biten - Turkish English Dictionary
History

biten



Meanings of "biten" in English Turkish Dictionary : 7 result(s)

Turkish English
General
biten terminatory adj.
biten mature adj.
biten fini adj.
Colloquial
biten finito adj.
Computer
biten complete adj.
biten completed adj.
biten elapsed adj.

Meanings of "biten" with other terms in English Turkish Dictionary : 154 result(s)

Turkish English
Common Usage
berabere biten oyun draw n.
General
007 ile biten herhangi bir yıl (2007 vb) bond year n.
berabere biten yarış dead heat n.
bir koyunun üstünde biten yünün tümü fleece n.
sabah 9'da başlayıp akşam 5'te biten mesai nine-to-five n.
sonu güzel biten hikayeler happy ending stories n.
sonu mutlu biten hikayeler happy ending stories n.
biten projelerimiz our completed projects n.
(britanya'daki üniversitelerde) akademik yılın ekim'de başlayıp noel'de biten dönemi michaelmas term n.
kalçanın hemen altında biten aşırı kısa etek microskirt n.
yolculuğun evde biten kısmı home run n.
olup biten şeyler goings on n.
mutlu sonla biten ortaçağ dini piyesi comedy [obsolete] n.
mutlu sonla biten ara oyunu comedy [obsolete] n.
biten şey finish n.
başarılı kariyeri aniden biten kimse flameout n.
diz ile bilek ortasında biten evaze paçalı pantolon gaucho n.
diz ile bilek ortasında biten evaze paçalı pantolon gauchos n.
genişleyerek bileğin üzerinde biten bir eldiven gauntlet glove n.
biten ilişki splitsville n.
bilekte biten deri bir ayakkabı modeli stoga n.
bilekte biten deri bir ayakkabı modeli stogie n.
bilekte biten deri bir ayakkabı modeli stogy n.
(biten bir içeceği) tazelemek give a fresh refill v.
başlamadan biten stillborn adj.
su kenarında biten waterside adj.
ile biten ending with adj.
ölümle biten fatal adj.
noktalama işaretleriyle biten end-stopped adj.
berabere biten drawn adj.
ekmediğin yerde biten ubiquitous adj.
berabere biten even adj.
berabere biten tied adj.
tomurcuksu üç lobla biten botoné adj.
hızlıca olup biten hit-and-run adj.
ertesi sabahtan önce biten overnight adj.
aynı anda veya yerde biten conterminable adj.
aynı anda biten conterminant adj.
aynı çağda başlayıp biten coaetaneous adj.
ısırılmış gibi biten premorse adj.
ısırılmış gibi biten praemorse adj.
hemen yanında biten side by side adj.
Phrasals
(biten) örgüyü kesmek cast off v.
Proverb
sonu iyi biten her şey iyidir all well that ends well
sonu iyi biten her şey iyidir all's well that ends well
Colloquial
sıfırla biten yaş (30/40/50 vb.) the big (number)-o n.
sıfırla biten yaşlar için kullanılan bir tabir (20, 30, 40 vb. yaş) the big (number)-o n.
sıfırla biten yaşlar için kullanılan bir tabir (20, 30, 40 gibi yaş) the big (number)-o n.
sıfırla biten yaş (30, 40, 50 vb.) the big (number)-o n.
sıfırla biten yaşlar için kullanılan bir tabir (20, 30, 40 vb. yaş) the big-o n.
sıfırla biten yaşlar için kullanılan bir tabir (20, 30, 40 gibi yaş) the big-o n.
sıfırla biten yaş (30, 40, 50 vb.) the big-o n.
olup biten the down low n.
diz altında/baldırda biten boy midi n.
sıfırla biten yaş (30/40/50) the big -o n.
sıfırla biten yaşlar için kullanılan bir tabir (20, 30, 40 yaş) the big -o n.
Idioms
iyi başlayıp kötü biten a sting in the tail n.
olan biten goings-on n.
bilinmezlikle biten bir şey the lady or the tiger n.
geç başlayıp erken biten kısa iş günü bankers' hours n.
etrafında olup biten her şeyi bilme/görme eyes in the back of (one's) head n.
etrafında olup biten her şeyin farkında olma eyes in the back of (one's) head n.
etrafında olup biten her şeyden haberdar olma eyes in the back of (one's) head n.
etrafında olup biten her şeyi bilme/görme eyes in the back of your head n.
etrafında olup biten her şeyin farkında olma eyes in the back of your head n.
etrafında olup biten her şeyden haberdar olma eyes in the back of your head n.
biten bir ilişkiden iyileşmek için başkasıyla başlanan ilişki rebound relationship n.
biten ilişkiyi/ayrıldığı kişiyi unutmak için başkasıyla yaşanan ilişki rebound relationship n.
burada olup biten burada kalsın don't let it out of this room expr.
burada olup biten burada kalsın don't let it go any further expr.
burada olup biten bu odadan dışarı çıkmasın don't let it go any further expr.
burada olup biten bu odadan dışarı çıkmasın don't let it out of this room expr.
sonu iyi biten her şey iyidir all's well that ends well expr.
sonu iyi biten her şey iyidir all well that ends well expr.
sonu iyi biten her şey iyidir all's that ends well expr.
birinin tepesinde biten/dikilen in someone's hair expr.
Speaking
olup biten ne so what expr.
Trade/Economic
biten işler completed works n.
Media
ardışık satırlarla başlayan veya biten başlık cut-in n.
ardışık satırla başlayan veya biten illüstrasyon cut-in n.
Technical
gaga ile biten örs kemiği beakiron n.
(grafik teorisinde) aynı düğümde başlayıp biten kenar loop n.
(topolojide) aynı noktada başlayıp biten yol loop n.
bir yerde daha erken başlayıp başka bir yerde daha geç biten time-transgressive adj.
Computer
biten pil uyarısı critical battery alarm n.
Informatics
ilk biten ilk çıkar first-ended first-out expr.
Textile
baldırlarda biten dar kadın pantolonu toreador pants n.
baldırlarda biten kadın pantolonu pedal pusher n.
dizin hemen altında biten çorap knee sock n.
dizin hemen altında biten çorap kneesock n.
dizin hemen altında biten çorap knee-sock n.
kabarık paçaları dizin hemen altında biten bir pantolon knickerbocker pants n.
ayak bileği civarında biten uzun etek maxi n.
dizde biten dar çizme field boot n.
dizde biten dar çizme fieldboot n.
Automotive
aküsü biten aracı ittirerek çalıştırma push-start n.
Traffic
deniz veya nehir kıyısında biten yol riverbank n.
Medical
eriyip biten syntectic adj.
eriyip biten syntectical adj.
Anatomy
atardamarın kılcal damarlarda biten ince duvarlı son kısmı capillary artery n.
kılcal damarlarda başlayıp biten damarlardan oluşan sistem portal system n.
Physiology
kas veya salgı bezinde biten ve kasılma veya salgılamaya yol açan sinir uyarımı yaratan sinir ucu effector n.
Chemistry
plutonium-241 izotopu ile başlayan ve bizmut-209 izotopu ile biten radyoaktif seri neptunium series n.
toryum-232 ile başlayan ve kurşun-208 ile biten radyoaktif seri thorium series n.
Biology
keskin uçla biten mucronate adj.
keskin noktayla biten mucronate adj.
keskin uzantıyla biten mucronate adj.
keskin uçla biten mucronated adj.
keskin noktayla biten mucronated adj.
keskin uzantıyla biten mucronated adj.
gaga kısmında biten rostellate adj.
Botanic
nemli yerlerde biten çeşitli nanelere verilen ad bishop's-weed n.
nemli yerlerde biten çeşitli nanelere verilen ad bishop-weed n.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü yerde biten çok yıllık bir bataklık bitkisi polecat weed n.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü yerde biten çok yıllık bir bataklık bitkisi foetid pothos n.
kuzey amerika'nın doğusuna özgü yerde biten çok yıllık bir bataklık bitkisi symplocarpus foetidus n.
yaprak döken ve yerde biten bir bitki fothergilla n.
yaprak döken ve yerde biten bir bitki witch alder n.
tohum kabuğu çizgisi kalaza ve orifis arasındaki yarı yolda biten hemitropal adj.
yerde biten low-growing adj.
aniden biten succise adj.
Agriculture
kendiliğinden biten/yetişen (bitki) volunteer adj.
Education
ingiliz üniversitelerinde ocak ortasında başlayıp paskalya'dan önce biten ikinci akademik sömestr hilary term [uk] n.
Literature
biten aşkın sembolü olan söğüt dalı veya çelengi willow n.
Linguistics
s ile biten çoğul kelimede s harfinden sonra konan kesme işareti grocer's apostrophe n.
ünsüz ile biten (hece) checked adj.
tek veya iki ünlü harfle biten open adj.
ünsüzle biten closed adj.
(hal ekiyle biten yapı) çekimlenebilir declinal adj.
sonu -acious ile biten sıfatları isim haline getiren ek (-cılık, -lık) -acity suf.
-esis ile biten isimlerden sıfat yapan son ek -etic suf.
y ile biten kelimelere -y eki yerine getirilen son ek -ey suf.
Religious
(kısaca) noel'den sonra olup epifani ile biten on iki günlük dönem twelfth [obsolete] n.
noel'den sonra olup teofani ile biten on iki günlük dönem twelfthtide [obsolete] n.
Geology
bir yerde daha erken başlayıp başka bir yerde daha geç biten time-transgressive adj.
Military
sosyal etkinliklerde veya hizmet sırasında giyilen, belin hemen altında biten ve önü açık şekilde yelekle veya kuşakla giyilen yarı resmi kuyruksuz bir erkek ceketi mess jacket n.
sosyal etkinliklerde veya hizmet sırasında giyilen, belin hemen altında biten ve önü açık şekilde yelekle veya kuşakla giyilen yarı resmi kuyruksuz bir erkek ceketi monkey jacket n.
sosyal etkinliklerde veya hizmet sırasında giyilen, belin hemen altında biten ve önü açık şekilde yelekle veya kuşakla giyilen yarı resmi kuyruksuz bir erkek ceketi shell jacket n.
Sport
berabere biten oyun tied game n.
berabere biten yarış dead heat n.
(futbolda) hücum hattının gerisinde biten hücum oyununun sebep olduğu mesafe dezavantajı loss n.
(jimnastikte) ayakta durma pozisyonunda başlayıp biten bir çömelme hareketi burpee n.
(maç) sıfır-sıfır biten shut-out adj.
(maç) golsüz biten shut-out adj.
Card
trente-et-quarante oyununda berabere ya da sonuçsuz biten el refait n.
Art
balede bacağı diğer bacağa vurarak yapılan figür ile başlayıp arabesk figür ile biten sıçrama tour jeté n.
balede bacağı diğer bacağa vurarak yapılan figür ile başlayıp arabesk figür ile biten sıçrama jeté en tournant n.
Music
ritmik bir kalıptan oluşup es ile biten kısa pasaj ordo n.
Theatre
sahne kararmasıyla biten skeç blackout n.
sahne kararmasıyla biten skeç blackout skit n.
sonu mutlu biten ve bazı konuşmalar içeren opera türü bouffe n.
Printery
başı ve sonu düz biten harflerden oluşan bir yazı tipi doric n.
Slang
burnunun dibinde biten in your face adj.
British Slang
genelde sonu iyi biten aşk filmi chick flick n.