silver - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

silver

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "silver" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 49 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
silver adj. gümüş
General
silver n. çatal bıçak
silver n. çatal (sofrada kullanılan)
silver n. gümüş eşya
silver n. gümüş rengi
silver n. bıçak ve kaşıklar
silver n. sim
silver n. gümüş para
silver n. gümüş
silver n. hanedan armacılığında kullanılan gümüş metali
silver n. hanedan armacılığında kullanılan beyaz renk
silver v. sırlamak
silver v. gümüş kaplamak
silver v. gümüşlemek
silver v. ağarmak
silver v. beyazlamak
silver v. gümüş renge dönüştürmek
silver adj. gümüş gibi parlayan
silver adj. gümüşten yapılmış
silver adj. yirmi beşinci yıl dönümüne dair
silver adj. bir dizinin yirmi beşinci etkinliğine dair
silver adj. yirmi beşinci (evlilik yıl dönümü)
silver adj. net ve çınlamalı sesi bulunan
silver adj. net ve çınlamalı ses çıkaran
silver adj. hoş tınılı
silver adj. ikna edici
silver adj. güçlü ve etkili şekilde ikna edici
silver adj. gümüşlü
silver adj. gümüş içeren
silver adj. gümüş veren
silver adj. kısmen gümüş ihtiva eden
silver adj. kısmen gümüşten oluşan
silver adj. para standardı olarak gümüş kullanımını destekleyen
silver adj. gümüşle kakılmış
silver adj. gümüş kaplı
silver adj. gümüş kaplanmış
silver adj. hanedan armacılığında kullanılan gümüş metaline ait
silver adj. hanedan armacılığında kullanılan beyaz renge ait
Technical
silver v. gümüşle kaplamak
Computer
silver n. açık gri
Dyeing
silver n. grinin hafif kahverengimsi olan orta bir tonu
Marine Biology
silver n. kuzey pasifik kıyılarında görülen küçük bir somon
Zoology
silver n. gümüş tilki
Social Sciences
silver adj. panama kanal bölgesi'ndeki siyahi nüfusa ait
silver adj. panama kanal bölgesi'ndeki siyahi nüfus için olan
History
silver adj. altın çağın ardından gelen daha az parlak döneme ait veya ilişkili
Geography
silver n. teksas eyaletinde şehir
Sport
silver n. gümüş madalya
Photography
silver n. gümüş bromür ve gümüş klorür gibi fotoğrafçılıkta kullanılan gümüş halojenürlere verilen ad

Bedeutungen, die der Begriff "silver" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
silver bath n. gümüş banyosu
silver pheasant n. gümüşsülün
silver gray n. gümüş rengi
silver fox n. renar arjante
nickel silver n. almangümüşü
silver coin n. gümüş para
silver white n. gümüş beyazı
silver thread n. sırma
silver jubilee n. yirmi beşinci yıldönümü
german silver n. almangümüşü
small silver coin n. akça
silver poplar n. akçakavak
silver grey n. gümüşrengi
small silver coin n. akçe
silver fir n. ak köknar
silver coins n. gümüş paralar
the silver screen n. beyazperde
silver carp n. gümüş sazan
silver wire n. gümüş tel
silver paper n. yaldızlı kağıt
silver poplar n. akkavak
silver screen n. sinema
nickel silver n. nikel gümüşü
silver fir n. akçam ağacı
silver fox n. gümüş tilki
sterling silver n. som gümüş
coin silver n. para gümüşü
silver fir n. gerçek köknar
silver jubilee n. evliliğin yirmi beşinci yıldönümü
silver mine n. gümüş madeni
silver plating n. gümüş kaplama
silver anniversary n. bir kuruluş vb'nin 25. yıl dönümü
beaten silver n. dövülmüş gümüş
silver leaf n. varak
silver money n. ak akçe
moondust silver n. aytozu grisi
silver mines n. gümüş madenleri
silver wedding n. evliliğin 25. yıldönümü
silver-gilt thread n. sırma
silver bullion n. gümüş külçe
silver money n. gümüş para
silver plate n. gümüş kaplama
silver currency n. gümüş para
standard silver n. gümüş alaşımı
silver wedding anniversary n. evliliğin 25.yıl dönümü
silver coinage n. gümüş bozuk para
silver rain n. gümüş yağmur
silver-plated cutlery n. gümüş ile kaplanmış kesiciler (bıçak vb.)
silver mirror n. gümüş ayna
silver bullet n. gümüş kurşun
silver vase n. gümüş vazo
silver designer n. gümüş tasarımcısı
silver eagle winged watch n. gümüş kartal kanatlı saat
silver ornaments n. gümüş süs eşyaları
silver dollar n. gümüş dolar
silver necklace n. gümüş kolye
silver foil wrapper n. alüminyum folyo
silver beater n. gümüşü döverek varak haline getiren kimse
silver cord n. kişinin fiziksel varlığı ile ruhsal varlığı arasındaki bağlantı
silver cord n. anne ile yavrusu arasındaki duygusal bağ
silver gilt n. gümüş kaplama
silver gilt n. gümüş görünümlü kaplama
silver lining n. bulutun beyaz kenarı
silver plate n. gümüş sofra takımı
silver plate n. gümüşle kaplı tabak çanak
silver stick [uk] n. sarayda görevli olan bazı ingiliz süvarilerine verilen bir unvan
silver storm n. ince buz
silver storm n. soğuğa maruz kalan ağaç gibi cisimlerin üzerindeki buz tabakası
silver storm n. şeffaf buz
silver triangle n. yasadışı uyuşturucu üretim merkezleri olan peru, bolivya ve kolombiya'yı kapsayan güney amerika bölgesi
silver-gilt n. ince altın tabakası ile kaplanmış gümüş
silver-worker n. gümüş işleyici
silver-worker n. gümüş eşyalar yapan veya onaran kimse
free silver n. serbest gümüş sikke basımını savunma
silver-plate v. gümüş kaplamak
silver-plate v. gümüşle kaplamak
hand to on a silver platter v. altın tepside sunmak
serve on a silver platter v. altın tepside sunmak
head for silver screen v. gözünü beyazperdeye dikmek
set one's sights on the silver screen v. gözünü beyazperdeye dikmek
silver-haired adj. beyaz saçlı
silver-plated adj. gümüş kaplama
silver-tongued adj. güzel konuşan
silver-coloured adj. gümüşi
silver-colored adj. gümüşi
silver [obsolete] adj. tatlı ve nazik
silver [obsolete] adj. huzurlu
silver [obsolete] adj. sakin
silver [obsolete] adj. uysal
silver-spoon adj. varlıklı aileden gelen
silver-spoon adj. ailesi varlıklı olan
silver-spoon adj. zengin çevreye sahip
silver-blue adj. rengi açık parlak mavi olan
silver-bodied adj. gövdesi gümüş grisi olan
silver-gray adj. gümüşi gri olan
silver-gray adj. gümüş grisi olan
silver-green adj. rengi açık parlak yeşil olan
silver-grey adj. gümüşi gri olan
silver-grey adj. gümüş grisi olan
silver-scaled adj. gövdesi tümüyle veya kısmen gümüşi pullarla kaplı olan
silver-white adj. gümüş beyazı olan
silver-white adj. gümüşi beyaz olan
Proverb
every cloud has a silver lining her şeyde bir hayır vardır
speech is silver, but silence is gold söz gümüşse sükut altındır
every cloud has a silver lining her işte bir hayır vardır
speech is silver, but silence is gold söz gümüş ise sükut altındır
every cloud has a silver lining her şerde bir hayır vardır
every cloud has a silver lining her hayırda bir şer her şerde bir hayır vardır
every silver lining has a cloud her iyi şeyin kötü bir yanı vardır
every silver lining has a cloud iyi şeyler kötü şeylere gebedir
every silver lining has a cloud her hayırda bir şer vardır
every silver lining has a cloud her an her şey olabilir
every silver lining has a cloud bir anda her şey ters yüz olabilir
every silver lining has a cloud çok gülen çok ağlar
every dark cloud has a silver lining her şeyde bir hayır vardır
every dark cloud has a silver lining her işte bir hayır vardır
every dark cloud has a silver lining her yokuşun bir inişi vardır
every dark cloud has a silver lining her şerde bir hayır vardır
every dark cloud has a silver lining her felakette bir hayır vardır
every dark cloud has a silver lining her gecenin bir sabahı vardır
every dark cloud has a silver lining gün doğmadan neler doğar
speech is silver, but silence is golden söz gümüşse sükut altındır
speech is silver, silence is golden söz gümüşse sükut altındır
Colloquial
silver state n. nevada eyaletinin takma adı
silver fox n. kır saçlı ve çekici adam
silver-spooned adj. varlıklı bir aileye doğmuş olan
silver-spooned adj. varlıklı bir aileye ait
silver-spooned adj. varlıklı bir aile ile ilişkili
born with a silver spoon in one's mouth expr. şanslı doğmuş
born with a silver spoon in one's mouth expr. varlıklı bir ailede doğmuş
and there's the silver lining expr. işte bu da bir umut ışığı
and there's the silver lining expr. işte bu da işin olumlu yanı/iyi tarafı
and there's the silver lining expr. en azından
and there's the silver lining expr. neyse ki
Idioms
silver lining n. umut ışığı
a silver lining n. şerrin içindeki hayır
silver lining n. ümit kıvılcımı
a silver lining n. umut ışığı
silver lining n. şerrin içindeki hayır
a silver lining n. ümit kıvılcımı
silver spoon n. aileden (miras) kalan/gelen para/servet
the silver screen n. beyaz perde
every cloud has a silver lining n. gün doğmadan neler doğar
silver bullet n. sihirli değnek
silver bullet n. sihirli çözüm
the silver screen n. sinema
silver tongue n. tatlı dil
silver lining n. umut ışığı
silver bullet n. uzun süredir devam eden bir sorunu çabucak çözüveren bir çözüm
silver-tongued n. (ikna etmek amacıyla) ağzı iyi laf yapan kimse
thirty pieces of silver n. hainliğin sembolü
thirty pieces of silver n. ihanetin sembolü
silver plate n. taş plak
a silver tongue n. tatlı dil
a silver tongue n. yumuşak dil
a silver tongue n. kibar konuşma
a silver tongue n. ikna edici konuşma
a silver tongue n. güçlü ve etkili konuşma
silver surfer n. internet kullanımında uzman ileri yaşlı kimse
silver surfer n. interneti iyi kullanan yaşlı kimse
silver-tongued orator n. iyi bir hatip
silver-tongued orator n. tatlı dilli bir konuşmacı
silver-tongued orator n. ağzı iyi laf yapan bir konuşmacı
silver-tongued orator n. konuşmayı bilen biri
cross someone's palm with silver v. avucuna para saymak
give/hand something to somebody on a silver platter v. birine bir şeyi altın tepside sunmak
be born with a silver spoon in one's mouth v. kadir gecesi doğmuş olmak
be born with a silver spoon in one's mouth v. zengin bir ailede doğmuş olmak
cross someone's palm with silver v. (aldığı hizmetin) karşılığını ödemek
be born with a silver spoon in one's mouth v. varlıklı bir ailede doğmuş olmak
sell the family silver v. aile yadigarını satmak
sell the family silver v. aile yadigarını elden çıkarmak
sell the family silver v. hızlıca gelir/fayda elde etmek için aileden kalan değerli şeyleri satmak
sell the family silver v. çok değerli bir şeyi elden çıkarmak
sell the family silver v. hatıra olarak saklamaktansa elden çıkarmak
sell the family silver v. değerli bir şeyi ilerisi için saklamaktansa elden çıkarmak
sell the family silver v. hızlı fayda/para elde etmek için değerli bir bir şeyi elden çıkarmak
have a silver tongue v. tatlı dilli olmak
have a silver tongue v. ikna edici konuşabilmek
have a silver tongue v. güçlü ve etkili konuşabilmek
have a silver tongue v. konuşurken ustalıkla ikna edici olmak
have a silver tongue v. dilbaz olmak
have a silver tongue v. ikna edici olmak
be born with a silver spoon in your mouth v. zengin bir ailede doğmuş olmak
be born with a silver spoon in your mouth v. varlıklı bir ailede doğmuş olmak
be born with a silver spoon in your mouth v. zenginliğin içine doğmuş olmak
be born with a silver spoon in your mouth v. ağzında gümüş kaşıkla doğmak
cross (one's) palm with silver v. (birinin) avucuna para saymak
cross (one's) palm with silver v. (birine) rüşvet vermek
cross (one's) palm with silver v. (birinin) eline/cebine para sıkıştırmak
cross (one's) palm with silver v. (birine) para vermek/ödeme yapmak
cross palm with silver v. avucuna para saymak
cross palm with silver v. rüşvet vermek
cross palm with silver v. eline/cebine para sıkıştırmak
cross palm with silver v. para vermek/ödeme yapmak
give (something) to (one) on a (silver) platter v. (birine bir şeyi) altın tepside sunmak/vermek
hand (something) to (one) on a (silver) platter v. (birine bir şeyi altın/gümüş) tepside sunmak
silver-tongued adj. dilbaz
silver-tongued adj. tatlı dilli
born with a silver spoon adj. varlıklı/zengin bir ailede doğmuş
born with a silver spoon adj. ağzında gümüş kaşıkla doğmuş
born with a silver spoon adj. zengin doğmuş
born with a silver spoon adj. doğuştan zengin/varlıklı
born with a silver spoon adj. aileden zengin/varlıklı
born with a silver spoon adj. şanslı doğmuş
born with a silver spoon adj. doğuştan şanslı
born with a silver spoon adj. doğuştan şanslı ve zengin
born with a silver spoon in his or her mouth adj. varlıklı/zengin bir ailede doğmuş
born with a silver spoon in his or her mouth adj. ağzında gümüş kaşıkla doğmuş
born with a silver spoon in his or her mouth adj. zengin doğmuş
born with a silver spoon in his or her mouth adj. doğuştan zengin/varlıklı
born with a silver spoon in his or her mouth adj. aileden zengin/varlıklı
born with a silver spoon in mouth adj. varlıklı/zengin bir ailede doğmuş
born with a silver spoon in mouth adj. ağzında gümüş kaşıkla doğmuş
born with a silver spoon in mouth adj. zengin doğmuş
born with a silver spoon in mouth adj. doğuştan zengin/varlıklı
born with a silver spoon in mouth adj. aileden zengin/varlıklı
every cloud has a silver lining expr. gün gelir devran döner
every cloud has a silver lining expr. her gecenin bir sabahı vardır
every cloud has a silver lining expr. her felakette bir hayır vardır
every cloud has a silver lining expr. her yokuşun bir inişi vardır
on a silver platter expr. gümüş tepside
born with a silver spoon in one's mouth expr. kadir gecesi doğmuş
speech is silver, silence is gold expr. söz gümüşse sükut altındır
born with a silver spoon in one's mouth expr. zengin doğmuş
silver plates [from french phrase s'il vous plaît meaning "please"] expr. lütfen
silver plate [from french phrase s'il vous plaît meaning "please"] expr. lütfen
Speaking
silver-plate expr. silvuple (lütfen)
Trade/Economic
silver standard country n. gümüş para standardına bağlı ülke
silver certificate n. gümüş belgesi
silver certificate n. gümüş sertifikası
silver standard n. gümüş standardı
free silver n. serbest gümüş sikke basımı
Law
silver alert n. kayıp yaşlı uyarısı
king's silver n. (erken dönem ingiliz hukukunda) ceza olarak ödenen para
Tourism
silver service n. gümüş servis
silver service n. yemek yiyen her kişinin kişisel ihtiyaçlarına uygun olarak, yiyeceklerin büyük bir tabakla masaya getirildiği ve müşterinin istediği porsiyonda kendisine verildiği restoran servisi
Technical
alloyed silver n. alaşımlı gümüş
german silver n. alman gümüşü
german silver articles n. alman gümüşü eşyalar
german silver n. almangümüşü
silver gilt n. altın yaldızlı gümüş
dore silver n. altınlı gümüş
silver glance n. argentit
king's silver n. arı gümüş
copper silver equilibrium phase diagramme n. bakır gümüş dengeli evre çizgesi
copper silver alloys n. bakır gümüş alaşımları
horn silver n. boynuz gümüşü
german silver n. beyaz metal
ph meter with a glass and silver reference combined electrode n. cam ve gümüş referans bileşik elektrotlu ph metre
chinese silver n. çin gümüşü
base silver n. düşük ayarlı gümüş
dore silver n. dore gümüşü
native silver n. doğal gümüş
beaten silver n. dövme gümüş
beaten silver n. dövülmüş gümüş
electrodeposited silver and silver alloy coatings n. elektrobirikimli gümüş ve gümüş alaşımı kaplamalar
electrodeposited silver and silver alloy coatings n. elektrolitik gümüş ve gümüş alaşımı kaplamalar
electrodeposited silver and silver alloy coatings n. elektrobirikimli ve gümüş alaşımı kaplamalar
methods for assessing the adhesion of electrodeposited silver and silver alloy coatings n. elektrolitik gümüş ve gümüş alaşımı kaplamaların yapışkanlığını değerlendirme yöntemleri
silver zinc battery n. gümüş çinko pili
silver wire n. gümüş tel
silver acetate n. gümüş asetat
silver aluminium system n. gümüş aluminyum dizgesi
silver sulphite n. gümüş sülfit
silver coated electrolytic copper wire n. gümüş kaplı elektrolitik bakır tel
silver electrode n. gümüş elektrot
silver tetratungstate n. gümüş dörttungstat
brittle silver ore n. gevrek gümüş cevheri
silver enhancement n. gümüş pulcuklar
silver chain n. gümüş zincir
silver beating n. gümüş dövme
silver persulphate titrimetric method n. gümüş persülfat titrimetrik metot
silver phosphate n. gümüş fosfat
silver enhancement n. gümüşlü zıtlık artırma
silver band n. gümüş bant
flat silver n. gümüş sofra takımı
silver cleaner n. gümüş parlatıcı
silver arsenite n. gümüş arsenit
silver plating n. gümüş kaplama
silver brazing alloy n. gümüş-pirinç alaşımı
silver spoon n. gümüş kaşık
silver case n. gümüş zarf
silver bromide n. gümüş bromür
silver diethyldithiocarbamate n. gümüş dietilditiyokarbomat
silver telluride n. gümüş telürür
silver nitrate n. gümüş nitrat
silver platinum system n. gümüş platin dizgesi
silver bromate n. gümüş bromat
silver powder n. gümüş tozu
silver production n. gümüş üretimi
refining of silver n. gümüş arıtımı
silver platinum alloys n. gümüş platin alaşımları
silver flakes n. gümüş florür
silver amalgam n. gümüşlü amalgam
silver carbonate n. gümüş karbonat
silver copper system n. gümüş bakır dizgesi
silver bath n. gümüş kaplama yunağı
silver perchlorate n. gümüş perklorat
silver rod n. gümüş çubuk
silver standard n. gümüş para standardı
silver-plated nut n. gümüş kaplamalı somun
silver thiocyanate n. gümüş tiyosiyanat
silver base alloy n. gümüş esaslı alaşım
silver rolling n. gümüş haddeleme
silver fineness n. gümüş ayarı
silver leaf n. gümüş varak
silver plated copper n. gümüş kaplı bakır
silver jewellery alloys n. gümüş ziynet alaşımları
silver chloride n. gümüş klorür
silver-gray n. gümüş rengi
silver brazing alloy n. gümüşlü sert lehim alaşımı
silver copper equilibrium diagram n. gümüş bakır denge çizgesi
silver tetrafluorob orate n. gümüş dörtflorborat
silver sulfide n. gümüş sülfür
silver-based alloy n. gümüş esaslı alaşım
silver arsenate n. gümüş arsenat
silver soldering n. gümüş lehimi yapma
silver salts n. gümüş tuzları
silver cyanide n. gümüş siyanür
silver fork n. gümüş çatal
silver fluoride n. gümüş folyo
silver chromate n. gümüş kromat
silver products n. gümüş ürünleri
silver crucible n. gümüş potası
silver oxygen alloys n. gümüş oksijen alaşımları
silver benzoate n. gümüş benzoat
silver refining n. gümüş arıtma
silver sand n. gümüş kumu
silver content n. gümüş muhtevası
silver ingot n. gümüş külçe
silver knife n. gümüş bıçak
silver bath n. gümüş yunağı
silver cyanate n. gümüş siyanat
silver-exchanged zeolite n. gümüş değişimli zeolit
silver solder n. gümüş lehimi
silver nitrite n. gümüş nitrit
silver brazing n. gümüşlü sert lehimleme
silver plating n. gümüş ile kaplama
silver plated n. gümüş kaplama
silver staining n. gümüşlü dekorlama
silver cleaner paste n. gümüş parlatma macunu
silver-grey n. gümüş rengi
gray silver n. gümüş karbonat
silver sulphide n. gümüş sülfür
silver sulphate n. gümüş sülfat
silver selenide n. gümüş selenür
silver brazing n. gümüş sert lehimi
silver alloys n. gümüş alaşımları
silver iodate n. gümüş iyodat
silver foil n. gümüş varağı
silver iodide n. gümüş iyodür
silver oxide n. gümüş oksit
silver glance n. gümüş pırıltısı
silver oil n. gümüş folyo
silver lead ore n. gümüş kurşun cevheri
silver oxygen system n. gümüş oksijen dizgesi
silver shot n. gümüş saçması
silver permanganate n. gümüş permanganat
silver autometallography n. gümüşlü zıtlık artırma
silver lustre n. gümüş parlaklığı
silver wool n. gümüş yünü
silver case n. gümüş katman
silver aluminium phase diagram n. gümüş aluminyum evre çizgesi
silver-coated float glass miorror n. gümüş kaplamalı float cam ayna
silver diethyldithiocarbamate spectrometric method n. gümüş dietilditiyokarbamat spektrometrik metot
silver metavanadate n. gümüş metavanadat
silver staining n. gümüş dekorlama
silver mirror n. gümüşlü ayna
silver hydrogenfluoride n. gümüş hidrojenflorür
silver bronze n. gümüş tuncu
silver base alloys n. gümüş temelli alaşımlar
dore silver n. ham gümüş
silver thaw n. ince buz
fine silver n. ince gümüş
coin silver n. madeni para yapımında kullanılan standart gümüş
nickel silver n. nikel gümüşü
nanoscale silver n. nano-ölçekli gümüş
german silver n. nikel gümüşü
oxygen- silver phase diagramme n. oksijen gümüş evre çizgesi
oxygen-silver system n. oksijen gümüş dizgesi
platinum-silver phase diagramme n. platin-gümüş evre çizgesi
coin silver n. para gümüşü
fulminating silver n. patlayıcı gümüş
platinum-silver system n. platin-gümüş dizgesi
bright silver n. parlak gümüş yaldız
refined silver n. rafine gümüş
silver wire n. sırma
black silver n. siyah gümüş
liquid silver n. sıvı gümüş
squeegee silver n. sıkmaç gümüşü
cyanide silver plating n. siyanürlü gümüş kaplama
black silver n. stefanit
sterling silver n. sterling gümüşü
ruby silver n. yakut gümüşü
german silver n. bakır ve çinko içeren bir nikel alaşımı
nickel silver n. bakır ve çinko içeren bir nikel alaşımı
silver point n. gümüşün erime noktası
silver steel n. gümüş oranı çok düşük olan bir çelik ve gümüş alaşımı
silver plate v. gümüşle kaplamak
silver plated adj. gümüş kaplı
silver plated adj. gümüş kaplanmış
silver-plated adj. gümüş kaplamalı
silver plated adj. gümüşle kaplanmış
palladium-silver adj. palladyum-gümüş
silver-plated on thread adj. vida dişleri gümüş kaplanmış
Textile
silver shoes n. gümüş rengi ayakkabılar
silver fox n. gümüş tilkinin değerli kürkü
Woodworking
silver maple n. gümüşi akçaağacın sert ve kırılgan odunu
silver quandong n. quandong ağacının kolay işlenebilir kerestesi
Automotive
silver plating n. gümüş kaplama
silver blazing n. gümüş kaynağı
silver solder n. gümüş lehim
silver oxide battery n. gümüş oksitli akü
silver solder n. gümüş kaynağı lehimi
Mining
red silver n. pirarjirit minerali
red silver n. prustit minerali
white silver n. beyaz gümüş
natural silver n. doğal gümüş
silver-lead-zinc ore mining n. gümüş-kurşun-çinko madenciliği
silver deposit n. gümüş yatağı
red silver ore n. kızıl gümüş cevheri
silver thread n. sırma
brittle silver glance n. stefanit
dark red silver ore n. koyu kırmızı-siyah renkli bir gümüş antimon sülfit
Medical
silver poisoning n. arjirizm
silver sulfadiazine-impregnated central venous catheters n. gümüş sülfadiyazin kaplı santral venöz kateterler
silver leaf disease n. gümüş hastalığı
stained by silver method adj. gümüş metoduyla boyanan/boyanmış
Anatomy
vitreous silver n. camsı cisim
Pharmaceutics
silver proteinate n. proteinat
mild silver protein n. iltihaplı deri dokularının tedavisinde lokal antiseptik olarak kullanılan bir bileşik
Gastronomy
silver hake n. mezgit balığı
Chemistry
caustic silver n. gümüş nitrat
caustic silver n. cehennem taşı
nitrate of silver n. gümüş nitrat
nitrate of silver n. fotoğrafçılıkta ve dağlama maddesi olarak kullanılan beyaz kristalli bir tuz
telluric silver n. hessit
reaction to ammoniacal silver nitrate n. amonyaklı gümüş nitrata reaksiyon
reaction to ammoniacal silver nitrate n. amonyaklı gümüş nitratla reaksiyon
antimonial silver n. antimonlu gümüş
silver glance n. argentit
silver-glance n. arjantit
silver nitrate n. cehennem taşı
silver sulfadiazine n. gümüş sülfadiazin
silver nitrate n. gümüş nitrat
silver white n. gümüş beyazı
silver nitrate solution n. gümüş nitrat çözeltisi
silver diethyldithiocarbamate n. gümüş dietilditiyokarbamat
silver sodium zirconium hydrogenphosphate n. gümüş sodyum zirkonyum hidrojenfosfat
silver-halide n. gümüş halojenür
silver halide n. gümüş halojenür
determination of silver content n. gümüş muhtevası tayini
silver platinum n. gümüşlü platin
chloride silver nitrate titration with chromate indicator n. kromat indikatörü yanında gümüş nitrat ile titrasyon
horn silver n. gümüş klorür içeren ve ışığa maruz kalması ile kararan beyaz-soluk sarı veya gri mineral
horn silver n. izomorf gümüş halojenür grubu
Biochemistry
silver protein n. albümin veya jelatin ile gümüş oksit içeren antibakteriyel ve koloid bir ilaç
Marine Biology
silver scabbardfish n. çatalkuyruk balığı
silver-gray eel n. gümüşi yılan balığı
silver salmon n. gümüş sombalığı
silver scabbardfish n. palaska balığı
silver sillago n. sivriburun gümüş
american silver perch (bairdiella chrysoura) n. scianidae familyasına ait küçük gümüşi bir balık
silver perch (bairdiella chrysoura) n. scianidae familyasına ait küçük gümüşi bir balık
silver perch (bidyanus bidyanus) n. tatlısu levreği
silver perch (morone americana) n. beyaz levrek
silver perch (pomoxis annularis) n. genellikle küçük göletlerde yaşayan gümüş rengi bir balık
silver jenny (eucinostomus gula) n. batı atlantik sahillerinde yaşayan gümüş renkli bir balık
silver whiting (menticirrhus littoralis) n. abd'nin güney atlantik ve meksika körfezi kıyılarında yaşayan, gümüş grisi mat bir mezgit balığı
silver bream n. tahta balığı
silver shell n. atlantik kıyılarında görülen bir çift kabuklu
silver scabbardfish n. çatal kuyruk
silver belly [new zealand] n. tatlı suda yaşayan yılan balığı
silver chub n. kuzey amerika'nın kuzeydoğusundaki akarsularda yaşayan semotilus cinsi bir balık
silver eel n. kılkuyruk balığı
silver eel n. cinsel olgunluğa henüz ulaşmış olup üremek için okyanusa dönmek üzere olan gümüşi yılan balığı
silver gar n. zargana
silver gar n. belone ve akraba cinslere mensup çeşitli yeşil ve gümüş renkli uzun ince balıklara verilen ad
silver gar n. zargana familyasından avrupa'ya özgü uzun ve yeşil-gümüş renkli bir balık
silver lunge n. abd’nin büyük göller bölgesi’nde ve kanada'da görülen, çatalsı kuyruğa sahip sarı benekli bir av balığı
silver moonfish n. opah
silver moonfish n. ay balığı
silver perch n. abd'nin meksika ve new york arasında kalan doğu sahillerinde yaşayan bairdiella cinsi küçük gümüşi bir balık
silver perch n. gümüş renkteki balık
silver perch n. avustralya'ya özgü bidyanus cinsi bir tatlısu levreği
silver trout n. gümüşi renkli bir alabalık çeşidi
silver trout n. kızıl somonun denizle bağlantısı olmayan sularda yaşayan küçük bir çeşidi
silver trout n. kaynak alabalığının yalnızca monadnock gölü'nde tespit edilmiş bir çeşidi
Zoology
silver-tip n. bozayı
silver-tip n. boz ayı
silver-washed fritillary n. cengaver kelebek
silver pheasant n. gümüş sülün
silver plover n. gümüşi yağmurcun
silver-spotted skipper n. gümüş benekli zıpzıp
silver-studded blue n. gümüşlekeli esmergöz
silver-studded blue n. gümüş lekeli esmergöz
silver fox n. güney afrika tilkisi
silver fox n. kara sırtlı çakal
silver fox n. bir amerikan tavşanı cinsi