Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
crush
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"crush"
in Turkish English Dictionary : 72 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
crush
n.
ezilme
2
Common Usage
crush
v.
ezmek
General
3
General
crush
n.
meyve suyu
4
General
crush
n.
izdiham
5
General
crush
n.
düşkünlük
6
General
crush
n.
sıkma
7
General
crush
n.
aşk
8
General
crush
n.
ezik
9
General
crush
n.
kalabalık
10
General
crush
n.
tutku
11
General
crush
n.
sıkma meyve suyu
12
General
crush
n.
ezilme
13
General
crush
n.
sıkıştırılmış ürün miktarı
14
General
crush
n.
yağ çıkarılması için sıkıştırılan pamuk çekirdeği miktarı
15
General
crush
n.
büyük davet
16
General
crush
n.
büyük parti
17
General
crush
n.
hoşlanma
18
General
crush
n.
hoşlantı
19
General
crush
n.
hoşlanılan kimse
20
General
crush
n.
(avustralya'da) tek taraftan daralan çitli yol
21
General
crush
n.
hoşlanılan kişi
22
General
crush
v.
hurdahaş etmek
23
General
crush
v.
gadretmek
24
General
crush
v.
buruşmak
25
General
crush
v.
zulmetmek
26
General
crush
v.
itişmek
27
General
crush
v.
ayak ile ezmek
28
General
crush
v.
kahretmek
29
General
crush
v.
basmak
30
General
crush
v.
öğütmek
31
General
crush
v.
parçalanmak
32
General
crush
v.
sıkmak
33
General
crush
v.
ezilmek
34
General
crush
v.
çiğnemek
35
General
crush
v.
araç ile çiğnemek
36
General
crush
v.
kırılmak
37
General
crush
v.
ezmek
38
General
crush
v.
sıkıştırmak
39
General
crush
v.
bastırmak
40
General
crush
v.
kırmak
41
General
crush
v.
buruşturmak
42
General
crush
v.
ufalamak
43
General
crush
v.
eziyet etmek
44
General
crush
v.
birbirine bastırmak
45
General
crush
v.
sıkıca kucaklamak
46
General
crush
v.
sarmalamak
47
General
crush
v.
akın etmek
48
General
crush
v.
kalabalık yaratmak
49
General
crush
v.
izdiham yaratmak
50
General
crush
v.
yıkılmak
Colloquial
51
Colloquial
crush
n.
manita
52
Colloquial
crush
n.
manit
53
Colloquial
crush
n.
flört
Technical
54
Technical
crush
n.
baskı
55
Technical
crush
n.
çukurcukluluk
56
Technical
crush
n.
ezme
57
Technical
crush
v.
ezmek
58
Technical
crush
v.
sıkıştırmak
59
Technical
crush
v.
(işlenen kağıda) baskı silindiri ile normalden fazla basınç uygulamak
60
Technical
crush
v.
tanelerini düzleştirmek
61
Technical
crush
v.
pürüzlerini almak
62
Technical
crush
v.
(aşındırma çarkını) biçimlendirmek
63
Technical
crush
v.
(aşındırma çarkını) işlemek
Construction
64
Construction
crush
v.
kırmak
65
Construction
crush
v.
ufalamak
Automotive
66
Automotive
crush
n.
sıkıştırma gücü
67
Automotive
crush
v.
ezmek
Sport
68
Sport
crush
v.
kesin olarak yenmek
69
Sport
crush
v.
net galibiyet almak
Archaic
70
Archaic
crush
v.
içmek
71
Archaic
crush
v.
kafaya dikmek
72
Archaic
crush
v.
bitirmek
Meanings of
"crush"
with other terms in English Turkish Dictionary : 223 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
crush barrier
n.
barikat
2
General
crush barrier
n.
bariyer
3
General
childhood crush
n.
çocukluk aşkı
4
General
teenage crush
n.
ergenlik dönemi aşkı
5
General
crush barrier
n.
geçici metal barikat
6
General
celebrity crush
n.
aşık olunan ünlü
7
General
celebrity crush
n.
bir ünlüye duyulan aşk
8
General
celebrity crush
n.
ünlülere hayranlık/aşk besleme
9
General
crush [obsolete]
n.
şangırtı
10
General
crush [obsolete]
n.
çarpışma sesi
11
General
crush [obsolete]
n.
kırılma sesi
12
General
crush [obsolete]
n.
ezik
13
General
crush [obsolete]
n.
sıyrık
14
General
crush [obsolete]
n.
çürük
15
General
crush [australia]
n.
ham şeker elde edilmesi için kamışın sıkıştırılması
16
General
crush depth
n.
ezilme derinliği
17
General
crush hat
n.
silindir şapka
18
General
crush hat
n.
bükülüp katlanabilen şapka
19
General
crush hat
n.
yumuşak dokulu şapka
20
General
have a crush on
v.
vurulmak
21
General
have a crush on someone
v.
birisine aşık olmak
22
General
have a crush on
v.
birine vurulmak
23
General
crush out
v.
ezmek
24
General
have a crush on somebody
v.
tutulmak
25
General
have a crush on
v.
birine çarpılmak
26
General
have a crush on
v.
aşık olmak
27
General
have a crush on
v.
birisine çarpılmak
28
General
have a crush on
v.
birisine vurulmak
29
General
have a crush on someone
v.
birine tutulmuş olmak
30
General
have a crush on someone
v.
birine abayı yakmış olmak
31
General
crush into powder
v.
toz haline getirmek
32
General
crush out
v.
ezerek yok etmek
33
General
crush out
v.
ezerek ortadan kaldırmak
34
General
crush-resistant
adj.
kolayca kırışmaz
35
General
crush-resistant
adj.
kırışmaya dayanıklı
Phrasals
36
Phrasals
crush out
v.
suyunu sıkmak
37
Phrasals
crush out
v.
tamamen yok etmek
38
Phrasals
crush out
v.
bastırmak
39
Phrasals
crush (someone or something) to (something)
v.
(bir şeyi başka bir şey olarak) parçalamak
40
Phrasals
crush (someone or something) to (something)
v.
parça parça etmek
41
Phrasals
crush (someone or something) to (something)
v.
ufalamak
42
Phrasals
crush (someone or something) to (something)
v.
tuz buz etmek
43
Phrasals
crush (someone or something) into (something)
v.
(bir şeyi başka bir şey olarak) parçalamak
44
Phrasals
crush (someone or something) into (something)
v.
parça parça etmek
45
Phrasals
crush (someone or something) into (something)
v.
ufalamak
46
Phrasals
crush (someone or something) into (something)
v.
tuz buz etmek
47
Phrasals
crush (up) against (someone or something)
v.
(birinin ya da bir şeyin) üstüne yıkılmak
48
Phrasals
crush (up) against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) çok yüklenmek
49
Phrasals
crush down
v.
bastırmak
50
Phrasals
crush down
v.
aşağı doğru bastırmak
51
Phrasals
crush down
v.
aşağı basmak
52
Phrasals
crush down
v.
aşağı itmek
53
Phrasals
crush in
v.
içeri doğru itmek
54
Phrasals
crush in
v.
çökertmek
55
Phrasals
crush in
v.
göçertmek
56
Phrasals
crush up
v.
ezmek
57
Phrasals
crush up
v.
ufalamak
58
Phrasals
crush up
v.
toz haline getirmek
59
Phrasals
crush someone or something to something
v.
bir insanı ya da bir şeye bir şeye sıkıştırmak
60
Phrasals
crush someone or something to something
v.
birini ezerek öldürmek
61
Phrasals
crush someone or something to something
v.
bir şeyi başka bir şey haline gelecek şekilde ezmek
62
Phrasals
crush something in
v.
içeri göçertmek
63
Phrasals
crush something in
v.
içeriye doğru bastırmak
64
Phrasals
crush something in
v.
içeriye doğru zorlamak
65
Phrasals
crush something to something
v.
bir şeyi bir şey haline gelecek şekilde ezmek
66
Phrasals
crush something to something
v.
ufalamak
67
Phrasals
crush something to something
v.
toz haline getirmek
68
Phrasals
crush something to something
v.
parça parça etmek
69
Phrasals
crush something to something
v.
öğütmek
70
Phrasals
crush something into something
v.
bir şeyi bir şey haline gelecek şekilde ezmek
71
Phrasals
crush something into something
v.
ufalamak
72
Phrasals
crush something into something
v.
toz haline getirmek
73
Phrasals
crush something into something
v.
parça parça etmek
74
Phrasals
crush something into something
v.
öğütmek
75
Phrasals
crush something up (into something)
v.
bir şeyi bir şey haline gelecek şekilde ezmek
76
Phrasals
crush something up (into something)
v.
ufalamak
77
Phrasals
crush something up (into something)
v.
toz haline getirmek
78
Phrasals
crush something up (into something)
v.
parça parça etmek
79
Phrasals
crush something up (into something)
v.
öğütmek
80
Phrasals
crush something up (into something)
v.
bir şeyi bir şey haline gelecek şekilde ezmek
81
Phrasals
crush something up (into something)
v.
ufalamak
82
Phrasals
crush something up (into something)
v.
toz haline getirmek
83
Phrasals
crush something up (into something)
v.
parça parça etmek
84
Phrasals
crush something up (into something)
v.
öğütmek
85
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
bir şeyi bir şey haline gelecek şekilde ezmek
86
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
ufalamak
87
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
toz haline getirmek
88
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
parça parça etmek
89
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
öğütmek
90
Phrasals
crush down
v.
ezmek
91
Phrasals
crush down
v.
sıkıştırmak
92
Phrasals
crush down
v.
bastırıp küçültmek
93
Phrasals
crush down
v.
(birini veya bir şeyi) ezmek
94
Phrasals
crush down
v.
(birini veya bir şeyi) bastırmak
95
Phrasals
crush down
v.
(birini veya bir şeyi) baskılamak
96
Phrasals
crush down
v.
(birini veya bir şeyi) baskı altına almak
97
Phrasals
crush down
v.
(birini veya bir şeyi) sindirmek
98
Phrasals
crush down
v.
(birine veya bir şeye) boyun eğdirmek
99
Phrasals
crush down
v.
(birini veya bir şeyi) etkisiz hale getirmek
100
Phrasals
crush someone or something down
v.
ezmek
101
Phrasals
crush someone or something down
v.
sıkıştırmak
102
Phrasals
crush someone or something down
v.
bastırıp küçültmek
103
Phrasals
crush someone or something down
v.
birini veya bir şeyi ezmek
104
Phrasals
crush someone or something down
v.
birini veya bir şeyi bastırmak
105
Phrasals
crush someone or something down
v.
birini veya bir şeyi baskılamak
106
Phrasals
crush someone or something down
v.
birini veya bir şeyi baskı altına almak
107
Phrasals
crush someone or something down
v.
birini veya bir şeyi sindirmek
108
Phrasals
crush someone or something down
v.
birine veya bir şeye boyun eğdirmek
109
Phrasals
crush someone or something down
v.
birini veya bir şeyi etkisiz hale getirmek
110
Phrasals
crush (up) against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) doğru yığılmak
111
Phrasals
crush (up) against (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) doğru yüklenmek
112
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
birine ya da bir şeye doğru yığılmak
113
Phrasals
crush (up) against someone or something
v.
birine ya da bir şeye doğru yüklenmek
114
Phrasals
crush (something) out of (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak/ezmek
115
Phrasals
crush (something) out of (something)
v.
(bir şeyi) ezip/sıkıp suyunu çıkarmak
116
Phrasals
crush against
v.
üstüne yıkılmak
117
Phrasals
crush against
v.
çok yüklenmek
118
Phrasals
crush against
v.
ezmek
119
Phrasals
crush against
v.
öğütmek
120
Phrasals
crush on
v.
-e vurulmak
121
Phrasals
crush on
v.
'-e aşık olmak
122
Phrasals
crush on
v.
'-e çarpılmak
123
Phrasals
crush on
v.
'-e abayı yakmak
124
Phrasals
crush out of
v.
suyunu sıkmak
125
Phrasals
crush out of
v.
ezip suyunu çıkarmak
126
Phrasals
crush out of
v.
un ufak etmek
127
Phrasals
crush to
v.
parça parça etmek
128
Phrasals
crush to
v.
ufalamak
129
Phrasals
crush to
v.
'-e sıkıştırmak
130
Phrasals
crush to
v.
ezerek öldürmek
131
Phrasals
crush to
v.
öğütmek
132
Phrasals
crush to
v.
toz haline getirmek
133
Phrasals
crush to
v.
tuz buz etmek
134
Phrasals
crush to
v.
un ufak etmek
Colloquial
135
Colloquial
first crush
n.
ilk aşk
136
Colloquial
my crush
n.
aşkım
137
Colloquial
my crush
n.
sevgili
138
Colloquial
girl crush
n.
bir kadının başka bir kadına duyduğu hayranlık ya da ilgi
139
Colloquial
girl crush
n.
bir kıza vurulmak
140
Colloquial
girl crush
n.
bir kıza tutulmak
141
Colloquial
girl crush
n.
kadın aşkı
142
Colloquial
girl crush
n.
bir kadının tutulduğu kadın
143
Colloquial
girl crush
n.
bir kadının beğendiği/aşık olunan kadın
144
Colloquial
man crush monday
n.
beğenilen erkek
145
Colloquial
man crush monday
n.
pazartesi erkeği
146
Colloquial
man crush monday
n.
beğenilen erkek için kullanılan sosyal medya etiketi
147
Colloquial
woman crush wednesday
n.
beğenilen kadın
148
Colloquial
woman crush wednesday
n.
çarşamba günü kadını
149
Colloquial
woman crush wednesday
n.
beğenilen kadın için kullanılan sosyal medya etiketi
150
Colloquial
mcm (man crush monday)
n.
pazartesi yakışıklısı
151
Colloquial
mcm (man crush monday)
n.
günün yakışıklısı/adamı
152
Colloquial
crush it
v.
yapıştırmak
153
Colloquial
crush it
v.
son derece başarılı olmak
154
Colloquial
crush it
v.
hakkından gelmek
155
Colloquial
crush it
v.
efsane olmak
156
Colloquial
crush on (someone)
v.
(birine) vurulmak
157
Colloquial
crush on (someone)
v.
(birine) aşık olmak
158
Colloquial
my crush
expr.
sevgilim
159
Colloquial
wcw (woman crush wednesday)
expr.
çarşamba günü kadını
160
Colloquial
wcw (woman crush wednesday)
expr.
beğenilen kadın için kullanılan sosyal medya etiketi
Idioms
161
Idioms
crush a cup
v.
içmek
162
Idioms
crush a cup
v.
içki içmek
163
Idioms
have a crush on (someone)
v.
(birine) vurulmak
164
Idioms
have a crush on (someone)
v.
(birine) tutulmak
165
Idioms
have a crush on (someone)
v.
(birine) aşık olmak
166
Idioms
have a crush on (someone)
v.
(birine) vurgun olmak
167
Idioms
have a crush on (someone)
v.
(birine) sevdalı olmak
168
Idioms
have a crush on (someone)
v.
(birini) sevmek
169
Idioms
have a crush on
v.
abayı yakmak
170
Idioms
have a crush on
v.
aklı çelinmek
171
Idioms
crush into submission
v.
boyun eğmek
172
Idioms
have a crush on
v.
birisine abayı yakmak
173
Idioms
get a crush on someone
v.
birine gönül bağlamak
174
Idioms
have a crush on someone
v.
birine aşık olmak
175
Idioms
have a crush on someone
v.
birine vurulmak
176
Idioms
have a crush on someone
v.
birine çarpılmak
177
Idioms
crush into submission
v.
dize gelmek
178
Idioms
have a crush on
v.
deliye döndürülmek
179
Idioms
crush to death
v.
ezilerek ölmek
180
Idioms
crush someone's spirit
v.
hevesini kırmak
181
Idioms
crush to death
v.
ezerek öldürmek
Speaking
182
Speaking
who is your celebrity crush?
expr.
ilk görüşte aşık olduğun ünlü kim?
183
Speaking
you have a crush on her
expr.
sen bu kıza vurulmuşsun
Technical
184
Technical
crush forming
n.
çarpmalı biçimlendirme
185
Technical
crush resistance
n.
ezilmeye karşı dayanıklılık
186
Technical
crush resistance
n.
ezilme dayanımı
187
Technical
crush hazard
n.
ezilme tehlikesi
188
Technical
crush dressing
n.
ezik yamama
189
Technical
ring crush resistance
n.
halkasal ezilme dayanımı
190
Technical
crush resistance of the cable
n.
kablonun ezilmeye karşı dayanıklılığı
191
Technical
edgewise crush resistance
n.
kenar ezilme dayanımı
192
Technical
determination of edge crush resistance after laboratory flutting
n.
laboratuvarda oluklanmadan sonra dikey ezilme dayanımının belirlenmesi
193
Technical
core crush
n.
maça çökmesi
194
Technical
crush bead
n.
model girintisi
195
Technical
flat crush resistance
n.
yatay ezilme dayanımı
196
Technical
flat crush resistance
n.
yüzey ezilme dayanımı
Textile
197
Textile
no-crush finish
n.
buruşmazlık apresi
198
Textile
determination of crush resistance
n.
ezilme dayanımının tayini
199
Textile
crush resistance
n.
ezilme mukavemeti
Automotive
200
Automotive
excessive crush
n.
aşırı ezilme
201
Automotive
crush sleeve
n.
ezilebilir manşon
202
Automotive
crush washer
n.
ezilebilir rondela
203
Automotive
crush zone
n.
ezilme bölgesi
204
Automotive
bearing crush
n.
yatak kenar çıkıntısı
205
Automotive
crush height
n.
yatak kenar çıkıntısı yüksekliği
206
Automotive
inadequate crush
n.
yetersiz yatak kenar çıkıntısı
Medical
207
Medical
crush syndrome
n.
crush sendromu
208
Medical
experimental crush injury model
n.
deneysel ezilme yaralanması modeli
209
Medical
crush injury
n.
ezilme tarzı yaralanma
210
Medical
crush injury
n.
ezilme yaralanması
211
Medical
crush syndrome
n.
ezilme sendromu
212
Medical
renal damage due to crush injury
n.
ezilme yaralanması ile oluşan böbrek hasarı
Food Engineering
213
Food Engineering
edge crush test
n.
kenar ezme testi
Gastronomy
214
Gastronomy
crush garlic
v.
sarımsak dövmek
215
Gastronomy
crush garlic
v.
sarımsak ezmek
Music
216
Music
crush room
n.
tiyatro ara salonu
Theatre
217
Theatre
crush bar
n.
oyun aralarında içecek servisi yapılan tiyatro barı
218
Theatre
crush-room [uk]
n.
fuaye
Printery
219
Printery
edgewise crush resistance
n.
kenar ezilme dayanımı
Slang
220
Slang
crush-out
n.
cezaevinden firar etme
221
Slang
crush-out
n.
hapisten kaçış
222
Slang
crush on (someone)
v.
(birine) abayı yakmış olmak
223
Slang
crush on (someone)
v.
(birine) tutulmuş olmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of crush
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy