easy! easy! - Turkish English Dictionary
History

easy! easy!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "easy! easy!" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
easy adj. rahat
easy adj. kolay
easy adj. basit
easy adj. zahmetsiz
very easy adj. çok kolay
take it easy interj. sakin ol
General
easy chair n. rahat koltuk
easy goingness n. rahatlık
easy money n. kolay kazanılıp kolay harcanılan para
easy money n. kolay kazanılmış para
easy money n. kolay para
proper and easy monitoring of work n. işin sağlıklı ve kolay takibi
an easy prey n. dişe gelir
easy going chap n. uysal çocuk
easy calc n. hızlı hesaplama
easy calc n. hızlı hesap
a messy problem that has no easy solution n. yılan hikayesi
easy peasy n. çocuk oyuncağı
easy task n. basit iş
easy task n. çocuk oyuncağı
easy task n. kolay iş
easy task n. çok kolay
an easy and pleasant life n. rahat ve sıkıntısız hayat
an easy victory n. kolay zafer
easy way of doing something n. bir işi yapmanın kolay yolu
easy victory n. kolay zafer
easy option n. kolay seçenek
easy manner n. rahat tavırlar
easy manner n. rahatlık
easy question n. kolay soru
easy victory n. çaba gösterilmeden elde edilen
easy victory n. rahat zafer
easy victory n. kolay galibiyet
easy task n. basit görev
easy task n. kolay görev
smoke-easy n. (yasağa rağmen) sigara içilmesine müsaade edilen yer
easy access n. kolay ulaşım
easy access n. kolay erişim
the big easy n. new orleans şehrinin takma adı
women of easy virtue n. hafif meşrep kadınlar
easy going n. kolay ve kesintisiz ilerleme
easy going n. kolay ve engelsiz gidişat
easy language n. kolay dil
go easy on v. kıyak geçmek
find an easy way v. kolayını bulmak
find something easy v. kolayına gelmek
be easy for somebody v. kolayına gelmek
easy for somebody v. kolayına gelmek
get easy v. kolaylaşmak
take it easy v. ağırdan almak
be easy to v. kolay olmak
make easy v. kolaylaştırmak
become free and easy v. kabak çiçeği gibi açılmak
take the easy way out v. kolaya kaçmak
take the easy way out v. kolay yolu tercih etmek
take the easy way out v. zahmete girmemek
buy on easy terms v. taksitle satın almak
make it easy v. kolaylık sağlamak
defy easy explanation v. açıklaması zor olmak
take the easy way out v. kolay yolu seçmek
behave in an easy fashion v. rahat davranmak
easy v. kolaylaştırmak
easy v. rahatlatmak
easy v. hafifletmek
free and easy adj. rahat
easy adj. zahmetsiz
free and easy adj. serbest
easy adj. huzurlu
easy as winking adj. kolayca
easy adj. yavaş
easy adj. sakin
easy adj. zevkli
free and easy adj. sert olmayan
easy going adj. rahat
easy to use adj. kullanımı kolay
easy on the ear adj. kulağa hoş gelen
easy adj. dertsiz
as easy as adj. kadar kolay
easy adj. basit
easy adj. yumuşak
easy going adj. uyumlu
unconventional and easy going adj. kalender
free and easy adj. hafifmeşrep (kadın)
easy to post adj. yapıştırması kolay
free and easy adj. çok hoşgörülü
easy accessible adj. kolay erişilir
free and easy adj. çok toleranslı
free and easy adj. teklifsiz
easy adj. üzgüsüz
easy adj. uysal
easy adj. külfetsiz
easy clean adj. temizlenmesi kolay
very easy adj. baklava börek
quite easy adj. gayet kolay
free and easy adj. merasimsiz
easy adj. hafif
as easy as pie adj. çok kolay
easy to get along with adj. geçimli
easy adj. doğal
easy adj. eziyetsiz
easy adj. asude
easy on the eye adj. göze hoş gelen
easy adj. ucuz
easy adj. varlıklı
free and easy adj. babayani
easy adj. serbest
as easy as pie adj. çocuk oyuncağı
free and easy adj. senli benli
free and easy adj. mezhebi geniş
easy adj. kolayca
easy to understand adj. çetrefilsiz
easy adj. kolay
easy peasy adj. çok kolay
easy access to adj. ulaşımı kolay
easy on the eye adj. gözü alan
easy on the eye adj. göze hoş görünen
easy on the eye adj. göze güzel görünen
easy on the eye adj. göz okşayıcı
easy-going adj. iyi niyetli
easy-going adj. kibar
easy-going adj. dostça
free-and-easy adj. senli benli
easy-going adj. nazik
easy-going adj. uysal
easy-going adj. yumuşak
easy-going adj. gevşek
easy-going adj. yardımsever
free-and-easy adj. senlibenli
free-and-easy adj. teklifsiz
easy-going adj. yardıma hazır
easy adj. ağır
easy to guess adj. tahmini kolay
easy to guess adj. kolayca tahmin edilebilir
easy-to-use adj. kullanımı kolay
easy-to-use adj. kullanımı basit
easy-going adj. dostane
easy-going adj. sevecen
easy to carry adj. kolay taşınır
easy to carry adj. kolay taşınabilir
easy-to-prepare adj. hazırlanması kolay
easy adj. uygun
easy adj. elverişli
easy adj. münasip
easy adj. yerine getirilmesi kolay
easy adj. bön
easy adj. saf
easy adj. çabuk inanan
easy adj. akıcı
easy adj. bol
easy adj. zengin
easy adj. müreffeh
easy adj. acelesiz
easy-going adj. kayıtsız
easy-going adj. aldırış etmez
easy-going adj. umursamaz
easy-going adj. kolayca idare edilen
easy-going adj. söz dinler
easy-going adj. itaatkar
easy adj. yanlışlıkla olabilecek
easy adj. kazara gerçekleşebilecek
easy-going adj. umursamaz
easy-going adj. ilgisiz
easy-going adj. savsak
easy-going adj. acele etmeyen
easy-going adj. sakin
easy-going adj. yavaş
over easy adj. az pişmiş (yumurta)
free-and-easy adj. gündelik
free-and-easy adj. gayri resmi
free-and-easy adj. rahat
free-and-easy adj. pervasız
free-and-easy adj. denetimsiz
on easy terms adv. kolay bir şekilde
in easy circumstances adv. varlıklı
on easy terms adv. uygun şartlarla
as easy as pie adv. yağdan kıl çeker gibi
in easy circumstances adv. refah içinde
on easy terms adv. taksitle
in easy circumstances adv. hali vakti yerinde
by easy stages adv. derece derece
easy adv. sıkıntısız bir şekilde
easy adv. telaş yapmaksızın
easy adv. kolayca
easy adv. kolaylıkla
easy adv. zahmetsiz bir şekilde
easy adv. ölçülü bir şekilde
easy adv. sakin bir biçimde
easy adv. fazla zorlanmaksızın
easy adv. masrafsız bir şekilde
ez (easy) abrev. kolay
Phrases
by easy stages in easy stages adv. adım adım
by easy stages in easy stages adv. aşama aşama
by easy stages in easy stages adv. yavaş yavaş
by easy stages in easy stages adv. sakince
by easy stages in easy stages adv. kontrollü bir şekilde
if easy to do expr. mümkünse
ever so easy expr. o denli kolay ki
neither too easy nor too difficult expr. ne çok kolay ne çok zor
in an easy way expr. kolay bir şekilde
sorted by category for easy reference expr. kolay ulaşmak/bulmak için kategorilere göre ayrılmış
neither too easy nor too hard expr. ne çok kolay ne çok zor
from easy to difficult expr. kolaydan zora doğru
go easy on yourself expr. kendine yüklenme
easy to say, harder to prove expr. söylemesi kolay, kanıtlaması zor
as easy as pulling a hair out of butter expr. tereyağından kıl çeker gibi
it is easy to find a stick to beat a dog expr. savunmasız birine/bir şeye saldırmak kolay
it is easy to find a stick to beat a dog expr. sahipsiz/korumasız kişileri ezmek kolay
my very easy method just speeds up naming planets expr. sekiz gezegenin ingilizce isimlerini (mercury, venus, earth, mars, jupiter, saturn, uranus, neptune) hatırlayabilmek için uydurulmuş bir anımsatıcı cümle
Proverb
easy come, easy go haydan gelen huya gider
it's easy to be smart after the fact teker kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
it is easy to be wise after the event teker kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
it's easy to be smart after the fact tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
it's easy to be wise after the event tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
it's easy to be smart after the fact testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
it's easy to be wise after the event testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
it is easy to be wise after the event araba devrilince yol gösteren çok olur
it is easy to find a stick to beat a dog alçak eşek binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay
it is easy to find a stick to beat a dog alçacık eşeğe herkes biner
it is easy to find a stick to beat a dog sert bir eylemi haklı çıkarmak için bahane bulmak kolaydır
it is easy to find a stick to beat a dog köpeğini dövmek isteyene sopa bulmak kolay
all things are difficult before they are easy her şey başlangıçta zordur
all things are difficult before they are easy her şey zamanla kolaylaşır
all things are difficult before they are easy her şey alıştıkça kolay gelmeye başlar
all things are difficult before they are easy başta zor olan her şey alıştıkça/zamanla kolay gelmeye başlar
all things are difficult before they are easy her şey başlangıçta zordur
all things are difficult before they are easy her şey zamanla kolaylaşır
all things are difficult before they are easy her şey alıştıkça kolay gelmeye başlar
all things are difficult before they are easy başta zor olan her şey alıştıkça/zamanla kolay gelmeye başlar
Colloquial
an easy berth n. kolay/zahmetsiz/basit iş/görev
an easy berth n. yorucu olmayan iş/görev
an easy quitter n. çabuk/kolay pes eden
easy, champ n. hele otur bi soluklan yiğenim
easy feat n. kolay lokma
easy feat n. kolay iş
easy target for a frame n. kolay komplo hedefi
easy target for a frame n. üzerine suç atılması kolay bir hedef
easy game n. kolay lokma
easy street n. bir eli yağda bir eli balda olma
easy street n. hali vakti yerinde olma
lady/woman of easy virtue n. hayat kadını
lady/woman of easy virtue n. hafif meşrep kadın
easy win n. kolay lokma
an easy prey n. kolay lokma
easy game n. kolay kandırılabilir kimse
easy game n. kolay lokma
easy game n. enayi
easy game n. yolunacak kaz
easy game n. kolay kanan kimse
easy game n. kolay kafalanan kimse
easy game n. kolay dümene gelen kimse
easy game n. kolay üçkağıda gelen kimse
easy game n. kolay kazıklanan kimse
easy game n. hemen inanan/ikna olan kimse
go easy v. kırmadan davranmak
go easy v. özenle kullanmak
go easy v. soğukkanlı kalmak
go easy v. soğukkanlılığını korumak
go easy v. sakınarak kullanmak
go easy v. yumuşak davranmak
have it easy v. rahat durumda olmak
have it easy v. rahat bir pozisyonda/konumda olmak
have it easy v. şartları rahat olmak
have it easy v. rahat şartlara sahip olmak
have it easy v. kolaylığa/rahatlığa sahip olmak
have it easy v. zorluk çekmemek/yaşamamak
have it easy v. güçlük çekmemek/yaşamamak
have it easy v. sıkıntı çekmemek/yaşamamak
let down easy v. alıştıra alıştıra söylemek
let down easy v. kırmadan/incitmeden söylemek
take it easy v. rahat olmak
take it easy v. pek bir şey yapmamak
take it easy v. rahat takılmak
go easy on someone v. birine hoşgörülü olmak
go easy on someone v. birine yumuşak davranmak
go easy on someone v. birine nazik davranmak
go easy on something v. bir şeyi az miktarda kullanmak
go easy on something v. bir şeyi abartmamak
easy-to-love adj. kolayca sevilir
quite easy adj. çok kolay
dead easy adj. çok basit
too easy adj. çok kolay
too easy adj. oldukça kolay
quite easy adj. oldukça kolay
easy adj. kolayca kabul eden
easy adj. hemen razı gelen
easy adj. çabuk inanan
easy hard [us] adv. az pişmiş (yumurta)
easy hard [us] adv. cıvık (yumurta)
no easy feat expr. kolay iş değil
easy, boy expr. dur, oğlum
easy as falling off a log expr. çok kolay
easy as abc expr. çok kolay
easy-peasy lemon squeezy expr. çok kolay
easy as rolling off a log expr. çok kolay
easy as duck soup expr. çok kolay
easy as apple pie expr. çok kolay
too easy expr. fazlasıyla kolay
quite easy expr. fazlasıyla kolay
most things worth having never come easy expr. elde etmeye değer çoğu şey hiç de öyle kolay elde edilmiyor
It hasn't been easy expr. kolay değildi (ama geçti)
go easy expr. kendini tut
take it easy! expr. takma kafana!
(as) easy as one-two-three expr. aşırı kolay
(as) easy as one-two-three expr. çok basit
easy/gently/slowly does it expr. acele etme
easy/gently/slowly does it expr. sakin ol
easy/gently/slowly does it expr. yavaş ol
easy/gently/slowly does it expr. dikkatli ol
easy/gently/slowly does it expr. ağırdan al
easy/gently/slowly does it expr. ağır ol
easy/gently/slowly does it expr. acele etme
I'm easy expr. benim için fark etmez
I'm easy expr. ben sana uyarım
I'm easy expr. bana uyar
I'm easy expr. fark etmez
I'm easy expr. sen bilirsin
take it easy expr. kendine iyi bak
take it easy expr. kendine iyi davran
take it easy expr. kendine dikkat et
take it easy expr. kibar davran
take it easy expr. nazik davran
take it easy expr. hoşgörülü/anlayışlı davran
take it easy expr. yumuşak davran
take it easy expr. hassas davran
take it easy expr. iyi/dikkatli davran
take it easy expr. telaşlanma
take it easy expr. heyecanlanma
(it) hasn't been easy expr. hiç kolay olmadı (ama geçti)
(it) hasn't been easy expr. zor oldu (ama geçti)
things haven't been easy expr. hiç kolay olmadı (ama geçti)
things haven't been easy expr. zor oldu (ama geçti)
(that's) easy for (one) to say expr. (biri) için söylemesi kolay
(that's) easy for (one) to say expr. (biri) için demesi kolay
(that's) easy for (one) to say expr. demesi/söylemesi kolay
hasn't been easy expr. kolay değildi
hasn't been easy expr. hiç kolay olmadı
hasn't been easy expr. zor oldu
there is no easy way to say this expr. bunu söylemenin kolay bir yolu yok
there is no easy way to say this expr. bunu söylemek kolay değil
there isn't any easy way to say this expr. bunu söylemenin kolay bir yolu yok
there isn't any easy way to say this expr. bunu söylemek kolay değil
you give up too easy expr. çabuk pes ediyorsun
you give up too easy expr. kolay pes ediyorsun
you give up too easy expr. hemen/kolayca vazgeçiyorsun
easy, there! exclam. sakin!
easy, there! exclam. sakin ol!
easy, there! exclam. yavaş ol!
easy, champ hele bir soluklan yeğenim
Idioms
easy as one-two-three n. çocuk oyuncağı
easy as one-two-three n. çok kolay
easy pickings n. kolay lokma
easy money n. kolay kazanılmış para
easy money n. kolay para
free and easy n. resmiyetten uzak
easy touch n. yolunacak kaz
easy pickings n. yolunacak kaz
woman of easy virtue n. hafifmeşrep kadın
woman of easy virtue n. yollu kadın
easy mark n. kolayca kandırılan kimse
easy mark n. kolayca oyuna getirilen kimse
easy mark n. kolay lokma
easy meat n. kolay lokma
easy meat n. çantada keklik
easy meat n. çocuk oyuncağı
easy sledding n. tereyağından kıl çeker gibi ilerleyen süreç
easy sledding n. gerisi kolayca gelen süreç
easy sledding n. gerisi kolayca gelecek olan süreç
easy sledding n. çocuk oyuncağı
easy sledding n. kolay iş
easy sledding n. çantada keklik
easy sledding n. gerisi çorap söküğü gibi gelen süreç
an easy touch n. yumuşak başlılık
an easy touch n. uysallık
an easy touch n. mülayimlik
an easy touch n. yumuşak huy
an easy touch n. incelik
an easy touch n. hassas yaklaşım
an easy ride n. zor/rahat dönem
a soft/an easy touch n. yumuşak başlı/huylu kimse
a soft/an easy touch n. uysal/mülayim kişi
a soft/an easy touch n. saftirik
a soft/an easy touch n. safdil
a soft/an easy touch n. kolay kandırılan kişi
a soft/an easy touch n. avanak
a soft/an easy touch n. keriz
a soft/an easy touch n. kolay lokma
a soft/an easy touch n. enayi
a soft/an easy touch n. yumuşak başlılık
a soft/an easy touch n. uysallık
a soft/an easy touch n. mülayimlik
a soft/an easy touch n. yumuşak huy
a soft/an easy touch n. incelik
a soft/an easy touch n. hassas yaklaşım
a soft/an easy touch n. vur kafasına al ekmeğini
the easy way out n. kolay yol
the easy way out n. zahmetsiz yol
be (as) easy as one-two-three v. çocuk oyuncağı kadar kolay olmak
be (as) easy as one-two-three v. çok kolay olmak
come easy to (one) v. çok çaba sarf etmeden bir şeyi yapmak
come easy to (one) v. çaba gerektiren bir işi kolayca yapmak
come easy to (one) v. '-nin için doğal bir şey olmak
come easy to (one) v. tereyağından kıl çeker gibi olmak
come easy to (one) v. (birine) zor gelmemek
take it easy on someone v. birisine nazik davranmak
go easy on v. birisini yatıştırmak
take it easy on someone v. birisine kibar davranmak
take it easy on someone v. birine iyi/dikkatli davranmak
take it easy on someone v. birini üstüne varmamak
take it easy on someone v. birisine hassas yaklaşmak
get off easy v. beklenen zorlukla karşılaşmamak
go easy on v. birisini yumuşatmak
breathe easy v. düzlüğe çıkmak
breathe easy v. düze çıkmak
take things easy v. dinlenmek
take things easy v. düzlüğe çıkmak
breathe easy v. derin bir nefes almak
do something the easy way v. güzellikle halletmek
be easy on the eye v. göze hoş gelmek
take things easy v. gevşemek
be easy on the eye v. göze hoş görünmek
go easy on v. huyuna gitmek
rest easy v. huzura kavuşmak
take things easy v. istirahat etmek
be an easy touch v. kolayca kandırılabilir olmak
be an easy touch v. kolay lokma olmak
be an easy mark v. kolay lokma olmak
go easy on v. kullanırken ölçülü olmak
be easy meat v. kolay lokma olmak
do something the easy way v. kolay yoldan gitmek
be easy on the ear v. kulağa hoş ve rahatlatıcı gelmek
go easy on v. kullanırken dikkatli olmak
be an easy touch v. kolaylıkla ikna edilebilir olmak
take things easy v. kolaylamak
let off easy v. suçunu bağışlamak
rest easy v. rahat olmak
be on easy street v. rahatı yerinde olmak
take things easy v. rahatlamak
take things easy v. rahat yaşamak
breathe easy v. rahatlamak
rest easy v. sıkıntı yapmamak
have an easy time of it v. sıkıntıyla/zorlukla karşılaşmamak
breathe easy v. (zor günlerden sonra) rahat etmek
get off easy v. ucuz kurtulmak
let (one) down easy v. alıştıra alıştıra söylemek
let (one) down easy v. birine bir şeyi onu kırmadan söylemek
have an easy time of it v. bir şeyi/işi kolayca yapmak
have an easy time of it v. işi kıvırmak
have an easy time of it v. zorluk yaşamamak
have an easy time of it v. zorlanmamak
have an easy time of it v. kolayca/rahatlıkla başa çıkmak
have an easy time of it v. karlı/avantajlı durumda olmak
have an easy time of it v. hayat (birine) güzel olmak
have an easy time of it v. (birine) hayat/her şey kolay olmak
have an easy time of it v. çok şanslı/avantajlı durumda olmak
have an easy time of it v. çok elverişli/iyi durumda olmak
have an easy time of it v. çok olumlu bir durumda olmak
have an easy time of it v. çok şanslı/avantajlı konumda olmak
have an easy time of it v. çok elverişli/iyi konumda olmak
have an easy time of it v. çok olumlu bir konumda olmak
have an easy time of it v. bir durumla ilgili hiç zorluk çekmemek
have an easy time of it v. bir durumla ilgili çok rahat olmak
have an easy time of it v. bir konuda/bir konumda çok rahat olmak
have an easy time of it v. rahat bir konumda olmak
let (one) off easy v. (birini) hafif cezalandırmak
let (one) off easy v. (birine) hafif/az ceza vermek
let (one) off easy v. (birine) fazla kızmamak
let (one) off easy v. (birinin) çok üstüne gitmemek
let (one) off easy v. (birinin) suçuna kıyasla az ceza vermek
let (one) off easy v. (birini) az/hafif bir cezayla bırakmak
let (one) off easy v. (birinden) beklentisi azalmak/düşmek
let (one) off easy v. (birinden) pek bir şey ummamak
let (one) off easy v. pek bir şey beklememek
let (one) off easy v. pek bir şey istememek
let (one) off easy v. (biriyle ilgili) pek beklentiye girmemek
let (one) off easy v. (biriyle ilgili) pek beklenti içinde olmamak
let (one) off easy v. (birini) pek zorlamamak
be (as) easy as one-two-three v. çok basit olmak
be (as) easy as one-two-three v. tereyağından kıl çeker gibi yapmak
be (as) easy as one-two-three v. çok kolay olmak
take it easy on something v. bir şeyi az kullanmak
take it easy on something v. bir şeyi az tüketmek
take it easy on something v. bir şeyi dikkatli tüketmek
take it easy on something v. bir şeyi daha az tüketmek
take it easy on something v. bir şeyi azaltmak
take it easy on something v. bir şeyi idareli kullanmak
give somebody an easy ride v. zorluklar yaşamamak
give somebody an easy ride v. birine kolaylık sağlamak
give somebody an easy ride v. birine sıkıntı vermemek
give somebody an easy ride v. birinin işini kolaylaştırmak
have an easy ride v. zorluklar yaşamamak
have an easy ride v. zorluk yaşamamak
have an easy ride v. kolaylıkla yapmak
have an easy ride v. sıkıntı yaşamamak
have an easy ride v. sıkıntısız/kolay devam etmek
give (one) an easy ride v. (birine) zorluk yaşatmamak
give (one) an easy ride v. (birine) fazla çaba harcatmamak
give (one) an easy ride v. (birini) sıkıntıya sokmamak
give (one) an easy ride v. (birini) rahat ettirmek
give (one) an easy ride v. (birinin) elini sıcak sudan soğuk suya sokturmamak
give (one) an easy ride v. bir dediğini iki etmemek

Meanings of "easy! easy!" with other terms in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Computer
"easy recovery" gibi dosya kurtarma yazılımları ile ünlü bir software firması ontrack n.