|
- If you wish to ask me about the subject, you can call me.
- Konuyla ilgili soru sormak isterseniz beni arayabilirsiniz.
- We wish to see results on these points before we agree to 500 new posts.
- Yeni 500 kadroyu kabul etmeden önce bu noktalara ilişkin sonuçları görmek istiyoruz.
- In my speech, I wish to concentrate on employment strategy.
- Konuşmamda istihdam stratejisi üzerinde yoğunlaşmak istiyorum.
- This is the context in which I wish to place this debate.
- Bu tartışmayı bu bağlama oturtmak istiyorum.
- I just wish to make a point of order.
- Bir hususu belirtmek istiyorum.
- We wish to have your opinion on this communication and, in particular, the objectives proposed.
- Bu bildirim ve özellikle de önerilen hedefler hakkında görüşlerinizi almak istiyoruz.
- We are looking forward to your answer, after voting time, if you prefer, because I imagine all the Members wish to vote.
- Cevabınızı, isterseniz oylama saatinden sonra bekliyoruz çünkü tüm Üyelerin oy kullanmak istediğini tahmin ediyorum.
- The Commission wishes to explore new ways of promoting peace and development in the southern Caucasus.
- Komisyon, Güney Kafkasya'da barış ve kalkınmayı teşvik etmenin yeni yollarını araştırmak istemektedir.
- If the President-in-Office of the Council wishes to reply to you in some way, I have no objection.
- Eğer Konsey Dönem Başkanı size bir şekilde cevap vermek isterse buna bir itirazım olmaz.
- I wish to close with a few words about Turkey.
- Türkiye hakkında birkaç kelime ile kapatmak istiyorum.
- In any case, I wish to thank Parliament for its very effective and helpful contribution.
- Her halükarda, Parlamento'ya çok etkili ve yararlı katkıları için teşekkür etmek istiyorum.
- I wish, furthermore, to turn our attention to the financing of Euronews.
- Ayrıca dikkatimizi Euronews'in finansmanına çevirmek istiyorum.
- The proposers of Amendment No 1 wish to remove a number of these actors, which is something I do not understand.
- Değişiklik No 1'i teklif edenler bu aktörlerden bazılarını ortadan kaldırmak istiyorlar ki ben bunu anlamıyorum.
- In my speech, I wish to concentrate on employment strategy.
- Konuşmamda, istihdam stratejisi üzerinde yoğunlaşmak istiyorum.
- Those German colleagues who wished to attend any part of the visit were free to do so.
- Ziyaretin herhangi bir bölümüne katılmak isteyen Alman meslektaşlarımız bunu yapmakta serbestti.
- We wish to support the Afghan people in their efforts to secure peaceful development.
- Afgan halkını barışçıl kalkınmayı güvence altına alma çabalarında desteklemek istiyoruz.
- This is a responsibility that I cannot and do not wish to assume.
- Bu benim üstlenemeyeceğim ve üstlenmek istemediğim bir sorumluluktur.
- Nevertheless, I wish to strike a note of realism.
- Bununla birlikte, gerçekçi bir not düşmek istiyorum.
- This Parliament wishes to introduce competition into the rail sector and has voted for that by a majority.
- Bu Parlamento demiryolu sektörüne rekabet getirmek istemektedir ve çoğunluk da bu yönde oy kullanmıştır.
- First of all I wish to thank the Parliament for its invitation to this debate today.
- Her şeyden önce Parlamento'ya bugün bu tartışmaya davet ettiği için teşekkür etmek istiyorum.
- I wish to thank you for your support for the Commission's reforms as a whole, which you have reiterated here today.
- Komisyonun reformlarına bir bütün olarak verdiğiniz ve bugün burada yinelediğiniz destek için teşekkür etmek isterim.
- It falls to each State to give power to its regions if it wishes to do so.
- Eğer isterse bölgelerine yetki vermek de her Devlete düşer.
- It goes without saying that the members of my group wish to pay their respects to each and every one of the victims.
- Grubumun üyelerinin kurbanların her birine saygılarını sunmak istediklerini söylemeye gerek yok.
- I also wish, of course, to thank the Commission for its proposal.
- Elbette Komisyon'a da önerisi için teşekkür etmek isterim.
- If we wish to retain their support for improved animal welfare then we must also respect their interests.
- Hayvan refahının iyileştirilmesi için desteklerini korumak istiyorsak onların çıkarlarına da saygı göstermeliyiz.
- Last of all, I wish to refer to one matter that was not mentioned.
- Son olarak değinilmeyen bir hususa değinmek istiyorum.
- That does not, however, necessarily include ongoing prophylactic vaccination, to which I wish to express my opposition.
- Ancak bu, karşı olduğumu ifade etmek istediğim sürekli profilaktik aşılamayı da içermek zorunda değildir.
- I wish to contest their admissibility on a purely legal basis.
- Bunların kabul edilebilirliğine tamamen hukuki bir temelde itiraz etmek istiyorum.
- We do not wish to support such a development.
- Böyle bir gelişmeyi desteklemek istemiyoruz.
- I do not wish to criticise the presidency for the fact that the summit ended up being held in Brussels.
- Zirvenin Brüksel'de yapılmasından dolayı dönem başkanlığını eleştirmek istemiyorum.
- This is an aspiration with which I wish to associate myself.
- Bu, kendimi ilişkilendirmek istediğim bir istektir.
- That is not something I wish to see.
- Bu benim görmek istediğim bir şey değil.
- Lastly, the issue of human rights is still a matter of huge concern if we wish to deepen cooperation with China.
- Son olarak, Çin ile işbirliğini derinleştirmek istiyorsak insan hakları meselesi hala büyük bir endişe kaynağıdır.
- Financial journalists are free to write whatever they wish.
- Finans gazetecileri istediklerini yazmakta özgürdürler.
- Our group also wishes to draw attention to a new raft of preventive measures.
- Grubumuz ayrıca yeni bir dizi önleyici tedbire de dikkat çekmek istemektedir.
- We therefore wish to express our solidarity with workers who are directly or indirectly affected.
- Bu nedenle, doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenen işçilerle dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek isteriz.
- There are things that remain to be done, and it is for Turkey to decide whether it wishes to continue.
- Yapılması gerekenler var ve devam etmek isteyip istemediğine karar vermek Türkiye'ye düşüyor.
- Of course every Member is allowed to vote as they so wish.
- Tabii ki her Üye istediği gibi oy kullanabilir.
- We must demonstrably treat others as we wish our own citizens to be treated.
- Kendi vatandaşlarımıza nasıl davranılmasını istiyorsak başkalarına da öyle davranmalıyız.
- In that context, I wish to make three remarks.
- Bu bağlamda üç noktaya değinmek istiyorum.
- I wish to make reference to the great challenges before us, which have just been described.
- Önümüzde duran ve az önce tarif edilen büyük zorluklara atıfta bulunmak istiyorum.
- I wish to highlight only one of these, if I may, which is the issue of birth control and the world's population.
- İzin verirseniz bunlardan sadece bir tanesinin altını çizmek istiyorum, o da doğum kontrolü ve dünya nüfusu meselesidir.
- I have taken a number, but many more colleagues wish to speak.
- Ben bir sayı aldım ama daha pek çok meslektaşım konuşmak istiyor.
- As you know, if the Commission President wishes to add anything else, we will of course be happy to agree to that.
- Bildiğiniz gibi Komisyon Başkanı başka bir şey eklemek isterse elbette bunu kabul etmekten memnuniyet duyarız.
- We therefore wish to express our solidarity with workers who are directly or indirectly affected.
- Bu nedenle doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenen işçilerle dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek isteriz.
- I wish first of all to express my surprise at the question asked by the President-in-Office of the Council.
- Her şeyden önce Konsey Dönem Başkanı tarafından sorulan soru karşısında şaşkınlığımı ifade etmek isterim.
- The French proposal refers only to judges in the criminal law field who wish to receive such training.
- Fransız önerisi sadece ceza hukuku alanında bu eğitimi almak isteyen hakimlere atıfta bulunmaktadır.
- She wishes to ensure a minimum sum of EUR 21 million for this programme.
- Bu program için asgari 21 milyon Euro'luk bir meblağın sağlanmasını istiyor.
- I wish to thank both the rapporteur and the Commission in particular very much for this.
- Bunun için hem raportöre hem de Komisyon'a özellikle çok teşekkür etmek istiyorum.
- And if they wish they can also import rice for their own use.
- Ve eğer isterlerse kendi kullanımları için pirinç de ithal edebilirler.
- Speaking as a woman, though, I wish to be judged by my achievements rather than by my gender.
- Bir kadın olarak konuşacak olursam, cinsiyetimden ziyade başarılarımla değerlendirilmek istiyorum.
- Colleagues may thus, during that debate, make some points on this matter if they wish.
- Dolayısıyla, meslektaşlarım bu tartışma sırasında isterlerse bu konuda bazı noktalara değinebilirler.
- Someone has known about the scandal for a very long time, and someone has wished to conceal it.
- Birileri bu skandalı çok uzun zamandır biliyor ve birileri de bunu gizlemek istiyor.
- I have taken a number, but many more colleagues wish to speak.
- Bir numara aldım, ancak daha birçok meslektaşım konuşmak istiyor.
- The draft resolution is unbalanced and does not say what the European public wishes to hear.
- Karar taslağı dengesizdir ve Avrupa kamuoyunun duymak istediklerini söylememektedir.
- Mr President, I wish to make a personal statement.
- Sayın Başkan, kişisel bir açıklama yapmak istiyorum.
- The political option that I wish to reiterate here is of a different nature.
- Burada tekrarlamak istediğim siyasi seçenek ise farklı bir nitelik taşımaktadır.
- If you wish to apply qualitative criteria it is not enough to focus solely on one single company.
- Niteliksel kriterler uygulamak istiyorsanız sadece tek bir şirkete odaklanmak yeterli değildir.
- I do not wish to remind anyone of the case of nitrophenol.
- Kimseye nitrofenol vakasını hatırlatmak istemiyorum.
- Almost all ordinary citizens of Israel wish to live in peace in their own country.
- İsrail'in sıradan vatandaşlarının neredeyse tamamı kendi ülkelerinde barış içinde yaşamak istemektedir.
- Fourthly, we wish to deal with the Council in terms of foreign policy and security.
- Dördüncü olarak, Konsey ile dış politika ve güvenlik açısından ilgilenmek istiyoruz.
- I wish to thank them because transatlantic relations are currently going through a very difficult phase.
- Kendilerine teşekkür etmek istiyorum çünkü transatlantik ilişkiler şu anda çok zor bir dönemden geçiyor.
- They all wish to take their place, their rightful place in this common Chamber.
- Hepsi de bu ortak Oda'da hak ettikleri yeri almak istiyorlar.
- My Group wishes to stress that this should be a normal part of the procedure.
- Grubum bunun prosedürün normal bir parçası olması gerektiğini vurgulamak istiyor.
- It is on the last proposal that I primarily wish to speak.
- Öncelikle son teklif hakkında konuşmak istiyorum.
- Is there, however, a wish to see one's country occupied by foreign troops in the process?
- Ancak bu süreçte ülkesinin yabancı askerler tarafından işgal edildiğini görmek de istenir mi?
- We do however wish to speak out against the conditions of this enlargement on the cheap.
- Bununla birlikte, bu ucuz genişlemenin koşullarına karşı sesimizi yükseltmek istiyoruz.
- I wish to ask whether you will be adopting initiatives to achieve this?
- Bunu başarmak için girişimlerde bulunup bulunmayacağınızı sormak istiyorum.
- I wish to work with them rather than against them and hope that you share this view.
- Onlara karşı değil, onlarla birlikte çalışmak istiyorum ve sizin de bu görüşü paylaştığınızı umuyorum.
- I simply wish to make a point of order.
- Sadece bir hususu belirtmek istiyorum.
- A large number of people wish to speak.
- Çok sayıda insan konuşmak istiyor.
- To be more precise, this report is about the direction Parliament wishes to go in.
- Daha açık olmak gerekirse, bu rapor Parlamentonun gitmek istediği yönle ilgilidir.
- We must comply with what the protocol requires of us, but we may, according to the protocol, go further if we wish.
- Protokolün bizden istediklerine uymak zorundayız, ancak protokole göre istersek daha ileri gidebiliriz.
- Having been elected, politicians should be free to associate in any combinations they wish.
- Seçildikten sonra siyasetçiler istedikleri kombinasyonlarda bir araya gelmekte özgür olmalıdır.
- I wish to mention something that has happened here.
- Burada olan bir şeyden bahsetmek istiyorum.
- I wish to begin with a point of order.
- Öncelikle bir konuya değinmek istiyorum.
- Secondly, I also wish to express our serious concern about the disbursement of funds from the Structural Funds.
- İkinci olarak, Yapısal Fonlardan sağlanan fonların kullanımına ilişkin ciddi endişelerimizi de ifade etmek istiyorum.
- All these reasons may explain why consumers wish to choose something other than GM products.
- Tüm bu nedenler tüketicilerin neden GDO'lu ürünler dışında bir ürün tercih etmek istediklerini açıklayabilir.
- In these thanks I wish to include your colleagues.
- Bu teşekkürlerime meslektaşlarınızı da dahil etmek istiyorum.
- I wish now to pay tribute to the fine work done by the Committee on Women's Rights and Equal Opportunities.
- Şimdi Kadın Hakları ve Fırsat Eşitliği Komitesi tarafından yapılan güzel çalışmaları takdirle anmak istiyorum.
- I do not wish to make an explanation of the vote.
- Oylamaya ilişkin bir açıklama yapmak istemiyorum.
- This needs to be weighed in the balance if we wish to succeed.
- Eğer başarılı olmak istiyorsak bunun bir terazide tartılması gerekiyor.
- I do not wish to do so however without first thanking my fellow Members.
- Ancak bunu, öncelikle Üye arkadaşlarıma teşekkür etmeden yapmak istemiyorum.
- We wish to see regions receiving more support the closer they are to the 75% threshold.
- Bölgelerin %75 eşiğine yaklaştıkça daha fazla destek aldığını görmek istiyoruz.
- If we wish to tackle the problems of the Baltic region for the future, we can simply do it together.
- Baltık bölgesinin geleceğe yönelik sorunlarının üstesinden gelmek istiyorsak, bunu ancak birlikte yapabiliriz.
- This is an inviolable right if we wish to face up to the reality and resolve conflicts in a harmonious manner.
- Eğer gerçeklerle yüzleşmek ve anlaşmazlıkları uyumlu bir şekilde çözmek istiyorsak bu dokunulmaz bir haktır.
- I wish to raise a point about yet another problem with the travel office in Strasbourg.
- Strazburg'daki seyahat ofisi ile ilgili bir başka soruna dikkat çekmek istiyorum.
- As a separate issue, I wish to stress the importance of language.
- Ayrı bir konu olarak, dilin önemini vurgulamak istiyorum.
- Let us talk about this large majority whom we wish to make Europe-minded and not frightened of Europe.
- Avrupa'dan korkan değil, Avrupa'yı düşünen insanlar haline getirmek istediğimiz bu büyük çoğunluktan bahsedelim.
- I also wish to thank the rapporteur on his work for a new organisation of the market.
- Ayrıca raportöre, piyasanın yeni bir şekilde düzenlenmesine yönelik çalışmalarından dolayı teşekkür etmek istiyorum.
- It goes without saying that the members of my group wish to pay their respects to each and every one of the victims.
- Grubumun üyelerinin kurbanların her birine saygılarını sunmak istediğini söylemeye gerek yok.
- Firstly, I wish to raise the matter of Russia's change of strategy.
- İlk olarak, Rusya'nın strateji değişikliği konusunu gündeme getirmek istiyorum.
- Allow me to point out that I am conscious of the fact that the Council wishes to see a still greater margin.
- Konsey'in daha da büyük bir marj görmek istediğinin bilincinde olduğumu belirtmeme izin verin.
- We wish not to impose but to persuade.
- Biz empoze etmek değil ikna etmek istiyoruz.
- Does any Member wish to speak in favour of keeping this item?
- Bu maddenin kalması lehinde konuşmak isteyen üye var mı?
- I wish to begin by paying tribute to the speed and quality of Parliament's work.
- Parlamento'nun çalışma hızını ve kalitesini takdir ederek başlamak istiyorum.
- I wish to say a few brief words, just to clarify something.
- Bir şeyi açıklığa kavuşturmak için birkaç kısa söz söylemek istiyorum.
- I wish to come back to a more basic problem.
- Daha temel bir soruna dönmek istiyorum.
- This is something we also wish to see as a result of this work.
- Bu, bizim de bu çalışmanın sonucunda görmek istediğimiz bir şeydir.
- At the same time, we wish to draw attention to education.
- Aynı zamanda eğitime de dikkat çekmek istiyoruz.
- I just wish to clarify a couple of points.
- Sadece birkaç noktayı açıklığa kavuşturmak istiyorum.
- It is open to any Member to pose any question they wish in respect of the time that is now available for debate.
- Şu anda tartışmaya açık olan süreyle ilgili olarak herhangi bir Üye istediği soruyu yöneltebilir.
- Nevertheless, I wish to make three points, which are also questions to the Commission.
- Bununla birlikte Komisyona da soru niteliğinde olan üç noktaya değinmek istiyorum.
- If colleagues wish to discuss this issue they could raise it at the Conference of Presidents on Thursday.
- Eğer meslektaşlarımız bu konuyu tartışmak isterlerse Perşembe günü Başkanlar Konferansında gündeme getirebilirler.
- However, I wish nonetheless to highlight the problem that exists with open coordination, namely the democratic deficit.
- Bununla birlikte, yine de açık koordinasyonda var olan sorunu, yani demokratik açığı vurgulamak istiyorum.
- There is the difficult issue of ethics which I do not wish to tackle, as this is an area of concern for us.
- Bizim için endişe verici bir alan olduğu için ele almak istemediğim zor bir etik meselesi var.
- My second point concerns a request that I wish to make in the field of regional policy.
- İkinci husus, bölgesel politika alanında yapmak istediğim bir taleple ilgilidir.
- It is astonishing that the Commission should now wish to put a stop to this.
- Komisyon'un şimdi bunu durdurmak istemesi hayret vericidir.
- We wish to return the directive to the Commission for them to do that assessment.
- Bu değerlendirmeyi yapmaları için yönergeyi Komisyon'a iade etmek istiyoruz.
- Saying that it must not cost anything is tantamount to not wishing wholeheartedly to get this mammoth project under way.
- Hiçbir maliyeti olmaması gerektiğini söylemek, bu devasa projenin hayata geçirilmesini gönülden istememekle eşdeğerdir.
- I also wish to mention that the EU cannot shoulder this burden alone.
- Ayrıca AB'nin bu yükü tek başına omuzlayamayacağını da belirtmek isterim.
- Firstly, I wish to raise the matter of Russia's change of strategy.
- İlk olarak Rusya'nın strateji değişikliği konusunu gündeme getirmek istiyorum.
- Anyone wishing to take part must have the opportunity to do so.
- Katılmak isteyen herkes bunu yapma fırsatına sahip olmalıdır.
- First of all, I wish to apologise, on behalf of Parliament, that the debates have been somewhat protracted.
- Her şeyden önce, Parlamento adına, tartışmaların biraz uzamış olmasından dolayı özür dilemek istiyorum.
- We wish to increase the Court of Auditors' access to information from the European Investment Bank.
- Sayıştay'ın Avrupa Yatırım Bankası'ndan gelen bilgilere erişimini arttırmak istiyoruz.
- Turkey wishes to have its own models for society and democracy.
- Türkiye kendi toplum ve demokrasi modellerine sahip olmak istiyor.
- I wish to speak about own resources.
- Öz kaynaklar hakkında konuşmak istiyorum.
- This report also proposes to increase the retirement age for workers who wish to remain active.
- Bu rapor aynı zamanda aktif kalmak isteyen çalışanlar için emeklilik yaşının yükseltilmesini de önermektedir.
- If he then wishes to take up that matter he is free to do so.
- Daha sonra bu konuyu ele almak isterse bunu yapmakta serbesttir.
- If they wish to wage war on regimes which do not respect the United Nations' resolutions, they must wage war on Israel.
- Birleşmiş Milletler kararlarına saygı göstermeyen rejimlere savaş açmak istiyorlarsa, İsrail'e savaş açmalıdırlar.
- And do the Council and the Commission, along with the Bush administration, really wish to face up to this wish?
- Ve konsey ve Komisyon, Bush yönetimi ile birlikte, gerçekten bu istekle yüzleşmek istiyorlar mı?
- Those who wish to force this Constitution upon the peoples of Europe should pause for thought.
- Bu Anayasayı Avrupa halklarına zorla kabul ettirmek isteyenler durup düşünmelidir.
- I do not wish to run the risk of indigestion before lunch today.
- Bugün öğle yemeğinden önce hazımsızlık riski yaşamak istemiyorum.
- This is the message that the European Parliament wishes to send to the Council and to the Member States.
- Avrupa Parlamentosu'nun Konsey'e ve Üye Devletlere göndermek istediği mesaj budur.
- I wish to begin by taking this opportunity to congratulate the rapporteur on this report.
- Bu vesileyle raportörü bu rapordan dolayı tebrik ederek başlamak istiyorum.
- I also wish to thank colleagues here tonight from the various committees involved.
- Bu akşam burada bulunan çeşitli komitelerdeki meslektaşlarıma da teşekkür etmek istiyorum.
- I wish to return to a subject I raised in the debates yesterday.
- Dünkü tartışmalarda gündeme getirdiğim bir konuya geri dönmek istiyorum.
- I essentially wish to confine my remarks to the 90-head limit.
- Ben esasen görüşlerimi 90 baş sınırıyla sınırlandırmak istiyorum.
- If you tell us today how you wish to proceed, you will be doing us a great service.
- Bugün bize nasıl ilerlemek istediğinizi söylerseniz, bize büyük bir hizmette bulunmuş olursunuz.
- I certainly do not wish to be difficult.
- Kesinlikle zorluk çıkarmak istemem.
- These speeches are available to all Members who wish to refer to them.
- Bu konuşmalar, onlara atıfta bulunmak isteyen tüm Üyelerin erişimine açıktır.
- In this connection, I also wish to argue once more in favour of uniform statistics.
- Bu bağlamda bir kez daha tek tip istatistikler lehinde konuşmak istiyorum.
- I wish to congratulate the rapporteur on his report, which is extremely important.
- Raportörü son derece önemli olan raporu için tebrik etmek istiyorum.
- My second point concerns a request that I wish to make in the field of regional policy.
- İkinci olarak bölgesel politika alanında bir talepte bulunmak istiyorum.
- By way of conclusion I wish to address a few words to the Commission.
- Sonuç olarak Komisyona birkaç söz söylemek istiyorum.
- This is an aspect that we wish to highlight more emphatically in the report.
- Bu, raporda daha fazla vurgulamak istediğimiz bir husus.
- The Member States can map out noise pollution themselves if they so wish.
- Üye Devletler isterlerse gürültü kirliliğinin haritasını kendileri çıkarabilirler.
- That is something I wish to oppose.
- Buna karşı çıkmak istiyorum.
- I wish to speak on a matter which I have already had occasion to bring to the attention of the Presidency in the past.
- Daha önce de Başkanlığın dikkatine sunma fırsatı bulduğum bir konu hakkında konuşmak istiyorum.
- The Commission wishes to continue the feasibility study for such a project.
- Komisyon böyle bir proje için fizibilite çalışmasına devam etmek istemektedir.
- It must be sensible to allow those who wish to work, train or acquire an education to do so.
- Çalışmak, eğitim görmek veya eğitim almak isteyenlerin bunu yapmalarına izin vermek mantıklı olmalıdır.
- If there are Member States that wish to undertake this type of research, then let them.
- Eğer bu tür bir araştırma yapmak isteyen Üye Devletler varsa, bırakın yapsınlar.
- My reply is going to be very succinct, because I do not wish to continue discussing this issue.
- Cevabım çok kısa olacak çünkü bu konuyu tartışmaya devam etmek istemiyorum.
- This is, in practice, an attack on every small country's right to prevent changes to the Treaty if it wishes to do so.
- Bu, pratikte, her küçük ülkenin, eğer isterse, Antlaşma'da değişiklik yapılmasını engelleme hakkına bir saldırıdır.
- In this connection, I also wish to argue once more in favour of uniform statistics.
- Bu bağlamda, bir kez daha tek tip istatistikler lehinde konuşmak istiyorum.
- I wish once again to thank Parliament for the support it has given this Commission initiative.
- Komisyon'un bu girişimine verdiği destek için Parlamento'ya bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
- I wish to concur with what has been said by many of the previous speakers.
- Önceki konuşmacıların birçoğunun söylediklerine katıldığımı ifade etmek isterim.
- Secondly, I wish to focus on the binding nature of this Charter.
- İkinci olarak, bu Şartın bağlayıcılığına odaklanmak istiyorum.
- We in the Group of the European Liberal, Democrat and Reform Party wish to highlight a number of these problems.
- Bizler Avrupa Liberal, Demokrat ve Reform Partisi Grubu olarak bu sorunlardan bazılarının altını çizmek istiyoruz.
- I do not wish to speak of dramatic delays but I am sure that certain countries are having problems.
- Dramatik gecikmelerden bahsetmek istemiyorum ancak bazı ülkelerin sorun yaşadığından eminim.
- I wish to thank the Council of Ministers for its answer.
- Bakanlar Kurulu'na verdiği cevap için teşekkür etmek istiyorum.
- I just wish to remind us of this.
- Ben bunu bir hatırlatmak istiyorum.
- I wish, however, to say something further about the action that we feel should be taken.
- Bununla birlikte, atılması gerektiğini düşündüğümüz adımlar hakkında bir şeyler daha söylemek istiyorum.
- I wish to warmly congratulate both rapporteurs.
- Her iki raportörü de içtenlikle kutlamak istiyorum.
- It is these to which I wish to give particular attention.
- Bu konulara özellikle dikkat çekmek istiyorum.
- Clearly, our national leaders have no wish to be burdened with a debate about Europe at that particular moment.
- Açıkçası ulusal liderlerimiz şu anda Avrupa hakkında bir tartışma yükü altına girmek istemiyorlar.
- Nevertheless, we do understand that Parliament wishes to control and know what is happening with these issues.
- Bununla birlikte Parlamentonun bu konularda neler olup bittiğini kontrol etmek ve bilmek istediğini anlıyoruz.
- This is part of the Kyoto Protocol, which, after all, almost all of us wish to ratify.
- Bu, sonuçta neredeyse hepimizin onaylamak istediği Kyoto Protokolünün bir parçasıdır.
- Neither do we wish to haggle over the financing of multi-annual programmes that have already been approved.
- Halihazırda onaylanmış olan çok yıllı programların finansmanı üzerinde pazarlık yapmak da istemiyoruz.
- Secondly, I also wish to express our serious concern about the disbursement of funds from the Structural Funds.
- İkinci olarak, Yapısal Fonlardan sağlanan fonların kullanımına ilişkin ciddi endişelerimizi de ifade etmek isterim.
- On that basis consumers can avoid products they do not wish to use.
- Bu temelde tüketiciler kullanmak istemedikleri ürünlerden kaçınabilirler.
- Our group also wishes to draw attention to a new raft of preventive measures.
- Grubumuz ayrıca yeni bir dizi önleyici tedbirlere de dikkat çekmek istemektedir.
- I wish to thank the Members and the Commission for the work we have carried out together.
- Birlikte yürüttüğümüz çalışmalar için Üyelere ve Komisyona teşekkür etmek istiyorum.
- Do we wish Europe to become a museum?
- Avrupa'nın bir müze haline gelmesini mi istiyoruz?
- This was not because I wish to close the doors to Europe against the 10 new entrants.
- Bunun nedeni Avrupa kapılarını 10 yeni katılımcıya kapatmak istemem değildir.
- Do we wish to deny ourselves the instruments we need to restore our dignity?
- Saygınlığımızı yeniden tesis etmek için ihtiyaç duyduğumuz araçları kendimizden esirgemek mi istiyoruz?
- The second question I wish to ask you is if you have any news on spongiform encephalopathy.
- Size sormak istediğim ikinci soru ise süngerimsi ensefalopati konusunda herhangi bir gelişme olup olmadığıdır.
- If you wish to apply qualitative criteria it is not enough to focus solely on one single company.
- Niteliksel kriterler uygulamak istiyorsanız, yalnızca tek bir şirkete odaklanmak yeterli değildir.
- I wish to voice my clear support for the funding of fusion research.
- Füzyon araştırmalarının finanse edilmesine yönelik açık desteğimi dile getirmek istiyorum.
- I wish to congratulate our newly elected Ombudsman on his work.
- Yeni seçilen Ombudsmanımızı çalışmalarından dolayı kutlamak istiyorum.
- In this respect, we wish to highlight the importance of DIPECHO.
- Bu bağlamda, DIPECHO'nun önemini vurgulamak isteriz.
- Turkey's constitutional court wishes to declare a further political party illegal.
- Türkiye'nin anayasa mahkemesi bir siyasi partiyi daha yasadışı ilan etmek istemektedir.
- The United States wishes its agriculture to remain strong.
- Amerika Birleşik Devletleri tarımının güçlü kalmasını istiyor.
- I therefore wish to lodge an objection to the Minutes on this point in order to get the matter properly clarified.
- Bu nedenle konunun düzgün bir şekilde açıklığa kavuşturulması için Tutanaklara bu noktada itirazda bulunmak istiyorum.
- I wish to thank my fellow MEP, Mrs Kauppi, for the typically assiduous and ambitious work she has done.
- AP üyesi arkadaşım Bayan Kauppi'ye, tipik olarak gayretli ve azimli çalışmaları için teşekkür etmek istiyorum.
- The third and last topic I wish to raise today is Johannesburg and the World Summit on Sustainable Development.
- Bugün gündeme getirmek istediğim üçüncü ve son konu Johannesburg ve Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi.
- It wished to propose a better composition than that which currently appears in the text of the Convention.
- Parlamento, şu anda Sözleşme metninde yer alandan daha iyi bir kompozisyon önermek istemiştir.
- I wish to correct one thing in the documentation.
- Belgelerdeki bir hususu düzeltmek istiyorum.
- I wish to thank both the two previous speakers and the two rapporteurs for their work.
- Hem önceki iki konuşmacıya hem de iki raportöre çalışmaları için teşekkür etmek istiyorum.
- Which is the request that you wish to stand?
- Hangi talebi savunmak istiyorsunuz?
- This is something we also wish to achieve through our work.
- Bu bizim de çalışmalarımızla elde etmek istediğimiz bir şey.
- The last point I wish to make is one of a personal nature with regard to Iraq.
- Irak'la ilgili olarak belirtmek istediğim son husus kişisel bir nitelik taşımaktadır.
- If we wish to tackle the problems of the Baltic region for the future, we can simply do it together.
- Baltık bölgesinin sorunlarını geleceğe yönelik olarak ele almak istiyorsak, bunu birlikte yapabiliriz.
- If the EU wishes to have influence, the EU Member States must cooperate.
- AB söz sahibi olmak istiyorsa, AB Üye Devletleri işbirliği yapmalıdır.
- Nevertheless, I wish to make three points, which are also questions to the Commission.
- Bununla birlikte, Komisyon'a da soru niteliğinde olan üç noktaya değinmek istiyorum.
- We wish to encourage Bulgaria and Romania to persevere with their efforts.
- Bulgaristan ve Romanya'yı çabalarını sürdürmeye teşvik etmek istiyoruz.
- Is there a member who wishes to speak on behalf of this Group to propose this?
- Bunu önermek için Grup adına konuşmak isteyen bir üye var mı?
- I wish to inform you of the progress of our work.
- Çalışmalarımızın gidişatı hakkında sizi bilgilendirmek isterim.
- In addition, you also said that you wish to introduce salary improvements.
- Buna ek olarak, maaşlarda iyileştirmeler yapmak istediğinizi de söylediniz.
- Those wishing to retain public concerns are free to do so.
- Kamuoyunun endişelerini gidermek isteyenler bunu yapmakta özgürdür.
- The Commission does not wish to add anything to what I have previously stated.
- Komisyon daha önce ifade ettiklerime herhangi bir şey eklemek istemiyor.
- I do wish to reiterate what other Members of this House have said, however.
- Bununla birlikte, bu Meclisin diğer Üyelerinin söylediklerini de tekrarlamak istiyorum.
- The second point I wish to make concerns the whole question of subsidiarity.
- Değinmek istediğim ikinci nokta ise tümüyle yetki ikamesi meselesiyle ilgilidir.
- We wish to indicate our vote that this legal remedy should have a place in European law.
- Bu hukuk yolunun Avrupa hukukunda bir yeri olması gerektiği yönündeki oyumuzu belirtmek isteriz.
- The Council does not wish to engage in talks with us.
- Konsey bizimle görüşmek istemiyor.
- This report warrants my broad support, although I wish to express three reservations.
- Bu rapor, üç çekincemi ifade etmek istememe rağmen, geniş desteğimi garanti etmektedir.
- This is something for which, on behalf of the Presidency, I wish, moreover, to thank Parliament most warmly.
- Bu vesileyle, Başkanlık adına Parlamento'ya içtenlikle teşekkür etmek isterim.
- Finally, I wish to give my support to something that many have expressed.
- Son olarak, pek çok kişinin dile getirdiği bir hususa destek vermek istiyorum.
- We are doing a great deal for those countries wishing to join us, but we must redouble our efforts.
- Bize katılmak isteyen ülkeler için çok şey yapıyoruz, ancak çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız.
- Parliament now wishes to make a number of amendments to it, many of which are undoubted improvements.
- Parlamento şimdi bu yönetmelikte, birçoğu şüphesiz iyileştirme niteliğinde olan bir dizi değişiklik yapmak istiyor.
- Mauritania, which wishes to take on this task, should be specifically encouraged to do so.
- Bu görevi üstlenmek isteyen Moritanya bu konuda özellikle teşvik edilmelidir.
- Finally, we wish to improve some of the European forces' operational capabilities.
- Son olarak, Avrupa kuvvetlerinin bazı operasyonel kabiliyetlerini geliştirmek istiyoruz.
- Once again, I wish to contradict the previous speaker.
- Bir kez daha bir önceki konuşmacıya karşı çıkmak istiyorum.
- I wish to begin by congratulating the two rapporteurs.
- Sözlerime iki raportörü tebrik ederek başlamak istiyorum.
- Mr Lannoye wishes to speak as the author of this request.
- Bay Lannoye bu talebin sahibi olarak konuşmak istemektedir.
- There is just one contradiction I wish to clear up.
- Açıklığa kavuşturmak istediğim tek bir çelişki var.
- This Parliament wishes to introduce competition into the rail sector and has voted for that by a majority.
- Bu Parlamento demir yolu sektörüne rekabet getirmek istemektedir ve çoğunluk da bu yönde oy kullanmıştır.
- You have cooperated in the White Paper in this respect and Parliament wishes to follow.
- Beyaz Kitap'ta bu konuda iş birliği yaptınız ve Parlamento da bunu takip etmek istiyor.
- Of course, we wish to thank the rapporteur and the Commission for this work and for the evaluation report.
- Elbette raportöre ve Komisyona bu çalışma ve değerlendirme raporu için teşekkür etmek isteriz.
- Finally, I wish to draw attention to increased safety on motorways.
- Son olarak, otoyollarda güvenliğin arttırılmasına dikkat çekmek istiyorum.
- There therefore remains a certain lack of agreement, something upon which I wish to comment shortly.
- Bu nedenle, üzerinde kısaca yorum yapmak istediğim belli bir uzlaşmazlık söz konusudur.
- I just wish to clarify something you said.
- Sadece söylediğiniz bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum.
- Since we do not wish to give our approval to this farce, we voted against the report.
- Bu saçmalığa onay vermek istemediğimiz için rapora karşı oy kullandık.
- As a matter of fact, I wish to congratulate the rapporteurs on their work.
- Aslına bakarsanız, raportörleri çalışmalarından dolayı tebrik etmek istiyorum.
- Does the rapporteur wish to maintain the advice she gave before she asked the question to the Commission?
- Raportör, Komisyon'a soru sormadan önce verdiği tavsiyeyi sürdürmek istiyor mu?
- The Commission does not wish to add anything to what I have previously stated.
- Komisyon, daha önce ifade ettiğim hususlara herhangi bir ekleme yapmak istememektedir.
- I wish to thank and congratulate the Commission.
- Komisyon'a teşekkür etmek ve tebrik etmek istiyorum.
- He certainly did not wish to lose it violently.
- Onu şiddet kullanarak kaybetmeyi kesinlikle istemiyordu.
- I wish to make a very clear distinction between illegal introduction and legal imports.
- Yasadışı giriş ile yasal ithalat arasında çok net bir ayrım yapmak istiyorum.
- Mr President, I too wish to thank Mrs Smet for a very solid piece of work.
- Sayın Başkan, ben de Sayın Smet'e çok sağlam bir çalışma için teşekkür etmek istiyorum.
- We wish to continue that work, but not in an insidious manner.
- Bu çalışmayı sürdürmek istiyoruz, ancak sinsi bir şekilde değil.
- It also wishes to upgrade quality control systems.
- Ayrıca kalite kontrol sistemlerini de yükseltmek istemektedir.
- Turkey's constitutional court wishes to declare a further political party illegal.
- Türkiye'nin anayasa mahkemesi bir siyasi partiyi daha yasadışı ilan etmek istiyor.
- There is the difficult issue of ethics which I do not wish to tackle, as this is an area of concern for us.
- Etik gibi zor bir konu var ki bu bizim için endişe verici bir alan olduğu için bu konuya girmek istemiyorum.
- I wish to begin by congratulating the two rapporteurs.
- İki raportörü tebrik ederek başlamak istiyorum.
- We wish to encourage and create fair access to medicines and vaccines.
- İlaç ve aşılara adil erişimi teşvik etmek ve yaratmak istiyoruz.
- I wish to express total dissatisfaction with the reply of the Commission.
- Komisyon'un cevabından duyduğum memnuniyetsizliği ifade etmek isterim.
- This is what I wished to find out from you.
- Sizden öğrenmek istediğim şey buydu.
- I wish to thank the rapporteur for his outstanding work towards this goal.
- Raportöre bu amaca yönelik olağanüstü çalışmaları için teşekkür etmek istiyorum.
- Lastly, the issue of human rights is still a matter of huge concern if we wish to deepen cooperation with China.
- Son olarak, Çin ile işbirliğini derinleştirmek istiyorsak, insan hakları konusu hala büyük bir endişe kaynağıdır.
- I wish to mention one or two problems connected with this issue.
- Bu konuyla bağlantılı bir ya da iki sorundan bahsetmek istiyorum.
- I do not wish to give our answers to these questions now.
- Bu sorulara şimdi cevap vermek istemiyorum.
- We wish to share these privileges with all the women in the world.
- Bu ayrıcalıkları dünyadaki tüm kadınlarla paylaşmak istiyoruz.
- This report warrants my broad support, although I wish to express three reservations.
- Üç çekincemi ifade etmek istesem de bu rapor benim geniş desteğimi hak ediyor.
- I wish to present my message clearly and with a purpose.
- Mesajımı açık bir şekilde ve bir amaç doğrultusunda sunmak istiyorum.
- Public aid is therefore necessary and legitimate if we wish to avoid further accidents caused by ageing vessels.
- Dolayısıyla, eskiyen gemilerin neden olabileceği başka kazaları önlemek istiyorsak, kamu yardımı gerekli ve meşrudur.
- However, that is a detail and I do not wish to be controversial.
- Ancak bu bir ayrıntıdır ve tartışmaya yol açmak istemem.
- I indicated beforehand that I wished to raise a point of order before the vote on Amendment No 24.
- 24 No'lu Değişikliğin oylanmasından önce bir düzen noktası belirtmek istediğimi önceden belirtmiştim.
- Mr Schmitt wishes to take the floor to explain his reasons.
- Bay Schmitt gerekçelerini açıklamak üzere söz almak istiyor.
- I also wish to mention the issue of the boiling point.
- Kaynama noktası konusuna da değinmek istiyorum.
- We wish to reiterate that this is the wrong approach.
- Bunun yanlış bir yaklaşım olduğunu yinelemek istiyoruz.
- I wish to put a short supplementary question.
- Kısa bir ek soru sormak istiyorum.
- I do not wish to underestimate the very serious issues that must be addressed.
- Ele alınması gereken çok ciddi meseleleri hafife almak istemiyorum.
- I wish to reinforce that there are no blanket exemptions on access to documents.
- Belgelere erişim konusunda hiçbir genel muafiyet olmadığını vurgulamak isterim.
- I do not wish to hold up the ceremony.
- Töreni geciktirmek istemiyorum.
- On which item of the agenda do you wish to speak, sir?
- Gündemin hangi maddesi hakkında konuşmak istiyorsunuz, efendim?
- There are, however, some gaps in the proposals which we wish to see filled.
- Bununla birlikte tekliflerde doldurulduğunu görmek istediğimiz bazı boşluklar bulunmaktadır.
- We wish to carry on the dialogue with Parliament and I am convinced we can reach a constructive solution.
- Parlamento ile diyaloğumuzu sürdürmek istiyoruz ve yapıcı bir çözüme ulaşabileceğimize inanıyorum.
- If the European Parliament wishes to punish war crimes, it should start by putting its own house in order.
- Avrupa Parlamentosu savaş suçlarını cezalandırmak istiyorsa, işe kendi evini düzene sokmakla başlamalıdır.
- We must welcome those who wish to join us as soon as they are ready.
- Hazır olur olmaz bize katılmak isteyenleri memnuniyetle karşılamalıyız.
- I also wish to briefly address the issue of hunting.
- Avcılık konusuna da kısaca değinmek istiyorum.
- I wish to focus on two matters.
- İki konuya odaklanmak istiyorum.
- I do not wish to say anything about the content of my report on the Czech Republic.
- Çek Cumhuriyeti ile ilgili raporumun içeriği hakkında bir şey söylemek istemiyorum.
- Do you really wish to speak now?
- Şimdi gerçekten konuşmak istiyor musunuz?
- We in the Group of the European Liberal, Democrat and Reform Party wish to highlight a number of these problems.
- Avrupa Liberal, Demokrat ve Reform Partisi Grubu olarak bu sorunlardan bazılarının altını çizmek istiyoruz.
- I wish once again to thank Parliament for the support it has given this Commission initiative.
- Komisyon'un bu girişimine verdiği destek için Parlamento'ya bir kez daha teşekkür etmek isterim.
- No one appears to wish to argue in favour of the motion.
- Önergenin lehinde konuşmak isteyen kimse yok gibi görünüyor.
- One of the few points I wish to comment on is the plan to allow below cost selling.
- Yorum yapmak istediğim birkaç noktadan biri de maliyetin altında satışa izin verme planıdır.
- However, the sector also wishes to hold a dialogue on interoperability, particularly on migration.
- Bununla birlikte sektör, özellikle göç konusunda birlikte çalışabilirlik konusunda da bir diyalog yürütmek istiyor.
- I also wish to thank the secretariat of the Committee on Petitions for its hard and successful work.
- Dilekçe Komitesi sekretaryasına da sıkı ve başarılı çalışmaları için teşekkür etmek isterim.
- I wish to thank you as a Basque for this decision.
- Bu kararınız için bir Basklı olarak size teşekkür etmek istiyorum.
- I wish to address four issues on which my group takes the view that there is an urgent need to change electoral law.
- Grubumun seçim yasasının acilen değiştirilmesi gerektiği görüşünde olduğu dört konuya değinmek istiyorum.
- I do not wish to give examples, but we can all think of them.
- Örnek vermek istemiyorum ama hepimiz bunları düşünebiliriz.
- All other countries in the world still wish to be more open than ourselves.
- Dünyadaki diğer tüm ülkeler hala bizden daha açık olmak istiyor.
- The third point that I wish to address concerns the Council itself.
- Değinmek istediğim üçüncü nokta Konsey'in kendisiyle ilgilidir.
- We understand why the rapporteur does not wish to dwell on the subject.
- Raportörün neden konu üzerinde durmak istemediğini anlıyoruz.
- I only wish to make two additional wider points at this stage.
- Bu aşamada sadece iki ilave noktaya daha değinmek istiyorum.
- They wished to help humanity within the framework of their own world of values, just like many people do today.
- Tıpkı bugün birçok insanın yaptığı gibi, kendi değerler dünyaları çerçevesinde insanlığa yardım etmek istiyorlardı.
- That does not, however, necessarily include ongoing prophylactic vaccination, to which I wish to express my opposition.
- Ancak bu, benim karşı olduğumu ifade etmek istediğim sürekli profilaktik aşılamayı içermemektedir.
- The Commission therefore wishes to make the following declaration.
- Bu nedenle Komisyon aşağıdaki açıklamayı yapmak istemektedir.
- If some countries wish to persist in this, it is of course up to them.
- Eğer bazı ülkeler bu konuda ısrarcı olmak istiyorlarsa, bu elbette onlara kalmış bir şeydir.
- I do not wish to make an explanation of vote.
- Oylama hakkında açıklama yapmak istemiyorum.
- I now wish to summarise its structure for you.
- Şimdi bunun yapısını sizin için özetlemek istiyorum.
- I wish to make a comment on the enlargement of the euro zone.
- Avro bölgesinin genişlemesine ilişkin bir yorum yapmak istiyorum.
- I wish to comment on the most important amendments before the House.
- Meclis'in önündeki en önemli değişiklikler hakkında yorum yapmak istiyorum.
- Now I wish to focus on the report's most important conclusions.
- Şimdi raporun en önemli sonuçlarına odaklanmak istiyorum.
- I wish to join with others in also expressing my delight at the support shown for enlargement today.
- Bugün genişlemeye gösterilen destekten duyduğum memnuniyeti ifade ederek diğerlerine katılmak istiyorum.
- They wish to have a country with secure borders and normal diplomatic relations with all its Arab neighbours.
- Güvenli sınırları ve tüm Arap komşularıyla normal diplomatik ilişkileri olan bir ülkeye sahip olmak istiyorlar.
- Here is my own Amendment No 13 and the original paragraph 43, to which the PSE Group wishes to table an oral amendment.
- İşte benim 13 No'lu Değişikliğim ve PSE Grubunun sözlü bir değişiklik önergesi vermek istediği orijinal 43. paragraf.
- I also wish to take this opportunity to explain to Parliament the Commission's position on this report.
- Ayrıca bu vesileyle Parlamentoya Komisyonun bu rapora ilişkin tutumunu açıklamak istiyorum.
- We had not understood that you wished to speak regarding the Minutes.
- Tutanaklarla ilgili olarak konuşmak istediğinizi anlamamıştık.
- It is for this reason that I wish to underline the importance of voluntary organ donation.
- İşte bu nedenle gönüllü organ bağışının öneminin altını çizmek istiyorum.
- Is there a Member who wishes to move this request?
- Bu talebi iletmek isteyen bir Üye var mı?
- I wish to fully endorse what he said in his speech advocating support for this article.
- Bu maddeyi desteklediğini belirten konuşmasında söylediklerine tamamen katıldığımı ifade etmek isterim.
- Finally, I wish to give thanks once again for the cooperation of the Commission and of the Council.
- Son olarak Komisyon ve Konseyin iş birliği için bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
- Instead, the sharing of experiences and solutions could help to achieve the social cohesion that we wish to see.
- Bunun yerine, deneyimlerin ve çözümlerin paylaşılması, görmek istediğimiz sosyal uyumun sağlanmasına yardımcı olabilir.
- This is such a serious matter that I do not wish to gloss over it.
- Bu o kadar ciddi bir mesele ki, geçiştirmek istemiyorum.
- Secondly, I wish to mention a problem which relates to the protection of personal data.
- İkinci olarak, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili bir sorundan bahsetmek istiyorum.
- I merely wish to say on this point of order that the Irish people took a democratic decision that we all accept.
- Bu noktada sadece İrlanda halkının hepimizin kabul ettiği demokratik bir karar aldığını söylemek istiyorum.
- If no one else wishes to take the floor, we shall vote on this request for urgent procedure.
- Eğer başka söz almak isteyen yoksa, bu acil prosedür talebini oylayacağız.
- I nonetheless wish to make a few comments and recommendations.
- Ben yine de birkaç yorum ve tavsiyede bulunmak istiyorum.
- The problem is that we have repeated time and again that we wish to achieve results.
- Sorun şu ki, sonuç elde etmek istediğimizi defalarca tekrarladık.
- We have heard a great deal of praise for the Socrates programme and I have no wish to go over it all again.
- Socrates programı için çok fazla övgü duyduk ve bunların üzerinden tekrar geçmek istemiyorum.
- That is the first point which I wished to make here.
- Burada dile getirmek istediğim ilk husus budur.
- The Union has stated that it wishes a united island to accede.
- Birlik, birleşik bir adanın katılmasını istediğini belirtmiştir.
- I do not wish to elaborate on the previous speeches.
- Önceki konuşmalar üzerinde daha fazla durmak istemiyorum.
- It is this Europe of values and principles that we wish to join.
- Katılmak istediğimiz işte bu değerler ve ilkeler Avrupa'sıdır.
- Why should we wish to change a system which is satisfactory?
- Tatmin edici olan bir sistemi neden değiştirmek isteyelim?
- However, I wish nonetheless to highlight the problem that exists with open coordination, namely the democratic deficit.
- Ancak yine de açık koordinasyonda var olan sorunun, yani demokratik açığın altını çizmek istiyorum.
- Our group wishes to see the work of the Convention respected.
- Grubumuz Sözleşme'nin çalışmalarına saygı duyulduğunu görmek istemektedir.
- Taking a constructive approach, we wished to go further along the avenues explored by the Commission.
- Yapıcı bir yaklaşım benimseyerek, Komisyon tarafından keşfedilen yollarda daha da ilerlemek istedik.
- Parliament also wishes to prepare for enlargement by employing additional staff.
- Parlamento ayrıca ilave personel istihdam ederek genişlemeye hazırlanmak istemektedir.
- The main thing, though, is that there are a number of governments that are far more restrictive than he wishes to be.
- Yine de asıl önemli olan, olmak istediğinden çok daha kısıtlayıcı olan bir dizi hükümet olmasıdır.
- I reiterate that, in no way, of course, do I wish to introduce harmonisation of rules for ethics at European level.
- Elbette hiçbir şekilde Avrupa düzeyinde etik kuralların uyumlaştırılmasını istemediğimi yineliyorum.
- It falls to each State to give power to its regions if it wishes to do so.
- İstediği takdirde bölgelerine yetki vermek her Devletin görevidir.
- We are now waiting for Parliament to decide when it wishes to begin negotiations on the text.
- Şimdi Parlamentonun metin üzerinde müzakerelere ne zaman başlamak istediğine karar vermesini bekliyoruz.
- Public aid is therefore necessary and legitimate if we wish to avoid further accidents caused by ageing vessels.
- Bu nedenle, yaşlanan gemilerin neden olduğu yeni kazaları önlemek istiyorsak kamu yardımı gerekli ve meşrudur.
- I fail to understand which religions they wish to cite as being of value.
- Hangi dinlerin değerli olduğunu belirtmek istediklerini anlamakta güçlük çekiyorum.
- I wish to speak about the negotiations on the Biological and Toxin Weapons Convention.
- Biyolojik ve Toksin Silahlar Sözleşmesi müzakereleri hakkında konuşmak istiyorum.
- This was not what Parliament wished, as it had requested that the Court declare that this appeal should not be admitted.
- Parlamento'nun istediği bu değildi zira Mahkeme'den bu itirazın kabul edilmemesi gerektiğini beyan etmesini istemişti.
- I also wish to ask a follow-up question.
- Ben de devam niteliğinde bir soru sormak istiyorum.
- Lastly, I wish to recall the importance for Parliament of policies for communicating with the citizens.
- Son olarak vatandaşlarla iletişim kurma politikalarının Parlamento için önemini hatırlatmak isterim.
- You might wish to impose a nominal tax, but preferably no tax at all.
- Nominal bir vergi uygulamak isteyebilirsiniz ancak tercihen hiç vergi uygulamayın.
- Speaking as a woman, though, I wish to be judged by my achievements rather than by my gender.
- Bir kadın olarak konuşacak olursam cinsiyetimden ziyade başarılarımla değerlendirilmek istiyorum.
- You have cooperated in the White Paper in this respect and Parliament wishes to follow.
- Beyaz Kitap'ta bu konuda işbirliği yaptınız ve Parlamento da bunu takip etmek istiyor.
- We wish to warmly congratulate you on your decision.
- Kararınızdan dolayı sizi içtenlikle kutlamak istiyoruz.
- Regardless of how successful this programme is, it must always be as open as possible for those wishing to participate.
- Bu program ne kadar başarılı olursa olsun, katılmak isteyenler için her zaman mümkün olduğunca açık olmalıdır.
- I also wish to praise the Presidency for its hard work on enlargement.
- Ayrıca genişleme konusundaki yoğun çalışmalarından dolayı Başkanlık makamını takdir etmek isterim.
- I have already listed these ambitions, but I wish to repeat them.
- Bu hedefleri daha önce sıralamıştım ancak tekrarlamak istiyorum.
- I therefore wish to limit myself to just one more point.
- Bu nedenle kendimi sadece bir nokta ile sınırlamak istiyorum.
- We wish to remove bans upon, and threats in connection with, converting from one religion to another.
- Bir dinden diğerine geçişle ilgili yasakların ve tehditlerin kaldırılmasını istiyoruz.
- I do not wish, on behalf of the Council, to pronounce any judgment here in this House today.
- Konsey adına bugün bu Mecliste herhangi bir yargıda bulunmak istemiyorum.
- Any comment of this nature that you wish to make should be made through the Presidency.
- Bu türden yapmak istediğiniz her türlü yorum Başkanlık aracılığıyla yapılmalıdır.
- There is a problem I wish to draw attention to, although it is not strictly relevant to this report.
- Bu raporla tam olarak ilgili olmasa da dikkat çekmek istediğim bir sorun var.
- We do not, therefore, wish to start making changes at the present stage.
- Bu nedenle şu aşamada değişiklik yapmaya başlamak istemiyoruz.
- I wish to make a passionate plea for a new cooperation agreement with Tajikistan.
- Tacikistan'la yeni bir işbirliği anlaşması yapılması için hararetli bir ricada bulunmak istiyorum.
- The Council has not wished to decide about restrictions on catch quotas, which have not been at all realistic.
- Konsey, hiç de gerçekçi olmayan avlanma kotaları üzerindeki kısıtlamalar hakkında karar vermek istememiştir.
- We do not wish the Charter to be a mere declaration.
- Şart'ın sadece bir deklarasyon olmasını istemiyoruz.
- Today I simply wish to repeat part of what I said then, since the circumstances have not changed.
- Bugün, koşullar değişmediği için o zaman söylediklerimin bir kısmını tekrarlamak istiyorum.
- As no one wishes to speak against this request the matter is duly referred back to committee.
- Bu talebe karşı söz almak isteyen olmadığı için konu usulüne uygun olarak komiteye geri gönderilmiştir.
- I trust he does in fact wish to make a point of order.
- Gerçekten de bir emir vermek istediğine inanıyorum.
- I too wish to join in thanking the rapporteur, as the work he has done here is most valuable.
- Burada yaptığı çalışma çok değerli olduğu için ben de raportöre teşekkür etmek istiyorum.
- Finally, I wish to try to win you over to the amendments that my group has re-tabled.
- Son olarak, grubumun yeniden sunduğu değişiklik önergelerine sizi ikna etmeye çalışmak istiyorum.
- I wish first to congratulate the rapporteur on her excellent work, at both first and second readings.
- Öncelikle raportörü hem birinci hem de ikinci okumalardaki mükemmel çalışması için tebrik etmek istiyorum.
- We wish to cooperate in the area of internal security.
- İç güvenlik alanında işbirliği yapmak istiyoruz.
- I too wish to see Parliament give massive support to the Commission's proposal.
- Ben de Parlamentonun Komisyonun teklifine büyük destek verdiğini görmek istiyorum.
- I wish here to reiterate our conviction that there can and must be no tolerance for terrorism.
- Burada terörizme müsamaha gösterilemeyeceği ve gösterilmemesi gerektiği yönündeki inancımızı yinelemek istiyorum.
- I wish to make reference to the great challenges before us, which have just been described.
- Önümüzde duran ve az önce tanımlanan büyük zorluklara atıfta bulunmak istiyorum.
- With this in mind, I wish to express my endorsement of this proposal for a regulation.
- Bu düşünceyle bu düzenleme önerisini desteklediğimi ifade etmek isterim.
- Those who wish to know precise details will have to read the report for themselves.
- Kesin ayrıntıları öğrenmek isteyenlerin raporu kendilerinin okuması gerekecektir.
- I wish to discuss this problem, which affects fundamental European policies.
- Avrupa'nın temel politikalarını etkileyen bu sorunu tartışmak istiyorum.
- Secondly, I wished to pay tribute the outstanding work of the outgoing Ombudsman, Jacob Söderman.
- İkinci olarak görevden ayrılan Ombudsman Jacob Söderman'ın olağanüstü çalışmalarını takdirle anmak istiyorum.
- We do not wish to be involved in that kind of game.
- Bu tür bir oyuna dahil olmak istemiyoruz.
- The United States does not wish to make the necessary concessions, and the EU is hesitating.
- ABD gerekli tavizleri vermek istemiyor ve AB tereddüt ediyor.
- I do not wish to engage in ideological debate.
- İdeolojik tartışmalara girmek istemiyorum.
- I therefore ask that this be looked into, and wish to put on record my reservations about the Minutes.
- Bu nedenle konunun incelenmesini rica ediyor ve Tutanağa ilişkin çekincelerimi kayda geçirmek istiyorum.
- I do not wish to question the distribution of competences between the Commission and Parliament.
- Komisyon ve Parlamento arasındaki yetki dağılımını sorgulamak istemiyorum.
- We cannot, nor do we wish to, yield to pressure from the United States.
- ABD'den gelen baskılara boyun eğemeyiz, eğmek de istemiyoruz.
- I also wish to thank him for the favourable response he has given to the amendments I tabled.
- Ayrıca, sunduğum değişiklik önergelerine verdiği olumlu yanıt için kendisine teşekkür etmek istiyorum.
- The Council wishes, however, to correct the statement that only two Member States have begun ratification procedures.
- Bununla birlikte Konsey, sadece iki Üye Devletin onay prosedürlerine başladığı yönündeki ifadeyi düzeltmek ister.
- I do not wish to add anything to this, either in terms of the report's analysis, or of the motion.
- Buna ne raporun analizi ne de önerge açısından bir şey eklemek istemiyorum.
- This needs to be weighed in the balance if we wish to succeed.
- Başarılı olmak istiyorsak, bunun dengeli yapılması gerekir.
- I now wish to say a little about enlargement.
- Şimdi genişleme hakkında biraz konuşmak istiyorum.
- You have the floor if you wish.
- İsterseniz söz sizin.
- If you wish to add anything, you have the floor.
- Eklemek istediğiniz bir şey varsa, söz sizin.
- Parliament now wishes to make a number of amendments to it, many of which are undoubted improvements.
- Parlamento şimdi, birçoğu şüphesiz iyileştirmeler olan bir dizi değişiklik yapmak istiyor.
- The Council has not wished to decide about restrictions on catch quotas, which have not been at all realistic.
- Konsey, hiç de gerçekçi olmayan avlanma kotalarına ilişkin kısıtlamalar konusunda karar vermek istememiştir.
- The point I wish to put to the President-in-Office, however, concerns Laeken.
- Ancak Dönem Başkanına iletmek istediğim husus Laeken ile ilgili.
- Nevertheless, I wish to strike a note of realism.
- Bununla birlikte, gerçekçi bir yaklaşım sergilemek istiyorum.
- However, I wish to comment on several statements in the explanatory memorandum.
- Bununla birlikte, açıklayıcı notta yer alan bazı ifadeler hakkında yorum yapmak istiyorum.
- I wish to begin by congratulating the Swedish presidency on being very successful.
- İsveç dönem başkanlığını çok başarılı olduğu için tebrik ederek başlamak istiyorum.
- I do not wish to elaborate on the previous speeches.
- Daha önceki konuşmaları detaylandırmak istemiyorum.
- The consumer should be able to support home production, if this is their wish.
- Tüketici, eğer isterse, yerli üretimi destekleyebilmelidir.
- We do not wish to touch the Director’s decision-making powers, but we need a stronger counterbalance.
- Direktörün karar alma yetkilerine dokunmak istemiyoruz, ancak daha güçlü bir karşı dengeye ihtiyacımız var.
- I wish to speak on the Poignant report.
- Poignant raporu hakkında konuşmak istiyorum.
- Today we have wished to hold a formal sitting.
- Bugün resmi bir oturum düzenlemek istedik.
- I wish to extend to them a very warm welcome on behalf of this House.
- Bu Meclis adına kendilerine çok sıcak bir karşılama sunmak istiyorum.
- The point I wish to put to the President-in-Office, however, concerns Laeken.
- Ancak benim Dönem Başkanına iletmek istediğim husus Laeken ile ilgilidir.
- If they wish to wage war on undemocratic regimes in the Middle East, they must wage war on Saudi Arabia.
- Ortadoğu'daki demokratik olmayan rejimlere savaş açmak istiyorlarsa Suudi Arabistan'a savaş açmalıdırlar.
- Are there any other colleagues who wish to say this?
- Bunu söylemek isteyen başka meslektaşlarımız var mı?
- I wish to begin by congratulating the rapporteur on his work.
- Raportörü çalışmalarından dolayı tebrik ederek başlamak istiyorum.
- It is on that basis that we wish to cooperate with Russia politically, economically and in terms of security policy.
- Bu temelde Rusya ile siyasi, ekonomik ve güvenlik politikası açısından işbirliği yapmak istiyoruz.
- We also need to think about the therapeutic technologies that we wish to give priority to.
- Ayrıca öncelik vermek istediğimiz tedavi teknolojileri hakkında da düşünmemiz gerekiyor.
- I wish to ask you a question and perhaps make a small suggestion.
- Size bir soru sormak ve belki de küçük bir öneride bulunmak istiyorum.
- I do not wish to give examples, but we can all think of them.
- Örnek vermek istemiyorum ama hepimizin aklına gelebilir.
- Finally, I just wish to draw the House's attention to the merit of Amendment No 68 concerning monitoring.
- Son olarak, Meclis'in dikkatini 68 No'lu Değişikliğin izleme ile ilgili esasına çekmek istiyorum.
- I do wish to reiterate what other Members of this House have said, however.
- Bununla birlikte, bu Meclisin diğer Üyelerinin söylediklerini tekrarlamak istiyorum.
- The consumer should be able to support home production, if this is their wish.
- Tüketici, eğer isterse, evde üretimi destekleyebilmelidir.
- The most important question is the nature of the role that Europe wishes to play in this matter.
- En önemli soru, Avrupa'nın bu konuda oynamak istediği rolün niteliğidir.
- I wish to speak about pensioners and elderly people who are not self-sufficient, who have disabilities.
- Kendi kendine yetemeyen, engelli olan emekliler ve yaşlılar hakkında konuşmak istiyorum.
- Mr Korakas, I have no wish to get involved in a detailed discussion of how speaking times are allocated.
- Sayın Korakas, konuşma sürelerinin nasıl tahsis edileceğine ilişkin ayrıntılı bir tartışmaya girmek istemiyorum.
- I wish to say at the outset that the committee is very grateful that we secured this inquiry.
- En başta belirtmek isterim ki, komite bu soruşturmanın yapılmasını sağladığımız için çok minnettardır.
- Nonetheless, I wish to come back to a more basic problem.
- Bununla birlikte daha temel bir soruna geri dönmek istiyorum.
- Deca may also be converted into pentaBDE and octaBDE, which are precisely what the Council wishes to ban.
- Deca aynı zamanda pentaBDE ve octaBDE'ye de dönüştürülebilir ki Konsey tam da bunları yasaklamak istemektedir.
- I also wish to thank the responsible Commission officials for their very helpful cooperation.
- Ayrıca, çok yararlı işbirlikleri için sorumlu Komisyon yetkililerine teşekkür etmek istiyorum.
- There is one point of confusion which I wish to clear up.
- Açıklığa kavuşturmak istediğim bir karışıklık noktası var.
- Moreover, we wish to abolish the peculiar tobacco derogation granted to Greece.
- Ayrıca, Yunanistan'a tanınan özel tütün istisnasının da kaldırılmasını istiyoruz.
- I too wish to join in thanking the rapporteur, as the work he has done here is most valuable.
- Ben de raportöre teşekkür etmek istiyorum, zira burada yaptığı çalışma çok değerlidir.
- I wish to express my support for the report, and my gratitude to the rapporteur for his commitment.
- Rapora desteğimi ve raportöre kararlılığı için şükranlarımı ifade etmek isterim.
- Above all, I wish to urge the Council to ensure that it makes a decision on 17 October.
- Her şeyden önce, Konsey'i 17 Ekim'de bir karar vermesini sağlamaya çağırmak istiyorum.
- We wish to distance ourselves from this irresponsibly lax position.
- Bu sorumsuzca gevşek tutumdan kendimizi uzak tutmak istiyoruz.
- I have a list of several who wish to ask supplementary questions.
- Elimde ek soru sormak isteyen birkaç kişinin listesi var.
- I wish to thank the President-in-Office for his very comprehensive reply.
- Çok kapsamlı cevabı için Dönem Başkanına teşekkür etmek istiyorum.
- I wish to respond to a personal remark which I consider to be unacceptable and, in this context, insulting.
- Kabul edilemez ve bu bağlamda hakaretamiz olduğunu düşündüğüm kişisel bir yoruma yanıt vermek istiyorum.
- However, I wish to comment on several statements in the explanatory memorandum.
- Bununla birlikte, açıklayıcı memorandumda yer alan bazı ifadeler hakkında yorum yapmak istiyorum.
- I wish to repeat that the Catholic Church and many churches in France are very sceptical about this legislation.
- Katolik Kilisesi ve Fransa'daki birçok kilisenin bu yasaya şüpheyle yaklaştığını tekrarlamak isterim.
- I wish to begin by thanking the rapporteur.
- Raportöre teşekkür ederek başlamak istiyorum.
- If he then wishes to take up that matter he is free to do so.
- Daha sonra bu konuyu ele almak isterse bunu yapmakta özgürdür.
- Lastly, I wish to recall the importance for Parliament of policies for communicating with the citizens.
- Son olarak, vatandaşlarla iletişim kurma politikalarının Parlamento için önemini hatırlatmak isterim.
- Turkey wishes to have its own models for society and democracy.
- Türkiye kendi toplum ve demokrasi modeline sahip olmak istemektedir.
- I therefore wish to pay tribute to the work of those lobbies.
- Bu nedenle bu lobilerin çalışmalarını takdir etmek istiyorum.
- Mr Yiannitsis may reply if he wishes to do so.
- Sayın Yiannitsis isterse cevap verebilir.
- I have three main issues I wish to touch on briefly.
- Kısaca değinmek istediğim üç ana konu var.
- We must therefore be willing to listen to those countries which wish us to be flexible.
- Bu nedenle esnek olmamızı isteyen ülkeleri dinlemeye istekli olmalıyız.
- We wish to act within the framework of the European Union.
- Avrupa Birliği çerçevesinde hareket etmek istiyoruz.
- Moreover, we do not wish under any circumstances to appropriate more money to the common agricultural policy.
- Ayrıca, hiçbir koşul altında ortak tarım politikasına daha fazla para ayrılmasını istemiyoruz.
- I wish to add something to what has just been said.
- Az önce söylenenlere bir şey eklemek istiyorum.
- We wish to clarify it and to have a document to that effect.
- Bu konuya açıklık getirmek ve bu yönde bir belgeye sahip olmak istiyoruz.
- It applies to all citizens of euroland who travel abroad and who wish to obtain their cash from a cash dispenser.
- Yurt dışına seyahat eden ve nakit paralarını bir bankamatikten almak isteyen tüm Avrupa vatandaşları için geçerlidir.
- I have no wish to speak at length; I merely wish to answer the questions addressed directly to me.
- Uzun uzadıya konuşmak istemiyorum; sadece doğrudan bana yöneltilen sorulara cevap vermek istiyorum.
- This group wishes to have a debate on the Maaten report to be included at the end of Thursday's agenda.
- Bu grup, Perşembe günkü gündemin sonuna dahil edilmek üzere Maaten raporu üzerine bir tartışma yapmak istemektedir.
- I wish to concentrate my remarks on the issue of terrorism.
- Sözlerimi terörizm konusuna yoğunlaştırmak istiyorum.
- I wish to begin, of course, by expressing my solidarity with the communities that have been affected.
- Elbette, etkilenen topluluklarla dayanışma içinde olduğumu ifade ederek başlamak istiyorum.
- Lastly, I wish to lend my support to my group's proposal to create a specific heading for aid to Palestine.
- Son olarak, grubumun Filistin'e yardım için özel bir başlık oluşturulması önerisine destek vermek istiyorum.
- That is the statement the Commission wishes to make.
- Komisyon'un yapmak istediği açıklama budur.
- The Commission wishes to assure itself that there will be no distortion of competition in the common market.
- Komisyon, ortak pazarda rekabetin bozulmayacağı konusunda kendisini temin etmek istemektedir.
- The previous UDF administration faced enormous difficulties and I wish to acknowledge its success in many areas.
- Önceki UDF yönetimi çok büyük zorluklarla karşılaştı ve birçok alandaki başarısını takdir etmek istiyorum.
- I wish to thank the Conference of Presidents for creating and sustaining this unique part-session.
- Başkanlar Konferansı'na bu eşsiz yarı oturumu yarattığı ve sürdürdüğü için teşekkür etmek istiyorum.
- We wish to encourage Bulgaria and Romania to persevere with their efforts.
- Bulgaristan ve Romanya'yı çabalarında sebat etmeleri için teşvik etmek istiyoruz.
- Does anyone wish to speak against this request for a postponement?
- Bu erteleme talebine karşı söz almak isteyen var mı?
- I have two specific questions that I wish to ask the President-in-Office of the Council.
- Konsey Dönem Başkanına sormak istediğim iki özel soru var.
- I wish to say something about the many people who correspond with us about allergies.
- Alerjiler konusunda bizimle yazışan birçok kişi hakkında bir şeyler söylemek istiyorum.
- This is the first point that I wished to make clear.
- Açıklığa kavuşturmak istediğim ilk husus budur.
- We fail to understand why the Commission has no wish to include everything in a single regulation.
- Komisyon'un neden her şeyi tek bir yönetmeliğe dahil etmek istemediğini anlayamıyoruz.
- I wish to express my thanks for this excellent report.
- Bu mükemmel rapor için teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
- President Megawati understandably wishes to prevent Indonesia falling apart.
- Başkan Megawati anlaşılır bir şekilde Endonezya'nın parçalanmasını önlemek istemektedir.
- Above all, moreover, it wishes to promote the development of the European audiovisual industry.
- Ayrıca, her şeyden önce, Avrupa görsel-işitsel endüstrisinin gelişimini teşvik etmek istemektedir.
- We wish to make sure that this is properly addressed.
- Bu konunun doğru bir şekilde ele alındığından emin olmak istiyoruz.
- That is such a vague concept that Member States, if they so wish, can more or less do their own thing.
- Bu o kadar muğlak bir kavram ki Üye Devletler isterlerse aşağı yukarı kendi bildiklerini yapabilirler.
- I have a list of several who wish to ask supplementary questions.
- Ek soru sormak isteyen birkaç kişinin listesi elimde.
- Mr Korakas, I have no wish to get involved in a detailed discussion of how speaking times are allocated.
- Sayın Korakas, konuşma sürelerinin nasıl tahsis edileceğine ilişkin detaylı bir tartışmaya girmek istemiyorum.
- I wish to apologise to all those for whom that is their reason for being here.
- Burada bulunma sebepleri bu olan herkesten özür dilemek istiyorum.
- Mr Staes had the opportunity to be here and to participate in this debate if he had so wished.
- Bay Staes'ın burada bulunma ve eğer isterse bu tartışmaya katılma fırsatı vardı.
- I wish to express my full and unequivocal agreement with the proposals for reform that have been tabled.
- Sunulan reform önerilerine tam ve kesin olarak katıldığımı ifade etmek istiyorum.
- To this end, when it comes to reforming this House, I wish to point out that this is a House of committees.
- Bu amaçla, bu Meclis'in reforme edilmesi söz konusu olduğunda, buranın bir komiteler Meclisi olduğunu belirtmek isterim.
- I wish to make it absolutely clear that abortion must not be elevated to the preferred means of birth control.
- Kürtajın tercih edilen doğum kontrol aracı haline getirilmemesi gerektiğini kesinlikle belirtmek isterim.
- We who wish to demonstrate peacefully must also learn from the battles.
- Barışçıl gösteriler yapmak isteyen bizler de savaşlardan ders çıkarmalıyız.
- Not everyone who wishes to enter EU territory can do so.
- AB topraklarına girmek isteyen herkes bunu yapamaz.
- I wish to answer two questions.
- İki soruya cevap vermek istiyorum.
- The other point I wish to make relates to the clause which appears to facilitate the Atlantic Dawn.
- Değinmek istediğim bir diğer husus ise Atlantik Şafağı'nı kolaylaştıracak gibi görünen maddeyle ilgilidir.
- We have no wish to act against any other party.
- Başka herhangi bir tarafa karşı hareket etmek istemiyoruz.
- There therefore remains a certain lack of agreement, something upon which I wish to comment shortly.
- Bu nedenle, üzerinde kısaca yorum yapmak istediğim belirli bir mutabakat eksikliği devam etmektedir.
- The first topic that I wish to address is as follows.
- Ele almak istediğim ilk konu aşağıdaki gibidir.
- I wish to begin by thanking the honourable Member for his question.
- Sözlerime Sayın Üyeye sorusu için teşekkür ederek başlamak istiyorum.
- The second point I wish to make is in relation to the nuclear and chemical industries in Europe.
- Belirtmek istediğim ikinci husus ise Avrupa'daki nükleer ve kimya endüstrileriyle ilgilidir.
- It is to them that I wish to explain my actions.
- Eylemlerimi onlara açıklamak istiyorum.
- We also propose appointing a confidential mediator at the workplace to whom employees can turn if they so wish.
- Ayrıca iş yerinde çalışanların istedikleri takdirde başvurabilecekleri gizli bir ara bulucu atanmasını öneriyoruz.
- We definitely wish to take note of them.
- Bunları kesinlikle dikkate almak istiyoruz.
- Mr Berend, you expressed a wish that zoning should be implemented quickly.
- Sayın Berend, imar uygulamalarının hızlı bir şekilde hayata geçirilmesini istediğinizi ifade ettiniz.
- I wish to endorse what other speakers have said.
- Diğer konuşmacıların söylediklerini onaylamak istiyorum.
- We also wish to question the allocation of this money to a single international fund.
- Ayrıca bu paranın tek bir uluslararası fona tahsis edilmesini de sorgulamak istiyoruz.
- If you wish to arrange for us to be given even just a minute to restate these questions, then gladly.
- Bu soruları tekrarlamamız için bize sadece bir dakika bile verilmesini ayarlamak isterseniz, memnuniyetle.
- Do you wish to raise a point of order?
- Bir sorun mu dile getirmek istiyorsunuz?
- I wish to make a brief point of order.
- Kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
- Clearly this is not the direction the Belgian presidency wishes to pursue.
- Belçika Başkanlığının izlemek istediği yönün bu olmadığı açıktır.
- We in Parliament welcome and wish to encourage a financing plan.
- Parlamento olarak bir finansman planını memnuniyetle karşılıyor ve teşvik etmek istiyoruz.
- We also wish to extend the duration of the programme to 31 December 2008.
- Ayrıca programın süresini 31 Aralık 2008 tarihine kadar uzatmak istiyoruz.
- We now need to know whether all the candidates wish to continue with their nominations.
- Şimdi tüm adayların adaylıklarına devam etmek isteyip istemediklerini öğrenmemiz gerekiyor.
- We wish to maintain fisheries for our benefit and for the benefit of the generations that will come after us.
- Balıkçılığı bizim ve bizden sonra gelecek nesillerin yararı için sürdürmek istiyoruz.
- I wish to express my personal gratitude to him on behalf of the European Parliament.
- Avrupa Parlamentosu adına kendisine şahsen şükranlarımı ifade etmek isterim.
- In offering this explanation of my vote, therefore, I wished to express my deep dissatisfaction and my deep concern.
- Bu nedenle oyumla ilgili bu açıklamayı yaparken, derin memnuniyetsizliğimi ve derin endişelerimi ifade etmek istedim.
- I repeat, then, that I wish to thank all the speakers and I should now like to focus my answer on two aspects.
- O halde tekrar ediyorum, tüm konuşmacılara teşekkür etmek istiyorum ve şimdi cevabımı iki konuya odaklamak istiyorum.
- It is also precisely this route that my group too wishes to go down.
- Benim grubum da tam olarak bu yoldan ilerlemek istiyor.
- I do not wish this policy to be implemented in the European Union.
- Bu politikanın Avrupa Birliği'nde uygulanmasını istemiyorum.
- I wish to say one last thing about the role of Parliament and our relationship with the Commission and with the Council.
- Parlamentonun rolü ve Komisyon ve Konsey ile ilişkilerimiz hakkında son bir şey söylemek istiyorum.
- This is because we actually wish enlargement to succeed and because we are committed federalists.
- Bunun nedeni genişlemenin başarılı olmasını gerçekten istememiz ve kararlı federalistler olmamızdır.
- Accordingly, the Commission does not wish to impose any particular model under the review.
- Buna göre Komisyon, inceleme kapsamında belirli bir model dayatmak istememektedir.
- This is something we also wish to achieve through our work.
- Biz de çalışmalarımızla bunu başarmak istiyoruz.
- We wish to express our solidarity with the families of the American victims of these horrendous attacks.
- Bu korkunç saldırıların Amerikalı kurbanlarının aileleriyle dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek isteriz.
- We wish, however, to emphasise that we are opposed to the harmonisation of income tax.
- Bununla birlikte gelir vergisinin uyumlaştırılmasına karşı olduğumuzu vurgulamak isteriz.
- I therefore wish to comment briefly on the content of the proposal and the report.
- Bu nedenle teklifin ve raporun içeriği hakkında kısaca yorum yapmak istiyorum.
- You can make a very brief comment, if you so wish, on a point of order, but not on the content.
- İsterseniz bir emir üzerine çok kısa bir yorum yapabilirsiniz ancak içerik hakkında yorum yapamazsınız.
- I wish to thank the Belgian Presidency for its answer.
- Belçika Dönem Başkanlığı'na cevabı için teşekkür etmek istiyorum.
- I wish to draw attention to one matter.
- Bir hususa dikkat çekmek istiyorum.
- Very quickly, I wish to move on to the other institutions budgets.
- Çok hızlı bir şekilde diğer kurumların bütçelerine geçmek istiyorum.
- Last of all, I wish to refer to one matter that was not mentioned.
- Son olarak, değinilmeyen bir hususa değinmek istiyorum.
- We wish to see results on these points before we agree to 500 new posts.
- Yeni 500 kadroyu kabul etmeden önce bu hususlara ilişkin sonuçları görmek istiyoruz.
- Is there anyone who wishes to speak in favour of this proposal?
- Bu öneri lehinde konuşmak isteyen var mı?
- Neither do I wish to comment on the reform of agricultural policy.
- Tarım politikası reformu hakkında da yorum yapmak istemiyorum.
- Please use only the official ballot papers and mark the boxes corresponding to the candidates you wish to vote for.
- Lütfen sadece resmi oy pusulalarını kullanın ve oy vermek istediğiniz adaylara karşılık gelen kutuları işaretleyin.
- I fail to understand why the Council wishes to cut the programme's funding.
- Konseyin programın finansmanını neden kesmek istediğini anlayamıyorum.
- I also wish to reiterate the importance of the EU's environmental policy.
- Ayrıca AB'nin çevre politikasının önemini bir kez daha vurgulamak isterim.
- I wish to plead once again for cooperation and the development of synergies within the Commission.
- Komisyon bünyesinde işbirliği ve sinerji geliştirilmesi için bir kez daha ricada bulunmak istiyorum.
- I wish to make a request to the Bureau.
- Bürodan bir ricada bulunmak istiyorum.
- I wish to make that very clear to you.
- Bunu size çok açık bir şekilde ifade etmek istiyorum.
- The June Movement does not wish to help extend the positive list of permitted sweeteners.
- Haziran Hareketi, izin verilen tatlandırıcıların pozitif listesinin genişletilmesine yardımcı olmak istememektedir.
- We cannot, therefore, close our doors to all these people who wish to learn, share and understand.
- Dolayısıyla öğrenmek, paylaşmak ve anlamak isteyen tüm bu insanlara kapılarımızı kapatamayız.
- Lastly, I wish to lend my support to my group's proposal to create a specific heading for aid to Palestine.
- Son olarak, grubumun Filistin'e yardım için özel bir başlık oluşturulması yönündeki önerisine destek vermek istiyorum.
- There is no reason to require further formalities from a patent holder who wishes to enforce his patents.
- Patentlerini uygulatmak isteyen bir patent sahibinden daha fazla formalite talep etmek için hiçbir neden yoktur.
- However, I wish to reiterate our position on paragraphs 42-44 of the report.
- Bununla birlikte raporun 42-44. paragraflarına ilişkin görüşümüzü yinelemek istiyorum.
- These were the observations I wished to make at the first appearance of the Spanish Presidency in this House.
- İspanya Dönem Başkanlığı'nın bu Meclise ilk gelişinde yapmak istediğim gözlemler bunlardı.
- I wish to express my thanks to the Taoiseach, Bertie Ahern, and to President Cox for their work.
- Taoiseach, Bertie Ahern ve Başkan Cox'a çalışmalarından dolayı teşekkürlerimi ifade etmek isterim.
- You might wish to impose a nominal tax, but preferably no tax at all.
- Nominal bir vergi uygulamak isteyebilirsiniz, ancak tercihen hiç vergi uygulamayın.
- Secondly, I wish to point out that there is doubtless confusion here.
- İkinci olarak, burada şüphesiz bir kafa karışıklığı olduğuna işaret etmek istiyorum.
- If they wish to wage war on undemocratic regimes in the Middle East, they must wage war on Saudi Arabia.
- Eğer Ortadoğu'daki demokratik olmayan rejimlere savaş açmak istiyorlarsa, Suudi Arabistan'a savaş açmalıdırlar.
- We do not therefore wish to get involved in the technical elaboration of such a system.
- Bu nedenle böyle bir sistemin teknik detaylandırmasına dahil olmak istemiyoruz.
- We do not wish to be involved in that kind of game.
- Bu tür bir oyunun içinde yer almak istemiyoruz.
- That is why we certainly do not wish to condemn the producers.
- Bu nedenle üreticileri kesinlikle kınamak istemiyoruz.
- We do not see these as contradictory but rather as establishing a limit beyond which we do not wish to go.
- Biz bunları çelişkili olarak değil, daha ziyade ötesine geçmek istemediğimiz bir sınırın belirlenmesi olarak görüyoruz.
- The Commission itself decides what it wishes to have inspected.
- Komisyon neyi denetletmek istediğine kendisi karar verir.
- It was times like these when young Jane wished especially hard for a father.
- Genç Jane'in bir baba istediği zamanlar özellikle işte böyle zamanlardı.
- If you wish to check out from different delivery areas, please inform him at the first delivery.
- Farklı teslimat bölgelerinden çıkış yapmak istiyorsanız, lütfen ilk teslimatta kendisine bilgi verin.
- Secondly, if you have a file manager installed, then with its help, you can use this flash drive as you wish.
- İkinci olarak, yüklü bir dosya yöneticiniz varsa, onun yardımıyla bu flash sürücüyü istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
- It was times like these when young Jane wished especially hard for a father.
- Özellikle böyle zamanlarda Jane bir babası olmasını daha fazla istiyordu.
- Do you wish to complain?
- Şikayet etmek istiyor musun?
- I wish to speak to them.
- Onlarla konuşmak istiyorum.
- I wish to be candid with you.
- Sana karşı dürüst olmak isterdim.
- Tom no longer wished to be married.
- Tom artık evli olmak istemiyordu.
- I really do wish you'd help us.
- Gerçekten bize yardım etmeni isterdim.
- I really wish I could help.
- Gerçekten yardım edebilmeyi isterdim.
- He wishes to talk to you.
- Seninle konuşmak istiyor.
- I wish to speak to Tom in private.
- Tom'la özel olarak konuşmak isterdim.
- I wish to take advantage of your offer.
- Teklifinizden yararlanmak istiyorum.
- Ken wishes to brush up his English.
- Ken İngilizcesini ilerletmek istiyor.
- He wrote how he wished to be buried.
- Nasıl gömülmek istediğini yazdı.
- I wish to sing.
- Şarkı söylemek istiyorum.
- He sometimes wished to go to extremes.
- Bazen aşırıya kaçmak isterdi.
- I wish to see Tom immediately.
- Tom'u hemen görmek isterdim.
- They did not wish to become embroiled in the dispute.
- Tartışmaya karışmak istemediler.
- I wish I'd never asked Tom to do that.
- Keşke Tom'dan bunu yapmasını istemeseydim.
- I wish I could go to Japan.
- Japonya'ya gidebilmeyi isterdim.
- I wish to become a superhero.
- Bir süper kahraman olmak istiyorum.
- I wish to see him immediately.
- Ben hemen onu görmek istiyorum.
- You wished to see me?
- Beni mi görmek istedin?
- I really wish you hadn't told Tom that.
- Bunu Tom'a söylememiş olmanı gerçekten isterdim.
- In this faith I wish to live and die.
- Bu inançla yaşamak ve ölmek istiyorum.
- Let's do what Tom wishes.
- Tom'un istediğini yapalım.
- Tom wished to sink into the ground for shame.
- Tom utancından yerin dibine girmek istedi.
- I wish Tom was here with me today.
- Tom'un bugün burada benimle olmasını isterdim.
- Who do you wish to speak to?
- Kiminle konuşmak istiyorsunuz?
- I don't wish to meet with him again.
- Onunla tekrar görüşmek istemiyorum.
- How do they wish to receive their money?
- Onlar parasını nasıl almak istiyor?
- You are free to leave any time you wish.
- İstediğinde gitmekte özgürsün.
- I wish I'd never asked you to do that.
- Keşke onu yapmanı hiç istemeseydim.
- Tom wished to do that.
- Tom bunu yapmak istemiş.
- Tom wished he could play the mandolin as well as Mary.
- Tom Mary kadar iyi mandolin çalabilmeyi istiyordu.
- Tom wished he had parents.
- Tom ebeveynleri olmasını istedi.
- I wish it wholeheartedly.
- Bunu tüm kalbimle istiyorum.
- We wish to improve ourselves.
- Kendimizi geliştirmek istiyoruz.
- What is it you wish to buy?
- Ne almak istiyorsun?
- I wish to study French.
- Fransızca okumak istiyorum.
- They did not wish to become embroiled in the dispute.
- Onlar münakaşaya karışmak istemediler.
- I really wish Tom would behave himself.
- Tom'un uslu durmasını isterdim.
- I have no wish to live in a large city.
- Büyük bir şehirde yaşamak istemiyorum.
- I wish I had asked you for advice.
- Keşke senden tavsiye isteseydim.
- I wish that I could give you everything you want.
- Keşke sana istediğin her şeyi verebilseydim.
- He wishes to live his own way.
- Kendi bildiği gibi yaşamak istiyor.
- I'll do as you wish.
- İstediğiniz gibi yapacağım.
- Is there something you wish to tell me?
- Bana söylemek istediğin bir şey mi var?
- The person who donated this money wishes to remain anonymous.
- Bu parayı bağışlayan kişi isimsiz kalmak istiyor.
- Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity.
- Tatoeba, sadece imajını karalamak ve faaliyetlerini küçük düşürmek isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemelidir.
- If you wish us to reserve an alternative room, please let us know immediately.
- Başka bir oda ayırmamızı istiyorsanız, lütfen hemen bize bildirin.
- How I wish you were here!
- Burada olmanı ne kadar isterdim!
- We wish to speak to them.
- Biz onlarla konuşmak istiyoruz.
- That's what I wish.
- İstediğim budur.
- I wish to see my father.
- Babamı görmek istiyorum.
- I wish Tom would spend more time at home.
- Tom'un evde daha fazla zaman geçirmesini isterdim.
- We'll do as Tom wishes.
- Tom'un istediği gibi yapacağız.
- I wish Tom had asked us for advice.
- Keşke Tom bizden tavsiye isteseydi.
- No matter what your profession, or how happy you may be in it, there are moments when you wish you had chosen some other career.
- Mesleğiniz ne olursa olsun, ya da bu meslekte ne kadar mutlu olursanız olun, başka bir kariyeri seçmiş olmayı istediğiniz anlar vardır.
- Don't you wish that you didn't have to be here today?
- Bugün burada olmak zorunda olmamayı istemez miydin?
- Do you wish you'd done that sooner?
- Bunu daha önce yapmış olmayı ister miydin?
- I wish to be alone for a while.
- Bir süre için yalnız olmak istiyorum.
- I no longer wish to be your husband.
- Ben artık kocan olmak istemiyorum.
- I wish that I could help.
- Yardımcı olabilmeyi isterdim.
- I wish I had asked Tom for advice before I started.
- Keşke başlamadan önce Tom'dan tavsiye isteseydim.
- Don't you wish to do that?
- Bunu yapmak istemiyor musun?
- I wish I could buy everything you wanted.
- Keşke istediğin her şeyi alabilsem.
- I don't wish to interfere.
- Karışmak istemiyorum.
- I wish to see them immediately.
- Onları hemen görmek istiyorum.
- I wish that Tom would give me another chance.
- Tom'un bana bir şans daha vermesini isterdim.
- Tom wished Mary could stay longer.
- Tom Mary'nin daha uzun süre kalmasını istedi.
- Don't you wish you could go to Boston with us?
- Bizimle Boston'a gelmeyi istemez miydin?
- If you wish to speak to Tom, you'll need to wait about three hours.
- Tom'la konuşmak istiyorsanız, yaklaşık üç saat beklemeniz gerekecek.
- I wish to express my deep appreciation for your kindness.
- Nezaketiniz için derin minnettarlığımı ifade etmek isterim.
- Don't you wish you could do that?
- Bunu yapabilmeyi istemez miydin?
- He sometimes wished to go to extremes.
- O, bazen aşırıya kaçmak istiyordu.
- I wish to pretend to be an actor.
- Bir aktör gibi davranmak istiyorum.
- We wish that you were here.
- Burada olmanızı isterdik.
- Tom wished he hadn't told Mary anything.
- Tom, Meryem'e bir şey söylememiş olmayı isterdi.
- I wish my daughter would dress more modestly.
- Kızımın daha mütevazı giyinmesini isterdim.
- I wouldn't wish that on my worst enemy.
- Bunu en kötü düşmanıma bile istemezdim.
- He wishes to buy a valuable jewel for his daughter.
- Kızı için değerli bir mücevher almak istiyor.
- Tom no longer wished to be married.
- Tom artık evlenmek istemiyordu.
- I must do as Tom wishes.
- Tom'un istediği gibi yapmam gerekiyor.
- I wish to sit here with you for a while and talk.
- Bir süre burada seninle oturmak ve konuşmak istiyorum.
- If you wish, I'll ask.
- İstiyorsanız, soracağım.
- I really wish I could do that.
- Ben gerçekten onu yapabilmeyi isterim.
- I don't wish to debate this.
- Bunu tartışmak istemiyorum.
- He has no wish to study.
- Hiç ders çalışmak istemiyor.
- Tom wished to be left alone.
- Tom yalnız bırakılmayı istiyordu.
- Do you wish Tom hadn't done that?
- Tom'un bunu yapmamış olmasını ister miydin?
- She wished to punish only those responsible.
- Sadece sorumluları cezalandırmak istiyordu.
- We wish to speak to him.
- Onunla konuşmak istiyoruz.
- I wish to be alone for a while.
- Bir süre yalnız kalmak isterdim.
- I wish Tom had asked us to help him.
- Keşke Tom bizden yardım isteseydi.
- I really do wish you'd leave.
- Gerçekten gitmeni isterdim.
- I wish to do that.
- Bunu yapmak isterdim.
- I wish to see her immediately.
- Ben hemen onu görmek istiyorum.
- He wished to marry her.
- Onunla evlenmek istemiş.
- I wish to leave.
- Gitmek istiyorum.
- I wish you were wrong, but I know that you're right.
- Hatalı olmanı isterdim, ama haklı olduğunu biliyorum.
- I have no wish to see the man again.
- Adamı bir daha görmek istemiyorum.
- Do what you wish.
- Ne istersen onu yap.
- I wish that I could do that.
- Onu yapabilmeyi isterdim.
- We wish to speak to you.
- Sizinle konuşmak istiyoruz.
- Do you wish you could travel in space?
- Uzayda seyahat etmek ister miydin?
- I wish we could ask Tom to help us.
- Keşke Tom'dan bize yardım etmesini isteyebilseydik.
- I wish Tom had done what we asked him to do.
- Keşke Tom yapmasını istediğimizi yapsaydı.
- We wish to speak to them.
- Onlarla konuşmak istiyoruz.
- I wouldn't wish this to anybody.
- Kimsenin başına böyle bir şey gelmesini istemezdim.
- Do you wish to stay?
- Kalmak mı istiyorsun?
- I really wish I could be there with you.
- Gerçekten seninle orada olabilmeyi isterdim.
- I wish to be there.
- Orada olmak isterdim.
- I wish we could ask Tom to help.
- Keşke Tom'dan yardım isteyebilseydik.
- I wish to see you alone.
- Seni yalnız görmek isterdim.
- I often don't express myself as well as I wish I could.
- Ben sık sık kendimi istediğim kadar iyi ifade edemiyorum.
- I wish to speak to Tom.
- Tom'la konuşmak isterim.
- How I wish I had a car.
- Bir arabam olmasını ne kadar isterim.
- Do you wish to speak to me?
- Benimle konuşmak istiyor musun?
- I don't wish to do that.
- Bunu yapmak istemiyorum.
- I wish myself dead.
- Ölmek istiyorum.
- I think everyone wishes that.
- Bence herkes bunu ister.
- Believe what you wish.
- İstediğine inan.
- I only wish to help.
- Sadece yardım etmek isterdim.
- What do you wish to order, gentlemen?
- Ne sipariş etmek istersiniz, beyler?
- Tom said that he wished that you knew how to do that.
- Tom, bunu nasıl yapacağını bilmeni istediğini söyledi.
- We all wish you were here with us.
- Hepimiz burada bizimle olmanı isterdik.
- I wish I had studied harder.
- Daha çok çalışmış olmayı isterdim.
- I wish my girlfriend would spend more time with me.
- Kız arkadaşımın benimle daha fazla zaman geçirmesini isterdim.
- I will do whatever you wish.
- Ne isterseniz yaparım.
- We wish to speak to him.
- Biz onunla konuşmak istiyoruz.
- She wishes to become a doctor.
- Doktor olmak istiyor.
- She prefers to sew, and wishes neither to walk nor to sit in the garden.
- O, dikiş dikmeyi tercih eder ve ne yürümek ne de bahçede oturmak ister.
- Do you wish to do that now?
- Bunu şimdi mi yapmak istiyorsun?
- The general wished to attack immediately.
- General hemen saldırmak istedi.
- He wishes to erase bad memories.
- O kötü anıları silmek istiyor.
- I wish to have a word with you.
- Seninle konuşmak istiyorum.
- We'll do as Tom wishes.
- Tom ne isterse onu yapacağız.
- I wish to send postcards to my friends in the United States.
- Amerika Birleşik Devletlerindeki arkadaşlarıma kartpostal göndermek istiyorum.
- I wish to speak with you in private.
- Seninle özel olarak konuşmak istiyorum.
- I don't wish to harm you.
- Sana zarar vermek istemiyorum.
- The person who donated this money wishes to remain anonymous.
- Bu parayı bağışlayan kişi adının gizli kalmasını istiyor.
- If you wish.
- Eğer isterseniz.
- We wish to speak to Tom.
- Tom'la konuşmak istiyoruz.
- I wish I could be convinced otherwise.
- Aksine ikna olabilmeyi isterdim.
- Do you wish to complain?
- Şikayet mi etmek istiyorsun?
- I wish to stay alone for a couple of hours.
- Birkaç saat yalnız kalmak istiyorum.
- Let's do what Tom wishes.
- Tom ne istiyorsa onu yapalım.
- The entire world wishes to have peace.
- Bütün dünya barış istiyor.
- Do you wish to speak to me?
- Benimle konuşmak mı istiyorsunuz?
- I just wish I could speak French a little better.
- Sadece Fransızcayı biraz daha iyi konuşabilmeyi istiyorum.
- I wish we could ask Tom to help.
- Keşke Tom'un yardım etmesini isteyebilsek.
- I still wish I could do that.
- Hâlâ bunu yapabilmeyi isterdim.
- How I wish I could swim.
- Yüzebilmeyi ne kadar isterdim.
- I wish Jim would behave himself.
- Jim'in uslu durmasını isterdim.
- I wish I hadn't asked Tom to teach you how to drive.
- Keşke Tom'dan sana araba kullanmayı öğretmesini istemeseydim.
- I really do wish you'd just shut up.
- Gerçekten şu çeneni kapamanı isterdim.
- I wish to speak to her.
- Onunla konuşmak istiyorum.
- They can add something if they wish.
- İsterlerse bir şeyler ilave edebilirler.
- Mary wished she had a boyfriend.
- Mary bir erkek arkadaşı olmasını isterdi.
- Where do you wish you were right now?
- Şu an nerede olmak isterdin?
- I wish to live in a big city.
- Büyük bir şehirde yaşamak istiyorum.
- Tom wished he knew more than one language.
- Tom birden fazla dil bilmek isterdi.
- I wish to live in a big city.
- Büyük bir şehirde yaşamak isterdim.
- He wishes to live his own way.
- O kendi yöntemini yaşamak istiyor.
- I wish I hadn't asked Tom to teach you how to drive.
- Keşke Tom'un sana araba sürmeyi öğretmesini istemeseydim.
- Jane wishes she could see sumo in England.
- Jane İngiltere'de sumo görebilmek istiyor.
- Tom wished to sink into the ground for shame.
- Tom, utancından yerin dibine girmek istedi.
- I wish I could be the man you want me to be.
- Keşke senin istediğin gibi bir adam olabilseydim.
- It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.
- Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.
- I wish I could've stayed in Boston longer.
- Boston'da daha uzun kalabilmeyi isterdim.
- He wishes to buy a valuable jewel for his daughter.
- O, kızı için değerli bir mücevher satın almak istiyor.
- I wish to buy an antipyretic.
- Ben bir ateş düşürücü almak istiyorum.
- You may do what you wish.
- Ne istersen yapabilirsin.
- Tom wished to do that.
- Tom onu yapmak istedi.
- I don't wish to anger you.
- Seni kızdırmak istemiyorum.
- I don't wish to meet with him again.
- Onunla bir daha görüşmek istemiyorum.
- I wish I could be the man you want me to be.
- Keşke olmamı istediğin adam olabilsem.
- What do you wish?
- Ne istersin?
- We wish to invite Peter to Japan in the near future.
- Peter'ı yakın gelecekte Japonya'ya davet etmek istiyoruz.
- You wished to see me?
- Beni mi görmek istediniz?
- I wish to become a dentist in future.
- Gelecekte bir dişçi olmayı istiyorum.
- Tom always wished he had more money.
- Tom her zaman daha fazla parasının olmasını istiyor.
- Tom wishes he had a larger office.
- Tom daha büyük bir ofisi olmasını isterdi.
- I wish to remain anonymous.
- Kimliğimin gizli kalmasını istiyorum.
- I still wish I could do that.
- Hâlâ onu yapabilmeyi isterim.
- I only wish to speak with you calmly.
- Seninle sadece sakince konuşmak istiyorum.
- We're both not as rich as we wish we were.
- İkimiz de olmak istediğimiz kadar zengin değiliz.
- How do they wish to receive their money?
- Paralarını nasıl almak istiyorlar?
- That's something I wish I could do.
- Bu yapabilmeyi istediğim bir şey.
- Tom had no idea why Mary wished to do that.
- Mary'nin neden onu yapmak istediği konusunda Tom'un bir fikri yoktu.
- Do you wish to go?
- Gitmek istiyor musun?
- He wishes to become a doctor.
- Doktor olmak istiyor.
- I wish to speak with you in private.
- Sizinle özel olarak konuşmak istiyorum.
- I wish to see her immediately.
- Onu hemen görmek istiyorum.
- I'll do as you wish.
- İstediğinizi yapacağım.
- I wish to stay at a five-star hotel.
- Beş yıldızlı bir otelde kalmak istiyorum.
- Tom wishes to speak with you.
- Tom seninle konuşmak istiyor.
- I wish Tom had asked us to help Mary.
- Keşke Tom bizden Mary'ye yardım etmemizi isteseydi.
- I wish to become a superhero.
- Bir süper kahraman olmak isterdim.
- Ken wishes to brush up his English.
- Ken, İngilizcesini tazelemek istiyor.
- I wish to speak to Tom.
- Tom'la konuşmak istiyorum.
- I really wish to see you today.
- Bugün gerçekten seni görmek istiyorum.
- I wish to remain anonymous.
- Anonim kalmayı isterim.
- I wish to be alone for a couple of hours.
- Birkaç saat yalnız kalmak isterdim.
- I wish to remain here.
- Burada kalmak istiyorum.
- Don't you wish you were going with Tom?
- Tom'la gitmek istemez miydin?
- Tom wished he were taller.
- Tom daha uzun boylu olmayı isterdi.
- I've long wished to do that.
- Uzun zamandır bunu yapmak istiyordum.
- What is it you wish to buy?
- Almak istediğin nedir?
- I don't wish to be rescued.
- Kurtarılmak istemiyorum.
- Tom said he wished he could speak French better.
- Tom, Fransızca'yı daha iyi konuşabilmeyi istediğini söyledi.
- I wish you would shut the door when you go out.
- Dışarı çıkarken kapıyı kapatmanı isterdim.
- I wish to see you alone.
- Seni yalnız görmek istiyorum.
- We wish to speak to her.
- Onunla konuşmak istiyoruz.
- I don't wish that on anyone.
- Onu hiç kimsenin üstünde istemiyorum.
- Tom wished to be left alone.
- Tom yalnız kalmak istedi.
- How I wish you were here!
- Burada olmanı nasıl da isterdim.
- You may do what you wish.
- İstediğini yapabilirsin.
- What are your wishes?
- Ne istiyorsun?
- If you wish to speak to Tom, you'll need to wait about three hours.
- Tom'la konuşmak istiyorsan yaklaşık üç saat beklemen gerekecek.
- I only wish to talk to Tom for a few minutes.
- Tom'la sadece birkaç dakika konuşmak istiyorum.
- You got your wish, didn't you?
- İstediğini aldın, değil mi?
- Tom wishes to speak with me.
- Tom benimle konuşmak istiyor.
- He wishes that he could be a better singer.
- Sesinin daha güzel olmasını isterdi.
- I wish to pretend to be an actor.
- Bir aktörmüş gibi davranmak istiyorum.
- The entire world wishes to have peace.
- Tüm dünya barış istiyor.
- I wish to talk to your daughter.
- Kızınla konuşmak istiyorum.
- We wish to advise you of the following price reductions.
- Size aşağıdaki fiyat indirimlerini bildirmek istiyoruz.
- I wish that Tom would go home.
- Tom'un eve gitmesini isterdim.
- Tom doesn't wish to do that.
- Tom bunu yapmak istemiyor.
- Dan wished to become a famous poet.
- Dan ünlü bir şair olmak istiyordu.
- She prefers to sew, and wishes neither to walk nor to sit in the garden.
- Dikiş dikmeyi tercih ediyor ve ne yürümek ne de bahçede oturmak istiyor.
- Peter is cold, he wish a sweater.
- Peter üşümüş, bir kazak istiyor.
- Tom wished to be left alone.
- Tom yalnız bırakılmak istedi.
- I said some things I wish I didn't.
- Söylememiş olmayı istediğim bazı şeyler söyledim.
- I wish to exercise my right to remain silent.
- Sessiz kalma hakkımı kullanmak istiyorum.
- The person who donated this money wishes to remain anonymous.
- Bu parayı bağışlayan kişi kimliğinin gizli kalmasını istiyor.
- Does Tom wish to do that now?
- Tom şimdi bunu yapmak istiyor mu?
- I wish to see him immediately.
- Onu hemen görmek istiyorum.
- I wish to do that.
- Onu yapmak istiyorum.
- I wish my dad could love me.
- Babamın beni sevebilmesini isterdim.
- Don't you wish you'd done that earlier?
- Onu daha önce yapmış olmayı istemez miydin?
- Tom said he wished Mary wouldn't go out after dark by herself.
- Tom, Mary'nin hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamasını istediğini söyledi.
- I wish Tom had asked us to help him.
- Keşke Tom ona yardım etmemizi isteseydi.
- What is it that you wish?
- Ne istiyorsunuz?
- I don't wish that on anyone.
- Kimsenin başına gelmesini istemem.
- Mary wishes she had straight hair.
- Mary saçlarının düz olmasını isterdi.
- I wish that I could give you everything you want.
- İstediğin her şeyi sana verebilmeyi diliyorum.
- If you are a member of a primitive community and you wish to produce, say, food, there are two things that you must do.
- Eğer ilkel bir topluluğun üyesiyseniz ve örneğin gıda üretmek istiyorsanız, yapmanız gereken iki şey vardır.
- What do you wish?
- Ne istiyorsunuz?
- I wish to say a word of apology.
- Özür dilemek istiyorum.
- He has no wish to study.
- Ders çalışmak istemiyor.
- I really wish you'd be quiet.
- Gerçekten sessiz olmanı istiyorum.
- I wish I could buy you everything you wanted.
- Keşke istediğin her şeyi sana alabilsem.
- I will do whatever you wish.
- Ne istersen yapacağım.
- I wish to work in the laboratory some day.
- Ben, bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum.
- When one has a wonderful dream, one doesn't wish to come down to earth.
- İnsan harika bir rüya gördüğünde, yeryüzüne inmek istemez.
- I wish to speak to him.
- Onunla konuşmak istiyorum.
- Tom wishes Mary would get out of his life.
- Tom, Mary'nin hayatından çıkmasını istiyor.
- I only wish to speak with you calmly.
- Ben sadece seninle sakince konuşmak istiyorum.
- I understand you wish to contact your husband.
- Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum.
- I wish to express my deep appreciation for your kindness.
- Senin nezaketin için derin takdirimi ifade etmek istiyorum.
- Tom wished that Mary would tell him where she'd been.
- Tom Mary'nin nerede olduğunu ona söylemesini istedi.
- We wish to invite Peter to Japan in the near future.
- Yakın zamanda Peter'ı Japonya'ya davet etmeyi istiyoruz.
- I wish that I could be convinced otherwise.
- Aksine ikna olabilmeyi isterdim.
- Don't you wish you lived here?
- Burada yaşamak istemez miydin?
- I often don't express myself as well as I wish I could.
- Kendimi çoğu zaman istediğim kadar iyi ifade edemiyorum.
- What do you wish to talk about?
- Ne hakkında konuşmak istiyorsunuz?
- I wish I'd never asked you to do that.
- Keşke senden bunu yapmanı hiç istemeseydim.
- I wish to talk to your daughter.
- Kızınızla konuşmak istiyorum.
- There is a lot more I wish I could say.
- Söyleyebilmeyi istediğim daha çok şey var.
- I wish to speak to you.
- Seninle konuşmak istiyorum.
- Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity.
- Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli.
- Tom wished Mary had told him earlier.
- Tom, Mary'nin ona daha önce söylemiş olmasını isterdi.
- I wish to become a dentist in future.
- İleride dişçi olmak istiyorum.
- There's something I wish to say.
- Söylemek istediğim bir şey var.
- I almost wish I could be in your shoes.
- Neredeyse senin yerinde olmak isterdim.
- I wish that Tom would leave.
- Tom'un gitmesini isterdim.
- Now I wish to go to sleep.
- Şimdi uyumak istiyorum.
- I'll take from it what I wish.
- Ondan istediğimi alırım.
- I wish to visit Egypt someday.
- Bir gün Mısır'ı ziyaret etmek istiyorum.
- If you wish to take, you must first learn to give.
- Eğer almak istiyorsanız, önce vermeyi öğrenmelisiniz.
- He wished to wait until the next night.
- Gelecek geceye kadar beklemek istedi.
- Tom and Mary didn't wish to remain married to each other.
- Tom ve Mary birbirleriyle evli kalmak istemediler.
- I still don't wish to see the Styx.
- Hâlâ Styx'i görmek istemiyorum.
- We live, not as we wish to, but as we can.
- İstediğimiz gibi değil, yapabildiğimiz gibi yaşarız.
- I wish Tom had asked Mary to help us.
- Keşke Tom Mary'den bize yardım etmesini isteseydi.
- Tom wishes to relocate.
- Tom taşınmak istiyor.
- I wish I could buy everything you wanted.
- Keşke istediğin her şeyi alabilseydim.
- I must do as Tom wishes.
- Tom'un istediği gibi yapmalıyım.
- I wish I had a sister.
- Bir kız kardeşim olmasını isterdim.
- That's what I wish.
- Ben de bunu isterdim.
- I didn't get my wish.
- İstediğimi alamadım.
- What is it that you wish?
- İstediğiniz nedir?
- I wish Tom would just go away.
- Tom'un defolup gitmesini isterdim.
- I still don't wish to see the Styx.
- Hala Styx'i görmek istemiyorum.
- I understand you wish to contact your husband.
- Kocanızla iletişime geçmek istediğinizi anlıyorum.
- There are those who wish to hurt Tom.
- Tom'a zarar vermek isteyenler var.
- I wish to see them immediately.
- Ben hemen onları görmek istiyorum.
- I wish to gain time.
- Ben zaman kazanmak istiyorum.
- May I inquire why you wish to speak to him?
- Neden onunla konuşmak istediğini sorabilir miyim?
- All the world wishes to have peace.
- Tüm dünya barış istiyor.
- Tom wished he'd never asked Mary to do that.
- Tom, Mary'den bunu yapmasını hiç istememiş olmayı diliyordu.
- I no longer wish to be a part of this project.
- Artık bu projenin bir parçası olmak istemiyorum.
- I wish I'd studied harder.
- Daha çok çalışmış olmayı isterdim.
- Tom had no idea why Mary wished to do that.
- Tom'un Mary'nin bunu neden yapmak istediği hakkında hiçbir fikri yoktu.
- I'll do anything you wish.
- Ne istersen yaparım.
- I wish to make a complaint.
- Bir şikayette bulunmak istiyorum.
- Does Tom wish to do that now?
- Tom bunu şimdi yapmak ister mi?
- Who do you wish to speak to?
- Kiminle konuşmak istersin?
- I wish to study French.
- Fransızca öğrenmek istiyorum.
- Eat everything you wish.
- İstediğin her şeyi ye.
- I never wish to see you again.
- Seni bir daha görmek istemiyorum.
- Tom and Mary didn't wish to remain married to each other.
- Tom ve Mary birbirleriyle evli kalmak istemiyorlardı.
- Do you wish to go?
- Gitmek istiyor musunuz?
- Tom didn't wish to do that.
- Tom bunu yapmak istemedi.
- Tom wished to be rich.
- Tom zengin olmak istiyordu.
- She doesn't wish to be disturbed.
- O rahatsız edilmek istemiyor.
- I wish to speak with you.
- Seninle konuşmak istiyorum.
- I wish to learn.
- Öğrenmek istiyorum.
- You must be the change you wish to see in the world.
- Sen dünyada görmek istediğin değişim olmalısın.
- I wish to speak to the manager.
- Müdürle konuşmak istiyorum.
- I wish to gain time.
- Zaman kazanmak istiyorum.
- Don't you wish that you had more money?
- Daha fazla paran olmasını istemez miydin?
- Oh, dear pigeon, how I wish I had your wings!
- Ah, sevgili güvercin, senin kanatlarına sahip olmayı ne kadar isterdim!
- He wishes to become a doctor.
- O, bir doktor olmayı istiyor.
- I don't wish to anger you.
- Seni kızdırmak istemem.
- Who wishes to do that?
- Bunu kim yapmak ister?
- She wished to punish only those responsible.
- O sadece sorumluları cezalandırmak istedi.
- Tom wishes to become a doctor.
- Tom doktor olmak istiyor.
- He wished to wait until the next night.
- Bir sonraki geceye kadar beklemek istedi.
- Tom didn't get his wish.
- Tom istediğini alamadı.
- Masaru wishes to join the English Club.
- Masaru İngiliz Kulübü'ne katılmak istiyor.
- Do what you wish.
- Ne isterseniz yapın.
- May I inquire why you wish to speak to him?
- Onunla neden konuşmak istediğinizi sorabilir miyim?
- I wish to take advantage of your offer.
- Teklifinden yararlanmak istiyorum.
- Tom wished he hadn't asked Mary to stop doing that.
- Tom, Mary'den bunu yapmayı bırakmasını istememiş olmayı diliyordu.
- Do you wish I hadn't done that?
- Bunu yapmamış olmamı ister miydin?
- I warned you; now do as you wish.
- Seni uyarmıştım; şimdi istediğini yap.
- Tom wished that his classmates would treat each other with more respect.
- Tom sınıf arkadaşlarının birbirlerine daha saygılı davranmalarını istedi.
- I wish I'd never asked Tom to do that.
- Keşke Tom'dan bunu yapmasını hiç istemeseydim.
- I wish to sit here with you for a while and talk.
- Burada sizinle bir süre oturup konuşmak isterdim.
- You may go if you wish, it's up to you.
- İsterseniz gidebilirsiniz, size kalmış.
- As you wished!
- İstediğin gibi olsun!
- You must be the change you wish to see in the world.
- Dünyada görmek istediğiniz değişim siz olmalısınız.
- I wish I could buy you everything you wanted.
- Keşke sana istediğin her şeyi alabilseydim.
- When one has a wonderful dream, one doesn't wish to come down to earth.
- Biri harika bir rüya gördüğünde, yeryüzüne inmek istemez.
- I no longer wish to be your husband.
- Artık senin kocan olmak istemiyorum.
- I wish Tom would smile more often.
- Tom'un daha sık gülümsemesini isterdim.
- Do you wish I hadn't done that?
- Bunu yapmamış olmamı mı isterdiniz?
- I guess both of us wish we were somewhere else.
- Sanırım ikimiz de başka bir yerde olmak isterdik.
- I wish that Tom would join our team.
- Tom'un takımımıza katılmasını isterdim.
- What do you wish to talk about?
- Ne hakkında konuşmak istiyorsun?
- I wish to buy an antipyretic.
- Bir ateş düşürücü almak istiyorum.
- Even if I had wished to stop, I couldn't.
- Durmak istesem bile duramazdım.
- I wish to work in the laboratory some day.
- Bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum.
- I wish to send postcards to my friends in the United States.
- Birleşik Devletler'deki arkadaşlarıma kartpostal göndermek istiyorum.
- She doesn't wish to be disturbed.
- Rahatsız edilmek istemiyor.
- Many kiss the hand they wish to cut off.
- Birçok kişi kesmek istediği eli öper.
- We wish to speak to her.
- Biz onunla konuşmak istiyoruz.
- Peter is cold, he wish a sweater.
- Peter üşüyor, o bir kazak istiyor.
- I wish that I'd studied harder.
- Daha çok çalışmış olmayı isterdim.
- I still wish I were going with you.
- Yine de seninle gelmeyi isterdim.
- I wish that Tom hadn't asked me to do that.
- Keşke Tom bunu yapmamı istemeseydi.
- I wish I had a guitar as good as yours.
- Seninki gibi güzel bir gitarım olmasını isterdim.
- I'll take from it what I wish.
- İstediğimi ondan alacağım.
- We wish to speak to you.
- Biz seninle konuşmak istiyoruz.
- I closed my eyes and wished to be somewhere else.
- Gözlerimi kapadım ve başka bir yerde olmak istedim.
- I wish that Tom hadn't asked me to do that.
- Keşke Tom benden bunu yapmamı istemeseydi.
- You are free to leave any time you wish.
- İstediğin zaman gitmekte serbestsin.
- Do you wish that you had more money?
- Daha fazla paran olmasını ister miydin?
- I understand you wish to speak with Tom.
- Tom'la konuşmak istediğini anlıyorum.
- I don't wish anyone dead.
- Kimsenin ölmesini istemem.
- I almost wish I were going to Boston with you.
- Neredeyse seninle Boston'a gelmeyi istedim.
- We wish to remain what we are.
- Olduğumuz gibi kalmak istiyoruz.
- I wish to be left alone.
- Yalnız kalmak istiyorum.
- She wishes that she could be a better singer.
- Daha güzel şarkı söyleyebilmeyi isterdi.
Show More (876)
|
|
- My mother wished me good luck before the exam.
- Annem sınavdan önce bana iyi şanslar diledi.
- She shut her eyes and wished for her father to get better.
- Gözlerini kapadı ve babasının iyileşmesini diledi.
- Aladdin's magic lamp could give you whatever you wish for.
- Alaaddin'in sihirli lambası size dilediğiniz her şeyi verebilir.
- I would like to make a brief comment to the President-in-Office of the Council, whom I wish all the luck in the world.
- Kendisine bol şans dilediğim Konsey Dönem Başkanı'na kısa bir yorumda bulunmak istiyorum.
- We wish you, and of course all the staff who have remained with us until this evening, a very Happy Christmas.
- Size ve elbette bu akşama kadar bizimle kalan tüm personele Mutlu Noeller dileriz.
- I would like to make a brief comment to the President-in-Office of the Council, whom I wish all the luck in the world.
- Kendisine bol şans dilediğim Konsey Dönem Başkanına kısa bir yorumda bulunmak istiyorum.
- What point is there in issuing restrictive directives if, once they are at sea, most vessels do just what they wish?
- Denize açıldıktan sonra çoğu gemi dilediğini yapacaksa, kısıtlayıcı direktifler yayınlamanın ne anlamı var?
- I wish you a happy Christmas in redrafting the Rules.
- Kuralları yeniden hazırlarken mutlu bir Noel geçirmenizi dilerim.
- Nonetheless, as it is part of a joint reply, you may submit a supplementary question if you so wish.
- Bununla birlikte, ortak bir yanıtın parçası olduğu için, dilerseniz ek bir soru da yöneltebilirsiniz.
- I wish you every success.
- Size başarılar dilerim.
- I am sure the House would wish her well and a speedy recovery.
- Eminim ki Meclis kendisine geçmiş olsun ve acil şifalar dileyecektir.
- I believe we must wish the Danish Presidency luck in its task since this is a very important moment.
- Bu çok önemli bir an olduğu için Danimarka Dönem Başkanlığına görevinde başarılar dilememiz gerektiğine inanıyorum.
- It provides a happy marriage between the role of public authorities and market procedures and we should wish it well.
- Kamu otoritelerinin rolü ile piyasa prosedürleri arasında mutlu bir evlilik sağlar ve bunun iyi olmasını dilemeliyiz.
- In any event, I wish you, on behalf of our group, every success.
- Her halükarda, grubumuz adına size başarılar dilerim.
- Be assured that we wish you every success with such a sensitive matter.
- Böylesine hassas bir konuda size başarılar dilediğimizden emin olabilirsiniz.
- I wish to conclude by sincerely wishing her success in her continued work.
- Sözlerimi, devam eden çalışmalarında kendisine içtenlikle başarılar dileyerek tamamlamak istiyorum.
- I would like to wish you good luck, because we know full well how demanding your political task is.
- Size iyi şanslar dilemek istiyorum, çünkü siyasi görevinizin ne kadar zorlu olduğunu çok iyi biliyoruz.
- I would thank you all and wish you a really merry Christmas and a happy New Year.
- Hepinize teşekkür eder, gerçekten mutlu bir Noel ve mutlu bir Yeni Yıl dilerim.
- I wish you good luck in implementing it.
- Uygulamada iyi şanslar dilerim.
- I know I speak for everyone when I say I wish her the fullest and speediest possible recovery.
- Ona mümkün olan en iyi ve en hızlı şekilde iyileşmesini dilediğimi söylerken herkes adına konuştuğumu biliyorum.
- Of course, every Member is allowed to vote as they so wish.
- Elbette her Üye dilediği gibi oy kullanabilir.
- I would wish that we were able to have a closer and more benign relationship with Belarus.
- Belarus ile daha yakın ve iyi niyetli bir ilişkiye sahip olabilmeyi dilerdim.
- It merely permits the Commission to do so should it so wish.
- Sadece Komisyon'un dilediği takdirde bunu yapmasına izin vermektedir.
- I wish the Council would be less selective in its attitude to such questions.
- Konsey'in bu tür sorulara yaklaşımında daha az seçici olmasını dilerim.
- I wish you much success in this.
- Bu konuda size başarılar dilerim.
- Just read up on them in the Minutes if you so wish.
- Dilerseniz Tutanaklar'dan bunları okuyabilirsiniz.
- I wish the new SEAFO every success in managing its fisheries.
- Yeni SEAFO'ya balıkçılık yönetiminde başarılar dilerim.
- One might perhaps wish that they were working still better, but progress is at present being made.
- Belki daha iyi çalışıyor olmalarını dileyebiliriz, ancak şu anda ilerleme kaydedilmektedir.
- We wish you a safe journey home.
- Evinize güvenli bir yolculuk dileriz.
- May I take this opportunity to wish every success to World Diabetes Day on 14 November.
- Bu vesileyle 14 Kasım Dünya Diyabet Günü'ne başarılar dilerim.
- Just read up on them in the Minutes, if you so wish.
- Dilerseniz Tutanaklar'dan bunları okuyabilirsiniz.
- Mr Staes had the opportunity to be here and to participate in this debate if he had so wished.
- Sayın Staes dileseydi burada bulunma ve bu tartışmaya katılma fırsatına sahipti.
- May I wish you every success.
- Size başarılar dilerim.
- In any case, I wish you a successful six month's work.
- Her halükarda, başarılı bir altı ay geçirmenizi dilerim.
- I would wish the same, were I a Member of the European Parliament.
- Avrupa Parlamentosu üyesi olsaydım ben de aynısını dilerdim.
- I wish you peace and ease as much as possible, sweetheart.
- Sana mümkün olduğunca huzur ve esenlik dilerim, tatlım.
- Taking this opportunity, we wish all prospective graduates success.
- Bu vesile ile tüm mezun adaylarımıza başarılar dileriz.
- There are many times I wish it'd all end at once.
- Her şeyin bir anda bitmesini dilediğim çok zaman oldu.
- We wish you all a healthy and successful term during this hard period.
- Bu zorlu süreçte herkese sağlıklı, başarılı bir dönem dileriz.
- I wish them to endure these hard sufferings.
- Dilerim ki bu ağır eziyetlere katlanırlar.
- I wish you both nothing but happiness.
- İkinize de mutluluktan başka bir şey dilemiyorum.
- I warned you; now do as you wish.
- Seni uyardım; artık dilediğin gibi yap.
- Tom wished Mary liked him better.
- Tom, Mary'nin onu daha çok sevmesini dilerdi.
- I wish Tom well.
- Tom'un iyi olmasını dilerim.
- Tom was lonely and he wished he had someone to talk to.
- Tom yalnızdı ve konuşacak birinin olmasını diliyordu.
- I closed my eyes and wished to be somewhere else.
- Gözlerimi kapattım ve başka bir yerde olmayı diledim.
- Tom wished to be left alone.
- Tom yalnız bırakılmayı diledi.
- She wished she had been born twenty years earlier.
- O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- Tom wished he'd never met Mary.
- Tom, Mary ile hiç tanışmamış olmayı diledi.
- Tom wished he hadn't told Mary he loved her.
- Tom Mary'ye onu sevdiğini söylememiş olmayı diledi.
- Stuck in the middle of the desert, Layla wished she would die.
- Çölün ortasında sıkışıp kalan Layla ölmeyi diledi.
- Tom wished to win.
- Tom kazanmayı diledi.
- Tom wished he hadn't borrowed the book from Mary.
- Tom Mary'den kitap almamış olmayı diledi.
- Tom wished he hadn't mentioned that he knew Mary.
- Tom, Mary'yi tanıdığından bahsetmemiş olmayı diledi.
- She kissed us on the cheek and wished us a good night.
- O bizi yanağımızdan öptü ve bize iyi bir gece diledi.
- There were times when Tom wished he hadn't married Mary.
- Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.
- Tell Tom I really wish I could help.
- Tom'a gerçekten yardım edebilmeyi dilediğimi söyle.
- I wish you all good luck.
- Hepinize iyi şanslar dilerim.
- Be careful what you wish for, because it might just come true.
- Ne dilediğine dikkat et, çünkü gerçek olabilir.
- That's what I wished for.
- Dilediğim budur.
- That's exactly what I wished for.
- Tam olarak bunu diledim.
- Tom said he wished Mary would do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmasını dilediğini söyledi.
- I thought I'd stop by and wish you luck.
- Ziyaret etmeyi ve sana şans dilemeyi düşündüm.
- Tom wishes he could speak French as well as Mary does.
- Tom, Mary kadar iyi Fransızca konuşabilmeyi dilerdi.
- I just want to wish you a merry Christmas.
- Sana mutlu Noeller dilemek istiyorum.
- I wish Tom good luck.
- Tom'a iyi şanslar dilerim.
- She wished the lovely dog belonged to her.
- Şirin köpeğin kendisine ait olmasını dilerdi.
- Tom said he wished he hadn't forgotten to do his homework.
- Tom ödevini yapmayı unutmamış olmasını dilediğini söyledi.
- Wishing you success forever, my dear friend.
- Sana sonsuza kadar başarılar dilerim, sevgili dostum.
- Have you ever wished you could go travelling?
- Hiç seyahate gidebilmeyi diledin mi?
- I wished him a good journey.
- Ona iyi yolculuklar diledim.
- I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- We wish Tom a quick recovery.
- Tom'a hızlı bir iyileşme dileriz.
- Tom wished he could understand French.
- Tom Fransızca anlayabilmeyi diledi.
- Tom wished Mary wouldn't be mad at him.
- Tom, Mary'nin ona kızmamasını diledi.
- Tom wished Mary was with him.
- Tom, Mary'nin onunla olmasını diledi.
- Eat everything you wish.
- Dilediğin her şeyi ye.
- Tom wished he hadn't won.
- Tom kazanmamış olmayı diledi.
- Tom wished that he had enough money to retire.
- Tom emekli olmak için yeterli parası olmasını dilerdi.
- Tom wished that he knew Mary's telephone number.
- Tom Mary'nin telefon numarasını bilmeyi diledi.
- Tom said he wished he hadn't kissed Mary.
- Tom Mary'yi öpmemiş olmayı dilediğini söyledi.
- Tom wished he knew more than one language.
- Tom bir dilden daha fazlasını bilmeyi diledi.
- Tom wished Mary could've gone with him.
- Tom, Mary'nin de onunla gitmesini diledi.
- Tom wished Mary had told him that she wasn't going to the party.
- Tom, Mary'nin ona partiye gitmeyeceğini söylemesini diledi.
- Tom wished he could tell Mary about what had happened.
- Tom olanları Mary'ye anlatabilmeyi diledi.
- Tom said he wished that he hadn't given Mary his phone number.
- Tom, Mary'ye telefon numarasını vermemiş olmayı dilediğini söyledi.
- I wish you all a Merry Christmas.
- Hepinize Mutlu Noeller dilerim.
- I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
- Bir kütüphane görüp de oraya gidip içindeki her şeyi okuyana kadar kalacak zamanım olmasını dilemeden asla edemem.
- I'm sure you'll wish you hadn't said that.
- Onu söylememiş olmayı dileyeceğinden eminim.
- Tom said he wished he hadn't eaten that.
- Tom, onu yememiş olmasını dilediğini söyledi.
- We wish these people would leave.
- Bu insanların gitmesini dilerdim.
- I wish you a quick recovery.
- Çabuk iyileşmeni dilerim.
- I wish you the best of luck.
- Size iyi şanslar dilerim.
- He wished he had more time.
- O daha fazla zamanı olmasını diledi.
- Tom wished he could tell Mary about what had happened.
- Tom ne olduğu hakkında Mary'ye söyleyebilmeyi diledi.
- Tom wished he could understand French better.
- Tom Fransızcayı daha iyi anlayabilmeyi diledi.
- Tom wished that he could spend more time with Mary.
- Tom, Mary ile daha fazla zaman geçirebilmeyi diledi.
- Mary said she wished you would do that for Tom.
- Mary Tom için bunu yapmanı dilediğini söyledi.
- Tom wished he'd never stepped foot into Mary's house.
- Tom Mary'nin evine asla adım atmamış olmayı diledi.
- Tom wished to be rich.
- Tom, zengin olmayı diledi.
- She wishes she had gone to the theater last night.
- Dün gece tiyatroya gitmiş olmayı dilerdi.
- I wish you a good trip.
- Size iyi yolculuklar dilerim.
- Tom wished he could go outside and play.
- Tom dışarı çıkıp oynayabilmeyi diledi.
- She wished she had been born twenty years earlier.
- Yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- Tom wished he had more time to spend with his children.
- Tom çocuklarıyla geçirmek için daha fazla zamanının olmasını dilerdi.
- I wish you and your family a very happy Easter.
- Size ve ailenize mutlu bir Paskalya dilerim.
- We wish you a Merry Christmas and a Happy New Year.
- Size Mutlu Noeller ve Mutlu Yıllar dileriz.
- Tom wished he had remembered to buy flowers for Mary.
- Tom Mary için çiçekler almayı hatırlamayı diledi.
- Tom wished he could stay in Boston longer.
- Tom Boston'da daha uzun kalabilmeyi diledi.
- He wished that I might understand.
- O benim anlayabilmemi diledi.
- I wished him a good journey.
- Ona iyi bir yolculuk diledim.
- I just wanted to stop by and wish you good luck.
- Ben sadece uğramak ve sana iyi şans dilemek istedim.
- I'd wish I wouldn't have to do these reports.
- Bu raporları hazırlamak zorunda kalmamayı dilerdim.
- She sat next to him wishing she were somewhere else.
- Başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu.
- Tom wished he was back in Boston.
- Tom tekrar Boston'da olmayı diledi.
- I wish you nothing but the very best.
- Sana en iyisinden başka bir şey dilemiyorum.
- Is there something you wish to tell me?
- Bana söylemeyi dilediğin bir şey var mı?
- I wish you nothing but happiness.
- Sana mutluluktan başka bir şey dilemiyorum.
- Tom said that he wished he hadn't told Mary to show John how to do that.
- Tom, Mary'ye John'a bunu nasıl yapacağını göstermesini söylememiş olmayı dilediğini söyledi.
- Tom wished he had a girlfriend.
- Tom bir kız arkadaşı olmasını diledi.
- I'm sure you'll wish you hadn't said that.
- Eminim bunu söylememiş olmayı dileyeceksin.
- Tom wished he was with Mary back in Boston.
- Tom tekrar Mary ile Boston'da olmayı diledi.
- I wish you both a lifetime of happiness.
- İkinize de ömür boyu mutluluklar dilerim.
- Tom wishes he could speak French.
- Tom Fransızca konuşabilmeyi dilerdi.
- Tom said he wished Mary wouldn't do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmasını dilediğini söyledi.
- Tom wished that his classmates would treat each other with more respect.
- Tom sınıf arkadaşlarının birbirlerine daha saygılı davranmalarını diledi.
- She wished me good night.
- Bana iyi geceler diledi.
- Tom said that he wished that he hadn't given Mary any money.
- Tom, Mary'ye hiç para vermemiş olmayı dilediğini söyledi.
- I wish you luck in finding what you're looking for.
- Aradığınız şeyi bulmanızda size şans dilerim.
- Tom was lonely and he wished he had someone to talk to.
- Tom yalnızdı ve o konuşacak birinin olmasını diledi.
- Sami called Layla and wished her a happy birthday.
- Sami, Layla'yı aradı ve ona mutlu yıllar diledi.
- I wish you a speedy recovery!
- Sana acil şifalar dilerim!
- Tom said he wished he hadn't hit Mary.
- Tom, Mary'ye vurmamış olmayı dilediğini söyledi.
- Sami wished Layla a happy birthday.
- Sami, Layla'ya mutlu yıllar diledi.
- Tom said that he wished you wouldn't go out after dark by yourself.
- Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamanı dilediğini söyledi.
- Tom said he wished that you could do that.
- Tom bunu yapabilmeni dilediğini söyledi.
- Tom wished that he could play tennis as well as Mary.
- Tom Mary kadar iyi tenis oynayabilmeyi diledi.
- She wished me success.
- Bana başarılar diledi.
- We wish you success.
- Başarılar dileriz.
- I ate something I wished I hadn't eaten.
- Yememiş olmayı dilediğim bir şey yedim.
- He wished that I might understand.
- Anlayabilmemi diledi.
- I'm sure you'll wish you hadn't done that.
- Eminim bunu yapmamış olmayı dileyeceksin.
- She wished she had more time.
- Daha fazla zamanı olmasını diledi.
- Have you ever wished you could go travelling?
- Hiç seyahate çıkmayı dilediniz mi?
- We wish you a Merry Christmas and a Happy New Year.
- Mutlu Noeller ve Mutlu Yıllar dileriz.
- Tom wished Mary would quit staring at him.
- Tom, Mary'nin ona bakmayı kesmesini dilerdi.
- Mary said she wished she hadn't forgotten to buy a birthday present for Tom.
- Mary, Tom'a doğum günü hediyesi almayı unutmamış olmayı dilediğini söyledi.
- I think everyone wishes that.
- Bence herkes onu diler.
- Tom probably wishes he'd eaten more for breakfast.
- Tom muhtemelen kahvaltıda daha fazla yemiş olmayı dilerdi.
- Tom said he wished he hadn't tried to convince Mary to do that.
- Tom, Mary'yi bunu yapmaya ikna etmeye çalışmamış olmayı dilediğini söyledi.
- Now wish everyone a good night!
- Şimdi herkese iyi geceler dileriz!
- Tom wished there was something else he could do to help.
- Tom yardım etmek için yapabileceği başka bir şey olmasını diledi.
- I wish your dreams come true.
- Hayallerinizin gerçekleşmesini dilerim.
- I wish you a Happy New Year.
- Mutlu yıllar dilerim.
- Books are for people who wish they were somewhere else.
- Kitaplar, başka bir yerde olmayı dileyen insanlar içindir.
- Tom wished he could play the mandolin as well as Mary does.
- Tom Mary kadar iyi mandolin çalabilmeyi diledi.
- Tom said he wished he could speak French better.
- Tom daha iyi Fransızca konuşabilmeyi dilediğini söyledi.
- Tom wished there was more than just one strawberry in his fruit salad.
- Tom, meyve salatasında sadece bir çilekten daha fazlası olmasını diledi.
- Tom wishes he had gone to the theater last night.
- Tom dün gece tiyatroya gitmiş olmayı dilerdi.
- Be careful what you wish for.
- Ne dilediğine dikkat et.
- I wish you success.
- Başarılar dilerim.
- Tom wishes he'd done that.
- Tom bunu yapmış olmayı dilerdi.
- Tom said that he wished that I was more like Mary.
- Tom, daha çok Mary gibi olmamı dilediğini söyledi.
- I really wish you hadn't sold our car.
- Arabamızı satmamış olmanı dilerdim.
- Tom wished he could tell Mary what she wanted to know.
- Tom, Mary'ye bilmek istediği şeyi söyleyebilmeyi dilerdi.
- Tom wishes he could speak French as well as he speaks English.
- Tom İngilizce konuştuğu kadar iyi Fransızca konuşabilmeyi diler.
- We wanted to wish you good luck.
- Sana iyi şanslar dilemek istedik.
- We came by to wish you luck.
- Size şans dilemek için uğradık.
- Tom wished he were able to visit Boston more often.
- Tom, Boston'u daha sık ziyaret edebilmeyi diledi.
- I wish you happiness in your personal life and success in your work.
- Size özel hayatınızda mutluluk ve işinizde başarılar dilerim.
- Tom said he wished he hadn't given Mary any money.
- Tom, Mary'ye hiç para vermemiş olmayı dilediğini söyledi.
- I wish you happiness!
- Sana mutluluklar dilerim!
- Tom was beginning to wish he had stayed in the navy.
- Tom donanmada kalmış olmayı dilemeye başladı.
- I wish you all well in your future life here.
- Hepinize bundan sonraki hayatınızda başarılar dilerim.
- Tom said he wished he hadn't tried to convince Mary to do that.
- Tom Mary'yi bunu yapmaya ikna etmeye çalışmamış olmayı dilediğini söyledi.
- She kissed us on the cheek and wished us a good night.
- Bizi yanaklarımızdan öptü ve iyi geceler diledi.
- I wish them all the best.
- Hepsinin iyi olmasını dilerdim.
- We wish everyone a happy trip.
- Herkese iyi yolculuklar dileriz.
- I'm sure you'll wish you hadn't done that.
- Onu yapmamış olmayı dileyeceğinden eminim.
- Tom wished he was someone else.
- Tom başka biri olmayı diledi.
- Tom wished he hadn't gone to the party.
- Tom partiye gitmemiş olmayı diledi.
- Tom said that he wished he hadn't parked his car in front of Mary's house.
- Tom, arabasını Mary'nin evinin önüne park etmemiş olmayı dilediğini söyledi.
- What did you wish for?
- Ne diledin?
- Wish you good luck on the exam.
- Size sınavda iyi şans dilerim.
- Tom wished that Mary hadn't overheard John and him talking about her.
- Tom, Mary'nin John ve onun kendisi hakkında konuştuklarına kulak misafiri olmamasını diledi.
- You are free to leave any time you wish.
- Dilediğiniz zaman gitmekte özgürsünüz.
- Tom said he wished Mary would win.
- Tom, Mary'nin kazanmasını dilediğini söyledi.
- I wished her a good night.
- Ona iyi geceler diledim.
- I don't wish anyone dead.
- Birinin ölmesini dilemiyorum.
- Tom said he wished Mary wouldn't do that again.
- Tom, Mary'nin bunu bir daha yapmamasını dilediğini söyledi.
- I wish you a beautiful weekend!
- Sana güzel bir haftasonu dilerim!
- Tom wished that he had somebody to talk to.
- Tom konuşacak birinin olmasını dilerdi.
- Tom said he wished you would do that for Mary.
- Tom, Mary için bunu yapmanı dilediğini söyledi.
- Tom wished Mary was with him.
- Tom, Mary'nin onunla olmasını dilerdi.
- I wish you a lifetime of happiness.
- Size ömür boyu mutluluklar dilerim.
- Sami wished Layla would die.
- Sami, Layla'nın ölmesini diledi.
- Is that what you really wish?
- Gerçekten de dilediğin bu mu?
- Tom wished he hadn't promised Mary he'd help.
- Tom, Mary'ye yardım edeceğine söz vermemiş olmayı diledi.
- Let's wish Tom all the best.
- Tom'a iyi şanslar dileyelim.
- Tom wished Mary a happy birthday.
- Tom, Mary'ye mutlu yıllar diledi.
- Tom wished that he had enough money to retire.
- Tom emekli olmak için yeterli parasının olmasını diledi.
- I just stopped by to wish you luck.
- Sana şans dilemek için uğradım.
- Tom wished Mary could stay longer.
- Tom, Mary'nin daha uzun kalmasını diledi.
- Wish you good luck on the exam.
- Sınavda iyi şanslar dilerim.
- You should wish for something else.
- Başka bir şey dilemelisin.
- Tom didn't get what he wished for.
- Tom dilediğini elde edemedi.
- I wish you a pleasant voyage.
- Size iyi yolculuklar dilerim.
- Wishing you a Halloween filled with fun.
- Eğlence dolu bir Cadılar Bayramı dilerim.
- Tom wished that he could play tennis as well as Mary.
- Tom, Mary kadar iyi tenis oynayabilmeyi diledi.
- I wish you a good trip!
- İyi yolculuklar dilerim!
- Mary wished she had a boyfriend.
- Mary bir erkek arkadaşı olmasını diledi.
- Tom wished Mary would leave.
- Tom, Mary'nin gitmesini diledi.
- I wish you and your family well.
- Sana ve ailene esenlikler dilerim.
- Tom wishes he could afford to buy the kind of computer Mary bought.
- Tom, Mary'nin aldığı türden bir bilgisayar alabilmeyi dilerdi.
- Tom wished he hadn't said that.
- Tom onu söylememiş olmayı diledi.
- I wish you a Merry Christmas and a Happy New Year.
- Mutlu Noeller ve Mutlu Yıllar Dilerim.
- He wished Mary had told him the story.
- Mary'nin hikayeyi ona anlatmasını diledi.
- I wish you a nice day!
- İyi günler dilerim!
- I wish you could see us here.
- Bizi burada görebilmeni dilerim.
- Tom wishes he was a better swimmer.
- Tom daha iyi bir yüzücü olmayı dilemektedir.
- Tom wished he was with Mary.
- Tom Mary ile olmayı diledi.
- Tom wished that he had someone to talk to.
- Tom konuşacağı birilerinin olmasını dilerdi.
- Tom wished he had more time to do things with his children.
- Tom, çocuklarıyla bir şeyler yapmak için daha fazla zamanı olmasını dilerdi.
- Tom wished he hadn't looked.
- Tom bakmamış olmayı diledi.
- I wish you all the very best for the future.
- Gelecek için her şeyin en iyisini dilerim.
- She wished she had more time.
- O daha fazla zamanı olmasını diledi.
- What's something you wish you could change about yourself?
- Kendinizle ilgili değiştirmeyi dilediğiniz şey nedir?
- They can add something if they wish.
- Dilerlerse bir şey ekleyebilirler.
- I really do wish you hadn't done that.
- Gerçekten bunu yapmamış olmanı dilerdim.
- He had wished her happy holidays.
- Ona mutlu tatiller dilemişti.
- Tom wished he hadn't promised Mary he'd go to Boston with her.
- Tom Mary'ye onunla Boston'a gideceğine söz vermemiş olmayı diledi.
- I thought I'd stop by and wish you luck.
- Uğrayıp sana şans dilemek istedim.
- I wish you a happy birthday.
- Mutlu yıllar dilerim.
- Mary wished she were better at swimming.
- Mary yüzmede daha iyi olmayı diledi.
- I wish for your success.
- Başarılı olmanı dilerim.
- Tom said he wished he could do that.
- Tom bunu yapabilmeyi dilediğini söyledi.
- Tom said he wished Mary could do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmasını dilediğini söyledi.
- Tom wished that Mary would tell him what to do.
- Tom, Mary'nin ona ne yapacağını söylemesini diledi.
- I wished him a good night.
- Ona iyi geceler diledim.
- I wish you a speedy recovery.
- Sana acil şifalar dilerim.
- Tom wished he hadn't promised Mary he'd help.
- Tom Mary'ye yardım edeceğine söz vermemiş olmayı diledi.
- Everybody wished he had been elected governor.
- Herkes onun vali seçilmesini diliyordu.
- Sometimes, I wish I was never born.
- Bazen hiç doğmamış olmayı dilerim.
- I wished him a good night.
- Ona iyi bir gece diledim.
- Tom wished he'd never met Mary.
- Tom Mary ile asla tanışmamış olmayı diledi.
- Tom said he wished he hadn't told Mary that he forgot to do that.
- Tom, bunu yapmayı unuttuğunu Mary'ye söylememiş olmayı dilediğini söyledi.
- We wish you continued success.
- Başarılarının devamını dileriz.
- Tom wished he were still single.
- Tom hala bekar olmayı diliyordu.
- I don't wish to do that.
- Onu yapmayı dilemiyorum.
- We wished each other good luck.
- Birbirimize iyi şanslar diledik.
- We wish you well, Tom.
- İyi olmanı dileriz, Tom.
- She wished the lovely dog belonged to her.
- O, sevimli köpeğin kendine ait olmasını diledi.
- I wish I were what I was when I wished I were what I am.
- Keşke olduğum gibi olmayı dilediğim zaman olduğum gibi olsam.
- My little sister sometimes wished she was a boy.
- Küçük kız kardeşim bazen erkek olmayı dilerdi.
- She wished me good night.
- O, bana iyi geceler diledi.
- Tom wished he was with Mary.
- Tom, Mary ile birlikte olmayı diledi.
- I wish you a happy married life!
- Size mutlu bir evlilik hayatı dilerim!
- I just wanted to wish you luck.
- Sadece sana şans dilemek istedim.
- I wish you all the best.
- Her şeyin gönlünce olmasını dilerim.
- Tom wished he hadn't told Mary anything.
- Tom Mary'ye bir şey söylememeyi diledi.
- Tom wished he hadn't spent so much money.
- Tom o kadar çok para harcamamış olmayı diledi.
- Tom wishes he could swap places with Mary.
- Tom, Mary ile yer değiştirebilmeyi diledi.
- Tom wished he'd been invited to the party.
- Tom partiye davet edilmeyi diledi.
- Tom said that he wished that you knew how to do that.
- Tom, bunu nasıl yapacağını bilmeni dilediğini söyledi.
- Tom said he wished Mary wouldn't do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmamasını dilediğini söyledi.
- I wish you the very best of luck.
- Sana bol şans dilerim.
- Tom wished Mary would come back.
- Tom, Mary'nin geri gelmesini diledi.
- The guests wished the happy couple a long and prosperous life.
- Konuklar mutlu çifte uzun ve müreffeh bir hayat diledi.
- I wish you a nice day!
- Sana güzel bir gün dilerim!
- Tom wished he hadn't done that.
- Tom bunu yapmamış olmayı diledi.
- Tom always wished he had more money.
- Tom her zaman daha fazla parası olmasını dilerdi.
- Tom wished Mary was with him.
- Tom Mary'nin kendisiyle birlikte olmasını diledi.
- I did something I wish I hadn't.
- Yapmamayı dilediğim bir şeyi yaptım.
- I wish you the best of luck in your next endeavor.
- Bir sonraki girişiminde sana bol şans dilerim.
- Tom said he wished that he hadn't gone there.
- Tom oraya gitmemiş olmayı dilediğini söyledi.
- Tom wished he were able to visit Boston more often.
- Tom Boston'u daha sık ziyaret edebilmeyi diledi.
- Stuck in the middle of the desert, Layla wished she would die.
- Çölün ortasında kalan Leyla ölmeyi diledi.
- Tom said that he wished you wouldn't go out after dark by yourself.
- Tom, hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamanı dilediğini söyledi.
- We all wished each other luck.
- Hepimiz birbirimize şans diledik.
- I wish Tom nothing but the best.
- Tom'a en iyisinden başka bir şey dilemiyorum.
- Tom wished there was more he could do to help.
- Tom yardım etmek için yapabileceği daha fazla şey olmasını diledi.
- Tom said he wished that he hadn't told Mary to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmasını söylememiş olmayı dilediğini söyledi.
- Tom wished he hadn't borrowed the book from Mary.
- Tom, kitabı Mary'den ödünç almamış olmayı diledi.
- Tom wished he were better at swimming.
- Tom yüzmede daha iyi olmayı diledi.
- Tom wishes he could fly.
- Tom uçabilmeyi dilerdi.
- Tom wished that Mary would tell him where she'd been.
- Tom, Mary'nin ona nerede olduğunu söylemesini diledi.
- She wished me success.
- O bana başarı diledi.
- I wish you success in your work.
- İşinizde başarılar dilerim.
- We wish you success.
- Size başarılar dileriz.
- Tom wished Mary good luck.
- Tom Mary'ye iyi şans diledi.
- Tom wished he had a decent job.
- Tom düzgün bir işi olmasını diledi.
- I wish Tom a full and speedy recovery.
- Tom için tam ve hızlı bir iyileşme dilerim.
- Tom wished he were dead.
- Tom ölmüş olmayı diledi.
- Tom wishes he could speak French as well as Mary.
- Tom, Mary kadar iyi Fransızca konuşabilmeyi dilerdi.
- Married people sometimes wish they were single.
- Evli insanlar bazen bekar olmayı dilerler.
- I wish Tom a very speedy recovery.
- Tom'a çok hızlı bir iyileşme dilerim.
- Tom wished he could go back to Boston.
- Tom Boston'a geri dönmeyi diledi.
- Tom wished he had remembered to buy flowers for Mary.
- Tom, Mary'ye çiçek almayı hatırlamış olmayı diledi.
- I wish nothing but the best for you.
- Senin için en iyiden başka bir şey dilemiyorum.
- Tom wished he hadn't promised Mary he'd go to Boston with her.
- Tom, Mary'ye onunla Boston'a gideceğine dair söz vermemiş olmayı diledi.
- Tom wished he hadn't done what he did.
- Tom yaptığını yapmamış olmayı diledi.
- I did something I wished I hadn't done.
- Yapmamış olmayı dilediğim bir şeyi yaptım.
- Tom wished Mary good luck.
- Tom Mary'ye iyi şanslar diledi.
- We want to wish you and your family all the joys of a coming New Year.
- Size ve ailenize yeni yılda mutluluklar dileriz.
- I wish him a good night.
- Ona iyi geceler dilerim.
- Tom wished he had been more careful.
- Tom daha dikkatli olmayı diledi.
- Tom was beginning to wish he had stayed in the navy.
- Tom donanmada kalmayı dilemeye başlamıştı.
- Tom wished he could go outside and play.
- Tom dışarı çıkıp oynamayı diledi.
- What do you wish?
- Ne dilersin?
- She wished the lovely dog belonged to her.
- Sevimli köpeğin kendisine ait olmasını dilemişti.
- Everyone wished me luck.
- Herkes bana şans diledi.
- Tom said he wished he hadn't given Mary any money.
- Tom, Mary'ye hiç para vermemiş olmasını dilediğini söyledi.
- Tom wishes he were a millionaire.
- Tom milyoner olmayı diledi.
- Tom wished he had more time.
- Tom daha fazla zamanı olmasını diledi.
- I wish them the best.
- Onlar için en iyisini dilerdim.
- Tom wished he were still single.
- Tom hâlâ bekar olmayı diledi.
- I wish you good luck in the exam!
- Sınavda iyi şanslar dilerim!
- I couldn't have wished for a better gift this Christmas.
- Bu Noel'de daha iyi bir hediye dileyemezdim.
- There were times when Tom wished he hadn't married Mary.
- Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar oldu.
- That's what I wished for.
- Dilediğim şey buydu.
- I saw something I wished I hadn't seen.
- Görmemiş olmayı dilediğim bir şey gördüm.
- Tom said he wished he hadn't told Mary that he forgot to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmayı unuttuğunu söylememiş olmayı dilediğini söyledi.
- Tom said he wished he hadn't kissed Mary.
- Tom, Mary'yi öpmemiş olmayı dilediğini söyledi.
- I really do wish you'd be quiet.
- Gerçekten sessiz olmanızı dilerim.
- Tom wished that he knew Mary's telephone number.
- Tom, Mary'nin telefon numarasını bilmeyi diledi.
- Tom wished he'd told Mary that.
- Tom, Mary'ye bunu anlatmış olmayı diledi.
- Tom wishes he had a maid.
- Tom bir hizmetçisi olmasını dilerdi.
- I wish you a good morning!
- Size iyi sabahlar dilerim!
- He wished she had more time.
- O daha fazla zamanı olmasını diledi.
- Tom said he wished he hadn't let Mary do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmasına izin vermemiş olmayı dilediğini söyledi.
- I wish you great success.
- Size büyük başarılar dilerim.
- Tom wished he could play the mandolin as well as Mary does.
- Tom, Mary'nin çaldığı kadar iyi mandolin çalabilmeyi dilerdi.
- She wished it would stop raining by noon.
- Öğleye kadar yağmurun durmasını diledi.
- I named my daughter Nairu wishing her long life.
- Ona uzun bir ömür dileyerek kızıma Nairu ismini verdim.
- We want to wish you and your family all the joys of a coming New Year.
- Yaklaşan Yeni Yılın size ve ailenize neşe getirmesini dileriz.
- Tom wished that he could play the guitar.
- Tom gitar çalabilmeyi diledi.
- Tom almost wished he had never met Mary.
- Tom neredeyse Mary ile hiç karşılaşmamış olmayı diledi.
- I wish you all a Happy New Year.
- Hepinize Mutlu Yıllar dilerim.
- I came to wish you good luck.
- Sana iyi şanslar dilemeye geldim.
- You should be careful what you wish for.
- Ne dilediğine dikkat etmelisin.
- I wish you a Merry Christmas and a Happy New Year.
- Size Mutlu Noeller ve Mutlu Yıllar dilerim.
- Mary said she wished you would do that for Tom.
- Mary, Tom için bunu yapmanı dilediğini söyledi.
- Tom wished Mary would quit staring at him.
- Tom, Mary'nin ona bakmayı bırakmasını diledi.
- Tom said he wished Mary wouldn't go out after dark by herself.
- Tom, Mary'nin hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamasını dilediğini söyledi.
- Tom almost wished he had never met Mary.
- Tom neredeyse Mary ile hiç tanışmamış olmayı dileyecekti.
- Tom said he wished he were rich.
- Tom zengin olmayı dilediğini söyledi.
- Tom said he wished he could do that as well as Mary.
- Tom, bunu Mary kadar iyi yapabilmeyi dilediğini söyledi.
- Tom wished there was more than just one strawberry in his fruit salad.
- Tom meyve salatasında sadece bir çilekten daha fazlası olmasını diledi.
- We all wished for peace.
- Hepimiz barış diledik.
- Tom wished there was more he could do to help.
- Tom yardım etmek için yapabileceği daha fazla şey olmasını dilerdi.
- Tom wished he'd never stepped foot into Mary's house.
- Tom, Mary'nin evine hiç adım atmamış olmayı diledi.
- I wish you well.
- İyi olmanı dilerim.
- Tom and Mary wished each other well.
- Tom ve Mary birbirlerini iyi dilediler.
- She wished to be beautiful.
- Güzel olmayı diledi.
- Tom said he wished he hadn't forgotten to do his homework.
- Tom ödevini yapmayı unutmamış olmayı dilediğini söyledi.
- Tom wished he'd been invited to the party.
- Tom partiye davet edilmiş olmayı diledi.
- Tom wished he had a decent job.
- Tom iyi bir işi olmasını diledi.
- Tom wished he were better at swimming.
- Tom yüzmede daha iyi olmayı diliyordu.
- Tom said he wished that you wouldn't go out after dark by yourself.
- Tom, hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamanı dilediğini söyledi.
- Tom said he wished he could do that.
- Tom, bunu yapabilmeyi dilediğini söyledi.
- She wished it would stop raining by noon.
- Öğlene kadar yağmurun durmasını diledi.
- Tom wished he'd known about the party.
- Tom partiyi tanımayı diledi.
- Tom wished he was back in Boston.
- Tom Boston'a geri dönmeyi diledi.
- You can go or stay, as you wish.
- Dilediğiniz gibi gidebilir ya da kalabilirsiniz.
- Tom said he wished he hadn't let Mary drive.
- Tom, Mary'nin araba kullanmasına izin vermemiş olmayı dilediğini söyledi.
- Tom wished he had put more money into that investment.
- Tom o yatırıma daha fazla para yatırmış olmayı diledi.
- Wishing you success forever, my dear friend.
- Sana hayat boyu başarılar dilerim, canım arkadaşım.
- Tom said he wished that you wouldn't do that.
- Tom bunu yapmamanı dilediğini söyledi.
- I wish you happiness.
- Sana mutluluklar dilerim.
- Tom wished he hadn't told Mary anything.
- Tom, Mary'e hiçbir şey söylememiş olmayı diledi.
- We all wished each other luck.
- Hepimiz birbirimize iyi şans diledik.
- He wished she had more time for him.
- Onun için daha fazla zamanı olmasını diledi.
- Tom wishes he had a bigger car.
- Tom daha büyük bir arabası olmasını dilerdi.
- Dan wished to become a famous poet.
- Dan ünlü bir şair olmayı diledi.
- Tom wished he hadn't told Mary he loved her.
- Tom, Mary'ye onu sevdiğini söylememiş olmayı diledi.
- Tom wished he could tell Mary what she wanted to know.
- Tom onun bilmek istediğini Mary'ye söyleyebilmeyi diledi.
- We wish everyone a happy trip.
- Biz herkese mutlu bir yolculuk dileriz.
- Tom wished Mary the best of luck.
- Tom, Mary'e iyi şanslar diledi.
- He wished she had more time.
- Onun daha fazla zamanı olmasını diledi.
- We wish that you were here.
- Burada olmanızı dilerdik.
- Be careful what you wish for, because it might just come true.
- Neyi dilediğine dikkat et, çünkü o gerçekleşebilir.
- Tom wished he had studied harder.
- Tom daha çok çalışmış olmayı diliyordu.
- Tom said he wished that you wouldn't go out after dark by yourself.
- Tom hava karardıktan sonra tek başına dışarı çıkmamanı dilediğini söyledi.
- I went somewhere I wished I hadn't gone.
- Gitmemiş olmayı dilediğim bir yere gittim.
- Tom wished he could fly.
- Tom uçabilmeyi diledi.
- Tom wished that he could spend more time with Mary.
- Tom Mary ile daha fazla zaman geçirebilmeyi diliyor.
- I wish you luck on your decision.
- Kararınızda başarılar dilerim.
- Tom wished he could play the mandolin as well as Mary.
- Tom, Mary kadar iyi mandolin çalabilmeyi dilerdi.
- Don't you wish you could go to Boston with us?
- Bizimle Boston'a gidebilmeyi dilemiyor musun?
- We came by to wish you luck.
- Sana şans dilemeye geldik.
- Tom wished he could tell Mary all about it.
- Tom, Mary'ye bu konuda her şeyi anlatabilmeyi dilerdi.
- She wished he had more time for her.
- Onun için daha fazla zamanı olmasını diledi.
- Wish all my friends and loved one Happy New Year.
- Tüm dostlarıma ve sevdiklerime mutlu yıllar dilerim.
- Tom wished he was with Mary back in Boston.
- Tom, Boston'da Mary ile birlikte olmayı diledi.
- Tom said he wished I was more like Mary.
- Tom, Mary gibi olmamı dilediğini söyledi.
Show More (392)
|
