|
- A Community strategy must be carefully planned in co-operation with the Member States.
- Üye devletlerle işbirliği içerisinde dikkatlice bir topluluk stratejisi planlanmalıdır.
- We really have to think carefully about the right road to take.
- İzlenecek doğru yol konusunda gerçekten dikkatlice düşünmeliyiz.
- I thought carefully before doing so, because it means committing the Union to a long and difficult process.
- Bunu yapmadan önce dikkatlice düşündüm çünkü bu, Birliği uzun ve zorlu bir sürece sokmak anlamına geliyor.
- I should ask you to carefully reconsider my amendments on this score.
- Bu konuda yaptığım değişiklikleri dikkatlice tekrar gözden geçirmenizi rica ediyorum.
- But we have to analyse all aspects of the issue carefully.
- Ancak meseleyi tüm yönleriyle dikkatlice analiz etmeliyiz.
- You will therefore need to carefully explain what it is all about.
- Bu nedenle programın neyle ilgili olduğunu dikkatlice açıklamanız gerekecek.
- I therefore urge you to think carefully about the vote you will take tomorrow.
- Bu nedenle yarın vereceğiniz oy hakkında dikkatlice düşünmenizi tavsiye ederim.
- But separately from that, I ask everyone to think carefully.
- Ancak bundan ayrı olarak, herkesin dikkatlice düşünmesini istiyorum.
- We should weigh the options carefully before making a decision.
- Bir karar vermeden önce seçenekleri dikkatlice tartmalıyız.
- Tom listened to me carefully.
- Tom beni dikkatlice dinledi.
- The police detective carefully collected samples for DNA testing.
- Polis dedektifi DNA testi için örnekleri dikkatlice topladı.
- Please read these reports carefully.
- Lütfen bu raporları dikkatlice oku.
- He took a mirror and carefully examined his tongue.
- Bir ayna aldı ve dikkatlice dilini inceledi.
- Tom did it carefully.
- Tom dikkatlice yaptı.
- Tom picked his words carefully.
- Tom sözlerini dikkatlice seçti.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- Tom is carefully stacking the boxes.
- Tom kutuları dikkatlice diziyor.
- Think carefully before you promise anything.
- Bir şeye söz vermeden önce dikkatlice düşün.
- Tom carefully peered inside the box.
- Tom kutunun içine dikkatlice baktı.
- You'd better examine the contract carefully before signing.
- Sözleşmeyi imzalamadan önce dikkatlice incelesen iyi olur.
- We should think about this carefully before we do anything.
- Biz bir şey yapmadan önce bunun hakkında dikkatlice düşünmeliyiz.
- Tom carefully checked that the gas was turned off.
- Tom gazın kapalı olup olmadığını dikkatlice kontrol etti.
- Think carefully before answering.
- Cevaplamadan önce dikkatlice düşün.
- Their job is to read the news clearly and carefully.
- Onların işi, haberleri açıkça ve dikkatlice okumaktır.
- I have considered that very carefully.
- Bunu çok dikkatlice düşündüm.
- Choose your next words carefully.
- Bir sonraki kelimelerini dikkatlice seç.
- Let's stay calm and think this through carefully.
- Sakin olalım ve bunu dikkatlice düşünelim.
- Please read this carefully.
- Lütfen bunu dikkatlice okuyun.
- I did it carefully.
- Dikkatlice yaptım.
- Choose books carefully.
- Kitapları dikkatlice seçin.
- Plan your moves carefully.
- Hamlelerinizi dikkatlice planlayın.
- I'll think it over carefully.
- Dikkatlice düşüneceğim.
- Tom considered the situation carefully.
- Tom durumu dikkatlice değerlendirdi.
- We should think about this carefully before we do anything.
- Bir şey yapmadan önce bunu dikkatlice düşünmeliyiz.
- My mother carefully opened the door.
- Annem kapıyı dikkatlice açtı.
- I looked into the situation carefully.
- Durumu dikkatlice inceledim.
- Everyone looked at it carefully.
- Herkes ona dikkatlice baktı.
- This telescope must be used carefully.
- Bu teleskop dikkatlice kullanılmalı.
- Tom lifted the lid carefully.
- Tom kapağı dikkatlice kaldırdı.
- The old man walked across the road carefully.
- Yaşlı adam yolun karşısına dikkatlice geçti.
- Tom sliced each strawberry carefully.
- Tom her bir çileği dikkatlice dilimledi.
- I watched Tom carefully.
- Tom'u dikkatlice izledim.
- Sami carefully planned the killings.
- Sami, öldürmeleri dikkatlice planladı.
- Now, listen to me carefully.
- Şimdi, beni dikkatlice dinle.
- He planned the attack carefully.
- O, saldırıyı dikkatlice planladı.
- Everyone watched me carefully.
- Herkes beni dikkatlice izledi.
- You didn't read the contract carefully, did you?
- Sözleşmeyi dikkatlice okumadın, değil mi?
- Tom carefully cut the fabric with a pair of scissors.
- Tom kumaşı bir makasla dikkatlice kesti.
- He closed carefully the front door.
- Ön kapıyı dikkatlice kapattı.
- Tom carefully stepped inside.
- Tom dikkatlice içeri girdi.
- He always plans a thing out carefully before he does it.
- O her zaman yapmadan önce bir şeyi dikkatlice planlar.
- Tom carefully raised the lid.
- Tom kapağı dikkatlice kaldırdı.
- We must think over the issues carefully.
- Sorunları dikkatlice düşünmeliyiz.
- Sami carefully entered the empty bedroom.
- Sami boş yatak odasına dikkatlice girdi.
- Tom carefully took off his mask.
- Tom maskesini dikkatlice çıkardı.
- Tom carefully wiped his fingerprints off the knife.
- Tom bıçaktaki parmak izlerini dikkatlice sildi.
- Read the label carefully.
- Etiketi dikkatlice okuyun.
- Tom carefully lifted the lid.
- Tom dikkatlice kapağı kaldırdı.
- She investigated the company's output record carefully.
- Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.
- Layla carefully planned and executed the crime.
- Layla suçu dikkatlice planladı ve uyguladı.
- Sami carefully planned the killings.
- Sami cinayetleri dikkatlice planladı.
- She hid the letter carefully so no one would see it.
- Kimse görmesin diye mektubu dikkatlice sakladı.
- Think carefully about this.
- Bunu dikkatlice düşün.
- Please do that carefully.
- Lütfen bunu dikkatlice yapın.
- Tom carefully removed the bandage.
- Tom bandajı dikkatlice çıkardı.
- Tom signed the contract after reading it carefully.
- Tom sözleşmeyi dikkatlice okuduktan sonra imzaladı.
- Tom carefully transplanted the tiny tomato seedlings into his vegetable patch.
- Tom sebze bahçesine minik domates fidelerini dikkatlice dikti.
- I did it carefully.
- Ben bunu dikkatlice yaptım.
- Please do it carefully.
- Lütfen bunu dikkatlice yapın.
- Compare the two carefully, and you will see the difference.
- İkisini dikkatlice karşılaştırın, farkı göreceksiniz.
- The cook carefully read the recipe.
- Aşçı tarifi dikkatlice okudu.
- Tom carefully opened the lid.
- Tom dikkatlice kapağı açtı.
- Mary folded her T-shirt carefully.
- Mary tişörtünü dikkatlice katladı.
- They watched Tom carefully.
- Onlar dikkatlice Tom'u izledi.
- Tom carefully opened the box.
- Tom kutuyu dikkatlice açtı.
- Tom considered the problem carefully.
- Tom problemi dikkatlice düşündü.
- Think about it carefully.
- Bunu dikkatlice düşün.
- Tom carefully read over the contract.
- Tom sözleşmeyi dikkatlice okudu.
- Open the envelope carefully so it doesn't tear.
- Zarfı dikkatlice aç ki yırtılmasın.
- Tom carefully picked up the broken glass.
- Tom kırık camı dikkatlice kaldırdı.
- Lieutenant Dan Anderson carefully collected samples for DNA testing.
- Teğmen Dan Anderson DNA testi için örnekleri dikkatlice topladı.
- Tom prepared carefully for the meeting.
- Tom toplantı için dikkatlice hazırlandı.
- I looked around carefully.
- Dikkatlice etrafıma baktım.
- Everyone watched Tom carefully.
- Herkes Tom'u dikkatlice izledi.
- I did that very carefully.
- Bunu çok dikkatlice yaptım.
- Tom watched me carefully.
- Tom beni dikkatlice izledi.
- He considered his options carefully before deciding.
- Karar vermeden önce seçeneklerini dikkatlice değerlendirdi.
- Review this example carefully, as all sections below will be referring to the example presented here.
- Aşağıdaki tüm bölümler burada sunulan örneğe atıfta bulunacağı için bu örneği dikkatlice inceleyin.
- She watched the bird carefully.
- O, kuşu dikkatlice izledi.
- Tom looked around carefully.
- Tom etrafına dikkatlice baktı.
- Please read my reply carefully.
- Lütfen cevabımı dikkatlice okuyun.
- The old man walked across the road carefully.
- Yaşlı adam, yolu dikkatlice yürüyerek geçti.
- Consider your options carefully.
- Seçeneklerinizi dikkatlice değerlendirin.
- I watched her carefully.
- Onu dikkatlice izledim.
- Tom watched carefully.
- Tom dikkatlice izledi.
- Read the assembly instructions carefully.
- Montaj talimatlarını dikkatlice okuyun.
- Please look at these papers carefully.
- Lütfen bu evraklara dikkatlice bak.
- Listen to me carefully.
- Beni dikkatlice dinle.
- He considered his options carefully before deciding.
- O karar vermeden önce seçeneklerini dikkatlice düşündü.
- Read the text carefully, then answer the questions.
- Metni dikkatlice okuyun ve soruları cevaplayın.
- Answer my question carefully.
- Sorumu dikkatlice cevapla.
- Stow away carefully the clothes you removed.
- Çıkardığın kıyafetleri dikkatlice sakla.
- Tom thought it over carefully.
- Tom dikkatlice düşündü.
- Read all the instructions carefully.
- Tüm talimatları dikkatlice okuyun.
- Everyone watched them carefully.
- Herkes onları dikkatlice izledi.
- Check your answers carefully.
- Cevaplarınızı dikkatlice kontrol edin.
- Please read these reports carefully.
- Lütfen bu raporları dikkatlice okuyun.
- Layla carefully planned and executed the crime.
- Leyla suçu dikkatlice planlayıp uyguladı.
- Tom picked up one and looked at it carefully.
- Tom bir tane aldı ve dikkatlice baktı.
- Mary considered her answer carefully.
- Mary cevabını dikkatlice düşündü.
- Tom did that carefully.
- Tom bunu dikkatlice yaptı.
- Consider my offer carefully.
- Teklifimi dikkatlice değerlendir.
- You should take the time to read the contract carefully.
- Sözleşmeyi dikkatlice okumak için zaman ayırmalısın.
- Plan your moves carefully.
- Hareketlerinizi dikkatlice planlayın.
- Tom looked at the picture carefully.
- Tom resme dikkatlice baktı.
- Everybody looked at it carefully.
- Herkes ona dikkatlice baktı.
- I usually read labels carefully.
- Genelde etiketleri dikkatlice okurum.
- Tom carefully planned what he was going to do.
- Tom ne yapacağını dikkatlice planlamıştı.
- He closed carefully the front door.
- O, ön kapıyı dikkatlice kapattı.
- The police carefully investigated the cause of the accident.
- Polis, kaza nedenini dikkatlice araştırdı.
- I have to think this over carefully.
- Bunu dikkatlice düşünmeliyim.
- I looked at Tom carefully.
- Tom'a dikkatlice baktım.
- Tom chose his words carefully.
- Tom kelimelerini dikkatlice seçti.
- He prepared his speech very carefully.
- Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- Tom examined it carefully.
- Tom dikkatlice inceledi.
- Listen to me carefully, and you will understand what I really mean.
- Beni dikkatlice dinleyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız.
- He planned the attack carefully.
- Saldırıyı dikkatlice planladı.
- I thought Tom would just sign the contract without reading it carefully.
- Tom'un sözleşmeyi dikkatlice okumadan imzalayacağını düşündüm.
- I carefully considered my options before making my decision.
- Karar vermeden önce seçeneklerimi dikkatlice düşündüm.
- I stepped carefully on the accelerator.
- Gaz pedalına dikkatlice bastım.
- Tom must consider carefully whether he really wants a divorce or not.
- Tom gerçekten boşanmak isteyip istemediğini dikkatlice düşünmelidir.
- Dan carefully lifted the badly decayed body of the cat.
- Dan kedinin fena halde çürümüş cesedini dikkatlice kaldırdı.
- Tom watched them carefully.
- Tom onları dikkatlice izledi.
- Let's do this carefully.
- Bunu dikkatlice yapalım.
- Tom carefully locked the door.
- Tom kapıyı dikkatlice kilitledi.
- Now watch carefully.
- Şimdi dikkatlice izle.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- She did it carefully.
- Dikkatlice yaptı.
- I carefully wrote down everything that Tom said.
- Tom'un söylediği her şeyi dikkatlice yazdım.
- Please look at these papers carefully.
- Lütfen bu kağıtlara dikkatlice bakın.
- Everyone watched us carefully.
- Herkes bizi dikkatlice izledi.
- We must choose the right moment carefully.
- Doğru anı dikkatlice seçmeliyiz.
- Compare the two carefully, and you will see the difference.
- İkisini dikkatlice karşılaştırınca farkı göreceksin.
- When you buy a house, read the documents carefully.
- Bir ev satın aldığınızda, belgeleri dikkatlice okuyun.
- Tom considered his answer carefully.
- Tom cevabını dikkatlice düşündü.
- Shut that door carefully.
- O kapıyı dikkatlice kapat.
- Tom picked up one and looked at it carefully.
- Tom bir tane aldı ve ona dikkatlice baktı.
- Pick your friends carefully.
- Arkadaşlarınızı dikkatlice seçin.
- Look at the contract carefully.
- Sözleşmeye dikkatlice bak.
- Push the door carefully.
- Kapıyı dikkatlice itin.
- Tom considered his answer very carefully.
- Tom cevabını çok dikkatlice düşündü.
- Tom carefully lifted the box.
- Tom kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- Listen to me very carefully.
- Beni dikkatlice dinle.
- I watched him carefully.
- Onu dikkatlice izledim.
- I promise to read the report carefully.
- Raporu dikkatlice okuyacağıma söz veriyorum.
- Look at the map on the wall carefully.
- Duvardaki haritaya dikkatlice bak.
- Let's check our facts carefully before we say anything about this.
- Bunun hakkında bir şey söylemeden önce gerçeklerimizi dikkatlice kontrol edelim.
- Read the instructions carefully.
- Talimatları dikkatlice okuyun.
- Everyone watched her carefully.
- Herkes onu dikkatlice izledi.
- Tom carefully removed the letter from the envelope.
- Tom mektubu zarftan dikkatlice çıkardı.
- He chose his words carefully.
- O, sözlerini dikkatlice seçti.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
- Talimatları dikkatlice okursanız yanlış yapmazsınız.
- Tom carefully transplanted the tiny tomato seedlings into his vegetable patch.
- Tom minik domates fidelerini dikkatlice sebze tarlasına dikti.
- Tom carefully planned what he was going to do.
- Tom ne yapacağını dikkatlice planladı.
- Put the suitcases carefully on the rack.
- Bavulları dikkatlice rafa koyun.
- Weigh your choices carefully.
- Seçimlerinizi dikkatlice tartın.
- Read this carefully.
- Bunu dikkatlice oku.
- I stepped carefully on the accelerator.
- Gaza dikkatlice bastım.
- Read the text carefully, then answer the questions.
- Metni dikkatlice okuyun, sonra soruları cevaplayın.
- He considered her plan carefully.
- Onun planını dikkatlice düşündü.
- I'll watch carefully this time.
- Bu kez dikkatlice izleyeceğim.
- The police carefully investigated the cause of the accident.
- Polis kazanın nedenini dikkatlice araştırdı.
- I carefully wrote down everything that Tom said.
- Tom'un söylediği her şeyi dikkatlice not ettim.
- Tom took off his pants and carefully hung them over the back of a chair.
- Tom pantolonunu çıkardı ve dikkatlice bir sandalyenin arkasına astı.
- Please shuffle the cards carefully.
- Lütfen kartları dikkatlice karıştırın.
- You'd better examine the contract carefully before signing.
- İmzalamadan önce sözleşmeyi dikkatlice inceleseniz iyi olur.
- Let's stay calm and think this through carefully.
- Sakin kalalım ve bunu enine boyuna dikkatlice düşünelim.
- Tom should have listened to Mary more carefully.
- Tom Mary'yi daha dikkatlice dinlemeliydi.
- She hid the letter carefully so that no one should see it.
- Kimse görmesin diye mektubu dikkatlice sakladı.
- He always plans a thing out carefully before he does it.
- Bir şeyi yapmadan önce her zaman dikkatlice planlar.
- Tom chooses his friends carefully.
- Tom arkadaşlarını dikkatlice seçer.
- Tom answered carefully.
- Tom dikkatlice cevap verdi.
- Unwrap it carefully.
- Dikkatlice aç.
- Shut that door carefully.
- Kapıyı dikkatlice kapat.
- We have looked through your letter carefully.
- Mektubunu dikkatlice gözden geçirdik.
- Everyone watched him carefully.
- Herkes onu dikkatlice izledi.
- I carefully considered my options before making my decision.
- Kararımı vermeden önce seçeneklerimi dikkatlice değerlendirdim.
- Pick your friends carefully.
- Arkadaşlarını dikkatlice seç.
- She did the work carefully.
- İşini dikkatlice yaptı.
- I have to think this over carefully.
- Bunu dikkatlice düşünmek zorundayım.
- Read this carefully.
- Şunu dikkatlice okuyun.
- She considered his offer carefully.
- Teklifini dikkatlice değerlendirdi.
- It's important that you look at these documents carefully.
- Bu belgelere dikkatlice bakmanız çok önemli.
- Let's check our facts carefully before we say anything about this.
- Bu konuda bir şey söylemeden önce elimizdeki gerçekleri dikkatlice kontrol edelim.
- She listened very carefully when I praised her son.
- Oğlunu övdüğümde çok dikkatlice dinledi.
- Sami carefully entered the empty bedroom.
- Sami dikkatlice boş yatak odasına girdi.
- It is better to read a few books carefully than to read many at random.
- Birkaç kitabı dikkatlice okumak, rastgele okumaktan daha iyidir.
- Tom was watching what was happening very carefully.
- Tom dikkatlice ne olduğunu izliyordu.
- He picked it up carefully.
- Onu dikkatlice aldı.
- I looked around carefully.
- Etrafa dikkatlice baktım.
- The policeman lifted the box carefully.
- Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- I did that carefully.
- Bunu dikkatlice yaptım.
- Tom folded his T-shirt carefully.
- Tom tişörtünü dikkatlice katladı.
- Tom looked around the room carefully.
- Tom odaya dikkatlice bakındı.
- Please read the instructions carefully.
- Lütfen talimatları dikkatlice okuyun.
- Tom considered the offer carefully.
- Tom teklifi dikkatlice değerlendirdi.
- Answer my question carefully.
- Soruma dikkatlice cevap ver.
- I promised to read the report carefully.
- Raporu dikkatlice okuyacağıma söz verdim.
- Tom wrote carefully.
- Tom dikkatlice yazdı.
- Please shuffle the cards carefully.
- Lütfen kartları dikkatlice karıştır.
- Tom did the work carefully.
- Tom işi dikkatlice yaptı.
- You must follow me carefully.
- Beni dikkatlice takip etmelisin.
- He noted that the problem must be handled carefully.
- O, sorunun dikkatlice ele alınması gerektiğini belirtti.
- They lifted him carefully into the ambulance.
- Onu dikkatlice ambulansa bindirdiler.
- He must consider carefully whether he really wants a divorce or not.
- Gerçekten boşanmak isteyip istemediğini dikkatlice düşünmeli.
- Tom looked around the room carefully.
- Tom odaya dikkatlice baktı.
- It's imperative that you follow the instructions carefully.
- Talimatları dikkatlice takip etmeniz şart.
- Everybody looked at it carefully.
- Herkes dikkatlice baktı.
- He prepared carefully for the meeting.
- Toplantı için dikkatlice hazırlandı.
- Think carefully before answering.
- Yanıt vermeden önce dikkatlice düşün.
- We don't have time to search every room carefully.
- Her odayı dikkatlice arayacak vaktimiz yok.
- Tom carefully pronounced the words.
- Tom kelimeleri dikkatlice telaffuz etti.
- Tom folded the napkins carefully.
- Tom peçeteleri dikkatlice katladı.
Show More (220)
|
|
- I think that your comments, which were also a complaint, should be carefully considered.
- Aynı zamanda bir şikayet niteliği de taşıyan yorumlarınızın dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
- I should ask you to reconsider my amendments on this score carefully.
- Sizden bu konuda yaptığım değişiklikleri dikkatle gözden geçirmenizi rica ediyorum.
- Its implementation will be followed carefully.
- Uygulanması dikkatle takip edilecektir.
- The Commission has looked carefully at Parliament's compromise amendments and can accept them.
- Komisyon, Parlamentonun uzlaşmacı değişikliklerini dikkatle incelemiştir ve bunları kabul edebilir.
- I have listened to the users carefully, and I have consulted widely.
- Kullanıcıları dikkatle dinledim ve geniş çaplı istişarelerde bulundum.
- We should therefore examine this carefully before we make it legally binding.
- Bu nedenle yasal olarak bağlayıcı hale getirmeden önce bunu dikkatle incelemeliyiz.
- The attack was clearly filmed and I suggest that we all study it carefully.
- Saldırı açıkça filme alınmış ve hepimizin bunu dikkatle incelemesini öneriyorum.
- The attack was clearly filmed and I suggest that we all study it carefully.
- Saldırı açıkça filme alınmıştır ve hepimizin bunu dikkatle incelemesini öneririm.
- We will have this carefully examined and you will be informed of the outcome in due course.
- Bu konuyu dikkatle inceleyeceğiz ve sonuç hakkında sizi zamanında bilgilendireceğiz.
- These amendments must then be carefully considered by the international community, the Commission and the Council.
- Bu değişiklikler daha sonra uluslararası toplum, Komisyon ve Konsey tarafından dikkatle değerlendirilmelidir.
- That is something which needs to be considered carefully when we look at the budget for 2003.
- Bu, 2003 yılı bütçesine bakarken dikkatle değerlendirilmesi gereken bir husustur.
- We should be sure that we consider these operations carefully.
- Bu işlemleri dikkatle değerlendirdiğimizden emin olmalıyız.
- This development, which the Council is monitoring carefully, is deeply disturbing.
- Konsey'in dikkatle takip ettiği bu gelişme son derece rahatsız edicidir.
- Yet, the rapporteur carefully avoids this question.
- Ancak raportör bu sorudan dikkatle kaçınmaktadır.
- In Sweden, these freedoms are enshrined in the constitution and any restriction should be carefully considered.
- İsveç'te bu özgürlükler anayasada güvence altına alınmıştır ve herhangi bir kısıtlama dikkatle değerlendirilmelidir.
- It is therefore essential for both parties to monitor this programme carefully.
- Dolayısıyla her iki tarafın da bu programı dikkatle takip etmesi elzemdir.
- At present our committee is looking carefully at the harmonisation of civil law.
- Şu anda komisyonumuz medeni hukukun uyumlaştırılması konusunu dikkatle incelemektedir.
- Even in the proposal for a directive, this right is partial and its limits carefully defined.
- Direktif önerisinde bile bu hak kısmi olarak yer almakta ve sınırları dikkatle tanımlanmaktadır.
- The situation is being carefully monitored by the Commission.
- Durum Komisyon tarafından dikkatle izlenmektedir.
- We will examine all that material carefully before making a legislative proposal for a new regulation.
- Yeni bir düzenleme için yasa teklifi yapmadan önce tüm bu materyali dikkatle inceleyeceğiz.
- We have followed that carefully in our drafting.
- Taslağımızı hazırlarken bunu dikkatle takip ettik.
- Parliament may be assured that we shall examine all its proposals carefully.
- Parlamento, tüm önerilerini dikkatle inceleyeceğimizden emin olabilir.
- It will be important for the Commission to study that carefully and bring forward stronger proposals to us.
- Komisyonun bunu dikkatle incelemesi ve bize daha güçlü öneriler getirmesi önemli olacaktır.
- We have taken note of all the suggestions made in the report and will consider them carefully.
- Raporda yer alan tüm önerileri not ettik ve bunları dikkatle değerlendireceğiz.
- That every new candidate must be carefully judged by the same standard, is a conviction we all share.
- Her yeni adayın aynı standartlara göre dikkatle değerlendirilmesi gerektiği hepimizin paylaştığı bir kanaattir.
- In drawing up the proposal, the Commission carefully considered which products should be included within its scope.
- Teklifi hazırlarken Komisyon, hangi ürünlerin kapsama dahil edilmesi gerektiğini dikkatle değerlendirmiştir.
- The question of acquisition of real estate/farmland needs to be carefully checked.
- Taşınmaz mal/tarımsal arazi edinme konusu dikkatle incelenmelidir.
- I therefore believe that this is an issue that must be reviewed carefully before the positions are established.
- Dolayısıyla bu konunun, tutumlar belirlenmeden önce dikkatle gözden geçirilmesi gereken bir konu olduğuna inanıyorum.
- We must examine the issue of the name especially carefully.
- İsim konusunu özellikle dikkatle incelemeliyiz.
- This is an idea we need to examine carefully, also in the light of work under way in other relevant international fora.
- Bu, diğer ilgili uluslararası forumlarda devam eden çalışmalar ışığında da dikkatle incelememiz gereken bir fikirdir.
- I think that your comments, which were also a complaint, should be carefully considered.
- Aynı zamanda bir şikâyet olan yorumlarınızın dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
- Let us heed Robert Schuman carefully, though!
- Yine de Robert Schuman'a dikkatle kulak verelim!
- We should all monitor this vital issue carefully in the future.
- Gelecekte hepimiz bu hayati konuyu dikkatle izlemeliyiz.
- I believe that each of these amendments will have to be studied carefully.
- Bu değişikliklerin her birinin dikkatle incelenmesi gerektiğine inanıyorum.
- The European Union is carefully monitoring developments in this area through its ambassadors.
- Avrupa Birliği, büyükelçileri aracılığıyla bu alandaki gelişmeleri dikkatle izlemektedir.
- This 'no' will now be analysed carefully in the days to come.
- Bu 'hayır' önümüzdeki günlerde dikkatle analiz edilecektir.
- I believe the honourable Member can rest assured that the matter has been carefully considered by experts.
- Sayın Üyenin, konunun uzmanlar tarafından dikkatle değerlendirildiğinden emin olabileceğine inanıyorum.
- Now we need to look at the text carefully in Parliament.
- Şimdi Parlamentodaki metne dikkatle bakmamız gerekiyor.
- In relation to building policy, we must carefully examine all available options.
- Bina politikası ile ilgili olarak, mevcut tüm seçenekleri dikkatle incelemeliyiz.
- This is a political issue of the utmost topicality, which must be addressed carefully but quite firmly.
- Bu, son derece güncel olan ve dikkatle ancak oldukça kararlı bir şekilde ele alınması gereken siyasi bir konudur.
- The costs and benefits of the proposed ban have been carefully analysed.
- Önerilen yasağın maliyet ve faydaları dikkatle analiz edilmiştir.
- The matter has been carefully investigated.
- Konu dikkatle incelenmiştir.
- We should carefully consider whether there is a need to establish any more implementing agencies.
- Daha fazla uygulayıcı ajans kurulmasına gerek olup olmadığını dikkatle değerlendirmeliyiz.
- I can live with these minimum standards, but I would ask the Commission to carefully monitor the situation.
- Bu asgari standartlarla yaşayabilirim ancak Komisyondan durumu dikkatle izlemesini rica ediyorum.
- We are undertaking structural reforms, following a strategy carefully defined at Lisbon.
- Lizbon'da dikkatle belirlenmiş bir stratejiyi izleyerek yapısal reformlar gerçekleştiriyoruz.
- This relates to the need for the verbatim proceedings to be looked at carefully again.
- Bu, sözlü tutanakların tekrar dikkatle incelenmesi ihtiyacıyla ilgilidir.
- The resolution supports our proposals and encourages us to implement and follow them up carefully.
- Karar, önerilerimizi desteklemekte ve bunları dikkatle uygulamamız ve takip etmemiz için bizi teşvik etmektedir.
- The resolution supports our proposals and encourages us to implement and follow them up carefully.
- Karar, önerilerimizi desteklemekte ve bizi bunları uygulamaya ve dikkatle takip etmeye teşvik etmektedir.
- These conventions must be ratified within carefully defined deadlines.
- Bu sözleşmelerin dikkatle belirlenmiş süreler içerisinde onaylanması gerekmektedir.
- I apologise in advance for not being able to wait for the answer, but I shall read it carefully afterwards.
- Cevabı bekleyemediğim için şimdiden özür dilerim, ancak daha sonra dikkatle okuyacağım.
- In this connection, I believe that my amendment should be carefully re-read, also by the rapporteur.
- Bu bağlamda yaptığım değişikliğin raportör tarafından da dikkatle yeniden okunması gerektiğine inanıyorum.
- We are continuing to observe carefully the position of minorities and the development of the rule of law.
- Azınlıkların konumunu ve hukukun üstünlüğünün gelişimini dikkatle izlemeye devam ediyoruz.
- The Council will monitor the situation carefully, since we are concerned here with absolutely crucial principles.
- Konsey durumu dikkatle izleyecektir, zira burada kesinlikle hayati önem taşıyan ilkeler söz konusudur.
- It therefore intends to actively participate in these discussions and carefully evaluate developments.
- Bu nedenle bu tartışmalara aktif olarak katılmayı ve gelişmeleri dikkatle değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
- And here the principle of differentiation must be carefully applied.
- Ve burada farklılaştırma ilkesi dikkatle uygulanmalıdır.
- We have carefully consulted one another before sending our initial drafts to the Member States.
- İlk taslaklarımızı Üye Devletlere göndermeden önce birbirimize dikkatle danıştık.
- We need to study these findings carefully to conclude whether there is sufficient evidence for such a relationship.
- Böyle bir ilişki için yeterli kanıt olup olmadığı sonucuna varmak için bu bulguları dikkatle incelememiz gerekiyor.
- But we have to carefully analyse all aspects of the issue.
- Ancak konunun tüm yönlerini dikkatle analiz etmeliyiz.
- That is why we must now once again re-examine KEDO carefully, and as we see it wind it up.
- İşte bu nedenle KEDO'yu bir kez daha dikkatle incelemeli ve gördüğümüz kadarıyla sona erdirmeliyiz.
- The media watch Israel very carefully.
- Medya İsrail'i büyük bir dikkatle izliyor.
- Tom listened to me carefully.
- Tom beni dikkatle dinledi.
- Please read my reply carefully.
- Lütfen benim yanıtımı dikkatle oku.
- I choose what I buy carefully.
- Ne alacağımı dikkatle seçerim.
- Tom watched us carefully.
- Tom bizi dikkatle izledi.
- He chose his words carefully.
- Kelimelerini dikkatle seçti.
- Tom considered the problem carefully.
- Tom dikkatle sorunu düşündü.
- Push the door carefully.
- Kapıyı dikkatle it.
- Tom watched me carefully.
- Tom beni dikkatle izledi.
- You didn't read the contract carefully, did you?
- Sözleşmeyi dikkatle okumadınız, değil mi?
- The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
- Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.
- He considered her plan carefully.
- O planını dikkatle inceledi.
- Tom studied the document carefully.
- Tom belgeyi dikkatle inceledi.
- Everyone watched them carefully.
- Herkes onları dikkatle izledi.
- Tom watched Mary carefully.
- Tom Mary'yi dikkatle izledi.
- They watched you carefully.
- Seni dikkatle izlediler.
- He picked it up carefully.
- Dikkatle topladı.
- Everyone watched him carefully.
- Herkes onu dikkatle izledi.
- Are you watching carefully?
- Dikkatle izliyor musunuz?
- I watched them carefully.
- Ben onları dikkatle izledim.
- We watched them carefully.
- Biz onları dikkatle izledik.
- He was watching what was happening very carefully.
- Olanları büyük dikkatle izliyordu.
- We watched them carefully.
- Onları dikkatle izledik.
- Choose your next words carefully.
- Sıradaki sözcüklerinizi dikkatle seçin.
- I watched carefully.
- Dikkatle izledim.
- Layla drives carefully.
- Leyla dikkatle araç kullanıyor.
- He took a mirror and carefully examined his tongue.
- O bir ayna aldı ve dikkatle dilini inceledi.
- Watch carefully.
- Dikkatle izleyin.
- Watch carefully how I do this.
- Bunu nasıl yaptığımı dikkatle izle.
- They watched you carefully.
- Onlar seni dikkatle izledi.
- Tom picked his words carefully.
- Tom kelimelerini dikkatle seçti.
- I've watched Tom carefully.
- Tom'u dikkatle izledim.
- She hid the letter carefully so that no one should see it.
- Hiç kimse onu görmesin diye mektubu dikkatle sakladı.
- Everyone watched her carefully.
- Herkes onu dikkatle izledi.
- Tom watched the spider carefully.
- Tom örümceği dikkatle izledi.
- I watched him carefully.
- Onu dikkatle izledim.
- Please listen to me carefully.
- Lütfen beni dikkatle dinle.
- I watched them carefully.
- Onları dikkatle izledim.
- Look at it carefully.
- Ona dikkatle bak.
- Tom prepared carefully for the meeting.
- Tom toplantıya dikkatle hazırlandı.
- Tom carefully opened the lid.
- Tom kapağı dikkatle açtı.
- Everyone watched us carefully.
- Herkes bizi dikkatle izledi.
- They watched her carefully.
- Onu dikkatle izlediler.
- They watched him carefully.
- Onu dikkatle izlediler.
- Tom watched carefully.
- Tom dikkatle izledi.
- Check your answers carefully.
- Cevaplarını dikkatle kontrol et.
- Tom considered the offer carefully.
- Tom teklifi dikkatle düşündü.
- Tom carefully watched Mary's reactions.
- Tom, Mary'nin tepkilerini dikkatle izledi.
- Tom carefully locked the door.
- Tom kapıyı dikkatle kilitledi.
- We have to watch this carefully.
- Bunu dikkatle izlemek zorundayız.
- I watched her carefully.
- Onu dikkatle izledim.
- Tom carefully raised the lid.
- Tom dikkatle kapağı kaldırdı.
- Please listen to me carefully.
- Lütfen beni dikkatle dinleyin.
- Please read this carefully.
- Lütfen bunu dikkatle okuyun.
- Everyone looked at it carefully.
- Herkes dikkatle baktı.
- Tom carefully took off his mask.
- Tom dikkatle maskesini çıkardı.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
- Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- We must choose the right moment carefully.
- Doğru anı dikkatle seçmeliyiz.
- They watched Tom carefully.
- Tom'u dikkatle izlediler.
- Tom sliced each strawberry carefully.
- Tom her çileği dikkatle dilimledi.
- Tom carefully opened the box.
- Tom kutuyu dikkatle açtı.
- Dan carefully lifted the badly decayed body of the cat.
- Dan kedinin kötü biçimde çürümüş cesedini dikkatle kaldırdı.
- Tom read everything very carefully.
- Tom her şeyi çok dikkatle okudu.
- She investigated the company's output record carefully.
- Şirketin çıkış kayıtlarını dikkatle inceledi.
- The team excavates carefully for the archaeologists.
- Takım, arkeologlar için dikkatle kazar.
- She had to choose her words carefully.
- O, sözlerini dikkatle seçmek zorunda kaldı.
- I told you to watch Tom carefully.
- Tom'u dikkatle izlemeni söyledim.
- Everyone watched Tom carefully.
- Herkes Tom'u dikkatle izledi.
- He listened very carefully in order not to miss a single word.
- Bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledi.
- She watched the bird carefully.
- Kuşları dikkatle izlerdi.
- Tom carefully removed the letter from the envelope.
- Tom mektubu dikkatle zarftan çıkardı.
- Tom carefully lifted the box.
- Tom kutuyu dikkatle kaldırdı.
- Tom watched Mary carefully.
- Tom, Mary'i dikkatle izledi.
- Review this example carefully, as all sections below will be referring to the example presented here.
- Aşağıdaki tüm bölümler burada sunulan örneğe atıfta bulunacağından bu örneği dikkatle inceleyin.
- I watched Tom carefully.
- Tom'u dikkatle izledim.
- She carefully watched the bird in the nest.
- Yuvadaki kuşu dikkatle izledi.
- Please do that carefully.
- Lütfen bunu dikkatle yapın.
- Tom chose his words carefully.
- Tom sözlerini dikkatle seçti.
- Tom inspected the equipment carefully.
- Tom aletleri dikkatle inceledi.
- It is better to read a few books carefully than to read many at random.
- Birkaç kitabı dikkatle okumak, birçok kitabı rastgele okumaktan daha iyidir.
- Tom looked over the documents carefully.
- Tom belgeleri dikkatle inceledi.
- I promise to read the report carefully.
- Raporu dikkatle okumak için söz veriyorum.
- Tom watched them carefully.
- Tom onları dikkatle izledi.
- The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
- Botanikçi ağaçların morfolojik özelliklerini dikkatle kaydetti.
- We have looked through your letter carefully.
- Mektubunuzu dikkatle inceledik.
- I'll watch carefully this time.
- Bu sefer dikkatle izleyeceğim.
- Tom wrote carefully.
- Tom dikkatle yazdı.
- We have to watch this carefully.
- Bunu dikkatle izlemeliyiz.
- I begged Tom to do that carefully.
- Tom'a onu dikkatle yapması için yalvardım.
- She drives not carefully but slowly.
- Dikkatle değil ama yavaş sürüyor.
- I promised to read the report carefully.
- Raporu dikkatle okumak için söz verdim.
- Watch carefully how I do this.
- Bunu nasıl yaptığımı dikkatle izleyin.
- I looked into the situation carefully.
- Durumu dikkatle inceledim.
- The old woman studied the visitor carefully.
- Yaşlı kadın ziyaretçiyi dikkatle inceledi.
- Everyone watched me carefully.
- Herkes beni dikkatle izledi.
- You must follow me carefully.
- Beni dikkatle takip etmelisin.
- I choose what I buy carefully.
- Satın aldığım şeyi dikkatle seçiyorum.
- Are you watching carefully?
- Dikkatle izliyor musun?
- Tom examined it carefully.
- Tom onu dikkatle inceledi.
- I told you to watch Tom carefully.
- Sana Tom'u dikkatle izlemeni söyledim.
Show More (156)
|