tickle - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

tickle

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "tickle" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
tickle n. gıdıklanma
tickle v. gıdıklanmak
tickle v. gıdıklamak
General
tickle n. gıdıklama
tickle n. gıcık
tickle n. kaşıntı
tickle n. heyecan
tickle n. karıncalanma
tickle v. gıcıklamak
tickle v. eğlendirmek
tickle v. heyecanlandırmak
tickle v. neşelendirmek
tickle v. hoşnut etmek
tickle v. nazikçe dokunmak
tickle v. hafifçe karıştırmak
tickle v. kamçılamak
tickle v. sopalamak
Psychology
tickle n. gıdıklanma
Fishery
tickle v. elle balık yakalamak

Bedeutungen, die der Begriff "tickle" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 79 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
tickle up v. heyecanlandırmak
have a tickle in one's throat v. gıcık duymak
have a tickle in one's throat v. birinin boğazı gıcıklanmak
give someone a tickle v. birini gıdıklamak
tickle one's throat v. gıcık vermek
give one a tickle in one's throat v. gıcıklamak
give one a tickle in one's throat v. gıcık vermek
tickle the taste buds v. damak zevkini okşamak
tickle [obsolete] v. heyecan duymak
tickle [obsolete] v. zevkle karıncalanmak
tickle it [obsolete] v. istenen sona ulaştırmak
tickle it [obsolete] v. başarıyla tamamlamak
tickle-footed adj. belirsiz
tickle-footed adj. sabit olmayan
tickle-footed adj. kaygan
Idioms
slap and tickle n. yiyişme/oynaşma
tickle the palm of v. rüşvet vermek
tickle the palm of v. bahşiş vermek
tickle the palm of v. avcuna bir şeyler sıkıştırmak
tickle the palm of v. rüşvet vermek
tickle the palm of v. bahşiş vermek
tickle the palm of v. avcuna bir şeyler sıkıştırmak
tickle (someone's) funny bone v. (birisini) güldürmek
tickle (someone's) funny bone v. eğlendirmek
tickle (someone's) funny bone v. keyiflendirmek
tickle (someone's) funny bone v. keyfini yerine getirmek
tickle (someone's) funny bone v. sırıtmasına neden olmak
tickle someone pink v. birini eğlendirmek/keyiflendirmek
tickle someone to death v. birini çok/neredeyse ölene kadar gıdıklamak
tickle someone to death v. birisini çok sevindirmek
tickle someone to death v. birisini zevkten dört köşe etmek
tickle somebody's fancy v. ilgisini çekmek
tickle someone's fancy v. iç gıcıklamak
tickle somebody's fancy v. ilgisini çekmeye başlamak
tickle one's fancy v. iç gıcıklamak
tickle someone's fancy v. içini kemirmek
tickle the ivories v. piyano tıngırdatmak
tickle the ivories v. piyano çalmak
tickle the ivories v. tuşları tıngırdatmak
tickle the dragon's tail v. arı kovanına çomak sokmak
tickle the dragon's tail v. üstüne gitmek
tickle the dragon's tail v. yangına körükle gitmek
tickle the dragon's tail v. kışkırtmak
tickle the dragon's tail v. sataşmak
tickle (one) to pieces v. (birini) çok memnun etmek
tickle (one) to pieces v. (birini) çok hoşnut etmek
tickle (one) to pieces v. (birini) çok mutlu etmek
tickle (one) to pieces v. (birini) çok sevindirmek
tickle (one) to pieces v. (birini) zevkten dört köşe etmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birinin ilgisini çekmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birine hitap etmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birinin hoşuna gitmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birinde merak uyandırmak
catch/take/tickle somebody's fancy v. birini çekmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birini cezbetmek
tickle the ear v. kulağına hoş gelmek
tickle fancy v. ilgisini çekmek
tickle fancy v. iç gıcıklamak
tickle fancy v. içini kemirmek
tickle fancy v. cezbetmek
tickle pink v. eğlendirmek
tickle pink v. keyiflendirmek
tickle the ivory/ivories v. piyano tıngırdatmak
tickle the ivory/ivories v. piyano çalmak
tickle the ivory/ivories v. tuşları tıngırdatmak
tickle to death v. zevkten dört köşe etmek
tickle to death v. çok sevindirmek
tickle to death v. çok/neredeyse ölene kadar gıdıklamak
tickle to death v. öldüresiye gıdıklamak
a bit of slap and tickle slap and tickle [uk] expr. oynaşma
a bit of slap and tickle slap and tickle [uk] expr. ön sevişme
Botanic
tickle grass n. tavus otları cinsinden olan çeşitli bitkilere verilen ad
tickle grass (agrostis scabra) n. kuru buketlerde kullanılan, kılcal salkımlı ince bir çim
tickle grass (panicum capillare) n. ekili arazide yetişen, ince salkımları olan bir kuzey amerika otu
Literature
draco dormiens nunquam titillandus (never tickle a sleeping dragon) expr. asla uyuyan bir ejderhayı gıdıklama
Geography
tickle [canadian] n. dar boğaz
Basketball
tickle the twine n. atılan şutta topun sadece fileye değip sayı olmaması
British Slang
slap and tickle n. ön sevişme
slap and tickle n. seks