|
- Somebody had put a bed across the bathroom door and so she could not get in.
- Birisi banyo kapısının karşısına bir yatak koymuştu ve bu yüzden içeri giremedi.
- Who could sleep peacefully with bombs under the bed?
- Yatağın altında bombalar varken kim huzur içinde uyuyabilir?
- We take out millions of tonnes of sand eels and scour the sea beds, and the cod eat sand eels.
- Milyonlarca ton kum yılan balığı çıkarıp deniz yataklarını tarıyoruz ve morinalar kum yılan balıklarını yiyor.
- European political parties are by definition much further removed from the bed of our citizens than national parties.
- Avrupa siyasi partileri, tanımı gereği ulusal partilere kıyasla vatandaşlarımızın yatağından çok daha uzaktır.
- So he dictated a letter from his hospital bed.
- Bu yüzden hasta yatağından bir mektup yazdırdı.
- Sharing a bed is a nice and sensible family tradition.
- Bir yatağı paylaşmak güzel ve mantıklı bir aile geleneğidir.
- Sharing a bed is a nice and sensible family tradition.
- Aynı yatağı paylaşmak hoş ve mantıklı bir aile geleneği.
- Not a bed, a futon, like a couch.
- Yatak değil, şilte, kanepe gibi bir şey.
- And we know that beds in houses looked very much like these.
- Ve biliyoruz ki evlerdeki yataklar bunlara çok benziyorlardı.
- Do little things, like bring her a cup of coffee in bed.
- Küçük şeyler yap, mesela yatağına bir bardak kahve getir.
- The medical team comes checks the patient in his bed first.
- Sağlık ekibi gelip hastayı önce yatağında kontrol eder.
- Sharing a bed is a nice and sensible family tradition.
- Aynı yatağı paylaşmak güzel ve mantıklı bir aile geleneğidir.
- The medical team comes checks the patient in his bed first.
- Tıbbi ekip öncelikle gelip hastayı önce yatağında kontrol eder.
- The addition of side rails to a hospital bed primarily prevents the patient from accidentally rolling out of bed.
- Bir hasta yatağına yan korkuluk eklenmesi öncelikle hastanın yanlışlıkla yataktan düşmesini engeller.
- Electric hospital beds are advantageous in all cases as they offer the much needed comfort sought by patients.
- Elektrikli hasta yatakları her durumda avantajlıdır çünkü hastalar tarafından ihtiyaç duyulan konforu onlara sunarlar.
- The dead have no ambition, the earth is queen of beds.
- Ölülerin hırsı yoktur, yatakların şahı topraktır.
- The dead have no ambition, the earth is queen of beds.
- Ölülerin hırsı yoktur, toprak yatakların kuştüyü olanıdır.
- So he dictated a letter from his hospital bed.
- O da hasta yatağından bir mektup göndermiş.
- The dead have no ambition, the earth is queen of beds.
- Ölülerin ihtirası olmaz, toprak yatakların en rahatıdır.
- So he dictated a letter from his hospital bed.
- O da hasta yatağından bir mektup yazdırdı.
- The mother lay beside her baby on the bed.
- Anne yatakta bebeğinin yanına uzandı.
- Tom put all his money in a box and hid it under his bed.
- Tom tüm parasını bir kutuya koydu ve yatağının altına sakladı.
- The bed folds into the wall.
- Yatak duvarın içine doğru katlanıyor.
- Tom was found dead in his bed.
- Tom yatağında ölü bulundu.
- Sami put a flower on Layla's bed.
- Sami Layla'nın yatağına bir çiçek koydu.
- This bed is heavy.
- Bu yatak ağır.
- This is a bed.
- Bu bir yataktır.
- There's no room under the bed.
- Yatağın altında yer yok.
- Be sure to lock the door before you go to bed.
- Yatağa gitmeden önce kapıyı kilitlediğinden emin ol.
- Tom put on his pajamas and climbed into bed.
- Tom pijamalarını giyip yatağa uzandı.
- That bed is very comfortable.
- Bu yatak çok rahat.
- They slept in the same bed.
- Onlar aynı yatakta uyudular.
- In Canada we sleep in a bed, not on the floor.
- Kanada'da yerde değil yatakta uyuruz.
- There's no room under the bed.
- Yatağın altında hiç yer yok.
- I rolled out of bed.
- Yataktan yuvarlandım.
- Go back to bed.
- Yatağına dön.
- Tom's dog sleeps next to Tom's bed.
- Tom'un köpeği Tom'un yatağının yanında uyuyor.
- Dan was apparently murdered in his bed.
- Dan görünüşe göre yatağında öldürüldü.
- Who put a frog in my bed?
- Kim yatağıma bir kurbağa koydu?
- Tom got up on the wrong side of the bed and has been grouchy all day.
- Tom yatağın ters tarafından kalktı ve bütün gün huysuzdu.
- Tom hid the knife under his bed.
- Tom bıçağı yatağının altına sakladı.
- Someone has slept in this bed.
- Birisi bu yatakta uyudu.
- I'm already in bed.
- Ben zaten yataktayım.
- Tom framed the photograph and hung it over the bed.
- Tom fotoğrafı çerçeveletip yatağın üzerine astı.
- Tom took the sheets off the bed and put them into the washing machine.
- Tom çarşafları yataktan aldı ve çamaşır makinesine koydu.
- Tom slipped quietly out of bed and went into the kitchen.
- Tom sessizce yataktan çıktı ve mutfağa gitti.
- There's no space in the room for another bed.
- Başka bir yatak için odada yer yok.
- Tom is on the bed, talking on the phone.
- Tom yatakta telefonla konuşuyor.
- Tom stumbled out of bed.
- Tom tökezleyerek yataktan kalktı.
- Tom put his suitcase on his bed.
- Tom bavulunu yatağının üzerine koydu.
- Tom sat on his bed and opened his laptop.
- Tom yatağına oturdu ve dizüstü bilgisayarını açtı.
- Which bed do you want to use?
- Hangi yatağı kullanmak istiyorsun?
- Anywhere with a bed will do.
- Yatağı olan her yer olur.
- What's under your bed?
- Yatağının altındaki ne?
- I'm sorry for dragging you out of bed so early in the morning.
- Sabahleyin seni bu kadar erken yataktan dışarıya sürüklediğim için üzgünüm.
- I don't want to get out of bed.
- Yataktan çıkmak istemiyorum.
- Don't you think it's time to get out of bed?
- Yataktan çıkmanın zamanı geldiğini düşünmüyor musun?
- Tom surprised Mary by bringing her breakfast in bed.
- Tom, kahvaltısını yatağa getirerek Mary'yi şaşırttı.
- Tom didn't want to get out of bed.
- Tom yataktan çıkmak istemedi.
- The sheet is on the bed.
- Çarşaf yatağın üzerinde.
- If you're tired, go to bed already.
- Yorgunsan, yatağına git.
- Sami was in bed.
- Sami yataktaydı.
- Getting out of bed this morning was hard.
- Bu sabah yataktan kalkmak zor oldu.
- Go to bed, Tom.
- Yatağa git, Tom.
- A wooden bed is better than a golden coffin.
- Ahşap bir yatak altın tabuttan daha iyidir.
- He lay asleep in the bed.
- Yatakta uyuyakaldı.
- Sami and Layla slept in the same bed that night.
- Sami ve Leyla o gece aynı yatakta uyudular.
- Tom hid the stolen guitar under his bed.
- Tom çalıntı gitarı yatağının altına sakladı.
- Don't you think it's time to get out of bed?
- Sence de yataktan kalkma vakti gelmedi mi?
- This bed is too soft.
- Bu yatak çok yumuşak.
- The bed was stinking of body odor.
- Yatak vücut kokuyordu.
- The old woman is too weak to get out of bed.
- Yaşlı kadın yataktan kalkamayacak kadar güçsüz.
- Stop jumping on the bed.
- Yatakta zıplamayı kes.
- Tom sleeps on a sofa that converts into a bed.
- Tom yatağa dönüşen bir kanepede uyur.
- My cats aren't sleeping under the bed any more.
- Kedilerim artık yatağın altında uyumuyorlar.
- He crawled out of bed.
- Yataktan sürünerek çıktı.
- Tom found Christmas presents hidden under his parents' bed.
- Tom ailesinin yatağının altına saklanmış Noel hediyeleri buldu.
- Tom woke up on the wrong side of the bed.
- Tom yatağın ters tarafından uyandı.
- Let's get Tom to bed.
- Tom'u yatağa götürelim.
- I got up on the wrong side of the bed this morning.
- Bu sabah yatağın ters tarafından kalkmışım.
- The bed is on fire!
- Yatak yanıyor!
- Tom stayed in bed all day watching TV.
- Tom bütün gün yataktan çıkmadı ve televizyon izledi.
- We are sick and in bed.
- Biz hastayız ve yataktayız.
- Get out of my bed.
- Çık yatağımdan.
- Tom put clean sheets on his bed.
- Tom temiz çarşafları yatağına koydu.
- There's a boogeyman under my bed.
- Yatağımın altında bir öcü var.
- She got out of bed.
- Yataktan kalktı.
- My dog sleeps under my bed.
- Köpeğim yatağımın altında uyur.
- Tom is putting the children to bed.
- Tom çocukları yatağa yatırıyor.
- He was confined to a bed for three months.
- Üç ay yatağa bağımlı kaldı.
- She says there's something under the bed.
- Yatağın altında bir şey olduğunu söyledi.
- The room was empty except for a shabby bed.
- Eski püskü bir yatak dışında oda boştu.
- Tom is sprawled out on his bed.
- Tom yatağına yayılmış.
- Tom jumped out of bed and ran to the window.
- Tom yataktan dışarıya fırladı ve pencereye doğru koştu.
- The bed is in the room.
- Yatak, odadadır.
- I have lived in many houses and slept in many beds throughout my life.
- Hayatım boyunca birçok evde yaşadım ve birçok yatakta uyudum.
- Please lie still on the bed.
- Lütfen hareket etmeden yatakta uzanın.
- My bed is more comfortable than yours.
- Benim yatağım seninkinden daha rahat.
- He crawled out of bed.
- O, sürünerek yataktan çıktı.
- I was told to stay in bed.
- Yataktan çıkmamam söylendi.
- It's about time you sent the children to bed.
- Çocukları yatağa göndermenin zamanı geldi.
- Your bed is crawling with dust mites.
- Yatağın toz akarı kaynıyor.
- Tom found many more coins under the bed.
- Tom yatağın altında daha birçok bozuk para buldu.
- Tom leapt out of bed.
- Tom yataktan fırladı.
- They have a telephone next to their bed.
- Yataklarının yanında bir telefon var.
- I sat next to his bed for more than two hours.
- Onun yatağının yanında iki saatten fazla oturdum.
- I hid under the bed.
- Yatağın altına saklandım.
- Tom leapt out of bed.
- Tom yataktan dışarı fırladı.
- We have space for two beds.
- İki yatak için yerimiz var.
- This bed is way too soft for me.
- Bu yatak benim için çok yumuşak.
- John died in the same bed he was born.
- John doğduğu yatakta öldü.
- Tom got out of bed and got dressed.
- Tom yataktan kalktı ve giyindi.
- Tom jumped out of his bed.
- Tom yatağından fırladı.
- Tom's not in his bed.
- Tom yatağında değil.
- My father usually leaves home while I am in bed.
- Babam genellikle ben yataktayken evden çıkar.
- She crawled out of bed.
- O, sürünerek yataktan çıktı.
- I can't wait to sleep in my own bed again.
- Ben yine kendi yatağımda uyumak için sabırsızlanıyorum.
- I used to sleep in a trundle bed when I would visit my aunt and uncle.
- Teyzemi ve amcamı ziyarete gittiğimde tekerlekli yatakta uyurdum.
- I saw you hide it under your bed.
- Yatağınızın altına sakladığınızı gördüm.
- Tom jumped out of bed.
- Tom yataktan fırladı.
- My dog sleeps next to my bed.
- Köpeğim yatağımın yanında uyuyor.
- She put sheets on her bed.
- Yatağına çarşaf serdi.
- Tom is asleep in his bed.
- Tom yatağında uyuyor.
- Your bed is crawling with dust mites.
- Yatağın toz akarlarıyla dolu.
- I lay down on the bed.
- Yatağa uzandım.
- The bed I slept in last night wasn't very comfortable.
- Dün gece uyuduğum yatak pek rahat değildi.
- He put all his money in a box and hid it under his bed.
- Tüm parasını bir kutuya koyup yatağının altına sakladı.
- Tom's bed is covered by a Pikachu blanket.
- Tom'un yatağı bir Pikachu battaniye ile örtülüdür.
- The slippers are under the bed.
- Terlikler yatağın altındadır.
- This bed is way too soft for me.
- Bu yatak benim için çok fazla yumuşak.
- I got out of bed and had a good stretch.
- Yataktan kalktım ve iyice gerindim.
- Let's get them to bed.
- Onları yatağa götürelim.
- She put clean sheets on the bed.
- Yatağa temiz çarşaflar serdi.
- Hurry up and go to bed.
- Acele et ve yatağa git.
- Tom was lying in bed watching TV.
- Tom televizyon izleyerek yatağında uzanıyordu.
- Yesterday I put the gifts in the attic, and today I put them under the bed.
- Dün hediyeleri tavan arasına koydum ve bugün yatağın altına koydum.
- The bed Tom sleeps on is too short.
- Tom'un yattığı yatak çok kısa.
- Tom couldn't assemble the bed because he didn't have the right sized Allen key.
- Tom yatağı monte edemedi çünkü doğru boyutta alyan anahtarı yoktu.
- He sat on the bed.
- Yatağa oturdu.
- Trang asked if she could share my bed.
- Trang yatağımı paylaşıp paylaşamayacağını sordu.
- We need to buy another bed.
- Başka bir yatak daha almamız gerekiyor.
- Tom went straight to bed.
- Tom doğruca yatağa gitti.
- My father told me not to read the book while in bed.
- Babam bana yataktayken kitap okumamamı söyledi.
- Should you be out of bed?
- Yataktan çıkman gerekiyor mu?
- You should go back to bed now.
- Şimdi yatağa dönmelisin.
- He jumped out of bed.
- Yataktan fırladı.
- I wake up at six, but I don't get out of bed until seven.
- Altıda uyanıyorum ama yediye kadar yataktan çıkmıyorum.
- Tom was confined to a bed for three months.
- Tom üç ay boyunca bir yatağa mahkûm edildi.
- Tom sat down on the bed.
- Tom yatağa oturdu.
- They sleep in separate beds.
- Onlar ayrı yataklarda uyuyorlar.
- Tom keeps his savings in a shoebox under the bed.
- Tom birikimlerini yatağın altındaki ayakkabı kutusunda saklıyor.
- Look under the bed.
- Yatağın altına bak.
- He has a queen-sized bed.
- Kraliçe boy bir yatağı var.
- There’s a monster under my bed, I’m certain of that.
- Yatağımın altında bir canavar var. Bundan eminim.
- Tom is dying in his bed.
- Tom yatağında ölüyor.
- Sami kept a shotgun under his bed.
- Sami yatağının altında bir pompalı tüfek saklıyordu.
- The cat is under the bed.
- Kedi yatağın altında.
- His lumpy bed looked like the cratered surface of the moon.
- Pütürlü yatağı ayın kraterli yüzeyine benziyordu.
- Tom sleeps on a sofa that converts into a bed.
- Tom yatağa dönüşebilen bir kanepede uyuyor.
- We take out of bed an elderly person who is obviously suffering, dragging him into meetings.
- Acı çektiği belli olan yaşlı bir insanı yatağından kaldırıp toplantılara sürüklüyoruz.
- She said she was ill in bed, which was a lie.
- Hasta yatağında olduğunu söyledi, ki bu bir yalandı.
- Put your pajamas on and go to bed.
- Pijamalarını giy ve yatağa git.
- Please tell me how to make my bed.
- Lütfen, yatağımı nasıl yapacağımı söyle.
- I put my shoes under the bed.
- Ayakkabılarımı yatağın altına koydum.
- She died in her bed at the age of 96.
- Yatağında 96 yaşında öldü.
- Which side of the bed do you sleep on?
- Yatağın hangi tarafında uyursun?
- She died in her bed.
- Yatağında öldü.
- Please make my bed.
- Lütfen yatağımı topla.
- The bed costs 120 euros!
- Yatak 120 avro!
- This bed is too hard to sleep in.
- Bu yatak uyumak için çok sert.
- Tom slid his guitar under his bed.
- Tom gitarını yatağının altına kaydırdı.
- Tom stumbled out of bed.
- Tom yataktan fırladı.
- We've got to get Tom to bed.
- Tom'u yatağa götürmeliyiz.
- Tom wanted to get out of bed, but he couldn't.
- Tom yataktan kalkmak istedi ama yapamadı.
- I'm going to feed my dog then head back to bed.
- Köpeğimi besleyip yatağıma döneceğim.
- She says there's something under the bed.
- Yatağın altında bir şey olduğunu söylüyor.
- The bed in Tom's room was unmade.
- Tom'un odasındaki yatak yapılmamıştı.
- The room had only a bed, a table and a chair.
- Odada sadece bir yatak, bir masa ve bir sandalye vardı.
- I'll go to my bed and cry.
- Yatağıma gidip ağlayacağım.
- If you're tired, then go to bed!
- Yorgunsan, yatağına git!
- He wasn't jumping on the bed.
- O, yatağa atlamıyordu.
- She lay in bed all the time.
- Sürekli yataktaydı.
- I'm looking forward to sleeping on a nice soft bed tonight.
- Bu gece yumuşak bir yatakta uyumayı dört gözle bekliyorum.
- Tom's shirt was on his bed.
- Tom'un gömleği yatağının üzerindeydi.
- Tom got out of bed and quickly put on his clothes.
- Tom yataktan kalktı ve çabucak giysilerini giydi.
- He sat down on the bed.
- Yatağa oturdu.
- The dogs are happy with their new beds.
- Köpekler yeni yataklarından memnunlar.
- Tom saw how exhausted Mary was and told her to go right to bed.
- Tom Mary'nin ne kadar yorgun olduğunu gördü ve ona doğruca yatağa gitmesini söyledi.
- My father told me not to read a book in my bed.
- Babam bana yatağımda kitap okumamamı söyledi.
- He lifted her to the bed.
- Onu yatağa kaldırdı.
- I had a bad cold and was in bed for a week.
- Kötü bir soğuk algınlığı geçirdim ve bir hafta yataktan çıkamadım.
- I'm not making your beds.
- Yataklarınızı hazırlamıyorum.
- Tom is on the bed, talking on the phone.
- Tom yatakta, telefonda konuşuyor.
- He heard a strange sound and sprang out of bed.
- Garip bir ses duydu ve yataktan fırladı.
- I sat on the bed.
- Yatağa oturdum.
- Judy sent her children to bed.
- Judy çocuklarını yatağa gönderdi.
- He hid his toys under the bed.
- Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.
- She barely was able to get out of bed.
- O zar zor yataktan kalkabildi.
- She doesn't want to get out of bed.
- Yataktan çıkmak istemiyor.
- I'm going back to bed now.
- Şimdi yatağa dönüyorum.
- King size beds are really big.
- Kral boy yataklar gerçekten büyüktür.
- Tom lay down on the bed.
- Tom yatağa uzandı.
- Tom crawled into bed just before midnight.
- Tom gece yarısından hemen önce yatağa girdi.
- Brush your teeth and go to bed.
- Dişlerini fırçala ve yatağa git.
- Tom says he's too sick to get out of bed.
- Tom yataktan çıkamayacak kadar hasta olduğunu söylüyor.
- Tom sat on his bed crying.
- Tom ağlarken yatağında oturdu.
- I'm sorry for dragging you out of bed so early in the morning.
- Sabahın erken saatlerinde seni yataktan kaldırdığım için özür dilerim.
- Her clothes were strewn about the room, and she found her hat at the foot of the bed.
- Kıyafetleri odaya saçılmıştı ve şapkasını yatağın dibinde buldu.
- Tom hid under his bed, but his mother found him.
- Tom yatağının altına saklandı, ama annesi onu buldu.
- I have lived in many houses and slept in many beds throughout my life.
- Ben hayatım boyunca pek çok evde yaşadım ve pek çok yatakta uyudum.
- Let's get him to bed.
- Onu yatağa götürelim.
- The chances are that he is still in bed.
- Büyük olasılıkla o hâlâ yataktadır.
- He lay down on the bed.
- O, yatağa uzandı.
- Tom's shirt is on his bed.
- Tom'un gömleği onun yatağının üstünde.
- The bed creaked again.
- Yatak tekrar gıcırdadı.
- Sami's sheets didn't fit his bed.
- Sami'nin çarşafları yatağına uymadı.
- Mary sleeps in a comfortable bed.
- Mary rahat bir yatakta uyuyor.
- Tom slept on an inflatable bed.
- Tom şişme bir yatakta uyudu.
- Tom is putting his son into the bed.
- Tom, oğlunu yatağa yatırıyor.
- Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
- Yataktan kalkmadan önce, günün geri kalanında ne yapacağımı düşünmek için biraz zaman harcıyorum.
- Just go back to bed.
- Yatağına dön.
- Tom went to his room and sat down on his bed.
- Tom odasına gitti ve yatağına oturdu.
- Tom was under the bed.
- Tom yatağın altındaydı.
- Tom was lying on the bed.
- Tom yatağın üzerinde yatıyordu.
- He lifted her in his arms and carried her to her bed.
- Onu kollarına aldı ve yatağına taşıdı.
- Why don't you go back to bed?
- Neden yatağına dönmüyorsun?
- I am told that he is ill in bed.
- Bana onun hasta yatağında olduğu söylendi.
- Tom is under the bed, isn't he?
- Tom yatağın altında, değil mi?
- They have an extra bed.
- Onların fazladan bir yatağı var.
- He wasn't jumping on the bed.
- Yatağa atlamıyordu.
- I had an awful experience today, so I'm going to have a beer and go straight to bed.
- Bugün berbat bir deneyim yaşadım, bu yüzden bir bira içip doğruca yatağa gideceğim.
- I don't need beds.
- Yatağa ihtiyacım yok.
- Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
- Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
- Why don't you go back to bed?
- Neden yatağa geri dönmüyorsun?
- This is a comfortable bed.
- Bu rahat bir yatak.
- We will eat, and then go straight to bed.
- Yemek yiyeceğiz ve sonra doğruca yatağa gideceğiz.
- Get out of bed!
- Yataktan çık!
- No one had slept on that bed.
- Hiç kimse o yatakta uyumamıştı.
- Tom wets his bed.
- Tom yatağını ıslatıyor.
- You need to get to bed.
- Yatağa gitmen gerek.
- I keep my diary on the table by my bed.
- Günlüğümü yatağımın yanındaki masada tutuyorum.
- We found the beds quite comfortable.
- Yatakları oldukça rahat bulduk.
- Tom snuggled down in his bed.
- Tom yatağına uzandı.
- I found him lying on the bed.
- Onu yatakta uzanırken buldum.
- Tom sat in a chair next to Mary's bed, watching her sleep.
- Tom, Mary'nin yatağının yanındaki sandalyeye oturmuş onun uyumasını izliyordu.
- I'm still in bed.
- Ben hala yataktayım.
- Are you sure you're well enough to be out of bed?
- Yataktan kalkmak için yeterince iyi olduğuna emin misin?
- You can sleep in my bed if you want.
- İstiyorsanız benim yatağımda uyuyabilirsiniz.
- There are two cats sleeping on the bed.
- Yatakta uyuyan iki kedi var.
- The bed is in the room.
- Yatak odada.
- Tom looked under the bed to see if the other slipper was there.
- Tom diğer terliğin orada olup olmadığını görmek için yatağın altına baktı.
- They made their beds.
- Yataklarını topladılar.
- Tom's dog sleeps next to Tom's bed.
- Tom'un köpeği Tom'un yatağının yanında uyur.
- He wined me and dined me and then wanted to take me to bed!
- Bana yemek ısmarladı ve sonra beni yatağa götürmek istedi!
- Tom drank a glass of milk and went back to bed.
- Tom bir bardak süt içti ve yatağına geri döndü.
- Let's move the bed.
- Yatağı çekelim.
- Tom went to his room and sat down on his bed.
- Tom odasına gitti ve yatağının üstüne oturdu.
- I don't need a bed.
- Yatağa ihtiyacım yok.
- Tom was sitting on the edge of the bed.
- Tom yatağın kıyısında oturuyordu.
- What time did you get out of bed yesterday?
- Dün yataktan kaçta kalktın?
- There is space under the bed.
- Yatağın altında boşluk var.
- She went straight to bed.
- Doğruca yatağa gitti.
- My mother put clean linen on my bed.
- Annem yatağıma temiz çarşaflar serdi.
- Tom was too sick to get out of bed.
- Tom yataktan kalkamayacak kadar hastaydı.
- We've got to get her to bed.
- Onu yatağa götürmek zorundayız.
- The bed creaked.
- Yatak gıcırdadı.
- Take off your boots now and go to bed.
- Şimdi botlarını çıkar ve yatağa git.
- Tonight, a coffin will be our wedding bed.
- Bu gece, bir tabut bizim düğün yatağımız olacak.
- My slippers are under my bed.
- Terliklerim yatağımın altında.
- I was in bed already.
- Ben zaten yataktaydım.
- I heard a rooster crow and knew I'd soon have to get out of bed.
- Horozun öttüğünü duydum ve birazdan yataktan kalkmam gerektiğini anladım.
- Don't bring sand into the bed.
- Yatağa kum getirme.
- We've got to get them to bed.
- Onları yatağa götürmeliyiz.
- I had a hard time putting the kid to bed.
- Çocuğu yatağa koyarken sıkıntı çektim.
- I was in bed when you phoned.
- Aradığın zaman yataktaydım.
- Please make your bed.
- Lütfen yatağını topla.
- Someone has slept in this bed.
- Bu yatakta biri uyumuş.
- Tom can't remember the last time he slept alone in his bed.
- Tom yatağında en son ne zaman yalnız uyuduğunu hatırlayamıyor.
- Tom climbed into bed and turned off the light.
- Tom yatağa tırmandı ve ışığı kapattı.
- Tom stored his old books under his bed.
- Tom eski kitaplarını yatağının altında saklıyordu.
- My bed is much comfier than yours.
- Benim yatağım seninkinden çok daha rahat.
- The mouse ran underneath the bed.
- Fare yatağın altına kaçtı.
- You should get back into bed.
- Yatağa geri dönmelisin.
- The boys are under the bed.
- Çocuklar yatağın altında.
- I'd better let you get to bed.
- Bırakayım da yatağa gir.
- The bed takes up a lot of space.
- Yatak çok yer kaplıyor.
- Tom hid himself under the bed.
- Tom yatağın altına saklandı.
- He sat on the bed.
- O, yatağın üzerine oturdu.
- Mary threw her purse on the bed.
- Mary çantasını yatağın üzerine fırlattı.
- The bed costs 120 euros!
- Yatak 120 euro!
- I'm going to feed my dog then head back to bed.
- Köpeğimi besleyeceğim ve yatağıma geri döneceğim.
- When I got out of bed this morning, I had a headache.
- Bu sabah yataktan kalktığımda başım ağrıyordu.
- Tom's making his bed.
- Tom yatağını topluyor.
- My wooden bed is actually quite heavy.
- Ahşap yatağım aslında oldukça ağır.
- He died in the bed.
- O yatakta öldü.
- I got out of bed and put my clothes on.
- Yataktan kalktım ve kıyafetlerimi giydim.
- Tom looked under the bed to see what was there.
- Tom, orada ne olduğunu görmek için yatağın altına baktı.
- Have you ever made your bed by yourself?
- Hiç yatağınızı tek başınıza yaptınız mı?
- Tom thought the bed was too soft.
- Tom yatağın çok yumuşak olduğunu düşünüyordu.
- They slept in the same bed.
- Aynı yatakta uyudular.
- They've got a telephone next to their bed.
- Onların, yataklarının yanında bir telefonları vardır.
- This bed is not comfortable.
- Bu yatak rahat değil.
- I can't sleep well in a strange bed.
- Yabancı bir yatakta iyi uyuyamam.
- Tom looked under the bed to see what was there.
- Tom orada ne olduğunu görmek için yatağın altına baktı.
- Tom was confined to a bed for three months.
- Tom üç ay boyunca yatağa mahkum edildi.
- Tom turned on the TV, stretched out on the bed, and fell asleep.
- Tom televizyonu açtı, yatağa uzandı ve uykuya daldı.
- Tom changed the sheets on the bed.
- Tom yataktaki çarşafları değiştirdi.
- Tom is hiding under the bed, isn't he?
- Tom yatağın altında saklanıyor, değil mi?
- According to Tom, Mary is wild in bed.
- Tom'a göre, Mary yatağında çılgın.
- Go back to bed now.
- Şimdi yatağına dön.
- Tom jumped out of his bed.
- Tom yatağından dışarı fırladı.
- Which side of the bed do you sleep on?
- Yatağın hangi tarafında uyuyorsun?
- Tom is lying on his bed, reading.
- Tom yatağında kitap okuyarak uzanıyor.
- Put two blankets on the bed.
- Yatağın üzerine iki battaniye koy.
- I saw you hide it under your bed.
- Onu yatağının altında sakladığını gördüm.
- Tom changed the sheets on his bed.
- Tom yatağındaki çarşafları değiştirdi.
- Didn't I tell you to go to bed?
- Sana yatağa git demedim mi?
- The bed in Tom's room was unmade.
- Tom odasındaki yatak yapılmamıştı.
- If you're so sleepy, go to bed.
- Çok uykun varsa, yatağına git.
- They've got a telephone next to their bed.
- Yataklarının yanında bir telefon var.
- Hearing a strange noise, he jumped out of bed.
- Garip bir ses duyunca yataktan fırladı.
- She died in the bed.
- O, yatakta öldü.
- Tom sat on the bed.
- Tom yatağa oturdu.
- Get out of bed!
- Yataktan kalk!
- The dog hid under the bed whenever lightning flashed.
- Ne zaman şimşek çaksa köpek yatağın altına saklandı.
- Why are you in bed?
- Neden yataktasın?
- I need to get to bed.
- Yatağa gitmem lazım.
- Whose bed is that?
- O kimin yatağı?
- Tom's mother told him to quit jumping on his bed.
- Tom'un annesi ona yatağının üzerinde zıplamayı bırakmasın söyledi.
- They made their beds.
- Yataklarını yaptılar.
- She lay on the bed with her eyes open.
- Gözleri açık bir şekilde yatağa uzandı.
- My mother put clean sheets on my bed.
- Annem yatağıma temiz çarşaflar serdi.
- Tom framed the photograph and hung it over the bed.
- Tom fotoğrafı çerçeveledi ve onu yatağın üzerine astı.
- My father told me not to read the book while in bed.
- Babam yataktayken kitap okumamamı söyledi.
- The beds are uncomfortable.
- Yataklar rahatsız.
- My cat is sleeping on my bed.
- Kedim yatağımda uyuyor.
- Two sheets were on the bed.
- Yatağın üzerinde iki çarşaf vardı.
- Tom sat on the edge of the bed and put on his socks.
- Tom yatağın kenarına oturdu ve çoraplarını giydi.
- Don't let him climb on the bed.
- Onun yatağa tırmanmasına izin verme.
- The bed was too short.
- Yatak çok kısaydı.
- Tom is in bed, asleep, isn't he?
- Tom yatağında uyuyor, değil mi?
- I am putting my baby into the bed.
- Bebeğimi yatağa yatırıyorum.
- I really should be getting to bed.
- Gerçekten yatağa gitmeliyim.
- There was a photograph of Dan hanging above the bed.
- Yatağın üzerinde Dan'in bir fotoğrafı asılıydı.
- Tom got out of bed and turned on the light.
- Tom yataktan kalktı ve ışığı açtı.
- We went straight to bed.
- Doğruca yatağa gittik.
- Tom is dying in his bed.
- Tom kendi yatağında ölüyor.
- The bed was too hard.
- Yatak çok sertti.
- My dog sleeps next to my bed.
- Köpeğim yatağımın yanında uyur.
- I will marry you provided I can sleep in my own bed.
- Kendi yatağımda uyuyabilmem şartıyla seninle evlenirim.
- The mouse was running around under the bed.
- Fare yatağın altında koşturuyordu.
- I got up on the wrong side of the bed this morning.
- Bu sabah yatağın yanlış tarafından kalktım.
- I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
- Gecenin bir yarısı uyandım ve yatağımın üzerinde garip, korkunç bir şekil gördüm.
- I hid it under my bed.
- Yatağımın altına sakladım.
- Tom's mother got angry when she saw Tom jumping on his bed.
- Tom'un annesi, Tom'un yatağında zıpladığını görünce çok sinirlendi.
- Tom drank a glass of milk and went back to bed.
- Tom bir bardak süt içti ve yatağa geri döndü.
- Take off your clothes and lie down on the bed!
- Elbiselerini çıkar ve yatağa uzan!
- The mouse ran under the bed.
- Fare yatağın altına kaçtı.
- Tom dragged himself out of bed.
- Tom kendini yataktan dışarı sürükledi.
- Tom wasn't jumping on the bed.
- Tom yatakta zıplamıyordu.
- I found the bed quite comfortable.
- Yatağı oldukça rahat buldum.
- Tom hid the stolen guitar under his bed.
- Tom çalınan gitarı yatağının altına sakladı.
- Tom put all his money in a box and hid it under his bed.
- Tom bütün parasını bir kutuya koydu ve onu yatağının altına sakladı.
- Please tell me how to make my bed.
- Lütfen, bana yatağımı nasıl toplayacağımı söyleyin.
- His bed is next to the wall.
- Onun yatağı duvarın yanında.
- My mother put clean linen on my bed.
- Annem yatağıma temiz çarşaf koydu.
- Take off your boots now and go to bed.
- Şimdi botlarını çıkar ve yatağına git.
- Tell the maid to make the beds.
- Hizmetçiye yatakları yapmasını söyle.
- Please tell me how to make my bed.
- Bana yatağımı nasıl toplayacağımı anlatın, lütfen.
- They're never in the same bed anyway.
- Zaten asla aynı yatakta olmazlar.
- You should go back to bed now.
- Artık yatağına dönmelisin.
- Go back to your bed.
- Yatağına dön.
- Look what Tom found under the bed.
- Tom'un yatağın altında bulduğu şeye bak.
- Let's go to bed.
- Hadi yatağa gidelim.
- Mary sat on her bed crying.
- Mary ağlayarak yatağına oturdu.
- Tom hid under his bed.
- Tom yatağının altına saklandı.
- Tom heard his dog barking, so he got out of bed to check things out.
- Tom köpeğinin havladığını duydu ve etrafı kontrol etmek için yataktan kalktı.
- Tom's mother sat down on the bed next to him and read him a story.
- Tom'un annesi yatakta onun yanına oturdu ve ona bir hikaye okudu.
- The slippers are under the bed.
- Terlikler yatağın altında.
- Tom will make the beds.
- Tom yatakları yapacak.
- Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
- Herkes yatakta kalmamı öneriyor fakat ben dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyorum.
- When I woke us this morning, I didn't want to get out of bed.
- Bu sabah uyandığımda yataktan kalkmak istemedim.
- He got out of bed.
- O yataktan kalktı.
- There is a monster under my bed.
- Yatağımın altında bir canavar var.
- Come back to bed.
- Yatağa geri dön.
- It seems like you got up on the wrong side of the bed this morning.
- Bu sabah yatağın ters tarafından kalkmışsın gibi görünüyor.
- The room is furnished with two beds.
- Odada iki yatak var.
- Sami found a bobby pin under his bed.
- Sami yatağının altında bir toka bulmuş.
- Look what Tom found under the bed.
- Bak Tom yatağın altında ne buldu.
- The little boy was asleep in his bed.
- Küçük çocuk yatağında uykudaydı.
- He put the kids to bed.
- O, çocukları yatağa koydu.
- Come back to bed, honey.
- Yatağa geri dön, tatlım.
- You're sleepy, so go to bed.
- Uykun var, yatağına git.
- The room was empty except for a shabby bed.
- Oda, eski yatak dışında boştu.
- Tom hid under the bed with the cat.
- Tom kediyle yatağın altına saklandı.
- Make your bed!
- Yatağını topla!
- It was hard for me to get out of bed this morning.
- Bu sabah yataktan kalkmak benim için çok zor oldu.
- His paralysis is progressing, and soon he won't be able to get out of bed.
- Felci ilerliyor ve yakında yataktan kalkamayacak.
- I crawled out of bed and got dressed.
- Sürünerek yataktan çıktım ve giyindim.
- You can go back to bed.
- Yatağa geri dönebilirsin.
- He died in his bed.
- Yatağında öldü.
- She died in her bed at the age of 96.
- O 96 yaşında yatağında öldü.
- Tom put clean sheets on his bed.
- Tom yatağına temiz çarşaflar serdi.
- At night, Mary could see the stars through the window next to her bed.
- Mary geceleri yatağının yanındaki pencereden yıldızları görebiliyordu.
- Please lie still on the bed.
- Lütfen yatağa uzanın.
- I'm not making your beds.
- Yataklarınızı yapmıyorum.
- We need to buy another bed.
- Başka bir yatak almamız lazım.
- Don't hide under the bed.
- Yatağın altına saklanma.
- I had to drag him out of bed.
- Onu yataktan dışarıya sürüklemek zorunda kaldım.
- The bed was stinking of body odor.
- Yataktan vücut kokusu yayılıyordu.
- Tom got out of bed and turned on the light.
- Tom yataktan kalktı ve ışığı yaktı.
- Tom fell out of bed.
- Tom yataktan düştü.
- I went back to bed and slept for another three hours.
- Yatağa geri döndüm ve üç saat daha uyudum.
- Sami and Layla were in bed.
- Sami ve Leyla yataktaydılar.
- We've got to get him to bed.
- Onu yatağa götürmek zorundayız.
- Should you be out of bed?
- Yataktan çıkmalı mısın?
- The little boy was asleep in his bed.
- Küçük çocuk yatağında uyuyordu.
- What are you doing out of bed?
- Yatağın dışında ne yapıyorsun?
- As soon as Jim got home, he crawled into bed.
- Jim eve varır varmaz yatağa girdi.
- I had to drag Tom out of bed.
- Tom'u yataktan sürükleyerek çıkarmak zorunda kaldım.
- It was hard for you to get out of bed this morning, wasn't it?
- Bu sabah yataktan çıkman zordu, değil mi?
- Tom put on his pajamas and climbed into bed.
- Tom pijamalarını giydi ve yatağa girdi.
- Let's get her to bed.
- Onu yatağa götürelim.
- He has been confined to his bed with illness.
- Hastalığı yüzünden yatağa mahkum oldu.
- He was confined to a bed for three months.
- Üç ay boyunca yatağa mahkûm kaldı.
- I was in bed when you phoned.
- Sen aradığında yataktaydım.
- Tom was sitting on the bed.
- Tom yatağın üzerinde oturuyordu.
- As soon as Pinocchio was in bed, he fell fast asleep and began to dream.
- Pinokyo yatağına girer girmez derin bir uykuya daldı ve rüya görmeye başladı.
- The dogs are happy with their new beds.
- Köpekler yeni yataklarında mutlular.
- Sami was in bed next to Layla.
- Sami, Leyla'nın yanında yataktaydı.
- How can we go to the beach without beach beds?
- Plaj yatakları olmadan plaja nasıl gidebiliriz?
- I think you should check under the bed.
- Bence yatağın altını kontrol etmelisin.
- There is space under the bed.
- Yatağın altında yer var.
- Tom's shoes are under his bed.
- Tom'un ayakkabıları yatağının altında.
- Please put the baby to bed.
- Lütfen bebeği yatağa koy.
- Tom doesn't want to get out of bed.
- Tom yataktan çıkmak istemiyor.
- I am sweating in my bed.
- Yatağımda terliyorum.
- She put clean sheets on the bed.
- O, temiz çarşafları yatağın üstüne koydu.
- Get the kid to bed.
- Çocuğu yatağına götür.
- I make my bed almost every day.
- Ben neredeyse her gün yatağımı toplarım.
- He is lying ill in bed.
- Hasta yatağında.
- He was in bed with a cold.
- Soğuk algınlığı yüzünden yataktaydı.
- They don't make beds.
- Yatak yapmıyorlar.
- This bed is very comfortable.
- Bu yatak çok rahat.
- Sami hopped from the bed.
- Sami yataktan zıpladı.
- Tom got up on the wrong side of the bed and has been grouchy all day.
- Tom yatağın ters tarafından kalktı ve bütün gün suratsızdı.
- Tom wanted to get out of bed, but he couldn't.
- Tom yataktan kalkmak istedi ama kalkamadı.
- Tom's shirt is on his bed.
- Tom'un gömleği yatağının üzerinde.
- I don't sleep in a bed.
- Ben yatakta uyumam.
- Tom made me get out of bed.
- Tom beni yataktan çıkarttı.
- When the sun comes up, I'll get out of bed.
- Güneş doğduğunda yataktan çıkacağım.
- You look like you just rolled out of bed.
- Yataktan yeni kalkmış gibi görünüyorsun.
- Please tell me how to make my bed.
- Lütfen, yatağımı nasıl yapacağımı söyleyin.
- If you're tired, go to bed.
- Yorgunsan, yatağına git.
- Tom tucked Mary into bed and read her a bedtime story.
- Tom, Mary'yi yatağına yatırdı ve ona masal okudu.
- My bed is large, and ghosts come and sleep on it during the day.
- Yatağım büyük ve hayaletler gün boyunca gelip üzerinde uyuyorlar.
- I went back to bed and slept for another three hours.
- Yatağa geri döndüm ve üç saat boyunca uyudum.
- Children found Christmas presents hidden under the bed.
- Çocuklar yatağın altına saklanmış Noel hediyeleri buldular.
- We've got to get her to bed.
- Kadını yatağa götürmeliyiz.
- Tom noticed Mary's bed hadn't been slept in.
- Tom, Mary'nin yatağında uyunmadığını fark etti.
- Tom was told by his doctor to remain in bed.
- Doktoru Tom'a yataktan çıkmamasını söyledi.
- My wife is usually the one who puts the children to bed.
- Karım genellikle çocukları yatağa götüren kişidir.
- Tom's bed hasn't been slept in.
- Tom'un yatağı bozulmamıştı.
- This bed looks solid.
- Bu yatak sağlam gözüküyor.
- Tom got out of bed every morning at 6 am.
- Tom her sabah 6'da yataktan kalkardı.
- My cats aren't sleeping under the bed any more.
- Kedilerim artık yatağın altında uyumuyor.
- I had to carry Tom to bed.
- Tom'u yatağa götürmek zorunda kaldım.
- They don't want to get out of bed.
- Yataktan çıkmak istemiyorlar.
- You have to make your own bed here.
- Burada yatağınızı kendiniz yapmalısınız.
- This bed is too hard to sleep on.
- Bu yatakta uyumak çok zor.
- Sami found a bobby pin under his bed.
- Sami yatağının altında bir tel toka buldu.
- I took her back to the bed.
- Onu yatağa geri götürdüm.
- He was sitting on the bed.
- Yatakta oturuyordu.
- Tom sat on his bed.
- Tom yatağına oturdu.
- Tom hid under the bed.
- Tom yatağın altına saklandı.
- His bed is next to the wall.
- Yatağı duvarın yanında.
- Tom crawled into bed and pulled the covers over himself.
- Tom yatağa girdi ve örtüyü üzerine çekti.
- Tom climbed into bed with his parents.
- Tom, ailesiyle birlikte yatağa tırmandı.
- The sick child sat up in bed.
- Hasta çocuk yatağında oturuyordu.
- Tom said he wanted to eat breakfast in bed.
- Tom kahvaltısını yatağında yemek istediğini söyledi.
- Hearing a strange noise, he jumped out of bed.
- O, garip bir ses işitince yataktan fırladı.
- Who put a frog in my bed?
- Yatağıma kim kurbağa koydu?
- He doesn't want to get out of bed.
- O, yataktan çıkmak istemiyor.
- Most people have great disinclinations to get out of bed early, even if they have to.
- İnsanların çoğu bunu yapmak zorunda olsalar bile yataktan erken kalkma konusunda çok isteksizdirler.
- Tom was barely able to get out of bed.
- Tom zar zor yataktan çıkabildi.
- It is said that she is ill in bed.
- Hasta yatağında olduğu söyleniyor.
- That bed is very comfortable.
- O yatak çok rahat.
- He hid his toys under the bed.
- Oyuncaklarını yatağın altına saklamış.
- You can go back to bed.
- Yatağına dönebilirsin.
- Put on your pajamas and go to bed.
- Pijamalarını giy ve yatağa git.
- Go back to bed now.
- Şimdi yatağa geri dön.
- He lay down on the bed.
- Yatağa uzandı.
- He often lies on the bed and reads.
- Sık sık yatağa uzanır ve kitap okur.
- I was too weak to get out of bed.
- Yataktan çıkamayacak kadar halsizdim.
- Tom is putting his son into the bed.
- Tom oğlunu yatağa yatırıyor.
- I was in bed with the flu.
- Grip yüzünden yataktaydım.
- What's under your bed?
- Yatağının altında ne var?
- Tom was sitting on the bed.
- Tom yatakta oturuyordu.
- I wake up at six, but I don't get out of bed until seven.
- Ben altıda uyanırım ama yediye kadar yataktan çıkmam.
- I found your slippers under the bed.
- Terliklerini yatağın altında buldum.
- Tom went back to bed.
- Tom yatağına geri döndü.
- How long has it been since you've slept in a comfortable bed?
- En son ne zaman rahat bir yatakta uyudunuz?
- Tom started bouncing up and down on the bed.
- Tom yatakta bir aşağı bir yukarı zıplamaya başladı.
- I crawled out of bed and put on my clothes.
- Yataktan sürünerek çıktım ve kıyafetlerimi giydim.
- Tom told his children to quit jumping on the bed.
- Tom çocuklarına yatağın üzerinde zıplamayı bırakmalarını söyledi.
- I've just put new sheets on my bed.
- Yatağıma yeni çarşaflar serdim.
- Come back to bed, honey.
- Yatağa geri dön tatlım.
- I went back to bed and slept for three more hours.
- Yatağa geri gittim ve üç saat daha uyudum.
- There is a cat under the bed.
- Yatağın altında bir kedi var.
- Tom was in bed with a cold.
- Tom üşütme nedeniyle yataktaydı.
- I didn't want to get out of bed.
- Yataktan çıkmak istemedim.
- You can sleep in my bed if you want.
- İstersen benim yatağımda uyuyabilirsin.
- Tom's making his bed.
- Tom yatağını düzeltiyor.
- I'm putting the boy to bed.
- Çocuğu yatağa yatırıyorum.
- Tom's mother sat down on the bed next to him and read him a story.
- Tom'un annesi onun yanındaki yatağa oturdu ve ona bir hikaye okudu.
- I looked under the bed.
- Yatağın altına baktım.
- When I woke us this morning, I didn't want to get out of bed.
- Bu sabah uyandığımda yataktan çıkmak istemedim.
- I'm still too weak to get out of bed.
- Hala yataktan çıkamayacak kadar güçsüzüm.
- The bed took up a lot of space.
- Yatak çok yer kaplıyor.
- A wooden bed is better than a golden coffin.
- Tahta bir yatak, altın bir tabuttan daha iyidir.
- Tom was sitting on the edge of the bed.
- Tom yatağın kenarında oturuyordu.
- Tom sat down on his bed to put on his socks.
- Tom çoraplarını giymek için yatağına oturdu.
- This bed is cold.
- Bu yatak soğuk.
- I don't sleep in a bed.
- Yatakta uyumam.
- Tell Tom he has to get out of bed.
- Tom'a yataktan kalkması gerektiğini söyle.
- Tom said that there was a monster under his bed.
- Tom yatağının altında bir canavar olduğunu söyledi.
- The bed takes up a lot of room.
- Yatak çok yer kaplıyor.
- There's something under my bed.
- Yatağımın altında bir şey var.
- Do you often become dizzy if you get up from bed quickly?
- Yataktan hızlı kalkınca genelde başınız dönüyor mu?
- Tom made me get out of bed.
- Tom beni yataktan kaldırdı.
- When I got out of bed, the sun was already high in the sky.
- Yataktan kalktığımda, güneş çoktan gökyüzüne yükselmişti.
- She will lay the doll on her bed.
- Oyuncak bebeği yatağına yatıracak.
- He slept in the bed.
- O, yatakta uyudu.
- Tom pulled a box from under the bed.
- Tom yatağın altından bir kutu çıkardı.
- There were 3 in the bed!
- Yatakta 3 vardı!
- They don't make beds.
- Onlar yatak yapmazlar.
- Since I had a slight fever, I stayed in bed.
- Hafif ateşim olduğu için yataktan çıkmadım.
- Tom can sleep in my bed if he wants to.
- Tom isterse benim yatağımda uyuyabilir.
- Tom's mother got angry when she saw Tom jumping on his bed.
- Tom'un annesi, Tom'u yatağında zıplarken görünce kızdı.
- Get out of my bed.
- Yatağımdan çık.
- I got out of bed.
- Ben yataktan kalktım.
- Tom hid himself under the bed.
- Tom kendini yatağın altına sakladı.
- I rolled out of bed last night.
- Dün gece yataktan yuvarlandım.
- Don't hide under the bed.
- Yatağın altında gizlenme.
- Tom sat up in bed and listened carefully.
- Tom yatağa oturdu ve dikkatle dinledi.
- This is a bed.
- Bu bir yatak.
- Tom sat down on the bed.
- Tom yatağın üzerinde oturdu.
- I found the bed very comfortable.
- Yatağı çok rahat buldum.
- Tom climbed into bed with his parents.
- Tom ailesiyle birlikte yatağa girdi.
- I had to drag Tom out of bed.
- Tom'u yatağın dışına sürüklemek zorunda kaldım.
- Tom sent his son to bed without dinner.
- Tom oğlunu yemek yemeden yatağa gönderdi.
- They have an extra bed.
- Fazladan bir yatakları var.
- Children often wet their beds at night.
- Çocuklar sık sık gece yataklarını ıslatırlar.
- She died in her bed.
- O, yatağında öldü.
- Tom usually wakes up at about six-thirty, but he doesn't usually get out of bed until seven.
- Tom genellikle altı buçuk gibi uyanır ama genellikle yediye kadar yataktan çıkmaz.
- I want to sleep in my own bed.
- Kendi yatağımda uyumak istiyorum.
- Tom's bed hasn't been slept in.
- Tom'un yatağında hiç uyunmadı.
- Dan went back to bed.
- Dan yatağına geri döndü.
- Whenever I lie down on my bed and read a book, I fall asleep.
- Ne zaman yatağıma uzanıp kitap okusam uykuya dalıyorum.
- Sami put Layla to bed.
- Sami, Layla'yı yatağına yatırdı.
- Tom slipped quietly out of bed and went into the kitchen.
- Tom sessizce yataktan kalktı ve mutfağa gitti.
- He leaped out of bed.
- Yataktan fırladı.
- How can we go to the beach without beach beds?
- Plaj yatağı olmadan nasıl plaja gidebiliriz?
- Tom is under the bed.
- Tom yatağın altında.
- I will marry you provided I can sleep in my own bed.
- Kendi yatağımda uyumak şartıyla seninle evlenirim.
- Who is sleeping in my bed?
- Yatağımda kim uyuyor?
- I was in bed by nine.
- Dokuzda yataktaydım.
- He leapt out of bed.
- Yataktan fırladı.
- Tom found Christmas presents hidden under his parents' bed.
- Tom ebeveynlerinin yatağının altında saklanmış Noel hediyelerini buldu.
- I got out of bed.
- Ben yataktan çıktım.
- I could barely get out of bed yesterday.
- Dün yataktan zar zor kalkabildim.
- Supposedly, one in ten Europeans are conceived in an IKEA bed.
- Her on Avrupalıdan birinin IKEA yatağında gebe kaldığı söylenmektedir.
- I want to go to my bed!
- Yatağıma gitmek istiyorum!
- Tom got out of bed and got dressed.
- Tom yataktan çıktı ve giyindi.
- He sat down on the bed.
- O, yatakta oturdu.
- Tom's shirt was on his bed.
- Tom'un gömleği onun yatağının üstündeydi.
- I went back to bed and slept for three more hours.
- Yatağa geri döndüm ve üç saat daha uyudum.
- I lay down on the bed.
- Ben yatağa uzandım.
- He heard a strange noise, so he jumped out of bed.
- Garip bir ses duydu ve yataktan fırladı.
- There were 3 in the bed!
- Yatakta üç kişi vardı!
- We slept on a very long bed.
- Çok uzun bir yatakta uyuduk.
- This bed is too soft for me.
- Bu yatak benim için çok yumuşak.
- I regret to say that he is ill in bed.
- Yatağında hasta olduğunu söylemekten üzüntü duyuyorum.
- Tom left his bed unmade.
- Tom yatağını toplamadan bıraktı.
- I had to drag him out of bed.
- Onu yataktan sürüklemek zorunda kaldım.
- Tom sprang out of bed, threw on some clothes, ate breakfast and was out of the door within ten minutes.
- Tom yataktan fırladı, üzerine bir şeyler giydi, kahvaltısını yaptı ve on dakika içinde kapıdan çıktı.
- Tom sat in a chair next to Mary's bed, watching her sleep.
- Tom onun uyumasını izleyerek Mary'nin yatağının yanında bir koltuğa oturdu.
- Mom says you should get out of bed.
- Annem yataktan kalkman gerektiğini söylüyor.
- The mother laid her baby on the bed softly.
- Anne, bebeğini usulca yatağa koydu.
- Mary sat on her bed crying.
- Mary ağlarken yatağında oturdu.
- Tom is lying in bed, asleep.
- Tom yatağında uzanarak uyuyor.
- Tom sat on the side of his bed and pulled on his socks.
- Tom yatağının kenarına oturdu ve çoraplarını çekti.
- We found the beds quite comfortable.
- Biz yatakları oldukça rahat bulduk.
- Supposedly, one in ten Europeans are conceived in an IKEA bed.
- Söylenenlere göre on Avrupalıdan biri IKEA yatakta hamile kalmıştır.
- My mom gets out of bed before me.
- Annem benden önce yataktan kalkıyor.
- The bed creaked again.
- Yatak gene gıcırdadı.
- Tom jumped out of bed.
- Tom yataktan atladı.
- She doesn't want to get out of bed.
- O, yataktan çıkmak istemiyor.
- Will you please put the baby to bed?
- Lütfen bebeği yatağa koyar mısın?
- Tom hid under the bed with the cat.
- Tom kediyle birlikte yatağın altına saklandı.
- She will lay the doll on her bed.
- Bebeği yatağına yatıracak.
- She lay on the bed with her eyes open.
- Gözleri açık şekilde yatağa uzandı.
- He measured the length of the bed.
- Yatağın uzunluğunu ölçtü.
- I got out of bed and had a good stretch.
- Ben yataktan kalktım ve iyi bir gerindim.
- My mother put clean sheets on my bed.
- Annem temiz çarşafları yatağıma koydu.
- Sami found a bobby pin under his bed.
- Sami yatağının altında bir saç tokası buldu.
- Tom was in bed.
- Tom yataktaydı.
- Tom got back into bed.
- Tom yatağa geri döndü.
- I found your slippers under the bed.
- Terliklerinizi yatağın altında buldum.
- He rolled off the bed.
- Yataktan yuvarlandı.
- Tom got out of bed.
- Tom yataktan kalktı.
- I took my shoes off and put them under the bed.
- Ayakkabılarımı çıkardım ve yatağın altına koydum.
- Go back to bed now.
- Yatağına dön.
- Tom found an empty pill bottle under the bed.
- Tom yatağın altında boş bir hap şişesi buldu.
- Betty laid herself on the bed.
- Betty kendini yatağa bıraktı.
- On which bed would you like to sleep?
- Hangi yatakta uyumak istersin?
- Do you often become dizzy if you get up from bed quickly?
- Yataktan hızlıca kalktığınızda sık sık başınız dönüyor mu?
- Should I make my bed every day?
- Her gün yatağımı toplamam gerekir mi?
- Does Tom make his bed every morning?
- Tom her sabah yatağını toplar mı?
- The beautiful girl is in bed.
- Güzel kız yataktadır.
- Yesterday I put the gifts in the attic, today I put them under the bed and tomorrow I'll throw them out the window.
- Dün hediyeleri tavan artasına koydum, bugün onları yatağın altına koydum ve yarın onları pencereden dışarı atacağım.
- We've got to get them to bed.
- Onları yatağa götürmek zorundayız.
- There's something under the bed.
- Yatağın altında bir şey var.
- The child soon fell asleep in the bed.
- Çocuk kısa süre sonra yatakta uyuyakaldı.
- Mary threw her purse on the bed.
- Mary çantasını yatağa attı.
- I want to sleep in my own bed tonight.
- Bu gece kendi yatağımda uyumak istiyorum.
- Go back to bed.
- Yatağa geri dön.
- She died in the bed.
- Yatakta öldü.
- Tom sat on the edge of the bed and put on his socks.
- Tom yatağın köşesine oturdu ve çoraplarını giydi.
- I went back to bed after I talked to Tom on the phone.
- Tom'la telefonda konuştuktan sonra yatağa geri döndüm.
- I could barely get out of bed yesterday.
- Dün yataktan zar zor çıkabildim.
- Since he was feeling sick, he stayed in bed.
- Kendini hasta hissettiği için yataktan çıkmadı.
- Sami immediately got out of bed.
- Sami hemen yataktan kalktı.
- We'll sneak into bed now.
- Şimdi gizlice yatağa gireceğiz.
- There's no space in the room for another bed.
- Odada başka bir yatak için yer yok.
- Tom is hiding under the bed.
- Tom yatağın altında saklanıyor.
- Sami and Layla were in bed.
- Sami ve Layla yataktaydı.
- There were blood stains on the shirt that the police found under Tom's bed.
- Polisin Tom'un yatağının altında bulduğu gömlekte kan lekeleri vardı.
- We take out of bed an elderly person who is obviously suffering, dragging him into meetings.
- Acı çektiği her hâlinden belli olan yaşlı bir insanı, zorla yatağından kaldırıp toplantılara sürüklüyoruz.
- Tom's bed is covered by a Pikachu blanket.
- Tom'un yatağı bir Pikachu battaniyesiyle örtülü.
- The boy fell off the bed.
- Çocuk yataktan düştü.
- I was tired, so I went straight to bed.
- Yorgun olduğum için doğruca yatağa gittim.
- He rolled off the bed.
- O, yataktan yuvarlandı.
- Don't let Tom jump on the bed.
- Tom'un yatağa atlamasına izin vermeyin.
- I sat next to his bed for more than two hours.
- Yatağının yanında iki saatten fazla oturdum.
- Tom put his suitcase on his bed.
- Tom bavulunu yatağına koydu.
- I'm putting the boy to bed.
- Çocuğu yatağına yatırıyorum.
- Tom can't remember the last time he slept alone in his bed.
- Tom en son ne zaman yatağında yalnız uyuduğunu hatırlamıyor.
- Tom might not have the strength to get out of bed.
- Tom yataktan kalkacak güce sahip olmayabilir.
- Layla was lying on the bed.
- Layla yatakta uzanıyordu.
- Don't let the dog sleep in our bed.
- Köpeğin yatağımızda uyumasına izin vermeyin.
- Let's look under the bed.
- Yatağın altına bakalım.
- They went straight to bed.
- Doğruca yatağa gittiler.
- Tom was jumping on the bed.
- Tom yatağın üzerinde zıplıyordu.
- I bet, tomorrow you'll find a bad bat in your bed.
- Bahse girerim, yarın yatağında kötü bir yarasa bulacaksın.
- She crawled out of bed.
- O yataktan sürünerek çıktı.
- The bed is unmade.
- Yatak yapılmamış.
- The bed at the hotel where I stayed was too soft.
- Kaldığım oteldeki yatak çok yumuşaktı.
- When was the last time you made your bed?
- En son ne zaman yatağını topladın?
- He died in the bed.
- Yatakta öldü.
- Tom's mother told him to quit jumping on his bed.
- Tom'un annesi ona yatağında zıplamayı bırakmasını söyledi.
- Tom climbed into bed.
- Tom yatağa tırmandı.
- Tom is lying face down on the bed.
- Tom yatakta yüzüstü yatıyor.
- We've got to get him to bed.
- Onu yatağa götürmeliyiz.
- I hid it under my bed.
- Onu yatağımın altında sakladım.
- Sami's sheets didn't fit his bed.
- Sami'nin çarşafları yatağına uymuyordu.
- He is confined to bed now.
- Şimdi yatağa mahkum.
- Which side of the bed do you sleep?
- Yatağın hangi tarafında uyuyorsun?
- Tom might not have the strength to get out of bed.
- Tom'un yataktan kalkacak gücü olmayabilir.
- Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
- Herkes yatakta kalmamı öneriyor ama ben dışarı çıkıp eğlenmek istiyorum.
- Tom crawled into bed and pulled the covers over himself.
- Tom yatağa girdi ve yorganı üzerine çekti.
- There are two beds in my room.
- Odamda iki yatak var.
- I didn't want to get out of bed.
- Yataktan kalkmak istemedim.
- Tom sent his daughter to bed without dinner.
- Tom kızını akşam yemeği yemeden yatağa gönderdi.
- Tom bent down and looked under the bed.
- Tom eğildi ve yatağın altına baktı.
- He was in bed with a cold.
- O, soğuk algınlığından yataktaydı.
- Don't let the dog sleep in our bed.
- Köpeğin yatağımızda uyumasına izin verme.
- The mouse ran under the bed.
- Fare yatağın altına koştu.
- Supposedly, one in ten Europeans are conceived in an IKEA bed.
- Her on Avrupalıdan birinin IKEA yatağında gebe kaldığı söyleniyor.
- Put two blankets on the bed.
- Yatağa iki battaniye koyun.
- My baby brother still wets his bed.
- Küçük kardeşim hâlâ yatağını ıslatıyor.
- No one had slept on that bed.
- O yatakta kimse uyumamıştı.
- He doesn't want to get out of bed.
- Yataktan çıkmak istemiyor.
- Tom got out of bed, walked over to the window and looked out at the sunrise.
- Tom yataktan kalktı, pencereye doğru yürüdü ve güneşin doğuşuna baktı.
- In the bed where my girlfriend sleeps it is not cold.
- Kız arkadaşımın uyuduğu yatak soğuk değil.
- He sat beside her on her bed.
- Yatağında onun yanına oturdu.
- Come back to bed.
- Yatağa geri gel.
- Tom has been in bed all day.
- Tom bütün gün yataktaydı.
- Tom was murdered in his bed.
- Tom yatağında öldürüldü.
- I was too weak to get out of bed.
- Yataktan kalkamayacak kadar güçsüzdüm.
- I stayed in bed all morning.
- Bütün sabah yataktan çıkmadım.
- Send the kids to bed.
- Çocukları yatağa yolla.
- Tom sat cross-legged on the bed.
- Tom yatakta bağdaş kurup oturdu.
- She lies ill in bed.
- Hasta yatağındadır.
- He died peacefully in bed at the age of 86.
- Yatağında 86 yaşında huzur içinde öldü.
- It's under the bed.
- Yatağın altında.
- Tom was in bed with a cold.
- Tom bir soğuk algınlığı yüzünden yataktaydı.
- Betty laid herself on the bed.
- Betty, kendini yatağa attı.
- He got out of bed.
- O yataktan çıktı.
- He jumped out of bed.
- O yataktan fırladı.
- Tom got back into bed.
- Tom yatağına geri döndü.
- Don't let him climb on the bed.
- Yatağa tırmanmasına izin verme.
- The mother lay beside her baby on the bed.
- Anne yatakta bebeğinin yanına uzanmış.
- Two sheets were on the bed.
- İki çarşaf yataktaydı.
- Tom got out of bed and quickly put on his clothes.
- Tom yataktan kalktı ve hızla elbiselerini giydi.
- The maid made my bed.
- Hizmetçi yatağımı hazırladı.
- The table and the bed stood in their former places.
- Masa ve yatak eski yerlerinde duruyordu.
- In Canada we sleep in a bed, not on the floor.
- Kanada'da zeminde değil yatakta uyuyoruz.
- Tom is lying face down on the bed.
- Tom yatakta yüzükoyun uzanıyor.
- Tom didn't get out of bed until after noon.
- Tom öğlene kadar yataktan çıkmadı.
- How would you like to sleep in a nice soft bed tonight?
- Bu gece yumuşak bir yatakta uyumaya ne dersin?
- They don't want to get out of bed.
- Onlar yataktan çıkmak istemiyor.
- Sami shared a bed with Layla.
- Sami, Layla ile aynı yatağı paylaştı.
- He heard a strange sound and sprang out of bed.
- Garip bir ses duydu ve yatağından fırladı.
- The old cottage had only one bed, so we all took turns sleeping in it.
- Eski kulübede sadece bir yatak vardı, bu yüzden hepimiz yatakta sırayla uyurduk.
- I sometimes just don't want to get out of bed in the morning.
- Bazen sabahları yataktan kalkmak istemiyorum.
- She went into the room and lay on the bed.
- Odaya girdi ve yatağa uzandı.
- Tom was snuggled up in bed reading a book.
- Tom yatağına sokulmuş kitap okuyordu.
- Which bed do I sleep in?
- Hangi yatakta uyuyorum?
- Tom heard his dog barking, so he got out of bed to check things out.
- Tom köpeğinin havladığını duydu, bu yüzden işleri kontrol etmek için yataktan çıktı.
- I'm still in bed.
- Hala yataktayım.
- You shouldn't be out of bed.
- Yataktan çıkmamalısın.
- Sami put a flower on Layla's bed.
- Sami, Leyla'nın yatağına bir çiçek koydu.
- There's a cockroach under the bed!
- Yatağın altında bir hamamböceği var!
- Sami lied dead in his bed.
- Sami yatağında ölü yatıyordu.
- Read Tom a story and put him to bed.
- Tom'a bir hikaye oku ve onu yatağına yatır.
- My mother put clean sheets on the bed.
- Annem, yatağın üstüne temiz çarşaf koydu.
- Yesterday I put the gifts in the attic, and today I put them under the bed.
- Dün hediyeleri tavan artasına koydum ve bugün onları yatağın altına koydum.
- Sami took a pillow off the bed.
- Sami yataktan bir yastık aldı.
- Tom can sleep in my bed if he wants to.
- Eğer istiyorsa Tom yatağımda uyuyabilir.
- We slept in the same bed.
- Aynı yatakta uyuduk.
- The girl is jumping on the bed.
- Kız yatakta zıplıyor.
- Tom sat down on the edge of the bed.
- Tom yatağın kenarına oturdu.
- Tom sat on his bed crying.
- Tom ağlayarak yatağına oturdu.
- She must be ill in bed.
- Hasta yatağında olmalı.
- I am putting my baby into the bed.
- Bebeğimi yatağa koyuyorum.
- I just want to go back to bed.
- Sadece yatağa dönmek istiyorum.
- I am sweating in my bed.
- Ben yatağımda terliyorum.
- Tom was barely able to get out of bed.
- Tom yataktan zar zor kalkabiliyordu.
- Tom is confined to bed now.
- Tom artık yatağa mahkum.
- Tom is lying motionless on his bed.
- Tom yatağında hareketsiz yatıyor.
- Sami was lying dead in his bed.
- Sami yatağında ölü yatıyordu.
- Tom lied in bed.
- Tom yatağa uzandı.
- Children found Christmas presents hidden under the bed.
- Çocuklar yatağın altında saklı noel hediyeleri buldular.
- The bed Tom sleeps on is too short.
- Tom üzerinde uyuduğu yatak çok kısa.
- The bed folds into the wall.
- Yatak duvara katlanabilir.
- He lay asleep in the bed.
- O, yatakta uykuya yattı.
- Whose bed is that?
- Bu yatak kimin?
- The sheet is on the bed.
- Çarşaf yatağın üstünde.
- Sami immediately got out of bed.
- Sami hemen yataktan çıktı.
- He lay on his back on the bed.
- Yatağa sırt üstü uzandı.
- They sleep in separate beds.
- Ayrı yataklarda uyuyorlar.
- Tom crawled into bed.
- Tom yatağa sürünerek girdi.
- Tom has a Murphy bed.
- Tom'un Murphy yatağı var.
- My mother put clean sheets on the bed.
- Annem yatağa temiz çarşaflar serdi.
- Sami kept a shotgun under his bed.
- Sami yatağının altında bir av tüfeği tutuyordu.
- The bed takes up a lot of room.
- Yatak çok yer kaplar.
- Sami died in his bed.
- Sami yatağında öldü.
- There's a monster under my bed.
- Yatağımın altında bir canavar var.
- He has been confined to his bed with illness.
- Hastalığından dolayı yatağına hapsedildi.
- Send the kids to bed.
- Çocukları yatağa gönder.
- Tom crawled out of bed.
- Tom yataktan sürünerek çıktı.
- Should I make my bed every day?
- Yatağımı her gün yapmalı mıyım?
- Tom was in a hurry so he left his bed unmade.
- Tom'un acelesi vardı, bu yüzden yatağını toplamadı.
- The baby is sleeping on the bed.
- Bebek yatakta uyuyor.
- I can't wait to sleep in my own bed again.
- Tekrar kendi yatağımda uyumak için sabırsızlanıyorum.
- He put all his money in a box and hid it under his bed.
- Bütün parasını bir kutuya koydu ve yatağının altına sakladı.
- Children often wet their beds at night.
- Çocuklar genellikle geceleri yataklarını ıslatırlar.
- Don't forget to put out the light before you go to bed.
- Yatağa gitmeden önce ışığı söndürmeyi unutma.
- Tom got out of bed.
- Tom yataktan çıktı.
- What time did you get out of bed yesterday?
- Dün saat kaçta yataktan çıktın?
- I'm in bed.
- Ben yataktayım.
- Tom was in his bed asleep.
- Tom yatağında uyuyordu.
- The child was asleep in bed.
- Çocuk yatağında uyuyordu.
- He opened his eyes, looked about him and then jumped out of the bed.
- Gözlerini açtı, etrafına bakındı ve sonra yataktan fırladı.
- I'm going to stay in bed all day.
- Bütün gün yataktan çıkmayacağım.
- I don't need beds.
- Benim yatağa ihtiyacım yok.
- I want a bed next to the window.
- Pencerenin yanında bir yatak istiyorum.
- There is a monster under my bed.
- Yatağımın altında bir hilkat garibesi var.
- We were in bed when my baby disappeared.
- Bebeğim kaybolduğunda biz yataktaydık.
- He was sitting on the bed.
- Yatağın üzerinde oturuyordu.
- Sami and Layla didn't even sleep in the same bed.
- Sami ve Layla aynı yatakta bile yatmıyorlardı.
- My wooden bed is actually quite heavy.
- Benim ahşap yatağım aslında oldukça ağır.
- I don't need a bed.
- Bir yatağa ihtiyacım yok.
- She put sheets on her bed.
- O çarşafları yatağın üzerine koydu.
- She barely was able to get out of bed.
- Yataktan zar zor kalkabildi.
- How long has it been since you've slept in a comfortable bed?
- Rahat bir yatakta uyumayalı ne kadar oldu senin?
- His paralysis is progressing, and soon he won't be able to get out of bed.
- Onun felci ilerliyor ve yakında yataktan çıkamayacak.
- Tom can't leave the warm bed and goes back to sleep.
- Tom sıcak yatağından ayrılamaz ve tekrar uykuya dalar.
- Tom put the children to bed.
- Tom çocukları yatağa koydu.
- How many beds are there in the house?
- Evde kaç tane yatak var?
- How would you like to sleep in a nice soft bed tonight?
- Bu gece güzel yumuşak bir yatakta nasıl uyumak istersiniz?
- Stop jumping on the bed!
- Yatağın üzerinde zıplamayı kes!
- It's hidden under the bed.
- O, yatağın altında gizli.
- Have you ever made your bed by yourself?
- Hiç yatağını kendin yaptın mı?
- They say that she has been ill in bed for a week.
- Bir haftadır hasta yatağında olduğunu söylüyorlar.
- The bed is very comfortable.
- Yatak çok rahat.
- The child jumped around on the bed.
- Çocuk yatağın üzerinde zıpladı.
- My dog sleeps under my bed.
- Köpeğim yatağımın altında uyuyor.
- Have you ever put your baby into bed?
- Hiç bebeğinizi yatağa yatırdınız mı?
- He wined me and dined me and then wanted to take me to bed!
- O bana şarap içirip yemek verdi ve sonra yatağıma götürmek istedi!
- Mary sat on the edge of the bed and told Tom a story until he felt asleep.
- Mary yatağın kenarına oturdu ve Tom uyuyana kadar ona bir hikaye anlattı.
- Tom is sitting on his bed.
- Tom yatağında oturuyor.
- I stayed in bed until noon today.
- Bugün öğlene kadar yataktan çıkmadım.
- Which bed do I sleep in?
- Hangi yatakta uyuyacağım?
- Tom was in bed, asleep.
- Tom yataktaydı, uyuyordu.
- He lay on the bed.
- Yatağa uzandı.
- Tom is usually the one who puts the children to bed.
- Çocukları yatağa götüren kişi genellikle Tom'dur.
- Please tell me how to make my bed.
- Lütfen, bana yatağımı nasıl toplayacağımı söyle.
- If you're tired, go to bed already.
- Yorgunsan şimdiden yatağa git.
- Any bed is better than no bed.
- Herhangi bir yatak, hiç yatak olmamasından iyidir.
- Feeling sick, he stayed in bed.
- Hasta olduğu için yataktan çıkmadı.
- It was hard for you to get out of bed this morning, wasn't it?
- Bu sabah yataktan kalkmak senin için zor oldu, değil mi?
- I went straight to bed.
- Ben doğruca yatağa gittim.
- Tom went back to bed.
- Tom yatağa geri gitti.
- She put the children to bed.
- O, çocukları yatağa koydu.
- Don't let Tom jump on the bed.
- Tom'un yatağa atlamasına izin verme.
- I never make my bed.
- Yatağımı hiç toplamam.
- There’s a monster under my bed, I’m certain of that.
- Yatağımın altında bir canavar var, bundan eminim.
- It seems like you got up on the wrong side of the bed this morning.
- Sanki bu sabah yatağın ters tarafından kalkmışsın gibi.
- Tom's bed's empty.
- Tom'un yatağı boş.
- It is said that she is ill in bed.
- Onun hasta yatağında olduğu söyleniyor.
- Yesterday I put the gifts in the attic, today I put them under the bed and tomorrow I'll throw them out the window.
- Dün hediyeleri tavan arasına koydum, bugün yatağın altına koydum ve yarın onları pencereden atacağım.
- I didn't feel like getting out of bed this morning.
- Bu sabah canım yataktan kalkmak istemedi.
- The bed is very comfortable.
- Yatak çok konforlu.
- Tom jumped out of bed and ran to the window.
- Tom yataktan fırladı ve pencereye koştu.
- Stop jumping on the bed.
- Yatağın üzerinde zıplamayı bırak.
- I lay in bed thinking about everything that had happened that day.
- Yatağıma uzanıp o gün olan her şeyi düşündüm.
- He slept in the bed.
- Yatakta uyudu.
- I'm always in bed by midnight.
- Gece yarısına kadar her zaman yataktayım.
- Tom went to his room, changed into his pajamas, and got into bed.
- Tom odasına gitti, pijamasını giydi ve yatağa uzandı.
- She was in bed during the morning reading a book.
- Sabah yatağında kitap okuyordu.
- Tom pushed all the pillows off the bed.
- Tom bütün yastıkları yatağın dışına itti.
- Tom sat down on the bed next to Mary.
- Tom, Mary'nin yanındaki yatağa oturdu.
- Her bed is next to the wall.
- Yatağı duvarın yanında.
- I had to carry Tom to bed.
- Tom'u yatağa taşımak zorunda kaldım.
- Tom is sprawled out on his bed.
- Tom yatağında uzanıyor.
- A wooden bed is better than a golden coffin.
- Tahta bir yatak altın bir tabuttan daha iyidir.
- Tom's suitcase is on the bed.
- Tom'un bavulu yatağın üzerinde.
- I got back into bed.
- Yatağa geri döndüm.
- Tom never makes his bed.
- Tom asla yatağını toplamaz.
- Tom sat on his bed.
- Tom yatağında oturdu.
- I'm looking forward to sleeping on a nice soft bed tonight.
- Bu gece güzel yumuşak bir yatakta uyumayı dört gözle bekliyorum.
- Tom didn't get out of bed until after noon.
- Tom öğleden sonrasına kadar yataktan çıkmadı.
- Don't bring sand into the bed.
- Yatağa kum getirmeyin.
- Getting out of bed this morning was hard.
- Bu sabah yataktan çıkmak zordu.
Show More (846)
|