çürük

Bedeutungen von dem Begriff "çürük" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 67 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	çürük	rotten adj.
Sugar beet can go rotten very quickly. Şeker pancarı çok hızlı çürüyebilir. More Sentences
2	Common Usage	çürük	decay n.
General
3	General	çürük	rot n.
All the table was covered with dry rot. Bütün masa kuru çürüklerle kaplıydı. More Sentences
4	General	çürük	bruise n.
I wouldn't buy these apples as they have bruises on them. Ben olsam bu elmaları almazdım çünkü üzerlerinde çürükler var. More Sentences
5	General	çürük	flimsy adj.
All the flimsy buildings will be pulled down. Tüm çürük binalar yıkılacak. More Sentences
6	General	çürük	decayed adj.
I think I have a decayed tooth. Sanırım çürük bir dişim var. More Sentences
7	General	çürük	unsound adj.
When a president is elected with 97% of the votes, the elections are unsound. Bir başkan oyların %97'sini alarak seçiliyorsa, seçimler çürüktür. More Sentences
8	General	çürük	rotten adj.
Don't let the rotten apples disturb your digestion. Çürük elmaların sindiriminizi bozmasına izin vermeyin. More Sentences
9	General	çürük	bad adj.
She had a bad tooth taken out. Çürük bir dişi çektirdi. More Sentences
Medical
10	Medical	çürük	contusion n.
The contusion marks on his arm can still be seen. Kolundaki çürük izleri hâlâ görülebiliyor. More Sentences
11	Medical	çürük	bruise n.
The bruise is not always visible on your skin. Çürük her zaman cildinizde görülmez. More Sentences
Dentistry
12	Dentistry	çürük	caries n.
Coffee beans can protect against radiation and prevent the development of caries in the mouth. Kahve çekirdekleri radyasyona karşı koruma sağlayabilir ve ağızda çürük oluşumunu önleyebilir. More Sentences
13	Dentistry	çürük	cavity n.
Green tea consumption is associated with improved dental health and a lower risk of cavities. Yeşil çay tüketimi, gelişmiş diş sağlığı ve daha düşük çürük riski ile ilişkilidir. More Sentences
Gastronomy
14	Gastronomy	çürük	rotten adj.
First of all, the rotten area on the tooth needs to be cleaned. Öncelikle diş üzerindeki çürük bölgenin temizlenmesi gerekir. More Sentences
Music
15	Music	çürük	rotten adj.
I think the eggs that I just ate were rotten. Sanırım az önce yediğim yumurtalar çürüktü. More Sentences
General
16	General	çürük	tooth decay n.
17	General	çürük	carious tooth n.
18	General	çürük	doat n.
19	General	çürük	dry-rot n.
20	General	çürük	decay n.
21	General	çürük	crush [obsolete] n.
22	General	çürük	putrid adj.
23	General	çürük	addle adj.
24	General	çürük	carious adj.
25	General	çürük	feeble adj.
26	General	çürük	corrupt adj.
27	General	çürük	unsubstantial adj.
28	General	çürük	faulty adj.
29	General	çürük	untenable adj.
30	General	çürük	putrefactive adj.
31	General	çürük	rocky adj.
32	General	çürük	fallacious adj.
33	General	çürük	putrefacient adj.
34	General	çürük	dicky adj.
35	General	çürük	unfounded adj.
36	General	çürük	wildcat adj.
37	General	çürük	dickey adj.
38	General	çürük	spoiling adj.
39	General	çürük	sleazy adj.
40	General	çürük	disabled adj.
41	General	çürük	sleazier adj.
42	General	çürük	draft-exempt adj.
43	General	çürük	jerry-built adj.
44	General	çürük	black and blue adj.
45	General	çürük	black-and-blue adj.
46	General	çürük	aeriform adj.
47	General	çürük	cankery adj.
48	General	çürük	tinny adj.
49	General	çürük	manky adj.
50	General	çürük	worm-eaten adj.
51	General	çürük	mosey [dialect] adj.
52	General	çürük	rickety adj.
53	General	çürük	overripe adj.
54	General	çürük	poxy adj.
55	General	çürük	dazed [dialect] [uk] adj.
56	General	çürük	non-able-bodied adj.
57	General	çürük	putrifacted [obsolete] adj.
58	General	çürük	surbet [obsolete] adj.
Idioms
59	Idioms	çürük	full of holes adj.
60	Idioms	çürük	jerry built adj.
Trade/Economic
61	Trade/Economic	çürük	bad adj.
Railway
62	Railway	çürük	unstable adj.
Medical
63	Medical	çürük	ecchymoses n.
64	Medical	çürük	ecchymosis n.
65	Medical	çürük	caried adj.
Dentistry
66	Dentistry	çürük	decay n.
Military
67	Military	çürük	unfit for service adj.

Bedeutungen, die der Begriff "çürük" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 164 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	çürük diş	decayed tooth n.
The dentist pulled out his decayed tooth. Dişçi onun çürük dişini çekti. More Sentences
2	General	çürük elma	bad apple n.
There are therefore bad apples that need to be removed. Bu nedenle ayıklanması gereken çürük elmalar vardır. More Sentences
3	General	çürük yumurta	rotten egg n.
Rotten eggs are a prime example of this. Çürük yumurtalar bunun en iyi örneğidir. More Sentences
4	General	çürük diş	bad tooth n.
I have a lot of bad teeth. Bir sürü çürük dişim var. More Sentences
5	General	çürük (yara vb)	bruised adj.
Bumps and bruises are guaranteed, and more serious injuries are a definite possibility. Çarpma ve çürükler garantidir ve daha ciddi yaralanmalar kesin bir olasılıktır. More Sentences
Idioms
6	Idioms	çürük elma	a bad apple n.
I gave the example of a bad apple before. Daha önce çürük elma örneğini vermiştim. More Sentences
Gastronomy
7	Gastronomy	çürük yumurta	rotten egg n.
Did you know that rotten eggs float? Çürük yumurtaların yüzdüğünü biliyor muydun? More Sentences
General
8	General	çürük tahta	punk n.
9	General	çürük sav	unsound argument n.
10	General	çürük gaz	exhaust n.
11	General	çürük para	counterfeit money n.
12	General	kahverenkli çürük	brown stain n.
13	General	kahverengi çürük	brown rot n.
14	General	çürük kaya	dead rock n.
15	General	çürük budak	rotten knot n.
16	General	çürük kereste	rotten wood n.
17	General	beyaz çürük	white rot n.
18	General	çürük/çürümüş meyve	rotten fruit n.
19	General	çürük dişler	decayed teeth n.
20	General	çürük yapı	rickle n.
21	General	çürük malzeme	putrescence n.
22	General	çürük malzeme	putrefaction n.
23	General	çürük lekesi	speck n.
24	General	çürük olmak	embrittle v.
25	General	çürük çıkmak	prove to be untrue v.
26	General	çürük çıkmak	turn out rotten v.
27	General	çürük tahtaya basmak	fall into a trap v.
28	General	en çürük	dotiest adj.
29	General	çürük çarık (şey)	rickety adj.
30	General	ahlakça temelden çürük	rotten to the core adj.
31	General	(bozuk, çürük vb.) hale gelmiş	gone adj.
32	General	en çürük	flimsiest adj.
33	General	(diş vb) çürük	carious adj.
34	General	çürük çarık	worn-out adj.
35	General	çürük elma gibi kokan	cidery adj.
36	General	tadı çürük elma gibi olan	cidery adj.
37	General	(özellikle kereste) çürük	peggy adj.
38	General	çürük bir şekilde	rottenly adv.
Phrases
39	Phrases	son gelen çürük yumurta	last one in is a rotten egg expr.
40	Phrases	sona kalan çürük yumurta	last one in is a rotten egg expr.
Proverb
41	Proverb	sepetteki bir çürük elma tüm sepeti çürütür	rotten apple spoils the barrel
42	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	a rotten apple spoils the (whole) bushel
43	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	a bad apple spoils the (whole) barrel
44	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	it takes one bad apple to spoil the (whole) barrel
45	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	a bad apple spoils the (whole) barrel
46	Proverb	kendisini övenin ipi çürük olur	self-praise is no praise (at all)
47	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	a rotten apple spoils the barrel
48	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	a rotten apple spoils the whole barrel
49	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	one bad apple spoils the (whole) barrel
50	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	one bad apple spoils the (whole) bunch
51	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	one bad apple spoils the (whole) bushel
52	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	one rotten apple spoils the (whole) bunch
53	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	one rotten apple spoils the (whole) barrel
54	Proverb	çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar	one rotten apple spoils the (whole) bushel
Colloquial
55	Colloquial	bozuk/çürük yiyecekler satan mekan	ptomaine domain n.
56	Colloquial	bozuk/çürük yiyecekler satan mekan	ptomaine palace n.
57	Colloquial	çürük olmak	be off v.
Idioms
58	Idioms	çürük elma	a rotten apple n.
59	Idioms	çürük elma	dead wood n.
60	Idioms	birkaç çürük elma	a few bad apples n.
61	Idioms	çürük yumurta	problem child n.
62	Idioms	(bir şeyin/yerin) çürük kısmı/yeri	the sick man of (something or somewhere) n.
63	Idioms	çürük elma	a bad/rotten apple n.
64	Idioms	çürük elma	a bad apple n.
65	Idioms	çürük elma	a rotten apple n.
66	Idioms	temelden çürük olmak	be built on sand v.
67	Idioms	çürük elmaları ayıklamak	cull the herd v.
68	Idioms	(bir şeyin) çürük noktasını bulmak	poke a hole in (something) v.
69	Idioms	çürük olmak	be full of holes v.
70	Idioms	ahlakça temelden çürük olmak	be rotten to the core v.
71	Idioms	-in çürük noktasını bulmak	poke a hole in v.
72	Idioms	(bir şeyin) çürük noktasını bulmak	poke a hole through (something) v.
73	Idioms	temeli çürük	built on sand adj.
Speaking
74	Speaking	dişlerim çürük	my teeth are rotten expr.
75	Speaking	dişlerim çürük	I have rotten teeth expr.
76	Speaking	dişlerim çürük	my teeth are decayed expr.
Trade/Economic
77	Trade/Economic	çürük çek	bad check n.
78	Trade/Economic	silinen çürük alacakları	business transfer payments n.
79	Trade/Economic	çürük senet	unsafe bill n.
80	Trade/Economic	çürük tahvil	junk bond n.
81	Trade/Economic	çürük alacak	bad debt n.
82	Trade/Economic	çürük senet	doubtful bill n.
83	Trade/Economic	çürük alacaklar	bad debts n.
84	Trade/Economic	çürük tahvil	junk n.
85	Trade/Economic	çürük tahvil piyasasında kurumsal yeniden yapılandırma yapan para yöneticisi	gunslinger n.
86	Trade/Economic	çürük tahvillere benzeyen	junk adj.
87	Trade/Economic	çürük tahviller ile ilgili	junk adj.
Law
88	Law	çürük raporu almak için kendini sakat gibi gösteren kimse	malingerer n.
Politics
89	Politics	çürük seçim bölgesi	rotten borough n.
Technical
90	Technical	çürük buhar	flash steam n.
91	Technical	çürük dişlerin dolgusunda kullanılan kobalt	vitallium n.
92	Technical	çürük buhar tankı	flash tank n.
93	Technical	çürük buhar	waste steam n.
94	Technical	çürük buhar	exhaust steam n.
95	Technical	çürük zemin	unstable soil n.
96	Technical	çürük buhar	dead steam n.
97	Technical	çürük gaz	waste gas n.
98	Technical	çürük beton	unsound concrete n.
99	Technical	çürük kereste	decayed wood n.
100	Technical	çürük zemin	loose soil n.
101	Technical	yaş çürük	wet rot n.
102	Technical	çürük budak	unsound knot n.
103	Technical	çürük kaya kumu	rotten rock sand n.
104	Technical	çürük kaya	saprolite n.
105	Technical	çürük küfü	penicillium n.
106	Technical	çürük kalay	gray tin n.
107	Technical	çürük gaz kanalı	exhaust gas duct n.
108	Technical	çürük gaz kanalı	exhaust gas channel n.
109	Technical	çürük buhar hattı	exhaust steam pipe n.
110	Technical	çürük buhar valfi	exhaust valve n.
111	Technical	çürük buhar debisi	exhaust steam flow n.
112	Technical	çürük buhar çıkış kesiti	exhaust cross section n.
113	Technical	çürük gaz	exhaust gas n.
114	Technical	çürük buhar kasası	exhaust steam casing n.
115	Technical	çürük buhar türbini	exhaust steam turbine n.
116	Technical	çürük buhar hattı	waste steam pipe n.
Textile
117	Textile	çürük buhar	waste steam n.
Construction
118	Construction	çürük zemin	unstable soil n.
Woodworking
119	Woodworking	çürük kereste	unsound wood n.
120	Woodworking	kerestede çürük	doze n.
121	Woodworking	çürük (kereste)	dozed adj.
122	Woodworking	çürük (odun)	dozy adj.
123	Woodworking	özodununda çürük noktalar bulunan (kereste)	druxy adj.
124	Woodworking	çürük noktaları olan (kereste)	druxey adj.
Automotive
125	Automotive	çürük gaz çıkarılması	scavenging n.
126	Automotive	çürük buhar	exhaust steam n.
127	Automotive	çürük buhar yağı ayırıcı	exhaust steam oil separator n.
Railway
128	Railway	çürük buhar	saturated steam n.
Medical
129	Medical	çürük kemikleri kazımada kullanılan bir alet	scalping iron n.
Psychology
130	Psychology	çürük şeylerden korkma	seplophobia n.
Dentistry
131	Dentistry	dişlerde birikerek çürük oluşumunu teşvik eden mukus ve bakteri tabakası	bacterial plaque n.
132	Dentistry	kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş	crownwork n.
133	Dentistry	kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş	jacket crown n.
134	Dentistry	kırık veya çürük dişi tamamlayan yapay diş	jacket n.
135	Dentistry	dişte çürük oluşturan	cariogenic adj.
Parasitology
136	Parasitology	(elma) acı çürük hastalığı	bitter rot n.
137	Parasitology	acı çürük	bitter rot n.
Food Engineering
138	Food Engineering	çürük gaz	exhaust gas n.
Gastronomy
139	Gastronomy	çürük yumurta	white rot n.
140	Gastronomy	çürük (yumurta)	addled adj.
Chemistry
141	Chemistry	çürük gaz	exhaust n.
Botanic
142	Botanic	odunda beyaz çürük meydana getiren mantar	tinder fungus n.
143	Botanic	domateste bakterilerden kaynaklanan çürük	tomato canker n.
144	Botanic	domateste zararlı bir mantarın neden olduğu çürük	nailhead spot n.
145	Botanic	domateste zararlı bir mantarın neden olduğu çürük	tomato black rot n.
146	Botanic	sarımsı, morumsu veya çürük halkalar şeklindeki doku lezyonu	ring spot n.
147	Botanic	çekirdekli meyvelerde çürük	peach blight n.
Agriculture
148	Agriculture	kırmızı çürük	red rot n.
149	Agriculture	kırmızı çürük	redrot n.
150	Agriculture	acı çürük	bitter n.
Tobacco
151	Tobacco	çürük yapraklar	rotten leaves n.
Forestry
152	Forestry	mavi çürük	blue stain n.
153	Forestry	kuru çürük	dry rot n.
154	Forestry	kerestede çürük	dry rot n.
155	Forestry	meyvede çürük	dry rot n.
156	Forestry	çürük kereste	timber rot n.
157	Forestry	mavi çürük	blue sap stain n.
Military
158	Military	daimi çürük raporu	certificate of disability for discharge n.
159	Military	geçici çürük	temporary disable n.
Slang
160	Slang	sakatlanıp veya sahte çürük raporu alıp askerden yırtmış tip	broke dick n.
161	Slang	çürük asker	broke dick n.
162	Slang	sakatlanıp veya sahte çürük raporu alıp askerden yırtmış tip	jody n.
163	Slang	çürük asker	jody n.
Star Wars
164	Star Wars	çürük maytı	decay mite n.