özgür - Turkish English Dictionary
History

özgür



Meanings of "özgür" in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

Turkish English
Common Usage
özgür free adj.
General
özgür free adj.
özgür rakish adj.
özgür liberal adj.
özgür at large adj.
özgür exempt adj.
özgür at liberty adj.
özgür independent adj.
özgür latitudinarian adj.
özgür unfettered adj.
özgür footloose adj.
özgür emancipated adj.
özgür uncaged adj.
özgür unhampered adj.
özgür unhesitating adj.
özgür bindaas [india] adj.
özgür munific [obsolete] adj.
özgür freehand adj.
özgür freely adj.
Colloquial
özgür unbuttoned adj.
özgür at liberty expr.
özgür at (one's) ease expr.
özgür at (your) ease expr.
Idioms
özgür fancy free adj.
özgür scot free adj.
Politics
özgür free man n.

Meanings of "özgür" with other terms in English Turkish Dictionary : 325 result(s)

Turkish English
Common Usage
özgür olmak be free v.
General
özgür yaşam waxing n.
özgür insan independent person n.
özgür irade freewill n.
özgür irade ve belirlenimcilik free will and determinism n.
özgür düşünceli kimse latitudinarian n.
toplum yasalarına aklını kullanarak, kendi özgür istemiyle boyun eğen kişi satyagrahi n.
özgür düşünce latitudinarianism n.
özgür düşünceli freethinker n.
özgür dünya free world n.
özgür düşünme freethinking n.
özgür insan person in freedom n.
özgür düşünce free thought n.
özgür yaşam wastefulness n.
afrika'ya özgür bir ritmik müzik kwela n.
özgür yaşam wander idly n.
özgür adam freeman n.
özgür kadın freewoman n.
özgür irade free will n.
özgür iradeyle yapılan seçim free will n.
özgür ruh free spirit n.
özgür düşünceli kimse freethinker n.
serf veya özgür çiftçiye ait olmayan lord toprağı demesne n.
özgür basın free press n.
özgür olmama unfreedom n.
özgür ruh free soul n.
özgür bırakılan kimse redemptionary n.
özgür bırakma release n.
özgür bırakılmış kimse releasee n.
özgür bırakılmış kimse relessee n.
özgür bırakan kimse enfranchiser n.
özgür bırakmama unpermissiveness n.
(ingiltere'de) eskiden krala hizmetle görevli olan özgür kimse baron n.
dini meselelerde özgür düşünen kimse libertine n.
(eskiden) bağlı bulunduğu şirketin üniformasını giyme ve diğer imtiyazlardan yararlanma hakkına sahip olan özgür erkek liveryman n.
özgür deneyim idyll n.
yarı özgür yarı köle biçiminde köylülük culvertage n.
mülkünden vazgeçerek yarı özgür yarı köle köylüye indirgeme culvertage n.
roma'da özgür avam tabakası plebians n.
özgür eylem free action n.
özgür cinsel ilişkiyi destekleyen kimse free lover n.
özgür insanlar free people n.
özgür bir kent vatandaşının hak ve ayrıcalıklara sahip olması freedom of the city n.
özgür cinsel ilişkiyi destekleyen kimse free-lover n.
özgür cinsel ilişki free-lovism n.
özgür düşünceler freethinking n.
özgür irade yanılgısı illusion of free will n.
(1920'lerde) özgür düşünen genç kadın flapper n.
özgür kılmak emancipate v.
özgür olmak be free v.
özgür olmak become free v.
özgür olmak become independent v.
özgür olmak be independent v.
özgür bırakmak free v.
özgür bırakmak give a loose v.
özgür bırakmak set free v.
özgür bırakmak set loose v.
birini özgür kılmak emancipate someone from something v.
özgür bir ortam yaratmak create a free environment v.
özgür kılmak redd [dialect] v.
özgür bırakmak release v.
(zapt edilmiş birini) özgür bırakmak unsubject v.
(boyun eğmiş birini) özgür bırakmak unsubject v.
özgür kılmak untether v.
özgür kılmak untie v.
özgür kılmak için ödemek buy v.
özgür bırakmak feather [obsolete] v.
özgür kılmak free-denizen v.
özgür bırakmak solve [obsolete] v.
özgür bırakmak solve [obsolete] v.
kadar özgür as free as adj.
özgür düşünceli liberal adj.
özgür bırakan emancipatory adj.
özgür iradeli voluntary adj.
ekonomik açıdan özgür economically free adj.
özgür düşünceli olmayan nonliberal adj.
özgür ruhlu free spirited adj.
özgür doğmuş free-born adj.
kuş kadar özgür completely free adj.
kuş kadar özgür carefree adj.
özgür/serbest olmayan unfree adj.
özgür bırakılmış liberated adj.
özgür ve tarafsız free and fair adj.
daha özgür more free adj.
özgür insanlardan oluşan non-slave adj.
özgür düşünceli undogmatic adj.
özgür düşünceli undogmatical adj.
garip bir şekilde özgür ruhlu oddball adj.
düşüncesinde özgür fancy-free adj.
özgür roma avam tabakasına ait veya ilgili plebeian adj.
özgür roma avam tabakasına ait veya ilgili plebian adj.
en özgür freest adj.
özgür düşünen freethinking adj.
özgür iradeye ait free-will adj.
özgür irade ile ilişkili free-will adj.
özgür düşünceli emancipated adj.
bağımsız ve özgür düşünemeden eclectically adv.
özgür düşünceli bir şekilde undogmatically adv.
özgür durumda on the loose adv.
Phrasals
özgür bırakmak cast off v.
birini/bir şeyi özgür bırakmak free up v.
kullanımda/meşgul olan bir şeyi özgür bırakmak free up v.
birini veya bir şeyi birinden veya bir şeyden özgür bırakmak liberate someone or something from someone or something v.
(bir şeyi/birini bir şeyden) özgür bırakmak release (someone or something) from (something) v.
bir şeyi/birini bir şeyden özgür bırakmak release someone or something from something v.
birini birinden/bir şeyden özgür kılmak emancipate someone from someone or something v.
(birini/kendini birinden/bir şeyden) özgür bırakmak free (someone or oneself) from (someone or something) v.
'-i serbest/özgür bırakmak let go of v.
Phrases
özgür iradesi ile with his/her free will expr.
özgür iradesiyle with his/her free will expr.
Proverb
gerçek seni özgür kılar the truth shall set you free
kendini kontrol/disipline edemeyen biri özgür değildir no person is free who is not master of himself
kendini tanımayan/bilmeyen biri özgür değildir no person is free who is not master of himself
kendinin farkında olmayan biri özgür değildir no person is free who is not master of himself
Colloquial
özgür toplum free society n.
özgür dünyanın lideri the leader of the free world n.
film ve edebiyatta kendi içerisinde tam bir karakter olmak yerine erkek kahramanın kişisel gelişimine katkıda bulunan ve onunla aşk ilişkisi olan sevimli ve ilginç özgür ruhlu kadın karakter mpdg (manic pixie dream girl) n.
(tarihte) mahkum olmayıp özgür göçmene verilen ad pure merino n.
özgür irlanda devleti free state n.
(birini) istediğini yapması için özgür bırakmak let (one) have (one's) head v.
kendini özgür bırakıp tüm duygularıyla bir şey yapmak let rip v.
duygularını/enerjisini özgür bırakmak let rip v.
(bir şeyden) özgür kalmak get free v.
birini/bir şeyi (birinden/bir şeyden) özgür kılmak get someone or something free (from someone or something) v.
(birini/bir şeyi) serbest/özgür bırakmak let (someone or something) go v.
Idioms
özgür ruhlu a live one n.
serbest/özgür sanat artistic license n.
özgür iradeyle gerçeği bilmek istememe seçimi blue pill n.
özgür düşünce platformu a broad church n.
serbest/özgür cinsellik anlayışı zipper morals [dated] n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse (one's) own man n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse (one's) own woman n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse (one's) own person n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse (one's) own person n.
özgür düşünce platformu broad church n.
özgür kimse free bird n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse own man n.
bağımsız/özgür hareket eden kimse own woman/man n.
özgür kılmak give full rein to v.
özgür hale getirmek enlarge the heart v.
özgür olmak cast adrift v.
özgür bırakmak break out v.
özgür kılmak give someone free rein v.
özgür kılmak give free rein to someone v.
özgür bırakmak break out of v.
özgür bırakmak set free v.
istediği gibi yapmakta/istediğini seçmekte özgür bırakılmak get a free hand v.
özgür olmak/bırakılmak get/have a free hand v.
istediği gibi yapmakta özgür olmak/bırakılmak get/have a free hand v.
(bir alanda) özgür bırakılmak get the run of (some place) v.
(birini/bir şeyi bir alanda) özgür bırakmak give (someone or something) the run of (some place) v.
(bir şeyi) serbest/özgür bırakmak give wing to (something) v.
serbest/özgür bırakmak give wing to v.
(birini bir konuda) serbest/özgür bırakmak let (someone) loose (on something) v.
(birini) özgür bırakmak let loose of (someone) v.
(birinin) özgür/serbest kalmasına izin vermek let loose of (someone) v.
içindekileri özgür bırakmak let loose of (something) v.
birinden/bir şeyden özgür kalmak istemek want rid of somebody/something [uk] v.
(birini/bir şeyi birinden) alıp onu rahatlatmak/özgür bırakmak take (someone or something) off (one's) hands v.
birini/bir şeyi birinden alıp onu rahatlatmak/özgür bırakmak take someone or something off someone'shands v.
birini/bir şeyi birinden alıp onu rahatlatmak/özgür bırakmak take something/somebody off somebody’s hands v.
birinden/bir şeyden özgür kalmak get free of someone or something v.
birinden/bir şeyden özgür kalmak get free from someone or something v.
(birini) tamamen özgür bırakmak allow (one) full rein v.
(birini) yapacağı/yapmak istediği şeyde tamamen özgür bırakmak allow (one) full rein v.
birini/bir şeyi tamamen özgür bırakmak give full rein to somebody/something v.
birini/bir şeyi tamamen özgür bırakmak give free rein to somebody/something v.
birini/bir şeyi tamamen özgür bırakmak allow full rein to somebody/something v.
birini/bir şeyi tamamen özgür bırakmak allow free rein to somebody/something v.
(birini) serbest/özgür bırakmak allow (one) free rein v.
(birini) serbest/özgür bırakmak allow (one) free rein v.
özgür olmak be footloose and fancy-free v.
(bir şey) yapmakta, almakta, kullanmakta özgür olmak be welcome to (something) v.
(bir şeyi) istediği gibi yapmakta özgür bırakılmak get a free hand with (something) v.
(bir şeyde) istediğini seçmekte özgür bırakılmak get a free hand with (something) v.
birini özgür bırakmak give one freedom v.
birini özgür bırakmak give somebody their head v.
birini/bir şeyi serbest/özgür bırakmak give/allow somebody/something free/full rein v.
birini/bir şeyi serbest/özgür bırakmak give/allow free/full rein to somebody/something v.
'-i özgür bırakmak let loose of v.
(birini) özgür bırakmak let somebody loose v.
daha özgür bir şekilde para harcamak loosen the purse strings v.
(birini/bir şeyi) özgür bırakmak set (someone or something) loose v.
(bir zorunluluktan/kısıtlamadan) kurtarmak/özgür bırakmak set free (from something) v.
kuş kadar özgür free as air adj.
kuş kadar özgür free as the air adj.
(bekar) özgür footloose and fancy free adj.
özgür/serbest bırakılmış cast loose adj.
kuş gibi özgür as free as a bird expr.
kendi hür/özgür iradesiyle of one's own free will expr.
kuş kadar özgür as free as air expr.
kuş kadar özgür as free as the air expr.
kuş gibi özgür as free as bird expr.
kuşlar kadar özgür as free as bird expr.
kuş kadar özgür as free as a bird expr.
özgür, beyaz ve yirmi bir yaşında free, white, and twenty-one expr.
tam olarak reşit ve özgür free, white, and twenty-one expr.
(bir şeyi yapmakta) özgür at liberty (to do something) expr.
kendi hür/özgür iradesiyle of your own free will expr.
Speaking
asla özgür olmayacaksın you will never be free expr.
burası özgür bir ülke this is a free country expr.
beni özgür/serbest bırak set me free expr.
o özgür olduğu sürece as long as he is free expr.
Law
özgür kılma re-demption n.
özgür roma vatandaşları gentles n.
özgür adam başına kelle vergisi poll-tax upon freemen n.
özgür roma vatandaşları gentiles n.
özgür olma hakkı right to liberty n.
bir askerin veya özgür bir kimsenin karakterine ters düşmeyen feodal hizmetler free services [uk] n.
özgür iradesiyle free act and deed expr.
Politics
özgür suriye ordusu (ösu) free syrian army (fsa) n.
özgür suriye ordusu free syrian army n.
özgür suriye ordusu (öso) free syrian army (fsa) n.
özgür orange devleti'nin güney afrika'nın bir ili haline gelmeden önceki yasama meclisi volksraad n.
bir topluluğun özgür üyelerinin ortak malı olan toprak parçası mark n.
özgür bir adamın dul eşinin önceden hak sahibi olduğu yatak odası eşyaları ve mobilyaları widow's chamber n.
sözde özgür bir sosyal sınıfın veya azınlığın kalıcı olarak baskı gördüğü ve aşağılandığı sistem helotism n.
(klasik antik dönemde) egemenliğin bağımsız bir şehrin özgür vatandaşlarına ait olduğu devlet city n.
(amerika'da) özgür toprak partisine ait veya ilişkin free-soil adj.
özgür irlanda devleti ifs (irish free state) abrev.
Institutes
avrupa özgür ittifakı european free alliance n.
Technical
elektron ortalama özgür gidimi electron mean free path n.
etkinleşim özgür erki activation free energy n.
gibbs özgür erki gibbs free energy n.
hacimsel özgür erk volume free energy n.
helmholtz özgür erki helmholtz free energy n.
kitle özgür erki bulk free energy n.
özgür silika free silica n.
özgür erk çizgesi free energy diagram n.
özgür erk free energy n.
özgür enerji free energy n.
özgür erk yüzeyi free energy surface n.
özgür sementit free cementite n.
özgür yığıntı free enthalpy n.
özgür ferrit free ferrite n.
özgür entapti free enthalpy n.
özgür elektron free electron n.
özgür kök polimerizasyonu free-radical polymerization n.
özgür elektron modeli free-electron model n.
özgür ısıntı free enthalpy n.
özgür oylum free volume n.
özgür karbon free carbon n.
yüzey özgür erki surface free energy n.
özgür bırakmak release v.
Computer
bilginin özgür dolaşımını sağlamak amacıyla "hacker"lar tarafından gerçekleştirilen siyasal internet saldırısı hacktivism n.
özgür yazılım vakfı free software foundation (fsf) n.
özgür yazılım vakfının geliştirdiği gnu lisanslı unix implementasyonu the hurd n.
özgür yazılım vakfının geliştirdiği gnu lisanslı unix implementasyonu gnu hurd n.
özgür yazılım vakfının geliştirdiği gnu lisanslı unix implementasyonu hurd (hird of unix-replacing daemons) n.
özgür yazılım free software n.
özgür ve açık kaynak yazılımı free and open source software (foss) n.
Mining
özgür yüzey free face n.
Physics
özgür kök free radical n.
Chemistry
tikel molar özgür erk partial molar free energy n.
Social Sciences
özgür yetiştirilen çocuklar free-range kids n.
çocuğunu özgür bırakan ebeveynlik free-range parenting n.
Linguistics
özgür değişke free variation n.
History
antik sparta'da askerlik hizmetine ödül olarak devletçe özgür bırakılan köle neodamode n.
antik sparta'da ne köle ne de özgür yurttaş olan serf sınıfı helotry n.
antik sparta'da ne köle ne de özgür yurttaş olan serf sınıfı helotage n.
antik sparta'da ne köle ne de özgür yurttaş olan serf sınıfı helotism n.
(1789-1841 yılları arasında) hükümlünün özgür bir vatandaşa ücretsiz hizmetle görevlendirildiği bir sistem assignee [australia] n.
(1789-1841 yılları arasında) hükümlünün özgür bir vatandaşa ücretsiz hizmetle görevlendirildiği bir sistem assignment [australia] n.
yarı özgür yarı köle köylülük villeinage n.
yarı özgür yarı köle köylülük villainage n.
yarı özgür yarı köle köylülük villenage n.
yarı özgür yarı köle köylülük villanage n.
(feodal düzende) kısmen özgür olanlar sınıfının bir üyesi villain n.
(feodal düzende) kısmen özgür olanlar sınıfının bir üyesi villein n.
ilçenin özgür adamlarının temsil edildiği eski bir tür ingiliz toplantısı moot n.
cape kolonisi, transvaal ve özgür orange devleti vatandaşı burgher n.
antik roma'da yalnızca özgür avam tabakasını bağlayan oy veya karar plebiscite n.
antik roma'da yalnızca özgür avam tabakasını bağlayan oy veya karar plebiscitum n.
özgür danzig şehri danzig free city n.
özgür fransa hareketi fighting french n.
özgür fransa hareketi free french n.
(feodal düzende) kısmen özgür olanlar sınıfının bir üyesi gebur n.
(amerika'da) özgür toprak partisi free soil party n.
(amerika'da) özgür toprak partisinin ilkeleri free soilism n.
(1920'lerde) özgür düşünen genç kadın flapper n.
(amerika'da) özgür toprak partisine ait veya ilişkin free soil adj.
Religious
özgür düşünceli müslümanlar cemaati aladinist n.
tanrı'nın lütfuyla iyi bir eylem gerçekleştirmeyi mümkün kılan şeyin insanın özgür işbirliği olduğunu savunan bir doktrin molinism n.
ms. 8. yüzyılda kurulmuş ve tefsirde mantık, kadere karşı özgür irade ve allah’ın birliği ve adaleti konularına vurgu yapan bir islami felsefe okulu mutazilite n.
ms. 8. yüzyılda kurulmuş ve tefsirde mantık, kadere karşı özgür irade ve allah’ın birliği ve adaleti konularına vurgu yapan bir islami felsefe okulu muʽtazilite n.
insanoğlunun doğuştan günahlı olduğunu kabul edip kurtuluşun özgür irade ile kutsal ruh'un ortak çalışması olduğunu öne süren öğretiyi takip eden kimse semi-pelagian n.
presbiteryen kilisesi'nden 1843'te ayrılan iskoçya özgür kilisesi'nin prensipleri freechurchism n.
Philosophy
sartre'ın felsefesinde, kötü eylemlerde özgür iradenin sorumluluğunu üstlenmemek için koşulları suçlayarak kendini kandırma bad faith n.
sartre'ın felsefesinde, kötü eylemlerde özgür iradenin sorumluluğunu üstlenmemek için koşulları suçlayarak kendini kandırma mauvaise foi n.
özgür istenç free will n.
özgür düşünceli kimse undoctrinaire n.
eylemlerin özgür iradeye bağlı olduğu öğretisi freewill n.
eylemlerin özgür iradeye bağlı olduğu öğretisi free-will n.
özgür düşünceli undoctrinaire adj.
Geography
özgür ve egemen hidalgo eyaleti hid n.
özgür ve egemen hidalgo eyaleti hidalgo n.
özgür orange devleti orange free state n.
özgür orange devleti vrystaat n.
özgür orange devleti free state n.
özgür orange devleti ofs (orange free state) abrev.
Art
özgür fantezi müzik fantasy n.
Music
özgür fantezi müzik fantasia n.
özgür fantezi müzik free fantasia n.
Cinema
genellikle mutsuz ana kadın karakterin aşık olduğu ve kişilik gelişimine katkıda bulunan çılgın, özgür ruhlu, hoş erkek karakter manic pixie dream boy n.
özgür adam karakteri manic pixie dream boy n.
genellikle mutsuz ana erkek karakterin aşık olduğu ve kişilik gelişimine katkıda bulunan çılgın, özgür ruhlu, güzel kadın karakter manic pixie dream girl n.
özgür kız karakteri manic pixie dream girl n.
genellikle mutsuz ana kadın karakterin aşık olduğu ve kişilik gelişimine katkıda bulunan çılgın, özgür ruhlu, hoş erkek karakter manic pixie dream guy n.
özgür adam karakteri manic pixie dream guy n.
Mythology
özgür düşünürlerin oluşturduğu hayali topluluğun lideri eleutherarch n.
özgür düşünürlerin oluşturduğu hayali bir topluluk eleutheri n.
Latin
bedenine hizmet eden kimse özgür değildir nemo est liber qui corpori servit expr.
Archaic
özgür irade ultroneousness n.
özgür olmayan kimse unfreeman n.
serflere ya da özgür çiftçiye ait olmayan derebeyi toprağı barton [dialect] n.
özgür bırakmak redeliver v.
özgür bırakmak give way v.
özgür bırakmak dissolve v.
Slang
özgür bırakmak liberate from v.
özgür bırakmak spring v.
Modern Slang
özgür toplum için devletin ortadan kaldırılması gerektiğini savunan ideoloji anarcho-libertarianism n.
Star Wars
ilk özgür halklar konferansı first conference of free peoples n.
özgür droid anklavı free droid enclave n.
özgür virgillia-sınıfı free virgillia-class n.
özgür virgillia-sınıfı sığınakyıkıcı free virgillia-class bunkerbuster n.