mercy - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

mercy

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "mercy" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 20 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
mercy n. af
mercy n. merhamet
General
mercy n. merhametlilik
mercy n. acıma
mercy n. mağfiret
mercy n. bereket
mercy n. inayet
mercy n. insaf
mercy n. rahmet
mercy n. lütuf
mercy n. aman
mercy n. merhamet
mercy n. hayırlı olay
mercy n. talihli durum
mercy n. boyun eğdirme
mercy n. güç
mercy interj. aman tanrım
mercy interj. yarabbi
Law
mercy n. yargıcın suçla ilgili sahip olduğu takdir hakkı
Religious
mercy n. tanrı'nın insana gösterdiği merhamet

Bedeutungen, die der Begriff "mercy" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 152 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
have mercy v. acımak
General
appeal for mercy n. af için yalvarma
mercy seat n. kefaret örtüsü
god's mercy and grace n. rahmet
bullet of mercy n. merhamet kurşunu
mercy killing n. çaresiz durumdaki hastayı öldürme
mercy killing n. ötanazi
show mercy v. merhamet etmek
have mercy v. bağışlamak
appeal for mercy v. af dilemek
be at the mercy of v. ocağına düşmek
show mercy v. insafa gelmek
implore mercy v. ayağına kapanmak
ask for mercy v. aman dilemek
be at the mercy of (somebody) v. elde kalmak
have (someone) at one's mercy v. gagasından yakalamak
be at the mercy of (somebody) v. elinde kalmak
not show mercy v. acımamak
be at the mercy of v. -in insafına kalmış olmak
be at someone’s mercy v. insafına kalmak
be at the mercy of v. insafına kalmak
leave to the mercy of someone v. insafına bırakmak
leave to someone's mercy v. insafına bırakmak
plead for mercy v. merhamet dilemek
beg for mercy v. merhamet dilemek
show no mercy v. gözünün yaşına bakmamak
show no mercy v. merhamet etmemek
at the mercy of adv. elinde
at the mercy of adv. kudreti dahilinde
without mercy adv. acımadan
with no mercy adv. acımadan
at the mercy of prep. -nin vicdanına kalmış
grand mercy [obsolete] interj. çok teşekkürler
Phrases
no mercy will be shown expr. merhamet gösterilmeyecek
wish allah’s mercy upon those who lost their lives expr. ölenlere allah'tan rahmet dilemek
no mercy expr. merhamet yok
have mercy on me expr. merhamet et bana
with mercy and gratitude expr. rahmet ve şükranla
Colloquial
be at the mercy of v. insafında olmak
have some mercy! expr. az merhamet et!
have some mercy! expr. biraz merhamet et!
have some mercy! expr. biraz acı!
have some mercy! expr. biraz merhamet göster!
at the mercy of expr. merhametinde
at (someone's or something's) mercy expr. (birinin/bir şeyin) merhametinde
at (someone's or something's) mercy expr. (birinin/bir şeyin) insafında
at (someone's or something's) mercy expr. (birinin/bir şeyin) elinde
at (someone's or something's) mercy expr. (birinin/bir şeyin) kontrolünde
at (someone's or something's) mercy expr. (birinin/bir şeyin) insafına/merhametine (kalmış)
Idioms
throw oneself on the mercy of someone v. merhamet için yalvarmak
cry you mercy v. af dilemek
lie at the mercy of v. insafına kalmak
lie at the mercy of v. ocağına düşmek
show no mercy v. acımamak
show no mercy v. merhamet göstermemek
throw oneself upon someone's mercy v. (yargının merhametine vb.) sığınmak
throw oneself at the mercy of the court v. yargıya sığınmak
throw oneself upon someone's mercy v. yargıya sığınmak
throw oneself at the mercy of the court v. yargının merhametine sığınmak
throw oneself on the mercy of some authority v. yargıya sığınmak
throw oneself at the mercy of some authority v. (yargının merhametine vb.) sığınmak
throw oneself at the mercy of some authority v. yargıya sığınmak
throw oneself on the mercy of some authority v. (yargının merhametine vb.) sığınmak
place (oneself) at (someone's) mercy v. (birinin) merhametine sığınmak
place (oneself) at (someone's) mercy v. (birinin) affına sığınmak
place (oneself) at (someone's) mercy v. kaderini (birinin) ellerine bırakmak
place (oneself) at (someone's) mercy v. kendini (birinin) insafına bırakmak
be at the mercy of (something) v. (bir şeyin) elinde/ellerinde olmak
be at the mercy of (something) v. (bir şeyin) vicdanına/insafına kalmış olmak
be at the mercy of (something) v. (bir şeyin) merhametinde/merhametine kalmış olmak
have somebody at your mercy v. birini tamamen kontrolü altına almak
have somebody at your mercy v. biri üzerinde güç sağlamak
have somebody at your mercy v. biri birinin merhametine/insafına kalmak
have somebody at your mercy v. birini avucunun içine almak
have somebody at your mercy v. birinin ipi ellerinde olmak
have somebody at your mercy v. birini köşeye sıkıştırmak
have somebody at your mercy v. birini eline düşürmek
leave (one) to the mercy of (someone or something) v. (birini birinin/bir şeyin) insafına/merhametine bırakmak
leave somebody/something to the mercy of somebody/something v. birini/bir şeyi birinin/bir şeyin insafına/merhametine bırakmak
throw (oneself) on (someone's) mercy v. (merhametine) sığınmak
throw (oneself) on (someone's) mercy v. (kendini birinin) merhametine bırakmak
throw (oneself) on (someone's) mercy v. merhamet için yalvarmak
throw (oneself) at (someone's) mercy v. (merhametine) sığınmak
throw (oneself) at (someone's) mercy v. (kendini birinin) merhametine bırakmak
throw (oneself) at (someone's) mercy v. merhamet için yalvarmak
throw (oneself) on the mercy of (someone) v. (merhametine) sığınmak
throw (oneself) on the mercy of (someone) v. (kendini birinin) merhametine bırakmak
throw (oneself) on the mercy of (someone) v. merhamet için yalvarmak
throw (oneself) at the mercy of (someone) v. (merhametine) sığınmak
throw (oneself) at the mercy of (someone) v. (kendini birinin) merhametine bırakmak
throw (oneself) at the mercy of (someone) v. merhamet için yalvarmak
throw (oneself) upon the mercy of (someone) v. (yargının merhametine) sığınmak
throw (oneself) upon the mercy of (someone) v. (kendini birinin) merhametine bırakmak
throw (oneself) upon the mercy of (someone) v. merhamet için yalvarmak
throw oneself on the mercy of v. merhamet için yalvarmak
throw oneself on the mercy of v. (yargının merhametine) sığınmak
throw oneself on the mercy of v. kendini (birinin) merhametine bırakmak
throw yourself on somebody's mercy v. merhamet için yalvarmak
throw yourself on somebody's mercy v. (yargının merhametine) sığınmak
throw yourself on somebody's mercy v. kendini birinin merhametine bırakmak
at (someone's) mercy expr. (birinin) merhametinde
at (someone's) mercy expr. (birinin) insafında
at (someone's) mercy expr. (birinin) elinde
at (someone's) mercy expr. (birinin) kontrolünde
at (someone's) mercy expr. (birinin) insafına/merhametine (kalmış)
at the mercy of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) merhametinde
at the mercy of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) insafında
at the mercy of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) elinde
at the mercy of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) kontrolünde
at the mercy of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) insafına/merhametine (kalmış)
at the mercy of someone expr. birinin merhametinde/merhametine
at the mercy of someone expr. birinin insafında/insafına
at the mercy of someone expr. birinin elinde/eline
at the mercy of someone expr. birinin kontrolünde/kontrolüne
at someone's mercy expr. birinin merhametinde/merhametine
at someone's mercy expr. birinin insafında/insafına
at someone's mercy expr. birinin elinde/eline
at someone's mercy expr. birinin kontrolünde/kontrolüne
(be) at the mercy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin merhametinde (olmak)
(be) at the mercy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin insafında (olmak)
(be) at the mercy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin elinde (olmak)
(be) at the mercy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin kontrolünde (olmak)
(be) at the mercy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin insafına/merhametine (kalmak)
at the mercy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin merhametinde
at the mercy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin insafında
at the mercy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin elinde
at the mercy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin kontrolünde
at the mercy of somebody/something expr. birinin/bir şeyin insafına/merhametine (kalmış)
Speaking
have mercy on me expr. acı bana
mercy me expr. acı bana
I throw myself at your mercy expr. affınıza sığınıyorum
lord have mercy expr. aman tanrım
may god have mercy on your soul expr. tanrı ruhuna merhamet etsin
Law
act of mercy n. kaçma ve kurtarma operasyonlarında yerel halkın yardımı
prerogative of pardon of mercy n. affetme yetkisi
be at one's mercy v. birisinin insafına kalmak
be at one's mercy v. birisinin keyfine tabi olmak
be at one's mercy v. birisinin insafında olmak
Medical
mercy flight n. tecrit edilmiş bir topluluktaki ölümcül hasta veya yaralıları hastaneye ulaştırmak için hava aracı ile yapılan sefer
Religious
mercy seat n. ahit sandığı'nın tanrı'nın istirahatgahı olduğu düşünülen altın kaplaması
mercy seat n. tanrı'nın tahtı
sisters of mercy n. dublin'de kurulan dini bir tarikat
Military
act of mercy n. kaçma ve kurtarma operasyonlarında yerel halkın yardımı
Sport
mercy killing n. rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi sonucu müsabakanın erken bitirilmesi
mercy rule n. rakip ile ara açılıp galibiyetin garantilenmesi durumunda müsabakanın erken bitirilmesini öngören kural
Slang
angel of mercy n. şefkat meleği
mercy fuck n. acıma seksi
mercy fuck n. bir tarafın diğer tarafa karşı acıma duyduğu seks
mercy fuck n. bir kişinin diğerine acıyarak yaptığı seks
mercy buckets expr. çok mersi
mercy buckets expr. çok teşekkürler
mercy buckets expr. mersi boku