English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | bully n. | zorba | ||
You're a bully. Sen bir zorbasın. More Sentences |
||||
Common Usage | bully n. | kabadayı | ||
Tom's a bully, just like John is. Tom bir kabadayı, tıpkı John gibi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | bully v. | zorlamak | ||
So you are saying you would keep the Irish people in the dark and bully them into voting 'yes'. Yani İrlanda halkını karanlıkta tutacağınızı ve 'evet' oyu vermeleri için zorlayacağınızı söylüyorsunuz. More Sentences |
||||
General | bully v. | zorbalık etmek | ||
See, Mom, she always bullied me and nothing's changed. Gördün mü anne, bana hep zorbalık etti ve hiçbir şey değişmedi. More Sentences |
||||
General | bully v. | dayılanmak | ||
Sami was bullying Layla. Sami, Leyla'ya dayılanıyordu. More Sentences |
||||
General | bully v. | kabadayılık etmek | ||
Don't bully me. Bana kabadayılık etme. More Sentences |
||||
General | bully v. | sataşmak | ||
He loves to bully younger students. Kendinden küçük öğrencilere sataşmayı seviyor. More Sentences |
||||
General | bully n. | kiralık haydut | ||
General | bully n. | belalı | ||
General | bully n. | dayı | ||
General | bully n. | pezevenk | ||
General | bully n. | kiralık kabadayı | ||
General | bully n. | sığır konservesi | ||
General | bully v. | zulmetmek | ||
General | bully v. | korkutmak | ||
General | bully v. | gözünü korkutmak | ||
General | bully v. | (birisini) sindirmek | ||
General | bully adj. | güzel | ||
General | bully adj. | harika | ||
General | bully adj. | çok iyi | ||
General | bully adj. | mükemmel | ||
General | bully adj. | ala | ||
General | bully adj. | neşeli ve kanı kaynayan | ||
General | bully adj. | kabadayı gibi | ||
General | bully adj. | kabadayılara özgü | ||
General | bully adj. | kabadayı tarzında | ||
General | bully adj. | atarlı giderli | ||
General | bully adv. | çok | ||
General | bully adv. | aşırı derecede | ||
General | bully adv. | mükemmel şekilde | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | bully interj. | harika | ||
Colloquial | bully interj. | müthiş | ||
Colloquial | bully interj. | bravo | ||
Colloquial | bully interj. | aferin | ||
Industry | ||||
Industry | bully n. | kereste şirketi patronu | ||
Marine | ||||
Marine | bully n. | altı düz mavna mürettebatı | ||
Marine Biology | ||||
Marine Biology | bully n. | blennioidea alt takımına ait çeşitli balıklara verilen ad | ||
Marine Biology | bully n. | kayabalığı | ||
Sport | ||||
Sport | bully n. | çim hokeyi topunu iki rakip oyuncuya karşı sahaya yerleştirme | ||
Sport | bully v. | çim hokeyi topunu iki rakip oyuncuya karşı sahaya yerleştirmek | ||
Archaic | ||||
Archaic | bully n. | sevgili | ||
Archaic | bully n. | iyi adam | ||
Archaic | bully n. | inanılmaz fiziksel güçleri olan adam | ||
Slang | ||||
Slang | bully n. | katakofti | ||
Slang | bully n. | maganda | ||
Slang | bully n. | şehir eşkıyası | ||
Slang | bully adj. | on numara (müthiş) |