tar - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

tar

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "tar" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 20 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
tar n. katran
General
tar n. zift
tar n. gemici
tar v. katranla kaplamak
tar v. katran sürmek
tar adj. katran sürülmüş
tar adj. katranlı
Technical
tar n. asfalt
tar n. katran
tar v. asfaltlamak
tar v. katran ile kaplamak
tar v. katranlamak
Construction
tar n. zift
Automotive
tar n. katran
Marine
tar n. denizci
tar n. gemici
Medical
tar n. tar
Tobacco
tar n. duman tuzağında toplanan katı sıvı maddelerden su ve nikotin çıkarıldıktan sonra geriye kalanlar
tar n. zifir
Art
tar n. tar

Bedeutungen von dem Begriff "tar" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Medical
tar tar n.
Art
tar tar n.

Bedeutungen, die der Begriff "tar" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 211 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
coal tar n. katran
jack tar n. denizci er
jack tar n. gemici
crude tar n. ham katran
tar paper n. katranlı kağıt
juniper tar n. ardıç katranı
mineral tar n. madeni katran
tar and feather n. katran tüy cezası
coal-tar soap n. katranlı sabun
nicotine-tar deposit n. zifir
petroleum tar n. petrol katranı
tar baby n. katran bebek
tar heel n. north carolina'lı veya orada yaşayan kimse
tar-heel n. kuzey carolinalı
tar-heel n. kuzey carolina yerlisi ya da sakini
beat the tar out of somebody v. komalık etmek
whale the tar out of v. eşek sudan gelinceye kadar dövmek
tar and feather someone v. üstüne katran sürüp tüy yapıştırmak
tar and feather a person v. birinin üstüne katran sürüp tüye bulamak
Proverb
do not spoil the ship for a ha'porth of tar pire için yorgan yakma
do not spoil the ship for a ha'porth of tar küçücük/incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için koca gemiyi yakma
do not spoil the ship for a ha'porth of tar küçücük/incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için gemileri yakma
Colloquial
jack-tar [uk] n. ingiliz kraliyet donanması'nda denizci
tar-and-feather v. katran ve tüy sürerek cezalandırmak
Idioms
tar baby n. içinden çıkılması/çözülmesi zor durum
have a lick of the tar brush [dated] v. teni esmer/teni koyu olmak
have a lick of the tar brush [dated] v. rengi/teni katrana çalmak
have a touch of the tar brush [dated] v. teni esmer/teni koyu olmak
have a touch of the tar brush [dated] v. rengi/teni katrana çalmak
tar somebody with the same brush v. aynı kefeye koymak (koyulmak)
tar somebody with the same brush v. aynı kefeye koymak
beat the tar out of someone v. bozguna uğratmak
knock the tar out of somebody v. bozguna uğratmak
beat the tar out of somebody v. bozguna uğratmak
beat the tar out of someone v. birisini hezimete uğratmak
spoil the ship for a hap'orth of tar v. çok pahalı bir şey alıp ufak harcamalardan kaçınmak
knock the tar out of somebody v. eşek sudan gelinceye kadar dövmek
beat the tar out of someone v. hezimete uğratmak
beat the tar out of someone v. eşek sudan gelinceye kadar dövmek
beat the tar out of somebody v. eşek sudan gelinceye kadar dövmek
knock the tar out of somebody v. fena benzetmek
knock the tar out of somebody v. hezimete uğratmak
beat the tar out of someone v. fena benzetmek
beat the tar out of somebody v. fena benzetmek
whale the tar out of someone v. eşek sudan gelinceye kadar dövmek
beat the tar out of somebody v. hezimete uğratmak
beat the tar out of somebody v. komalık etmek
beat the tar out of someone v. öldüresiye dövmek
knock the tar out of somebody v. komalık etmek
beat the tar out of someone v. pestilini çıkarmak
whale the tar out of (one) v. (birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek
whale the tar out of (one) v. (birinin) ağzını burnunu dağıtmak
whale the tar out of (one) v. (birini) fena pataklamak
whale the tar out of (one) v. (birine) dayak atmak
whale the tar out of (one) v. (birini) bozguna uğratmak
whale the tar out of (one) v. (birini) perişan etmek
whale the tar out of (one) v. (birini) fena alt etmek
whale the tar out of (one) v. (birini) hezimete uğratmak
whale the tar out of (one) v. (birini) dağıtmak
whale the tar out of (one) v. (birini) açık ara yenmek/geride bırakmak
spoil the ship for a ha'porth of tar v. küçük bir harcamadan kaçacağım diye koca şeyi/elindekini/asıl önemli şeyi mahvetmek
spoil the ship for a ha'porth of tar v. pire için yorgan yakmak
spoil the ship for a ha'penny-worth of tar v. küçük bir harcamadan kaçacağım diye koca şeyi/elindekini/asıl önemli şeyi mahvetmek
spoil the ship for a ha'penny-worth of tar v. pire için yorgan yakmak
knock the tar out of (someone) v. (birini) fena benzetmek
knock the tar out of (someone) v. (birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek
knock the tar out of (someone) v. (birinin) canına okumak
knock the tar out of (someone) v. (birini) bozguna uğratmak
knock the tar out of (someone) v. (birini) hezimete uğratmak
knock the tar out of (someone) v. (birini) açık ara yenmek
spoil the ship for a ha'p'orth of tar v. küçük tasarruflar etmeye çalışırken daha büyük bir girişimi riske atmak
spoil the ship for a ha'p'orth of tar v. küçük bir harcamadan kaçacağım diye koca şeyi/elindekini/asıl önemli şeyi mahvetmek
spoil the ship for a ha'p'orth of tar v. pire için yorgan yakmak
tar (someone or something) with the same brush v. (birini/bir şeyi) aynı kefeye koymak
tar (someone or something) with the same brush v. (birini/bir şeyi) aynı şekilde değerlendirmek
tar and feather v. kalaylamak
tar and feather v. fırçalamak
tar and feather v. acımasızca eleştirmek
tar and feather v. eleştiri oklarının hedefi yapmak
tar and feather v. şiddetle eleştirmek
tar and feather v. alenen suçlamak
tar and feather v. kınamak
tar people with the same brush v. aynı kefeye koymak
tar people with the same brush v. aynı şekilde değerlendirmek
touch of the tar brush [dated] adj. rengi kırık
touch of the tar brush [dated] adj. esmer tenli
touch of the tar brush [dated] adj. koyu tenli
touch of the tar brush [dated] adj. rengi/teni katrana çalan
Technical
pine tar n. çam katranı
refined tar n. damıtılmış katran
gas tar n. gaz katranı
coal tar n. gazhane katranı
crude tar n. ham katran
tar coating n. katran örtü
coal-tar felt n. katranlı muşamba
tar acids n. katran asitleri
tar decanting n. katran tortusunu ayırma
tar brush n. katran fırçası
tar oil n. katran yağı
coat of tar n. katran tabakası
coat of tar n. katran katı
soil stabilization with tar n. katranlı zemin stabilizasyonu
tar board n. katranlı kağıt
tar board n. katranlı levha
tar emulsion n. katran emülsiyonu
tar-bearing basic rimming mix n. katranlı tokmaklama karışımı
tar-bearing basic rimming mix n. katranlı sıkılama karışımı
tar product n. katran ürünü
tar-bearing beasic refractories n. katranlı bazik refrakterler
tar separator n. katran ayırıcı
tar stabilized soil n. katranla stabilize edilmiş zemin
tar sand n. katranlı kum
tar coating n. katran sürme
tar paper n. katranlı kağıt
tar paving n. katranlı kaplama
tar paint n. katran badana
coal-tar pitch n. kömür katranı zifti
coal tar and pitch based binders n. kömür katranı ve zifti esaslı bağlayıcılar
coal tar dyes n. kömür katranı kullanılarak üretilen boya maddesi
coal tar-based oil n. kömür katranı esaslı yağ
coal-tar emulsion paint n. kömür katranı emülsiyonu badana
coal tar epoxy n. kömür katranlı epoksi
coal tar products n. kömür katranı ürünler
felt coal-tar n. kömür katranı zifti
coke oven tar n. kok fırını katranı
coal tar n. kömür katranı
coal tar and pitch-based binders n. kömür katranı ve zift esaslı bağlayıcılar
coal tar-based binder n. kömür katranı esaslı bağlayıcı
coal tar based oil n. kömür katranı esaslı yağ
coal-tar pitch n. kömür katranı
coal-tar emulsion n. kömür katranı sıvıasıltı
coal tar resins n. kömür katranı reçineleri
bitumen tar n. linyit katranı
lignite tar n. linyit katranı
wood tar n. odun katranı
oilgas tar n. petrol gazı katranı
coal-tar felt n. ruberoit
tar emulsion n. sıvıasıltı katran
water-gas tar n. su gazı katranı
standard tar viscometer n. standart katran viskometresi
refined tar n. tasfiye edilmiş katran
tar coating n. zift kaplama
road tar n. yol katranı
coal-tar creosote n. kreozot yağı
coal-tar saturated adj. kömür katranı ile doyurulmuş
tar-saturated adj. katrana doyurulmuş
tar-impregnated adj. katran emdirilmiş
coal tar base adj. katran esaslı
Construction
asphalt-tar pitch n. asfalt katranı zifti
Woodworking
wood tar n. ağaç katranı
wood tar n. odun katranı
Automotive
tar remover n. zift temizleyici
Marine
jack-tar n. denizci
jack-tar n. gemici
Petrol
alberta tar sands n. alberta katran kumları
tar sand n. katran kumu
rock tar n. petrol
Mining
painting tar n. boya katranı
coke oven tar n. kok fırını katranı
coal tar middle oil n. kömür katranı orta yağı
coal tar-based oil n. kömür katranı esaslı yağ
coal tar heavy oil n. kömür katranı ağıryağı
coal tar light oil n. kömür katranı hafif yağı
coal tar-based oils n. kömür katranı esaslı yağlar
coal tar heavy oil n. kömür katranı ağır yağı
coal tar based adj. kömür katranı esaslı
Medical
tar (thrombocytopenia and absent radius) n. trombositopeni ve radius yokluğu
Pharmaceutics
tar water n. katran suyu
Chemistry
pine tar n. çam katranı
crude tar n. ham katran
coal tar n. kömür zifti
white tar n. naftalin
tar camphor n. naftalin
tar bases n. zift bazları
Botanic
tar-wood n. yeni zelanda dağ çamı
tar-wood n. yeni zelanda'ya özgü bir çalı
tar-wood n. yeni zelanda çalısı
birch–tar oil n. huş yağı
Agriculture
tar boy [australia/new zeland] n. çiftlikte koyunları katranlayan çocuk
tar boy [australia/new zeland] n. koyun kırkılırken postuna katran süren çocuk
Tobacco
lower tar cigarette n. düşük katranlı sigara
low-tar adj. (sigara) düşük katranlı
Geography
tar heel state n. kuzey carolina
tar river n. kuzey carolina'da bir nehir
Geology
la brea tar pits n. la brea katran çukurları
la brea tar pits n. los angeles'ta bulunan, 40 bin ila 8 bin yıl öncesini kapsayan dönemde içlerine hapsolmuş tarih öncesi hayvan ve bitkilerden fosil oluşmuş asfalt havuzları
tar pit n. katran çukuru
Baseball
pine-tar rag n. çam katranına bulanmış bez parçası
Slang
tar baby n. siyahi birini özellikle bir bebeği nitelemek için kullanılan aşağılayıcı ifade
beat the tar out of v. bozguna uğratmak
beat the tar out of v. farklı yenmek
beat the tar out of v. hezimete uğratmak
beat the tar out of v. üstünlüğünü kanıtlamak
beat the tar out of v. eşek sudan gelinceye kadar dövmek
beat the tar out of v. fena halde benzetmek
beat the tar out of v. pestilini çıkarmak
beat the tar out of v. iyi pataklamak
beat the tar out of v. ağzını burnunu kırmak
beat the tar out of v. öldüresiye dövmek
beat the tar out of v. komalık etmek
beat the tar out of (one) [us] v. (birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek
beat the tar out of (one) [us] v. (birini) fena halde benzetmek
beat the tar out of (one) [us] v. (birini) ciddi benzetmek
beat the tar out of (one) [us] v. (birinin) pestilini çıkarmak
beat the tar out of (one) [us] v. (birini) iyi pataklamak
beat the tar out of (one) [us] v. (birinin) ağzını burnunu kırmak
beat the tar out of (one) [us] v. (birini) öldüresiye dövmek
beat the tar out of (one) [us] v. (birini) komalık etmek
beat the tar out of (one) [us] v. (birini) bozguna uğratmak
beat the tar out of (one) [us] v. (birini) farklı yenmek
beat the tar out of (one) [us] v. (birini) hezimete uğratmak