work in - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

work in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "work in" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 28 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
work in v. sokuşturmak
work in v. sokmak
work in v. katmak
Phrasals
work in v. araya sıkıştırmak
work in v. -de çalışmak
work in v. -i kullanmak
work in v. -e yer vermek
work in v. tarzında çalışmak
work in v. alanında çalışmak
work in v. ile çalışmak
work in v. araya sokmak
work in v. aradan almak
work in v. uygun olmak
work in v. kabul edilebilir olmak
work in v. uymak
work in v. yedirmek
work in v. nüfuz ettirmek
work in v. içine işletmek
work in v. ovarak yedirmek
work in v. yoğurarak karıştırmak
work in v. masajla nüfuz ettirmek
work in v. zaman yaratmak
work in v. planında/programında bir şey için yer açmak
work in v. içine geçirmek/sokmak
work in v. spor salonunda birinin kullandığı bir alete geçmek
work in v. spor salonunda birinin kullandığı bir aleti kullanmak için izin istemek
work in v. spor salonunda başkasının çalıştığı bir aletle çalışmak için izin istemek
work in v. spor salonunda başkasının çalıştığı aleti kullanarak o kişinin setleri arasında antrenman yapmak

Bedeutungen, die der Begriff "work in" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 161 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
sex role in the work environment n. iş çevresinde cinsel rol
group work in architecture n. mimaride grup çalışması
work in progress n. yapılmakta olan
work-in n. işçilerin işyerinden çıkmadan çalışıp protesto etme
falling action (in a work of literature) n. düğüm noktası ile çözüm arasındaki bölüm
work in progress n. başlatılmış ancak tamamlanmamış bir proje
work in progress n. yapılmakta olan işler
work in progress n. devam eden işler
work in relays v. vardiya ile çalışmak
work something in v. bir şeyi yer yer katmak
work something in v. bir şeyi ovarak sürmek
start work (in a workplace) v. işbaşı yapmak
work in shifts v. keşikleşmek
work in the field v. dışarıda çalışmak
work cash in hand v. peşin çalışmak
work in a brothel v. genelevde çalışmak
work in cooperation v. işbirliği içinde çalışmak
work in the public sector v. kamuda çalışmak
work in a ship v. gemide çalışmak
work in full capacity v. tam kapasite ile çalışmak
work in full capacity v. tam kapasiteyle çalışmak
work in a coordinated manner v. koordinasyonlu bir biçimde çalışmak
work in a clothing store v. konfeksiyonda çalışmak
work in order v. düzen içinde çalışmak
work in a newspaper v. gazetede çalışmak
work in a magazine v. dergide çalışmak
work in a boutique v. bir butikte çalışmak
work in radiology v. radyoloji'de çalışmak
work in a private hospital v. özel bir hastanede çalışmak
work in a private company v. özel bir şirkette çalışmak
work in the field of treatment v. ...tedavisi alanında çalışmak
work in radio v. radyoda çalışmak
work in the field v. tarlada çalışmak
work in the field v. sahada çalışmak
work in two-man teams v. ikili takımlar halinde çalışmak
work in harmony v. uyum içinde çalışmak
work in harmony v. ahenk içinde çalışmak
work in progress adj. yapılmakta olan (işler)
work in progress adj. devam eden (işler)
in association with work-related stress adv. işe bağlı stres ile bağlantılı olarak
wip (work in progress) abrev. (iş) yapılmakta
wip (work in progress) abrev. devam eden işler
cqsw (certificate of qualification in social work) abrev. (britanya'da) sosyal hizmet yeterlilik belgesi
Phrases
in our line of work expr. bizim meslekte
work in progress expr. inşa ediliyor
Colloquial
nice work in there expr. orada iyi iş çıkardınız
nice work in there expr. orada iyi iş çıkardın
in work expr. işe alınmış
in work expr. çalışan
in work expr. iş hayatında
in work expr. iş hayatına
all in a day's work expr. günlük/gündelik işin bir parçası
all in a day's work expr. normal gidişatın bir parçası
all in a day's work expr. rutinin bir parçası
all in a day's work expr. her gün yapılan işlerin bir parçası
all in the day's work expr. günlük/gündelik işin bir parçası
all in the day's work expr. normal gidişatın bir parçası
all in the day's work expr. rutinin bir parçası
all in the day's work expr. her gün yapılan işlerin bir parçası
all in a day's work expr. günlük/gündelik işin bir parçası
all in a day's work expr. normal gidişatın bir parçası
all in a day's work expr. rutinin bir parçası
all in a day's work expr. her gün yapılan işlerin bir parçası
all in the day's work expr. günlük/gündelik işin bir parçası
all in the day's work expr. normal gidişatın bir parçası
all in the day's work expr. rutinin bir parçası
all in the day's work expr. her gün yapılan işlerin bir parçası
Idioms
work hand in glove with somebody v. biriyle elele verip bir işe girişmek
be up to one's eyes in work v. başını kaşıyacak vakti olmamak
work hand in glove with somebody v. dirsek temasına geçmek
work hand in glove with somebody v. dirsek temasında olmak
be all in a day's work v. her gün yaptığı şeyin bir parçası olmak
be all in a day's work v. günlük işinin bir parçası olmak
put in a hard day's work v. iş yerinde yoğun bir gün geçirmek
put in a hard day at work v. işinde çok çalışmak
put in a hard day's work v. işinde çok çalışmak
put in a hard day at work v. iş yerinde yoğun bir gün geçirmek
work hand in glove with somebody v. işbirliğine girişmek
lose oneself in work v. kendini işe kaptırmak
work hand in glove with somebody v. sırt sırta vermek
work in tandem with v. -ile birlikte uyum içinde çalışmak
work hand in hand v. el ele çalışmak
work hand in hand v. dirsek temasında olmak
work hand in hand v. birlikte çalışmak
work hand in hand v. bağlantılı çalışmak
work hand in hand v. yan yana/omuz omuza çalışmak
work hand in hand v. aynı amaç uğruna çalışmak
work hand in hand v. ortaklaşa çalışmak
work hand in hand v. tek bir amaç uğruna çalışmak
work hand in hand v. bir arada çalışmak
work hand in hand v. çok yakın ilişkiler içinde çalışmak
work in an ivory tower v. hayal aleminde olmak/yaşamak
work in an ivory tower v. gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
work in an ivory tower v. gerçeklerden bihaber olmak
work in an ivory tower v. fil dişi kuleden bakmak
work in one's ivory tower v. hayal aleminde olmak/yaşamak
work in one's ivory tower v. gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
work in one's ivory tower v. gerçeklerden bihaber olmak
work in one's ivory tower v. fil dişi kuleden bakmak
put in work v. emek sarf etmek
put in work v. çaba sarf etmek
put in work v. bir şeye ulaşmak için gereken emeği/çabayı sarf etmek
put in work v. çalışmak
put in work v. çalışmak
put in work v. görevini yapmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın temas içerisinde çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yakın iş birliği içerisinde çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) dirsek temasında olmak/çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) sırt sırta çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yan yana/omuz omuza çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ortaklaşa çalışmak
work hand in glove with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) bir arada çalışmak
up to the eyes in work expr. çok meşgul
all in a day's work expr. gündelik işin bir bölümü
up to one's ears in work expr. fazla meşgul
up to the eyes in work expr. işi başından aşkın
Speaking
I believe in hard work expr. ben sıkı çalışmaya inanırım
work in pairs and play the vocabulary game. expr. çiftler halinde kelime oyunu oynayın
in the event that things don't work out expr. işlerin aksaması durumunda
in the event that things don't work out expr. işlerin yolunda gitmemesi durumunda
I am up to the eyes in work expr. işten başımı kaşıyacak vaktim yok
I work in london expr. londra'da çalışıyorum
does she work in a factory? expr. o bir fabrikada mı çalışıyor?
I study and I work in my country expr. ülkemde okurum ve çalışırım
Trade/Economic
in-cycle work n. bir makinenin iş hacmi
work in progress n. devam eden işler
work in process n. imalat safhalarındaki işler
work in process n. imalatı bitmemiş mallar hesabı
penal clause in a labor/work contract n. iş sözleşmesinde cezai şart
work in process n. imal edilmekte olan mallar hesabı
work in process n. imalattaki iş
work in process inventory n. imalatı bitmemiş mallar hesabı
variation in stocks of finished goods and in work in progress n. mamul ve yarı mamul stoklarındaki değişme
reduction in stocks of finished goods and in work in progress n. mamul ve yarı mamul stoklarındaki azalış
increase in stocks of finished goods and in work in progress n. mamul ve yarı mamul stoklarındaki artışlar
in cycle work n. makinenin normal çalışma süresi içinde yapılan iş
increase-decrease in stocks and work in progress n. stoklardaki artış ve azalmalar ile devam eden işler
work in process n. tamamlanmamış iş
work in process inventory n. üretimi tamamlanmak üzere stokta bekleyen mallar
work in process inventory n. yarı mamul stoku
work in process n. yarı mamul
work in process n. yarı mamuller-üretim
work in progress n. yarı mamuller
work in process turnover n. yarı mamul devir hızı
work in process inventory n. yarı mamuller
work in progress n. yarı mamul
work-in-progress n. yapılmakta olan işler
work in shifts v. vardiya ile çalışmak
work in shifts v. vardiyalı olarak çalışmak
Politics
committee for the technical adaptation of legislation on the introduction of measures to encourage improvements in the safety and health of workers at work n. iş sağlığı ve güvenliği konusundaki iyileştirmelerin teşvik edilmesine ilişkin tedbirler getirilmesi hakkındaki mevzuatın teknik adaptasyonu komitesi
diploma in social work n. sosyal hizmet diploması
Technical
work-in-process n. çalışma var
work-in-progress queue n. işlenmekte olan işler kuyruğu
work in progress n. imal safhasındaki işler
acrylonitrile concentration in work place n. işyeri havasındaki akrilonitril derişimi
work in progress n. üretim aşamasındaki işler
Psychology
sex role in the work environment n. çalışma ortamında cinsiyet rolü
Education
work in pairs n. çiftler halinde çalışma
work in pairs n. çift çalışma
work in pairs n. çiftler halinde çalışın
Sport
work in progress n. potansiyeli tamamen kullanmayan kimse