öz

Bedeutungen von dem Begriff "öz" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Slang
1	Slang	oz n.	avustralya
She is from Oz. Kız Avustralya'dan geliyor. More Sentences
General
2	General	oz n.	ideal yer
3	General	oz n.	mükemmel yer
4	General	oz n.	kusursuz mekan

Bedeutungen von dem Begriff "öz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 117 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	öz	essence n.
I believe hard work is the essence of success. Başarının özünün çok çalışmak olduğuna inanıyorum. More Sentences
2	Common Usage	öz	core n.
His ideas formed the core of our institution. Onun fikirleri kurumumuzun özünü oluşturuyordu. More Sentences
3	Common Usage	öz	self n.
General
4	General	öz	nucleus n.
The pedagogical approaches constituted the nucleus of his educational website. Onun eğitici web sitesinin özünü pedagojik yaklaşımlar oluşturuyordu. More Sentences
5	General	öz	kernel n.
He repeated the kernel of the plan several times. Planın özünü birkaç kez tekrarladı. More Sentences
6	General	öz	heart n.
I now come to the heart of the recommendations of Mrs. Díez González' report. Şimdi Bayan Díez González'in raporundaki tavsiyelerin özüne geliyorum. More Sentences
7	General	öz	principle n.
Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns. Su her şeyin özüdür; her şey sudan gelir ve her şey suya döner. More Sentences
8	General	öz	extract n.
Rose extract is beneficial for facial beauty. Gül özü yüz güzelliği için faydalıdır. More Sentences
9	General	öz	gist n.
That is the main gist of the opinion of the Committee on Employment. İstihdam Komitesi'nin görüşünün ana özü budur. More Sentences
10	General	öz	own n.
She was killed by her own sister. Öz kardeşi tarafından öldürüldü. More Sentences
11	General	öz	crux n.
That will be the crux of the matter. Meselenin özü de bu olacaktır. More Sentences
12	General	öz	substance n.
The substance is very simple, and this came out of the debate with political force and intelligence. İşin özü çok basittir ve bu, tartışmadan siyasi güç ve zeka ile çıkmıştır. More Sentences
13	General	öz	bottom n.
I think that we will get to the bottom of this in the end and the European Commission will be a great help here. Sonunda bu işin özüne ineceğimizi ve Avrupa Komisyonu'nun burada çok yardımcı olacağını düşünüyorum. More Sentences
14	General	öz	guts n.
No one could understand the guts of the matter. Kimse meselenin özünü anlayamadı. More Sentences
15	General	öz	essential adj.
I do not understand the proposals of some Members of this house which discredit the essential nature of this report. Bazı üyelerin bu raporun özüne gölge düşüren önerilerini anlamış değilim. More Sentences
16	General	öz	biological adj.
She is a biological mother of three children. Üç çocuğun öz annesidir. More Sentences
Trade/Economic
17	Trade/Economic	öz	substance n.
This must apply to the very substance of the commitments in question. Bu, söz konusu taahhütlerin özü için geçerli olmalıdır. More Sentences
Technical
18	Technical	öz	core n.
This is the core of the challenges we now face. Şu anda karşı karşıya olduğumuz zorlukların özü budur. More Sentences
Food Engineering
19	Food Engineering	öz	essence n.
The essence of the definition in this text is identical, but the guarantees have disappeared. Bu metindeki tanımın özü aynıdır, ancak güvenceler ortadan kalkmıştır. More Sentences
Linguistics
20	Linguistics	öz	core n.
The core of the EU is the Single Market and there can be no weakening of it. AB'nin özü Tek Pazardır ve bunun zayıflatılması söz konusu olamaz. More Sentences
21	Linguistics	öz	gist n.
Furthermore, this is the gist of the report by one of the main UN inspectors, amongst others. Ayrıca, diğerlerinin yanı sıra başlıca BM müfettişlerinden biri tarafından hazırlanan raporun özü de budur. More Sentences
General
22	General	öz	distillate n.
23	General	öz	quintessence n.
24	General	öz	matter n.
25	General	öz	pith n.
26	General	öz	cream n.
27	General	öz	juice n.
28	General	öz	soul n.
29	General	öz	content n.
30	General	öz	medulla n.
31	General	öz	quick n.
32	General	öz	pith and marrow n.
33	General	öz	entity n.
34	General	öz	meat n.
35	General	öz	stuff n.
36	General	öz	extraction n.
37	General	öz	elixir n.
38	General	öz	mind n.
39	General	öz	precis n.
40	General	öz	distillation n.
41	General	öz	goodness n.
42	General	öz	sum n.
43	General	öz	substantiality n.
44	General	öz	full n.
45	General	öz	spirit n.
46	General	öz	quiddity n.
47	General	öz	heartbeat n.
48	General	öz	essential oil n.
49	General	öz	marrow n.
50	General	öz	epitome n.
51	General	öz	substratum n.
52	General	öz	abstract n.
53	General	öz	inner core n.
54	General	öz	leaven n.
55	General	öz	being n.
56	General	öz	eye n.
57	General	öz	virtuality n.
58	General	öz	hard-core n.
59	General	öz	meat and potatoes n.
60	General	öz	bones n.
61	General	öz	bone n.
62	General	öz	yolk [obsolete] n.
63	General	öz	heart and soul n.
64	General	öz	compend n.
65	General	öz	inbeing n.
66	General	öz	comprehension [obsolete] n.
67	General	öz	comprizal [obsolete] n.
68	General	öz	inward n.
69	General	öz	inwardness n.
70	General	öz	root n.
71	General	öz	sel [scotland] n.
72	General	öz	sketch n.
73	General	öz	bearing n.
74	General	öz	strength n.
75	General	öz	sum total n.
76	General	öz	précis n.
77	General	öz	sketch n.
78	General	öz	paste n.
79	General	öz	fund [obsolete] n.
80	General	öz	inherent adj.
81	General	öz	elementary adj.
82	General	öz	genuine adj.
83	General	öz	echt adj.
84	General	öz	compact adj.
85	General	öz	compendious adj.
86	General	öz	telegrammic adj.
87	General	öz	thumbnail adj.
88	General	öz	whole adj.
89	General	öz	boiled-down adj.
90	General	öz	institutional adj.
91	General	öz	innate adj.
92	General	öz	cryptic adj.
93	General	öz	auto- pref.
94	General	öz	self- pref.
Law
95	Law	öz	compendium n.
Technical
96	Technical	öz	abstract n.
97	Technical	öz	self n.
Construction
98	Construction	öz	net n.
99	Construction	öz	pulp n.
Automotive
100	Automotive	öz	meat n.
Medical
101	Medical	öz	succus n.
Food Engineering
102	Food Engineering	öz	intrinsic adj.
Physics
103	Physics	öz	nucleus n.
Biology
104	Biology	öz	medullae n.
Biochemistry
105	Biochemistry	öz	bio n.
106	Biochemistry	öz	origin n.
107	Biochemistry	öz	auto adj.
Marine Biology
108	Marine Biology	öz	orijin n.
109	Marine Biology	öz	code n.
Botanic
110	Botanic	öz	pith n.
Philosophy
111	Philosophy	öz	quiddity n.
112	Philosophy	öz	esse n.
113	Philosophy	öz	hypostasis n.
Archaic
114	Archaic	öz	german n.
115	Archaic	öz	model n.
116	Archaic	öz	sperm n.
Slang
117	Slang	öz	beef n.

Bedeutungen, die der Begriff "öz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	kısa ve öz	brief adj.
He gave a brief talk. Kısa ve öz bir konuşma yaptı. More Sentences
2	Common Usage	öz verilmişlik	self-givenness n.
General
3	General	öz değerlendirme	self-assessment n.
The employee conducted a self-assessment of his performance. Çalışan, kendi performansına ilişkin bir öz değerlendirme yaptı. More Sentences
4	General	öz kimlik	self-identity n.
The Sun represents self-identity, ego, basic character and general vitality. Güneş, öz kimliği, egoyu, temel karakteri ve genel canlılığı temsil eder. More Sentences
5	General	öz saygı	self-respect n.
The poor do not wish to beg for life; they value their self-respect and dignity in the same way as we do. Yoksullar yaşam için dilenmek istemezler; onlar da bizim gibi öz saygılarına ve haysiyetlerine değer verirler. More Sentences
6	General	öz değerlendirme	self-evaluation n.
So why not add one more significant criterion for self-evaluation? Öyleyse neden öz değerlendirme için bir önemli kriter daha eklemiyorsunuz? More Sentences
7	General	öz geçmiş	resume n.
Your resume is impressive. Senin öz geçmişin etkileyici. More Sentences
8	General	öz güven	confidence n.
Tom's confidence is high. Tom'un öz güveni yüksektir. More Sentences
9	General	öz savunma	self-defense n.
Especially the youth and women are joining self-defense forces. Özellikle gençler ve kadınlar öz savunma güçlerine katılıyor. More Sentences
10	General	öz savunuculuk	self-advocacy n.
But what about People First and other self-advocacy organisations? Peki ya People First ve diğer öz savunuculuk örgütleri ne olacak? More Sentences
11	General	öz tüketim	auto-consumption n.
A major share of the output of these holdings is for auto-consumption. Bu işletmelerin üretiminin büyük bir kısmı öz tüketime yöneliktir. More Sentences
12	General	öz saygı	self-esteem n.
To do that requires strong and healthy self-esteem. Bunu yapmak güçlü ve sağlıklı bir öz saygı gerektirir. More Sentences
13	General	öz değer	self-worth n.
These give us a stable sense of self-worth and a secure grip on our values and motivations. Bunlar bize istikrarlı bir öz değer duygusu ve değerlerimiz ve motivasyonlarımız üzerinde güvenli bir tutuş sağlar. More Sentences
14	General	öz sermaye	equity n.
The equity in his building increased by about 700 thousand dollars. Binasındaki öz sermaye yaklaşık 700 bin dolar arttı. More Sentences
15	General	borç-öz sermaye oranı	gearing n.
The company's high gearing indicates a significant debt burden. Şirketin borç-öz sermaye oranının yüksek olması, ciddi bir borç yüküne işaret ediyor. More Sentences
16	General	kısa ve öz	laconic adj.
He only sent me a laconic message. Bana sadece kısa ve öz bir mesaj gönderdi. More Sentences
17	General	kısa ve öz	brief adj.
What he said was brief and to the point. Söyledikleri kısa ve özdü. More Sentences
18	General	kısa ve öz	succinct adj.
Instead of a long tirade, a succinct explanation would suffice. Uzun bir konuşma yerine kısa ve öz bir açıklama yeterli olacaktır. More Sentences
19	General	öz (üvey olmayan)	natural adj.
He doesn't know his natural parents. Öz anne babasını tanımıyor. More Sentences
20	General	öz disiplinli	self-disciplined adj.
We must be self-disciplined and make sure that problem does not arise. Öz disiplinli olmalı ve sorunların ortaya çıkmamasını sağlamalıyız. More Sentences
21	General	öz yönetimli	self-directed adj.
The program provided self-directed learning opportunities. Program, öz yönetimli öğrenmeye yönelik fırsatlar sunmaktadır. More Sentences
Trade/Economic
22	Trade/Economic	öz geçmiş	resume n.
You have a very impressive resume. Çok etkileyici bir öz geçmişin var. More Sentences
23	Trade/Economic	öz sermaye finansmanı	equity financing n.
How do companies actually raise debt and equity finance across the European Union? Avrupa Birliği genelinde şirketler borç ve öz sermaye finansmanını gerçekte nasıl sağlıyor? More Sentences
24	Trade/Economic	öz kaynaklar	own resources n.
It forms a package with the financial perspectives and with own resources. Mali perspektiflerle ve öz kaynaklarla bir paket oluşturuyor. More Sentences
Politics
25	Politics	öz kaynaklar	own resources n.
The 40% reduction in the United Kingdom's contribution will be retained in the system of own resources. Birleşik Krallık'ın katkısındaki %40'lık indirim, öz kaynaklar sisteminde muhafaza edilecektir. More Sentences
General
26	General	öz kimlik	self identity n.
27	General	öz değer	eigenvalue n.
28	General	öz bilinç	consciousness n.
29	General	öz kuzen	cousin german n.
30	General	öz sunu	self presentation n.
31	General	kaynatarak hazırlanan öz	decoction n.
32	General	öz geçmiş	background n.
33	General	öz değerlendirme	self evaluation n.
34	General	iç/öz disiplin	self discipline n.
35	General	öz kaynaklar	own funds n.
36	General	öz nitelik	attribution n.
37	General	kısa ve öz biçimde açıklama	encapsuling n.
38	General	öz kaynak	equity n.
39	General	kısa ve öz biçimde açıklama	encapsulating n.
40	General	verici öz testi	transmit self test n.
41	General	öz birliği	consubstantiality n.
42	General	öz hürriyeti	liberty of speech n.
43	General	öz sağlama	self check n.
44	General	öz kardeş	full brother n.
45	General	öz kardeş	full sister n.
46	General	baba tarafından yarı-öz kardeş	paternal half-sister n.
47	General	öz algılayış	self-perceiving n.
48	General	öz algı	self-perceiving n.
49	General	öz soğurma	self-absorption n.
50	General	öz-gerçekleştirme	self-actualization n.
51	General	öz algılama	self-perception n.
52	General	öz-imleme	self-reference n.
53	General	öz yeterlik	self-sufficiency n.
54	General	yaşlılarda öz gerçekleştirim	self-realization in old age n.
55	General	öz hizmet makinesi	self-service machine n.
56	General	öz-yeterlik	self-efficacy n.
57	General	öz yönetim	self-management n.
58	General	öz sınama	self-test n.
59	General	çocuklarda öz saygı	self-esteem in children n.
60	General	öz yönetim	self-governance n.
61	General	öz algılama	self-perceiving n.
62	General	öz yapabilirlik	self-actualization n.
63	General	öz-olumlama	self-affirming n.
64	General	öz-etkilenim	self-affection n.
65	General	öz yönetim	self-management-direction n.
66	General	öz saygı	self-worth n.
67	General	öz-performans	self-performance n.
68	General	öz eğitim	self-instruction n.
69	General	öz yeterlilik	self-sufficiency n.
70	General	öz belirlenim	self-determination n.
71	General	öz iletkenlik	self-conductivity n.
72	General	öz-sunum	self presentation n.
73	General	öz denetim	self-control n.
74	General	öz dürüstlük	sententiousness n.
75	General	ilişkisel öz-anlatı	relational self narrative n.
76	General	öz sermaye yatırımı	equity investment n.
77	General	öz sermaye yatırımcısı	equity investor n.
78	General	öz yeterlik	self-efficacy n.
79	General	öz anlam	self-significance n.
80	General	öz önem	self-significance n.
81	General	öz işlev	function n.
82	General	öz-imkan	bootstrap n.
83	General	öz yetkinlik	self-competence n.
84	General	öz-gerçekleştirme	selfactualization n.
85	General	kaynatılmış öz	decoction n.
86	General	öz kardeş	brother german n.
87	General	öz eleştiri	autocriticism n.
88	General	öz eleştiri	self-criticism n.
89	General	öz bakım	self care n.
90	General	öz uygulama	self-application n.
91	General	öz anne	birth mother n.
92	General	öz savunma	self-defence n.
93	General	öz süreklilik	self continuity n.
94	General	öz düzenleyici strateji	self-regulatory strategy n.
95	General	öz kardeş	whole sister/brother n.
96	General	öz baba	natural father n.
97	General	öz baba	birth father n.
98	General	öz baba	biological father n.
99	General	öz değerlendirme	self assessment n.
100	General	öz güven	self confidence n.
101	General	öz güven	self-assurance n.
102	General	öz yapabilirlik	self-actualisation n.
103	General	öz-gerçekleştirme	self-actualisation n.
104	General	öz çocuk	biological child n.
105	General	öz evlat	child through birth n.
106	General	öz evlat	biological child n.
107	General	öz çocuk	one's own child n.
108	General	öz çocuk	child through birth n.
109	General	öz evlat	one's own child n.
110	General	öz geçmiş araştırması	background investigation n.
111	General	öz tanımlama	self-definition n.
112	General	öz bütünlük	self-integrity n.
113	General	öz imge	self image n.
114	General	öz imgesi	self image n.
115	General	öz-üretim	self production n.
116	General	niceliksel öz	quantified self n.
117	General	öz yardım	self help n.
118	General	öz fikir	core idea n.
119	General	öz düşünce	core idea n.
120	General	öz anlayış	self-compassion n.
121	General	öz çıkar	self interest n.
122	General	öz belirleme	self determination n.
123	General	öz-adımlama	self-pacing n.
124	General	öz-tempo	self-pacing n.
125	General	öz uyum	self-concordance n.
126	General	öz nezaket	self-kindness n.
127	General	az ve öz konuşan kimse	laconic [obsolete] n.
128	General	az ve öz konuşarak çok şey anlatma	laconicism n.
129	General	az ve öz konuşarak çok şey anlatma	laconism n.
130	General	öz-bildirim	self-report n.
131	General	öz-rapor	self-report n.
132	General	öz benlik	egoity n.
133	General	öz güven	poise n.
134	General	öz aile	birth family n.
135	General	öz ebeveyn ve kardeşlerden oluşan aile	birth family n.
136	General	bir şeyin meydana geldiği öz	whatness n.
137	General	kısa ve öz konuşma	breviloquence n.
138	General	öz disiplin	deportment n.
139	General	öz disiplin	deporture n.
140	General	kısa, öz ve doğru ifade	one-liner n.
141	General	öz güven	opinion [obsolete] n.
142	General	öz nitelik	inwardness n.
143	General	öz denetimlilik	possession n.
144	General	şirketin borç sermayesinin öz sermayesine oranı	capital gearing n.
145	General	taslak, tablo veya listedeki az ve öz ifade	scheme n.
146	General	öz sevgi	self-charity n.
147	General	öz kabul	self acceptance n.
148	General	öz ile var olma durumu	self-life [obsolete] n.
149	General	öz kimlik belirlenimi	self-identification n.
150	General	öz denetim gerçekleştiren kimse	self-examinant n.
151	General	öz belirlenim	self-identification n.
152	General	öz kontrol	self-mastery n.
153	General	öz kültür	self-culture n.
154	General	öz tatmin	self-content n.
155	General	öz motivasyonlu gelişim	self-evolution n.
156	General	öz ile var olma durumu	self-existence n.
157	General	öz değerlendirme	self-examination n.
158	General	öz tatmin	self-enjoyment n.
159	General	öz varlık	self-existence n.
160	General	öz varlık	self-life [obsolete] n.
161	General	öz saygı	self-estimation n.
162	General	öz bildirim ölçeği	self-report inventory n.
163	General	öz bildirim ölçeği	self-report personality inventory n.
164	General	öz saygı	self-reverence n.
165	General	öz cesaret	self-mettle n.
166	General	öz bildirim envanteri	self-report inventory n.
167	General	öz bildirim envanteri	self-report personality inventory n.
168	General	öz belirtim	self-determination n.
169	General	öz dönüşüm	self-transformation n.
170	General	öz inanç	core belief n.
171	General	öz değer	self-esteem n.
172	General	öz saygı	self-worth n.
173	General	öz güven	sufficiency n.
174	General	öz yeterlik	sufficiency n.
175	General	aşırı öz güven	superconfidence n.
176	General	öz güvenlilik	surety n.
177	General	kısa ve öz biçimde açıklamak	encapsule v.
178	General	kısa ve öz biçimde açıklamak	encapsulate v.
179	General	öz almak	extract v.
180	General	öz çıkarmak	extract v.
181	General	(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öz olarak yorumlamak	hypostatize v.
182	General	(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öz olarak yorumlamak	hypostatise v.
183	General	(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öz olarak yorumlamak	hypostatise v.
184	General	(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öz olarak yorumlamak	hypostatize v.
185	General	öz disiplin ile hizaya getirmek	mortify v.
186	General	yoksunluk, öz disiplin veya kendi kendine acı veya rahatsızlık vererek zayıflatmak	mortify v.
187	General	az ve öz hale getirmek	concentrate v.
188	General	öz suyunu kaybederek kuru ve sert hale gelmek	season v.
189	General	kısa ve öz	pithy adj.
190	General	az ve öz	multum in parvo adj.
191	General	kısa ve öz	telegraphic adj.
192	General	az ve öz	tabloid adj.
193	General	kısa ve öz biçimde açıklanmış	encapsuled adj.
194	General	az ve öz	laconic adj.
195	General	az ve öz	short and sweet adj.
196	General	az ve öz	pithy adj.
197	General	az ve öz	succinct adj.
198	General	öz düzenlemeli	self regulated adj.
199	General	kısa ve öz	tabloid adj.
200	General	öz açıklamalı	self-explanatory adj.
201	General	öz-güven sahibi	centered adj.
202	General	az ve öz	compendious adj.
203	General	az ve öz	concise adj.
204	General	az ama öz	succinct adj.
205	General	az ama öz	concise adj.
206	General	az ama öz	compendious adj.
207	General	öz-düşünümsel	self-reflexive adj.
208	General	öz bilince sahip	self-conscious adj.
209	General	öz bilinçli	self-conscious adj.
210	General	öz-güven sahibi	centred adj.
211	General	öz denetimli	self-controlled adj.
212	General	öz yönelimli	self-oriented adj.
213	General	kısa ve öz	taut adj.
214	General	kısa ve öz	taut adj.
215	General	kısa ve öz	taut adj.
216	General	öz (baba/anne)	natural adj.
217	General	öz-güven sahibi	self-confident adj.
218	General	öz (kan bağıyla bağlı)	true adj.
219	General	öz bilinçli olmayan	unselfconscious adj.
220	General	öz bilince sahip olmayan	unselfconscious adj.
221	General	öz yerine şekle ait	modal adj.
222	General	öz yerine şekille ilgili	modal adj.
223	General	çok kısa ve öz	overbrief adj.
224	General	öz veya içsel maddenin doğrudan algılanmasına izin verecek şekilde düzenlenmiş	diaphanous adj.
225	General	kısa ve öz	commatic adj.
226	General	kısa ve öz	condensed adj.
227	General	az ve öz	pared-down adj.
228	General	öz ile dolu	pithful adj.
229	General	kısa ve öz	pithsome adj.
230	General	kısa ve öz	pithful adj.
231	General	az ve öz	press [obsolete] adj.
232	General	öz kontrole tabi	self-disciplined adj.
233	General	öz nefrete sahip olan	self-hating adj.
234	General	hareketlerimiz ardındaki esas motivasyon veya anlamın öz sevgi olduğuna inanan	selfish adj.
235	General	öz disiplinli	self-governed adj.
236	General	öz düzenleyici	self-regulatory adj.
237	General	öz saygısı olan	self-respectful adj.
238	General	öz düzenleyici	self-regulative adj.
239	General	az ama öz	short adj.
240	General	kısa ve öz	short-winded adj.
241	General	bitki öz suyunu aktaran	succiferous adj.
242	General	bitki öz suyunu taşıyan	succiferous adj.
243	General	bit öz suyu dolu	succose adj.
244	General	bitki öz suyunu üreten	succiferous adj.
245	General	bit öz suyu dolu	succous adj.
246	General	aşırı öz güvenli	superconfident adj.
247	General	kısa ve öz	breviloquent adj.
248	General	kısa ve öz konuşan	breviloquent adj.
249	General	az ve öz olarak	laconically adv.
250	General	kısa ve öz bir şekilde	succinctly adv.
251	General	kısa ve öz bir biçimde	summarily adv.
252	General	az ve öz	concisely adv.
253	General	az ve öz bir şekilde	shortly adv.
254	General	az ve öz olarak	in a nutshell adv.
255	General	kısa ve öz bir biçimde	laconically adv.
256	General	kısa ve öz olarak	tersely adv.
257	General	kısa ve öz bir şekilde	telegraphically adv.
258	General	az ve öz olarak	pressly [obsolete] adv.
Phrasals
259	Phrasals	öz öğrenim	self learning n.
260	Phrasals	kısa ve öz olarak durumu anlatmak	brief someone about someone or something v.
261	Phrasals	kısa ve öz olarak durumu anlatmak	brief (someone) about (someone or something) v.
262	Phrasals	kısa ve öz bir mesaj göndermek	fire out v.
263	Phrasals	kısa ve öz bir şekilde iletişim kurmak	fire out v.
Phrases
264	Phrases	az ve öz olarak	in short adv.
265	Phrases	az ve öz olarak	in a word adv.
266	Phrases	az ve öz olarak	in brief adv.
267	Phrases	kısa ve öz olsun	keep it short but concise expr.
268	Phrases	az ama öz	short but to the point expr.
269	Phrases	az ve öz	short but to the point expr.
270	Phrases	az ama öz	concise yet complete expr.
271	Phrases	öz (uz) olsun	small is beautiful expr.
272	Phrases	öz bakım bencil değildir	self care isn't selfish expr.
273	Phrases	öz bakım bencillik değildir	self care isn't selfish expr.
Proverb
274	Proverb	az konuş öz konuş	still tongue makes a wise head
275	Proverb	az olsun öz olsun	keep no more cats than can catch mice
276	Proverb	az konuş öz konuş	a still tongue makes a wise head
277	Proverb	yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a	beauty is only skin deep
278	Proverb	yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a	beauty is more than skin deep
Colloquial
279	Colloquial	öz kız kardeş	genesister n.
280	Colloquial	öz benlik	lonesome n.
281	Colloquial	kısa ve öz	brass-tacks adj.
282	Colloquial	kısa ve öz olarak	in a nutshell expr.
Idioms
283	Idioms	kısa ve öz	short, sharp shock [brit] n.
284	Idioms	az ama öz konuşan insan	a man/woman of few words n.
285	Idioms	az ve öz	short, sharp shock [brit] n.
286	Idioms	kendi/öz akrabası	flesh and blood n.
287	Idioms	kısa ve öz cevap	answer on a postcard n.
288	Idioms	birinin (öz) akrabası olmak	be somebody's (own) flesh and blood v.
289	Idioms	az olsun öz olsun demek	keep no more cats than can catch mice v.
290	Idioms	kısa ve öz olmak	be short and sweet v.
291	Idioms	az ve öz olmak	be short and sweet v.
292	Idioms	az ve öz konuşan	of few words adj.
293	Idioms	kısa ve öz konuşan	of few words adj.
294	Idioms	yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a	beauty is but skin deep. expr.
295	Idioms	az ama öz	less is more expr.
296	Idioms	kısa ve öz	short and sweet expr.
297	Idioms	kısa ve öz	brief and to the point expr.
298	Idioms	az ama öz	short but sweet expr.
299	Idioms	kısa ama öz	short but sweet expr.
Speaking
300	Speaking	kendi öz malım	my very own expr.
301	Speaking	öz annem	my birth mother expr.
302	Speaking	öz babadan habersiz evlenmek ne demek?	how come you marry without telling your father? expr.
303	Speaking	öz babam neticede	he's my father after all expr.
Trade/Economic
304	Trade/Economic	borç/öz sermaye oranı	debt equity ratio n.
305	Trade/Economic	borç/öz sermaye oranı	debt/equity ratio n.
306	Trade/Economic	net öz sermaye değeri	net equity value n.
307	Trade/Economic	adi hisse senedi sahiplerine ait olan öz varlık	common equity n.
308	Trade/Economic	öz sermaye	proprietary interest n.
309	Trade/Economic	varlıkların borçlarla öz sermayenin toplamına eşit olması	accounting equation n.
310	Trade/Economic	öz sermaye yatırımı	equity investment n.
311	Trade/Economic	öz sermaye	shareholders’ equity n.
312	Trade/Economic	öz beceriler	core competencies n.
313	Trade/Economic	şirket öz sermayesi	stock holders' equity n.
314	Trade/Economic	net öz sermaye farkı	net equity variation n.
315	Trade/Economic	öz varlık	net assets n.
316	Trade/Economic	pasif ve öz sermayeyi gösteren bilanço	statutory statement of affairs n.
317	Trade/Economic	öz geçmiş	background n.
318	Trade/Economic	öz hisseler	treasury shares n.
319	Trade/Economic	öz sermaye fonları	equity funds n.
320	Trade/Economic	öz kaynaklar	shareholders equity n.
321	Trade/Economic	öz sermaye toplamı	capital sum n.
322	Trade/Economic	pasif toplamının öz sermayeye oranı	liabilities to worth ratio n.
323	Trade/Economic	öz sermaye	stockholder's equity n.
324	Trade/Economic	öz sermaye	stockholders' equity n.
325	Trade/Economic	öz varlık	equity capital n.
326	Trade/Economic	öz sermaye	owner's equity n.
327	Trade/Economic	öz sermaye	equity capital n.
328	Trade/Economic	öz kaynaklar	equities n.
329	Trade/Economic	öz varlık	net worth n.
330	Trade/Economic	işletme öz denetimi	enterprise self-audit n.
331	Trade/Economic	öz sermaye hesabı	proprietorship account n.
332	Trade/Economic	öz sermaye	proprietors' equity n.
333	Trade/Economic	öz sermaye	capital stock n.
334	Trade/Economic	öz sermaye hesabı	proprietary interest account n.
335	Trade/Economic	öz-yönetimli süper emeklilik fonu	self managed superannution fund n.
336	Trade/Economic	öz sermaye	owner’s equity n.
337	Trade/Economic	öz sermaye çarpanı	equity multiplier n.
338	Trade/Economic	pasif ve öz sermaye bilançosu	statement of affairs n.
339	Trade/Economic	öz sermaye	stockholder’s equity n.
340	Trade/Economic	öz kaynak oranı	equity capital ratio n.
341	Trade/Economic	öz sermaye	own capital n.
342	Trade/Economic	öz sermaye fonu	equity funding n.
343	Trade/Economic	öz sermaye mülkiyeti	equity ownership n.
344	Trade/Economic	öz varlıklarla garanti edilmiş gerçek garantiler	real guarantees secured by own assets n.
345	Trade/Economic	öz sermaye değeri	equity value n.
346	Trade/Economic	öz sermaye varantı	equity warrant n.
347	Trade/Economic	öz sermaye yakası	equity collars n.
348	Trade/Economic	öz-imaj uyumu	self-image congruence n.
349	Trade/Economic	marka öz varlığı	brand equity n.
350	Trade/Economic	öz düzenleyici kuruluş	self-regulatory organization n.
351	Trade/Economic	öz-denetim kuruluşu	self-regulatory organization n.
352	Trade/Economic	mesleki öz yeterlilik	occupational self-efficacy n.
353	Trade/Economic	öz ürün	core product n.
354	Trade/Economic	öz varlık	equity n.
355	Trade/Economic	işletmenin alım bedelinin firma değeri haricindeki öz varlıklarına tahsis edilen değerden fazla olması	goodwill n.
356	Trade/Economic	şirketin borç sermayesinin öz sermayesine oranı	gearing n.
357	Trade/Economic	borcun öz sermayeye oranı aşırı düşük olan (işletme)	underleveraged adj.
358	Trade/Economic	borcu öz sermayesinden çok daha az olan (işletme)	underleveraged adj.
Law
359	Law	öz ad	christian name n.
360	Law	öz babasını öldürme suçu	patricide n.
361	Law	öz isim	prenomen n.
362	Law	öz-temsil	self-representation n.
363	Law	öz isim	praenomen n.
364	Law	(mülkiyet sahibine ait) öz sermaye	proprietorship n.
Politics
365	Politics	öz değerlendirme	self assessment n.
366	Politics	öz düzenleyici kuruluş	self regulatory body n.
367	Politics	toplulukların öz kaynakları danışma komitesi	advisory committee on the communities' own resources (acor) n.
368	Politics	çarlık rusya'sında bölgesel öz yönetim sistemine verilen ad	zemstvos n.
369	Politics	dünyanın ve öz varlığın tamamen yok edilmesi ideali	nihilism n.
370	Politics	öz darbe	autogolpe n.
371	Politics	kolombiya birleşik öz savunma güçleri	autodefensas unidas de colombia n.
372	Politics	kolombiya birleşik öz savunma kuvveti	united self-defense force of colombia n.
373	Politics	kolombiya birleşik öz savunma grubu	united self-defense group of colombia n.
Institutes
374	Institutes	öz disiplin ve öz saygıyı geliştirmek için 1893'te irlanda'da kurulan bir kız derneği	girls' brigade n.
Technical
375	Technical	öz ağırlıkla sulama	gravity irrigation n.
376	Technical	öz devinim	automation n.
377	Technical	öz yük	self weight n.
378	Technical	öz madde	elementary substance n.
379	Technical	öz hizmet makinesi	self service machine n.
380	Technical	öz yük	dead load n.
381	Technical	öz ağırlık	shelf weight n.
382	Technical	öz faaliyet	core business n.
383	Technical	öz yük	own weight n.
384	Technical	öz frekans	natural frequency n.
385	Technical	öz empedans	intrinsic impedance n.
386	Technical	pancar öz çürüklüğü	heart rot of beets n.
387	Technical	öz-örgütlü program	self-organizing program n.
388	Technical	öz-belirtimli alan	self-specifying field n.
389	Technical	öz ağırlık	self-weight n.
390	Technical	öz-öğrenimli bilgisayar	self-learning computer n.
391	Technical	öz-kontrol	self check n.
392	Technical	öz indüktans	self-inductance n.
393	Technical	öz-denetim	self check n.
394	Technical	öz-düzenlemeli kod	self-demarcating code n.
395	Technical	öz-betimli alan	self-describing field n.
396	Technical	öz-denetim kodu	self-checking code n.
397	Technical	öz-açıklamalı alan	self-describing field n.
398	Technical	öz denetim sayısı	self -checking number n.
399	Technical	öz kapasite	self-capacitance n.
400	Technical	öz-dizinleme	self-indexing n.
401	Technical	öz indükleme	self-induction n.
402	Technical	öz sınama	self-test n.
403	Technical	öz değerler	core values n.
404	Technical	öz değerler	basic values n.
405	Technical	öz güvenlik	intrinsic safety n.
406	Technical	öz frekans	eigenfrequency n.
407	Technical	öz frekans	eigen frequency n.
408	Technical	öz ayarlama	self-adjustment n.
409	Technical	öz kavurma	autogeneous roasting n.
410	Technical	öz iyonlaşma	autoionization n.
411	Technical	öz kaynaklama	autogeneous welding n.
412	Technical	öz kürlenme	self-curing n.
413	Technical	öz arayer atomu	self-interstitial n.
414	Technical	öz senkronizasyon	self-synchronization n.
415	Technical	yüzey öz direnci	surface resistivity n.
416	Technical	yabani öz salınım	wild self oscillation n.
417	Technical	öz salınım frekansı	self-oscillation frequency n.
418	Technical	kabuk-öz	sheath-core n.
419	Technical	sulu özütün öz direnci	resistivity of aqueous extract n.
420	Technical	reçine ekstraktlarının elektriksel öz iletkenliği	electrical conductivity of resin extracts n.
421	Technical	öz endüktans	self-inductance n.
422	Technical	öz soğurma	self-absorption n.
423	Technical	öz direnç	resistivity n.
424	Technical	öz bakım	self-maintenance n.
425	Technical	öz iyonlaşma	autoionisation n.
426	Technical	öz değer frekans	eigenfrequency n.
427	Technical	öz-düzenleyici haritalar	self-organizing maps n.
428	Technical	rejeneratörle donatılmış öz ısıtmalı gaz fırını	regenerative furnace n.
429	Technical	öz açıklamalı	self explanatory adj.
430	Technical	kendi öz gücüyle hareket eden	locomobile adj.
431	Technical	öz itişli	self-propelled adj.
Computer
432	Computer	öz ilinti	autocorrelation n.
433	Computer	öz işlemi	own process n.
434	Computer	öz uyarlamalı	selfadapting adj.
435	Computer	bilgisayar ağının kullanıcılar, uygulamalar ve ağ öz kaynakları hakkındaki verilerin bulunduğu merkezi depolama alanının yönetimi	den (directory enabled networks) abrev.
Informatics
436	Informatics	öz ilinti	autocorrelation n.
437	Informatics	öz sınama	self test n.
438	Informatics	öz uyarmalı motor	self-excited machine n.
439	Informatics	öz sağlama	self check n.
440	Informatics	öz hizmet makinesi	self service machine n.
441	Informatics	öz altküme	proper subset n.
442	Informatics	öz açıklamalı	self explanatory adj.
Telecom
443	Telecom	öz değer	attribute n.
Electric
444	Electric	anot akımı öz eğrisi	anode current characteristic n.
445	Electric	öz empedans	characteristic impedance n.
446	Electric	öz-indüklenme	electromagnetic induction n.
Mechanic
447	Mechanic	öz çap	core diameter n.
Construction
448	Construction	öz yayınım	self diffusion n.
Woodworking
449	Woodworking	öz kerestesi	duramen n.
450	Woodworking	öz kerestesi	heartwood n.
451	Woodworking	öz odun	truewood [australia] n.
452	Woodworking	öz kerestesi	heart n.
453	Woodworking	(kereste veya kaplama tahtasında) testere ile öz ışınlardan keserek oluşturulan şekil	flake n.
454	Woodworking	reçineli öz odun ile dolu olan	rich adj.
Dyeing
455	Dyeing	bakkam ağacı öz odunundan elde edilen ve kumaşın mor veya yoğun siyaha boyanması için kullanılan bir boya	logwood n.
Automotive
456	Automotive	öz indüktans	self-inductance n.
457	Automotive	öz sınama	self-test n.
Marine
458	Marine	öz devinimli dalga ölçer	servo-type wave gage n.
Medical
459	Medical	kauçuk türü bitkilerin öz suyu	latex n.
460	Medical	öz algı	self perception n.
461	Medical	öz bakım	self care n.
462	Medical	öz geçmiş	autobiography n.
463	Medical	öz bağışıklık	autoimmunization n.
464	Medical	öz bağışıklık	self-immunity n.
465	Medical	besleyici öz	papablast n.
466	Medical	öz saygıda azalma	decreased self-esteem n.
467	Medical	öz-bakım becerisi ölçeği	self-care ability scale n.
468	Medical	öz bakım becerisi	self-care ability n.
469	Medical	öz bağışıklık	autoimmunisation n.
470	Medical	öz-bakım gücü	self-care agency n.
471	Medical	dr edward bach tarafından geliştirilen homeopatik ilkelere dayanan tedavide kullanılan 38 yabani çiçekten elde edilen öz	bach flower essences n.
472	Medical	öz-kaynaklı	autologous adj.
Anatomy
473	Anatomy	parankima hücrelerinin ışın halinde yayılan şeritlerinden oluşup öz ile kabuğu birbirine bağlayan primer doku	medullary ray n.
474	Anatomy	mide öz suyu	gastric juice n.
Psychology
475	Psychology	güncel öz	actual self n.
476	Psychology	gerçek öz	real self n.
477	Psychology	öz saygı	self esteem n.
478	Psychology	ideal öz	ideal self n.
479	Psychology	öz-alıcı	autoreceptor n.
480	Psychology	içsel öz-yardımcı	inner self-helper n.
481	Psychology	öz-referans	self-reference n.
482	Psychology	öz-olumlama teorisi	self-affirmation theory n.
483	Psychology	öz-denetim	self-control n.
484	Psychology	öz-konuşma	self-talk n.
485	Psychology	öz-imaj	self-image n.
486	Psychology	öz-uyarım	self-stimulation n.
487	Psychology	öz-saygı	self-esteem n.
488	Psychology	öz-ayrımsama teorisi	self-awareness theory n.
489	Psychology	öz-aşkınlık	self-transcendence n.
490	Psychology	öz-dinamizm	self-dynamism n.
491	Psychology	öz-sevgi	self-love n.
492	Psychology	öz-güncelleme	self-actualization n.
493	Psychology	öz-gizleme	self-effacement n.
494	Psychology	öz-izleme	self-monitoring n.
495	Psychology	öz-referanslama etkisi	self-referencing effect n.
496	Psychology	öz-saygı tehdidi modeli	threat-to-self-esteem model n.
497	Psychology	öz-sunum	self-presentation n.
498	Psychology	öz söndürme	self-extinction n.
499	Psychology	stratejik öz-sunum	strategic self-presentation n.
500	Psychology	öz-doğrulama	self-verification n.