sert bir şekilde

Bedeutungen von dem Begriff "sert bir şekilde" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 25 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	sert bir şekilde	harshly adv.
There is too often a tendency to criticise state aid harshly as a measure causing distortion in competition. Devlet yardımlarını rekabeti bozan bir tedbir olarak sert bir şekilde eleştirme eğilimi çok sık görülmektedir. More Sentences
2	General	sert bir şekilde	hard adv.
I thought the Commission was going to come down hard on this whole issue. Komisyon'un tüm bu meselenin üzerine sert bir şekilde gideceğini sanıyordum. More Sentences
3	General	sert bir şekilde	harsh adv.
The Prestige disaster cast a harsh light on marine pollution. Prestige faciası deniz kirliliğine sert bir şekilde ışık tutmuştur. More Sentences
4	General	sert bir şekilde	sharply adv.
He replied sharply when he was asked who he was. Kendisine kim olduğu sorulduğunda sert bir şekilde cevap verdi. More Sentences
5	General	sert bir şekilde	rigorously adv.
6	General	sert bir şekilde	acutely adv.
7	General	sert bir şekilde	unbudgeably adv.
8	General	sert bir şekilde	ungently adv.
9	General	sert bir şekilde	untenderly adv.
10	General	sert bir şekilde	hash [dialect] adv.
11	General	sert bir şekilde	loweringly adv.
12	General	sert bir şekilde	rigidly adv.
13	General	sert bir şekilde	heavily adv.
14	General	sert bir şekilde	fierce adv.
15	General	sert bir şekilde	fiercely adv.
16	General	sert bir şekilde	fierily adv.
17	General	sert bir şekilde	fiery adv.
18	General	sert bir şekilde	pettily adv.
19	General	sert bir şekilde	sharp adv.
20	General	sert bir şekilde	snelly adv.
21	General	sert bir şekilde	starchedly adv.
22	General	sert bir şekilde	starchly adv.
23	General	sert bir şekilde	stern adv.
Colloquial
24	Colloquial	sert bir şekilde	big adv.
Archaic
25	Archaic	sert bir şekilde	bolt adv.

Bedeutungen, die der Begriff "sert bir şekilde" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 72 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	sert bir şekilde eleştirme	upbraiding n.
2	General	sert bir şekilde kural koyan kimse	hardass n.
3	General	sert bir şekilde çekmek	wrench v.
4	General	sert bir şekilde vurmak	smite v.
5	General	itmek (sert bir şekilde)	shove v.
6	General	sert bir şekilde uyarmak	warn sternly v.
7	General	sert bir şekilde tıngırdatmak	twank [dialect] v.
8	General	sert bir şekilde tıngırdamak	twank [dialect] v.
9	General	sert bir şekilde paylamak	blister v.
10	General	sert bir şekilde şikayet etmek	gripe v.
11	General	sert bir şekilde ifade etmek	growl v.
12	General	sert bir şekilde ayak altında çiğnemek	hobnail v.
13	General	sert bir şekilde bir şeye fırlatmak	slat [dialect] [uk] v.
14	General	sert bir şekilde karşı olmak	oppose strongly v.
15	General	sert bir şekilde muhalefet etmek	strongly oppose v.
16	General	sert bir şekilde karşı olmak	strongly oppose v.
17	General	sert bir şekilde muhalefet etmek	oppose strongly v.
18	General	sert bir şekilde düşen	grievous adj.
19	General	sert bir şekilde ironik	grim adj.
20	General	sert/sıkı bir şekilde	smartly adv.
21	General	daha sert bir şekilde	worse adv.
Phrasals
22	Phrasals	eleştirileri ya da hakaretleri sert bir şekilde karşılamak	clap back v.
23	Phrasals	(birine) sert bir şekilde bağırmak	bark at (someone) v.
24	Phrasals	birine karşı sert/keskin bir şekilde esmek	bite into someone v.
25	Phrasals	sert bir şekilde çekip almak	wrench off v.
26	Phrasals	bir şeyi bir şeyden sert bir şekilde çekip almak	wrest something off v.
27	Phrasals	sert bir şekilde çekip almak	wrest off v.
28	Phrasals	sert bir şekilde çekip çıkarmak	wrest out v.
29	Phrasals	bir şeyi birinden/bir şeyden sert bir şekilde çekip almak	wrench something off (of) someone or something v.
30	Phrasals	sert bir şekilde çekip almak	wrest off v.
31	Phrasals	sert bir şekilde çekip çıkarmak	wrest off v.
32	Phrasals	bir şeyi birinden/bir şeyden sert bir şekilde çekip almak	wrench something off v.
33	Phrasals	sert bir şekilde çekip almak	wrench out v.
34	Phrasals	bir şeyi bir şeyden sert bir şekilde çekip almak	wrest something off (of) something v.
35	Phrasals	sert bir şekilde çekip çıkarmak	wrench out v.
36	Phrasals	sert bir şekilde çekip almak	wrest out v.
37	Phrasals	sert bir şekilde içeri girmek	stalk into (some place) v.
38	Phrasals	(birini/bir şeyi bir yerden/şeyden) sert bir şekilde çekip almak	wrench (someone or something) out of (something or some place) v.
39	Phrasals	(birini) sert bir şekilde eleştirmek	unload on (someone) v.
40	Phrasals	'-i sert bir şekilde eleştirmek	swipe at v.
41	Phrasals	sert bir şekilde yere düşürmek	haul down v.
42	Phrasals	(birine/bir şeye) sert bir şekilde/birden saplamak	jab at (someone or something) v.
43	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) sert bir şekilde çekmek	jerk (someone or something) out of (something) v.
44	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) sert bir şekilde çekmek	jerk (someone or something) out of (something or some place) v.
45	Phrasals	(bir yerine) sert bir şekilde/birden saplamak	jab in v.
46	Phrasals	(birine/bir şeye) sert şekilde çıkışmak	lash at (someone or something) v.
47	Phrasals	(birine) sert/kaba bir şekilde karşılık vermek	talk back (to one) v.
48	Phrasals	(bir şeyden) sert bir şekilde burkarak/bükerek çekip almak	twist out of (something) v.
Colloquial
49	Colloquial	birini sert/ağır bir şekilde cezalandırmak	give it to somebody [uk] v.
50	Colloquial	sert/ağır bir şekilde cezalandırılmak	get what for [uk] v.
51	Colloquial	sert bir şekilde azarlamak	give it to v.
52	Colloquial	sert bir şekilde çekmek	jerk over v.
Idioms
53	Idioms	birdenbire sert bir şekilde durmak	come to a crashing halt v.
54	Idioms	birinin yanlışını sert bir şekilde düzeltmek	tell them where the dog died v.
55	Idioms	bir şeyi/birini sert bir şekilde eleştirmek	pull somebody/something to bits/pieces v.
56	Idioms	(bir şeyi) sert bir şekilde eleştirmek	pick (something) to bits v.
57	Idioms	bir şeyi/birini sert bir şekilde eleştirmek	pick somebody/something to bits/pieces v.
58	Idioms	sert bir şekilde karşı rakibin üstüne gitmek	take the game to v.
59	Idioms	(biriyle) kısa ve sert bir şekilde konuşmak	get short with (one) v.
60	Idioms	(bir şeyin) üstüne sert bir şekilde düşmek	come down hard on (something) v.
61	Idioms	(birini/bir şeyi) sert bir şekilde yargılamak	tear (someone or something) to ribbons v.
62	Idioms	sinirini/öfkesini sert bir şekilde dile getirmek	be breathing fire v.
63	Idioms	(birine) düşüncelerini sert bir şekilde söylemek	come on strong (with somebody) v.
64	Idioms	birini/bir şeyi sert bir şekilde yönetmek	rule someone or something with a rod of iron v.
65	Idioms	sert ve açık bir şekilde	in no uncertain terms expr.
Trade/Economic
66	Trade/Economic	(değer, miktar) sert bir şekilde azalmak	break v.
Politics
67	Politics	ekonomik veya sosyal adaletsizliği sert bir şekilde eleştiren kimse	angry young man n.
Aeronautic
68	Aeronautic	aşırı hız nedeniyle sert bir şekilde inip tekrar kalkmak	bounce v.
Sport
69	Sport	engelli at yarışında dönmeyi reddeden atın dizgini sert bir şekilde çekme	ebrillade n.
70	Sport	(buz hokeyi) bir oyuncuyu sert bir şekilde tahta çerçevelere itme faulü	boarding n.
Slang
71	Slang	(birini veya bir şeyi) sert şekilde eleştirmek	slag [uk] v.
Modern Slang
72	Modern Slang	eşini, çocuğunu sert/katı bir şekilde yönetme	accountability mood n.