1 |
hide |
saklamak |
v. |
|
- Her sister hid her from the police.
- Kız kardeşi onu polisten saklamış.
- Karen hid some cash under the floorboard.
- Karen döşeme tahtasının altına biraz para saklamış.
- What does the US have to hide?
- ABD'nin saklayacak neyi var?
- It is pointless for us to hide it.
- Bunu saklamamızın bir anlamı yok.
- Those with nothing to hide have nothing to fear from such control.
- Saklayacak bir şeyi olmayanların böyle bir denetimden korkacak hiçbir şeyi yoktur.
- People will think that the EU has something to hide when it does not dare to produce documentation.
- İnsanlar, belge sunmaya cesaret edemeyen AB'nin saklayacak bir şeyleri olduğunu düşüneceklerdir.
- Indonesia should have nothing to hide; it is our partner.
- Endonezya'nın saklayacak hiçbir şeyi olmamalı; o bizim ortağımız.
- I do not want to hide the fact that this issue is very sensitive in my country.
- Bu konunun ülkemde çok hassas olduğunu saklamak istemiyorum.
- If Israel had nothing to hide, then it had an opportunity to show the world that no massacre had taken place.
- Eğer İsrail'in saklayacak bir şeyi yoksa, o zaman dünyaya hiçbir katliamın yaşanmadığını gösterme fırsatı vardı.
- We perhaps had something to hide where the Erika package was concerned.
- Erika paketi söz konusu olduğunda belki de sakladığımız bir şeyler vardı.
- If Israel had nothing to hide, then it had an opportunity to show the world that no massacre had taken place.
- Eğer İsrail'in saklayacak bir şeyi yoksa, o zaman dünyaya hiçbir katliamın gerçekleşmediğini gösterme fırsatı vardır.
- From the outside, it looks as if the Commission has something to hide.
- Dışarıdan bakıldığında, Komisyon'un saklayacak bir şeyleri varmış gibi görünüyor.
- Iraq and Saddam Hussein are playing games with us; one cannot help feeling that they have something to hide.
- Irak ve Saddam Hüseyin bizimle oyun oynuyor; insan saklayacak bir şeyleri olduğunu düşünmeden edemiyor.
- If you had to hide something, this would be the place.
- Eğer bir şey saklamak zorunda olsaydınız, burası olurdu.
- They were used to build tunnels to smuggle terrorists into Israel and to hide rockets.
- Teröristleri İsrail'e kaçırmak ve roketleri saklamak için tüneller inşa etmek için kullanıldılar.
- They were used to build tunnels to smuggle terrorists into Israel and to hide rockets.
- Teröristleri İsrail'e gizlice sokmak ve roketleri saklamak amacıyla tüneller inşa etmek için kullanıldılar.
- The guy hides a flash drive and a passport.
- Adam bir flash sürücü ve bir pasaport saklıyor.
- Mary hid the money in her sock drawer.
- Mary parayı çorap çekmecesine sakladı.
- Maria hid her face in her hands.
- Maria yüzünü ellerinin arasına sakladı.
- Do you mean you hide your beauty intentionally?
- Yani güzelliğini bilerek mi saklıyorsun?
- What are you hiding in your turban?
- Türbanında ne saklıyorsun?
- I'll hide it somewhere.
- Bir yere saklarım.
- The cat hides its claws.
- Kedi, pençelerini saklar.
- They tried to hide their xenophobia.
- Onlar yabancı düşmanlıklarını saklamaya çalıştılar.
- I still think Tom is hiding something.
- Hâlâ Tom'un bir şey sakladığını düşünüyorum.
- He hid his worries from his wife.
- Endişelerini karısından sakladı.
- Tom hid the gun in the cookie jar on top of the refrigerator.
- Tom silahını buzdolabının üstündeki kurabiye kavanozuna sakladı.
- I want to see if I can find out where Tom hid the stolen money.
- Tom'un çalınan parayı nereye sakladığını bulup bulamayacağımı görmek istiyorum.
- People often hide their true feelings.
- İnsanlar sık sık gerçek duygularını saklarlar.
- Tom hid his knife under the mattress.
- Tom bıçağını yatağın altına sakladı.
- I know you're hiding something.
- Bir şeyler sakladığını biliyorum.
- However long you try to hide it, the lies will come out anyway.
- Ne kadar saklamaya çalışırsan çalış, yalanlar yine de ortaya çıkacaktır.
- I know where Tom hides his money.
- Tom'un parasını nerede sakladığını biliyorum.
- I sense that Tom is hiding something.
- Tom'un bir şeyler sakladığını hissediyorum.
- She tried to hide her anger.
- Öfkesini saklamaya çalıştı.
- Tom hid the book behind his back.
- Tom kitabı arkasına sakladı.
- I know you are hiding yourself behind the curtain.
- Kendini perdenin arkasında sakladığını biliyorum.
- I knew Tom and Mary were hiding something.
- Tom ve Mary'nin bir şeyler sakladığını biliyordum.
- I tried to hide my disappointment.
- Hayal kırıklığımı saklamaya çalıştım.
- Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.
- Jack kırdığı tabağı sakladı fakat küçük kız kardeşi onu gammazladı.
- Tom wanted to tell Mary where he hid the gold coins, but John told him not to.
- Tom, altın paraları nereye sakladığını Mary'ye söylemek istedi fakat John ona yapmamasını söyledi.
- Tom will hide it.
- Tom onu saklayacaktır.
- I saw where Tom hid his money.
- Tom'un parasını nereye sakladığını gördüm.
- I'd like to know where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri bilmek istiyorum.
- I hid myself behind a curtain.
- Kendimi bir perdenin arkasına sakladım.
- Please hide the blueberry jam where Takako can't see it.
- Lütfen yabanmersini kavanozunu Takako'nun göremeyeceği bir yere sakla.
- Her hair hid her face.
- Saçları yüzünü saklıyordu.
- Everybody has something to hide.
- Herkesin saklayacak bir şeyi var.
- I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.
- Bavulu açamaman için anahtarı saklayacağım.
- Did you see where Tom hid it?
- Tom'un nereye sakladığını gördün mü?
- Maybe Tom's got something to hide.
- Belki Tom'un saklayacak bir şeyi vardır.
- I knew Tom and Mary were hiding something.
- Tom ve Mary'nin bir şey sakladığını biliyordum.
- I know Tom is hiding something.
- Tom'un bir şeyler sakladığını biliyorum.
- You don't have to hide anything from me.
- Benden bir şey saklamak zorunda değilsin.
- I will hide it.
- Ben onu saklarım.
- Don't try to hide it.
- Saklamaya çalışma.
- I saw you hide it under your bed.
- Yatağınızın altına sakladığınızı gördüm.
- Tom never told Mary where he hid the stolen diamonds.
- Tom çaldığı elmasları nereye sakladığını Mary'e hiç söylemedi.
- Have you hidden anything?
- Bir şey sakladın mı?
- I saw Tom hiding his money.
- Tom'un parasını sakladığını gördüm.
- You're hiding something, aren't you?
- Bir şey saklıyorsun, değil mi?
- Tom tried to hide his fear.
- Tom korkusunu saklamaya çalıştı.
- Sami was hiding things.
- Sami bir şeyleri saklıyordu.
- Tom quickly hid the bottle.
- Tom hızla şişeyi sakladı.
- Tom shouldn't have told Mary where he hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını Mary'ye söylememeliydi.
- Tom can't hide the truth anymore.
- Tom gerçeği daha fazla saklayamaz.
- Tom hid his worries from his wife.
- Tom endişelerini karısından sakladı.
- I can usually tell when someone is hiding something from me.
- Birinin benden bir şey sakladığını genellikle anlayabilirim.
- She hid a necklace.
- O bir kolye sakladı.
- Mary has nothing to hide.
- Mary'nin saklayacak bir şeyi yok.
- Tom hid the children's Christmas presents behind the couch.
- Tom çocukların Noel hediyelerini kanepenin arkasına sakladı.
- The sun had hidden itself behind a mountain.
- Güneş kendini bir dağın arkasına saklamıştı.
- Tom's hiding something, too.
- Tom da bir şey saklıyor.
- Do you think Tom had something to hide?
- Sence Tom'un saklayacak bir şeyi var mıydı?
- I know she's hiding something.
- Bir şeyler sakladığını biliyorum.
- Fadil tried to hide Dania's body.
- Fadıl Dania'nın cesedini saklamaya çalıştı.
- Tom hid his money.
- Tom parasını sakladı.
- I know you're hiding something.
- Bir şey sakladığını biliyorum.
- Where did you hide my passport?
- Pasaportumu nereye sakladın?
- Tom thought that Mary was hiding something from him.
- Tom, Mary'nin kendisinden bir şey sakladığını düşündü.
- Why are you trying to hide your feelings?
- Neden duygularını saklamaya çalışıyorsun?
- Tom is not good at hiding his emotions.
- Tom duygularını saklamada iyi değildir.
- Dan helped Linda hide the murder weapon.
- Dan, Linda'nın cinayet silahını saklamasına yardım etti.
- You must be hiding something.
- Bir şeyler saklıyor olmalısın.
- Tom told me where he had hidden the old coins.
- Tom bana eski paraları nereye sakladığını söyledi.
- I wonder where Tom hid his key.
- Tom anahtarını nereye saklamış acaba?
- Tom tried to hide his anxiety.
- Tom endişesini saklamaya çalıştı.
- Tom said that he had nothing to hide.
- Tom saklayacak bir şeyi olmadığını söyledi.
- Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
- Onunla buluşmadan önce Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasabanın yakınına sakladı.
- Tom didn't hide anything from us.
- Tom bizden hiçbir şey saklamadı.
- I hid myself in the closet.
- Kendimi dolaba sakladım.
- Tom put the stolen money in a shoe box and hid it in the back of his closet.
- Tom çalınan parayı bir ayakkabı kutusuna koydu ve dolabının arkasına sakladı.
- Tom is hiding something from me, too.
- Tom benden de bir şeyler saklıyor.
- She hid this from her husband.
- Bunu kocasından sakladı.
- What else are they hiding?
- Başka ne saklıyorlar?
- My brother hides his porn magazines under his mattress.
- Kardeşim porno dergilerini yatağının altında saklar.
- Tom was hiding something.
- Tom bir şeyler saklıyordu.
- I've already hidden the diamonds.
- Elmasları çoktan sakladım.
- Don't try to hide it.
- Onu saklamaya çalışma.
- Sami hid the money in a drawer.
- Sami parayı bir çekmeceye sakladı.
- Tom knows where I hid the money.
- Tom parayı nereye sakladığımı biliyor.
- I know where you hide your money.
- Paranı nereye sakladığını biliyorum.
- I think that Tom is hiding something.
- Sanırım Tom bir şey saklıyor.
- Tom tried to hide his addiction.
- Tom bağımlılığını saklamaya çalıştı.
- Suddenly, the thick clouds hid the sun.
- Birdenbire, kalın bulutlar güneşi sakladı.
- What is he hiding?
- O ne saklıyor?
- Tom thought Mary was hiding something from him.
- Tom, Mary'nin kendisinden bir şey sakladığını düşündü.
- Tom was hiding something behind his back.
- Tom arkasında bir şey saklıyordu.
- Tom hid the gold coins where he thought no one would find them.
- Tom, altın paraları kimsenin bulamayacağını düşündüğü yerde sakladı.
- She's hiding something.
- Bir şey saklıyor.
- Tom wants to know where you hid the key.
- Tom anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyor.
- Where did you tell Tom to hide the money?
- Tom'a parayı nereye saklamasını söyledin?
- Tom never told anyone where he hid the gold coins.
- Tom altın paraları nereye sakladığını kimseye söylemedi.
- I know Tom is hiding something from me.
- Tom'un benden bir şey sakladığını biliyorum.
- I know he's hiding something.
- Bir şeyler sakladığını biliyorum.
- Tom knows Mary is hiding something.
- Tom Mary'nin bir şey sakladığını biliyor.
- Tom never told Mary where he hid the money he had stolen.
- Tom çaldığı parayı nereye sakladığını Mary'ye hiç söylemedi.
- We hid our worries from our wives.
- Endişelerimizi karılarımızdan sakladık.
- Hide that book.
- Sakla o kitabı.
- Do you know where Tom could have hidden his money?
- Tom'un parasını nereye saklamış olabileceğini biliyor musun?
- I think he's hiding something from me.
- Sanırım o benden bir şeyler saklıyor.
- You're hiding something from me.
- Benden bir şey saklıyorsunuz.
- I had to hide my money.
- Paramı saklamak zorunda kaldım.
- Tom didn't hide anything from Mary.
- Tom, Mary'den hiçbir şey saklamadı.
- She hid her burning cheeks in the bosom of the young man.
- O, yanan yanaklarını genç adamın kucağında sakladı.
- I know he's hiding something.
- Onun bir şeyler saklıyor olduğunu biliyorum.
- Are you saying you know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nereye sakladığını bildiğini mi söylüyorsun?
- What's he hiding?
- O ne saklıyor?
- Tom hid himself under the bed.
- Tom kendini yatağın altına sakladı.
- I will hide it.
- Ben bunu saklayacağım.
- What are you trying to hide from me?
- Benden ne saklamaya çalışıyorsun?
- Tom never told Mary where he hid the diamonds.
- Tom Mary'ye elmasları nereye sakladığını hiç söylemedi.
- You don't have to hide.
- Saklamak zorunda değilsin.
- Tom doesn't know how to hide his emotions.
- Tom duygularını nasıl saklayacağını bilmiyor.
- Tom can't hide the truth from Mary anymore.
- Tom artık gerçeği Mary'den saklayamaz.
- She hid a necklace.
- Bir kolye sakladı.
- Are you saying you don't know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nereye sakladığını bilmediğini mi söylüyorsun?
- Do you know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nereye sakladığını biliyor musun?
- I saw Tom hiding something.
- Tom'un bir şey sakladığını gördüm.
- Tom hid Mary's doll behind the door.
- Tom Mary'nin bebeğini kapının arkasına sakladı.
- One must hide one's suffering from the world.
- İnsan çektiği acıyı dünyadan saklamalı.
- Fadil's parents knew that he was hiding something.
- Fadıl'ın ailesi onun bir şeyler sakladığını biliyordu.
- What's Tom hiding from me?
- Tom benden ne saklıyor?
- Tom knows where to hide it.
- Tom nereye saklayacağını biliyor.
- Tom didn't try to hide the truth.
- Tom gerçeği saklamaya çalışmadı.
- Tom never told Mary where he hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını Mary'ye hiç söylemedi.
- Either she's really doing well, or she can hide everything behind a smile.
- Ya gerçekten durumu iyi, ya da her şeyi tebessümünün arkasında saklayabiliyor.
- He's hiding something.
- Adam bir şey saklıyor.
- I wasn't trying to hide anything.
- Hiçbir şeyi saklamaya çalışmıyordum.
- Do you have any idea where Tom could've hidden the money?
- Tom'un parayı nereye saklamış olabileceği hakkında bir fikriniz var mı?
- I'm not hiding anything.
- Hiçbir şey saklamıyorum.
- Do you have something to hide?
- Saklayacak bir şeyiniz var mı?
- However long you try to hide it, the lies will come out anyway.
- Ne kadar saklamaya çalışırsan çalış, yalanlar her zaman ortaya çıkar.
- Tom hid some papers behind his back.
- Tom bazı kağıtları arkasına sakladı.
- Sami hid his car in a grove of trees.
- Sami arabasını bir ağaç korusuna sakladı.
- What is he trying to hide?
- O ne saklamaya çalışıyor?
- He hid himself behind a large rock.
- Kendini büyük bir kayanın arkasına sakladı.
- I wasn't trying to hide anything.
- Bir şey saklamaya çalışmıyordum.
- Tom wouldn't tell me where he had hidden the money.
- Tom bana parayı nereye sakladığını söylemedi.
- Tom told me that he forgot where he hid the key.
- Tom bana anahtarı nereye sakladığını unuttuğunu söyledi.
- Everybody's got something to hide.
- Herkesin saklayacak bir şeyi var.
- Tom wants to know where you've hidden the key.
- Tom anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyor.
- He hid his friend from the police.
- Arkadaşını polisten sakladı.
- Tom thought that Mary was hiding something from him.
- Tom Mary'nin ondan bir şey sakladığını düşündü.
- I have no idea where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı nerede sakladığı hakkında hiçbir fikrim yok.
- How did you know where Tom hid his key?
- Tom'un anahtarını nereye sakladığını nasıl bildin?
- I know he's hiding something from me.
- Onun benden bir şey sakladığını biliyorum.
- Tom will want to know where you hid the money.
- Tom parayı nereye sakladığını bilmek isteyecektir.
- I had to hide my money.
- Paramı saklamak zorundaydım.
- You have nothing to hide, do you?
- Saklayacak bir şeyin yok, değil mi?
- We have to figure out where Tom hid his money.
- Tom'un parasını nereye sakladığını bulmalıyız.
- Tom couldn't hide his feelings from Mary.
- Tom duygularını Mary'den saklayamıyordu.
- Why do you hide your breasts?
- Neden göğüslerini saklıyorsun?
- Tom hid the stolen guitar under his bed.
- Tom çalıntı gitarı yatağının altına sakladı.
- Tom was in pain, but tried to hide it.
- Tom acı çekiyordu ama bunu saklamaya çalışıyordu.
- I have no idea where Tom hid the money.
- Tom'un parayı nereye sakladığı hakkında hiçbir fikrim yok.
- Can you hide me from the police?
- Beni polisten saklayabilir misin?
- Where did you hide my notebook?
- Defterimi nereye sakladın?
- What makes you think I'm hiding something?
- Bir şey sakladığımı nereden çıkardın?
- Dan didn't even try to hide that feeling.
- Dan bu duygusunu saklamaya bile çalışmadı.
- I wonder where Tom hid his key.
- Tom'un anahtarını nereye sakladığını merak ediyorum.
- We couldn't hide our tracks.
- İzlerimizi saklayamadık.
- My brother hides his porn magazines under his mattress.
- Kardeşim porno dergilerini yatağının altında saklıyor.
- She hid her ugly face.
- Çirkin yüzünü sakladı.
- Where did you hide my notebook?
- Benim dizüstü bilgisayarı nereye sakladın?
- We've got nothing to hide.
- Saklayacak hiçbir şeyimiz yok.
- Love, smoke and cough are hard to hide.
- Aşk, duman ve öksürüğü saklamak zordur.
- I know you're hiding something from me.
- Benden bir şey sakladığını biliyorum.
- What's he hiding?
- Ne saklıyor?
- Tom wanted to hide the money from his ex-wife.
- Tom parayı eski karısından saklamak istedi.
- I saw Tom hide something.
- Tom'un bir şeyler sakladığını gördüm.
- Tom hid himself behind a large rock.
- Tom kendini büyük bir kayanın arkasına sakladı.
- Let's find somewhere else to hide this.
- Bunu saklayacak başka bir yer bulalım.
- I still think Tom is hiding something.
- Hâlâ Tom'un bir şeyler sakladığını düşünüyorum.
- He tried to hide his shame.
- Utancını saklamaya çalıştı.
- They tried to hide what was really going on.
- Gerçekte neler olduğunu saklamaya çalıştılar.
- He is hiding his claws.
- O pençelerini saklıyor.
- I hid myself in the bushes.
- Kendimi çalıların arasına sakladım.
- I assume you know where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı nereye sakladığını bildiğini varsayıyorum.
- I couldn't think of a good place to hide my money.
- Paramı saklayacak iyi bir yer aklıma gelmedi.
- He hid himself behind the door.
- Kendini kapının arkasına sakladı.
- Tom couldn't hide his anger.
- Tom öfkesini saklayamadı.
- Marie's hiding something from me.
- Marie benden bir şey saklıyor.
- I need to hide these somewhere that he can't find them.
- Bunları onun bulamayacağı bir yere saklamalıyım.
- Tom hid the house key under a rock in the garden.
- Tom evin anahtarını bahçedeki bir taşın altına sakladı.
- I'd like to know where Tom hid his key.
- Tom'un anahtarını nerede sakladığını bilmek istiyorum.
- Tom told me where you hid the gold coins.
- Tom bana altın paraları nereye sakladığını söyledi.
- I know she's hiding something from me.
- Onun benden bir şey sakladığını biliyorum.
- I hid myself behind the couch.
- Kendimi kanepenin arkasına sakladım.
- I have no idea where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı nereye sakladığı hakkında hiçbir fikrim yok.
- Tom never told Mary where he hid the money he had stolen.
- Tom çaldığı parayı nereye sakladığını Mary'ye asla söylemedi.
- I suspect Tom and Mary are hiding something.
- Tom ve Mary'nin bir şey sakladığından şüpheleniyorum.
- I always felt like she was hiding something.
- Hep bir şeyler sakladığını hissederdim.
- I think Tom is hiding something from us.
- Sanırım Tom bizden bir şey saklıyor.
- I want to know where they hid the money.
- Parayı nereye sakladıklarını bilmek istiyorum.
- I need to hide these Christmas presents somewhere that Tom can't find them.
- Bu yılbaşı hediyelerini Tom'un bulamayacağı bir yere saklamam lazım.
- Tom hid the gun in a locker.
- Tom silahı dolaba sakladı.
- You don't have to hide anything from me.
- Benden bir şey saklamana gerek yok.
- Do you know where Tom hid the key?
- Tom'un anahtarı nerede sakladığını biliyor musun?
- I can't hide my feelings from Tom any longer.
- Duygularımı Tom'dan daha fazla saklayamam.
- Tom hides his savings inside a shoebox.
- Tom birikimlerini bir ayakkabı kutusunun içine saklıyor.
- Tom hid his money under his mattress.
- Tom parasını yatağının altına sakladı.
- Tom couldn't hide his feelings from Mary.
- Tom hislerini Mary'den saklayamadı.
- Tom hid the money in his underwear drawer.
- Tom parayı iç çamaşırı çekmecesinde sakladı.
- He hid his ugly face.
- O, çirkin yüzünü sakladı.
- Tom is clearly hiding something.
- Tom açıkça bir şeyler saklıyor.
- Do you know where Tom hid the key?
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri biliyor musun?
- I hope you're not hiding anything from us.
- Umarım bizden bir şey saklamıyorsundur.
- Tom wondered what Mary could be hiding.
- Tom, Mary'nin ne saklıyor olabileceğini merak etti.
- They hid their worries from their wives.
- Endişelerini eşlerinden sakladılar.
- Sami had something he desperately needed to hide.
- Sami'nin umutsuzca saklaması gereken bir şeyi vardı.
- Tom and Mary hid their relationship from their parents.
- Tom ve Mary, ilişkilerini anne ve babalarından sakladılar.
- I'm the guy who knows where Tom hid the diamond.
- Tom'un elması nereye sakladığını bilen adam benim.
- Mary tried to hide what was really going on.
- Mary gerçekte neler olduğunu saklamaya çalıştı.
- I don't know where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı nerede sakladığını bilmiyorum.
- I always felt like Tom was hiding something.
- Tom'un hep bir şeyler sakladığını hissederdim.
- There was no way to hide it.
- Bunu saklamanın bir yolu yoktu.
- I hid the truth from you.
- Gerçeği senden sakladım.
- She tried to hide her shame.
- O da utancını saklamaya çalıştı.
- I've been trying to figure out where Tom hid the money.
- Tom'un parayı nereye sakladığını bulmaya çalışıyorum.
- I hid it under my bed.
- Onu yatağımın altında sakladım.
- He hid it behind the door.
- Onu kapının arkasına sakladı.
- Tom couldn't shake the feeling that Mary was hiding something from him.
- Tom, Mary'nin kendisinden bir şey sakladığı hissinden kurtulamıyordu.
- I think Tom is hiding something.
- Sanırım Tom bir şey saklıyor.
- I'm pretty sure that Tom is hiding the truth from us.
- Tom'un gerçeği bizden sakladığına eminim.
- I hid it under the mattress.
- Yatağın altına sakladım.
- Tom showed Mary where he hid the diamonds.
- Tom, Mary'ye elmasları nereye sakladığını gösterdi.
- Tom tried to hide his pain.
- Tom ağrısını saklamaya çalıştı.
- I hid the bracelet in a shoe in my closet.
- Bileziği dolabımdaki bir ayakkabının içine sakladım.
- I saw my mother hiding the cake.
- Annemi pastayı saklarken gördüm.
- The clouds hid the sun for a while.
- Bulutlar bir süre güneşi sakladı.
- It looks like you're trying to hide something.
- Bir şey saklamaya çalışıyormuşsun gibi görünüyor.
- What could Tom possibly have to hide?
- Tom'un saklayacak neyi olabilir ki?
- Tom said he's trying to hide Mary.
- Tom, Mary'i saklamaya çalıştığını söyledi.
- I hid myself behind the door.
- Kendimi kapının arkasına sakladım.
- He couldn't think where to hide it.
- Nereye saklayacağını bilemedi.
- It looks like you're trying to hide something.
- Bir şey saklamaya çalışıyorsun gibi görünüyor.
- Are you saying you intentionally hide your good looks?
- Güzelliğini kasten sakladığını mı söylüyorsun?
- We'll hide it.
- Saklayacağız.
- Do you know where Tom hid the key?
- Tom'un anahtarı nereye sakladığını biliyor musun?
- A cloud is hiding the sun.
- Bir bulut, güneşi saklıyor.
- They're hiding something from me.
- Benden bir şey saklıyorlar.
- She hid the letter carefully so no one would see it.
- Kimse görmesin diye mektubu dikkatlice sakladı.
- Tom hid himself behind the curtain.
- Tom kendini perdenin arkasına sakladı.
- Tom is hiding something from me, too.
- Tom da benden bir şey saklıyor.
- Tom can't hide his anxiety any longer.
- Tom endişesini daha fazla saklayamaz.
- She's hiding something from you.
- Senden bir şey saklıyor.
- They're hiding something from me.
- Onlar benden bir şey saklıyor.
- Tom is not good at hiding his emotions.
- Tom duygularını saklamakta iyi değil.
- Tom couldn't hide his feelings.
- Tom duygularını saklayamıyordu.
- Tom couldn't hide his smile.
- Tom gülümsemesini saklayamadı.
- My wife is hiding something from me.
- Karım benden bir şey saklıyor.
- She tried to hide her mistake from us.
- Hatasını bizden saklamaya çalıştı.
- Tom can't hide the truth anymore.
- Tom artık gerçeği saklayamaz.
- She hid this from her husband.
- O bunu kocasından sakladı.
- We've got nothing to hide.
- Saklayacak bir şeyimiz yok.
- She lied because she's hiding something.
- O bir şey sakladığı için yalan söyledi.
- You have nothing to hide, do you?
- Saklayacak hiçbir şeyin yok, değil mi?
- Tom didn't tell anyone where he'd hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını kimselere söylemedi.
- I can't hide my feelings for you.
- Sana olan duygularımı saklayamam.
- I want to see if I can find out where Tom hid the stolen money.
- Tom'un çalınan parayı nereye sakladığını bulmak istiyorum.
- He could not find what I had hidden.
- Sakladığım şeyi bulamadı.
- Is there something you're hiding?
- Sakladığın bir şey var mı?
- Tom hid the money in his basement.
- Tom parayı bodrumunda sakladı.
- He has become expert in hiding his true feeling.
- Gerçek duygusunu saklamada uzman oldu.
- Tom hid Mary's doll behind the door.
- Tom, Mary'nin bebeğini kapının arkasına sakladı.
- Tom's hiding something, too.
- Tom da bir şeyler saklıyor.
- I can't hide you forever.
- Seni sonsuza kadar saklayamam.
- Tom hid the gun in a locker.
- Tom silahı bir dolaba sakladı.
- Why do you hide your breasts?
- Göğüslerini niye saklıyorsun?
- Tom put all his money in a box and hid it under his bed.
- Tom tüm parasını bir kutuya koydu ve yatağının altına sakladı.
- Tom hid the money he got from Mary in a book.
- Tom bir kitabın içinde Mary'den aldığı parayı sakladı.
- I hide the true amount from her.
- Gerçek miktarı ondan saklarım.
- Are you saying you intentionally hide your good looks?
- Yakışıklılığınızı bilerek sakladığınızı mı söylüyorsunuz?
- They hid their faces.
- Yüzlerini sakladılar.
- Tom asked Mary to tell him where she had hidden the diamonds.
- Tom, Mary'den elmasları nereye sakladığını söylemesini istedi.
- Tom hid himself under the table.
- Tom kendini masanın altına sakladı.
- Why do you hide your thoughts?
- Neden düşüncelerini saklıyorsun?
- Dan hid the gun in a locker.
- Dan silahı bir dolaba sakladı.
- Tom hid the gold coins where he thought nobody would find them.
- Tom, altın paraları kimsenin bulamayacağını düşündüğü yerde sakladı.
- I'd like to know where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyorum.
- Tom had something to hide.
- Tom'un saklayacak bir şeyi vardı.
- I know where you hide your money.
- Senin paranı nereye sakladığını biliyorum.
- Dan hid the murder weapon in Linda's bedroom.
- Dan cinayet silahını Linda'nın yatak odasına sakladı.
- Did you see where Tom hid it?
- Tom'un onu nereye sakladığını gördün mü?
- You're acting as if you were hiding something.
- Sanki bir şey saklıyormuşsunuz gibi davranıyorsunuz.
- Tom lied because he's hiding something.
- Tom bir şey sakladığı için yalan söyledi.
- Maybe Tom has something to hide.
- Belki Tom'un sakladığı bir şey vardır.
- Tom and Mary are hiding something.
- Tom ve Mary bir şeyler saklıyorlar.
- I know they're hiding something.
- Bir şey sakladıklarını biliyorum.
- Tom has been hiding things from us.
- Tom bizden bir şeyler saklıyormuş.
- Tom hid the gun under a bunch of oily rags in his garage.
- Tom silahını garajdaki bir demet yağlı paçavranın altına sakladı.
- They hid their weapons.
- Silahlarını sakladılar.
- She's hiding the truth from us.
- O, gerçeği bizden saklıyor.
- Tom hid the necklace that he'd stolen from Mary.
- Tom, Mary'den çaldığı kolyeyi sakladı.
- Tom hid the stolen ring in a sock.
- Tom çalıntı yüzüğü bir çorabın içine saklamış.
- Tom has nothing to hide.
- Tom'un saklayacak bir şeyi yok.
- I don't know where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı nereye sakladığını bilmiyorum.
- I have nothing to hide.
- Saklayacak bir şeyim yok.
- Tom tried to hide a smile.
- Tom gülümsemesini saklamaya çalıştı.
- Tom thought Mary was hiding something from him.
- Tom Mary'nin ondan bir şey sakladığını düşünüyordu.
- Her hair was hiding her face.
- Saçları yüzünü saklıyordu.
- Something tells me that you're hiding something.
- İçimden bir ses bir şeyler sakladığını söylüyor.
- Does Tom have something to hide?
- Tom'un saklayacak bir şeyi var mı?
- I know where you hide your diary.
- Günlüğünü nereye sakladığını biliyorum.
- Tom tried to hide his feelings.
- Tom duygularını saklamaya çalıştı.
- The cat is hiding its claws.
- Kedi, pençelerini saklıyor.
- I think he's hiding something from us.
- Sanırım bizden bir şey saklıyor.
- Tom didn't tell anyone else where he'd hid the money.
- Tom parayı nereye sakladığını başka birine söylemedi.
- I think that you're hiding something.
- Sanırım bir şey saklıyorsun.
- Fadil's parents knew that he was hiding something.
- Fadıl'ın anne ve babası onun bir şey saklıyor olduğunu biliyordu.
- How do you know Tom wasn't hiding something?
- Tom'un bir şey saklamadığını nereden biliyorsun?
- Tom never told Mary where he hid the stolen diamonds.
- Tom çalıntı elmasları nereye sakladığını asla Mary'ye söylemedi.
- Tom told Mary where he hid the gold coins.
- Tom, Mary'ye altın paraları nereye sakladığını söyledi.
- I know you're hiding something from me.
- Senin benden bir şey sakladığını biliyorum.
- I'm the only one who knows where Tom hid the gold coins.
- Tom'un altın paraları nereye sakladığını bilen tek kişi benim.
- Everybody has something to hide.
- Herkesin saklayacak bir şeyi vardır.
- Tom tried to hide his pain.
- Tom acısını saklamaya çalıştı.
- Tom put the money he stole in a box that he hid in the back of his closet.
- Tom çaldığı parayı dolabının arkasına sakladığı bir kutuya koydu.
- We have nothing to hide here.
- Burada saklayacak hiçbir şeyimiz yok.
- I think that she's hiding something.
- Onun bir şeyler sakladığını düşünüyorum.
- She tried to hide her excitement.
- Heyecanını saklamaya çalıştı.
- What are you hiding?
- Ne saklıyorsun?
- Tom hid the gun under some socks in the drawer.
- Tom silahı çekmecedeki bazı çorapların altına sakladı.
- I have nothing to hide.
- Saklayacak hiçbir şeyim yok.
- He hid his emotions and pretended to be enthusiastic.
- Duygularını sakladı ve coşkuluymuş gibi davrandı.
- I think she's hiding something from me.
- Sanırım benden bir şey saklıyor.
- I think he's hiding something from me.
- Sanırım benden bir şey saklıyor.
- I wonder where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı nereye sakladığını merak ediyorum.
- Show me what you have hidden behind your back.
- Arkanızda ne sakladığınızı gösterin.
- He hid his sadness behind a smile.
- Üzüntüsünü bir gülümsemenin arkasına sakladı.
- I have no idea where Tom hid the money.
- Tom'un parayı nereye sakladığına dair hiç bir fikrim yok.
- Do you know what Tom was hiding?
- Tom'un ne sakladığını biliyor musun?
- She tried to hide what was really going on.
- O gerçekte neler olduğunu saklamaya çalıştı.
- Tom hid the gold coins where he thought no one would find them.
- Tom altın paraları kimsenin bulamayacağını düşündüğü bir yere sakladı.
- Tom doesn't have to hide his feelings from Mary.
- Tom hislerini Mary'den saklamak zorunda değildir.
- They are hiding something.
- Bir şey saklıyorlar.
- Tom wouldn't tell us where he hid the money.
- Tom bize parayı nereye sakladığını söylemedi.
- What is he hiding?
- Ne saklıyor?
- Tom can't hide his anxiety any longer.
- Tom endişesini artık saklayamaz.
- He hid his dictionary out of sight.
- O, gözden uzak bir yere sözlüğünü sakladı.
- Can you hide me from the police?
- Beni polislerden saklayabilir misiniz?
- He tried to hide his shame.
- O, utancını saklamaya çalıştı.
- Do you think Tom had something to hide?
- Tom'un saklayacak bir şeyi olduğunu düşünüyor musun?
- Tom hid the money he got from Mary in a book.
- Tom, Mary'den aldığı parayı bir deftere sakladı.
- We can't hide the truth from Tom anymore.
- Artık gerçeği Tom'dan saklayamayız.
- Maybe Tom was hiding something.
- Belki de Tom bir şeyler saklıyordu.
- I want to know where they hid the money.
- Onların parayı nereye sakladığını bilmek istiyorum.
- I think that you're hiding something.
- Sanırım bir şeyler saklıyorsun.
- It seemed that Tom was hiding something.
- Görünüşe göre Tom bir şeyler saklıyordu.
- I suspect Tom and Mary are hiding something.
- Tom ve Mary'nin bir şeyler sakladığından şüpheleniyorum.
- Tom told me where he hid the stolen diamonds.
- Tom bana çalınan elmasları nereye sakladığını söyledi.
- Sami was hiding something.
- Sami bir şey saklıyordu.
- I think she's hiding something from me.
- Sanırım o benden bir şeyler saklıyor.
- The cat hides its claws.
- Kedi pençelerini saklıyor.
- That's what Tom was hiding.
- Tom'un sakladığı şey buydu.
- He hid his toys under the bed.
- Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.
- I want to know where you've hidden the key.
- Anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyorum.
- What are you hiding behind your back?
- Arkanda ne saklıyorsun?
- She's hiding the truth from us.
- Gerçeği bizden saklıyor.
- Tom is hiding the truth from us.
- Tom gerçeği bizden saklıyor.
- She hid her ugly face.
- O çirkin yüzünü sakladı.
- Where did you hide my cigarettes?
- Sigaralarımı nereye sakladın?
- He hid his child's birthday present behind the couch.
- Çocuğunun doğum günü hediyesini kanepenin arkasına saklamış.
- Tom isn't good at hiding his emotions.
- Tom duygularını saklamakta iyi değildir.
- Tom wanted to tell Mary where he hid the gold coins, but John told him not to.
- Tom altın paraları nereye sakladığını Mary'ye söylemek istedi ama John ona söylememesini söyledi.
- I think she's hiding something.
- Sanırım bir şey saklıyor.
- I always had the feeling that Tom and Mary were hiding something.
- Her zaman Tom ve Mary'nin bir şeyler sakladıkları şeklinde bir hissim vardı.
- Are you saying Tom's hiding something from us?
- Tom'un bizden bir şey sakladığını mı söylüyorsun?
- She hid the letter carefully so that no one should see it.
- Hiç kimse onu görmesin diye mektubu dikkatle sakladı.
- He hid his ugly face.
- Çirkin yüzünü sakladı.
- Tom hid the stolen ring in a sock.
- Tom çalınan yüzüğü bir çorapta sakladı.
- She hid her face behind a veil.
- Yüzünü bir peçenin arkasına saklamış.
- Sami hid the van in the woods and covered it with branches.
- Sami minibüsü ormanda sakladı ve üzerini dallarla örttü.
- Tom hides some leaked documents.
- Tom bazı sızdırılmış belgeleri saklıyor.
- I hid my worries from my wife.
- Endişelerimi karımdan sakladım.
- Is there something you're hiding?
- Sakladığın bir şey mi var?
- Tom hid the stolen guitar under his bed.
- Tom çalınan gitarı yatağının altına sakladı.
- She's hiding something from me.
- Benden bir şey saklıyor.
- I'm not hiding.
- Saklamıyorum.
- I saw her hide something.
- Onun bir şey sakladığını gördüm.
- I hid the truth from you.
- Senden gerçeği sakladım.
- Tom couldn't think of a good place to hide it.
- Tom onu saklayacak iyi bir yer düşünemedi.
- Tom wondered where Mary hid her keys.
- Tom, Mary'nin anahtarlarını nereye sakladığını merak etti.
- I'm the only one who knows where Tom hid his valuables.
- Tom'un değerli eşyalarını nereye sakladığını bilen tek kişi benim.
- Do you really hide your money under the mattress?
- Gerçekten paranı yatağın altında mı saklıyorsun?
- Tom seems to be trying to hide something.
- Tom bir şeyler saklamaya çalışıyor gibi görünüyor.
- You can't hide the fact from her.
- Bu gerçeği ondan saklayamazsın.
- Tom hid his weapons.
- Tom silahlarını sakladı.
- He hid his friend from the police.
- Arkadaşını polislerden sakladı.
- I want to know where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı nerede sakladığını bilmek istiyorum.
- Tom has something to hide.
- Tom'un saklayacak bir şeyi var.
- I hid it in my sock drawer.
- Çorap çekmeceme sakladım.
- Tom's hiding something, and Mary knows it.
- Tom bir şey saklıyor ve Mary onu biliyor.
- I'm not hiding the truth from them.
- Onlardan gerçeği saklamıyorum.
- Hide the money.
- Parayı sakla.
- Tom never told anyone where he hid the key.
- Tom anahtarı nereye sakladığını kimseye söylemedi.
- Tom assumed Mary was hiding something from him.
- Tom, Mary'nin kendisinden bir şey sakladığını düşündü.
- I need to hide these Christmas presents somewhere that Tom can't find them.
- Bu Noel hediyelerini Tom'un bulamayacağı bir yere saklamalıyım.
- Do they have something to hide?
- Saklayacak bir şeyleri mi var?
- Mary will hide it.
- Mary saklayacak.
- He hid his toys under the bed.
- Oyuncaklarını yatağın altına saklamış.
- She will hide it.
- O bunu saklayacak.
- Do you have any idea where Tom could've hidden the money?
- Tom'un parayı nereye saklamış olabileceği konusunda bir fikrin var mı?
- I just have a gut feeling Tom is hiding something.
- Tom'un bir şeyler sakladığına dair içimde bir his var.
- He hid his dictionary out of sight.
- Sözlüğünü gözden uzak bir yere sakladı.
- I'll hide it somewhere.
- Onu bir yere saklayacağım.
- I can't remember where I hid my money.
- Parayı nereye sakladığımı hatırlayamıyorum.
- I hide the true amount from her.
- Gerçek miktarı ondan sakladım.
- I saw my mother hide the cake.
- Annemin pastayı sakladığını gördüm.
- You don't have to hide your feelings.
- Duygularını saklamak zorunda değilsin.
- Tom assumed Mary was hiding something from him.
- Tom Mary'nin ondan bir şey sakladığını sandı.
- Tom hid himself behind the door.
- Tom kendini kapının arkasına sakladı.
- I'm not hiding anything from you.
- Senden hiçbir şey saklamıyorum.
- Tom told me where he hid the stolen diamonds.
- Tom bana çalıntı elmasları nereye sakladığını söyledi.
- Where did he hide them?
- Onları nereye sakladı?
- I think that you're hiding something.
- Bence bir şey saklıyorsun.
- Tom is hiding something.
- Tom bir şey saklıyor.
- I'd like to know where Tom hid his key.
- Tom'un anahtarını nereye sakladığını bilmek istiyorum.
- Tom and Mary are hiding something.
- Tom ve Mary bir şey saklıyor.
- Tom had nothing to hide.
- Tom'un saklayacak hiçbir şeyi yoktu.
- I can usually tell when someone is hiding something.
- Genelde birinin bir şey sakladığını anlayabilirim.
- I suspect Tom is hiding something from me.
- Tom'un benden bir şey sakladığından şüpheleniyorum.
- She tried to hide her tears.
- Gözyaşlarını saklamaya çalıştı.
- We need to hide the corpse.
- Cesedi saklamalıyız.
- Tom tried to hide his concern.
- Tom kaygısını saklamaya çalıştı.
- What is she trying to hide?
- O ne saklamaya çalışıyor?
- Tom didn't tell anyone where he'd hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını hiç kimseye söylemedi.
- You must be hiding something.
- Bir şey saklıyor olmalısın.
- I know where you hide your diary.
- Günlüğünü nerede sakladığını biliyorum.
- I can't hide you forever.
- Seni sonsuza dek saklayamam.
- Do you know where Tom hid the money?
- Tom'un parayı nereye sakladığını biliyor musun?
- Are they hiding something?
- Bir şey mi saklıyorlar?
- Tom tried to hide his tears.
- Tom gözyaşlarını saklamaya çalıştı.
- Sami was hiding a scandalous past.
- Sami skandal bir geçmiş saklıyordu.
- If it were you, where would you have hidden the stone?
- Sen olsan nereye saklardın bu taşı?
- Tom hid the gun in the cookie jar on top of the refrigerator.
- Tom silahı buzdolabının üstündeki kurabiye kavanozuna sakladı.
- Tom quickly hid the bottle.
- Tom şişeyi çabucak sakladı.
- He's hiding something.
- O bir şey saklıyor.
- I know where Tom hides the key.
- Tom'un anahtarı nereye sakladığını biliyorum.
- Tom and I have nothing to hide.
- Tom ve benim saklayacak bir şeyimiz yok.
- Do you know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nerede sakladığını biliyor musun?
- Where did you hide the box?
- Kutuyu nereye sakladın?
- They hid their worries from their wives.
- Onlar endişelerini karılarından sakladılar.
- Tom hid the gold coins where he thought nobody would find them.
- Tom altın paraları kimsenin bulamayacağını düşündüğü bir yere sakladı.
- Tom is trying to hide something.
- Tom bir şey saklamaya çalışıyor.
- Tom hid the gun under a bunch of oily rags in his garage.
- Tom silahı garajında bir sürü yağlı bezin altına saklamış.
- I saw my mother hiding the cake.
- Annemin pastayı sakladığını gördüm.
- Tom tried to hide his smile.
- Tom gülümsemesini saklamaya çalıştı.
- I know she's hiding something from me.
- Benden bir şey sakladığını biliyorum.
- She tried to hide her feelings.
- Duygularını saklamaya çalıştı.
- How am I supposed to know where she's hiding her money?
- Parasını nereye sakladığını nasıl bilebilirim?
- Tom and Mary hid their relationship from their parents.
- Tom ve Mary ilişkilerini ailelerinden sakladılar.
- I'm not hiding the truth from them.
- Ben onlardan gerçeği saklamıyorum.
- Tom's got nothing to hide.
- Tom'un saklayacak bir şeyi yok.
- How did you know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nereye sakladığını nasıl bildin?
- Tom tried to hide the truth.
- Tom gerçeği saklamaya çalıştı.
- He hid his anguish with a smile.
- O bir tebessümle acısını sakladı.
- Where am I going to hide?
- Nereye saklayacağım?
- I sense that Tom is hiding something.
- Tom'un bir şey sakladığını hissediyorum.
- What's Tom trying to hide?
- Tom neyi saklamaya çalışıyor?
- He never told her where he hid the diamonds.
- Elmasları nereye sakladığını ona asla söylemedi.
- Hiding yourself won't help.
- Kendini saklamanın faydası olmaz.
- He hid his worries from his wife.
- O, endişelerini karısından sakladı.
- I never could hide anything from you.
- Senden hiçbir şey saklayamadım.
- Tom hid the gun under some socks in the drawer.
- Tom silahı çekmecedeki çorapların altına sakladı.
- Dan hid the gun in a locker.
- Dan silahı kilitli bir dolaba sakladı.
- Are they hiding something?
- Onlar bir şey mi saklıyor?
- Tom hid it behind the door.
- Tom onu kapının arkasına sakladı.
- Are you hiding something?
- Bir şey mi saklıyorsun?
- You are saying you intentionally hide your good looks?
- Yakışıklılığınızı bilerek sakladığınızı mı söylüyorsunuz?
- Why did Tom hide his face?
- Tom neden yüzünü sakladı?
- Fadil watched as Dania tried to hide Sofia's body.
- Fadıl, Dania'nın Sofia'nın cesedini saklamaya çalışmasını izledi.
- I'm so excited and I just can't hide it.
- Çok heyecanlıyım ve bunu saklayamıyorum.
- I need to hide these somewhere that he can't find them.
- Bunları onun bulamayacağı bir yere saklamam gerekiyor.
- Tom is hiding something from us.
- Tom bizden bir şey saklıyor.
- Tom says he has nothing to hide.
- Tom saklayacak bir şeyi olmadığını söyler.
- I saw you hide it under your bed.
- Onu yatağının altında sakladığını gördüm.
- I'm the guy who knows where Tom hid the diamond.
- Tom'un elması nereye sakladığını bilen benim.
- Let's not hide it.
- Saklamayalım.
- Mary hid the money in her sock drawer.
- Mary parayı çorap çekmecesinde sakladı.
- I'm pretty sure that Tom is hiding the truth from us.
- Tom'un bizden gerçeği sakladığından oldukça eminim.
- Tom shouldn't have told Mary where he hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını Mary'e söylememeliydi.
- Tom tried to hide his concern.
- Tom endişesini saklamaya çalıştı.
- Let's try to find where Tom hid the money.
- Tom'un parayı nereye sakladığını bulmaya çalışalım.
- Tom clearly has something to hide.
- Tom'un saklayacak bir şeyi olduğu çok açık.
- I know she's hiding something.
- Onun bir şey sakladığını biliyorum.
- Where did you hide it?
- Nerede sakladın?
- Tom said he knew where Mary had hidden the money she had stolen.
- Tom, Mary'nin çaldığı parayı nereye sakladığını bildiğini söyledi.
- I hid myself in the bushes.
- Kendimi çalıların içinde sakladım.
- Cornelius Gurlitt had hidden 1400 works of art stolen by the Nazis in his apartment.
- Cornelius Gurlitt Naziler tarafından çalınan 1400 sanat eserini dairesinde saklamıştı.
- Do you have something to hide?
- Saklamak zorunda olduğun bir şeyin var mı?
- Mary hid her face in her hands.
- Mary yüzünü ellerinin arasına sakladı.
- Jack hid the dish he had broken, but his little sister told on him.
- Jack, kırdığı tabağı sakladı ama küçük kız kardeşi onu ele verdi.
- The police don't know where the criminals hid themselves.
- Polis suçluların kendilerini nereye sakladıklarını bilmiyor.
- Tom hid his face.
- Tom yüzünü sakladı.
- I'll never tell anyone where I've hidden the treasure.
- Hazineyi nereye sakladığımı kimseye söylemeyeceğim.
- I know they're hiding something from me.
- Onların benden bir şey sakladığını biliyorum.
- I think that she's hiding something.
- Bence bir şeyler saklıyor.
- I think my parents are hiding something from me.
- Sanırım ailem benden bir şey saklıyor.
- Mary couldn't hide her smile.
- Mary gülümsemesini saklayamadı.
- I hid it somewhere.
- Bir yere saklamıştım.
- He will hide it.
- Onu saklayacaktır.
- Are you hiding something, Tom?
- Bir şey mi saklıyorsun, Tom?
- Tom hid the knife he'd killed Mary with in John's bedroom.
- Tom Mary'yi öldürdüğü bıçağı John'un yatak odasına sakladı.
- Don't hide your face.
- Yüzünü saklama.
- I've been trying to figure out where Tom hid the money.
- Tom'un parayı nereye sakladığını çözmeye çalışıyorum.
- Help me hide this money.
- Bu parayı saklamama yardım et.
- She will hide it.
- O saklayacak.
- Tom seemed to be hiding something.
- Tom bir şeyler saklıyor gibi görünüyordu.
- Something tells me that you're hiding something.
- Bana senin bir şey sakladığın söylendi.
- She was hiding a dark secret.
- Karanlık bir sır saklıyordu.
- Tom is hiding something from you.
- Tom senden bir şey saklıyor.
- He could not find what I had hidden.
- O, ne sakladığımı bulamadı.
- Tom hid his money in a bureau drawer.
- Tom parasını büro çekmecesine sakladı.
- I think Tom is hiding something from me.
- Sanırım Tom benden bir şey saklıyor.
- He hid his feelings.
- Duygularını sakladı.
- Why would I tell you where I hide my money?
- Neden sana paramı nereye sakladığımı söyleyeyim ki?
- We need to hide the corpse.
- Cesedi saklamamız gerekiyor.
- Censoring won't hide the truth.
- Sansürlemek gerçeği saklamaz.
- Tom hid himself behind the tree.
- Tom kendini ağacın arkasına sakladı.
- Tom hid the money in his basement.
- Tom parayı bodrumuna saklamış.
- He never told her where he hid the diamonds.
- Elmasları nereye sakladığını ona hiç söylemedi.
- What is she trying to hide?
- Neyi saklamaya çalışıyor?
- What is he trying to hide?
- Neyi saklamaya çalışıyor?
- What did Tom hide?
- Tom ne sakladı?
- Tom couldn't find what Mary had hidden.
- Tom, Mary'nin sakladığı şeyi bulamadı.
- The police hid a listening device in the criminal's car.
- Polis suçlunun arabasına bir dinleme cihazı saklamış.
- Tom hid the knife under his bed.
- Tom bıçağı yatağının altına sakladı.
- He hides himself.
- Kendini saklıyor.
- Where did you hide it?
- Onu nereye sakladın?
- You hid your worries from your wives, didn't you?
- Endişelerinizi eşlerinizden sakladınız, değil mi?
- What did you hide?
- Ne sakladın?
- Tom seemed to be hiding something.
- Tom bir şeyler saklıyor gibiydi.
- I think my parents are hiding something from me.
- Bence ebeveynlerim benden bir şey saklıyor.
- If you want to hide your face, walk naked.
- Yüzünü saklamak istiyorsan, çıplak yürü.
- Did you hide it somewhere?
- Bir yere mi sakladın?
- I hid the true amount I spent from him.
- Harcadığım gerçek miktarı ondan sakladım.
- Then he felt quite ashamed, and hid his head under his wing; for he did not know what to do.
- Sonra çok utandı ve başını kanadının altına sakladı; çünkü ne yapacağını bilmiyordu.
- Tom's hiding something, and Mary knows it.
- Tom bir şey saklıyor ve Mary bunu biliyor.
- Sami hid the gun.
- Sami silahı sakladı.
- One must hide one's suffering from the world.
- Biri acı çektiğini dünyadan saklamalı.
- We can't hide the truth from Tom anymore.
- Gerçeği artık Tom'dan saklayamayız.
- They must've hidden it somewhere very special.
- Çok özel bir yere saklamış olmalılar.
- She tried to hide her shame.
- O, utancını saklamaya çalıştı.
- He hid his emotions and pretended to be enthusiastic.
- O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı.
- Tom wondered where Mary hid her keys.
- Tom, Mary'nin anahtarlarını nereye sakladığını merak ediyordu.
- Tom knows where I hid the money.
- Tom parayı nereye sakladığımı biliyor?
- He put all his money in a box and hid it under his bed.
- Tüm parasını bir kutuya koyup yatağının altına sakladı.
- He hid his feelings.
- O, duygularını sakladı.
- He put all his money in a box and hid it under his bed.
- Bütün parasını bir kutuya koydu ve yatağının altına sakladı.
- She's hiding something from you.
- O senden bir şey saklıyor.
- Tom hid the truth from Mary.
- Tom Mary'den gerçeği sakladı.
- I think he's hiding something.
- Sanırım o bir şeyler saklıyor.
- Did Tom ever tell you where he hid the diamonds?
- Tom size elmasları nereye sakladığını söyledi mi?
- What's Tom hiding?
- Tom ne saklıyor?
- Tom didn't hide anything from Mary.
- Tom Mary'den hiçbir şey saklamadı.
- She lied because she's hiding something.
- Yalan söyledi çünkü bir şey saklıyordu.
- Tom showed Mary where he hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını Mary'ye gösterdi.
- Tom never told anyone where he hid the key.
- Tom anahtarı nerede sakladığını hiç kimseye söylemedi.
- I think he's hiding something.
- Sanırım bir şey saklıyor.
- What makes you think I'm hiding something?
- Sana bir şey sakladığımı düşündüren nedir?
- I hid it under my bed.
- Yatağımın altına sakladım.
- Tom put all his money in a box and hid it under his bed.
- Tom bütün parasını bir kutuya koydu ve onu yatağının altına sakladı.
- I know Tom's hiding something, but I don't know what.
- Tom'un bir şeyler sakladığını biliyorum ama ne olduğunu bilmiyorum.
- You're not hiding anything, are you?
- Bir şey saklamıyorsun, değil mi?
- I don't know where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri bilmiyorum.
- Tom wants to know where you hid the key.
- Tom senin anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyor.
- Tom believes that the government wants to hide the truth about aliens.
- Tom, hükümetin uzaylılar hakkındaki gerçeği saklamak istediğine inanıyor.
- I think Tom's hiding something from me.
- Sanırım Tom benden bir şey saklıyor.
- You hid your worries from your wife, didn't you?
- Sen endişelerini karından sakladın, değil mi?
- Sami hid the money in a drawer.
- Sami parayı çekmeceye sakladı.
- Tom could no longer hide his fear.
- Tom artık korkusunu saklayamadı.
- Tom knows Mary is hiding something.
- Tom, Mary'nin bir şeyler sakladığını biliyor.
- Either she's really doing well, or she can hide everything behind a smile.
- Ya gerçekten iyi gidiyor ya da her şeyi bir gülümsemenin arkasına saklayabiliyor.
- He never told her where he hid the diamonds.
- Ona elmasları nereye sakladığını hiç söylemedi.
- The authorities have been hiding the facts from the public.
- Yetkililer gerçekleri halktan saklıyor.
- She hid her face behind a veil.
- O yüzünü bir peçenin arkasına sakladı.
- Tom hides a lot of things from his wife.
- Tom karısından çok şey saklıyor.
- Tom is hiding something from me.
- Tom benden bir şey saklıyor.
- Hey, what're you hiding behind your back?
- Hey, arkanda ne saklıyorsun?
- I assume you know where Tom hid the key.
- Sanırım Tom'un anahtarı nereye sakladığını biliyorsun.
- Sami had something he desperately needed to hide.
- Sami'nin çaresizce saklaması gereken bir şey vardı.
- Tom couldn't think of a good place to hide it.
- Tom bunu saklayacak iyi bir yer bulamadı.
- Tom wouldn't tell us where he hid the money.
- Tom parayı nereye sakladığını bize söylemedi.
- I want to know where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyorum.
- What do you have hidden behind your back?
- Arkanda ne saklıyorsun?
- What are you trying to hide?
- Neyi saklamaya çalışıyorsun?
- I saw Tom hide something.
- Tom'un bir şey sakladığını gördüm.
- Tom is clearly hiding something.
- Tom açıkça bir şey saklıyor.
- I wonder where Tom hid the key.
- Tom'un anahtarı nerede sakladığını merak ediyorum.
- Are you hiding something from me?
- Benden bir şey mi saklıyorsun?
- The cat is hiding its claws.
- Kedi pençelerini saklıyor.
- My boyfriend discovered the erotic comics book that I had been hiding.
- Erkek arkadaşım sakladığım erotik çizgi roman kitabını keşfetti.
- Mary tried to hide her feelings.
- Mary duygularını saklamaya çalıştı.
- I think Tom is hiding something from us.
- Bence Tom bizden bir şey saklıyor.
- Sami wore a mask that hid his true nature.
- Sami gerçek doğasını saklayan bir maske takıyordu.
- We hid our worries from our wives.
- Endişelerimizi eşlerimizden sakladık.
- There's no need to hide.
- Saklamaya gerek yok.
- The moon hid her face in the cloud.
- Ay, yüzünü bulutun içine sakladı.
- What's Tom got to hide?
- Tom'un saklayacak neyi var?
- You're hiding something from me.
- Benden bir şey saklıyorsun.
- I have no idea where Tom actually hid the money.
- Tom'un parayı nereye sakladığı hakkında hiçbir fikrim yok.
- I think he's hiding something from us.
- Ben onun bizden bir şey sakladığını düşünüyorum.
- Tom hid the truth from Mary.
- Tom gerçeği Mary'den sakladı.
- I think Tom is hiding something from Mary.
- Bence Tom Mary'den bir şeyler saklıyor.
- Mary showed Tom where she hid the diamonds.
- Mary Tom'a elmasları sakladığı yeri gösterdi.
- You're hiding something.
- Sen bir şeyler saklıyorsun.
- I can't remember where I hid my money.
- Paramı nereye sakladığımı hatırlamıyorum.
- Tom seems to be trying to hide something.
- Tom bir şey saklamaya çalışıyor gibi görünüyor.
- I can't hide the fact from you.
- Gerçeği sizden saklayamam.
- Hide that book.
- O kitabı sakla.
- That's something people can hide.
- Bu insanların saklayabileceği bir şey.
- I know they're hiding something from me.
- Benden bir şey sakladıklarını biliyorum.
- Does Tom have something to hide?
- Tom'un saklayacak bir şeyi mi var?
- Cornelius Gurlitt had hidden 1400 works of art stolen by the Nazis in his apartment.
- Cornelius Gurlitt, Nazilerce çalınan 1400 sanat eserini evinde saklamıştı.
- If it were you, where would you have hidden the stone?
- Sen olsaydın, taşı nereye saklardın?
- I don't know where they hid the key.
- Anahtarı nerede sakladıklarını bilmiyorum.
- I don't know where they hid the key.
- Anahtarı nereye sakladıklarını bilmiyorum.
- He is hiding his claws.
- Pençelerini saklıyor.
- If I didn't know any better, I'd say you were hiding something.
- Daha iyisini bilmesem, bir şeyler sakladığını söylerdim.
- You can't hide the fact from her.
- Gerçeği ondan saklayamazsın.
- What else are they hiding?
- Onlar başka ne saklıyor?
- Tom doesn't have to hide his feelings from Mary.
- Tom duygularını Mary'den saklamak zorunda değil.
- Sami was hiding things.
- Sami bir şeyler saklıyordu.
- Death is a disgusting thing that nature has to hide, and it does it well.
- Ölüm, doğanın saklamak zorunda olduğu iğrenç bir şey ve bunu iyi yapıyor.
- Do you know where Tom hides his money?
- Tom'un parasını nereye sakladığını biliyor musun?
- Are you saying you don't know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nerede sakladığını bilmediğini mi söylüyorsun?
- You're acting as if you were hiding something.
- Sanki bir şey saklıyormuşsun gibi davranıyorsun.
- Tom hid the book under his pillow.
- Tom kitabı yastığının altına sakladı.
- What are you hiding from me?
- Benden ne saklıyorsun?
- I know where you hide your key.
- Anahtarını nereye sakladığını biliyorum.
- He hid himself behind the door.
- O, kapının arkasında kendini sakladı.
- Mary hid the money in her bra.
- Mary parayı sutyeninin içine sakladı.
- Tom isn't good at hiding his emotions.
- Tom duygularını saklamada iyi değildir.
- You hid your worries from your wife, didn't you?
- Endişelerini karından sakladın, değil mi?
- Tom didn't hide anything from us.
- Tom bizden bir bir şey saklamadı.
- You are saying you intentionally hide your good looks?
- Yakışıklılığını kasten sakladığını mı söylüyorsun?
- Even though she was trying to hide it, I could hear desperation in Mary's voice.
- Saklamaya çalışsa da Mary'nin sesindeki çaresizliği duyabiliyordum.
- Tom hid things from me.
- Tom benden bir şeyler sakladı.
- Everyone has something to hide.
- Herkesin saklayacak bir şeyi vardır.
- Tom knows where I hide my key.
- Tom anahtarımı nereye sakladığımı biliyor.
- Let's see what you've been hiding from us.
- Bizden ne sakladığınızı görelim.
- Fadil tried to hide Dania's body.
- Fadıl, Dania'nın cesedini saklamaya çalıştı.
- I hid it in my freezer.
- Dondurucuma sakladım.
- I always felt like Tom was hiding something.
- Ben hep Tom bir şey saklıyor gibi hissettim.
- Mary showed Tom where she hid the diamonds.
- Mary elmasları nerede sakladığını Tom'a gösterdi.
- I've got nothing to hide.
- Saklayacak bir şeyim yok.
- I think that Tom is hiding something.
- Bence Tom bir şeyler saklıyor.
- Tom didn't tell anyone else where he'd hid the money.
- Tom parayı nereye sakladığını kimseye söylemedi.
- She hid the letter carefully so that no one should see it.
- Kimse görmesin diye mektubu dikkatlice sakladı.
- I don't have anything to hide.
- Saklayacak bir şeyim yok.
- The police hid a listening device in the criminal's car.
- Polis bir dinleme cihazını suçlunun arabasına sakladı.
- Tom knows where to hide it.
- Tom onu nereye saklayacağımı biliyor.
- Tom will want to know where you hid the money.
- Tom parayı nereye sakladığını bilmek isteyecek.
- Tom tried to hide his anger.
- Tom öfkesini saklamaya çalıştı.
- Tom lied because he's hiding something.
- Tom yalan söyledi çünkü bir şeyler saklıyor.
- I can't hide my feelings for you.
- Sana olan hislerimi saklayamam.
- I think Tom is hiding something.
- Bence Tom bir şeyler saklıyor.
- Tom hid the eggs so well that no one could find them.
- Tom yumurtaları o kadar iyi sakladı ki hiç kimse onları bulamadı.
- What are you hiding from us?
- Bizden ne saklıyorsun?
- He hid his sadness behind a smile.
- Tebessümün arkasında üzüntüsünü sakladı.
- Why would I tell you where I hide my money?
- Paramı nereye sakladığımı neden sana söyleyeyim?
- Tom couldn't find a good place to hide the key.
- Tom anahtarı saklamak için iyi bir yer bulamadı.
- I hid myself behind the tree.
- Kendimi ağacın arkasına sakladım.
- I know he's hiding something from me.
- Benden bir şey sakladığını biliyorum.
- I always had the feeling that Tom and Mary were hiding something.
- Tom ve Mary'nin bir şeyler sakladığını hep hissetmişimdir.
- Tom hid the money in his underwear drawer.
- Tom parayı iç çamaşırı çekmecesine sakladı.
- I know Tom's hiding something, but I don't know what.
- Tom'un bir şey sakladığını biliyorum, ama ne olduğunu bilmiyorum.
- Tom hid the eggs so well that no one could find them.
- Tom yumurtaları o kadar iyi sakladı ki kimse onları bulamadı.
- We have nothing to hide here.
- Burada saklayacak bir şeyimiz yok.
- A cloud is hiding the sun.
- Bir bulut güneşi saklıyor.
- She didn't try to hide the truth.
- Gerçeği saklamaya çalışmadı.
- The clouds hid the sun.
- Bulutlar güneşi sakladı.
- I saw Tom hiding something.
- Tom'u bir şey saklarken gördüm.
- You're hiding something from me, aren't you?
- Benden bir şey saklıyorsun, değil mi?
- Please hide the blueberry jam where Takako can't see it.
- Lütfen yabanmersini reçelini Takako'nun göremeyeceği bir yere sakla.
- He tried to hide what was really going on.
- Gerçekte ne olduğunu saklamaya çalıştı.
- Tom can't remember where he hid the documents.
- Tom belgeleri nereye sakladığını hatırlayamıyor.
- Mary tried to hide her confusion.
- Mary şaşkınlığını saklamaya çalıştı.
- I know they're hiding something.
- Onların bir şey sakladığını biliyorum.
- Tom tried to hide his confusion.
- Tom şaşkınlığını saklamaya çalıştı.
- My dear, maybe you are hiding something from me!
- Canım, belki de benden bir şey saklıyorsun!
- Tom hid the book below his pillow.
- Tom kitabı yastığının altına sakladı.
- I'm so excited and I just can't hide it.
- Ben çok heyecanlıyım ve şimdi bunu saklayamam.
- Tom never told anyone where he hid the gold coins.
- Tom altın paraları nereye sakladığını hiç kimseye söylemedi.
- Tom was hiding something behind his back.
- Tom arkasından bir şeyler saklıyordu.
- Tom does that to hide his insecurity.
- Tom onu güvensizliğini saklamak için yapıyor.
- Tom hid the knife he'd killed Mary with in John's bedroom.
- Tom, Mary'yi öldürdüğü bıçağı John'un yatak odasına sakladı.
Show More (706)
|
2 |
hide |
saklanmak |
v. |
|
- She hid behind the curtains.
- Perdelerin arkasına saklanmıştı.
- One does not destroy a whole country because a terrorist is hiding there.
- Bir terörist orada saklanıyor diye bütün bir ülke yok edilmez.
- We cannot undertake any worthwhile reforms in the European Union if we hide from such huge realities.
- Böylesine büyük gerçeklerden saklanırsak Avrupa Birliği'nde kayda değer hiçbir reform gerçekleştiremeyiz.
- The victims must be protected and we must ensure that it is not they who have to flee and hide.
- Mağdurlar korunmalı ve kaçmak ve saklanmak zorunda kalanların onlar olmamasını sağlamalıyız.
- I wonder whether we are communicating or simply hiding?
- İletişim kuruyor muyuz yoksa sadece saklanıyor muyuz merak ediyorum?
- One day the truth won't be hiding as it is now.
- Bir gün gelecek, hakikat şu anki gibi saklanmayacak.
- The truth is now out there and you can no longer hide.
- Gerçek artık ortada ve artık saklanamazsınız.
- The truth is now out there and you can no longer hide.
- Gerçek artık ortaya çıktı, artık saklanamazsın.
- One day the truth won't be hiding as it is now.
- Bir gün gerçek şu anda olduğu gibi saklanmayacaktır.
- Tom told me that he forgot where he hid the key.
- Tom, anahtarı nerede saklandığını unuttuğunu söyledi.
- Why is she hiding?
- Neden saklanıyor?
- Where are you hiding, guys?
- Nerede saklanıyorsunuz çocuklar?
- Tom hid in the barn.
- Tom ahıra saklandı.
- Are you going to hide?
- Saklanacak mısın?
- Tom hid in the bathroom.
- Tom banyoya saklandı.
- When he was a kid, Tom liked to hide in the closet.
- Tom bir çocukken dolapta saklanmayı severdi.
- I'm hiding from him.
- Ondan saklanıyorum.
- I can hide anywhere.
- Herhangi bir yerde saklanabilirim.
- I can hide anywhere.
- Her yerde saklanabilirim.
- Tom hid under the bed with the cat.
- Tom kediyle birlikte yatağın altına saklandı.
- Tom is looking for a place to hide.
- Tom saklanacak bir yer arıyor.
- Tom hid behind the curtain.
- Tom perdenin arkasına saklandı.
- There's one small cat hiding behind the car.
- Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
- Your cat is hiding from me.
- Senin kedin benden saklanıyor.
- Tom is hiding under the bed.
- Tom yatağın altında saklanıyor.
- Someone is hiding in the corner.
- Köşede birisi saklanıyor.
- Tom was hiding behind a bush.
- Tom bir çalının arkasında saklanıyordu.
- Are you hiding from them?
- Onlardan mı saklanıyorsun?
- I know you are hiding yourself behind the curtain.
- Perdenin arkasında saklandığını biliyorum.
- I know you're hiding somewhere.
- Bir yerde saklandığını biliyorum.
- The cat hid among the branches.
- Kedi dalların arasına saklandı.
- Layla hid in a boat.
- Layla bir tekneye saklandı.
- Where should we hide?
- Nereye saklanalım?
- Now, he's hiding like a mouse.
- Şimdi fare gibi saklanıyor.
- He hid himself behind a large rock.
- Büyük bir kayanın arkasına saklandı.
- You can't just hide here for the rest of your life.
- Hayatının sonuna kadar burada saklanamazsın.
- It was the perfect place for monsters to hide.
- Canavarların saklanması için mükemmel bir yerdi.
- Tom hid in an abandoned building.
- Tom terk edilmiş bir binada saklandı.
- We need to find somewhere to hide.
- Saklanacak bir yer bulmalıyız.
- We need to find somewhere to hide.
- Saklanacak bir yer bulmamız gerekiyor.
- Someone is hiding in the corner.
- Köşede biri saklanıyor.
- We need to find a good place to hide.
- Saklanmak için iyi bir yer bulmalıyız.
- There was nowhere we could hide.
- Saklanabileceğimiz bir yer yoktu.
- Tom was hiding behind the curtain.
- Tom perdenin arkasında saklanıyordu.
- We can hide in here.
- Burada saklanabiliriz.
- Tom was hiding in some bushes.
- Tom çalıların arasında saklanıyordu.
- Tom is now hiding in the mountains.
- Tom şimdi dağlarda saklanıyor.
- Tom is hiding from Mary.
- Tom Mary'den saklanıyor.
- Where are you hiding now?
- Şimdi nerede saklanıyorsun?
- There's nowhere to hide.
- Saklanacak bir yer yok.
- Where was Tom hiding?
- Tom nerede saklanıyordu?
- What rock have you been hiding under?
- Hangi taşın altında saklanıyorsun?
- It was not very well hidden.
- Çok iyi saklanmamıştı.
- Tom knew that I was hiding in the basement.
- Tom bodrumda saklandığımı biliyordu.
- Tom hid under the bed.
- Tom yatağın altına saklandı.
- I'm hiding.
- Ben saklanıyorum.
- Tom was hiding in the barn.
- Tom ahırda saklanıyordu.
- One of them went to hide.
- Biri saklanmaya gitti.
- I'll hide in here.
- Burada saklanacağım.
- Why is he hiding?
- Neden saklanıyor?
- Tom hid under his bed, but his mother found him.
- Tom yatağının altına saklandı, ama annesi onu buldu.
- I'm hiding in Japan.
- Japonya'da saklanıyorum.
- I'm not going to hide from that.
- Bundan saklanmayacağım.
- Why is Tom hiding from Mary?
- Tom niçin Mary'den saklanıyor?
- I knew you were hiding in the car.
- Arabada saklandığını biliyordum.
- Why is Tom hiding?
- Neden Tom saklanıyor?
- The groom hid inside the wedding cake.
- Damat düğün pastasının içine saklandı.
- Somebody is hiding behind the curtain.
- Birisi perdenin arkasında saklanıyor.
- Tom is probably still hiding.
- Tom muhtemelen hala saklanıyordur.
- Tom doesn't have to hide.
- Tom saklanmak zorunda değil.
- I hid in the basement.
- Bodrum katında saklandım.
- Tom hid himself under the bed.
- Tom yatağın altına saklandı.
- The child was hiding behind a big tree.
- Çocuk büyük bir ağacın arkasında saklanıyordu.
- There's someone hiding in the closet.
- Dolapta saklanan biri var.
- Sami hid in his fortress of solitude.
- Sami yalnızlık kalesine saklandı.
- There's no place to hide.
- Saklanacak yer yok.
- The police don't know where the criminals are hiding.
- Polis, suçluların nerede saklanıyor olduklarını bilmiyor.
- Tom hid under the bed with the cat.
- Tom kediyle yatağın altına saklandı.
- I know all the places to hide.
- Saklanılacak her yeri biliyorum.
- Why is he hiding?
- O, niçin saklanıyor?
- What's Tom hiding from?
- Tom neden saklanıyor?
- You can hide in here until the police leave.
- Polis gidene kadar burada saklanabilirsin.
- Mary is hiding inside her blanket fort.
- Mary, battaniyeden yapılmış kalesi içinde saklanıyor.
- Tom is hiding, isn't he?
- Tom saklanıyor, değil mi?
- He's hiding in the closet.
- O, dolapta saklanıyor.
- Where were you hiding?
- Nerede saklanıyordun?
- A cough and love can't be hidden.
- Öksürük ve aşk saklanamaz.
- I was hidden.
- Ben saklandım.
- Why is Tom hiding from us?
- Neden Tom bizden saklanıyor?
- Do you have any idea where Tom might be hiding?
- Tom'un nerede saklanıyor olabileceğine dair bir fikriniz var mı?
- We need to find a safe place to hide.
- Saklanacak güvenli bir yer bulmalıyız.
- I'm not hiding from anybody.
- Kimseden saklanmıyorum.
- I hid in the attic.
- Tavan arasında saklandım.
- Why are you hiding from her?
- Neden ondan saklanıyorsun?
- I must hide.
- Saklanmalıyım.
- Layla was hiding in a boat.
- Layla bir teknede saklanıyordu.
- There's only one place Tom is likely to hide.
- Tom'un saklanabileceği tek bir yer var.
- Someone is hiding behind the curtain.
- Birisi perdenin arkasında saklanıyor.
- There was nowhere we could hide.
- Saklanabileceğimiz hiçbir yer yoktu.
- Why is Tom hiding from me?
- Neden Tom benden saklanıyor?
- Don't hide under the bed.
- Yatağın altına saklanma.
- You won't have to hide any longer.
- Artık saklanmak zorunda olmayacaksın.
- My kid is shy around strangers and always hides behind me.
- Çocuğum yabancıların yanında utangaçtır ve hep arkama saklanır.
- We need to find a place to hide.
- Saklanacak bir yer bulmalıyız.
- Run and hide.
- Koş ve saklan.
- Tom hid in the attic.
- Tom tavan arasına saklandı.
- I hid myself behind the door.
- Ben kapının arkasında saklandım.
- Tom needed somewhere safe to hide.
- Tom'un saklanmak için güvenli bir yere ihtiyacı vardı.
- We need to find out where he's hiding.
- Nerede saklandığını bulmalıyız.
- We've got to hide.
- Saklanmak zorundayız.
- Tom saw Mary hiding behind the door.
- Tom, Mary'nin kapının arkasında saklandığını gördü.
- The police don't know where the criminals hid themselves.
- Polis, suçluların nerede saklandıklarını bilmiyor.
- Tom won't have to hide any longer.
- Tom artık saklanmak zorunda kalmayacak.
- I know where Tom is hiding.
- Tom'un nerede saklandığını biliyorum.
- Who are you hiding from?
- Kimden saklanıyorsun?
- Tom hid in the attic.
- Tom tavan arasında saklandı.
- I'm hiding from her.
- Ondan saklanıyorum.
- I had to hide.
- Saklanmak zorundaydım.
- Where's Tom hiding?
- Tom nerede saklanıyor?
- There are two cats hiding under her car.
- Arabasının altında saklanan iki kedi var.
- Scorpions hide in cracks.
- Akrepler çatlaklarda saklanır.
- What's Tom hiding from?
- Tom neyden saklanıyor?
- I know where you can hide.
- Nereye saklanabileceğini biliyorum.
- Tom is hiding from Mary, isn't he?
- Tom Mary'den saklanıyor, değil mi?
- I didn't know where to hide.
- Nereye saklanacağımı bilmiyordum.
- I'm not going to hide from that.
- Ondan saklanmayacağım.
- Tom hid under a huge rock.
- Tom büyük bir kayanın altına saklandı.
- Tom didn't notice Mary hiding in the bushes.
- Tom Mary'nin çalılıklarda saklandığını fark etmedi.
- Why are you hiding from us?
- Neden bizden saklanıyorsun?
- Why are you hiding from them?
- Neden onlardan saklanıyorsun?
- We have nowhere to hide.
- Saklanacak hiçbir yerimiz yok.
- Tom is hiding under the table.
- Tom masanın altında saklanıyor.
- I hid in the basement.
- Bodrumda saklandım.
- We've got to find somewhere to hide.
- Saklanacak bir yer bulmak zorundayız.
- Tom hid in the tool shed.
- Tom alet kulübesine saklandı.
- Hiding from the police, Dima spent the night in a dumpster.
- Polisten saklanan Dima, geceyi bir çöplükte geçirdi.
- Tom is hiding behind the couch.
- Tom kanepenin arkasında saklanıyor.
- Do you know where Tom hid?
- Tom'un nerede saklandığını biliyor musun?
- Why are you hiding from me?
- Neden benden saklanıyorsun?
- The thief hid in the dark doorway.
- Hırsız karanlık kapı aralığında saklandı.
- Tom was hiding under the table.
- Tom masanın altında saklanıyordu.
- I had nowhere to hide.
- Saklanacak bir yerim yoktu.
- We need to find out where Tom is hiding.
- Tom'un nerede saklandığını bulmalıyız.
- Tom hid in the bushes.
- Tom çalılar arasına saklandı.
- The other one refuses to hide.
- Diğeri saklanmayı reddediyor.
- Are you hiding from him?
- Ondan mı saklanıyorsun?
- Nothing can be hidden from me.
- Benden hiçbir şey saklanamaz.
- They hid in the cellar.
- Bodrumda saklandılar.
- Hide in the closet.
- Dolaba saklan.
- I'm hiding from Tom.
- Tom'dan saklanıyorum.
- Tom is hiding behind the door.
- Tom kapının arkasında saklanıyor.
- Tom is hiding in the closet.
- Tom dolapta saklanıyor.
- He hid in the bushes so that they would not see him.
- Kendisini görmemeleri için çalıların arasına saklandı.
- Why is Tom hiding from us?
- Tom neden bizden saklanıyor?
- Tom can't hide from us anymore.
- Tom artık bizden saklanamaz.
- Tom is hiding in the closet, isn't he?
- Tom dolapta saklanıyor, değil mi?
- Can we hide in your basement?
- Bodrumunuzda saklanabilir miyiz?
- The man was hiding in a dense forest.
- Adam sık bir ormanda saklanıyordu.
- Tom is hiding from them.
- Tom onlardan saklanıyor.
- Are you hiding?
- Saklanıyor musun?
- Quick, turn off the lamp, I want to hide in the darkness.
- Çabuk, lambayı söndür, karanlıkta saklanmak istiyorum.
- A squirrel hid in the branches.
- Bir sincap dalların arasına saklanmış.
- Are you hiding from her?
- Ondan mı saklanıyorsun?
- Where did you hide?
- Nerede saklandınız?
- I had to hide from the police.
- Ben polisten saklanmak zorunda kaldım.
- You were hiding.
- Saklanıyordun.
- Refugees hid under the bridge.
- Mülteciler köprünün altında saklandı.
- They are hiding.
- Saklanıyorlar.
- Tom hid behind the curtains.
- Tom perdelerin arkasına saklandı.
- They're hiding in the closet.
- Dolapta saklanıyorlar.
- Tom is hiding.
- Tom saklanıyor.
- The little girl hid in the closet.
- Küçük kız dolaba saklandı.
- We don't have to hide.
- Saklanmak zorunda değiliz.
- Tom couldn't find a good place to hide.
- Tom saklanmak için iyi bir yer bulamadı.
- Where is it hidden?
- Nereye saklanmış?
- Tom was hiding in the mountains.
- Tom dağlarda saklanıyordu.
- Tom found Mary hiding in the closet.
- Tom, Mary'yi dolapta saklanırken buldu.
- Mary was hiding.
- Mary saklanıyordu.
- We'll hide in Egypt.
- Mısır'da saklanacağız.
- Isn't there any place to hide?
- Saklanacak herhangi bir yer yok mu?
- The police don't know where the criminals are hiding.
- Polis suçluların nerede saklandığını bilmiyor.
- I hid in the attic.
- Tavan arasına saklandım.
- Why should they hide?
- Neden saklansınlar ki?
- Tom hid in the stock room.
- Tom depoya saklandı.
- Tom hid in the mountains because he didn't want to get caught by the police.
- Tom polis tarafından yakalanmak istemediği için dağlarda saklandı.
- Tom was hiding in the shadows.
- Tom gölgelerde saklanıyordu.
- You can't hide forever, Tom.
- Sonsuza kadar saklanamazsın, Tom.
- Tom hid behind the tree.
- Tom ağacın arkasında saklandı.
- Tom found a worm hiding behind the rock.
- Tom kayanın arkasında saklanan bir solucan buldu.
- Do you know who Tom is hiding from?
- Tom'un kimden saklandığını biliyor musun?
- I know you're hiding somewhere in this room.
- Bu odada bir yerde saklandığını biliyorum.
- I hid in the woods all behind Tom's house.
- Tom'un evinin arkasındaki ormanda saklandım.
- Tom couldn't find a good place to hide.
- Tom saklanacak iyi bir yer bulamadı.
- Can we hide in your basement?
- Bodrumunda saklanabilir miyiz?
- Hiding from the police, Dima spent the night in a dumpster.
- Polisten saklanan Dima, geceyi bir çöp konteynerinde geçirdi.
- Run and hide in the mountains.
- Kaçın ve dağlarda saklanın.
- Tom and Mary are hiding in those woods.
- Tom ve Mary o ormanda saklanıyor.
- We're hiding.
- Biz saklanıyoruz.
- Are they hiding?
- Onlar saklanıyor mu?
- Run and hide.
- Kaç ve saklan.
- The thieves hid in the woods.
- Hırsızlar ormanda saklandı.
- Tom is hiding in an abandoned building on Park Street.
- Tom Park caddesinde terk edilmiş bir binada saklanıyor.
- The murderer hid in the mountains.
- Katil dağlara saklandı.
- The police surrounded the place where Tom was hiding.
- Polis Tom'un saklandığı yeri kuşattı.
- Where are you hiding, guys?
- Nerede saklanıyorsunuz, beyler?
- Tom hid under the table.
- Tom masanın altına saklandı.
- We're hiding from them.
- Onlardan saklanıyoruz.
- One of them went to hide.
- Onlardan biri saklanmaya gitti.
- Everybody hide!
- Herkes saklansın.
- Tom was hiding behind a tree.
- Tom bir ağacın arkasında saklanıyordu.
- Where are you hiding?
- Nerede saklanıyorsun?
- We're hiding.
- Saklanıyoruz.
- You didn't have to hide from me.
- Benden saklanmak zorunda değildin.
- Why are you hiding from Tom?
- Neden Tom'dan saklanıyorsun?
- Tom saw Mary hiding behind the door.
- Tom Mary'nin kapının arkasında saklandığını gördü.
- Why is Tom hiding from them?
- Neden Tom onlardan saklanıyor?
- Tom knew that I was hiding in the basement.
- Tom, bodrumda saklandığımı biliyordu.
- I hid under the bed.
- Yatağın altına saklandım.
- I hid in the woods all behind Tom's house.
- Tom'un tam evinin arkasındaki ormanda saklandım.
- I can't hide forever.
- Sonsuza kadar saklanamam.
- We decided to lie hidden for a few days.
- Birkaç gün saklanmaya karar verdik.
- Do you know where Tom was hiding?
- Tom'un nerede saklandığını biliyor musun?
- What's Tom hiding for?
- Tom niçin saklanıyor?
- Tom hid in the bushes.
- Tom çalılıklara saklandı.
- The child was hiding in the box.
- Çocuk kutuda saklanıyordu.
- Let's find somewhere else to hide.
- Saklanacak başka bir yer bulalım.
- He was hiding behind the door.
- Kapının arkasında saklanıyordu.
- I had to hide.
- Saklanmak zorunda kaldım.
- Aren't you going to hide?
- Saklanmayacak mısın?
- Isn't there any place to hide?
- Saklanacak bir yer yok mu?
- We need to find a safe place to hide.
- Saklanacak güvenli bir yer bulmamız gerekir.
- We hid in the cave together.
- Birlikte mağarada saklandık.
- I'm going to go hide.
- Gidip saklanacağım.
- You don't have to hide.
- Saklanmak zorunda değilsin.
- Why is he hiding under the table?
- Neden masanın altında saklanıyor?
- They're hiding in the woods.
- Onlar ormanın içinde saklanıyor.
- Tom hid in our basement for three days.
- Tom bizim bodrumumuzda üç gün saklandı.
- Do you know why Tom was hiding?
- Tom'un neden saklandığını biliyor musun?
- The cat lay hidden in the bushes.
- Kedi çalıların arasına saklandı.
- They're hiding in the closet.
- Onlar dolapta saklanıyor.
- Why are you hiding behind the door?
- Neden kapının arkasında saklanıyorsun?
- I hid in the woods all day.
- Bütün gün ormanda saklandım.
- Tom and Mary are hiding in the woods.
- Tom ve Mary ormanda saklanıyorlar.
- He hid in a barrel.
- Bir fıçıya saklandı.
- Tom is hiding under the bed, isn't he?
- Tom yatağın altında saklanıyor, değil mi?
- Tom hid behind his mom.
- Tom annesinin arkasında saklandı.
- You can't hide forever.
- Sonsuza dek saklanamazsın.
- Tom hid in our basement for three days.
- Tom üç gün boyunca bizim bodrumda saklandı.
- Tom hid in the barn.
- Tom ahırda saklandı.
- I hid under the table.
- Masanın altına saklandım.
- Where am I going to hide?
- Nereye saklanacağım?
- They're hiding in the woods.
- Ormanda saklanıyorlar.
- I had nowhere to hide.
- Saklanacak hiçbir yerim yoktu.
- Why is Tom hiding from me?
- Tom neden benden saklanıyor?
- You were hiding.
- Sen saklanıyordun.
- Don't hide in there.
- Oraya saklanma.
- Tom didn't have to hide.
- Tom saklanmak zorunda değildi.
- Tom is still hiding.
- Tom hala saklanıyor.
- Why did you hide?
- Neden saklandın?
- My cat is hiding under the stove.
- Kedim ocağın altında saklanıyor.
- Are you hiding from her?
- Ondan mı saklanıyorsunuz?
- Where has Tom been hiding?
- Tom nerede saklanıyordu?
- Sami hid here.
- Sami burada saklandı.
- You've got to hide.
- Saklanmak zorundasınız.
- Let's find a safe place to hide.
- Saklanacak güvenli bir yer bulalım.
- They are hiding underground.
- Yer altında saklanıyorlar.
- The cat is hidden under the table.
- Kedi masanın altına saklanmış.
- We must hide!
- Saklanmalıyız!
- I've been hiding behind the barn.
- Ahırın arkasında saklanıyordum.
- I think Tom is hiding from Mary.
- Bence Tom Mary'den saklanıyor.
- You can hide in here until the police leave.
- Polis gidinceye kadar burada saklanabilirsin.
- There's nowhere for you to hide.
- Saklanabileceğin hiçbir yer yok.
- Tom hid in the basement for three days.
- Tom üç gün boyunca bodrumda saklandı.
- He's hiding in the closet.
- Dolabın içinde saklanıyor.
- You can't hide from me forever.
- Benden sonsuza kadar saklanamazsın.
- I wonder where he is hiding.
- Onun nerede saklandığını merak ediyorum.
- I think Tom is hiding something from Mary.
- Tom'un Mary'den bir şey saklandığını düşünüyorum.
- Your cat is hiding from me.
- Kedin benden saklanıyor.
- You can't keep hiding from me, Tom.
- Benden saklanmaya devam edemezsin, Tom.
- They hid in the cellar.
- Kilerde saklandılar.
- Tom found Christmas presents hidden under his parents' bed.
- Tom ailesinin yatağının altına saklanmış Noel hediyeleri buldu.
- The only one who knows where Mary is hiding is Tom.
- Mary'nin nerede saklandığını bilen tek kişi Tom.
- You can run, but you can't hide.
- Kaçabilirsin ama saklanamazsın.
- Tom is hiding under the table.
- Tom masanın altına saklanıyor.
- Tom and I hid in the cave together.
- Tom ve ben mağarada beraber saklandık.
- You won't have to hide any longer.
- Artık saklanmak zorunda kalmayacaksın.
- Tom hid under the covers.
- Tom yorganın altına saklandı.
- They're hiding.
- Saklanıyorlar.
- You hid under the table.
- Masanın altına saklanmışsın.
- We need to find a good place to hide.
- Saklanacak iyi bir yer bulmamız gerek.
- Scorpions hide in cracks.
- Akrepler yarıklarda saklanır.
- Tom and Mary are hiding.
- Tom ve Mary saklanıyorlar.
- I'm not hiding.
- Saklanmıyorum.
- The dog hid under the bed whenever lightning flashed.
- Ne zaman şimşek çaksa köpek yatağın altına saklandı.
- A squirrel hid among the branches.
- Bir sincap dalların arasında saklandı.
- Tom found Christmas presents hidden under his parents' bed.
- Tom ebeveynlerinin yatağının altında saklanmış Noel hediyelerini buldu.
- There was nowhere to hide.
- Saklanacak bir yer yoktu.
- Quick, turn off the lamp, I want to hide in the darkness.
- Çabuk, lambayı kapat, karanlıkta saklanmak istiyorum.
- Tom is probably still hiding.
- Tom muhtemelen hâlâ saklanıyor.
- The murderer hid in the mountains.
- Katil dağlarda saklandı.
- I know you're hiding somewhere.
- Bir yerlerde saklandığını biliyorum.
- Layla was hiding in a boat.
- Leyla bir teknede saklanıyordu.
- Tom hid under the covers.
- Tom örtünün altına saklandı.
- Are they hiding?
- Saklanıyorlar mı?
- The kitty is trying to hide from the rain.
- Yavru kedi yağmurdan saklanmaya çalışıyor.
- Sami hid in the back of the truck.
- Sami kamyonun arkasına saklandı.
- I want to hide under a rock.
- Bir kayanın altına saklanmak istiyorum.
- You can't just hide here for the rest of your life.
- Hayatının geriye kalan kısmı için sadece burada saklanamazsın.
- The cat has hidden under the bench.
- Kedi bankın altına saklandı.
- Tom got the key from its secret hiding spot and opened the door.
- Tom anahtarı saklandığı yerden çıkardı ve kapıyı açtı.
- Sami hid in a dense thicket.
- Sami sık bir çalılıkta saklandı.
- Tom has come out of hiding.
- Tom saklandığı yerden çıktı.
- Can you stop hiding in the toilet to play games?
- Oyun oynamak için tuvalete saklanmayı bırakır mısın?
- They're hiding.
- Onlar saklanıyor.
- Tom hid in the mountains because he didn't want to get caught by the police.
- Tom dağlarda saklandı çünkü polise yakalanmak istemiyordu.
- Sami hid in his fortress of solitude.
- Sami yalnızlık kalesinde saklandı.
- Do they have something to hide?
- Saklanacak bir şeyleri var mı?
- I'll show you where we can hide.
- Sana nerede saklanabileceğimizi göstereceğim.
- The cat is hiding under the couch.
- Kedi kanepenin altında saklanıyor.
- Children found Christmas presents hidden under the bed.
- Çocuklar yatağın altına saklanmış Noel hediyeleri buldular.
- Why is he hiding under the table?
- O niçin masanın altına saklanıyor?
- Why is Tom hiding?
- Tom neden saklanıyor?
- Why is Tom hiding from Mary?
- Tom neden Mary'den saklanıyor?
- My cat is hiding under the stove.
- Kedim sobanın altında saklanıyor.
- Tom found Mary hiding in the closet.
- Tom Mary'yi dolapta saklanırken buldu.
- Where did you hide?
- Nereye saklandın?
- He was hiding behind a bush.
- Bir çalının arkasında saklanıyordu.
- Tom hid in Ali's house to escape lynching by the angry Tatoebans.
- Tom, öfkeli Tatoebacıların lincinden kaçmak için Ali'nin evinde saklandı.
- What's Tom hiding for?
- Tom ne için saklanıyor?
- I was hiding.
- Saklanıyordum.
- Why are you hiding from him?
- Neden ondan saklanıyorsun?
- The kitty is trying to hide from the rain.
- Kedicik yağmurdan saklanmaya çalışıyor.
- Tom hid behind the curtain and held his breath.
- Tom perdenin arkasına saklandı ve nefesini tuttu.
- You can't hide forever.
- Sonsuza kadar saklanamazsın.
- There are two cats hiding under her car.
- Onun arabasının altında saklanan iki kedi var.
- You can't keep hiding from the truth.
- Gerçeklerden saklanmaya devam edemezsin.
- I'm hiding from them.
- Ben onlardan saklanıyorum.
- I just want to crawl into a hole and hide.
- Sadece bir deliğe girip saklanmak istiyorum.
- Why did your cats hide under the blanket?
- Neden kedilerin battaniyenin altına saklandılar?
- Let's hide behind the curtain.
- Perdenin arkasına saklanalım.
- Tom hid in Ali's house to escape lynching by the angry Tatoebans.
- Tom, öfkeli Tatoebanlar tarafından linç edilmekten kurtulmak için Ali'nin evinde saklandı.
- You've got to hide.
- Saklanmalısın.
- Tom hid in the cave.
- Tom mağarada saklandı.
- Where have you been hiding?
- Nerede saklanıyordun?
- Are you hiding from Tom?
- Tom'dan mı saklanıyorsun?
- Hide yourself before he comes here!
- O buraya gelmeden saklan!
- I wonder where he is hiding.
- Nerede saklandığını merak ediyorum.
- I love reading the messages hidden inside fortune cookies.
- Fal kurabiyelerinin içine saklanmış mesajları okumayı severim.
- The mouse hid from the cat.
- Fare kediden saklandı.
- We hid from Tom.
- Tom'dan saklandık.
- I'm not hiding from anybody.
- Ben hiç kimseden saklanmıyorum.
- He was hiding in the mountains.
- Dağlarda saklanıyordu.
- He hid in an abandoned building.
- Terk edilmiş bir binada saklandı.
- Mary is hiding inside her blanket fort.
- Mary battaniye kalesinin içinde saklanıyor.
- Tom is hiding somewhere.
- Tom bir yerde saklanıyor.
- Why are we hiding?
- Neden saklanıyoruz?
- I tried to hide.
- Saklanmaya çalıştım.
- I need someplace to hide.
- Saklanacak bir yere ihtiyacım var.
- There's nowhere you can hide.
- Saklanabileceğin hiçbir yer yok.
- The explosives were hidden in a trash bin.
- Patlayıcılar bir çöp kutusuna saklanmıştı.
- Tom was hiding in the woods.
- Tom ormanda saklanıyordu.
- Where has Tom been hiding?
- Tom nerede saklanıyor?
- Could you please help me find a place to hide?
- Saklanacak bir yer bulmama yardım eder misin?
- We weren't hiding.
- Saklanmıyorduk.
- Where should we hide?
- Nerede saklanmalıyım?
- Why did you have to hide from us?
- Neden bizden saklanmak zorundaydın?
- The thieves hid in the woods.
- Hırsızlar ormanda saklandılar.
- They are hiding underground.
- Yeraltında saklanıyorlar.
- The submarine hid in the depths of the ocean.
- Denizaltı, okyanusun derinliklerinde saklandı.
- I'm hiding from them.
- Onlardan saklanıyorum.
- Saddam Hussein had disappeared into hiding.
- Saddam Hüseyin saklanmak için ortadan kayboldu.
- Layla hid in a boat.
- Leyla bir teknede saklandı.
- The police surrounded the place where Tom was hiding.
- Polis, Tom'un saklandığı yeri kuşattı.
- Tom came out from where he was hiding.
- Tom saklandığı yerden çıktı.
- I hid in the closet.
- Dolaba saklandım.
- Tom hid himself behind a large rock.
- Tom büyükçe bir kayanın arkasına saklandı.
- Tom and Mary are hiding.
- Tom ve Mary saklanıyor.
- I had to hide from the police.
- Polisten saklanmak zorundaydım.
- Tom and I hid in the cave together.
- Tom ve ben mağarada birlikte saklandık.
- Now, he's hiding like a mouse.
- Şimdi bir fare gibi saklanıyor.
- Can I hide in here?
- Burada saklanabilir miyim?
- The child was hiding in the box.
- Çocuk kutunun içinde saklanıyordu.
- Who's hiding behind the curtain?
- Perdenin arkasında kim saklanıyor?
- Tom has been hiding in the basement.
- Tom bodrumda saklanıyor.
- Why is Tom hiding from them?
- Tom neden onlardan saklanıyor?
- Tom is hiding in an abandoned building on Park Street.
- Tom, Park Sokağı'nda terk edilmiş bir binada saklanıyor.
- Tom is hiding from the tax collectors.
- Tom vergi tahsildarlarından saklanıyor.
- I can hide everywhere.
- Her yerde saklanabilirim.
- Tell me where you've been hiding.
- Nerede saklandığını söyle.
- We've got to find somewhere to hide.
- Saklanacak bir yer bulmalıyız.
- Refugees hid under the bridge.
- Mülteciler köprünün altına saklandı.
- Tom hid in the closet.
- Tom dolaba saklandı.
- He hid in an abandoned building.
- O, terk edilmiş bir binada saklandı.
- Sami hid there for the night.
- Sami gece orada saklandı.
- Could you please help me find a place to hide?
- Lütfen saklanmak için bir yer bulmama yardım eder misin?
- Run and hide in the mountains.
- Koş ve dağlarda saklan.
- There's nowhere for you to hide.
- Saklanabileceğin bir yer yok.
- What rock have you been hiding under?
- Hangi taşın altında saklanıyordun?
- The cat hid among the branches.
- Kedi dalların arasında saklandı.
- You can't hide from me.
- Benden saklanamazsın.
- Why did your cats hide under the blanket?
- Kedilerin neden battaniyenin altına saklandı?
- The fox hid in the hollow tree.
- Tilki ağaç kovuğuna saklandı.
- Tom is hiding from the tax collectors.
- Tom vergi toplayıcılarından saklanıyor.
- He came out from where he was hiding.
- Saklandığı yerden çıktı.
- The fish is hiding under the rocks.
- Balık kayaların altında saklanıyor.
- Someone is hiding behind the curtain.
- Perdenin arkasında biri saklanıyor.
- There's a secret song hidden on this album.
- Bu albümde saklanmış gizli bir şarkı var.
- I have to hide.
- Saklanmak zorundayım.
- The cat has hidden under the bench.
- Kedi tezgah altına saklandı.
- Tom didn't need to hide.
- Tom'un saklanmaya ihtiyacı yoktu.
- She's hiding under the table.
- Masanın altında saklanıyor.
- Who is hiding behind the curtain?
- Perdenin arkasında kim saklanıyor?
- I suggest you hide.
- Saklanmanı öneririm.
- I don't think that Tom was hiding.
- Tom'un saklandığını sanmıyorum.
- Why does Tom need to hide?
- Tom neden saklanmak istiyor?
- Tom hid in the basement.
- Tom bodrumda saklandı.
- Nothing can be hidden from me.
- Benden bir şey saklanamaz.
- Tom and Mary are hiding in those woods.
- Tom ve Mary şu ormanda saklanıyorlar.
- Tom hid under his bed.
- Tom yatağının altına saklandı.
- There's no place to hide.
- Saklanacak bir yer yok.
- Everybody hide!
- Herkes saklansın!
- The submarine hid in the depths of the ocean.
- Denizaltı okyanusun derinliklerinde saklandı.
- Tom is hiding in the basement.
- Tom bodrumda saklanıyor.
- Tom hid in an abandoned building.
- Tom terk edilmiş bir binaya saklandı.
- He hid under the table.
- Masanın altına saklandı.
- Tom doesn't have to hide.
- Tom'un saklanmasına gerek yok.
- I know where to hide.
- Nereye saklanacağımı biliyorum.
- Can we hide in your basement?
- Senin bodrumunda saklanabilir miyiz?
- The only one who knows where Mary is hiding is Tom.
- Mary'nin nerede saklandığını bilen tek kişi Tom'dur.
- Tom hid behind the curtain.
- Tom perdenin ardında saklandı.
- When he was a kid, Tom liked to hide in the closet.
- Çocukken Tom dolaba saklanmayı severdi.
- Tom was hiding behind the door.
- Tom kapının arkasında saklanıyordu.
- Tom was in the closet, hiding from Mary.
- Tom dolapta Mary'den saklanıyordu.
- Tom has no reason to hide.
- Tom'un saklanmak için bir nedeni yok.
- Tom hid in the stock room.
- Tom depoda saklandı.
- Tom didn't notice Mary hiding in the bushes.
- Tom, Mary'nin çalıların arasında saklandığını fark etmedi.
Show More (434)
|
3 |
hide |
gizlemek |
v. |
|
- The valley was part hidden by the fog.
- Vadinin bir kısmı sisle gizlenmişti.
- She tried hard to hide her disappointment.
- Hayal kırıklığını gizlemek için çok çabalıyordu.
- It is now impossible to hide a certain amount of disappointment that has been felt, at least to date.
- En azından bugüne kadar hissedilen belli bir hayal kırıklığını gizlemek artık mümkün değildir.
- The media screen of achievements that you have put up does not hide the very serious questions appearing on the horizon.
- Ortaya koyduğunuz başarıların medya ekranı, ufukta beliren çok ciddi soruları gizlemiyor.
- Finally, the emphasis on structural and institutional reform should not hide the importance of sound fiscal policies.
- Son olarak, yapısal ve kurumsal reforma yapılan vurgu, sağlam mali politikaların önemini gizlememelidir.
- The Bush administration has never hidden its determination to remove Saddam Hussein by force if necessary.
- Bush yönetimi Saddam Hüseyin'i gerekirse güç kullanarak ortadan kaldırma kararlılığını hiçbir zaman gizlemedi.
- We are dealing with a so-called moderate regime, Egypt, as a way of hiding all our shame and cowardice.
- Tüm utancımızı ve korkaklığımızı gizlemenin bir yolu olarak Mısır gibi sözde ılımlı bir rejimle uğraşıyoruz.
- It is now impossible to hide a certain amount of disappointment that has been felt, at least to date.
- En azından bugüne kadar hissedilen belli bir hayal kırıklığını gizlemek artık mümkün değil.
- I believe that we are engaging in a democratic process which, in truth, hides interests that cannot be denied.
- Gerçekte inkar edilemeyecek çıkarları gizleyen demokratik bir süreç yürüttüğümüze inanıyorum.
- The differences in formulation, however, hide the reality more than highlighting it.
- Ancak formülasyondaki farklılıklar gerçeği vurgulamaktan ziyade gizlemektedir.
- You'd have to be continually hiding that from, you know, even like your local garbage collector.
- Bunu yerel çöp toplayıcınızdan bile sürekli olarak gizlemeniz gerekir.
- That tells me that you're trying hard to hide your numbers.
- Bu da bana rakamlarınızı gizlemek için çok uğraştığınızı gösteriyor.
- Tom was unable to hide his reaction.
- Tom tepkisini gizleyemedi.
- What's Tom got to hide?
- Tom'un gizleyecek neyi var?
- You're not hiding anything, are you?
- Hiçbir şey gizlemiyorsun, değil mi?
- I hid it somewhere.
- Onu bir yere gizledim.
- People often hide their true feelings.
- İnsanlar genellikle gerçek duygularını gizlerler.
- Tom tried to hide his fear.
- Tom korkusunu gizlemeye çalıştı.
- I wonder where Tom hid his key.
- Tom'un anahtarını nereye gizlediğini merak ediyorum.
- She tried to hide her mistake from us.
- O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.
- We can't hide the truth from Tom anymore.
- Gerçeği artık Tom'dan gizleyemeyiz.
- Mary will hide it.
- Mary onu gizleyecek.
- Tom wasn't able to hide his excitement.
- Tom heyecanını gizleyemedi.
- Tom tried to hide his surprise.
- Tom şaşkınlığını gizlemeye çalıştı.
- Mary tried to hide what was really going on.
- Mary, gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştı.
- We often hide our thoughts in front of others.
- Başkalarının önünde düşüncelerimizi sık sık gizleriz.
- Tom tried to hide his excitement.
- Tom heyecanını gizlemeye çalıştı.
- Tom couldn't hide his concern.
- Tom endişesini gizleyemedi.
- Tom and I have nothing to hide.
- Tom ve benim gizleyecek hiçbir şeyimiz yok.
- My brother hides his porn magazines under his mattress.
- Erkek kardeşim yatağının altında porno dergilerini gizler.
- I tried to hide my disappointment.
- Hayal kırıklığımı gizlemeye çalıştım.
- Tom couldn't hide his feelings.
- Tom duygularını gizleyemedi.
- She wears a veil to hide her wounds.
- O, yaralarını gizlemek için bir peçe takar.
- Tom tried to hide his concern.
- Tom endişesini gizlemeye çalıştı.
- I was trying to hide my wrinkles.
- Kırışıklıklarımı gizlemeye çalışıyordum.
- Did you hide it somewhere?
- Onu bir yere gizledin mi?
- Suddenly, the thick clouds hid the sun.
- Aniden, kalın bulutlar güneşi gizledi.
- She tried to hide her feelings.
- Duygularını gizlemeye çalıştı.
- I'm not hiding anything from you.
- Senden hiçbir şey gizlemiyorum.
- I'll hide it somewhere.
- Onu bir yere gizleyeceğim.
- Tom had nothing to hide.
- Tom'un gizleyecek bir şeyi yoktu.
- She tried to hide her anger.
- Öfkesini gizlemeye çalıştı.
- Tom tried in vain to hide his pain.
- Tom acısını gizlemek için boşuna çabaladı.
- There was no way to hide it.
- Onu gizlemenin hiçbir yolu yoktu.
- Tom couldn't hide his disappointment.
- Tom hayal kırıklığını gizleyemedi.
- The clouds have hidden the sun.
- Bulutlar güneşi gizlemiş.
- I know Tom is hiding something.
- Tom'un bir şey gizlediğini biliyorum.
- I think she's hiding something.
- Onun bir şey gizlediğini düşünüyorum.
- Dan didn't even try to hide that feeling.
- Dan o duyguyu gizlemeye bile çalışmadı.
- She wears a veil to hide her wounds.
- Yaralarını gizlemek için peçe takıyor.
- Her hair hid her face.
- Saçları yüzünü gizledi.
- Tom tried to hide his nervousness.
- Tom gerginliğini gizlemeye çalıştı.
- Tom couldn't hide his smile.
- Tom gülümsemesini gizleyemedi.
- Tom knows where I hide my key.
- Anahtarımı nereye gizlediğimi Tom bilir.
- I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.
- Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.
- Let's find somewhere else to hide this.
- Bunu gizlemek için başka bir yer bulalım.
- She tried to hide what was really going on.
- Gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştı.
- Dan helped Linda hide the murder weapon.
- Dan, Linda'nın cinayet silahını gizlemesine yardımcı oldu.
- Tom will hide it.
- Tom bunu gizleyecek.
- Tom tried to hide his addiction.
- Tom bağımlılığını gizlemeye çalıştı.
- What are you trying to hide?
- Ne gizlemeye çalışıyorsun?
- I'm not hiding anything.
- Hiçbir şeyi gizlemiyorum.
- Tom couldn't hide his excitement.
- Tom heyecanını gizleyemedi.
- We couldn't hide our tracks.
- İzlerimizi gizleyemedik.
- They tried to hide what was really going on.
- Gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştılar.
- Let's see what you've been hiding from us.
- Bizden ne gizlediğine bakalım.
- Tom was unable to hide his excitement.
- Tom heyecanını gizleyemedi.
- Tom said he's trying to hide Mary.
- Tom, Mary'yi gizlemeye çalışıyor olduğunu söyledi.
- If you want to hide your face, walk naked.
- Yüzünü gizlemek istiyorsan, çıplak yürü.
- Tom couldn't hide his pain.
- Tom acısını gizleyemedi.
- Tom tried to hide his tears.
- Tom gözyaşlarını gizlemeye çalıştı.
- Tom couldn't find what Mary had hidden.
- Tom Mary'nin gizlediği şeyi bulamadı.
- They hid their faces.
- Yüzlerini gizlediler.
- Tom made no attempt to hide the fact that he was in love with Mary.
- Tom, Mary'ye aşık olduğu gerçeğini gizlemek için hiçbir girişimde bulunmadı.
- He hid his anguish with a smile.
- Acısını bir gülümsemeyle gizledi.
- He tried to hide what was really going on.
- Gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştı.
- He will hide it.
- O bunu gizleyecektir.
- Tom tried to hide his confusion.
- Tom şaşkınlığını gizlemeye çalıştı.
- She tried to hide her excitement.
- Heyecanını gizlemeye çalıştı.
- Mary tried to hide her confusion.
- Mary şaşkınlığını gizlemeye çalıştı.
- He hides his head in the sand, like an ostrich.
- O, bir devekuşu gibi, kafasını kuma gizler.
- Tom tried to hide his smile.
- Tom tebessümünü gizlemeye çalıştı.
- Tom tried to hide his disappointment.
- Tom hayal kırıklığını gizlemeye çalıştı.
- We often hide our thoughts in front of others.
- Biz sık sık başkalarının önünde düşüncelerimizi gizleriz.
- That's something people can hide.
- Bu, insanların gizleyebileceği bir şey.
- How do you know Tom wasn't hiding something?
- Tom'un bir şey gizlemediğini nasıl biliyorsunuz?
- Tom tried to hide his feelings.
- Tom duygularını gizlemeye çalıştı.
- Fadil watched as Dania tried to hide Sofia's body.
- Fadıl, Dania'yı Sofia'nın cesedini gizlemeye çalışırken izledi.
- Tom hid the book under his pillow.
- Tom kitabı yastığının altına gizledi.
- Tom couldn't hide his frustration.
- Tom hayal kırıklığını gizleyemedi.
- Tom could no longer hide his fear.
- Tom artık korkusunu gizleyemiyordu.
- A tall tree hid his house from our view.
- Uzun bir ağaç evini görüş alanımızdan gizledi.
- Tom couldn't hide his anger.
- Tom öfkesini gizleyemedi.
- Why did you have to hide from us?
- Neden bizden gizlemek zorunda kaldın?
- The clouds hid the sun for a while.
- Bulutlar bir süreliğine güneşi gizledi.
- Tom does that to hide his insecurity.
- Tom bunu güvensizliğini gizlemek için yapıyor.
- She tried to hide her tears.
- Gözyaşlarını gizlemeye çalıştı.
- He couldn't think where to hide it.
- Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.
- Tom wanted to hide the money from his ex-wife.
- Tom parayı eski karısından gizlemek istedi.
- The clouds have hidden the sun.
- Bulutlar güneşi gizledi.
- Tom tried to hide his annoyance.
- Tom kızgınlığını gizlemeye çalıştı.
- I can't hide my feelings from Tom any longer.
- Ben artık Tom'dan duygularımı gizleyemem.
- Tom's got nothing to hide.
- Tom'un gizleyecek bir şeyi yok.
- He hid his ugly face.
- O, çirkin yüzünü gizledi.
- Tom kept his hat on to hide his baldness.
- Tom kelliğini gizlemek için şapkasını çıkarmadı.
- Mary couldn't hide her smile.
- Mary gülümsemesini gizleyemedi.
- My brother hides his porn magazines under his mattress.
- Erkek kardeşim porno dergilerini yatağının altında gizliyor.
- Sami hid the gun.
- Sami silahı gizledi.
- Don't hide your face.
- Yüzünü gizleme.
- He has become expert in hiding his true feeling.
- Gerçek duygularını gizleme konusunda uzmanlaştı.
- There's no need to hide.
- Gizlemeye gerek yok.
- Tom did his best to hide his disappointment.
- Tom hayal kırıklığını gizlemek için elinden geleni yaptı.
- We'll hide it.
- Onu gizleyeceğiz.
- I hid myself behind the door.
- Kendimi kapının arkasına gizledim.
- You didn't have to hide from me.
- Benden gizlemek zorunda değilsin.
- Let's not hide it.
- Bunu gizlemeyelim.
- They tried to hide their xenophobia.
- Yabancı düşmanlıklarını gizlemeye çalıştılar.
- Hide that book.
- O kitabı gizle.
- Tom hides a lot of things from his wife.
- Tom eşinden çok şey gizler.
Show More (116)
|
4 |
hide |
gizlenmek |
v. |
|
- The devil is trying to hide in the detail here.
- Şeytan burada ayrıntıda gizlenmeye çalışıyor.
- One day the truth won't be hiding as it is now.
- Bir gün hakikat şimdi olduğu gibi gizleniyor olmayacak.
- I suggest you hide.
- Gizlenmeni öneriyorum.
- Tom didn't have to hide.
- Tom gizlenmek zorunda değildi.
- Tell me where you've been hiding.
- Bana nereye gizlendiğini söyle.
- Don't hide under the bed.
- Yatağın altında gizlenme.
- I tried to hide.
- Gizlenmeye çalıştım.
- You can't hide from me forever.
- Benden sonsuza kadar gizlenemezsin.
- We must hide!
- Gizlenmeliyiz!
- I hid myself in the closet.
- Dolaba gizlendim.
- We weren't hiding.
- Gizlenmiyorduk.
- Can I hide in here?
- Burada gizlenebilir miyim?
- I'm hiding in Japan.
- Japonya'da gizleniyorum.
- We need to find a safe place to hide.
- Gizlenmek için güvenli bir yer bulmamız gerek.
- She's hiding in the closet.
- O, dolapta gizleniyor.
- You can run, but you can't hide.
- Sen kaçabilirsin ama gizlenemezsin.
- Tom hid in the bushes.
- Tom çalıların içine gizlendi.
- Why should they hide?
- Onlar neden gizlenmeli?
- Can we hide in your basement?
- Sizin bodrumda gizlenebilir miyiz?
- Why does Tom need to hide?
- Tom neden gizlenmeli?
- Hiding from the police, Dima spent the night in a dumpster.
- Polisten gizlenerek, Dima geceyi bir çöplükte geçirdi.
- I tried to hide.
- Gizlenmeyi denedim.
- Sami hid here.
- Sami burada gizlendi.
- He hid in a barrel.
- Bir fıçının içinde gizlendi.
- Why is she hiding?
- O niçin gizleniyor?
- Did you know there was a secret passage hidden behind the bookcase?
- Kitaplığın arkasında gizlenmiş gizli bir geçit olduğunu biliyor muydunuz?
- He was hiding behind a bush.
- Bir çalının arkasında gizleniyordu.
- Tom has no reason to hide.
- Tom'un gizlenmek için hiçbir nedeni yok.
- You can't keep hiding from me, Tom.
- Benden gizlenmeye devam edemezsin, Tom.
- We don't have to hide.
- Gizlenmek zorunda değiliz.
Show More (27)
|
5 |
hide |
post |
n. |
|
- This jacket is made of cowhide leather.
- Bu ceket sığır postundan alınan deriden yapılmıştır.
- Thanks for saving my hide.
- Benim postumu kurtardığın için teşekkürler.
- Yanni was wearing a cow hide.
- Yanni bir inek postu giyiyordu.
Show More (0)
|
6 |
hide |
kendini gizlemek |
v. |
|
- Hide yourself before he comes here!
- O buraya gelmeden önce kendini gizle!
- Cockroaches hide themselves during the day.
- Hamam böcekleri gün boyunca kendilerini gizler.
Show More (-1)
|
7 |
hide |
barınak |
n. |
|
- They installed a new bird hide by the lake.
- Göl kenarına yeni bir kuş barınağı kurdular.
Show More (-2)
|
8 |
hide |
örtmek |
v. |
|
- Those trees hide the landscape.
- Şu ağaçlar manzarayı örtüyor.
Show More (-2)
|