yandan - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yandan



Bedeutungen von dem Begriff "yandan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yandan flanking adj.
yandan lateral adj.
yandan laterally adv.
yandan sidewise adv.
yandan edgewise adv.
yandan sideways adv.
yandan sidewards adv.
yandan sidelong adv.
yandan sideward adv.
yandan in profile adv.
yandan from one side adv.
yandan obliquely adv.
yandan broadside adv.
yandan slant adv.
Archaic
yandan slope adv.

Bedeutungen, die der Begriff "yandan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 269 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
sallanmak (bir yandan öbür yana) sway v.
General
yandan çarklı vapur paddle steamer n.
yandan çarklı gemi paddle steamer n.
yandan bulanıklık ölçümü nephelometry n.
yandan aşınma lateral erosion n.
yandan çarpma sideswipe n.
yandan geçiş lateral pass n.
yüzün yandan görünüşü profile n.
yandan boşaltma lateral discharge n.
yandan çarklı vapur paddle-wheeler n.
yandan çarklı side-wheeler n.
yandan ayrılmış (taranmış) saç hair with a side parting n.
yandan gelen darbe sideswipe n.
tepedeki kelin yandan uzatılan saçlarla örtülmesi comb-over n.
dört bir yandan kuşatan kimse besetter n.
dört bir yandan sıkıştıran şey besetter n.
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı mary jane n.
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı maryjane n.
(saç) yandan at kuyruğu bunch [uk] n.
uzun kollu ve yandan yırtmaçlı, bol ve kemersiz bir ortaçağ kıyafeti dalmatica n.
yandan çarklı vapurda yan çarkı ve gövdeyi koruyan ahşap yapı guards n.
(ayakta uyuyan ineği) yandan ittirerek devirme cow tipping n.
saçı iki yandan ayıran stil curtains n.
çevresindekilerden ayrı duran ve her yandan erişim sağlanabilen platform island n.
tenis kortunu üç yandan çevreleyen eğimli çatılı bir koridor penthouse n.
yandan bakış side-look n.
yandan bakış skellie n.
yandan bakış skelly n.
bir yandan öbür yana geçirmek traverse v.
sallanmak (hayvanın kuyruğu bir yandan öbür yana) switch v.
bir yandan öbür yana sallamak (hayvanın kuyruğu) switch v.
bir yandan öbür yana dönmek (uzanmışken/uykudayken) toss v.
yandan kuşatmak flank v.
bir yandan bir yana hafifçe sallanarak gitmek/ilerlemek (motorlu araç) careen v.
bir yandan öbür yana uzanmak traverse v.
bir yandan öbür yana geçmek traverse v.
bir yandan öbür yana şiddetle sallamak toss v.
motorlu araç bir yandan bir yana hafifçe sallanarak ilerlemek careen down the road v.
dört bir yandan saldırmak beset v.
yandan çarpmak sideswipe v.
yandan desteklemek flank v.
bir yandan öteki yana geçmek make v.
bir yandan öbür yana sallandırmak wintle v.
çalkalanarak veya sallanarak bir yandan öbür yana hareket etmek weave v.
aralıksız ve hareketli bir şekilde bir yandan öbür yana hareket etmek weave v.
bir yandan öbür yana gitmek run v.
bir yandan diğerine geçmek course v.
bir yandan diğerine gitmek pace v.
yandan yürümek shail v.
yandan bakmak side-glance v.
yandan silüet gibi görünmek silhouette v.
yandan bakış atmak skellie v.
yandan bakış atmak skelly v.
yandan vurmak slant v.
yandan olan sidelong adj.
yandan gelen lateral adj.
iki yandan yırtmaçlı two side slit adj.
bir yandan öbür yana uzanamaz untraversable adj.
bir yandan öbür yana hareket eden rolling adj.
bir yandan öbür yana sallanan rolling adj.
bir yandan öbür yana savrulan rolling adj.
(göz) yandan bakan squint adj.
dört bir yandan from all quarters adv.
öbür yandan on the other part adv.
her yandan on all hands adv.
öte yandan on the other hand adv.
bir yandan on the one hand adv.
bir yandan on the one part adv.
bir yandan öbür yana to and fro adv.
her iki yandan on both sides adv.
diğer yandan on the other side adv.
diğer yandan on the other hand adv.
bir yandan on one hand adv.
diğer bir yandan also adv.
diğer bir yandan on the other hand adv.
dört yandan all around adv.
bir yandan ... diğer yandan on the one hand ... on the other hand adv.
bir yandan da in the meantime adv.
bir yandan da on the other hand adv.
fakat öte yandan but then adv.
bir yandan diğer yana from one side to the other other side adv.
bir yandan diğer yana widthwise adv.
bir yandan ... diğer yandan on one hand ... on the other hand adv.
diğer yandan again adv.
öte yandan again adv.
bir yandan öbür yana through adv.
öte yandan on the contrary adv.
bir yandan along adv.
bir yandan bir yana across prep.
Phrasals
yandan yaklaşmak sheer up v.
her yandan hücum etmek close in v.
(birini veya bir şeyi) bir yandan öbür yana yuvarlamak roll about v.
bir yandan bir yana zıplamak dash across v.
bir yerde bir yandan bir yana zıplamak dash across something v.
Phrases
öte yandan in other respects expr.
her yandan from all sides expr.
her yandan from/on all sides expr.
her yandan from/on every side expr.
bir yandan ... diğer yandan… on one hand...on the other… expr.
Colloquial
dört bir yandan from far and near expr.
dört bir yandan from near and far expr.
öte yandan on the flipside expr.
öte yandan on the flipside expr.
öte yandan on the other side expr.
bir yandan evet bir yandan hayır yes and no expr.
Idioms
bir yandan iyi bir yandan kötü a boon and a bane n.
öte yandan the flip side (of something) n.
dört bir yandan gelmek come from far and wide v.
dört bir yandan korunmuş armed at all points adj.
dört bir yandan near and far adv.
bir yandan on the other hand expr.
diğer yandan on the other hand expr.
her yandan on all hands expr.
öte yandan on the other hand expr.
diğer yandan on the flip side expr.
bir yandan ot1h (on the one hand) expr.
Chat Usage
ancak öte yandan botoh (but on the other hand) abrev.
Trade/Economic
yandan görünüş profile n.
Technical
iki yandan kıymetlendirme bilateral spotting n.
yandan yükleyici sidelifter n.
yandan gelen ışık sidelight n.
yandan girişli tutucu side-entry holder n.
yandan yakımlı fırın cross-fired furnace n.
yandan yanmalı kazan side fired boiler n.
yandan tenteli kamyon curtain-side n.
yandan yüklemeli/boşaltmalı kamyon dropside n.
yandan boşaltma lateral discharge n.
yandan geçiş by-pass n.
yandan yakımlı fırın side fired furnace n.
yandan dövme upsetting n.
yandan girişli kamera side-entry camera n.
yandan kalkanlı/koruyuculu gözlük glasses with side shield n.
yandan boşaltan araba tip cart n.
yandan aydınlatılmış ekran sidelit screen n.
yandan üflemeli konvertör side-blown converter n.
yandan kalkanlı koruyucu gözlük protective glasses with side shield n.
yandan kalkanlı emniyet gözlüğü protective glasses with side shield n.
yandan yanmalı kazan side firing boiler n.
yandan büzülmeli savak hansen weir n.
yandan geçişli soğutma by-pass cooling n.
yandan aydınlatmalı ekran sidelit screen n.
yandan görünüş side view n.
yandan bağlantılı köprü tipi vinç side connected crane n.
yandan dökme kepçe bucket with side dump n.
yandan boşaltmalı kepçe side tipping bucket n.
yandan taşlama side grinding n.
yandan tutulmuş basınç deneyi oedometer test n.
yandan üflemeli konvertör side blown converter n.
yandan menteşeli kapı side-hinged door n.
yandan boşaltımlı yükleyici side tip loader n.
yandan çarklı vapur side-wheeler n.
yandan aydınlatmalı ekran edgelit screen n.
yandan üflemeli dönüştürgeç side-blown converter n.
yandan üflemeli dönüştürgeç side blown converter n.
ateşleme fitiline bağlı olup yükün tutuşmasını sağlarken bir yandan patlama dalgasını diğer yüke ileten cihaz detonating cord amplifier n.
yumuşatıp ovarak, yoğurarak veya yuvarlayarak, bir yandan da seyreltici bir madde ile karıştırarak birleştirmek (alçıyı, kili veya hapı) malax v.
ileriye hareket ederken bir yandan öbür yana yalpalamak veya sallanmak weave v.
yandan menteşeli side-hinged adj.
yandan çarklı side-wheel adj.
yandan damperli dropside adj.
yandan beslemeli side-feed adj.
yandan boşaltma (kepçe) side dump adj.
yandan kalkanlı side-shielded adj.
bir yandan öbürüne traverse adv.
Computer
yandan aydınlatmalı ekran edgelit screen n.
yandan katlı kart side-fold card n.
yandan aydınlatma edgelit n.
yandan katlı kart side fold card n.
iki yandan justified adj.
Informatics
yandan aydınlatılmış ekran sidelit screen n.
Textile
yandan cepli pantolon/şort cargo n.
yandan bağlamalı kıyafet wrapover n.
elbise kenarlarının her iki yandan kıvrılıp kumaşın köşesinde bitiştiği çapraz birleşim yeri miter n.
genellikle yandan takılan süslü şapka veya saç bandı fascinator n.
yandan cepli pantolon/şort özelliği taşıyan cargo adj.
yandan bağlamalı (elbise veya etek) wrapover adj.
Architecture
kemeri iki yandan destekleyerek yerinde sağlam tutan kısımlar reins of vault n.
Construction
merdiven basamaklarını desteklemek için her iki yandan kesilen tahta cut string n.
(çivi, raptiye) yandan çakmak toe v.
(çivi, raptiye) yandan çakmak toenail v.
Furniture
sırt kısmındaki kıvrımları iki yandan çıkarak kolçakları meydana getiren döşemeli sandalye gondola n.
sırt kısmındaki kıvrımları iki yandan çıkarak kolçakları meydana getiren döşemeli sandalye gondola chair n.
Automotive
başka bir araca tam yandan çarpma t-bone crash n.
araç araca yandan darbe testi car to car side impact n.
direğe yandan çarpma testi pole side impact test n.
ön tekerleklerin bir yandan diğerine titremesi shimmy n.
radar bazlı yandan çarpmayı önleyici düzen radar based side collision avoidance system n.
yandan yükleyici side loader n.
yandan vurma sideswipe n.
yandan yüklemeli kamyonet dropside van n.
yandan bindirme t-bone n.
yandan çarpışmalardan kaçınma lateral collision avoidance n.
yandan çarpma testi side crash test n.
yandan hareketli şamandıra side-hung float n.
yandan çarpma durumunda yolcuların korunması protection of the occupants in the event of a lateral collision n.
yandan supaplı motor side-valve engine n.
yandan sürtmek sideswipe v.
Transportation
yandan kapaklı kamyonet/kamyon kasası dropside body n.
Traffic
yandan çarpma side-on collision n.
yandan çarpmalı kaza side collision n.
yandan rüzgar strong cross wind n.
her iki yandan gidiniz keep right or left expr.
Aeronautic
geminin yandan yana hareketi roll n.
uçağın yandan görünüşü side view n.
uçağın yandan görünüşü passing flight n.
Marine
bordadan/yandan (alınan) dalga beam sea n.
iki veya daha fazla direkli ve yelkenleri yandan olan gemi schooner n.
yandan bağlamalı çapa tieback anchor n.
yandan çarklı paddle steamer n.
yandan çarklı gemi paddle boat n.
yandan çarklı gemi paddle steamer n.
yandan çarklı gemi paddleboat n.
yandan çarklı gemi paddler n.
yandan çarklı vapur paddleboat n.
yandan çarklı gemi sidewheeler n.
yandan taramalı sonar side-scan sonar n.
rüzgarın yandan gelmesi için sereni prasya etmek point the yards v.
(gemi) yandan çarpmak fall afoul of (something) [obsolete] v.
(gemi) yandan çarpmak fall foul of (something) [obsolete] v.
(gemi) yandan çarpmak fall aboard of (something) [obsolete] v.
yandan boşaltan overside adj.
yandan çalışan overside adj.
yandan çarklı (vapur, gemi vb.) paddle adj.
Mining
rombik bir tabana yandan eğimli clinorhombic adj.
Medical
yandan geçişli kalp ameliyatı by-pass heart surgery n.
yandan görünüm side view n.
yandan boylu boyunca laterally recumbent adj.
Psychology
yandan görme peripheral vision n.
Food Engineering
yandan geçiş bypass n.
Botanic
yandan çıkan supra-axillary adj.
Agriculture
kendi sürüsünü oluştururken diğer yandan çiftlik sahibinin sürüsünü sağarak geçimini sağlayan ve kar payı ile çalışan kimse share-milker [new zealand] n.
Apiculture
yandan açılır kovan side opening hive n.
Linguistics
iki yandan çatallı bifidate adj.
Geography
yandan aşınma lateral erosion n.
Military
iki yandan gözetleme bilateral observation n.
yandan kuşatma flank attack n.
yandan ateş flanking fire n.
yandan dolaşma outflanking manoeuvre n.
yandan taarruz flanking attack n.
yandan gözetleme unilateral spotting n.
yandan geçen hedef crossing target n.
yandan gözetleme unilateral observation n.
yandan taarruz beam attack n.
yandan görünüş passing flight side view n.
yandan saldırı envelopment n.
yandan taaruz envelopment n.
düşman birliklerini döndürmek veya düşmana yandan saldırmak için düşman konumuna paralel veya dik şekilde yapılan ilerleme flank march n.
Hunting
yandan kurmalı side-lever action adj.
Sport
(körlingde) hareket eden yüzeyi üzerinde duramadığı için ilerlerken bir yandan diğer yana kayan taş wobbler n.
(eskrimde) yandan vurulan darbe by-blow n.
bir yandan hafif tempoda koşu yaparken, bir yandan da çevredeki çöpleri toplama plogging n.
(eskrimde) yandan yapılan bir saldırı flanconade n.
raketin badminton topuna yandan temasıyla yapılan faul sling n.
(körling) (taşa) yandan vurmak wick v.
Football
topu karşı oyuncudan çalıp yandan ilerleme end-run n.
Card
üzerinde insan resmi olup figürün yandan göründüğü (oyun kartı) one-eyed adj.
Art
(armacılık) yürüyen bir aslanın yandan görüntüsü leopard n.
Music
yandan üflenen (flüt) transverse adj.
Theatre
yandan çekilmek yerine dikey indirilip kaldırılan sahne perdesi drop n.
yandan çekilmek yerine dikey olarak indirilip kaldırılan sahne perdesi drop curtain n.
Cinema
yandan aydınlatma side lighting n.
Archaic
bir yandan öbür yana geçmek measure v.
bir yandan öbür yana cross adv.
bir yandan bir yana overthwart prep.
Slang
araca yandan t şekli çıkacak şekilde çarpılması t-bone n.
üstünden geçen kayışının yandan bağlandığı alçak topuklu, geniş ve yuvarlak burunlu bir tür kadın ayakkabısı mary j n.
yandan verilen meme dekoltesi side boob n.
araca yandan t şekli çıkacak şekilde (çarpma) t-boned adj.
Modern Slang
kıvırcık saçların tepeden veya iki yandan top şeklinde bağlandığı saç şekli afro puffs n.