warm - English Turkish Sentences
English Turkish
warm sıcak adj.
  • There will always be a warm welcome for you from us in Parliament.
  • Parlamento'da sizi her zaman sıcak bir şekilde karşılayacağız.
  • I wish to extend to them a very warm welcome on behalf of this House.
  • Bu Meclis adına kendilerine çok sıcak bir karşılama sunmak istiyorum.
  • That is why I do not warm to this document.
  • Bu yüzden bu belgeye sıcak bakmıyorum.
Show More (50)
warm içten adj.
  • I should like to offer my warmest thanks for your suggestion.
  • Öneriniz için en içten teşekkürlerimi sunmak isterim.
  • I would like to extend a warm thank you to the rapporteur for his report.
  • Raportöre de raporu için içtenlikle teşekkür etmek isterim.
  • Mr Sjöstedt's report therefore receives my warm support.
  • Bu nedenle Sayın Sjöstedt'in raporunu içtenlikle destekliyorum.
Show More (21)
warm ısınmak v.
  • So that we might remember what we are dealing with, I will reiterate a few facts about climatic warming.
  • Ne ile karşı karşıya olduğumuzu hatırlayabilmemiz için iklimsel ısınma ile ilgili birkaç gerçeği tekrarlayacağım.
  • Feeling cold in the legs causes discomfort and the desire to immediately warm.
  • Bacaklarda üşüme hissi duymak rahatsızlığa ve hemen ısınma isteğine neden olur.
  • Feeling cold in the legs causes discomfort and the desire to immediately warm.
  • Bacaklarda üşüme hissi rahatsızlığa ve hemen ısınma isteğine neden olur.
Show More (7)
warm ılık adj.
  • Drinking warm milk should help you sleep.
  • Ilık süt içmek uyumana yardımcı olacaktır.
  • I like my soup to be warm, not hot.
  • Çorbamın sıcak değil, ılık olmasını isterim.
  • Drinking warm milk makes me sleepy.
  • Ilık süt içmek beni beni uyutuyor.
Show More (5)
warm sıcak tutan adj.
  • He was not wearing a warm coat.
  • Sıcak tutan bir palto giymiyordu.
  • Tom suggested wearing warm clothes.
  • Tom sıcak tutan giysiler giymeyi önerdi.
Show More (-1)
warm ısıtmak v.
  • He warmed himself at the stove.
  • O, sobada kendini ısıttı.
  • She blew on her hands to warm them.
  • Isıtmak için ellerine üfledi.
Show More (-1)
warm samimi adj.
  • I just want someone nice and warm like you guys.
  • Tam da sizin gibi hoş ve samimi birini istiyorum.
Show More (-2)