openness - English Turkish Sentences
English Turkish
openness açıklık n.
  • Mrs. Dankworth has no openness to the recent cultural changes.
  • Bayan Dankworth, son dönemdeki kültürel değişimlere karşı hiç açık değil.
  • The global trend today is towards more openness, freedom, democracy and respect for human rights.
  • Günümüzde küresel eğilim daha fazla açıklık, özgürlük, demokrasi ve insan haklarına saygı yönündedir.
  • Secondly, to secure improvements we need transparency and openness.
  • İkinci olarak, gelişmeleri güvence altına almak için şeffaflık ve açıklığa ihtiyacımız var.
Show More (60)
openness açık sözlülük n.
  • Gloria's openness to talk about any problem builds sincere relationships.
  • Gloria'nın her türlü sorun hakkında açık sözlülüğü samimi ilişkiler kurmasını sağlıyor.
Show More (-2)
openness uçsuz bucaksızlık n.
  • During the cruise, they enjoyed the openness of valley.
  • Yolculuk sırasında vadinin uçsuz bucaksızlığının keyfini çıkardılar.
Show More (-2)