Tamam, bazı insanlar halka açık olmayı umursamıyor.
More Sentences
|
| 19 |
General |
mind v.
|
aldırmak |
|
I hope nobody minds my being straggly and unkempt at five in the morning.
Umarım kimse sabahın beşinde dağınık ve bakımsız olmama aldırmaz.
More Sentences
|
| 20 |
General |
mind v.
|
ilgilenmek |
|
Mind your own business!
Seni ilgilendirmez.
More Sentences
|
|
|
| 21 |
General |
mind v.
|
itaat etmek |
|
I taught my dog to mind certain instructions like "rollover."
Köpeğime "yuvarlan" gibi bazı talimatlara itaat etmesini öğrettim.
More Sentences
|
| 22 |
General |
mind v.
|
karşı çıkmak |
|
Tom doesn't mind sleeping on the couch.
Tom kanepede uyumaya karşı çıkmıyor.
More Sentences
|
| 23 |
General |
mind v.
|
aldırış etmek |
|
Did Tom mind?
Tom aldırış etti mi?
More Sentences
|
| 24 |
General |
mind v.
|
bakmak |
|
This sort of freedom would equate to getting the fox to mind the geese.
Bu tür bir özgürlük, tilkinin kazlara bakmasını sağlamakla eşdeğer olacaktır.
More Sentences
|
| 25 |
General |
mind v.
|
sorun etmek |
|
Tom doesn't mind doing that.
Tom bunu yapmayı sorun etmiyor.
More Sentences
|
| 26 |
General |
mind v.
|
göz kulak olmak |
|
Will you mind my phone while I go to the ladies' room?
Ben tuvalete giderken telefonuma göz kulak olur musun?
More Sentences
|
| Trade/Economic |
|
| 27 |
Trade/Economic |
mind n.
|
zihin |
|
When reading this report, I wonder whether, in the rapporteur's mind, man is still included in this biodiversity.
Bu raporu okurken, sözcünün zihninde insanın hala bu biyoçeşitliliğe dahil olup olmadığını merak ediyorum.
More Sentences
|
| 28 |
Trade/Economic |
mind v.
|
aldırış etmek |
|
He didn't seem to mind.
Aldırış etmez görünüyordu.
More Sentences
|
| 29 |
Trade/Economic |
mind v.
|
bakmak |
|
I wanted to tell him to mind his own business.
Ona kendi işine bakmasını söylemek istedim.
More Sentences
|
| 30 |
Trade/Economic |
mind v.
|
umursamak |
|
Okay some people don't mind being public.
Tamam, bazı insanlar halka açık olmayı umursamıyor.
More Sentences
|
| General |
|
| 31 |
General |
mind n.
|
anlak |
|
| 32 |
General |
mind n.
|
istek |
|
| 33 |
General |
mind n.
|
şuur |
|
| 34 |
General |
mind n.
|
meram |
|
| 35 |
General |
mind n.
|
anlık |
|
| 36 |
General |
mind n.
|
nefes |
|
| 37 |
General |
mind n.
|
murat |
|
| 38 |
General |
mind n.
|
anlayış |
|
| 39 |
General |
mind n.
|
iç |
|
| 40 |
General |
mind n.
|
dimağ |
|
|
|
| 41 |
General |
mind n.
|
idrak |
|
| 42 |
General |
mind n.
|
hafıza |
|
| 43 |
General |
mind n.
|
bellek |
|
| 44 |
General |
mind n.
|
us |
|
| 45 |
General |
mind n.
|
ruh |
|
| 46 |
General |
mind n.
|
öz |
|
| 47 |
General |
mind n.
|
arzu |
|
| 48 |
General |
mind n.
|
kanı |
|
| 49 |
General |
mind n.
|
dikkat |
|
| 50 |
General |
mind n.
|
irade gücü |
|
| 51 |
General |
mind n.
|
izan |
|
| 52 |
General |
mind n.
|
merhumu cenazeden bir ay veya bir yıl sonra ağıtla anma |
|
| 53 |
General |
mind n.
|
biyolojik bir organizmanın organik olmayan yönü |
|
| 54 |
General |
mind n.
|
ruh hali |
|
| 55 |
General |
mind n.
|
zihinsel yapı |
|
| 56 |
General |
mind n.
|
düşünce tarzı |
|
| 57 |
General |
mind n.
|
hissetme şekli |
|
| 58 |
General |
mind n.
|
mizaç |
|
| 59 |
General |
mind n.
|
zihinsel özelliklerin vücut bulduğu kimse |
|
| 60 |
General |
mind n.
|
zihinsel özelliklerin vücut bulduğu insan grubu |
|
| 61 |
General |
mind n.
|
zihinsel özelliklerin canlı örneği olan bölge sakinleri |
|
| 62 |
General |
mind v.
|
önem vermek |
|
| 63 |
General |
mind v.
|
kulak vermek |
|
| 64 |
General |
mind v.
|
saymak |
|
| 65 |
General |
mind v.
|
itiraz etmek |
|
| 66 |
General |
mind v.
|
endişelenmek |
|
| 67 |
General |
mind v.
|
gözetmek |
|
| 68 |
General |
mind v.
|
kulak asmak |
|
| 69 |
General |
mind v.
|
sakıncalı bulmak |
|
| 70 |
General |
mind v.
|
(bir şeyi) anımsatmak |
|
| 71 |
General |
mind v.
|
(bir şeyin) hatırlatıcısı olmak |
|
| 72 |
General |
mind v.
|
farkında olmak |
|
| 73 |
General |
mind v.
|
fark etmek |
|
| 74 |
General |
mind v.
|
idrak etmek |
|
| 75 |
General |
mind v.
|
(uyuşturucu) hayal gördürmek |
|
| 76 |
General |
mind v.
|
şaşırtmak |
|
| 77 |
General |
mind v.
|
hayretler içinde bırakmak |
|
| 78 |
General |
mind v.
|
emin olmak |
|
| 79 |
General |
mind v.
|
temin etmek |
|
| 80 |
General |
mind v.
|
sakınca görmek |
|
|
|
| Medical |
|
| 81 |
Medical |
mind n.
|
an |
|
| History |
|
| 82 |
History |
mind n.
|
keltler tarafından süs ve özellikle taç olarak kullanıldığı düşünülen, yarı oval ve ince bir altın levha |
|
| Religious |
|
| 83 |
Religious |
mind n.
|
tanrı |
|
| 84 |
Religious |
mind n.
|
ilahi varlık |
|
| Philosophy |
|
| 85 |
Philosophy |
mind n.
|
(kartezyen felsefesinde) iki temel varoluş biçiminden biri |
|
|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
come to mind v.
|
akla gelmek |
|
The question which immediately comes to mind is whether this is the best solution.
Hemen akla gelen soru, bunun en iyi çözüm olup olmadığıdır.
More Sentences
|
| General |
|
| 2 |
General |
state of mind n.
|
ruhsal durum |
|
Dan was worried about Linda's state of mind.
Dan, Linda'nın ruhsal durumu hakkında endişeliydi.
More Sentences
|
| 3 |
General |
mind reader n.
|
zihin okuyucu |
|
Your boss is not a mind reader.
Patronunuz zihin okuyucu değil.
More Sentences
|
| 4 |
General |
presence of mind n.
|
soğukkanlılık |
|
He lost his presence of mind at the news.
Haber karşısında soğukkanlılığını kaybetti.
More Sentences
|
| 5 |
General |
frame of mind n.
|
ruh hali |
|
The signals sent out from Brussels put me in a thoughtful frame of mind.
Brüksel'den gelen sinyaller beni düşünceli bir ruh haline soktu.
More Sentences
|
| 6 |
General |
state of mind n.
|
ruh hali |
|
My main concern is for public opinion and the state of mind of others.
Benim asıl endişem kamuoyu ve başkalarının ruh halidir.
More Sentences
|
| 7 |
General |
open mind n.
|
açık fikir |
|
I should like to conclude by stressing that the Commission has an open mind on this issue.
Komisyonun bu konuda açık fikirli olduğunu vurgulayarak sözlerime son vermek istiyorum.
More Sentences
|
| 8 |
General |
bearing in mind n.
|
akılda tutma |
|
All this must be borne in mind.
Tüm bunlar akılda tutulmalıdır.
More Sentences
|
| 9 |
General |
common mind n.
|
ortak akıl |
|
Because we have no power other than the common mind.
Çünkü ortak akıldan başka gücümüz yok.
More Sentences
|
| 10 |
General |
empty mind n.
|
boş zihin |
|
The empty mind is closer to God than anything.
Boş zihin Tanrı'ya her şeyden daha yakındır.
More Sentences
|
| 11 |
General |
human mind n.
|
insan aklı |
|
What is at issue, therefore, is a product of the human mind.
Dolayısıyla söz konusu olan, insan aklının bir ürünüdür.
More Sentences
|
| 12 |
General |
bearing in mind n.
|
göz önünde bulundurma |
|
This amount is reasonable and adequate, bearing in mind the aims we want to achieve.
Ulaşmak istediğimiz hedefler göz önünde bulundurulduğunda bu miktar makul ve yeterlidir.
More Sentences
|
| 13 |
General |
mind games n.
|
akıl oyunları |
|
Clarke wasn’t the type of girl who played mind games.
Clarke akıl oyunları oynayan tipte bir kız değildi.
More Sentences
|
| 14 |
General |
change of mind n.
|
fikrini değiştirme |
|
I hope that there is a change of mind in the European Union on this.
Umarım Avrupa Birliği'nde bu konuda bir fikir değişikliği olur.
More Sentences
|
| 15 |
General |
mind reading n.
|
zihin okuma |
|
This begins the true mind reading process.
Bu gerçek zihin okuma sürecini başlatır.
More Sentences
|
| 16 |
General |
mind control n.
|
zihin kontrolü |
|
This is some kind of mind control.
Bu bir çeşit zihin kontrolüdür.
More Sentences
|
| 17 |
General |
mind control n.
|
zihin kontrolü |
|
I'd want to have the power of mind control.
Zihin kontrolü gücüne sahip olmak isterdim.
More Sentences
|
| 18 |
General |
have in mind v.
|
aklında olmak |
|
What the Commission now has in mind is the creation of a precedent, and we are not going to let them get one past us.
Komisyon'un şu anda aklında olan şey bir emsal oluşturmaktır ve biz de bizi geçmelerine izin vermeyeceğiz.
More Sentences
|
| 19 |
General |
bear in mind v.
|
dikkate almak |
|
We will soon see, and for our part, we will bear in mind any suggestions on this issue.
Yakında göreceğiz ve kendi adımıza bu konudaki her türlü öneriyi dikkate alacağız.
More Sentences
|
| 20 |
General |
bear in mind v.
|
akıldan çıkarmamak |
|
Please bear in mind that we are waiting anxiously for the day when we will genuinely be able to move freely.
Lütfen gerçekten özgürce hareket edebileceğimiz günü sabırsızlıkla beklediğimizi aklınızdan çıkarmayın.
More Sentences
|
| 21 |
General |
bear in mind v.
|
unutmamak |
|
Let us bear in mind that two billion people in the world have no electricity.
Unutmayalım ki dünyada iki milyar insanın elektriği yok.
More Sentences
|
| 22 |
General |
bear in mind v.
|
göz önünde bulundurmak |
|
If that is the case, we should make adjustments but continue to bear in mind the original aim of the regulation.
Eğer durum buysa, düzenlemeler yapmalı ancak düzenlemenin asıl amacını göz önünde bulundurmaya devam etmeliyiz.
More Sentences
|
| 23 |
General |
keep in mind v.
|
akılda tutmak |
|
The most important thing to keep in mind is that we must keep things simple.
Aklımızda tutmamız gereken en önemli şey, işleri basit tutmamız gerektiğidir.
More Sentences
|
| 24 |
General |
bring to mind v.
|
akla getirmek |
|
It brings to mind the old proverb, ‘prevention is better than cure’.
Bu durum eski bir atasözünü akla getirmektedir: 'önlem almak tedavi etmekten daha iyidir'.
More Sentences
|
| 25 |
General |
bear in mind v.
|
akılda tutmak |
|
We may not be agreed on the nuts and bolts, but this is the general line that we need to bear in mind.
Fındık ve cıvatalar konusunda hemfikir olmayabiliriz, ancak aklımızda tutmamız gereken genel çizgi budur.
More Sentences
|
| 26 |
General |
come to mind v.
|
aklına gelmek |
|
What's the first thing that comes to mind when you think of Metallica?
Metallica deyince aklınıza gelen ilk şey nedir?
More Sentences
|
| 27 |
General |
keep in mind v.
|
aklında tutmak |
|
Keep in mind what you are going to say, not what you think.
Düşündüğün şeyi değil, söyleyeceğin şeyi aklında tut.
More Sentences
|
| 28 |
General |
keep in mind v.
|
dikkate almak |
|
Meteorological conditions have to be kept in mind.
Meteorolojik koşullar dikkate alınmalıdır.
More Sentences
|
| 29 |
General |
keep in mind v.
|
unutmamak |
|
Keep in mind people can use this versus you.
İnsanların bunu size karşı kullanabileceğini unutmayın.
More Sentences
|
| 30 |
General |
read mind v.
|
akıl okumak |
|
I can read minds.
Akıl okuyabilirim.
More Sentences
|
| 31 |
General |
read mind v.
|
zihin okumak |
|
I can read minds.
Zihin okuyabilirim.
More Sentences
|
| 32 |
General |
of sound mind adj.
|
aklı başında |
|
He's not of sound mind.
Aklı başında değil.
More Sentences
|
| 33 |
General |
mind-blowing adj.
|
akıllara durgunluk veren |
|
The changes are absolutely mind-blowing.
Değişiklikler kesinlikle akıllara durgunluk veriyor.
More Sentences
|
| 34 |
General |
mind-bending adj.
|
akılalmaz |
|
It was a mind-bending experience.
Akıl almaz bir deneyimdi.
More Sentences
|
| 35 |
General |
never mind interj.
|
boş ver |
|
Never mind what I just said.
Az önce söylediklerimi boş ver.
More Sentences
|
| 36 |
General |
never mind interj.
|
olsun |
|
Tom never minded me wearing his clothes.
Tom onun kıyafetlerini giymemden hiç rahatsız olmazdı.
More Sentences
|
| 37 |
General |
never mind interj.
|
salla gitsin |
|
Never mind.
Salla gitsin.
More Sentences
|
| 38 |
General |
never mind! interj.
|
takma kafana! |
|
Never mind.
Takma kafana.
More Sentences
|
| 39 |
General |
habit of mind n.
|
ruh hali |
|
| 40 |
General |
turn of mind n.
|
zihniyet |
|
| 41 |
General |
habit of mind n.
|
ruhsal durum |
|
| 42 |
General |
agility of mind n.
|
zeka kıvraklığı |
|
| 43 |
General |
ease of mind n.
|
hafiflik |
|
| 44 |
General |
cast of mind n.
|
düşünce tarzı |
|
| 45 |
General |
idea in mind n.
|
imaj |
|
| 46 |
General |
frame of mind n.
|
düşünce yapısı |
|
| 47 |
General |
equal mind n.
|
soğukkanlılık |
|
| 48 |
General |
mind and body n.
|
akıl ve beden |
|
| 49 |
General |
absence of mind n.
|
dalgınlık |
|
| 50 |
General |
idea in mind n.
|
imge |
|
| 51 |
General |
presence of mind n.
|
aklı başında olma |
|
| 52 |
General |
mind share n.
|
akıl payı |
|
| 53 |
General |
frame of mind n.
|
durum |
|
| 54 |
General |
frame of mind n.
|
mizaç |
|
| 55 |
General |
mind mapping n.
|
zihin haritalama |
|
| 56 |
General |
frame of mind n.
|
ruhsal durum |
|
| 57 |
General |
state of mind n.
|
haleti ruhiye |
|
| 58 |
General |
frame of mind n.
|
ruhi hal |
|
| 59 |
General |
change of mind n.
|
düşünüşü değiştirme |
|
| 60 |
General |
time out of mind n.
|
öteden beri |
|
| 61 |
General |
strength of mind n.
|
akıl |
|
| 62 |
General |
cast of mind n.
|
düşünüş şekli |
|
| 63 |
General |
time out of mind n.
|
eskiden beri |
|
| 64 |
General |
savage mind n.
|
yaban düşünce |
|
| 65 |
General |
inquiring mind n.
|
öğrenmeye meraklı |
|
| 66 |
General |
turn of mind n.
|
düşünce tarzı |
|
| 67 |
General |
path of mind n.
|
aklın yolu |
|
| 68 |
General |
mind developing toys n.
|
zeka geliştirici oyuncaklar |
|
| 69 |
General |
mind game n.
|
zeka oyunu |
|
| 70 |
General |
twisted mind n.
|
mantıksız düşünce |
|
| 71 |
General |
twisted mind n.
|
sapmış fikir |
|
| 72 |
General |
twisted mind n.
|
yanlış düşünce |
|
| 73 |
General |
collective mind n.
|
müşterek akıl |
|
| 74 |
General |
mind over matter n.
|
sorunların üstesinden gelmek için iradesini kullanma |
|
| 75 |
General |
mind over matter n.
|
irade gücünü kullanarak güçlükleri kontrol edebilme |
|
| 76 |
General |
acute mind n.
|
keskin zeka |
|
| 77 |
General |
keep in mind that n.
|
unutmamamız gerekir ki |
|
| 78 |
General |
unsound mind n.
|
akıl hastalığı |
|
| 79 |
General |
frame of mind n.
|
halet-i ruhiye |
|
| 80 |
General |
state of mind n.
|
halet-i ruhiye |
|
| 81 |
General |
mind-bender n.
|
şaşırtıcı şey |
|
| 82 |
General |
mind unsoundness n.
|
akıl bozukluğu |
|
| 83 |
General |
state of mind n.
|
haletiruhiye |
|
| 84 |
General |
business mind n.
|
ticari zeka |
|
| 85 |
General |
business mind n.
|
ticaret zekası |
|
| 86 |
General |
body mind harmony n.
|
beden-zihin ahengi |
|
| 87 |
General |
body mind harmony n.
|
vücut-kafa uyumu |
|
| 88 |
General |
mind exercise n.
|
zihin jimnastiği |
|
| 89 |
General |
mind gym n.
|
zihin egzersizi |
|
| 90 |
General |
mind exercise n.
|
beyin jimnastiği |
|
| 91 |
General |
mind exercise n.
|
zihin egzersizi |
|
| 92 |
General |
mind gym n.
|
beyin jimnastiği |
|
| 93 |
General |
mind gym n.
|
zihin jimnastiği |
|
| 94 |
General |
civil servant mind-set n.
|
memur zihniyeti |
|
| 95 |
General |
child's mind n.
|
çocuk aklı |
|
| 96 |
General |
child's mind n.
|
çocuğun aklı |
|
| 97 |
General |
business mind n.
|
iş zekası |
|
| 98 |
General |
a criminal mind n.
|
suç işlemeye eğilimli/meyilli |
|
| 99 |
General |
a criminal mind n.
|
suç işlemeye yatkınlığı olan |
|
| 100 |
General |
young mind n.
|
toy zihin |
|
| 101 |
General |
a clear mind n.
|
salim kafa |
|
| 102 |
General |
a clear mind n.
|
zihin açıklığı |
|
| 103 |
General |
mind abuse n.
|
beyin yıkama/zorla ikna etme |
|
| 104 |
General |
mind map n.
|
kavram haritası |
|
| 105 |
General |
mind map n.
|
akıl haritası |
|
| 106 |
General |
foggy mind n.
|
bulanık/karışık zihin |
|
| 107 |
General |
bearing in mind n.
|
hatırlama |
|
| 108 |
General |
bearing in mind n.
|
dikkate alma |
|
| 109 |
General |
bearing in mind n.
|
hatırda tutma |
|
| 110 |
General |
bearing in mind n.
|
göz önüne alma |
|
| 111 |
General |
bearing in mind n.
|
hesaba katma |
|
| 112 |
General |
mind-body medicine n.
|
akıl vücut tıbbı |
|
| 113 |
General |
mind-eraser n.
|
hafıza silici |
|
| 114 |
General |
superior mind n.
|
üst akıl |
|
| 115 |
General |
peace of mind n.
|
iç rahatlığı |
|
| 116 |
General |
unconscious mind n.
|
bilinç dışı/bilinç altı |
|
| 117 |
General |
conscious mind n.
|
bilinçli zihin |
|
| 118 |
General |
union of mind and body n.
|
akıl ve beden birlikteliği |
|
| 119 |
General |
theory of mind n.
|
zihin kuramı |
|
| 120 |
General |
the question in my mind n.
|
aklımdaki soru |
|
| 121 |
General |
western mind n.
|
batı aklı |
|
| 122 |
General |
hive mind n.
|
kolektif fikir |
|
| 123 |
General |
a month mind n.
|
ölümden bir ay sonraki anma töreni |
|
| 124 |
General |
a month mind n.
|
güçlü veya anormal arzu |
|
| 125 |
General |
a year's mind n.
|
ölümden bir yıl sonraki anma töreni |
|
| 126 |
General |
quickness of mind n.
|
çabuk kavrama yeteneği |
|
| 127 |
General |
embodied mind n.
|
bedenlenmiş akıl |
|
| 128 |
General |
mind reading n.
|
düşünce okuma |
|
| 129 |
General |
natural state of mind n.
|
doğal ruh hali |
|
| 130 |
General |
body-mind n.
|
bir bütün olarak insan |
|
| 131 |
General |
mind-set n.
|
kişinin durumlara verdiği yanıtları ve durumlarla ilgili çıkarımlarını belirleyen sabit zihinsel tutum veya tavır |
|
| 132 |
General |
month's mind [uk] n.
|
heves |
|
| 133 |
General |
month's mind [uk] n.
|
güçlü arzu |
|
| 134 |
General |
one-track mind n.
|
yalnızca bir konuyu düşünebilme |
|
| 135 |
General |
one-track mind n.
|
tek bir şeye takıntılı olma |
|
| 136 |
General |
careless mind n.
|
dikkatsiz zihin |
|
| 137 |
General |
mind uploading n.
|
zihin aktarımı |
|
| 138 |
General |
mind uploading n.
|
zihni bilgisayara aktarma |
|
| 139 |
General |
mind controlling n.
|
birinin zihnini kontrol etme |
|
| 140 |
General |
mind controlling n.
|
zihin kontrolü |
|
| 141 |
General |
rational mind n.
|
rasyonel zihin |
|
| 142 |
General |
change one's mind v.
|
vazgeçmek |
|
| 143 |
General |
prey on someone's mind v.
|
rahat bırakmamak |
|
| 144 |
General |
occur one's mind v.
|
aklından geçmek |
|
| 145 |
General |
bring (something) to mind v.
|
çağrıştırmak |
|
| 146 |
General |
put somebody's mind at rest v.
|
yüreğine su serpmek |
|
| 147 |
General |
have made up one's mind to v.
|
aklına koymak |
|
| 148 |
General |
set one's mind on v.
|
çok istemek |
|
| 149 |
General |
call to mind v.
|
akla getirmek |
|
| 150 |
General |
mind one's step v.
|
ayağını denk almak |
|
| 151 |
General |
be out of one's mind v.
|
aklı yerinde olmamak |
|
| 152 |
General |
be of one mind v.
|
hemfikir olmak |
|
| 153 |
General |
mind one's p's and q's v.
|
terbiyesini takınmak |
|
| 154 |
General |
(for an idea) to find a niche in one's mind v.
|
aklında yer etmek |
|
| 155 |
General |
read someone's mind v.
|
birinin ne düşündüğünü yüzünden okumak |
|
| 156 |
General |
come to mind v.
|
hatırlamak |
|
| 157 |
General |
keep one's mind v.
|
kafasına takmak |
|
| 158 |
General |
(something) to never cross (one's) mind v.
|
aklının ucundan geçmemek |
|
| 159 |
General |
be in one's right mind v.
|
aklı başında olmak |
|
| 160 |
General |
take into one's mind v.
|
ısrar etmek |
|
| 161 |
General |
strain one's mind v.
|
zihnini kurcalamak |
|
| 162 |
General |
flash through one's mind v.
|
birden aklından geçmek |
|
| 163 |
General |
give a piece of one's mind v.
|
ağzına geleni söylemek |
|
| 164 |
General |
make up one's mind v.
|
kararını vermek |
|
| 165 |
General |
change somebody's mind v.
|
fikrini değiştirmek |
|
| 166 |
General |
put something out of one's mind v.
|
aklından çıkarmak |
|
| 167 |
General |
set one's mind v.
|
baş koymak |
|
| 168 |
General |
prey on someone's mind v.
|
içini kemirmek |
|
| 169 |
General |
bear in mind v.
|
hatırda tutmak |
|
| 170 |
General |
keep in mind v.
|
hatırda tutmak |
|
| 171 |
General |
have a mind to v.
|
niyeti olmak |
|
| 172 |
General |
be of the same mind v.
|
hemfikir olmak |
|
| 173 |
General |
bring to mind v.
|
hatırlamak |
|
| 174 |
General |
dismiss from one's mind v.
|
düşünmemek |
|
| 175 |
General |
keep something in one's mind v.
|
aklından çıkarmamak |
|
| 176 |
General |
turn over in one's mind v.
|
düşünüp taşınmak |
|
| 177 |
General |
speak one's mind v.
|
ne düşündüğünü açıkça söylemek |
|
| 178 |
General |
call something to mind v.
|
birine bir şeyi hatırlatmak |
|
| 179 |
General |
put something in someone's mind v.
|
bir şeyi birinin aklına koymak |
|
| 180 |
General |
stick in (one's) mind and bother v.
|
akla takılmak |
|
| 181 |
General |
know one's own mind v.
|
kararlı olmak |
|
| 182 |
General |
read one's mind v.
|
aklını okumak |
|
| 183 |
General |
put somebody in mind of v.
|
hatırlatmak |
|
| 184 |
General |
have a quick mind v.
|
kafası işlemek |
|
| 185 |
General |
have in mind v.
|
niyet etmek |
|
| 186 |
General |
remain in one's mind v.
|
aklında kalmak |
|
| 187 |
General |
cross one's mind v.
|
hatırına gelmek |
|
| 188 |
General |
dismiss from one's mind v.
|
aklından çıkarmak |
|
| 189 |
General |
have in mind v.
|
akılda tutmak |
|
| 190 |
General |
be out of one's mind v.
|
aklını kaçırmış olmak |
|
| 191 |
General |
set somebody's mind at rest v.
|
yüreğine su serpmek |
|
| 192 |
General |
come to mind v.
|
hatırına gelmek |
|
| 193 |
General |
make up one's mind v.
|
karar vermek |
|
| 194 |
General |
take into ones mind v.
|
ısrar etmek |
|
| 195 |
General |
boggle the mind v.
|
insanı hayrete düşürmek |
|
| 196 |
General |
have in mind v.
|
hatırında tutmak |
|
| 197 |
General |
bear in mind v.
|
aklında tutmak |
|
| 198 |
General |
change one's mind v.
|
niyeti bozmak |
|
| 199 |
General |
bear in mind v.
|
göz önünde tutmak |
|
| 200 |
General |
take a load off one's mind v.
|
endişesini gidermek |
|
| 201 |
General |
know one's own mind v.
|
kendi fikrini bilmek |
|
| 202 |
General |
keep something in a corner of one's mind v.
|
aklının bir köşesinde bulundurmak |
|
| 203 |
General |
pass through one's mind v.
|
aklından geçmek |
|
| 204 |
General |
not to mind v.
|
aldırmamak |
|
| 205 |
General |
set someone's mind at rest v.
|
birini rahatlatmak |
|
| 206 |
General |
pass out of one's mind v.
|
hatırından çıkarmak |
|
| 207 |
General |
keep one's mind on v.
|
kafasına takmak |
|
| 208 |
General |
be out of one's mind v.
|
çok öfkeli olmak |
|
| 209 |
General |
bear in mind v.
|
zihinde tutmak |
|
| 210 |
General |
call to mind v.
|
hatırlamak |
|
| 211 |
General |
know one's own mind v.
|
ne istediğini bilmek |
|
| 212 |
General |
know one's own mind v.
|
emin olmak |
|
| 213 |
General |
keep in mind v.
|
hesaba katmak |
|
| 214 |
General |
be kept in mind v.
|
akılda tutulmak |
|
| 215 |
General |
drive someone out of his mind v.
|
çileden çıkarmak |
|
| 216 |
General |
turn one's mind to v.
|
kafasına takmak |
|
| 217 |
General |
set one's mind on v.
|
baş koymak |
|
| 218 |
General |
give someone a piece of one's mind v.
|
birine verip veriştirmek |
|
| 219 |
General |
go out of one's mind v.
|
keçileri kaçırmak |
|
| 220 |
General |
use one's mind v.
|
aklını kullanmak |
|
| 221 |
General |
set one's mind on v.
|
kafasına koymak |
|
| 222 |
General |
have a quick mind v.
|
kafası çalışmak |
|
| 223 |
General |
put out of mind v.
|
aklından çıkarmak |
|
| 224 |
General |
come to one's mind v.
|
esmek |
|
| 225 |
General |
mind one's p's and q's v.
|
adımını denk almak |
|
| 226 |
General |
go out of one's mind v.
|
aklını oynatmak |
|
| 227 |
General |
put somebody in mind of v.
|
kafasına sokmak |
|
| 228 |
General |
stick in (one's) mind v.
|
akla takılmak |
|
| 229 |
General |
be out of one's mind v.
|
kafadan kontak olmak |
|
| 230 |
General |
keep something in a corner of one's mind v.
|
aklının bir köşesinde tutmak |
|
| 231 |
General |
set someone's mind at rest v.
|
birinin kuşkularını ortadan kaldırmak |
|
| 232 |
General |
call to mind v.
|
hatırlatmak |
|
| 233 |
General |
bring to mind v.
|
hatırlatmak |
|
| 234 |
General |
call back to mind v.
|
aklına getirmek |
|
| 235 |
General |
make up one's mind v.
|
karara varmak |
|
| 236 |
General |
change one's mind v.
|
dönmek |
|
| 237 |
General |
cross one's mind v.
|
aklından geçmek |
|
| 238 |
General |
go out of one's mind v.
|
aklını kaçırmak |
|
| 239 |
General |
relieve one's mind v.
|
rahatlatmak |
|
| 240 |
General |
turn one's mind v.
|
kafasına takmak |
|
| 241 |
General |
bear in mind v.
|
hatırlamak |
|
| 242 |
General |
be in one's mind v.
|
akılda bulunmak |
|
| 243 |
General |
be in one's right mind v.
|
kendini bilmek |
|
| 244 |
General |
let something prey on one's mind v.
|
dert etmek |
|
| 245 |
General |
put somebody's mind at ease v.
|
yüreğine su serpmek |
|
| 246 |
General |
change one's mind v.
|
caymak |
|
| 247 |
General |
blow one's mind v.
|
deli etmek |
|
| 248 |
General |
arrange in the mind v.
|
akılda düzenlemek |
|
| 249 |
General |
set one's mind on something v.
|
kafasına koymak |
|
| 250 |
General |
set somebody's mind at rest v.
|
rahatlatmak |
|
| 251 |
General |
call back to mind v.
|
hatırına getirmek |
|
| 252 |
General |
change one's mind v.
|
fikrini değiştirmek |
|
| 253 |
General |
bear in mind v.
|
hesaba katmak |
|
| 254 |
General |
be acceptable to the mind v.
|
mantıklı gelmek |
|
| 255 |
General |
mind your business v.
|
sen kendi işine bak |
|
| 256 |
General |
have peace of mind v.
|
kendiyle barışık olmak |
|
| 257 |
General |
tell somebody one's mind v.
|
azarlamak |
|
| 258 |
General |
tell somebody one's mind v.
|
ağzına geleni söylemek |
|
| 259 |
General |
make up one's mind v.
|
seçmek |
|
| 260 |
General |
not to mind v.
|
aldırış etmemek |
|
| 261 |
General |
bring to mind v.
|
aklına bir şey getirmek |
|
| 262 |
General |
occur one's mind v.
|
aklına gelmek |
|
| 263 |
General |
cross one's mind v.
|
aklına gelmek |
|
| 264 |
General |
come to one's mind v.
|
aklına gelmek |
|
| 265 |
General |
mind one's business v.
|
işin başında bulunmak |
|
| 266 |
General |
stick in the mind v.
|
akılda kalmak |
|
| 267 |
General |
keep popping in one's mind v.
|
zihnini kurcalamak |
|
| 268 |
General |
lose one's mind v.
|
akıl sağlığını yitirmek |
|
| 269 |
General |
get pissed out of one's mind v.
|
zil zurna sarhoş olmak |
|
| 270 |
General |
get pissed out of one's mind v.
|
haddinden fazla içip sarhoş olmak |
|
| 271 |
General |
get pissed out of one's mind v.
|
çok içip sarhoş olmak |
|
| 272 |
General |
(a certain thing) slip one's mind v.
|
aklından çıkmak |
|
| 273 |
General |
be at the back of your mind v.
|
aklının bir köşesinde bulunmak |
|
| 274 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
aklına kazınmak |
|
| 275 |
General |
stick in one's mind v.
|
aklında yer etmek |
|
| 276 |
General |
(a certain thing) slip one's mind v.
|
akıldan çıkmak |
|
| 277 |
General |
be in the back of one's mind v.
|
aklının bir köşesinde bulunmak |
|
| 278 |
General |
be at the back of someone's mind v.
|
aklının bir köşesinde bulunmak |
|
| 279 |
General |
stick in one's mind v.
|
zihninde yer etmek |
|
| 280 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
zihninde yer etmek |
|
| 281 |
General |
occupy one's mind v.
|
zihnini meşgul etmek |
|
| 282 |
General |
keep in mind v.
|
hafızada tutmak |
|
| 283 |
General |
bore somebody out of their (tiny) mind v.
|
içini baymak |
|
| 284 |
General |
change one's mind v.
|
fikir değiştirmek |
|
| 285 |
General |
change mind v.
|
fikir değiştirmek |
|
| 286 |
General |
(an idea) come into someone's mind v.
|
fikir gelmek |
|
| 287 |
General |
be at the back of someone's mind v.
|
belleğinde yer etmek |
|
| 288 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
belleğine kazımak |
|
| 289 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
belleğine almak |
|
| 290 |
General |
(an idea) come into someone's mind v.
|
aklına bir fikir gelmek |
|
| 291 |
General |
stick in one's mind v.
|
belleğine almak |
|
| 292 |
General |
stick in one's mind v.
|
belleğine kazımak |
|
| 293 |
General |
have in mind v.
|
niyeti olmak |
|
| 294 |
General |
bear in mind v.
|
gözönünde bulundurmak |
|
| 295 |
General |
put somenone's mind at ease v.
|
içine su serpmek |
|
| 296 |
General |
set someone's mind at ease v.
|
içine su serpmek |
|
| 297 |
General |
set someone's mind at rest v.
|
içine su serpmek |
|
| 298 |
General |
read one's mind v.
|
aklından geçeni okumak |
|
| 299 |
General |
be kept in mind v.
|
öngörülmek |
|
| 300 |
General |
change one's mind v.
|
kararını değiştirmek |
|
| 301 |
General |
bear something in mind v.
|
akılda tutmak |
|
| 302 |
General |
mind over matter v.
|
irade gücüyle bedensel bir zorluğu yenmek |
|
| 303 |
General |
be imprinted on one's mind(s) v.
|
beyinlere kazınmak |
|
| 304 |
General |
give someone a piece of one's mind v.
|
ağzının payını vermek |
|
| 305 |
General |
weigh on someone's mind v.
|
birinin kafasını kurcalamak |
|
| 306 |
General |
be a load off your mind v.
|
sorundan kurtulmuş olmak |
|
| 307 |
General |
be a load off your mind v.
|
problemi çözmüş olmak |
|
| 308 |
General |
be a weight off your mind v.
|
sorundan kurtulmuş olmak |
|
| 309 |
General |
be a weight off your mind v.
|
problemi çözmüş olmak |
|
| 310 |
General |
have a good mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
| 311 |
General |
have half a mind to v.
|
-esi gelmek |
|
| 312 |
General |
have half a mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
| 313 |
General |
have a good mind to v.
|
-esi gelmek |
|
| 314 |
General |
have a one-track mind v.
|
bir konuyu tutturmak |
|
| 315 |
General |
have a mind to v.
|
-esi gelmek |
|
| 316 |
General |
have a mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
| 317 |
General |
set one's mind on v.
|
-i çok arzu etmek |
|
| 318 |
General |
get out of one's mind v.
|
beyninden kazımak |
|
| 319 |
General |
get out of one's mind v.
|
kafasından atmak |
|
| 320 |
General |
get out of one's mind v.
|
akıldan çıkarmak |
|
| 321 |
General |
make up one's mind to v.
|
karar vermek |
|
| 322 |
General |
make up one's mind to v.
|
aklına koymak |
|
| 323 |
General |
keep something in mind v.
|
akılda tutmak |
|
| 324 |
General |
keep one's mind on v.
|
zihnini toplamak |
|
| 325 |
General |
keep one's mind on v.
|
kafasını belli bir yere vermek |
|
| 326 |
General |
keep one's mind on v.
|
düşüncelerini belli bir nokta üzerinde yoğunlaştırmak |
|
| 327 |
General |
be scared out of one's mind v.
|
çok korkmak |
|
| 328 |
General |
be scared out of one's mind v.
|
yusuf yusuf etmek |
|
| 329 |
General |
have a mind to v.
|
niyetinde olmak |
|
| 330 |
General |
set one's mind on doing something v.
|
kafaya koymak |
|
| 331 |
General |
set one's mind on something v.
|
kafaya koymak |
|
| 332 |
General |
set one's mind on doing something v.
|
kafasına koymak |
|
| 333 |
General |
make up one's mind v.
|
kafasını toplamak |
|
| 334 |
General |
have a mind of one's own v.
|
kendi düşüncesine sahip olmak |
|
| 335 |
General |
slip one's mind v.
|
aklından uçup gitmek |
|
| 336 |
General |
have a mind of one's own v.
|
kendi fikrine sahip olmak |
|
| 337 |
General |
bear in mind v.
|
aklına yazmak |
|
| 338 |
General |
keep in mind v.
|
aklına yazmak |
|
| 339 |
General |
bear in mind v.
|
aklına kazımak |
|
| 340 |
General |
keep in mind v.
|
aklına kazımak |
|
| 341 |
General |
sleep with peace of mind v.
|
vicdanen rahat olmak |
|
| 342 |
General |
sleep with peace of mind v.
|
yatağa girince huzurlu uyumak |
|
| 343 |
General |
sleep with peace of mind v.
|
başını yastığa rahat koymak |
|
| 344 |
General |
mind out v.
|
ilgilenmek |
|
| 345 |
General |
keep in mind v.
|
akıldan çıkarmamak |
|
| 346 |
General |
mind out v.
|
gözlemek |
|
| 347 |
General |
mind out v.
|
dikkat etmek |
|
| 348 |
General |
slip one's mind v.
|
hatırlayamamak |
|
| 349 |
General |
slip one's mind v.
|
aklından gitmek |
|
| 350 |
General |
slip one's mind v.
|
unutmak |
|
| 351 |
General |
be out of one's mind v.
|
çıldırmak |
|
| 352 |
General |
be out of one's mind v.
|
aklını kaçırmak |
|
| 353 |
General |
speak one's mind v.
|
düşündüğünü dosdoğru söylemek |
|
| 354 |
General |
pay no mind v.
|
boş vermek |
|
| 355 |
General |
pay no mind v.
|
umursamamak |
|
| 356 |
General |
pay no mind v.
|
aldırmamak |
|
| 357 |
General |
pay no mind v.
|
önemsememek |
|
| 358 |
General |
pay no mind v.
|
aldırış etmemek |
|
| 359 |
General |
get inside the mind of v.
|
zihnine girmek |
|
| 360 |
General |
have an agile mind v.
|
kıvrak zekalı olmak |
|
| 361 |
General |
have an agile mind v.
|
kıvrak bir zekası olmak |
|
| 362 |
General |
bear in mind v.
|
derpiş etmek |
|
| 363 |
General |
be all of one mind about v.
|
aynı fikirde olmak |
|
| 364 |
General |
be all of one mind about v.
|
hemfikir olmak |
|
| 365 |
General |
be of the same mind v.
|
aynı kafadan olmak |
|
| 366 |
General |
expand one's mind v.
|
zihnini genişletmek |
|
| 367 |
General |
be great at anything he/she sets one's mind to v.
|
aklına koyduğu her şeyde çok iyi olmak |
|
| 368 |
General |
engage both the mind and the eye v.
|
hem göze hem akla hitap etmek |
|
| 369 |
General |
engage both the mind and the eye v.
|
hem gözü hem aklı meşgul etmek |
|
| 370 |
General |
get a child's mind v.
|
bir çocuğun zekasına sahip olmak |
|
| 371 |
General |
have a child's mind v.
|
bir çocuğun zekasına sahip olmak |
|
| 372 |
General |
come into someone's mind v.
|
birinin aklına gelmek |
|
| 373 |
General |
read one's mind v.
|
zihnini okumak |
|
| 374 |
General |
have peace of mind v.
|
huzurlu olmak |
|
| 375 |
General |
have a broad perspective/an open mind v.
|
ufku geniş olmak |
|
| 376 |
General |
speak someone's mind v.
|
aklındakini söylemek |
|
| 377 |
General |
come to my mind v.
|
aklıma gelmek |
|
| 378 |
General |
clear the mind v.
|
zihni boşaltmak |
|
| 379 |
General |
broaden the mind v.
|
zihni genişletmek |
|
| 380 |
General |
give a piece of one's mind to v.
|
açıkça konuşmak |
|
| 381 |
General |
mind one's chances v.
|
her fırsatı değerlendirmek |
|
| 382 |
General |
give a piece of one's mind to v.
|
dobra dobra konuşmak |
|
| 383 |
General |
mind one's chances v.
|
istifade etmek |
|
| 384 |
General |
give a piece of one's mind to v.
|
bir çift söz etmek |
|
| 385 |
General |
mind [dialect] v.
|
hatırlamak |
|
| 386 |
General |
mind [dialect] v.
|
amaçlamak |
|
| 387 |
General |
mind [obsolete] v.
|
dualarda hatırlamak |
|
| 388 |
General |
mind [dialect] v.
|
akılda tutmak |
|
| 389 |
General |
mind [obsolete] v.
|
vasiyette anmak |
|
| 390 |
General |
mind [dialect] v.
|
hatırda tutmak |
|
| 391 |
General |
mind [dialect] v.
|
arzu etmek |
|
| 392 |
General |
mind [dialect] v.
|
anımsamak |
|
| 393 |
General |
mind [dialect] v.
|
eğilimi olmak |
|
| 394 |
General |
mind [dialect] v.
|
niyeti olmak |
|
| 395 |
General |
finish in mind v.
|
kafada bitirmek |
|
| 396 |
General |
in his right mind adj.
|
aklı başında |
|
| 397 |
General |
out of one's mind adj.
|
kaçık |
|
| 398 |
General |
out of one's mind adj.
|
deli |
|
| 399 |
General |
in one's right mind adj.
|
aklı başında |
|
| 400 |
General |
mind developing adj.
|
zeka geliştirici |
|
| 401 |
General |
mind-boggling adj.
|
parmak ısırtan |
|
| 402 |
General |
mind-bending adj.
|
hayal gördüren |
|
| 403 |
General |
mind-boggling adj.
|
akıllara durgunluk veren |
|
| 404 |
General |
mind-bending adj.
|
bunaltıcı |
|
| 405 |
General |
mind-numbing adj.
|
sıkıcı |
|
| 406 |
General |
mind-numbing adj.
|
bezdirici |
|
| 407 |
General |
mind-numbing adj.
|
usandırıcı |
|
| 408 |
General |
mind-controlled adj.
|
zihinle/akılla/düşünceyle/düşünmeyle/düşünerek kontrol edilen |
|
| 409 |
General |
mind-body adj.
|
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiye ait |
|
| 410 |
General |
mind-altering adj.
|
bakış açısında veya düşünce biçiminde kalıcı değişim yaratan |
|
| 411 |
General |
mind-expanding adj.
|
psikedelik |
|
| 412 |
General |
mind-altering adj.
|
çarpık algılar yaratan |
|
| 413 |
General |
mind-body adj.
|
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiden kaynaklanan |
|
| 414 |
General |
mind-expanding adj.
|
şiddetli algılar yaratan |
|
| 415 |
General |
mind-altering adj.
|
(insanın) hayatını değiştiren |
|
| 416 |
General |
mind-expanding adj.
|
yüksek farkındalık veya anlayış kazandıran |
|
| 417 |
General |
mind-body adj.
|
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiyi içeren |
|
| 418 |
General |
mind-expanding adj.
|
çarpık algılar yaratan |
|
| 419 |
General |
mind-altering adj.
|
halüsinojenik |
|
| 420 |
General |
in her right mind adj.
|
sorumlu davranan |
|
| 421 |
General |
in a corner of his mind adv.
|
aklının bir köşesinde |
|
| 422 |
General |
on one's mind adv.
|
hatırında |
|
| 423 |
General |
to one's mind adv.
|
fikrine göre |
|
| 424 |
General |
on one's mind adv.
|
aklında |
|
| 425 |
General |
on one's mind adv.
|
vicdanında |
|
| 426 |
General |
mind at peace adv.
|
gönül rahatlığıyla |
|
| 427 |
General |
with this in mind adv.
|
bunu akılda tutarak |
|
| 428 |
General |
mind! interj.
|
sakın |
|
| 429 |
General |
never mind! interj.
|
adam sen de |
|
| 430 |
General |
never mind! interj.
|
sağlık olsun |
|
| 431 |
General |
never mind! interj.
|
aldırma! |
|
| 432 |
General |
never mind! interj.
|
sağlık olsun! |
|
| 433 |
General |
never mind! interj.
|
boş ver! |
|
| Phrases |
|
| 434 |
Phrases |
in body and mind adv.
|
bedensel ve ruhsal olarak |
|
| 435 |
Phrases |
I have half a mind to expr.
|
şeytan diyor ki |
|
| 436 |
Phrases |
with this object in my mind expr.
|
bu niyetle |
|
| 437 |
Phrases |
mind your p's and q's expr.
|
davranışlarına dikkat et |
|
| 438 |
Phrases |
with this object in my mind expr.
|
bu amaçla |
|
| 439 |
Phrases |
I have a good mind to expr.
|
şeytan diyor ki |
|
| 440 |
Phrases |
it must be born in mind that expr.
|
hatırlanmalıdır ki |
|
| 441 |
Phrases |
first thing come to mind expr.
|
akla ilk gelen |
|
| 442 |
Phrases |
bearing in mind expr.
|
eğer |
|
| 443 |
Phrases |
bearing in mind expr.
|
göz önüne alınacak olursa |
|
| 444 |
Phrases |
bearing in mind expr.
|
göz önünde tutulursa |
|
| 445 |
Phrases |
keep in mind that expr.
|
unutmamak gerekir ki |
|
| 446 |
Phrases |
mind your p's and q's expr.
|
söz ve hareketlerine dikkat et |
|
| 447 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
kaçık |
|
| 448 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
kafası yerinde değil |
|
| 449 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
küfelik |
|
| 450 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
kafası karışık |
|
| 451 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
aklı yerinde değil |
|
| 452 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
aklını kaçırmış |
|
| 453 |
Phrases |
out of one's mind expr.
|
delirmiş |
|
| 454 |
Phrases |
with this purpose in mind expr.
|
bu amaç doğrultusunda |
|
| 455 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i akılda tutarak |
|
| 456 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i dikkate alarak |
|
| 457 |
Phrases |
bear in mind that expr.
|
unutmamak gerekir ki |
|
| 458 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i hatırda tutarak |
|
| 459 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i göz önüne alarak |
|
| 460 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i göz önünde bulundurarak |
|
| 461 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i hatırlayarak |
|
| 462 |
Phrases |
bearing in mind that expr.
|
-i hesaba katarak |
|
| 463 |
Phrases |
bearing/keeping this situation in mind expr.
|
bu durumu düşünerek |
|
| 464 |
Phrases |
bearing/keeping this situation in mind expr.
|
bu durumu göz önüne alarak |
|
| 465 |
Phrases |
having all these in mind expr.
|
tüm bunlar göz önüne alındığında |
|
| 466 |
Phrases |
if you don't mind me saying expr.
|
sormamda sakınca yoksa |
|
| 467 |
Phrases |
if you don't mind me saying expr.
|
sormamda bir sakınca yoksa |
|
| 468 |
Phrases |
if you don't mind me saying expr.
|
söylememde bir sakınca yoksa |
|
| 469 |
Phrases |
mind you expr.
|
düşünecek olursak |
|
| 470 |
Phrases |
mind you expr.
|
ne var ki |
|
| 471 |
Phrases |
mind you expr.
|
gerçi |
|
| 472 |
Phrases |
friendship is one mind in two bodies expr.
|
dostluk aynı düşünceleri paylaşmaktır |
|
| 473 |
Phrases |
travel broadens the mind expr.
|
seyahat etmek ufku genişletir |
|
| 474 |
Phrases |
bearing these facts in mind expr.
|
bu gerçekleri unutmadan |
|
| 475 |
Phrases |
bearing these facts in mind expr.
|
bu gerçekleri akılda bulundurarak |
|
| 476 |
Phrases |
mind your manners expr.
|
terbiyeni takın |
|
| 477 |
Phrases |
mind your manners expr.
|
uslu dur |
|
| 478 |
Phrases |
mind your manners expr.
|
terbiyesizlik yapma |
|
| 479 |
Phrases |
mind your manners expr.
|
kibarlığı elden bırakma |
|
| 480 |
Phrases |
keep in mind that expr.
|
aklında bulunsun |
|
| 481 |
Phrases |
nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr.
|
gerçekle/gerçekte olanlarla uzaktan yakından ilgisi/alakası yok |
|
| 482 |
Phrases |
nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr.
|
işin gerçeği ise bundan tamamen farklı/bunun tamamen tersi |
|
| 483 |
Phrases |
nothing could be further from my mind, thoughts, the truth expr.
|
aklımdan bile geçmedi |
|
| 484 |
Phrases |
with something in mind expr.
|
bir şey için |
|
| 485 |
Phrases |
with something in mind expr.
|
bir şeyi göz önünde bulundurarak |
|
| 486 |
Phrases |
with (something or someone) in mind expr.
|
(birini/bir şeyi) göz önünde bulundurarak |
|
| 487 |
Phrases |
with something in mind expr.
|
aklında bir şeyle |
|
| 488 |
Phrases |
with something in mind expr.
|
bir nedenle |
|
| 489 |
Phrases |
with (something or someone) in mind expr.
|
(biri/bir şey) düşünüldüğünde |
|
| 490 |
Phrases |
with (something or someone) in mind expr.
|
(birini/bir şeyi) düşünerek |
|
| 491 |
Phrases |
with (something or someone) in mind expr.
|
(birini/bir şeyi) hesaba katarak |
|
| 492 |
Phrases |
with something in mind expr.
|
bir şeyi düşünerek |
|
| 493 |
Phrases |
with peace of mind expr.
|
gönül rahatlığıyla |
|
| 494 |
Phrases |
I don't mind admitting expr.
|
kabul etmekten çekinmiyorum |
|
| 495 |
Phrases |
I don't mind admitting expr.
|
açıkça kabul ediyorum |
|
| 496 |
Phrases |
I don't mind admitting expr.
|
açıkça kabul ediyorum |
|
| 497 |
Phrases |
I don't mind admitting expr.
|
kabul etmekten çekinmiyorum |
|
| Proverb |
|
| 498 |
Proverb |
a contented mind is a perpetual feast n.
|
halinden memnun kişi daha fazlası için uğraşmaz |
|
| 499 |
Proverb |
out of sight out of mind
|
gözden uzak gönülden uzak olur |
|
| 500 |
Proverb |
travel broadens the mind
|
çok gezen çok bilir |
|