tug - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

tug

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "tug" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 32 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
tug n. asılma
tug n. mücadele
tug n. sürükleme
tug n. uğraş
tug n. çekme
tug n. kuvvetli çekiş
tug n. çekme halatı
tug n. gayret
tug n. çekiş
tug n. römorkör
tug n. şiddetle çekme
tug n. koşum takımındaki kayışlar
tug v. sürüklemek
tug v. kuvvetle çekmek
tug v. uğraşmak
tug v. çekiştirmek
tug v. çekelemek
tug v. asılmak
tug v. çekmek
tug v. şiddetle çekmek
Technical
tug n. çekici
tug n. römorkör
tug v. büyük bir kuvvetle çekmek
Aeronautic
tug n. push-back aracı
Marine
tug n. römorkör
tug n. şilep
tug n. yedeğinde başka taşıtlar götüren taşıt
tug v. (gemiyi, tekneyi) römorkör ile çekmek
Mining
tug n. madende kömür vagonunu çeken halatın demir kancası
Abbreviation
tug n. tuğrik (moğolistan para birimi)
British Slang
tug n. mastürbasyon
tug n. otuzbir

Bedeutungen von dem Begriff "tug" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tuğ tail n.
tuğ plume n.
tuğ aigrette n.
tuğ aigret n.
Technical
tuğ aigret n.
tuğ tail
tuğ aigrette

Bedeutungen, die der Begriff "tug" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 101 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
tug of war n. şiddetli rekabet
salvage tug n. kurtarma römorkörü
tug of war n. mücadele
tug of war n. çekişme
tug of war n. halat çekme oyunu
tug of war n. ip çekme
tug [brit] n. kaba saba kimse
tug [brit] n. ahlaksız kimse
tug-of-war n. halat çekme yarışı
tug chain n. zincirden yapılan koşum takımı
tug chain n. koşum takımını araba falakasına bağlamaya yarayan kısa zincir
hame tug n. koşum kayışını eğri çubuğa bağlayan kayış ilmeği
tug at one's heartstrings v. yüreğini cız ettirmek
tug at one's arm v. kolunu çekiştirmek
tug at one's sleeve v. üstünü başını çekiştirmek
tug at someone's heartstrings v. birinin yüreğine işlemek
tug at someone's heartstrings v. birinin yüreğine inmek
tug at one's heartstrings v. -i çok duygulandırmak
tug [obsolete] v. hırpalamak
tug [obsolete] v. yaralamak
Phrasals
tug away (at something) v. hızla çekmek
tug away (at something) v. tüm gücüyle çekmek
tug at someone v. (birinin paçasından vb.) çekiştirmek
tug at v. -den çekiştirmek
tug at v. '-e inmek
tug at v. '-i cız ettirmek
tug at v. '-e işlemek
tug at v. çekiştirmek
tug at (someone or something) v. (birini/bir şeyi) çekiştirmek
tug at (someone) v. (birini) dürtmek
tug at (someone) v. (birini) uyarmak
tug away v. çekiciyle çekmek
tug away v. tüm gücüyle çekmek
tug away v. çekiştirmek
tug away v. çekip/çekiştirip durmak
tug away at (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tüm gücüyle çekmek
tug away at (someone or something) v. (birini/bir şeyi) çekiştirmek
tug away at (someone or something) v. (birini/bir şeyi) çekip/çekiştirip durmak
Idioms
tug-of-war n. iki grup arasındaki çekişme
tug of love n. bir çocuğun velayetini alma mücadelesi
tug of love n. birine/bir şey sahip olma mücadelesi
tug of love n. biri/bir şey üzerindeki mülkiyet hakkı mücadelesi
tug the heartstrings v. derinden etkilemek
tug one's heartstrings v. derinden etkilemek
tug one's forelock [brit] v. yalakalık etmek
tug one's forelock [brit] v. bir tarafını yalamak
tear/tug at the heartstrings v. yüreğini cız ettirmek
tug at someone's heartstrings v. yüreğine işlemek
tear/tug at one's heartstrings v. yüreğini cız ettirmek
tug at someone's heartstrings v. yüreğine inmek
tug (one's) forelock v. (yüksek pozisyondaki birine) el pençe divan olmak
tug (one's) forelock v. (yüksek pozisyondaki birinin) elini eteğini öpmek
tug (one's) forelock v. (yüksek pozisyondaki birine) aşırı hürmet/itibar göstermek
tug (one's) forelock v. (yüksek pozisyondaki birine) şakşakçılık yapmak
tug (one's) forelock v. (yüksek pozisyondaki birine) yalakalık yapmak
tug (one's) forelock v. (yüksek pozisyondaki birinin) bir tarafını yalamak
tug your forelock v. el pençe divan olmak
tug your forelock v. elini eteğini öpmek
tug your forelock v. aşırı hürmet/itibar göstermek
tug your forelock v. şakşakçılık yapmak
tug your forelock v. yalakalık yapmak
tug your forelock v. bir tarafını yalamak
tug your forelock v. sosyal statüsü yüksek birini elini alnına götürerek selamlamak
tug your forelock v. sosyal statüsü yüksek birine elini alnına götürerek hürmet göstermek
tug your forelock v. sosyal statüsü yüksek birinin önünde eğilmek
touch/tug your forelock v. el pençe divan olmak
touch/tug your forelock v. elini eteğini öpmek
touch/tug your forelock v. aşırı hürmet/itibar göstermek
touch/tug your forelock v. şakşakçılık yapmak
touch/tug your forelock v. yalakalık yapmak
touch/tug your forelock v. bir tarafını yalamak
Law
tug-of-love n. bir çocuğun velayetini alma mücadelesi
Technical
tug iron n. çekme halatının bağlandığı demir kanca
steam tug n. buharlı römorkör
Aeronautic
tow tug n. çekici
tow tug n. çekme aracı
tug aircraft n. planör çeken uçak
tug plane n. römork uçağı
Marine
tug boat n. çekici römorkör
salvage tug n. hareket kabiliyetini yitirmiş gemileri kurtarmak üzere tasarlanmış römorkörler
salvage tug n. kurtarma römorkörü
harbor tug n. liman römorku
harbour tug n. liman römorkörü
Education
tug [brit] n. eton college'da ana kampüste yaşayan öğrenci
tug [brit] n. (ingiltere'de) kraliyet bursu alan öğrenci
Military
pusher tug n. deniz katırı
tug boat n. kıyı römorkörü
tug boat n. römorkör
Sport
tug of war international federation (twif) n. uluslararası halat çekme federasyonu
Slang
tug and pull n. gerilim
tug job n. mastürbasyon
Star Wars
colossus i beta series asteroid tug n. dev i beta serisi asteroit çekicisi
crystal star tug n. kristal yıldız çekici
ct-11 space tug n. ct-11 uzay çekicisi
grysk tug n. grysk çekici
gun tug n. silah çekici
interstellar tug n. yıldızlarası çekici
mere tug n. mere çekicisi
orbital space tug n. yörüngesel uzay çekicisi
prison-tug n. hapishane çekici
republic space tug n. cumhuriyet uzay çekicisi