eşliğinde - Turkish English Dictionary
History

eşliğinde



Meanings of "eşliğinde" in English Turkish Dictionary : 9 result(s)

Turkish English
General
eşliğinde in fere adv.
eşliğinde to the accompaniment of prep.
eşliğinde in company with prep.
eşliğinde amid prep.
eşliğinde amidst prep.
eşliğinde with prep.
eşliğinde to prep.
Colloquial
eşliğinde on prep.
Music
eşliğinde accompanied adj.

Meanings of "eşliğinde" with other terms in English Turkish Dictionary : 86 result(s)

Turkish English
General
monoton bir melodi eşliğinde söylenen sözler chant n.
rehber eşliğinde gezinti guided walk n.
koro eşliğinde dini tören choral service n.
rehber eşliğinde yürüyüş guided hike n.
iskoç ya da irlanda halkının müzik, dans vs. eşliğinde gerçekleştirdiği geleneksel buluşma ceilidh n.
1996'da popüler olan macarena şarkısı eşliğinde yapılan bir el-kol dansı macarena n.
ragga müzik eşliğinde yapılan ritmik bir dans bogle n.
(tiyatro) müzik eşliğinde okunan veya söylenen şiir, piyes bölümü veya opera melodrama n.
şarkı ve ritim eşliğinde yapılan geleneksel bir polinezya dansı hula-hula n.
insanların yüksek sesli rock müzik eşliğinde kendilerini çılgınca ve şiddetli bir şekilde oradan oraya savurdukları bir dans şekli mosh n.
şiir gibi metinleri genelde müzik eşliğinde ezbere okuyan yetenekli ve profesyonel kimse diseur n.
(eskiden) genelde müzik eşliğinde dramatik resitaller sergileyen erkek tiyatro oyuncusu diseur n.
bahama adaları'na özgü, enstrümanlar eşliğinde yapılan bir dans goombay n.
törenle eşliğinde açma inauguration n.
piyano eşliğinde yapılan komik monolog pianologue n.
rehber eşliğinde geziye çıkmak go on a guided tour v.
punk müzik eşliğinde çılgınca dans etmek mosh v.
ragga müzik eşliğinde ritmik dans yapmak bogle v.
arp eşliğinde oynamak harp [obsolete] v.
arp eşliğinde söylemek harp [obsolete] v.
rehberli/rehber eşliğinde guided adj.
enstrüman/vokal eşliğinde çalınıp söylenen attended adj.
kar eşliğinde white adj.
guruldama veya gümbürdeme eşliğinde olan rumbly adj.
canlı müzik eşliğinde accompanied with live music adv.
canlı müzik eşliğinde accompanied by live music adv.
Phrasals
(müzik) eşliğinde dans etmek dance to v.
(müzik) eşliğinde dans etmek dance to (something) v.
Phrases
... eşliğinde in accompaniment with expr.
(biri/bir şey) eşliğinde in company with (someone or something) expr.
biri/bir şey eşliğinde in company with somebody/something expr.
Colloquial
genellikle ritüel içeren ve ayrıntılı tuzaklar eşliğinde yapılan karmaşık tören mumbo jumbo n.
pop müzik eşliğinde dans etmek bop v.
bir şey eşliğinde accompanied by something adj.
(biri/bir şey) eşliğinde accompanied by (someone or something) adj.
Idioms
alkollü bir içecek eşliğinde bir bebeğin doğum gününü kutlamak wet the baby's head v.
Trade/Economic
artan hayat standardı eşliğinde ekonomisi hızlı bir büyüme gösteren ülke ekonomisi tiger economy n.
Technical
ışık ve renklerin müzik ve ses efektleri eşliğinde değişik desenler oluşturmasından meydana gelen gösteri şekli light show n.
Medical
bt eşliğinde perkütan biyopsi ct-guided percutaneous biopsy n.
bt eşliğinde yapılan perkütan biyopsi ct-guided percutaneous biopsy n.
endometrial polip eşliğinde uterin septum uterine septum with an endometrial polyp n.
transrektal ultrasonografi eşliğinde prostat biyopsisi transrectal ultrasonography-guided prostate biopsy n.
transrektal ultrasonografi eşliğinde yapılan prostat biyopsisi transrectal ultrasonography guided prostate biopsy n.
ultrasonografi eşliğinde yapılan internal juguler ven kateterizasyonu ultrasound-guided catheterization of internal jugular vein n.
ultrasonografi eşliğinde perkütan teknik ultrasound -guided percutaneous technique n.
ultrasonografi eşliğinde amniyodrenaj işlemi ultra-sound-guided amniodrainage n.
literatür verileri eşliğinde tartışılmak be discussed with literature v.
Gastronomy
pilav, ekmek eşliğinde servis edilen bir miktar et veya sebze yemeğinden oluşan öğün thali [indian] n.
balık, et, yumurta ve sebzelerden oluşan ve pirinç ile umeboshi eşliğinde servis edilen japonya'ya özgü bir tür hazır yemek makunouchi n.
Education
(posterler ve eğitici materyaller eşliğinde uygulanan) farkında olmadan öğrenme tekniği peripheral learning n.
(massachusetts'deki devlet liselerinde) öğrencinin kendi hızında ve bireysel gözetim eşliğinde üstlendiği ders modüllerinden her biri contract n.
History
(antik yunan'da) dionysus anısına dans eşliğinde söylenen ditiramp korosu cyclic chorus n.
flüt eşliğinde yapılan eski bir yunan savaş dansı pyrrhic n.
Religious
(hinduizm'de) müzik aletleri eşliğinde ilahi söyleme kirtan n.
Geography
gök gürültüsü eşliğinde yıldırım çarpması thunderstroke n.
Sport
müzik eşliğinde yapılan yüzme ve suya dalma gösterisi aquacade n.
genellikle müzik eşliğinde sergilenen yüzme ve dalış gösterisi aquashow n.
genellikle müzik eşliğinde sergilenen yüzme ve dalış gösterisi aquacade n.
latin amerika müzikleri eşliğinde yapılan egzersiz dansı zumba® n.
müzik eşliğinde kendi kendine dövüş hareketlerinin yapıldığı bir tür egzersiz programı body combat® n.
(buz pateninde) sporcunun hareket ve figürleri istediği şekilde düzenleyip seçtiği müzik eşliğinde sergilediği yarışma kategorisi free skating n.
Art
kontrast bir arka plan eşliğinde klasik motiflerin seramiklere kabartmalı olarak işlenmesi cameo ware n.
genellikle piyano eşliğinde resitalde söylenmek üzere bestelenmiş şarkı art song n.
Music
çift vuruşlu ritmi olan ve tef eşliğinde yapılan bir çeşit dans tambourin n.
ritmik melodi eşliğinde hızlı ve tekdüze monolog söyleyerek yapılan müzik türü rap music n.
antik yunanistan'da sadece enstrümantal performans için ya da destanlar eşliğinde icra edilen müzikal bir kompozisyon nome n.
çalgı eşliğinde söylenip birden fazla bölümden oluşan müzik eseri cantate n.
funk müzik eşliğinde yapılan bir tür dans boogaloo n.
1960'ların ortalarında popüler olan bir soul müzik tarzı eşliğinde yapılan dans bugalu n.
funk müzik eşliğinde yapılan bir şehir dansı türü locking n.
solo parça eşliğinde tek enstrümanla icra edilen müzik parçası obligato n.
(klasik yunan tiyatrosunda) koro eşliğinde icra edilen od choral ode n.
dansçıların koreografisi yapılmış pop şarkılar eşliğinde dans ettiği bir dans gösterisi dancical n.
klasik yunanistan'da genellikle dans eşliğinde festival veya tiyatroda icra edilen koro şarkısı ode n.
(galler) arp eşliğinde halk şarkısı okuma sanatı penillion n.
(galler'de) arp eşliğinde halk şarkısı okuma sanatı pennillion n.
müzikle eşliğinde okunan kısa lirik hikaye romance n.
punk müzik eşliğinde çılgınca dans etmek thrash v.
punk müzik eşliğinde çılgınca dans etmek slam dance v.
menuet eşliğinde dans etmek minuet v.
şarkı eşliğinde olan choral adj.
Theatre
(eskiden) genelde müzik eşliğinde dramatik resitaller sergileyen kadın oyuncu diseuse n.
Cinema
(sinema filmi) 17 yaşından küçükler için sadece bir yetişkin eşliğinde uygun olan r-rated adj.
Archaic
şarkı eşliğinde halka olarak yapılan eski geleneksel ingiliz dansı carol n.
şarkı eşliğinde daire kurularak olarak yapılan eski geleneksel ingiliz dansı carrol n.
Modern Slang
japonya'da icat edilen ve giyinik vaziyetteki kadın ve erkeklerin müzik eşliğinde birbirleriyle seyirci önünde hayali partnerlerle abartılı şekilde seks yapar gibi hareketler yaptıkları yarışma/performans air sex n.