| 1 |
thread |
iplik |
n. |
|
- She anxiously pulled on the thread of her sweater, not noticing what she was doing.
- Ne yaptığını fark etmeden endişeyle kazağının ipliğini çekiştirdi.
- His life is hanging by a thread.
- Hayatı pamuk ipliğine bağlı.
- Have you got needle and thread?
- İğne ve ipliğin var mı?
- My grandma stooped down and picked up a needle and thread.
- Büyükannem eğildi ve eline bir iğne iplik aldı.
- Your job is hanging by a thread.
- Senin işin bir pamuk ipliğine bağlı.
- Please give me a spool of white thread.
- Lütfen bana bir makara beyaz iplik ver.
- She sews with a needle and thread.
- İğne ve iplikle dikiş dikiyor.
- Which is better, red thread or white thread?
- Hangisi daha iyi, kırmızı iplik mi beyaz iplik mi?
- Do you have needle and thread?
- İğne ve ipliğin var mı?
- This thread is thinner than a human hair.
- Bu iplik insan saçından daha incedir.
- Don't you have a needle and some thread?
- Bir iğne ve biraz ipliğin yok mu?
- My grandma bent over to pick up a needle and thread.
- Büyükannem bir iğne ve iplik almak için eğildi.
- She sews with a needle and thread.
- O bir iğne ve iplik ile dikiş diker.
- Which is better, red thread or white thread?
- Hangisi daha iyi, kırmızı iplik mi yoksa beyaz iplik mi?
- This thread is thinner than a human hair.
- Bu iplik insan saçından daha ince.
- Your job is hanging by a thread.
- İşin pamuk ipliğine bağlı.
- My grandma stooped down and picked up a needle and thread.
- Babaannem eğildi ve bir iğne ve iplik aldı.
- Have you got needle and thread?
- İğne ipliğin var mı?
- My grandma bent over to pick up a needle and thread.
- Babaannem bir iğne ve iplik almak için eğildi.
- There's no red thread.
- Kırmızı iplik yok.
- Don't you have a needle and some thread?
- İğneniz ve ipliğiniz yok mu?
Show More (18)
|
| 2 |
thread |
iplik geçirmek (iğneye) |
v. |
|
- I'm trying to thread a needle so that I can mend these pants.
- Bu pantolonu tamir edebilmek için iğneye iplik geçirmeye çalışıyorum.
- I don't like sewing because I can't thread the needle.
- İğneye iplik geçiremediğim için dikiş dikmeyi sevmiyorum.
- Let me thread the needle for you.
- Senin için iğneye iplik geçireyim.
- I don't like sewing because I can't thread the needle.
- Dikiş dikmeyi sevmiyorum çünkü iğneye iplik geçiremiyorum.
Show More (1)
|
| 3 |
thread |
konu |
n. |
|
- If a thread like this already exists somewhere, my apologies.
- Eğer başka yerde benzer bir konu varsa, özür diliyorum.
- This thread isn't good.
- Bu konu iyi değil.
- I started this thread.
- Bu konuyu ben başlattım.
Show More (0)
|
| 4 |
thread |
ip |
n. |
|
- The threads got tangled.
- İpler birbirine dolandı.
- The threads got tangled.
- İpler karıştı.
Show More (-1)
|
| 5 |
thread |
tema |
n. |
|
- The thread running through this report was the theme of gender and equality.
- Bu raporun ana teması toplumsal cinsiyet ve eşitlik olmuştur.
Show More (-2)
|
| 6 |
thread |
yiv |
n. |
|
- It's useless to twist a screw with the stripped thread; you'll have to file it first.
- Yivi sıyrılmış bir vidayı döndürmek işe yaramaz; önce eğelemeniz gerekir.
Show More (-2)
|
| 7 |
thread |
ışın |
n. |
|
- A small thread of light appeared on the curtains as the sun came up.
- Güneş doğarken perdelerde küçük bir ışık ışıını belirdi.
Show More (-2)
|
| 8 |
thread |
mesaj |
n. |
|
- She was reposting a quote she found in a different thread on Twitter.
- Twitter'da farklı bir paylaşım dizisinde bulduğu bir mesajı yeniden paylaşıyordu.
Show More (-2)
|
| 9 |
thread |
ipucu |
n. |
|
- The next Convention must take up the loose threads that have been left dangling.
- Bir sonraki Konvansiyon, havada kalan ipuçlarını ele almalıdır.
Show More (-2)
|
| 10 |
thread |
geçirmek |
v. |
|
- Let me thread the needle for you.
- Senin için iğneyi geçireyim.
Show More (-2)
|
| 11 |
thread |
başlık |
n. |
|
- This thread isn't good.
- Bu başlık iyi değil.
Show More (-2)
|
| 12 |
thread |
akış |
n. |
|
- He seems to have lost the thread of the story.
- Hikayenin akışını kaybetmiş gibi görünüyor.
Show More (-2)
|
