basit - Turkish English Dictionary
History

basit



Meanings of "basit" in English Turkish Dictionary : 121 result(s)

Turkish English
Common Usage
basit simple adj.
basit ordinary adj.
basit easy adj.
basit elementary adj.
General
basit arcadia n.
basit laborless n.
basit untutored adj.
basit small adj.
basit rudimentary adj.
basit native adj.
basit commonplace adj.
basit homely adj.
basit simplex adj.
basit everyday adj.
basit bare adj.
basit jejune adj.
basit plain adj.
basit potty adj.
basit elemental adj.
basit spartan adj.
basit easy adj.
basit simpleminded adj.
basit ordinary adj.
basit foolproof adj.
basit rustic adj.
basit straightforward adj.
basit chaste adj.
basit shallow adj.
basit frugal adj.
basit surpassing adj.
basit crude adj.
basit undemanding adj.
basit backwoods adj.
basit simplificative adj.
basit artless adj.
basit countrified adj.
basit humble adj.
basit simpler adj.
basit simplistic adj.
basit undesigning adj.
basit homespun adj.
basit basic adj.
basit primitive adj.
basit common adj.
basit facile adj.
basit single adj.
basit scurrile adj.
basit simple adj.
basit unsophisticated adj.
basit unpretentious adj.
basit unoriginal adj.
basit untaxing adj.
basit tawdry adj.
basit raploch adj.
basit noncomplex adj.
basit arcadian adj.
basit unalluring adj.
basit unchallenging adj.
basit unextreme adj.
basit unformidable adj.
basit unluxurious adj.
basit unperplexed adj.
basit unpompous adj.
basit unsubtle adj.
basit upcountry adj.
basit mickey mouse adj.
basit borax adj.
basit lowdown adj.
basit lumpen adj.
basit obvious adj.
basit gullish adj.
basit onefold adj.
basit robust adj.
basit inartificial adj.
basit institutional adj.
basit down-home adj.
basit incomplex adj.
basit incomposite adj.
basit incurious adj.
basit pared-down adj.
basit peasanty adj.
basit peoplish adj.
basit plain-Jane adj.
basit plain-jane adj.
basit plain-vanilla adj.
basit folkish adj.
basit folklike adj.
basit folklike adj.
basit primrosy adj.
basit rory [obsolete] adj.
basit scratch adj.
basit semple [scotland] adj.
basit simpliste adj.
basit small-town adj.
basit streamlined adj.
basit raw adj.
basit straight adj.
basit frugally adv.
basit easily adv.
Phrases
basit run-of-the-mine adj.
basit run-of-mine adj.
Colloquial
basit no-brainer n.
basit simple english n.
basit goomer n.
basit homegrown adj.
basit generic adj.
Idioms
basit with no frills adj.
basit cut and dried adj.
Trade/Economic
basit plain adj.
Medical
basit simplistic adj.
Biology
basit lowly adj.
Art
basit unarted adj.
Abbreviation
basit elem adj.
Archaic
basit russet adj.
Slang
basit mickey mouse n.
basit bog standard n.
basit gomer n.
basit hairy at the heel [uk] adj.
British Slang
basit nimps n.
basit putsy adj.
basit putzy adj.

Meanings of "basit" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
(daha basit bir hale) dönüştürmek reduce v.
basit bir şekilde simply adv.
General
kısa ve basit şarkı ditty n.
basit ve doğal unpretentious n.
basit kesir proper fraction n.
basit ancak en hayati gerçekler ve ilkeler bare bones n.
basit olarak elementarily n.
basit sözcük simple word n.
özellikle güney afrika'da yuvarlak kulübe vb gibi basit yapı rondavel n.
basit iş plain sailing n.
basit ve notasız eşlik vamp n.
basit denklem simple equation n.
basit mikroskop simple microscope n.
basit boyama simple staining n.
basit sözlerle in plain terms n.
basit şey jam n.
basit iş pie n.
basit kesir simple fraction n.
basit iş pushover n.
basit ve kaba kimse rustic n.
basit cümle simple sentence n.
basit ses phone n.
basit iş picnic n.
yükseltileri basit çizgiler yerine farklı renklerle gösteren harita relief map n.
basit gelişigüzel örnekleme simple random sampling n.
basit olmayan nontrivial n.
sonlu basit gruplar finite simple groups n.
basit iş bit of cake n.
basit iş simple job n.
basit iş slice of cake n.
basit iş piece of cake n.
basit iş easy task n.
basit iş child's play n.
çok basit görev doddle n.
temel kelimelerin kullanıldığı basit ingilizce globish n.
basit hipotez simple hypothesis n.
basit varsayım simple hypothesis n.
basit yap prensibi KISS principle n.
basit yap prensibi keep it simple stupid n.
(bir şeyi) basit tut prensibi keep it simple stupid n.
(bir şeyi) basit tut prensibi KISS principle n.
basit bir görüntü a simple image n.
basit bir gerçek a simple fact n.
basit bir tören a simple ceremony n.
bir dizi basit talimat a simple set of instructions n.
basit bir yanlış anlama a simple misunderstanding n.
basit bir yanlış anlaşılma a simple misunderstanding n.
basit görev easy task n.
ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar lawn signs n.
ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar yard signs n.
basit konuşma simple talking n.
basit görev light task n.
basit iş light task n.
basit bir görev a simple task n.
basit/ucuz hile/numara parlor trick n.
basit/ucuz hile/numara parlor magic n.
basit tabirler simple phrases n.
çocukların grup olarak yaz tatillerinde gittikleri basit yapılı rekreasyon yeri camp n.
çocuğun anlamasına yönelik basit ve melodik dil caregiver speech n.
basit ve değersiz kimse nullity n.
ilkel ve basit malzeme fodder n.
basit yanlışlıklar basic mistakes n.
basit yanlışlar basic mistakes n.
basit insan jack-a-lent n.
basit bir japon tahtırevanı kago n.
basit olmama unsimplicity n.
bir şeyi kısa ve basit bir şekilde ifade etmenin veya ona atıfta bulunmanın yolu shorthand n.
ağaç dalları üzerine branda geçirilerek yapılan basit sığınak bender [uk] n.
ağaç dalları üzerine branda geçirilerek yapılan basit sığınak bender tent [uk] n.
basit kınama vitilitigation n.
etkili ama basit kimse bludgeon n.
etkili ama basit mantık bludgeon n.
bazı basit eylemleri sürekli tekrarlayan makine mill n.
arazide sığır veya saman için kullanılan basit bir barınak hemmel [dialect] [uk] n.
daire oluşturularak yapılan dansın basit hareketlerini anlatan şarkı hokey-pokey n.
basit barınak hut n.
yanları açık olan basit sığınak hut n.
eski ve basit bir tür elektrostatik kondansatör leyden jar n.
basit teknoloji low-tech n.
basit işleri yaptırmak için tutulmuş kimse hackney n.
hedefe ulaştıran basit ve güvenilir yol open sesame n.
basit muhakeme uygulaması rough justice n.
basit muhakeme usulü rough justice n.
basit kimse rustic n.
basit batırma immersion n.
basit iş dish n.
Basit işlemler simple operations n.
basit yazı pabulum n.
basit kimse pigwidgeon n.
basit kimse pigwidgin n.
koloni döneminde amerika'da kadınların taktığı basit bir başlık curch n.
çocuklara uygun basit anlatım pap n.
basit iğne oyası plainwork n.
basit ve el yapımı alev çıkaran veya aydınlatıcı cihazlar flame field expedients n.
teorinin formülleştirilmesinde veya datanın yorumlanmasında en basit varsayımı benimseme parsimony n.
bir sorunu çözmek için minimum kaynağı veya en basit açıklamayı kullanma ilkesi parsimony n.
basit davranış simplicity n.
basit eylem simplicity n.
basit görev skoosh [dialect] [scotland] n.
basit süreç straightforward process n.
(reklam panosu büyüklüğünde) parlak renkli ve basit tasarımlı grafik görseli supergraphics n.
basit yaşamak rusticate v.
en basit biçime dönüştürmek skeletonise v.
en basit biçime dönüştürmek skeletonize v.
verilen görevleri biraz basit bulmak find the assignments a little unchallenging v.
kişisel hedef ve hayalleri sorgulayıp daha basit bir yaşam tarzına geçmek cash out v.
daha basit hale getirmek downgrade v.
çok basit abecedarian adj.
fazla basit (çare cevap vb) simpleminded adj.
basit (aygıt) unsophisticated adj.
sade ve basit simple adj.
daha basit simpler adj.
basit yapılmış simple-structured adj.
basit yapılı simple-structured adj.
sade ve basit plain and simple adj.
kullanımı basit easy-to-use adj.
çok basit foolproof adj.
en basit common adj.
aşırı basit ultramafic adj.
aşırı basit ultrasimple adj.
basit olmayan unhomely adj.
basit ve kalitesiz bir biçimde üretilen quick-and-dirty adj.
basit tamir işleri yapabilen handy adj.
süslü veya egzotik yiyecekler yerine et ve patatesten meydana gelen basit yemekler veren veya bu yemekleri tercih eden meat-and-potatoes adj.
gelişigüzel ve basit bir şekilde yapılan homemade adj.
evde yapılmışçasına basit homemade adj.
basit bir yapıyla ilgili molecular adj.
nispeten küçük sermaye yatırımı, basit düzenekler ve tüketim malları üretimi ile nitelenen light adj.
doğrusal veya basit eğrisel motiflerle süslü geometrical adj.
çok basit obvious adj.
fazlasıyla basit overeasy adj.
aşırı basit oversimple adj.
aşırı basit oversimplistic adj.
basit ticari işlemlerde yetkinliği olan rough adj.
basit tutan rural adj.
ciddiye alınmayacak ölçüde basit cutesy adj.
düz, basit ve albenisiz clinical adj.
basit bağlantılı (uzay) simply connected adj.
basit ve doğal sober adj.
basit bir biçimde debasedly adv.
basit bir şekilde spartanly adv.
basit bir biçimde elementarily adv.
en basit olarak in the simplest term adv.
basit bir şekilde simplistically adv.
basit bir dille in plain language adv.
çok basit biçimde quite simply adv.
mümkün olduğunca basit/sade as simple as possible adv.
oldukça basit olarak quite simply adv.
basit olarak simply adv.
en basit sekliyle in the simplest form adv.
basit bir şekilde unoriginally adv.
basit bir şekilde homelily adv.
aşırı basit bir şekilde oversimply adv.
basit bir şekilde plain adv.
Phrasals
daha basit ve anlaşılır bir hale getirmek dumb down v.
oldukça basit tarzda yazmak write down v.
bir şeyi daha basit bir seviyeye indirmek bring something down to something v.
(bir şeyi) daha basit ve anlaşılır bir hale getirmek dumb (something) down v.
(birinin) kötü/basit zevklerine, vahşice düşüncelerine hitap etmek pander to (one) v.
(bir şeyi daha basit/anlaşılır bir dile) çevirmek translate (something) to (something) v.
(bir şeyi daha basit/anlaşılır bir dilde) ifade etmek translate (something) to (something) v.
(bir şeyi daha basit/anlaşılır bir dile) indirgemek translate (something) to (something) v.
Phrases
basit düşün basit yaşa think simple live simple expr.
en basit deyimiyle say the least of it expr.
en basit haliyle at its simplest expr.
en basit deyimiyle in the simplest terms expr.
en basit tabiriyle in the simplest terms expr.
kısacası/basit bir şekilde açıklarsak to put it simply expr.
basit tut kis (keep it simple) expr.
basit yap kis (keep it simple) expr.
Colloquial
çok basit snap n.
kolay/zahmetsiz/basit iş/görev an easy berth n.
kolay/zahmetsiz/basit iş/görev a soft berth n.
kolay/zahmetsiz/basit iş/görev soft berth n.
basit/bayağı bir müzik tarzı gutbucket n.
hamburgercide köfte çevirmek kadar basit burger flipper n.
hamburgercide köfte çevirmek kadar basit burger-flipper n.
hamburgercide köfte çevirmek kadar basit hole digger n.
basit ayrıntılar nuts and bolts n.
enerji tasarruflu olduğu halde daha basit teknoloji kadar verimli olmayan alet eco-bling n.
tereyağından kıl çeker gibi basit şey slam dunk n.
basit/anlaşılır ingilizce terminoloji simple english n.
basit bağımlılık mickey mouse habit [old-fashioned] n.
köylü, basit herif honyock n.
çok basit kids' stuff n.
çok bir basit şey (it’s) a doddle [uk] n.
özellikle at taşıyan römorklarda hayvanlarla uğraşanların hızlıca temizlenebilmesi için bulunan basit bir duş cowboy shower n.
(mimari, dekorasyon) basit süsleme gingerbread work n.
en basit/sıradan şey tiniest thing n.
basit/sade/özensiz giyinmiş short on looks adj.
çok basit dead easy adj.
çok basit drool-proof adj.
çok basit goof-proof adj.
aşırı karmaşık tasarımlı ve basit işlevli (mekanik cihaz) heath robinson adj.
basit bir anlatımla in simple english adv.
basit bir dille in simple english adv.
basit bir ingilizceyle in simple english adv.
bu kadar basit pure and simple expr.
bu kadar basit plain and simple expr.
çok basit (as) easy as one-two-three expr.
ve işte bu kadar basit and there you have it expr.
çok basit nothing to it expr.
ve işte bu kadar basit! and voila! exclam.
Idioms
basit iş cushy number [brit] n.
basit iş a cushy number n.
basit iş/görev a soft berth n.
basit iş/görev soft berth n.
basit iş a piece of old tackie [south africa] n.
çok basit a sleepwalk n.
çok basit sleepwalk n.
en basit/temel işleyiş mekanizması blocking and tackling n.
basit/ucuz gösteri dog and pony show n.
basit iş plain sailing n.
basit iş smooth sailing n.
çok kolay/basit a turkey shoot n.
(çok sayıda erkekle ilişkiye girdiğinden dolayı toplumdan dışlanmış) basit kadın a scarlet woman n.
basit işleri yapan işçi hole digger n.
basit bir işçi hole digger n.
basit iş one-banana problem n.
yaptığı basit işle böbürlenen kimse the pope's mustard maker n.
basit şey/iş cut and paste n.
çok bir basit şey a doddle [uk/australia] n.
basit/ucuz bir gösteri a dog and pony show [us] n.
basit satış tanıtımı a dog and pony show [us] n.
basit bir değerlendirme a worm's eye view n.
çok basit kid's stuff n.
basit hata schoolboy error n.
en basit bilgiler the time of day n.
basit bir anlatım words of one syllable n.
basit kelimeler kullanılarak yapılan anlatım words of one syllable n.
en basit işi bile becerememek can't punch one's way out of a paper bag v.
çok basit bir işi bile yapamayacak kadar beceriksiz/güçsüz olmak can't punch one's way out of a paper bag v.
birinin dilinden/anlayacağı dilden (basit ve anlaşılır şekilde) konuşmak speak someone's language v.
en basit işi bile becerememek not know your arse from your elbow v.
en basit işi bile becerememek can't tell your arse from your elbow v.
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek employ a steam engine to crack a nut v.
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek take a sledgehammer to crack a nut v.
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek use a sledgehammer to crack a nut v.
daha basit bir dille anlatmak put (something) into plain english v.
daha basit bir dille/ingilizceyle anlatmak say (something) in plain english v.
daha basit bir ingilizceyle yazmak write (something) in plain english v.
daha basit/yalın bir şekilde ifade etmek chew it finer v.
daha basit ve doğal bir yaşama dönmek get back to nature v.
daha basit ve doğal bir yaşama dönmek go back to nature v.
çok basit olmak be (as) easy as one-two-three v.
çok basit olmak be (as) easy as abc v.
çok basit olmak be (as) easy as falling off (of) a log v.
çok basit olmak be (as) easy as pie v.
çok basit olmak be (as) easy as rolling off (of) a log v.
biri için çok kolay/basit olmak come easily, naturally to somebody v.
için çok kolay/basit olmak come easy to v.
basit/ kolay bir şey için haddinden fazla/aşırı derecede güç kullanmak kill a fly with an elephant gun v.
basit/ kolay bir şey için haddinden fazla/aşırı derecede çaba harcamak kill a fly with an elephant gun v.
(bir şeyi) basit bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language v.
(bir şeyi) basit/anlaşılır bir dille anlatmak say (something) in plain language v.
daha basit bir dille yazmak write (something) in plain language v.
çok basit (as) easy as one-two-three adj.
çok basit easy as one-two-three adj.
basit/kolay iş simple as abc adj.
basit ve sade with no frills adj.
çok basit (as) easy as abc adj.
çok basit (as) easy as apple pie adj.
çok basit (as) easy as duck soup adj.
çok basit (as) easy as pie adj.
çok basit (as) easy as rolling off a log adj.
çok basit (as) easy as shelling peas adj.
çok basit (as) easy as winking adj.
çok basit easy as a, b, c adj.
çok basit easy as pie adj.
işte bu kadar basit there you have it expr.
basit ve yalın in black and white expr.
basit ve kalitesiz bir biçimde üretilen quick and dirty expr.
basit ve sade without frills expr.
basit bir anlatımla in words of one syllable expr.
çözümlenebilecek basit olay not a rocket science expr.
(bir şeyi yapmak) çok basit any fool could (do something) expr.
(bir şeyi yapmak) çok basit any fool can/could... expr.
en basit şeyi bile beceremeyen couldn't raffle a chook in a pub [australia] expr.
(biri) en basit işi bile beceremez (one's) way out of a paper bag expr.
biri en basit işi bile beceremez someone couldn't ... their way out of a paper bag expr.
(biri) en basit işi bile beceremez (one's) way out of a wet paper bag expr.
en basit işi bile beceremez can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.
aşırı kolay/basit that's child's play expr.
aşırı kolay/basit easy as child's play expr.
aşırı kolay/basit (as) easy as child's play expr.
çok basit easier than falling off a log expr.
çok basit easier than rolling off a log expr.
(bir şeyi) basit tut prensibi kiss rule expr.
basit yap prensibi kiss rule expr.
çok basit like rolling off (of) a log expr.
çözümlenebilecek basit olay not rocket science expr.
en basit işi bile beceremeyen out of a paper bag expr.
çok kolay/basit robert's your father's brother expr.
Speaking
bu kadar basit it is just that easy expr.
bu kadar basit it is just that simple expr.
bu kadar basit! it is as simple as that! expr.
bu kadar basit it's that simple expr.
çok basit it's very simple expr.
ilk başta her şey çok basit gelmişti it all came so easy at first expr.
keşke her şey daha basit olsaydı I wish things were simpler expr.
o kadar basit değil there is more to it than that expr.
o kadar basit değil there is a lot more to it than that expr.
o kadar basit değil it's not that simple expr.
o kadar basit değil it's not just that expr.
o kadar basit değil there is a bit more to it than that expr.
o kadar basit değil it's not that simple expr.
o kadar basit değil there is much more to it than that expr.
Trade/Economic
basit toplam indeks simple aggregative index n.
basit işleri yapan işçi common laborer n.
basit faiz simple interest n.
basit usulde vergilendirme small business taxation n.
basit ortalama yöntemi simple average method n.
basit işleri yapan işçiler unskilled labour n.
basit ortalama simple average n.
basit ekonomi simple economy n.
basit ortalama common average n.
basit toplamlı para arzı simple-sum monetary aggregates n.
basit usül simple entry n.
basit tesadüfi örnekleme simple random sampling n.
basit çeşitlendirme simple diversification n.
basit tröst simple trust n.
basit muhasebe usulü single entry n.
basit trend analizi basic trend analysis n.
basit yevmiye defteri simple journal n.
basit basınçlı kaplar simple pressure vessels n.
basit muhasebe kayıt usulü single entry n.
basit usülde ticari kazanç difference between the revenues generated and the expenses incurred and the acquisition costs of the goods sold within an accounting period n.
basit muhasebe yöntemi single entry bookkeeping n.
basit muhasebe kayıt usulü single entry bookkeeping n.
basit muhasebe single entry n.
basit ortalama arithmetic mean n.
basit akreditif open letter of credit n.
basit çoğaltan simple multiplier n.
basit faiz simple interest n.
basit akreditif simple letter of credit n.
basit regresyon analizi simple regression analysis n.
basit işçilik common labour n.
basit kredi simple trust n.
basit arbitraj simple arbitrage n.
basit faiz ordinary interest n.
basit usülde ticari kazanç commercial earnings acquired on simple earnings basis n.
basit muhasebe single entry bookkeeping n.
basit usulde defter tutma bookkeeping by single entry n.
basit madde simple entry n.
basit getiri oranı accounting rate of return n.
basit ortalama yöntemi simple-average method n.
basit sözleşme simple contract n.
brüt basit faiz gross simple interest n.
basit emek simple labor n.
paranın basit miktar teorisi simple quantity theory of money n.
basit bölüm simple segment n.
rakamların toplanıp eleman sayısına bölünmesi ile elde edilen basit ortalama arithmetic average n.
360 gün üzerinden hesaplanan basit faiz ordinary interest n.
Law
basit hırsızlık simple larceny n.
basit suç summary offence n.
basit oy çokluğu simple majority vote n.
basit yaralama actual bodily harm n.
basit abluka simple blockade n.
basit sorumluluk single liability n.
basit cinsel saldırı simple sexual assault n.
basit usul yargılama mahkemesi petty sessional court n.
basit ruhsat non-exclusive license n.
basit çoğunluk simple majority n.
basit tazminat talebi small claim n.
basit taksir inadvertent negligence n.
basit suç petty crime n.
basit ev commorance n.
basit faiz oranı üzerinden on the basis of the simple interest rate expr.
Politics
basit görüş yöntemi consultation procedure n.
Industry
işlemden geçen ürünlerin yerleştirildiği basit konteyner scray n.
Tourism
yürüyen merdiven şeklindeki basit bir kayak teleferiği magic carpet n.
Media
basit ilan small ad n.
Technical
basit yapıların stabilite analizi stability analysis of simple structures n.
basit dişli pompa simple-gear pump n.
basit kompartıman sürgüsü one-way control valve n.
basit korelasyon simple correlation n.
basit çizge simple graph n.
basit gaz türbini simple gas turbine n.
basit kalite şartları elementary quality requirements n.
basit cevher monad n.
basit burulma simple twisting n.
basit kesme dekor grey cut n.
basit damıtma simple distillation n.
basit kiriş single-span beam n.
basit alev almayan seri olarak üretilen tank simple unfired serially made pressure vessel n.
basit makine simple machine n.
basit basınçlı kaplar simple pressure vessels n.
basit ark simple arc n.
basit çevrim simple cycle n.
basit eğilme simple flexure n.
basit çerçeve single-span frame n.
basit posta iletim protokolü simple mail transfer protocol n.
basit sürgülü valf simple-slide valve n.
basit mesnetli kiriş simply supported beam n.
basit harmonik devinim simple harmonic motion n.
basit zincir simple chain n.
basit karbüratör simple carburetor n.
basit portlu süpürme port scavenging n.
basit dalga elementary wave n.
basit tarama sequential scanning n.
basit transformatör simple transformer n.
basit kırık simple fracture n.
basit harmonik hareket simple harmonic motion n.
basit eğilme pure bending n.
basit kesme deneyi direct shear test n.
basit dekor simple cut n.
basit örnek simple sample n.
basit ağ simple network n.
basit sarkaç simple pendulum n.
basit çökelme plain sedimentation n.
basit kesir proper fraction n.
basit anahtar simple key n.
basit çözüm simple-solution n.
basit kesme simple shear n.
basit ayrışma simple decomposition n.
basit şebeke simple network n.
basit iskele common scaffold n.
basit aksiyon türbini simple impulse turbine n.
basit kesme dekorlama grey cutting n.
basit devre şeması basic circuit diagram n.
basit kesme direct shear n.
basit eğilme simple bending n.
basit eşitlik simple equation n.
basit denge bacası simple surge tank n.
iki tabanlı basit palet double deck flat pallet n.
madene benzer basit cisim metalloid n.
tecrübeye dayalı basit deney simple empirical test n.
tek kutuplu basit envertör single-pole single-throw switch n.
yarı basit modül completely reducible module n.
yarasalarınkine benzer basit bir sonar sistemi a bat-like sonar system n.
denizdeki ölçümlerde standart kronometre yerine kullanılan saat veya basit kronometre hack n.
tokmağı iple çekilerek havaya kaldırılan basit formlu bir kazık çakıcı ringing engine n.
basit bir tür kuyu pompası pitcher pump n.
basit mesnetleştirilmiş simply supported adj.
Computer
basit arapça basic arabic n.
basit halka grafik simple doughnut chart n.
basit çubuk grafik simple bar chart n.
basit dosyalar simple files n.
basit 3-b yüzey grafiği simple 3-d surface chart n.
basit pasta grafik simple pie chart n.
basit arama basic search n.
basit liste simple list n.
basit 3-b pasta grafik simple 3-d pie chart n.
basit çizgiler basic dashes n.
basit parola simple password n.
basit sütun grafik simple column chart n.
basit birim simple volume n.
basit dosya transfer hizmeti simple file transfer service n.
basit çizgi grafiği simple line chart n.
basit radar grafik simple radar chart n.
basit: bant simple: band n.
basit dtc simplified dtc n.
basit yunanca basic greek n.
basit noktalar basic dots n.
basit xy dağılım grafik simple xy scatter chart n.
basit latince basic latin n.
basit liste basic list n.
basit ağ zaman protokolü simple network time protocol n.
basit kod basic code n.
basit alan grafiği simple area chart n.
basit ibranice basic hebrew n.
basit metin simple text n.
küçük bir kullanıcı grubunun belirli gereksinmeleri için hazırlanmış basit ve kısa ömürlü yazılım situational application n.
tablo basit table simple n.
3-b imli basit alan grafiği simple area chart with 3-d markers n.
basit ingilizce soruların, ifadelerin veya terimlerin aratılabildiği eski bir arama motoru ask jeeves n.
(dövüş) bir dizi basit eylemin bir araya geldiği kompleks hareket combo n.
kullanıcıların dijital nesneleri basit veya ayrıntılı aramayı kullanarak bulmaya yardımcı olan fonksiyon search function n.
gerçekten basit dağıtım rss (really simple syndication) abrev.
Informatics
basit döküman yapısı simple document structure n.
basit kapalı eğri simple closed curve n.
Telecom
basit bölüm simple segment n.
basit posta aktarma protokolü simple mail transfer protocol n.
basit doğrulama basic authentication n.
basit ağ yönetim protokolü simple network management protocol n.
basit nesne erişim protokolü simple object access protocol n.
basit arabellek simple buffering n.
basit dalgaboyu bölmeli çoklama coarse wavelength division multiplexing n.
çok basit birleştirme really simple syndication n.
uluslararası basit yeniden satış international simple resale n.
basit mail aktarım protokolü smtp (simple mail transfer protocol) n.
basit posta aktarım protokolü smtp (simple mail transfer protocol) n.
Electric
basit devre simple circuit n.
Mechanic
yükün asıldığı küçük bir tamburu olup aynı aks üzerinde halat etrafında döndürülerek yükün çıkarıldığı daha büyük bir tamburu olan bir basit vinç whip crane n.
çarkı üzerinden halat geçen basit makara takımı whip gin n.
çarkı üzerinden halat geçen basit makara takımı rubbish pulley n.
çarkı üzerinden halat geçen basit makara takımı monkey wheel n.
basit yapılı valf clapper valve n.
(suyun tek yönlü akışına izin veren) basit vana clapper valve n.
neredeyse sürtünmesiz bir tür basit mekanizma rolamite n.
(bileşik buhar makinesini) basit buhar makinesi şeklinde çalıştırmak simple v.
Textile
basit gücü teli simple heald wire n.
işlenmemiş deriden yapılan basit ayakkabı veldskoene n.
işlenmemiş deriden yapılan basit ayakkabı velskoene n.
işlenmemiş deriden yapılan basit ayakkabı veldskoen n.
basit desenli yastık danteli arras n.
genellikle kumaşa zıt renkteki bir iplikle yapılan ve kıyafetlerde süsleme olarak kullanılan basit bir sürfile dikişi saddle stitch n.
komünist çin'de yaygın olarak giyilen, bol pantolon ve gömleğe benzer, dik yakalı ve düz bir ceketten oluşan basit bir giyim tarzı mao suit n.
gevşek dokulu ve basit desenli olup genellikle ağır pamuk, ipek veya yünden yapılan bir doğu halısı herat n.
basit kadın elbisesi popover n.