History

-lived

Meanings of "-lived" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	-lived adj.	canlı
2	General	-lived adj.	ömürlü
3	General	-lived adj.	yaşamlı

Meanings of "-lived" with other terms in English Turkish Dictionary : 44 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	short-lived peace n.	kısa süren barış
2	General	long-lived adj.	uzun ömürlü
3	General	short-lived adj.	kısa ömürlü
4	General	longest-lived adj.	en uzun ömürlü
5	General	long-lived adj.	dayanıklı
6	General	lived-in adj.	kendi evindeymiş gibi
7	General	lived-in adj.	rahat
8	General	lived-in adj.	doğal
9	General	low-lived adj.	adi
10	General	low-lived adj.	düşük
11	General	low-lived adj.	varoş
12	General	low-lived adj.	kaba
13	General	low-lived adj.	namussuz
14	General	low-lived adj.	güvenilmez
15	General	low-lived adj.	alçak
16	General	long-lived adj.	uzun süre dayanan
17	General	long-lived adj.	uzun süren
18	General	long-lived adj.	kalıcı
19	General	long-lived adj.	uzun soluklu
20	General	long-lived adj.	uzun süre çalışan
21	General	long-lived adj.	sağlam
Phrases
22	Phrases	(and) they lived happily ever after expr.	(ve) ömürlerinin sonuna kadar mutlu oldular/yaşadılar
23	Phrases	and they lived happily ever after expr.	ve sonsuza dek mutlu yaşadılar
Colloquial
24	Colloquial	(one) hasn't lived (until) expr.	(bir şeyi yapmadan) yaşadım deme
25	Colloquial	(one) hasn't lived (until) expr.	(biri) bir şeyi yapmadan yaşamış sayılmaz
Speaking
26	Speaking	i kind of lived there for a while expr.	bir süre orada yaşadım sayılır
27	Speaking	I lived with my parents last year expr.	geçen yıl ailemle birlikte yaşıyordum
28	Speaking	how long have you lived here? expr.	ne zamandır burada yaşıyorsunuz?
29	Speaking	how long have you lived here? expr.	ne zamandır burada yaşıyorsun?
30	Speaking	you haven't lived expr.	(yapmamışsan/görmemişsen) yaşamamışsın demektir/yaşamış sayma kendini
31	Speaking	you haven't lived till something expr.	-e kadar yaşıyorum/yaşadım diyemezsin
32	Speaking	you haven't lived until something expr.	-e kadar yaşıyorum/yaşadım diyemezsin
33	Speaking	I have lived here for years expr.	yıllardır burada yaşıyorum
Trade/Economic
34	Trade/Economic	other long lived assets n.	diğer duran varlıklar
35	Trade/Economic	long lived (fixed) assets n.	duran varlıklar
36	Trade/Economic	intangible long lived assets n.	maddi olmayan uzun ömürlü varlıklar
37	Trade/Economic	tangible long lived assets n.	maddi duran varlıklar
38	Trade/Economic	intangible long lived assets n.	maddi olmayan duran varlıklar
39	Trade/Economic	long lived assets n.	uzun ömürlü varlık
40	Trade/Economic	long lived assets n.	uzun ömürlü varlıklar
Politics
41	Politics	short-lived climate pollutants n.	kısa ömürlü çevre kirleticiler
Mechanic
42	Mechanic	short-lived adj.	kısa ömürlü
Social Sciences
43	Social Sciences	lived name n.	mevcut isim
44	Social Sciences	lived name n.	kullanılan isim