ruh - Türkisch Englisch Wörterbuch

ruh

Bedeutungen von dem Begriff "ruh" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 70 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ruh ghost n.
The ghost of communism still has traces in the eastern countries.
Doğu ülkelerinde komünizm ruhundan hâlâ izler var.

More Sentences
ruh spirit n.
The children attempted to drive away evil spirits with a ritual.
Çocuklar kötü ruhları bir ayinle uzaklaştırmaya çalıştılar.

More Sentences
ruh soul n.
In many religions, the soul is believed to be immortal.
Birçok dinde ruhun ölümsüz olduğuna inanılır.

More Sentences
General
ruh spirits n.
Is that why the spirits invoked by the Committee on Fisheries have proved so remarkably changeable?
Balıkçılık Komitesi tarafından çağrılan ruhların bu kadar dikkat çekici bir şekilde değişebilir olmasının nedeni bu mu?

More Sentences
ruh soul n.
I don't expect someone who has no soul for art to go to an art gallery.
Sanat ruhu olmayan birinin bir sanat galerisine gitmesini beklemiyorum.

More Sentences
Psychology
ruh soul n.
The game is successful in capturing the soul of the medieval period.
Oyun, ortaçağ döneminin ruhunu yakalamakta başarılı.

More Sentences
ruh psyche n.
Music is acknowledged as medicine for the human psyche.
Müziğin, insan ruhunun ilacı olduğu söylenir.

More Sentences
Philosophy
ruh spirit n.
She likes to think of herself as a free spirit.
Kendini özgür ruhlu biri olarak görmeyi seviyor.

More Sentences
General
ruh heartbeat n.
ruh jazz n.
ruh mind n.
ruh pneuma n.
ruh aura n.
ruh manes n.
ruh inner man n.
ruh shade n.
ruh inner n.
ruh pith n.
ruh essence n.
ruh astral body n.
ruh extract n.
ruh essential oil n.
ruh tincture n.
ruh ethos n.
ruh psycho n.
ruh esprit n.
ruh kernel n.
ruh psych n.
ruh the inner man n.
ruh atman n.
ruh vitality n.
ruh genius n.
ruh elixir n.
ruh breath n.
ruh life n.
ruh jism n.
ruh waff n.
ruh bottom n.
ruh haunt [dialect] n.
ruh hant [dialect] n.
ruh ha'nt [dialect] n.
ruh genius n.
ruh go-ahead n.
ruh goost [obsolete] n.
ruh duse n.
ruh fantasm n.
ruh internal [obsolete] n.
ruh inward n.
ruh pizazz n.
ruh pazazz n.
ruh geist n.
ruh puckle [dialect] n.
ruh show [obsolete] n.
ruh spiracle [obsolete] n.
ruh spt (spirit) abrev.
Colloquial
ruh energy n.
Idioms
ruh the inner man/woman n.
Psychology
ruh anima n.
Social Sciences
ruh kehua [new zealand] n.
Religious
ruh âme n.
ruh manitu n.
ruh manitou n.
ruh self n.
Philosophy
ruh quintessence n.
ruh hypostasis n.
Mythology
ruh atua [new zealand] n.
ruh daimon n.
Archaic
ruh sowl n.
ruh sprite n.
Slang
ruh dauber n.

Bedeutungen, die der Begriff "ruh" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ruh hali mood n.
People are much more efficient when they are in good moods.
İnsanlar iyi bir ruh halindeyken çok daha verimli olurlar.

More Sentences
ruh bilimi psychology n.
General
kötü ruh evil spirit n.
He gave them authority over evil spirits.
Onlara kötü ruhlar üzerinde yetki verdi.

More Sentences
ruh çağırma necromancy n.
The character engaged in necromancy to communicate with departed souls.
Karakter, ölmüş ruhlarla iletişim kurmak için ruh çağırma ayinleri yapıyordu.

More Sentences
ruh eşi soulmate n.
You are on the right page and your soulmate could be just a few clicks away.
Doğru sayfadasınız ve ruh eşiniz sadece birkaç tıklama uzakta olabilir.

More Sentences
ruh hali frame of mind n.
The signals sent out from Brussels put me in a thoughtful frame of mind.
Brüksel'den gelen sinyaller beni düşünceli bir ruh haline soktu.

More Sentences
ruh hali state of mind n.
My main concern is for public opinion and the state of mind of others.
Benim asıl endişem kamuoyu ve başkalarının ruh halidir.

More Sentences
ruh eşi soul mate n.
I have finally found my true soul mate.
Sonunda gerçek ruh eşimi buldum.

More Sentences
kutsal ruh the holy spirit n.
The Holy Spirit does the same thing.
Kutsal Ruh da aynı şeyi yapar.

More Sentences
ruh hali spirit n.
If we are telling her so rather bluntly, it is in a friendly spirit.
Eğer bunu ona açıkça söylüyorsak bu dostane bir ruh halidir.

More Sentences
kutsal ruh the holy ghost n.
Christ has fought for us; the Holy Ghost fights in us.
Mesih bizim için savaştı; Kutsal Ruh içimizde savaşır.

More Sentences
kötü ruh hali bad mood n.
She helped him get over his bad mood.
Kötü ruh halini atlatmasına yardım etti.

More Sentences
ruh ikizi soul mate n.
Two soul mates torn apart by the social climate of their time.
Yaşadıkları dönemin sosyal iklimi tarafından birbirinden koparılan iki ruh ikizi.

More Sentences
ölümsüz ruh immortal soul n.
Death states that he wants to take Skips' immortal soul.
Ölüm, Skips'in ölümsüz ruhunu almak istediğini belirtir.

More Sentences
ruh ikizi soulmate n.
You and I are soulmates.
Sen ve ben ruh ikiziyiz.

More Sentences
(ölen kişinin) ruh spirit n.
Sometimes we can feel grandma's spirit in the house.
Bazen büyükannemin ruhunu o evde hissedebiliyoruz.

More Sentences
(ruh) çağırmak invoke v.
The teenagers attempted to invoke the spirit of Picasso.
Gençler Picasso'nun ruhunu çağırmaya kalkışmışlar.

More Sentences
Colloquial
ruh hali headspace n.
Tom's not in a good headspace at the moment.
Tom şu anda iyi bir ruh hali içinde değil.

More Sentences
Medical
depresif ruh hali depressed mood n.
The depressed mood of the person is not at the forefront.
Kişinin depresif ruh hali ön planda değildir.

More Sentences
General
ruh sağlığı sanity n.
ruh hali psychology n.
ruh doktoru psychiatrist n.
gözü doymaz ruh acquisitive spirit n.
ruh hali tone n.
ruh çağırma conjuration n.
insanın beden, ruh ve can olarak üçe ayrılması trichotomy n.
ruh gibi olma etherealness n.
kötü ruh dybbukim n.
ruh sağlığı hukuku mental health laws n.
bedenden ayrılmış ruh disembodied spirit n.
ruh çağıran falcı necromancer n.
ruh haline getirme etherealising n.
ruh göçü transmigration of the soul n.
ruh hekimi psychiatrist n.
kötü ruh fiend n.
iyi ve yardımsever ruh eudaemon n.
ruh hali humour n.
ruh çağırarak fala bakma necromancy n.
ruh hastalığı mental illness n.
ruh çağırma evocation n.
ateşte yaşadığı düşünülen bir ruh salamandrine n.
ruh durumu mood n.
iyi ve yardımsever ruh eudemon n.
ruh verme ensouling n.
ruh hali habit of mind n.
ruh vb geçme transmigration n.
ruh hekimliği psychiatry n.
serbest ruh free spirit n.
ruh halinin çalkantılı olması mood swing n.
kötü ruh dybbuk n.
simgelerle ifade etme (ruh hali) symbolism n.
ruh haline getirme etherealisation n.
ruh hali humor n.
ruh hali temper n.
kötü ruh demon n.
baba oğul ve kutsal ruh the eternal triangle n.
bedenden ayrılma (ruh) disembodiment n.
ruh çağırarak fala bakma gramarye n.
ruh çağıran nigromancien n.
ruh çağıran necromancer n.
kutsal ruh holy spirit n.
kutsal ruh holy ghost n.
girişimci ruh entrepreneurial spirit n.
çocuk ruh sağlığı child's mental health n.
akıl-ruh hastalıkları mental disorders n.
akıl-ruh hastalıkları mental diseases n.
ilm-i ahval-i ruh psychology n.
ruh çağırma conjure n.
ruh ve beden durumu fettle n.
ruh çağırma tahtası planchette n.
ruh sağlığı mental hygiene n.
ruh hali mental state n.
ruh hali psychological state n.
ruh güzelliği inner beauty n.
duayla kötü ruh veya cin kovma exorcism n.
baba oğul ve kutsal ruh holy trinity n.
baba oğul ve kutsal ruh blessed trinity n.
baba oğul ve kutsal ruh father the son and the holy spirit n.
baba oğul kutsal ruh father the son and the holy spirit n.
baba oğul kutsal ruh blessed trinity n.
baba oğul kutsal ruh trinity n.
baba oğul kutsal ruh holy trinity n.
baba oğul ve kutsal ruh trinity n.
duayla ruh veya cin kovma exorcism n.
ruh zenginliği spiritual richness n.
kayıp ruh lost soul n.
beden ve ruh sağlığı physical and mental health n.
ruh halinin çalkantılı/değişken olması mood swing n.
özgür ruh free spirit n.
ruh ikizi twin soul n.
ruh ikizi twin flame n.
ruh çağırma seansı sitting n.
ruh çağırma seansı session n.
ruh çağırma seansı seance n.
ruh çağırma tahtası ouija n.
ruh çağırma tahtası ouija board n.
ruh göçü reincarnation n.
ruh zenginliği generosity of spirit n.
ruh ikizi twin spirit n.
lider ruh leading spirit n.
değişen ruh hali changing mood n.
ruh haline getirme etherealizing n.
ruh haline getirme etherealization n.
ruh gibi olma aetherealness n.
ruh halinde ani değişimler mood swings n.
ruh halinde ani değişimler mood changes n.
amatör ruh the amateur spirit n.
büyülü hayvan (içine büyüyle ruh girmiş) familiar n.
sosyal ruh hali social mood n.
bilge ruh wise spirit n.
ruh arkadaşı anam cara (soul friend) (an old gaelic word) n.
ruh rehberi psychopomp n.
özgür ruh free soul n.
heyecan/stres gibi gergin ruh hali state n.
bir insanın kötü bir ruh tarafından ele geçirilip kontrol edildiğine inanması cacodemonia n.
ruh çağırma seansında masanın hava kaldırılması table lifting n.
ruh çağırma seansında masanın havaya kaldırılması table tilting n.
ruh çağırma seansında masanın havaya kaldırılması table tipping n.
ruh çağırma seansında masanın havaya kaldırılması table turning n.
iskoçya'da bir zamanlar yaygın olan bir ruh çağırma biçimi taghairm n.
ruh çağırma seansında masayı tıklatma table-rapping n.
yardımcı ruh familiar spirit n.
ruh hali cheer n.
ruh çağıran kimse nigromancien [obsolete] n.
ruh çağırma nigromancie [obsolete] n.
ince ruh nobleness n.
asil ruh nobless [obsolete] n.
asil ruh nobility n.
ruh hali tid [scottish] n.
ruh hali tift [scottish] n.
doğal ruh hali natural state of mind n.
ruh hali turn n.
dalgın ruh hali pensive mood n.
keyifli ruh hali enjoyment n.
ruh hali key n.
en iyi ruh hali best n.
canlı ruh jiva n.
kötü ruh black man [dialect] [obsolete] n.
kötü ruh hag n.
(santeria dininde) ruh çağırma, intikam alma ve insan öldürme alanlarında uzman olan din görevlisi mayombero n.
ruh zenginliği megalopsychy [obsolete] n.
kişinin iyi kararlar verebildiği sağlıklı ruh hali mental soundness n.
deha ile ruh halindeki değişkenlik veya kararsızlık gibi merkür gezegeni etkisinde doğmuş kişilere atfedilen özellik mercury [obsolete] n.
ruh hali heart n.
ruh hali mind n.
kötü ruh bug [obsolete] n.
anormal ruh hali morbidity n.
sağlıksız ruh hali morbidity n.
yaratıcı ruh muse n.
(şeytan, ruh) birini ele geçirme obsession n.
boğucu (ruh hali) damping n.
kötü ruh tarafından ele geçirildiği düşünülen kimselerin eylemleri demoniasm n.
kötü ruh tarafından ele geçirildiği düşünülen kimse demoniac n.
sıkıntılı ruh hali grizzle [uk] n.
sinirli ruh hali grizzle [uk] n.
hoşnutsuz ruh hali grumbles n.
kötü ruh gyre [scotland] n.
(zerdüştlük'te) kötü ruh deva n.
rahatsız edici ruh hali devil n.
kasvetli ruh hali dismals n.
kederli ruh hali dismals n.
ruh göçü inancı infusionism n.
ruh sağlığı yerinde olmayanlar (the) disturbed n.
ruh hali complection [obsolete] n.
fiziksel bedenden ayrı hareket edebildiği kabul edilen ruh cowalker n.
ruh ikizi cowalker n.
uyuyan insanlara saldırdığına inanılan kötü bir ruh incubus n.
dengesiz ruh hali indetermination n.
kutsal ruh paraclete n.
ruh hali feel n.
ruh çağırma invocation n.
ruh hali pose n.
ruh-ül kudüs sanctifier n.
kutsal ruh sanctifier n.
kötü ruh puckle n.
koru veya ağaçlıklarda sık görülen tanrısal varlık veya ruh sylvan n.
koru veya ağaçlıklarda sık görülen tanrısal varlık veya ruh silvan n.
ruh çağırma seansı sitting n.
ruh çağırma seansı yapan kimse sitter n.
kötü ruh skookum n.
şeytani ruh skookum n.
birinin kutsal ruh tarafından ele geçirildiğini gösteren gözle görülür belirtiler pneumatism n.
(eski stoacıların benimsediği) evrensel ruh pneuma n.
ruh bilimi uzmanı pneumatologist n.
kutsal ruh pneuma n.
teolojik kutsal ruh öğretisini yorumlayan kimse pneumatologist n.
sanatçı ruh poesie n.
sanatçı ruh poesy n.
sankhya felsefesine göre prakriti ile birlikte fenomenal varoluşun birincil nedenini oluşturan ruh purusha n.
baba, oğul ve kutsal ruh üçlemesi subsistence n.
ruh çağırma summoning n.
atılımcı ruh go-getting spirit n.
(ruh, kuvvet gibi) içsel varlık indwelling n.
(masadan gelen tıkırtılarla) ruh çağıran kimse spirit rapper n.
ruh göçü palingenesis n.
ruh hali stomach [obsolete] n.
kişinin ruh halinin çözümlenmesi psychography n.
ruh çağırma tahtasına otomatik yazı yazdırma psychography n.
ruh çağırma tahtası psychograph n.
ruh vb geçmek transmigrate v.
ruh çağırmak conjure up v.
ruh haline getirmek etherealize v.
(cin/şeytan/kötü ruh vb'ni) dualarla defetmek exorcize v.
ruh çağırmak conjure v.
göç etmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) transmigrate v.
ruh çağırmak raise v.
görünmek (hortlak/ruh) materialize v.
büyü yoluyla ruh çağırmak conjure v.
geçmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) transmigrate v.
(cin/şeytan/kötü ruh vb'ni) dualarla defetmek exorcise v.
büyü yoluyla çağırmak (ruh vb) conjure v.
ruh haline getirmek etherealise v.
çağırmak (ruh) invoke v.
ruh çağırmak evoke v.
(ruh hali) içine girmek get into v.
ruh görmek see a ghost v.
(eve) cin/ruh musallat olmak be haunted v.
(içine) cin/ruh girmek be possessed v.
(içine) cin/ruh girmek demon possessed v.
(içine) cin/ruh girmek be possessed by a demon v.
ruh ikizini bulmak find one’s soul mate v.
ruh eşini bulmak find one’s soul mate v.
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemleri kullanan veya bunları yapan/yaptıran kimse bodyworker v.
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla yapılan fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemler bodywork v.
görünmek (hortlak/ruh) materialise v.
ruh sağlığı ile ilgili problemler yaşamak struggle with mental health issues v.
yeniden akıl/ruh geliştirmek re-elevate v.
ruh vermek besoul v.
(hayalet, ruh) uğramak manifest v.
(ruh, hayalet) sık sık belirmek hant [dialect] v.
(ruh) bir bedenden diğerine geçmek metempsychosize v.
(ruh) bir bedenden diğerine aktarılmak metempsychosise v.
(ruh) bir bedenden diğerine geçmek metempsychose v.
(ruh) bir bedenden diğerine aktarılmak metempsychosize v.
(ruh) bir bedenden diğerine geçmek metempsychosise v.
(ruh) bir bedenden diğerine aktarılmak metempsychose v.
(niyet, ruh hali, tavır) ciddi bir şekilde değişmek break v.
resmi olarak gözaltında tutmak (ruh sağlığı tesisi) commit v.
resmi olarak bir yere kapatmak (ruh sağlığı tesisi) commit v.
belir bir ruh haline sokmak strike v.
dualarla defedilmiş (cin/şeytan/kötü ruh vb) exorcized adj.
ruh hali inward adj.
ruh haline getirilmiş etherealised adj.
ruh gibi etherial adj.
dualarla defedilmiş (cin/şeytan/kötü ruh vb) exorcised adj.
ruh halini değiştiren mood-altering adj.
ruh haline getirilmiş etherealized adj.
ruh çağırma ile ilgili necromantical adj.
ruh halini yansıtan dispositional adj.
ruh hali ile ilgili dispositional adj.
ruh gibi olan peaking [dialect] [uk] adj.
ruh bilimine ait veya ilgili pneumatological adj.
ruh bilimine ait veya ilgili pneumatologic adj.
baba, oğul ve kutsal ruh üçlemesine ait veya ilgili subsistential adj.
ruh çağırma seanslarıyla ilgili psychographic adj.
kötü ruh etkisindeymiş gibi demoniacally adv.
dönemin hakim duygu, atmosfer veya ruh halinde in the air adv.
ruh sağlığı açısından psychologically adv.
(ruh hali) içerisinde in prep.
(ruh hali) içerisinde in prep.
ruh anlamı veren ön ek pneumat- pref.
ruh anlamı veren ön ek pneumato- pref.
ruh anlamı veren ön ek psych- pref.
ruh anlamı veren ön ek psycho- pref.
ruh haline sahip spirited adj.
Phrasals
(birinin) içinden (bir şey, ruh, cin, şeytan) çıkarmak exorcise (something) out of (one) v.
içinden ruh, cin, kötü ruh çıkarmak exorcise out v.
(birinin) korkudan bir ruh haline girmesine neden olmak frighten (one) into (something) v.
(birini) korkutup bir ruh haline sokmak frighten (one) into (something) v.
birinde bir ruh hali yaratmak work to (something) v.
bir ruh haline sevk etmek whip into v.
bir ruh halini tetiklemek whip into v.
birini bir ruh haline sokmak work to (something) v.
bir ruh haline kapılmak work to (something) v.
bir ruh haline kışkırtmak whip into v.
bir ruh haline girmesine/kapılmasına yol açmak work into (something) v.
bir ruh haline sokmak work into (something) v.
bir ruh haline sürüklemek work into v.
bir ruh haline sokmak work into v.
bir ruh haline sürüklemek work into (something) v.
bir ruh haline girmesine/kapılmasına yol açmak work into v.
dış görünüşünü, durumunu, ruh halini iyileştirmek pick up v.
dış görünüşünü, durumunu, ruh halini düzeltmek pick up v.
ruh kazandırmak/vermek breathe into v.
en ruh, cin, kötü ruh çıkarmak exorcise out of v.
korkutup bir ruh haline sokmak frighten into v.
korkudan bir ruh haline girmesine neden olmak frighten into v.
(birini/bir grubu/kendini) kötü/olumsuz bir ruh haline sokmak work (someone or something) up into (something) v.
Phrases
baba oğul ve kutsal ruh adına in the name of the father and of the son and of the holy spirit expr.
baba oğul ve kutsal ruh adına in the name of the father son and holy spirit expr.
ruh haline bakacak olursak based on the emotional state expr.
seni baba, oğul ve kutsal ruh adına vaftiz ediyorum i baptize you in the name of the father, and of the son and of the holy spirit expr.
Proverb
ruh hastalıkları bedensel hastalıklardan daha tehlikelidir diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.
önemli olan ruh güzelliği beauty is only skin deep
mühim olan ruh güzelliği beauty is only skin deep
mühim olan dış güzellik değil ruh güzelliği beauty is more than skin deep
Colloquial
maceracı ruh sporting blood n.
ruh ikizim my lobster n.
gezgin ruh wandering spirit n.
ruh hali bag n.
boş ruh hali empty mood n.
kötü ruh hali foulie [australia] n.
ruh ikizi other half n.
kötü bir ruh halinde olmak be in bad sorts v.
ruh ve beden sağlığı yerinde being of sound mind and body expr.
işte ruh budur! that's the spirit! expr.
Idioms
ruh kardeşi soul sister n.
içindeki enerji, ruh veya istek a tiger in your tank n.
kayıp bir ruh a lost soul n.
ruh ikizi a person after (one's) own n.
ruh hali a frame of mind n.
birinin ruh hali one's frame of mind n.
kötü ruh hali the wrong side of the bed n.
mutsuz bir ruh halinde olmak be in a bad way v.
ruh gibi (amaçsızca/cansız) yürümek walk like a lost soul v.
ruh kazandırmak/vermek breathe something into something v.
ruh kazandırmak/vermek breathe into (something) v.
ruh sağlığını yitirmek lose touch with sanity v.
(birinin) moralini/ruh halini bozmak put (one) out of sorts v.
ruh sağlığı yerinde olmak be compos mentis v.
ruh/akıl sağlığı yerinde olmak be of sound mind v.
belirli bir ruh halinde olmak find oneself v.
belli bir ruh halinde in one's something mode expr.
kötü bir ruh halinde in bad sorts expr.
ruh gibi (amaçsızca/cansız) like a lost soul expr.
Speaking
kötü bir ruh hali içinde olduğunuzda size kendinizi ne iyi hissettirir? what makes you feel better when you are in a bad mood? expr.
ruh eşini bul find your soulmate expr.
Trade/Economic
insanın iç dünyasını veya ruh yapısını etkileyen güçlükler psychic costs n.
Law
gerçeklerle kurulan bağın zayıfladığı ruh hali mistake n.
Politics
ruh sağlığı danışmanı mental health adviser n.
cumhuriyetçi ruh republicanism n.
Institutes
ulusal ruh sağlığı enstitüsü national institute of mental health n.
dünya ruh sağlığı federasyonu world federation for mental health n.
Medical
toplum ruh sağlığı merkezleri community mental health centers n.
ruh hastalığı psychosis n.
toplum ruh sağlığı hizmetleri community mental health services n.
ruh hastası psychopath n.
ruh sağlığı hizmetleri mental health services n.
sinir ve ruh bozukluğu neurosis n.
ruh ve sinir hastalıkları neurological disorders n.
ruh sağlığı mental health n.
ruh hastalıkları mental health disorders n.
ruh sağlığı hemşireliği mental health nursing n.
ruh sağlığı hemşireliği psychiatric nursing n.
bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi bakırköy psychiatric hospital n.
ruh sağlığı çalışanları psychiatric care personnel n.
ruh ve sinir hastalıkları mental and neurological disorders n.
ruh sağlığı araştırma enstitüsü olağandışı algılamalar ölçeği the mental health research institute unusual perceptions scale n.
akıl ve ruh hastalıklarından koruyucu önlemler psychoprophylaxis n.
ruh hekimliği psychiatria n.
ruh ve bedenle ilgili somatopsychic adj.
Anatomy
ruh kası psoas major n.
Psychology
edinmeci ruh acquisitive spirit n.
mevsime bağlı ruh hali rahatsızlığı seasonal mood disorder n.
ruh sağlığı mental health n.
ruh hastalığı mental disease n.
kuruntulu ruh hali delusional mood n.
taşkın ruh hali expansive mood n.
ruh imajı soul image n.
çok arzu edip ulaşamamanın verdiği çılgın ruh hali nympholepsy n.
ruh-beden dualizmi mind-body dualism n.
ruh-beden problemi mind-body problem n.
ruh doktoru psychiatrist n.
ruh hekimi psychiatrist n.
ruh hastası psychopath n.
ruh çözümleme psychoanalysis n.
ruh hekimliği psychiatry n.
ruh ve sinir hastalıkları hastanesi mental facility n.
ruh ve sinir hastalıkları hastanesi psychiatric hospital n.
hızlı değişen ruh hali lability of mood n.
ruh haline bağlı hafıza mood-dependent memory n.
ruh haline bağlı bellek mood-dependent memory n.
ruh halinin bozulması breakdown n.
ruh halinin bozulması deterioration of mood n.
ruh sağlığı bozuk olan bireyler persons with mental disorders n.
ruh çözümlemesi psychoanalysis n.
duygudurum/ruh hali profili profile of mood states (poms) n.
çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları child and adolescent psychiatry n.
ruh sağlığı mental hygiene n.
bedenin şeytani bir ruh tarafından ele geçirildiğine yönelik patolojik inanç cacodemonomania n.
ruh hali rahatsızlığı affective disorder n.
mental düzeyde kendi kendine oluşan sarhoşluk benzeri ruh hali autointoxication n.
mental düzeyde kendi kendine oluşan sarhoşluk benzeri ruh hali autotoxaemia n.
mental düzeyde kendi kendine oluşan sarhoşluk benzeri ruh hali autotoxemia n.
ruh hali emotional state n.
ruh sağlığı hizmetleri behavioral health n.
kaprisli ruh hali fantasy n.
ruh hali fantasy n.
ruh hastalığı folie n.
ruh sağlığının iyileştirilmesinde yüksek dozlarda vitamin kullanımı orthomolecular psychiatry n.
ruh hastalığı psychopathy n.
kıyafet seçiminin insanın ruh haline ve performansına etki etmesi enclothed cognition n.
ruh hastası psychopathic adj.
ruh haline bağlı mood-dependent adj.
ruh sağlığı yerinde olmayan mentally ill adj.
ruh sağlığı bozuk olan psychiatric adj.
ruh sağlığını bozan psychotoxic adj.
Mental Health
(manik-depresif psikoza meyilli) coşkun ruh hali syntony n.
Pharmaceutics
ruh halinde ani değişimlere ve çarpık algılara sebep olan uyuşturucu madde mind-altering drug n.
antikonvülsan grubundan ruh halini dengeleyen bir ilaç türü oxcarbazepine n.
ani ruh hali değişiklikleri ve algı bozukluklarına neden olan ilaç consciousness-altering drug n.
ani ruh hali değişiklikleri ve algı bozukluklarına neden olan ilaç psychoactive substance n.
Zoology
ruh ayısı spirit bear n.
Social Sciences
polinezya kültüründe hayalet/cin/ruh aitu n.
şamanları hastalıktan ve şeytani güçlerden koruyan ruh totemic animal n.
(guam ve filipinler'de) idol, put veya ruh anito n.
(amerikan yerlileri kültüründe) yüce ruh waconda n.
(amerikan yerlileri kültüründe) yüce ruh wahconda n.
kutsal ruh'a ilişkin teolojik çalışma spiration n.
kutsal ruh'a ait veya ilgili pneumatic adj.
Literature
ruh emici dementor n.
(shakespeare'in fırtına isimli oyununda) prospero'ya yardım etmek için sihrini kullanması gereken bir ruh ariel n.
Linguistics
hindistan'da zenginlik ve bereketin koruyucusu olarak görülen ruh veya cin yakut n.
kelimelerin durum, cinsiyet, sayı, zaman, kişi, ruh hali, ses, karşılaştırma gibi ayrımları belirtmek için uğradığı biçimsel değişiklik modification n.
History
simya, büyü, ruh çağırma ve astroloji gibi doğaüstü güçlerin sözde etkisiyle ilgili orta çağ bilimleri occult sciences n.
Religious
kutsal ruh'un armağanlarının günümüze kadar sürdüğüne inanan hıristiyan inancı continuationism n.
kutsal ruh'un rehberliğinin incil'i anlamak için yeterli olduğunu savunan, okuma yazmayı reddeden anabaptist mezhebi üyesi abecedarian n.
hıristiyanlıkta kutsal ruh'la bireysel olarak bağ kurmaya dayanan, resmi ibadetlere itibar etmeyen radikal 17. yüzyıl doktrini rantism n.
hıristiyanlıkta kutsal ruh'la bireysel olarak bağ kurmaya dayanan, resmi ibadetlere itibar etmeyen radikal 17. yüzyıl doktrini ranterism n.
kutsal ruh tarafından verilen olağanüstü güç charism n.
kutsal ruh tarafından verilen olağanüstü güç charisma n.
tanrı’nın, insanların gereksinimlerine hizmet etmek için, kilise aracılığıyla mucizevi bir şekilde çalıştığını kabul eden Kutsal Ruh’la ilgili teoloji charismatic movement n.
tanrı’nın, insanların gereksinimlerine hizmet etmek için, kilise aracılığıyla mucizevi bir şekilde çalıştığını kabul eden Kutsal Ruh’la ilgili teoloji charismatic n.
burma kültürü ve yerli dinine ait bir kutsal ruh sınıfı nat n.
baba, oğul ve kutsal ruh'un ayrı varlıklar oluşunu reddeden noetus'un takipçilerinden her biri noetian n.
günahlarından arınmamış olan ruh nature n.
vodoo dininde kindar bir ruh ngozi n.
kutsal ruh the spirit n.
baba, oğul ve kutsal ruh arasındaki ilişki perichoresis n.
baba, oğul ve kutsal ruh arasındaki ilişki circumincession n.
baba, oğul ve kutsal ruh üçlüsü three in one n.
baba-oğul-kutsal ruh üçlemesi trigon n.
baba, oğul ve kutsal ruh trine n.
baba oğul ve kutsal ruh triniunity [obsolete] n.
tanrının baba oğul ve kutsal ruh biçiminde var olması tripersonality n.
baba oğul ve kutsal ruh triune n.
kutsal ruh'un etkin çağrısı effectual calling n.
kirli ruh unclean spirit n.
kötü ruh unclean spirit n.
lanetli ruh unclean spirit n.
evrensel ruh universal soul n.
baba oğul ve kutsal ruh sacred trinity n.
dini törende içine ruh girdiğine inanılan maskeli bir dansçı kachina n.
cansız bir bedeni yeniden canlandıran ruh zombie spirit n.
vudu inancında cansız bir bedene girip onu yeniden canlandırabilen doğaüstü güç ya da ruh zombi n.
cansız bir bedeni yeniden canlandıran ruh zombi spirit n.
vudu inancında cansız bir bedene girip onu yeniden canlandırabilen doğaüstü güç ya da ruh zombie n.
eski kutsal ruh tarikatı üyelerinin taktığı mavi kurdele cordon bleu n.
kişisel ruh jiva n.
ruh parası joss paper n.
(eski roma'da) ev halkını koruyan bir tanrı/ruh lar n.
kötü ruh bhut [india] n.
(hristiyan bilim akımında) ebedi ruh düşüncesi man n.
tanrı veya ruh manito n.
kötü ruh mara n.
(çin halk dininde) iyicil özellikte bir grup yardımsever ruh hsien n.
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktrinini destekleyen kimse modalist n.
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten bir hristiyan doktrini modalism n.
insanların ruhsal yenilenmesinden yalnızca kutsal ruh'un sorumlu olduğunu savunan bir hristiyan doktrini monergism n.
2. yüzyılda frigyalı montanus'un kutsal ruh'un bedeninde barındığını ve insanları yönlendirme konusunda kendisini aracı seçtiğini ileri sürdüğü öğretilerine verilen ad montanism n.
isa'nın ruh kardeşi lucifer n.
(kutsal ruh tarafından) onama obsignation n.
kötü ruh tarafından ele geçirildiği düşünülen kimselerin eylemleri demoniacism n.
kötü ruh tarafından ele geçirildiği düşünülen kimselerin eylemleri demonianism n.
aracı olarak seçtiği kimseyi etkisi altına alarak onun aracılığıyla dile gelen ruh guide n.
kötü ruh iblis n.
batı afrika inanışlarında insanlarla doğrudan iletişime geçtiğine inanılan ruh ogun n.
tanrı, akıl, ruh ve bireyin dünyayla olan ilişkisinin içkinlik olduğunu savunan teori immanentism n.
kötü ruh dev n.
(jainizm) ruh ve maddenin hareketi için gereken yaratılmamış ve ebedi cevher dharma n.
(yahudi folklorunda) girdiği bedeni dini ayinle çıkarılana kadar ele geçirdiğine inanılan kötü ruh dybbuk n.
(yahudi folklorunda) girdiği bedeni dini ayinle çıkarılana kadar ele geçirdiğine inanılan kötü ruh dibbuk n.
kutsal ruh comforter n.
kutsal ruh'un sembolü dove n.
insanın beden ve ruh olmak üzere iki bölümden oluştuğu inancı dualism n.
kötü ruh ponk n.
şamanı hastalık ve uğursuzluktan koruyan ruh power animal n.
şamanı hastalık ve uğursuzluktan koruyan ruh tutelary spirit n.
batı afrika inancında ruhlar dünyasından insanlara mesaj ileten ruh orixa n.
batı afrika inancında ruhlar dünyasından insanlara mesaj ileten ruh orisha n.
(şamanizm) ruh dünyaları arasında aracı kimse priest-doctor n.
kutsal ruh'un ikinci bir armağanı olarak din değiştirmeden bir süre sonra gelen kutsanma deneyimi second blessing n.
insanoğlunun doğuştan günahlı olduğunu kabul edip kurtuluşun özgür irade ile kutsal ruh'un ortak çalışması olduğunu öne süren öğretiyi takip eden kimse semi-pelagian n.
ölümsüz ruh shade n.
kötü ruh shaitan n.
kötü ruh sheitan n.
hristiyan kutsal ruh öğretisi pneumatology n.
ruh bilimi pneumatology n.
kutsal ruh'un entelektüel bağlamına vurgu yapan bir hristiyan doktrini pajonism n.
baba-oğul-kutsal ruh unsurlarından her biri person n.
pirinç bir kapta tutulduğuna inanılan yetmiş iki ruh spirits of solomon n.
kutsal ruh spirit n.
(zihin veya ruh olarak) arındırmak refine v.
kutsal ruh'u ve tanrı'nın sözünü rehber edinmek walk after the spirit v.
başka bir bedenden gelen bir ruh ile diriltmek transanimate v.
ruh vermek insoul v.
ruh vermek ensoul v.
yeni bedene sokulan (ruh) reincarnated adj.
baba oğul ve kutsal ruh üçlemesinden biri olan triune adj.
çağırılmamış (ruh/şeytan) uninvoked adj.