tamir - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

tamir



Bedeutungen von dem Begriff "tamir" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 29 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
tamir repair n.
General
tamir wrecking n.
tamir refit n.
tamir redress n.
tamir refitment n.
tamir fix n.
tamir repairing n.
tamir reparation n.
tamir restoration n.
tamir overhaul n.
tamir maintenance n.
tamir mending n.
tamir mend n.
tamir fixing n.
tamir renewal n.
tamir repair n.
tamir redressal n.
tamir redressment n.
tamir remedy n.
tamir renewing n.
tamir renovelance n.
tamir rep (repair) abrev.
tamir repr. (repair) abrev.
Trade/Economic
tamir troubleshooting n.
tamir upkeep n.
Politics
tamir maintenance n.
Technical
tamir mending n.
tamir repair n.
Construction
tamir repair n.

Bedeutungen, die der Begriff "tamir" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 346 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
tamir etmek repair v.
tamir etmek fix v.
tamir etmek mend v.
General
tamir etmek ayakkabı cobble n.
tamir atölyesi repairshop n.
körük tamir eden kişi bellows mender n.
tüfek ve tabanca yapan veya tamir eden kimse gunsmith n.
tamir maliyeti repair cost n.
tamir bakım repair and maintenance n.
tamir işlerini kendi yapan kimse do-it-yourselfer n.
tamir edilemezlik irreparableness n.
tamir edilemezlik irreparability n.
ayakkabı tamir atölyesi shoe repair shop n.
ayakkabı tamir dükkanı shoe repair shop n.
tamir bedeli repair price n.
tamir etme fixing n.
yanlış tamir misrepair n.
tamir edilebilirlik reparability n.
tamir edilebilme özelliği repairability n.
tamir edilebilirlik repairability n.
tamir edilebilme özelliği reparability n.
radyoyu tamir eden kişi radioman n.
tamir etme refit n.
tamir etmeyi, makine ve parçalarıyla deneyler yapmayı seven kimse tinker n.
tamir etmeyi, makine ve parçalarıyla deneyler yapmayı seven kimse tinkerer n.
tamir etmeye veya onarmaya çalışan vasıfsız kimse tinkerer n.
fıçı tamir eden kimse barrel maker n.
acil tamir quicky n.
tamir edilebilme repairability n.
tamir eden restorer n.
küçük bakım ve tamir işleri işe için alınmış kimse handyman n.
tamir işleri için alınmış kimse handyperson n.
tamir etme repairment n.
tamir edilebilir malzeme reparable item n.
ayakkabı tamir tezgahı heel bar n.
ayakkabı tamir tezgahı heelbar n.
motoru yenilenmiş ve gövdesi tamir görmüş eski araba rod n.
kırık veya bozuk şeyleri tamir eden kimse doctor n.
(mermerleri yapıştırarak tamir eden) mermer ustası sticker n.
yol tamir ustası surfaceman n.
araba tamir etmek repair a car v.
oturağını tamir etmek seat v.
kurcalamak (tamir/düzeltme amacıyla) tinker with v.
tamir etmek renovate v.
bir şeyi tamir etmeye çalışmak (tamirci olmayan biri) tinker v.
bir yeri tamir etmek fix a place up v.
tamir etmek patch together v.
tamir etmek overhaul v.
ayakkabı tamir etmek cobble v.
tamir etmek service v.
eğreti bir şekilde tamir etmek patch v.
tamir edip yenilemek recondition v.
tamir etmek rehabilitate v.
bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek patch something together v.
bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek patch something up v.
tamir etmek debug v.
tamir görmek be repaired v.
tamir etmek refit v.
seloteyple tamir etmek sellotape v.
tamir etmeye çalışmak tinker with v.
tamir etmek do up v.
tamir etmek recondition v.
tamir etmek doctor v.
kıçını tamir etmek (pantolon) seat v.
tamir etmek tinker v.
tamir edilmek be under repair v.
tamir etmek put into commission v.
tamir etmek redintegrate v.
üstünkörü tamir etmek tinker v.
tamir etmek repair v.
tamir ettirmek have something repaired v.
tamir görmek undergo repair(s) v.
tamir yapmak repair v.
tamir etmek bodge v.
tamir etmek fix v.
tamir etmek mend v.
tamir etmek rebuild v.
arabayı tamir etmek fix the car v.
televizyonu tamir etmek fix the television v.
tamir etmek fix up v.
tamir etmek fix over v.
tamir etmek rectify v.
tamir etmek restore v.
tamir etmek make good v.
telefonu tamir etmek repair the telephone v.
tamir edilmesi gerekmek need fixed v.
tamir edilmesi gerekmek need fixing v.
ayakkabı tamir etmek repair shoes v.
tamir görmek get fix v.
tamir görmek have fix v.
televizyonu tamir etmek repair the television v.
bilgisayarı tamir etmek fix the computer v.
tamir etmek rewamp v.
bisikleti tamir etmek fix the bike v.
bisikleti tamir etmek fix the bicycle v.
evdeki eşyaları tamir etmek fix things at home v.
esnek odunsu malzeme ile desteklemek, tamir etmek cane v.
tamir etmek redub v.
parçasını değiştirerek tamir etmek furbish up v.
tekrar tamir etmek remend v.
(bir elektronik cihaza) tamir edilemeyecek seviyede hasar vermek tigger v.
tamir etmek undo v.
tamir etmek beete v.
tamir etmek bete v.
çitleri tamir etmek/onarmak mend (one's) fences v.
tamir etmek heal v.
acemice tamir etmek clamper [scotland] v.
tamir etmek dight [scotland] v.
tamir macunu uygulamak dope v.
tamir etmek fettle [dialect] [uk] v.
boru tamir etmek plumb v.
tamir etmek remedy v.
tamir olunamaz irreparable adj.
tamir edilmiş renovated adj.
tamir görmüş repaired adj.
tamir edilemez irreparable adj.
tamir edilmiş overhauled adj.
iyi tamir edilmemiş in bad repair adj.
tamir gerektirir durumda out of repair adj.
tamir edilebilir reparable adj.
örgü ile tamir eden darner adj.
tamir edilmemiş unmended adj.
tamir edilemez unrepairable adj.
basit tamir işleri yapabilen handy adj.
tamir gerektiren rickety adj.
tamir edilemeyen irrepairable adj.
tamir edilmiş doctored adj.
tamir edilebilir fixable adj.
tamir edilemez biçimde irreparably adv.
Phrasals
örerek tamir etmek knit up v.
tamir etmek touch on v.
(duvarı/bacayı vb) tamir etmek point something up v.
tamir etmek vamp up v.
araba yarışında yakıt ikmali/tamir alanından çıkmak pit out v.
yapıştırıp tamir etmek cement together v.
tamir etmek cure of v.
(bir şeyi) tamir etmeye çalışmak fiddle with (something) v.
bir şeyi tamir etmek fix something over v.
tamir etmek fix up v.
bantla yapıştırarak tamir etmek tape up v.
(bir şeyi) tamir etmek work on (something) v.
üstünkörü tamir etmek coggle (up) [dialect] v.
Colloquial
araba yarışında yakıt ikmali/tamir alanından çıkma pit out n.
kütük yolunu denetleyip tamir eden işçi blue jay n.
kütük yolunu denetleyip tamir eden işçi road monkey n.
tamir ediyorum veya yapıyorum diye bir şeyin içine etmek bodge v.
tamir edilemez durumda olmak have had it v.
bir şeyi düzenlemek, tamir etmek do something up v.
tamir edilemez şekilde hasar almış breached beyond repair adj.
bantla tamir edilmiş taped up adj.
yardım/tamir edilemez durumda beyond help expr.
(artık) yardım edilemeyecek/tamir edilemez bir halde beyond help expr.
yardım/tamir edilemez durumda beyond repair expr.
(artık) yardım edilemeyecek/tamir edilemez bir halde beyond repair expr.
Idioms
tamir edilemez şekilde zarar/hasar görmek have had the richard [australia] v.
araba yarışında yakıt ikmali veya tamir için duraklamak make a pit stop v.
Speaking
arabayı tamir ediyorum I'm fixing the car expr.
kardeşim şu anda bahçede bisikletini tamir ediyor my brother is mending his bicycle in the garden at the moment expr.
senin için tamir edebilirim I could fix it for you expr.
tamir edemeyeceğinden emin misin? are you sure you can't fix it? expr.
tamir edebilir misin? can you fix it? expr.
tamirciye arabamı tamir ettiririm I have the mechanic fix my car expr.
tamirciye arabamı tamir ettirdim I had the mechanic fix my car expr.
tamir edildi it has been fixed expr.
acaba birisinden bunu tamir etmesini isteyebilir misin? I wonder if you could ask someone to fix it expr.
Trade/Economic
bakım ve tamir giderleri upkeep expenses n.
makine veya tesisin tamir edilmez hale gelene kadar görevini düzenli olarak yaptığı süre life n.
tamir atölyesi repairing shop n.
tamir masrafları repair costs n.
tamir masrafları cost of repairs n.
tamir atölyesi repair shop n.
tamir gideri repair expense n.
yetkili tamir ve bakım servisleri authorized maintenance and repair services n.
gemi tamir ve bakım kurumu husband n.
müşterinin ürünü tamir için kendisinin götürmesinin gerektiği (satış tipi) carry-in adj.
Law
esaslı tamir substantial repair n.
(yurt vb) oda tamir tazminatı detriment n.
Politics
tamir'de yaşayan etnik bir grup nganasan n.
tamir giderleri repair charges n.
Insurance
hasar gören ya da çalınan kişisel eşyaların yerine yenisinin alınmasını veya tamir edilmesini kapsayan sigorta personal possessions insurance n.
makul tamir masrafları reasonable cost of repairs n.
örerek tamir darning n.
tamir edip yenileme reconditioning n.
Technical
bakım ve tamir main and repair n.
büyük tamir major repair n.
hava silindiri tamir takımı/seti repair kit for air cylinder n.
kolay tamir kelepçesi easy to repair clamp n.
tamir takımı repair kit n.
tamir-bakım atölyesi repair and maintenance shop n.
tamir kataloğu repair manual n.
tamir tezgahı repair bench n.
tamir kitabı the workshop manual n.
tamir gemisi repair ship n.
tamir el kitabı workshop n.
tamir kaynağı overhaul weld n.
tamir masrafları repair costs n.
tamir isteyen durum disrepair n.
tamir tezgahı overhaul stand n.
tamir arabası repair track n.
tamir takımı maintenance kit n.
tamir ekibi repair crew n.
tamir kamyonu repair truck n.
tamir masrafları repair expenses n.
tamir parçası repair part n.
tamir ve bakım servisi maintenance and repair service n.
tamir boyası refinish n.
tamir kamyonu breakdown truck n.
tamir manşonu fixing sleeve n.
tamir atölyesi repairshop n.
telgraf, telefon ve elektrik tellerini döşeyen veya tamir eden kimse wireman n.
tamir istasyonu repair station n.
tamir kataloğu shop manual n.
tamir kamyonu breakdown lorry n.
tamir el kitabı shop manual n.
tamir el kitabı the workshop manual n.
tamir el kitabı repair manual n.
tamir macunu dope n.
kabaca tamir etmek tinker v.
tamir etmek mend v.
tamir etmek repair v.
tamir etmek fix v.
tamir sonrası yeniden kullanılır hale gelmek refit v.
tamir edilebilir reparable adj.
tamir edilmemiş unrepaired adj.
tamir edilebilir repairable adj.
Computer
ortalama tamir süresi mean time to repair n.
Telecom
telgraf hattını kuran ve tamir eden işçi tickerman n.
ortalama tamir süresi mean time to repair n.
Mechanic
çok önemli olmayan tamir uygulamaları running repairs n.
tamir dükkanı fix-it shop n.
Textile
tamir iğnesi darning needle n.
Construction
beton tamir harcı repair mortar n.
betonun tamir ve koruması repair and protection of concrete n.
epoksi esaslı tamir harcı eporepair mortar n.
tamir harcı repair mortar n.
tamir harcı basınç dayanımı compressive strength of repair mortar n.
tamir parçaları repair pieces n.
tamir betonu repair concrete n.
üst yüzeyde kullanılan tamir harcı overhead repair mortar n.
kırma taşla tamir edilmemiş (yol) unmetalled adj.
Automotive
araç tamir kılavuzu vehicle repair guide n.
boya tamir ürünleri paint repair products n.
kaporta tamir uzmanları birliği society of collision repair specialists n.
karbüratör tamir takımı carburetor kit n.
mantar yamayla tamir plug repair n.
lastik tamir törpüsü plug rasper n.
lokal tamir spot repair n.
özel tamir atölyesi specialty repair shop n.
ön cam tamir kiti windscreen repair kit n.
seyyar kaporta tamir lifti mobile body repair lift n.
supap tamir paftası valve tool n.
tamir edilebilme reparability n.
tamir çukuru repair-pit n.
tamirhane/araba tamir atölyesi vehicle workshop n.
tamir ve bakım servisleri repair and maintenance services n.
tamir kılavuzu repair manual n.
tamir takımı repair kit n.
tamir ve bakım formu repair order n.
tamir boyası refinish paint n.
tamir boyası paint refinishing n.
terminal tamir takımı terminal repair kit n.
yol tamir çalışması desteği construction zone assist n.
araç gövdesinin tamir edilmesi panel-beating n.
araba tamir dükkanı auto repair shop n.
Railway
tamir edilen hat bölümü track section under repair n.
Aeronautic
tamir takımı en route kit n.
uçak tamir atölyesi sheet metal shop n.
uçak tamir periyodu repair cycle aircraft n.
Marine
yan yatmış gemiyi tamir etme careen n.
geminin bakım, tamir veya temizlik masrafları careenage n.
asma tamir iskelesi flake n.
büyük tamir ve havuzlama işlemi overhaul n.
gemi tamir ve bakım kurumu ship's husband n.
geminin inşa veya tamir edilmesinin ardından yaptığı ilk sefer shakedown cruise n.
gemi tamir havuzu dry dock n.
gemi tamir havuzu graving dock n.
gemi tamir atölyesi repair yard n.
gemi tamir havuzu drydock n.
tamir için bir geminin dokta beklemesi culage n.
teftiş ve tamir overhaul n.
tamir gemisi repair ship n.
teftiş ve tamir inspection and repair n.
gemilerin yüklenip boşaltıldığı veya tamir edildiği bir limana demir atma docking facility n.
yan yatmış gemiyi tamir etmek careen v.
yan yatmış gemiyi tamir etmek careen v.
(halatı) muayene veya tamir için tekneye taşımak underrun v.
(halatı) muayene veya tamir için tekneye sürüklemek underrun v.
(tamir, bakım için) gemiyi karaya çıkarmak haul v.
Petrol
su altı araştırmalarında kullanılan uzaktan kumandalı mini denizaltılara ve açık deniz platform ve su altı yapılara dalış yaparak tamir bakım işlerini yapan dalgıçlara hizmet vermek için açılan su altı deliği moonpool n.
Medical
plak meş ile tamir plug-mesh repair n.
retropubik tamir retropubic repair n.
Biology
bir tamir eden enzimi photolyase n.
Agriculture
saban yapıp tamir eden işçi ploughwright n.
saban yapıp tamir eden işçi plowwright n.
Environment
tamir-takviye çalışması repair and strengthening works n.
Geography
tamir yarımadası taimyr penninsula n.
tamir yarımadası taimir penninsula n.
Military
kullanılarak tüketilemeyen, tamir veya imhaya tabi olan ekipman recoverable item n.
ana tamir fabrikası base shop n.
ana tamir fabrikası base repair shop n.
ana tamir base repair n.
bütün tamir overhaul n.
depo bakım tamir fabrikası depot maintenance shop n.
gaz maskesi tamir kutusu gas mask repair kit n.
fabrika seviyesi bakım ve tamir depot-level maintenance and repair n.
gaz maskesi tamir takımı gas mask repair tool set n.
fenni sıhhi tesisler ve tamir parçaları repairs and utilities n.
hava seyyar tamir ve bakım merkezi service centre n.
ilk yedekler ve/veya tamir parçaları initial spares and/or repair parts n.
kripto tamir tesisleri cryptographic repair facility n.
ordudonatım ana tamir fabrikası ordnance main depot command n.
tamir periyodu repair cycle n.
tamir ve bakım birlikleri repair and maintenance corps n.
tamir edilebilir malzeme repairable item n.
tamir devresi repair cycle n.
tamir parçası repair part n.
vagon tamir bölüğü car repair company n.
Art
saz tamir atölyesi luthiers workshop n.
Archaic
tamir ederek yenilemek redintegrate v.
tamir etmek amend v.
tamir edilmiş amended adj.
Slang
tamire getirilen bir arabayı duvar kenarına park edip tamir etmeme wall job n.
tamire getirilen arabayı duvar kenarında yatırıp tamir etmeden geri verme wall job n.
arabayı tamir etmeden teslim etme wall job n.
tamire götürülüp duvar kenarında yatıp tamir edilmeden geri verilen araba wall job n.
(bir şeyi) yarım yamalak tamir etmek monkey-fart with (something) v.
(bir şeyi) tamir etmeye çalışmak futz with (something) v.
tamir etmeye çalışmak putz around v.
için tamir etmek fix for v.
British Slang
gelişigüzel yapmak/tamir etmek bodge v.
Star Wars
bakura imparatorluk tamir istasyonu bakura imperial repair station n.
sınıf 7 tamir gemisi class-7 repair vessel n.
droid tamir dükkanı a16-523 droid repair shop a16-523 n.
gallorr'un hafif tamir barakası gallorr's light repair shed n.
honwoo'nun tamir dükkanı honwoo's repair shop n.
kst-77 tamir tersanesi kdy-77 repair yard n.
lonn idd'in tamir istasyonu lonn idd's repair station n.
metan tamir kantinası methane fix cantina n.
mobil astromekanik tamir istasyonu mobile astromech repair station n.
mobil tamir üssü mobile repair base n.
mse-6 serisi tamir droidi mse-6 series repair droid n.
tamir droidi repair droid n.
tendrando yeniden ikmal ve tamir istasyonu tendrando refueling and repair station n.
ticaret federasyonu tamir gemisi trade federation repair ship n.
turhaya'nın kara süratçisi tamir dükkanı turhaya's landspeeder repair shop n.
tip ii yörüngesel tamir avlusu type ii orbital repair yard n.