başkasının - Turkish English Dictionary

başkasının

Meanings of "başkasının" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
başkasının someone else's pron.
Someone else's failure might be an opportunity for you.
Başkasının başarısızlığı sizin için bir fırsat olabilir.

More Sentences

Meanings of "başkasının" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
General
başkasının zararına sevinme schadenfreude n.
He felt a sense of schadenfreude when his rival's business failed.
Rakibi başarısız olunca, adam başkasının zararına sevinme duygusu hissetti.

More Sentences
işine bakmak (geçici olarak başkasının) cover for v.
Tom had to cover for Mary.
Tom Mary'nin yerine işe bakmak zorunda kaldı.

More Sentences
izinsiz girmek (başkasının arazisine) trespass on v.
Why are illegal immigrants trespassing on various sites used by rail freight transporters?
Neden yasadışı göçmenler demiryolu yük taşıyıcıları tarafından kullanılan çeşitli alanlara izinsiz giriyor?

More Sentences
Colloquial
başkasının yerine utanmak cringe v.
Tom cringed.
Tom başkasının yerine utandı.

More Sentences
Law
(başkasının mülküne) izinsiz giren intruder n.
The sensors detect an intruder in the area.
Sensörler bölgede izinsiz giren birini tespit ediyor.

More Sentences
(başkasının mülküne) izinsiz giren trespasser n.
Trespassers will be shot.
İzinsiz girenler vurulacak.

More Sentences
Common Usage
başkasının duygularını anlayan sympathetic adj.
General
başkasının yerine kullanılan (şey) surrogate n.
başkasının yerine bakan supply n.
başkasının yerine geçirilen kimse substitute n.
başkasının yerini işgal eden kimse squatter n.
bir başkasının duygularını anlayabilme empathy n.
başkasının yerine geçebilen kimse alternate n.
bir başkasının intiharının takliti copycat suicide n.
başkasının cezasını çeken kimse fall guy n.
bir başkasının malına kasti olarak zarar veen kimse vandalist n.
başkasının görevini yapan kimse substitute n.
başkasının yeri stead n.
başkasının işine burnunu sokan kimse busybody n.
başkasının işine burnunu sokan kimse interloper n.
bir başkasının hakkını çiğneme entrenching on n.
başkasının emrinde olan kimse underling n.
başkasının emrinde olan kimse underfellow n.
başkasının istediği gibi kullandığı kimse tool n.
başkasının yerini tutan (kimse) surrogate n.
başkasının işine burnunu sokan interloper n.
başkasının emrinde olan kimse subordinate n.
tecavüzde bulunma (başkasının hakkına) encroachment n.
başkasının yerine geçen kimse (geçici bir süre için) substitute n.
başkasının aleti olan cat's paw n.
başkasının talihsizliğinden zevk alan gloater n.
başkasının üstüne atılabilemezlik nonimputability n.
başkasının arsasına tecavüz encroachment n.
başkasının iyiliğini isteyen kimse well-wisher n.
başkasının yerine geçmeye backup n.
başkasının suçunu yüklenen kimse scapegoat n.
suçu başkasının üzerine atma scapegoating n.
başkasının aşkı/sevgilisi somebody else's lover n.
hayal gücüne dayanarak kendimizi başkasının yerine koyabilme yeteneği ability to put ourselves imaginatively in another’s place n.
bir başkasının iç yaşamıyla kaynaşma interiorization n.
başkasının hamlesine karşı yapılan hamle counter manoeuvre n.
başkasının arsasına tecavüz accroachment n.
tecavüzde bulunma (başkasının hakkına) accroachment n.
kişinin bir başkasının gözlerinde gördüğü kendi yansıması babies in the eyes n.
başkasının söylediklerini yazan kimse transcriptionist n.
başkasının çıkarlarını kendininkinin önüne koyma tuism n.
başkasının yerine utanma secondhand embarrassment n.
başkasının emrinde olan kimse underfellow n.
başkasının emri altındaki memur underofficer n.
başkasının emri altındaki yetkili underofficer n.
bir şeyi başkasının gözetiminde kullanan kimse usager n.
başkasının hakkına tecavüz eden kimse usurper n.
izin almadan başkasının aracını kullanma joyriding n.
başkasının yerine hüküm süren kraliçe queen regent n.
başkasının rütbesini miras alma hakkına sahip kimse heir n.
bir başkasının daha küçük veya daha genç haline benzeyen kimse mini-me n.
başkasının çok benzeri olan şey look-alike n.
başkasının şanssızlığı veya başarısızlığından duyulan keyif glee n.
başkasının mutsuzluğuna sevinme gloat n.
üstü tarafından geçici süre için başkasının hizmetine atanma loan n.
başkasının arazisinde çalışan işçi bywoner [africa] n.
başkasının arazisinde çalışan çiftçi bywoner [africa] n.
üstünlük sağlamak için başkasının dengesini bozma oneupmanship n.
bir başkasının sözcülüğünü yapan kimse paranymph n.
başkasının kopyası gibi olma picture n.
başkasının yerine geçen kimse pinch hitter n.
başkasının yarım kalan işini yapan kimse continuator n.
başkasının davasını savunan kimse fellow traveler n.
başkasının işine burnunu sokan kimse interponent n.
(ölümcül günahlardan biri olarak) başkasının başarısına kin besleme invidia n.
başkasının yazısını taklit etme isography n.
başkasının kötülük arzusuna hizmet eden kimse pander n.
başkasının arazisinden geçme ücreti paage [obsolete] n.
başkasının kuklası olan kimse satellite n.
başkasının yerini dolduran kimse fill-in n.
başkasının emrinde olan kimse flunkey n.
başkasının emrinde olan kimse flunky n.
başkasının uşağı olan baskıcı ve küstah kimse gauleiter n.
önceden başkasının kullandığı yer veya istasyon room n.
başkasının ısmarladığı şey free ride n.
başkasının ihtiyacını fark etme prevenancy [obsolete] n.
başkasının ihtiyaçlarını gözetme prevenience n.
başkasının malını hacılayan kimse smoocher n.
başkasının kuklası sock puppet n.
başkasının yerine müzik üreten kişi ghost producer n.
başkasının malına, haklarına veya fikirlerine edilen tecavüz poaching n.
başkasının malına, haklarına veya fikirlerine çökme poaching n.
başkasının tesiri altında gerçekleştirilen hareket spuddle [dialect] n.
başkasının sırtından geçinen kimse spunge n.
başkasının yerine atama superordination n.
geçici bir süre için başkasının yerine çalışmak substitute v.
başkasının yerine çalışmak (geçici bir süre için) substitute v.
tecavüzde bulunmak (başkasının hakkına) encroach upon v.
yetkisini kullanarak başkasının kararını iptal etmek overrule v.
başkasının konuşmasını dinlemek listen in v.
izin almadan kullanmak (başkasının malı olan bir şeyi) make free with v.
ucuza satmak (başkasının önerdiği fiyattan) undercut v.
birini başkasının yerine geçirmek substitute v.
başkasının adına yazmak ghostwrite v.
başkasının yerine geçmek supersede v.
sorumluluğu başkasının üzerine atmak pass the buck v.
müdahale etmek (başkasının işine) mess with v.
başkasının emrinde olmak be subordinate to v.
yetkisini kullanarak başkasının kararını geçersiz kılmak override v.
suçu başkasının üzerine atmak lay the blame on v.
aşırmak (başkasının sözlerini/fikrini) plagiarize v.
yetkisini kullanarak başkasının kararını geçersiz kılmak overrule v.
başkasının eline geçmek change hands v.
bir başkasının evinde uyumak crash out v.
yerine çalışmak (geçici bir süre için başkasının) substitute v.
yerine geçmek (başkasının/başka bir şeyin) take over v.
kendini başkasının yerine koymak put oneself in another's place v.
başkasının vazifesini yapmak act as v.
suçu başkasının üzerine atmak pass the buck v.
birine olan borcu ödemek için başkasının hakkını yemek rob peter to pay paul v.
başkasının sırtından geçinmek drone v.
geçici olarak başkasının işine bakmak cover for v.
düşük fiyat teklif etmek (başkasının önerdiği fiyattan) undercut v.
başkasının rolünü ezberlemek understudy v.
düşük fiyat vermek (başkasının önerdiği fiyattan) undercut v.
suçu başkasının üstüne atmak shift the blame v.
başkasının işine karışmak interlope v.
başkasının adına yazmak ghost v.
izinsiz girmek (başkasının arazisine) trespass upon v.
birini başkasının yerine çalıştırmak substitute v.
başkasının sırtından geçinmek batten on somebody v.
başkasının özel yaşamına burnunu sokmak pry v.
başkasının arazisinde kaçak avlanmak poach v.
başkasının hakkına tecavüz etmek poach v.
(başkasının mülküne) izinsiz girmek trespass v.
bir başkasının yerine temsil elmek sit in v.
başkasının görüşüne uymak come around v.
başkasının görüşüne uymak come round v.
başkasının başarısızlığından haz duymak gloat v.
başkasının başarısızlığından mutluluk duymak gloat v.
aşırmak (başkasının sözlerini/fikrini) plagiarise v.
başkasının yerine utanmak feel embarrassed for another person v.
başkasının çocuklarına bakmak ya da ilgilenmek nanny v.
başkasının hizmetine sunmak give possession v.
başkasının adına mutlu olmak take a vicarious pleasure in v.
başkasının tasarrufuna vermek give v.
geçici olarak başkasının tasarrufuna vermek give v.
başkasının parasıyla yaşamak cosher [ireland] v.
başkasının sırtından geçinmek cosher [ireland] v.
(ticarette) başkasının hakkına tecavüz etmek interlope v.
başkasının başlattığı yasal sürece taraf olmak intervene v.
(bir başkasının) fikrini veya kararını sezmek prejudge [obsolete] v.
başkasının sırtından geçinmek spunge v.
hile ile bir başkasının yerine koymak suppose v.
bir başkasının yetkisini devretmek surrender v.
bir başkasının gözünden yansıtmak sympathise [uk] v.
bir başkasının duygularını içselleştirmek sympathise [uk] v.
bir başkasının gözünden yansıtmak sympathize v.
bir başkasının duygularını içselleştirmek sympathize v.
başkasının yerine yapılan vicarious adj.
başkasının yerine geçen (geçici bir süre için) substitute adj.
başkasının işine burnunu sokan nosey adj.
başkasının yerine konuşan substitute adj.
başkasının yerine geçirilmiş substitute adj.
başkasının üstüne atılabilir imputable adj.
başkasının malına göz koyup elinden almaya çalışan predatory adj.
başkasının görevini yapan substitute adj.
başkasının yerine çalışan (geçici bir süre için) substitute adj.
başkasının üstüne atılabilemez nonimputable adj.
başkasının adına yazılmış ghostwritten adj.
başkasının eline bakan dependant adj.
başkasının duygularını anlamayan unmoved adj.
başkasının hayatına katıldığını hayal ederek hissedilen vicarious adj.
başkasının duygularını anlamayan unstirred adj.
başkasının mülküne izinsiz girmeyen untrespassing adj.
başkasının hakkına tecavüz eden usurpant [obsolete] adj.
başkasının hakkına tecavüz eden usurpatory [rare] adj.
başkasının hakkına tecavüz eden usurping adj.
başkasının boyunduruğu altında olan vassalled adj.
başkasının duygularını yansıtan glass-faced adj.
(başkasının) ihtiyaç ve isteklerini aşırı dikkatle yerine getiren overattentive adj.
(başkasının) ihtiyaç ve isteklerine aşırı duyarlı overattentive adj.
başkasının acısını paylaşan compatible [obsolete] adj.
başkasının işine burnunu sokan polypragmatic adj.
başkasının işine burnunu sokan polypragmatical adj.
başkasının duygularını anlayan fellow adj.
başkasının yuvasında yaşayan inquiline adj.
başkasının işine karışmayı seven intermeddlesome adj.
başkasının emrinde olan satellite adj.
başkasının emrinde olan satellitic adj.
başkasının emanetini bulunduran fiduciary adj.
üstü başı başkasının kanına bulanmış covered in someone else's blood adv.
başkasının masasında al desko adv.
başkasının iş yerinde al desko adv.
başkasının hakkına tecavüz ederek usurpedly adv.
başkasının hakkına tecavüz ederek usurpingly adv.
(başkasının) hemen ardından on the coattails adv.
(başkasının) torpiliyle on the coattails adv.
(başkasının) gücüne rağmen in despite expr.
(başkasının) isteğine rağmen in despite expr.
Phrasals
başkasının kontrolüne vermek dispose of v.
başkasının adına hareket etmek act for v.
başkasının hesabına çalışmak act for v.
birini (önem anlamında) başkasının üzerinde görmek/tutmak place someone before someone v.
birini (önem anlamında) başkasının üzerinde görmek/tutmak put someone before someone v.
geceyi bir başkasının evinde geçirmek crash with someone v.
geceyi başkasının evinde geçirmek sleep over v.
başkasının yerine de bakmak double up v.
(birini bir başkasının) üstüne doğru itmek throw at v.
birinin işini başkasının sırtına yüklemek slough off v.
birinin görevini başkasının üstüne atmak slough off v.
spor salonunda başkasının çalıştığı bir aletle çalışmak için izin istemek work in v.
başkasının/başka bir şeyin yerine ilk sıraya geçmek jostle aside v.
başkasının/başka bir şeyin önde gelen/önemli konumunu elinden almak jostle aside v.
başkasının yarattığı problemleri gidermek mop up v.
başkasının eserini kendininmiş gibi yayınlamak rip off v.
spor salonunda başkasının çalıştığı aleti kullanarak o kişinin setleri arasında antrenman yapmak work in v.
geceyi bir başkasının evinde geçirmek crash with v.
(başkasının mülküne girerek) araba ile uzaklaşmak run off v.
başkasının eline bakmamak scratch for (oneself) v.
(başkasının arazisine) izinsiz girmek trespass on (something) v.
(başkasının arazisine) izinsiz girmek trespass upon (something) v.
Phrases
kendi gözündeki sopayı (değneği) görmez başkasının gözündeki çöpü görür beam in (one's) eye expr.
senin küçük yaşantın başkasının hayalidir your small life is someone else's dream expr.
başkasının yerinde/konumunda in someone else's place expr.
başkasının durumunda/şartlarında in someone else's place expr.
kendini başkasının yerine koymuş in someone else's place expr.
başkasının yerinde olduğunu hayal etmiş/düşünen in someone else's place expr.
başkasının konumunda olduğunu hayal eden/düşünen in someone else's place expr.
belirtilen kişiden başkasının görmemesi gereken for (one's) eyes only expr.
Proverb
birinin kaybı bir başkasının kazancıdır one man's loss is another man's gain
birinin çöpü başkasının hazinesidir one man's trash is another man's treasure
başkasının işine karışma you should know a man seven years before you stir his fire
başkasının işine burnunu sokma you should know a man seven years before you stir his fire
daha mütevazı da olsa kendi işinin patronu olmak, başkasının yanında çalışmaktan daha iyidir better be the head of a dog than the tail of a lion
birinin kaybı bir başkasının kazancıdır one person's loss is another person's gain
Colloquial
başkasının sigarası op’s (other people’s cigarettes) n.
başkasının paketinden alınmış sigara op’s (other people’s cigarettes) n.
başkasının ip adresini kullanarak tcp/ip paketleri oluşturma phishing n.
geceyi bir başkasının evinde geçirmek shack v.
burnunu başkasının işine sokmak poke (one's) bib in [australia] v.
başkasının işine maydanoz olmak poke (one's) bib in [australia] v.
birine ya da bir başkasının işine salça olmak poke (one's) bib in [australia] v.
burnunu başkasının işine sokmak stick (one's) bib in [australia] v.
başkasının işine maydanoz olmak stick (one's) bib in [australia] v.
birine ya da bir başkasının işine salça olmak stick (one's) bib in [australia] v.
başkasının sevgilisine aşık olmak bird-dog v.
başkasının sırtından geçinmek take a free ride v.
başkasının evinde kalmak spend the night v.
geceyi başkasının evinde geçirmek spend the night v.
başkasının evinde yatıya kalmak spend the night v.
başkasının evinde kalmak stay the night v.
geceyi başkasının evinde geçirmek stay the night v.
başkasının evinde yatıya kalmak stay the night v.
ihtiyaç anında başkasının yerine geçmek pinch-hit v.
başkasının işi beni ilgilendirmez am I my brother's keeper expr.
Idioms
başkasının acısına gülmeye dayalı eğlence roman holiday n.
başkasının acısına gülmeye dayalı eğlence a roman holiday n.
sahibinden başkasının girmesi yasak olan oda blue chamber n.
başkasının işine burnunu sokan kimse cuckoo in the nest n.
bir başkasının hakimiyeti someone's lord and master n.
yapılan şeyin başkasının gözünde beşparalık değerinin olmaması that and 50 cent will buy you a cup off coffe n.
başkasının iyiliğini istememe crab mentality n.
başkasının ölümü ya da talihsizliğinden kazanç sağlayan kimse grave-dancer n.
başkasının söylediği bir özlü sözü bilmeden daha tanınmış/başka bir kişiye mal etme churchillian drift n.
başkasının adına hareket eden kişi organ grinder's monkey [uk] n.
başkasının hesabına çalışan kişi organ grinder's monkey [uk] n.
başkasının isteğini yerine getiren kişi organ grinder's monkey [uk] n.
başkasının işini gören kişi organ grinder's monkey [uk] n.
başkasının sorumluluğundaki bir şeyi arka planda kontrol etmeye/yönetmeye çalışan kimse a back-seat driver n.
başkasının sırtından geçinme a free ride n.
birinden borç alıp başkasının borcunu ödeme manoeuvring the apostles [obsolete] n.
kendi iradesiyle değil başkasının emirleriyle suç işlediğini ve suçlu bulunmaması gerektiğini belirten savunma superior orders n.
başkasının merhametine teslim olmak cast one's self on v.
başkasının toprağına girip üzerinde hak iddia etmek jump a claim v.
(başkasının) doğduğu güne lanet edecek kadar usanmak/bezmek curse the day (one) was born v.
başkasının sırtından geçinmek eat the bread of idleness v.
başkasının ekmeğini yemek eat the bread of idleness v.
başkasının kazancıyla geçinmek eat the bread of idleness v.
(biriyle daha üstün bir başkasının) adını aynı cümle içinde kullanmak mention (someone or something) in the same breath v.
(başkasının) taktiklerini çalmak steal (someone's) clothes [uk] v.
başkasının boş anından istifade etmek fish in troubled waters v.
başkasının görevini yerine getirmek step into the breach v.
bir başkasının durumunu düşünmek spare a thought for v.
başkasının yaptığı işi/eseri kendi işi/eseri gibi göstermek steal someone's thunder v.
başkasının eline bakmak live off of someone v.
başkasının yerine atış yapmak pinch-hit for someone v.
başkasının eline bakmak live off someone v.
burnunu başkasının işine sokmak poke one's nose in (to something) v.
başkasının adına belaya girmek pull the chestnuts out of the fire v.
başkasının etkisinde kalmak/sürüklenmek drift with the tide v.
dikkati başkasının üzerinden (kendi üzerine) çekmek steal someone's thunder v.
ipleri başkasının elinde olmak have over a barrel v.
kendini bir başkasının yerine koymak walk in one's shoes v.
kendini başkasının yerine koymak put yourself in somebody's place v.
kendini bir başkasının yerine koymak put oneself in someone else's place v.
kendini bir başkasının yerine koymak walk in someone's shoes v.
kendini bir başkasının yerine koymak be in someone else's shoes v.
kendini başkasının yerine koymak put yourself in somebody's shoes v.
kendini başkasının yerine koymak put oneself in someone's place v.
kendini başkasının yerine koymak put oneself into someone's shoes v.
kendini bir başkasının yerine koymak put oneself in someone else's shoes v.
suçu başkasının üstüne yıkmak offload the blame v.
suçu başkasının üzerine atmak put the blame on someone v.
suçu başkasının üzerine atmak lay the blame on someone v.
suçu başkasının üstüne yıkmak leave someone holding the bag v.
suçu başkasının üzerine atmak lay something to someone's charge v.
suçu başkasının üstüne yıkmak leave someone holding the baby v.
sorumluluğu/suçu başkasının omzuna yüklemek carry something on someone's shoulders v.
sorumluluğu başkasının üzerine yıkmak leave someone holding the baby v.
suçu başkasının üzerine atmak place the blame on someone v.
sorumluluğu başkasının üzerine yıkmak leave someone holding the bag v.
sorumluluğu/suçu başkasının omzuna yüklemek have something on someone's shoulders v.
sorumluluğu/suçu başkasının omzuna yüklemek put something on someone's shoulders v.
(başkasının) isteğini/ricasını yerine getirmek do someone's bidding v.
(görevi/işi) başkasının üzerine yıkmak push something off on to someone v.
(başkasının işine) burnunu sokmak poke one's nose into something v.
(başkasının işine) burnunu sokmak poke one's nose in to something v.
(başkasının işine) burnunu sokmak stick one's nose into something v.
(görevi/işi) başkasının üstüne yıkmak push something off on to someone v.
(başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek could do something with one arm tied behind their back v.
(görevi/işi) başkasının üzerine yıkmak push something off on someone v.
(başkasının işine) burnunu sokmak stick one's nose in to something v.
(görevi/işi) başkasının üstüne yıkmak push something off on someone v.
(başkasının) başına sarmak wish something on someone v.
(başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek could do something with one hand tied behind their back v.
aynı anda başkasının işini de yapmak double in brass v.
başkasının sırtından geçinmek get/take a free ride v.
kuralları kendi lehine ve başkasının aleyhine değiştirmek move the yardsticks v.
başkasının başarılı girişimine dahil olmak be in on the act v.
(başarı umuduyla) başkasının izinden gitmek be in on the act v.
birinden borç alıp başkasının borcunu ödemek manoeuvre the apostles [obsolete] [uk] v.
başkasının üstünden geçinmek/fayda sağlamak get/take a free ride v.
(başkasının kötülüğünden) zevk almak/duymak gloat over (something) v.
suçu başkasının üzerine atmak lay the blame on (one) v.
başkasının işine burnunu sokmamak mind (one's) own beeswax v.
başkasının işine burnunu sokmamak mind own business v.
başkasının yaptığı işi/eseri kendi işi/eseri gibi göstermek steal thunder v.
dikkati başkasının üzerinden (kendi üzerine) çekmek steal thunder v.
başkasının işine maydanoz/salça olmak stick your bib in [australia] v.
burnunu başkasının işine sokmak stick your bib in [australia] v.
başkasının işine maydanoz/salça olmak poke your bib in [australia] v.
burnunu başkasının işine sokmak poke your bib in [australia] v.
başkasının şerefine kazanmak win one for the gipper v.
başkasının namına kazanmak win one for the gipper v.
başkasının işine karışma keep your breath to cool your porridge expr.
başkasının işine burnunu sokma keep your breath to cool your porridge expr.
tüm sorumluluk bende (yapılanların sorumluluğunu başkasının üzerine atmayacağım) buck stops here expr.
başkasının torpiliyle/yardımıyla on the coattails of expr.
başkasının başarısından/konumundan yararlanarak on the coattails of expr.
belirtilen kişiden başkasının görmemesi gereken for somebody's eyes only expr.
başkasının yerine/yerinde in else's shoes expr.
belirli koşullar sağlanana kadar başkasının kontrolünde/başkasına emanet in escrow expr.
başkasının yerinde in someone else's shoes expr.
başkasının durumunda in someone else's shoes expr.
başkasının şartlarında in someone else's shoes expr.
kendini başkasının yerine koymuş in someone else's shoes expr.
başkasının şerefine yapılmış bir şey one for the gipper expr.
başkasının namına yapılmış bir şey one for the gipper expr.
başkasının yararına yapılmış bir şey one for the gipper expr.
Trade/Economic
başkasının toprağına geçme accroachment n.
bir başkasının borçlarını ödemeyeceğini kamuoyuna bildirmek nochel n.
başkasının toprağına geçme encroachment n.
başkasının fiilini üstlenme promise performance of third party n.
başkasının piyasasında damping yaparak haksız rekabette bulunan ülkenin mallarına karşı konulan vergi anti-dumping tax n.
başkasının malına tecavüz disturbance of possession n.
başkasının fiilinden sorumluluk vicarious liability n.
başkasının arazisine izinsiz girme trespass n.
bir komisyon karşılığında başkasının adına satış yapan representative n.
bir başkasının borçlarını ödemeyeceğini kamuoyuna bildirmek notchel v.
bir başkasının borçlarını ödemeyeceğini kamuoyuna bildirmek notchel v.
başkasının arsa/bahçe/tarla vb'ini kullanmak easement v.
yasal olamayan yoldan bir başkasının malına el koymak disseise v.
yasal olamayan yoldan bir başkasının malına el koymak disseize v.
(başkasının önerdiği fiyattan) düşük fiyat teklif etmek underprice v.
(başkasının önerdiği fiyattan)ucuza satmak underprice v.
(başkasının önerdiği fiyattan) düşük fiyat teklif etmek underquote v.
(başkasının önerdiği fiyattan) ucuza satmak underquote v.
(kredi için) başkasının imzasını onaylamak cosign v.
(kredi için) başkasının imzasını atıp onaylamak co-sign v.
(tahvilleri) gerçek sahiplerini gizlemek için başkasının adına kaydetmek park v.
başkasının hesabına for account of a third party expr.
başkasının hesabına for account of another expr.
Law
başkasının malına tecavüz accroachment n.
başkasının haklarına tecavüz accroachment n.
başkasının arazisine tecavüz etme aggravated trespass n.
başkasının malını hileyle gasp etme cheat n.
ingiltere'de bir başkasının özel mülkiyeti üzerinden geçişte ödenen ücret toll thorough n.
ingiltere'de bir başkasının özel mülkiyeti üzerinden geçişte ödenen ücret toll traverse n.
ingiltere'de bir başkasının özel mülkiyeti üzerinden geçişte ödenen ücret toll turn n.
ingiltere'de bir başkasının özel mülkiyeti üzerinden geçişte ödenen ücret toll travers n.
başkasının mülküne izinsiz girme trespass quare clausum fregit n.
bir başkasının belirli bir sınırdan daha yüksek bina inşa etmesini sınırlama hakkı altius non tollendi n.
başkasının toprağından turb alma hakkı common of turbary n.
başkasının arazisinden turba alma hakkı turbary n.
başkasının arsasına el koyma purpresture n.
başkasının haklarına tecavüz encroachment n.
başkasının arazisinde hayvan otlatma hakkı common of pasture n.
başkasının arazisini işgal etme purpresture n.
başkasının yaptığı haksız fiilin sorumluluğunu üzerine alma purging a tort n.
başkasının arazisinde hayvan otlatma hakkı commodity appurtenant n.
başkasının merasında hayvan otlatma hakkı the right of feeding beasts on the land of another n.
başkasının sözlerini yemin ederek teyit eden kimse conjurator n.
başkasının arazisine tecavüz etme pourpresture n.
başkasının arazisine tecavüz trespass n.
başkasının malına tecavüz encroachment n.
başkasının otlağında hayvan otlatma hakkı herbage n.
başkasının arsasından turba toplama hakkı common of turbary n.
başkasının arazisini işgal eden kimse dispossessor n.
başkasının mülküne tecavüz trespassing n.
başkasının arsasına izinsiz girme trespass n.
başkasının arazisine girerek o arazideki ekinlere zarar veren hayvanın gerçekleştirdiği eylem damage feasant n.
başkasının yaptığı suçu üzerine alma purging a tort n.
başkasının sularında balık avlama hakkı common of fishery n.
başkasının arazisine çöp dökme sneaky dumping n.
başkasının mülküne tecavüz eden intruder n.
başkasının arazisine çöp dökme fly-tipping n.
başkasının arsasına tecavüz eden intruder n.
başkasının arazisini haksız yere işgal eden kişi disseisor n.
başkasının arsasına tecavüz eden kimse disseizor n.
başkasının arsasına izinsiz girme trespassing n.
başkasının arazisine çöp dökme dumping on the fly n.
başkasının zararına olan iddia jactitation n.
başkasının arazisine girme hakkı right of access to another's property n.
başkasının arazisini işgal eden kimse disseizor n.
başkasının arsasına tecavüz eden kimse dispossessor n.
başkasının arazisine tecavüz etme purpresture n.
başkasının haklarını ihlal eden davranış wrongful act n.
başkasının arazisine tecavüz trespassing n.
başkasının gayrimenkulüne yasal bir sebebe dayanarak girme justifiable trespass n.
başkasının mülkünü işgal eden kimse squatter n.
başkasının arazisine girme access to another's property n.
başkasının mülküne kanunsuz olarak girme breach of close n.
bir başkasının mülküne zorla girme forcible entry n.
bir başkasının malını kanunsuz yollarla ele geçiren şahıs disseizor n.
bir başkasının arazisine tecavüz eden şahıs dispossessor n.
bir başkasının malını alıkoyma detainer n.
borcu muhafaza etmek için başkasının mülkü üzerindeki hak lien n.
bir başkasının malını kanunsuz yollarla zaptetme deforcement n.
bir başkasının arazisine el koyma deforcement n.
bir başkasının arazisine tecavüz eden şahıs disseizor n.
bir başkasının arsasına tecavüz etme deforcement n.
bir başkasının arazisi üzerinden geçme hakkı right of way n.
bir başkasının arazisine tecavüz eden kadın disseizoress n.
bir başkasının malını kanunsuz yollarla ele geçiren kadın disseizoress n.
bir başkasının malını kanunsuz yollarla ele geçiren şahıs dispossessor n.
ihmal sonucu başkasının zarar görmesine neden olan suç culpable negligence n.
ihmal sonucu başkasının zarar görmesine neden olan suç criminal negligence n.
ihmal nedeniyle bir başkasının ölümüne neden olma negligent homicide n.
kötü niyetle başkasının hakkına tecavüz etme malicious trespass n.
zorla başkasının arazisine girme forcible trespass n.
zorla başkasının arazisine el koyma ouster n.
(tarımsal faaliyetlerde) bir başkasının mülkünde hak iddiası common n.
(başkasının mülküne) izinsiz giren interloper n.
kişinin delil aramak ve kopyalarını almak için başkasının mülküne girmesine izin veren mahkeme emri anton piller order n.
kişinin delil aramak ve kopyalarını almak için başkasının mülküne girmesine izin veren mahkeme emri search order n.
(iskoç hukuku'nda) bir kimsenin başkasının işlerini yönetmeyi taahhüt ettiği sözleşme mandate n.
başkasının arazisine karışma molestation n.
başkasının arazisine müdahale etme molestation n.
başkasının arazisinde sorun çıkarma molestation n.
başkasının mülkünü devretme hakkı right n.
bir başkasının arazisinden geçen borularla su taşıma hakkı veren irtifak hakkı right of drain n.
özel amaçla bir başkasının mülkiyetindeki araziye girme hakkı right of entry n.
gerçekleri yanlış beyan ederek bir başkasının mülkünü ele geçirme suçu obtaining by deception n.
başkasının arazisinde hayvan otlatma hakkı commonty n.
başkasının malına verilen haksız zarar injury n.
başkasının işine müdahale etme intromission [scotland] n.
davalının malları yasal zilyetlik hakkı olan bir başkasının emriyle aldığına dair gerekçe göstermesi cognizance n.
vasiyetname ile başkasının kontrolüne verilen hediye mülk fideicommissum n.
bir başkasının yardım veya korumasına güvenilerek kurulan hukuki ilişki fiduciary relation n.
(derebeyine kira ödeyerek) bir başkasının arazisine dikilmiş evde yaşayan kimse superficiary n.
başkasının malını hileyle gasp etmek cheat v.
başkasının talebine muvafakat etmek concur a contention v.
bir başkasının arsasına tecavüz etmek deforce v.
bir başkasının hakkına tecavüz etmek invade v.
bir başkasının malını kanunsuz yollarla zaptetmek deforce v.
başkasının arazisine izinsiz girmek trespass v.
bir başkasının arazisine el koymak deforce v.
başkasının malına el uzatmak intromit [scotland] v.
başkasının işine müdahale etmek intromit [scotland] v.
başkasının hükmü altında olan heteronomous adj.
vasiyetname ile başkasının kontrolüne verilen (hediye mülk) fideicommissary adj.
Politics
başkasının hamlesine karşı yapılan ön hamle preemptive maneuver n.
başkasının arazisine tecavüz eden kimse land grabber n.
başkasının egemenliği altında olma heteronomy n.
Computer
başkasının ip adresini kullanarak tcp/ip paketleri oluşturma spoofing n.
başkasının adresini kullanarak spam e-posta gönderme joe job n.
bir başkasının içeriğini gelir veya ün amaçlı izinsizce kullanan kimse freebooter n.
bir başkasının içeriğini gelir veya ün amaçlı izinsizce kullanma freebooting n.
bir başkasının içeriğini gelir veya ün amaçlı izinsizce kullanma freeboot n.
başkasının ip adresini kullanarak tcp/ip paketleri oluşturmak spoof v.
Mining
başkasının sağladığı imkanlarla maden işleten kimse aviado n.
Psychology
görünürde başkasının düşüncelerini sezinleyebilen kimse mind-reader n.
duyu ötesi iletişim yollarıyla başkasının düşüncelerini sezinleme yetisi mind-reading n.
Math
bir başkasının yerine koyma substitution n.
Biology
başkasının yuvasında yaşayan hayvan guest n.
Zoology
başkasının yuvasında yaşayan hayvan inquiline n.
Linguistics
başkasının söylediklerini yazan kimse transcriber n.
History
başkasının söylediklerini yazan kimse transcribbler n.
(roma hukukunda) başkasının toprağına dikilen superficiary adj.
Sport
kroket oyununda kendi topunu kullanarak başkasının topunu uzaklaştırma croquet n.
kroket oyununda kendi topunu kullanarak başkasının topunu uzaklaştırmak croquet v.
Football
başkasının elindeyken tek elle topa vurarak pas atma handpass [australia/ireland] n.
başkasının elindeyken tek elle topa vurarak pas atmak handpass [australia] [ireland] v.
Latin
başkasının zilyetlik süresinin diğerininkine eklenmesi accessio possessionis n.