ötesine - Turkish English Dictionary
History

ötesine



Meanings of "ötesine" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
ötesine further adv.
ötesine outside prep.
ötesine beyond prep.
ötesine outgate [dialect] prep.

Meanings of "ötesine" with other terms in English Turkish Dictionary : 97 result(s)

Turkish English
General
ötesine geçen overreaching n.
yasal ve etik sınırların ötesine geçme durumu twilight zone n.
ötesine geçilemeyen sınır bound n.
(askeri hapishanede) ötesine geçen mahkumların anında kurşuna dizildiği çizgi deadline n.
hizmetleri veya faaliyetleri mevcut veya geleneksel sınırların ötesine genişletme outreach n.
gerçeğin ötesine geçme superlation [obsolete] n.
ötesine geçmek transcend v.
ötesine geçmek go beyond v.
ötesine geçmek overreach v.
ötesine gitmek soar v.
ötesine geçmek cut across v.
ötesine gitmek cut across v.
uykunun ötesine geçmek go beyond sleep v.
ötesine geçememek be unable to go beyond v.
ötesine geçememek be unable to exceed v.
zamanın ötesine geçmek go beyond time v.
ötesine geçmek move beyond v.
güvenli sınırın ötesine genişlemek overextend v.
mantıklı sınırın ötesine yayılmak overextend v.
ötesine uçmak overfly v.
ötesine geçmek overget v.
(birini) hedefinin ötesine atlatmak overleap v.
ötesine geçmek beggar v.
normal sınırlarının ötesine ulaşmak disbound v.
ötesine taşmak outlie v.
ötesine geçmek outlie v.
ötesine geçmek outpass v.
(nokta veya sınırın) ötesine geçmek outrun v.
ötesine geçmek outshoot v.
ötesine ateş etmek outshoot v.
ötesine gitmek outsoar v.
ötesine süzülmek outsoar v.
ötesine geçmek outspeed v.
sportiflikte ötesine geçmek outsport [obsolete] v.
ötesine uzanmak outstretch v.
ötesine seyahat etmek outtravel v.
ötesine yürümek outwalk v.
olağan sınırların ötesine zorlamak push v.
ötesine geçmek surpass v.
ötesine geçilemez untranscendable adj.
ötesine geçilemeyen untranscendable adj.
açık olanın ötesine geçen obscured adj.
aşikar olanın ötesine geçen obscured adj.
belli olanın ötesine geçen obscured adj.
ötesine geçen overbold adj.
Phrasals
ötesine geçmek get beyond v.
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak touch down v.
ötesine geçmek extend across v.
sınırların ötesine taşımak run away with v.
(bir şeyin) ötesine geçmek cut across (something) v.
birinin/bir şeyin ötesine geçmek go beyond someone or something v.
(bir şeyin) ötesine geçmek go beyond (something) v.
Phrases
ötesine gelince for the rest expr.
Colloquial
(koşarak (birinin/bir şeyin) ötesine geçirmek run past (someone or something) v.
(bir limitin/eşiğin) ötesine geçmek run past (something) v.
Idioms
ötesine/ardına geçmek be beyond someone or something v.
ötesine taşmak lie beyond v.
ötesine geçmek lie beyond v.
şakanın ötesine geçmek get beyond a joke v.
şakanın ötesine geçmek go beyond a joke v.
ötesine bakmak look past v.
(bir şeyin) çok ötesine geçmek blow past (something) v.
ötesine geçmiş olmak be far and away v.
(bir şeyin) ötesine geçmiş olmak be far and away the (something) v.
şakanın ötesine geçmek be beyond a joke v.
şakanın ötesine geçmek get beyond a joke v.
şakanın ötesine geçmek go beyond a joke v.
beklenenin/umulanın ötesine geçmek/üzerine çıkmak hit (something) out of the ballpark v.
beklenenin/umulanın ötesine geçmek/üzerine çıkmak hit (something) out of the park v.
(birinin/bir şeyin) ilerisine/ötesine uzanmak reach past (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) ötesine ulaşmak reach past (someone or something) v.
birinin/bir şeyin ötesinde/ötesine beyond someone or something expr.
Trade/Economic
altının bir ülke sınırlarının ötesine hareket etmesi gold flow n.
Law
şehirlerin merkezden banliyölere ve ötesine doğru genişlemelerini önleyici yasa anti-sprawl law n.
Computer
ufuk ötesine yayılım beyond-the-horizon propagation n.
Aeronautic
ötesine uçma transvolation n.
Marine
üst yelkeni zıpkının ötesine uzatan kısa direk jack yard n.
Medical
normal boyutlarının ötesine esneme dilatation n.
Logic
mantık kapsamının ötesine geçen metalogical adj.
Fishery
hedeflenen noktanın ötesine düşen olta iğnesi overcast n.
Religious
sözlerin ötesine uzanan ilham verbal inspiration n.
Geography
doğal sınırlarının ötesine taşan yeryüzü şekli salient n.
Military
(askeri hapishanede) ötesine geçen mahkumların anında kurşuna dizildiği çizgi dead line n.
(askeri argo) okyanus ötesine downrange adv.
Hunting
ilki hedefin ötesine diğeri gerisine hedef alınan iki mermi arasındaki mesafe bracket n.
ilki hedefin ötesine diğeri gerisine hedef alınarak ateşlenen iki mermi bracket n.
Sport
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak touch the ball down n.
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak touch down the ball n.
(ragbide) topu gol çizgisinin ötesine taşıyan hücum oyuncusunun karşı takımın savunma oyuncusu tarafından puan alamadan durdurulduğu oyun maul n.
(ragbide) topu gol çizgisinin ötesine taşıyan hücum oyuncusunun karşı takımın savunma oyuncusu tarafından puan alamadan durdurulduğu oyun maul in goal n.
sayı çizgisinin ötesine atılan top dead ball n.
sayı çizgisinin ötesine atılan top dead ball n.
Baseball
yere düşmeden sahanın ötesine giden top looper n.
Boxing
boks ringinin etrafını çevreleyen, halatların ötesine uzanan kısım apron n.
Art
dışavurumculuğun ötesine geçmeye çalışan bir sanat hareketi supra expressionism n.
Archaic
ötesine geçmek overcome v.
belirli sınırların ötesine geçmeyen intransitive adj.