birbiri - Turkish English Dictionary
History

birbiri



Meanings of "birbiri" in English Turkish Dictionary : 3 result(s)

Turkish English
General
birbiri the other n.
birbiri each other pron.
birbiri one another pron.

Meanings of "birbiri" with other terms in English Turkish Dictionary : 156 result(s)

Turkish English
Common Usage
birbiri ardından gelme sequence n.
General
birbiri ile alakası olan interrelatedness n.
birbiri ardından gelme sequence n.
birbiri ardına yapılan şeyler round n.
birbiri ardınca geçen günler days on end n.
parçaları zincir gibi birbiri ile bağlantılı ilerleyen iş chainwork n.
birbirine yakın olacak veya birbiri içine sığacak şekilde yerleştirilmiş bir grup nesne nest n.
birbirini tamamlayan veya görünüm olarak birbiri ile uyumlu veya benzer olan ikili match n.
fikir, gayrimaddi kıymetlerin birbiri ile rekabet ettiği alan marketplace n.
birbiri ile ilişkisi olmayıp beraber yaşayan yetişkinler mingles n.
iki şeyin yanlışlıkla birbiri ile karıştırılması misprision n.
(saat mekanizması) parçaları birbiri içinde hareket eden birleşik bir alet gimmals n.
(birbiri ile ilişkili) on çalışmalık seri dekalogy n.
birbiri ile karıştırılan sözcük confusable n.
birbiri ile karıştırılan ifade confusable n.
birbiri ile karıştırılan sözcük confusible n.
birbiri ile karıştırılan ifade confusible n.
birbiri ile ilişkili şeylerden oluşan grup family n.
akıl ve maddenin birbirine eşlik etmesine karşın birbiri ile ilişkili olmadığını öne süren felsefi teori parallelism n.
(ortam benzerliğine yanıt olarak) birbiri ile ilişkili organizmalarda yeni özellik gelişimi parallelism n.
aynı anda gerçekleşen birbiri ile alakasız durumları birbiri ile ilişkilendirme parataxis n.
(futbolda) oyuncuların birbiri üstüne düşmesi pileup n.
birbiri ardından gelme consequence [obsolete] n.
(sıvı partiküllerinin) birbiri arasında hareket edebilmesi intermobility n.
birbiri ile ilişkili şey sister n.
doğal afetler arası etkileşimin birbiri yerine geçebilirliği symmetry n.
birbiri ardınca sıralanmak form a single file v.
çakışmak (birbiri ile) collide with one another v.
birbiri ardına gelmek alternate v.
birbiri üzerinden geçmek intersect v.
birbiri ardına gelmek come one after another v.
birbiri üzerine geçmek overlap v.
birbiri için yaratılmak be made for each other v.
birbiri için yaratılmak be meant for each other v.
birbiri arasından geçirerek örmek pleach v.
birbiri ardına gelmek take turns v.
birbiri etrafında dönmek complicate v.
birbiri içine geçmek interpermeate v.
birbiri ardından gelen alternate adj.
birbiri ile alakası olan interrelated adj.
birbiri ile değiştirilebilir interchangeable adj.
birbiri ardına successive adj.
birbiri ile ilişkisi olmayan unrelated adj.
birbiri ardına koşulmuş tandem adj.
birbiri ardına rapid-fire adj.
birbiri ardına oturan iki veya daha fazla kişi tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış tandem adj.
birbiri içine geçerek kısalmış telescoped adj.
birbiri üzerine binmiş equitant adj.
birbiri ile uyuşmayan dissociable adj.
birbiri ile alakasız görüntülerin yan yana sıralanması ile karakterize edilen phantasmagorical adj.
birbiri arkasından one after another adv.
birbiri ardından one after the other adv.
birbiri üstüne one thing on top of another adv.
birbiri peşi sıra one after the other adv.
birbiri arkasına one after another adv.
birbiri peşi sıra one after another adv.
birbiri ardından one after another adv.
birbiri ardına koşulu olarak (atlar) tandem adv.
birbiri arkasından in rapid succession adv.
birbiri ardınca one after the other adv.
birbiri ardına one after another adv.
birbiri ardınca many a time adv.
birbiri ardınca time and again adv.
birbiri ardınca time after time adv.
birbiri arkasından successively adv.
birbiri ardına tandem adv.
sıra halinde/birbiri ardına gelen like beads-on-a-string adv.
birbiri ile çelişerek oxymoronically adv.
birbiri ardına consecutive adv.
birbiri yerine geçebilme belirten bir bağlaç or conj.
Phrasals
dönüşümlü olarak birbiri ardından gelmek alternate with v.
Colloquial
(buz pateni) hız kazanmak ya da yön değiştirmek üzere ayakları birbiri ardına hareket ettirme crossover n.
birbiri ardına (içki vb) one too many expr.
birbiri ardından one (thing) after the other expr.
birbiri ardınca one (thing) after the other expr.
birbiri ardınca time and (time) again expr.
Idioms
tek katlı, her odanın birbiri ardına dizilip tek bir koridora açıldığı ev tipi shotgun cottage n.
birbiri arkasına gerçekleşen komik/gülünç olaylar comedy of errors n.
birbiri üstüne gelen üç aksi durum triple whammy n.
birbiri ardına off the reel [old-fashioned] adj.
birbiri için yaratılmış made for each other [cliché] adj.
birbiri ardına one thing or person after another expr.
Trade/Economic
birbiri yerine ikame edilebilen mallar competing goods n.
Law
birbiri ardına consecutively adv.
Politics
birbiri ardına iktidara gelmek (iki parti için vs.) alternate in power n.
Technical
birbiri ile değiştirme interchange n.
birbiri ile uyumluluk intercompatibility n.
işlevsel birbiri arasına girme functional interleaving n.
unsurların birbiri ardına yerleştiği oluşum column formation n.
farklı enerji formlarının birbiri ile ilişkisi correlation of energy n.
birbiri ardına gelen alternate adj.
birbiri arkasına dizilmiş tandem adj.
birbiri ardında tandem adj.
Computer
işlevsel birbiri arasına girme functional interleaving n.
Informatics
birbiri ile etkileşimli yazı iletim sistemi interactive text transmission system n.
Electric
birbiri üzerine çift tabakalı sargı double layer winding n.
Textile
giyimde çeşitli kombinasyonlar elde etmek için birbiri yerine giyilebilen parçalar separates n.
Woodworking
aynı ahşaptan kesilen iki oval parçanın birbiri ile eşleşmesi oystering n.
Automotive
iki ucu birbiri üstüne binen piston segmanı lap-ended piston ring n.
Aeronautic
kanatçık izdüşümlerinin birbiri üstüne düşmesi blade overlap n.
Marine
birbiri üstüne geçen tahtalardan yapılmış deniz aracı lapstrake n.
Medical
birbiri üstüne silindir şeklinde sarılarak uygulanan uzun sargı roller bandage n.
Psychology
(anlamsal ilişki bulunmayan) birbiri ile kafiyeli sözcük veya ifade clang n.
anlamsal olarak birbiri ile alakasız iki benzer olayın tesadüfen eş zamanlı gerçekleşmesi synchronicity n.
anlamsal olarak birbiri ile alakasız iki benzer olayın tesadüfen eş zamanlı gerçekleşmesi synchronism n.
Dentistry
iki çenedeki dişlerin birbiri üstüne normal şekilde kapandığı (diş dağılımı) centric adj.
Physiology
organların birbiri ile olan ilişkisi correlation n.
birbiri yerine geçen reciprocal adj.
Optics
birbiri ile aynı görsel noktayı sunan görüntü aralığı horopter n.
Logic
birbiri yerine kullanabilen mantık terimleri reciprocal terms n.
Statistics
birbiri ardına dizilmiş sınamalar tandem tests n.
birbiri ardına dizilmiş kuyruklar tandem queues n.
Chemistry
kimyasal bileşenlerin belirli bölümünün birbiri ile yer değiştirmesi sonucu meydana gelen kimyasal reaksiyon double decomposition reaction n.
birbiri ile ilişkili dört veya daha fazla kimyasal madde ile ilgili delta adj.
birbiri ile ilişkili dört veya daha fazla kimyasal maddeye ait delta adj.
Biology
birbiri üzerine yığılmış kan hücreleri rouleau n.
organizmaların birbiri ile karışmaksızın aynı coğrafi bölgede gelişmesi sympatry n.
birbiri ardına gelen iki embriyo gelişim sürecinden birini izleyen diphygenic adj.
Biochemistry
birbiri içinde çözünmeyen iki sıvıyı karıştırmak emulsify v.
Astronomy
birbiri içinde kayan eklemlerle hareket edebilen telescopic adj.
Astrology
sinastri (2 ya da daha fazla doğum haritasının birbiri ile kıyaslanması) synastry n.
Forestry
birbiri üzerine binmiş dallar overlapping branches n.
birbiri üstüne binmiş dallar overlapping branches n.
Linguistics
bir parça içinde tekrarlayan birbiri ile kafiyeli iki ayrı ifade holorime n.
bir parça içinde tekrarlayan birbiri ile kafiyeli iki ayrı ifade holorhyme n.
sözcüklerin birbiri yerine kullanımı substitution n.
birbiri yerine kullanılabilen dil bilgisel ögeleri içine alan bir sınıf substitution class n.
(sözcükler) birbiri yerine kullanılabilen substitutable adj.
Religious
havarilerin soy bağı ile birbiri ardına gelmesi apostolic succession n.
havarilerin soy bağı ile birbiri ardına gelmesi apostolical succession n.
birbiri ardına gelen havarileri destekleyen kimse successionist n.
Philosophy
birbiri yerine kullanılabilen iki ifade arasındaki mantıksal ilişki substitutivity n.
Meteorology
iki kasırganın birbiri etrafında dönmesiyle gerçekleşen etkileşim fujiwhara effect n.
Geology
fayların birbiri üzerine binmesi overthrust n.
çakılların birbiri üstüne yaslandığı tortu tabakası imbrication n.
Military
birbiri yerine kullanabilme yeteneği operational interchangeability n.
birbiri gerisindeki mevzilerde oyalama delay from successive positions n.
birbiri ardınca taarruz successive attack n.
birbiri ardınca safa geçme düzeni successive formation n.
birbiri ile bağlantılı mayın grubu girandole n.
birbiri ile ilişkili atış kontrol cihazları grubu fire control system n.
Sport
(krikette) birbiri arkasına yuvarlanan altı top over n.
(krikette) topun birbiri ardına yuvarlanması sonucunda hiç puan getirmeyen altı atış maiden n.
(krikette) topun birbiri ardına yuvarlanması sonucunda hiç puan getirmeyen altı atış maiden over n.
birden fazla patenci sırasının birbiri içinden geçtiği kısım intersection n.
Card
(desteyi) iki ele ayırıp birbiri içine geçecek şekilde karıştırmak riffle v.
Art
(filmde) birbiri ile bağlantısız kısa sahneler kullanılarak genel edinim yaratma impressionism n.
Music
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi trill n.
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi thrill n.
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi shake n.
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi trillo n.
bir akort oluşturan seslerin birbiri arkasından çalınması arpeggiate n.
birbiri ardına gelen (notalar) consecutive adj.
Painting
resim yüzeyindeki konturların gelişigüzel dizilimi ve birbiri ile ilişkisi cubism n.
Entomology
olumsuz koşullar nedeniyle kesintiye uğrayana kadar sürekli birbiri ardına gelen nesiller üreten homodynamic adj.
Slang
birkaç kişinin bir kişiyle aynı anda veya birbiri ardına cinsel ilişkiye girmesi gangshag n.