basit

Sens de "basit" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 122 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	basit	simple adj.
The subject of this week's course is simple past tense. Bu haftaki dersimizin konusu basit geçmiş zaman. More Sentences
2	Common Usage	basit	easy adj.
This book is so easy that a child can read it. Bu kitap bir çocuğun okuyabileceği kadar basittir. More Sentences
3	Common Usage	basit	ordinary adj.
4	Common Usage	basit	elementary adj.
General
5	General	basit	plain adj.
In plain terms, this translates into noise barriers along motorways. Basit bir ifadeyle bu, otoyollar boyunca gürültü bariyerleri anlamına gelmektedir. More Sentences
6	General	basit	easy adj.
This is a story written in easy English. Bu basit bir İngilizceyle yazılmış bir hikaye. More Sentences
7	General	basit	straightforward adj.
The instructions are pretty straightforward. Talimatlar oldukça basit. More Sentences
8	General	basit	crude adj.
Tom said something crude about the way Mary was dressed. Tom Mary'nin giyinme tarzı hakkında basit bir şey söyledi. More Sentences
9	General	basit	simpler adj.
The Commission should make these Community administrative procedures more flexible and simpler. Komisyon bu Topluluk idari prosedürlerini daha esnek ve basit hale getirmelidir. More Sentences
10	General	basit	simplistic adj.
Sometimes, simplistic solutions are the best. Bazen basit çözümler en iyisidir. More Sentences
11	General	basit	basic adj.
The differences between the Audi and VW models were minor, with the Polo being cheaper and much more basic. Audi ve VW modelleri arasındaki farklar küçüktü, Polo daha ucuz ve çok daha basitti. More Sentences
12	General	basit	common adj.
Life is just the extreme expression of common chemistry. Yaşam basit kimyanın en uç ifadesinden ibarettir. More Sentences
13	General	basit	facile adj.
Your facile generalizations won't get the country out of the crisis. Basit genellemeleriniz ülkeyi krizden çıkarmayacak. More Sentences
14	General	basit	simple adj.
A tractor is actually a simple machine to operate. Bir traktör aslında kullanımı basit bir makinedir. More Sentences
15	General	basit	unsophisticated adj.
The machine's unsophisticated design lacked many of the features found in modern technology. Makinenin basit tasarımı, modern teknolojide bulunan birçok özelliği barındırmıyordu. More Sentences
16	General	basit	streamlined adj.
IWBmob provides a streamlined and simple booking experience for all your customers. IWBmob, tüm müşterileriniz için akıcı ve basit bir rezervasyon deneyimi sunar. More Sentences
17	General	basit	raw adj.
Her early poems are raw and intimate. Erken dönemde yazdığı şiirleri basit ve samimiydi. More Sentences
18	General	basit	straight adj.
It's a straight choice - either you take the train or the bus. Seçim basit; ya trene binersiniz ya da otobüse. More Sentences
Colloquial
19	Colloquial	basit	no-brainer n.
The answer is a no-brainer. Cevap basit. More Sentences
Medical
20	Medical	basit	simplistic adj.
It will inevitably lead the public to reject this European and simplistic vision. Kaçınılmaz olarak halkın bu Avrupai ve basit vizyonu reddetmesine yol açacaktır. More Sentences
General
21	General	basit	arcadia n.
22	General	basit	laborless n.
23	General	basit	untutored adj.
24	General	basit	small adj.
25	General	basit	rudimentary adj.
26	General	basit	native adj.
27	General	basit	commonplace adj.
28	General	basit	homely adj.
29	General	basit	simplex adj.
30	General	basit	everyday adj.
31	General	basit	bare adj.
32	General	basit	jejune adj.
33	General	basit	potty adj.
34	General	basit	elemental adj.
35	General	basit	spartan adj.
36	General	basit	simpleminded adj.
37	General	basit	ordinary adj.
38	General	basit	foolproof adj.
39	General	basit	rustic adj.
40	General	basit	chaste adj.
41	General	basit	shallow adj.
42	General	basit	frugal adj.
43	General	basit	surpassing adj.
44	General	basit	undemanding adj.
45	General	basit	backwoods adj.
46	General	basit	simplificative adj.
47	General	basit	artless adj.
48	General	basit	countrified adj.
49	General	basit	humble adj.
50	General	basit	undesigning adj.
51	General	basit	homespun adj.
52	General	basit	primitive adj.
53	General	basit	single adj.
54	General	basit	scurrile adj.
55	General	basit	unpretentious adj.
56	General	basit	unoriginal adj.
57	General	basit	untaxing adj.
58	General	basit	tawdry adj.
59	General	basit	raploch adj.
60	General	basit	noncomplex adj.
61	General	basit	arcadian adj.
62	General	basit	unalluring adj.
63	General	basit	unchallenging adj.
64	General	basit	unextreme adj.
65	General	basit	unformidable adj.
66	General	basit	unluxurious adj.
67	General	basit	unperplexed adj.
68	General	basit	unpompous adj.
69	General	basit	unsubtle adj.
70	General	basit	upcountry adj.
71	General	basit	mickey mouse adj.
72	General	basit	borax adj.
73	General	basit	lowdown adj.
74	General	basit	lumpen adj.
75	General	basit	obvious adj.
76	General	basit	gullish adj.
77	General	basit	onefold adj.
78	General	basit	robust adj.
79	General	basit	inartificial adj.
80	General	basit	institutional adj.
81	General	basit	down-home adj.
82	General	basit	incomplex adj.
83	General	basit	incomposite adj.
84	General	basit	incurious adj.
85	General	basit	pared-down adj.
86	General	basit	peasanty adj.
87	General	basit	peoplish adj.
88	General	basit	plain-Jane adj.
89	General	basit	plain-jane adj.
90	General	basit	plain-vanilla adj.
91	General	basit	folkish adj.
92	General	basit	folklike adj.
93	General	basit	folklike adj.
94	General	basit	primrosy adj.
95	General	basit	rory [obsolete] adj.
96	General	basit	scratch adj.
97	General	basit	semple [scotland] adj.
98	General	basit	simpliste adj.
99	General	basit	small-town adj.
100	General	basit	petty adj.
101	General	basit	frugally adv.
102	General	basit	easily adv.
Phrases
103	Phrases	basit	run-of-the-mine adj.
104	Phrases	basit	run-of-mine adj.
Colloquial
105	Colloquial	basit	simple english n.
106	Colloquial	basit	goomer n.
107	Colloquial	basit	homegrown adj.
108	Colloquial	basit	generic adj.
Idioms
109	Idioms	basit	with no frills adj.
110	Idioms	basit	cut and dried adj.
Trade/Economic
111	Trade/Economic	basit	plain adj.
Biology
112	Biology	basit	lowly adj.
Art
113	Art	basit	unarted adj.
Abbreviation
114	Abbreviation	basit	elem adj.
Archaic
115	Archaic	basit	russet adj.
Slang
116	Slang	basit	mickey mouse n.
117	Slang	basit	bog standard n.
118	Slang	basit	gomer n.
119	Slang	basit	hairy at the heel [uk] adj.
British Slang
120	British Slang	basit	nimps n.
121	British Slang	basit	putsy adj.
122	British Slang	basit	putzy adj.

Sens de "basit" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	basit bir şekilde	simply adv.
That is quite simply what lies behind the Lisbon spirit. Lizbon ruhunun ardında yatan şey oldukça basit bir şekilde budur. More Sentences
2	Common Usage	(daha basit bir hale) dönüştürmek	reduce v.
General
3	General	basit resimler çizen alaylı ressam	primitive n.
He is just a primitive, his works shouldn't be seen as art! O basit resimler çizen alaylı ressamın biri sadece, eserlerinin sanattan sayılmaması lazım! More Sentences
4	General	basit cümle	simple sentence n.
This simple sentence represents splendid achievements, achievements which deserve respect and recognition. Bu basit cümle, saygı ve takdiri hak eden muhteşem başarıları temsil etmektedir. More Sentences
5	General	basit bir gerçek	a simple fact n.
It is a simple fact in our society that money is necessary. Toplumumuzda paranın gerekli olduğu basit bir gerçektir. More Sentences
6	General	basit bir görev	a simple task n.
We should grasp this opportunity with both hands, well aware that this is not a simple task. Bunun basit bir görev olmadığının bilincinde olarak bu fırsatı iki elimizle kavramalıyız. More Sentences
7	General	daha basit	simpler adj.
Legislation must become simpler and must be written in a clear language. Mevzuat daha basit hale getirilmeli ve açık bir dille yazılmalıdır. More Sentences
8	General	sade ve basit	plain and simple adj.
Tom ate plain and simple food. Tom sade ve basit bir yemek yedi. More Sentences
Colloquial
9	Colloquial	basit bir ingilizceyle	in simple english adv.
Written in simple English, this book is easy to read. Basit bir İngilizce ile yazılmış olan bu kitabı okumak çok kolay. More Sentences
10	Colloquial	bu kadar basit	pure and simple expr.
That is what we are advocating, pure and simple. Bizim savunduğumuz şey de budur, işte bu kadar basit. More Sentences
Speaking
11	Speaking	çok basit	it's very simple expr.
It's very simple. Bu çok basit. More Sentences
12	Speaking	bu kadar basit	it's that simple expr.
It's that simple. Bu kadar basit. More Sentences
Law
13	Law	basit suç	petty crime n.
We shouldn't be imprisoning people for such petty crimes. Böyle basit suçlar yüzünden insanları hapse atmamamız lazım. More Sentences
Computer
14	Computer	basit metin	simple text n.
Simple text replies will be sent as SMS messages. Basit metin yanıtları SMS mesajları olarak gönderilecektir. More Sentences
General
15	General	kısa ve basit şarkı	ditty n.
16	General	basit boyama	simple staining n.
17	General	basit iş	pie n.
18	General	basit kesir	simple fraction n.
19	General	basit iş	pushover n.
20	General	basit ve kaba kimse	rustic n.
21	General	basit sözcük	simple word n.
22	General	özellikle güney afrika'da yuvarlak kulübe vb gibi basit yapı	rondavel n.
23	General	basit iş	plain sailing n.
24	General	basit ve notasız eşlik	vamp n.
25	General	basit denklem	simple equation n.
26	General	basit mikroskop	simple microscope n.
27	General	basit sözlerle	in plain terms n.
28	General	basit şey	jam n.
29	General	basit ses	phone n.
30	General	basit iş	picnic n.
31	General	yükseltileri basit çizgiler yerine farklı renklerle gösteren harita	relief map n.
32	General	basit gelişigüzel örnekleme	simple random sampling n.
33	General	basit ve doğal	unpretentious n.
34	General	basit kesir	proper fraction n.
35	General	basit ancak en hayati gerçekler ve ilkeler	bare bones n.
36	General	basit olarak	elementarily n.
37	General	basit olmayan	nontrivial n.
38	General	sonlu basit gruplar	finite simple groups n.
39	General	basit iş	bit of cake n.
40	General	basit iş	simple job n.
41	General	basit iş	slice of cake n.
42	General	basit iş	child's play n.
43	General	basit iş	easy task n.
44	General	basit iş	piece of cake n.
45	General	çok basit görev	doddle n.
46	General	temel kelimelerin kullanıldığı basit ingilizce	globish n.
47	General	basit varsayım	simple hypothesis n.
48	General	basit hipotez	simple hypothesis n.
49	General	basit yap prensibi	keep it simple stupid n.
50	General	(bir şeyi) basit tut prensibi	keep it simple stupid n.
51	General	basit yap prensibi	KISS principle n.
52	General	(bir şeyi) basit tut prensibi	KISS principle n.
53	General	basit bir görüntü	a simple image n.
54	General	basit bir tören	a simple ceremony n.
55	General	bir dizi basit talimat	a simple set of instructions n.
56	General	basit bir yanlış anlama	a simple misunderstanding n.
57	General	basit bir yanlış anlaşılma	a simple misunderstanding n.
58	General	basit görev	easy task n.
59	General	ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar	lawn signs n.
60	General	ön veya arka bahçelerde görülen toprağa geçici olarak çakılan basit tabelalar	yard signs n.
61	General	basit konuşma	simple talking n.
62	General	basit iş	light task n.
63	General	basit görev	light task n.
64	General	basit/ucuz hile/numara	parlor magic n.
65	General	basit/ucuz hile/numara	parlor trick n.
66	General	basit tabirler	simple phrases n.
67	General	çocuğun anlamasına yönelik basit ve melodik dil	caregiver speech n.
68	General	basit ve değersiz kimse	nullity n.
69	General	ilkel ve basit malzeme	fodder n.
70	General	basit yanlışlar	basic mistakes n.
71	General	basit yanlışlıklar	basic mistakes n.
72	General	basit insan	jack-a-lent n.
73	General	basit bir japon tahtırevanı	kago n.
74	General	basit olmama	unsimplicity n.
75	General	bir şeyi kısa ve basit bir şekilde ifade etmenin veya ona atıfta bulunmanın yolu	shorthand n.
76	General	ağaç dalları üzerine branda geçirilerek yapılan basit sığınak	bender tent [uk] n.
77	General	ağaç dalları üzerine branda geçirilerek yapılan basit sığınak	bender [uk] n.
78	General	basit kınama	vitilitigation n.
79	General	basit işleri yaptırmak için tutulmuş kimse	hackney n.
80	General	etkili ama basit mantık	bludgeon n.
81	General	etkili ama basit kimse	bludgeon n.
82	General	bazı basit eylemleri sürekli tekrarlayan makine	mill n.
83	General	arazide sığır veya saman için kullanılan basit bir barınak	hemmel [dialect] [uk] n.
84	General	daire oluşturularak yapılan dansın basit hareketlerini anlatan şarkı	hokey-pokey n.
85	General	yanları açık olan basit sığınak	hut n.
86	General	basit barınak	hut n.
87	General	eski ve basit bir tür elektrostatik kondansatör	leyden jar n.
88	General	basit teknoloji	low-tech n.
89	General	hedefe ulaştıran basit ve güvenilir yol	open sesame n.
90	General	basit muhakeme uygulaması	rough justice n.
91	General	basit muhakeme usulü	rough justice n.
92	General	basit kimse	rustic n.
93	General	basit batırma	immersion n.
94	General	basit iş	dish n.
95	General	Basit işlemler	simple operations n.
96	General	basit yazı	pabulum n.
97	General	basit kimse	pigwidgeon n.
98	General	basit kimse	pigwidgin n.
99	General	koloni döneminde amerika'da kadınların taktığı basit bir başlık	curch n.
100	General	çocuklara uygun basit anlatım	pap n.
101	General	basit iğne oyası	plainwork n.
102	General	basit ve el yapımı alev çıkaran veya aydınlatıcı cihazlar	flame field expedients n.
103	General	teorinin formülleştirilmesinde veya datanın yorumlanmasında en basit varsayımı benimseme	parsimony n.
104	General	bir sorunu çözmek için minimum kaynağı veya en basit açıklamayı kullanma ilkesi	parsimony n.
105	General	basit davranış	simplicity n.
106	General	basit eylem	simplicity n.
107	General	basit görev	skoosh [dialect] [scotland] n.
108	General	basit süreç	straightforward process n.
109	General	(reklam panosu büyüklüğünde) parlak renkli ve basit tasarımlı grafik görseli	supergraphics n.
110	General	basit görev	rest cure n.
111	General	basit yaşamak	rusticate v.
112	General	en basit biçime dönüştürmek	skeletonise v.
113	General	en basit biçime dönüştürmek	skeletonize v.
114	General	verilen görevleri biraz basit bulmak	find the assignments a little unchallenging v.
115	General	kişisel hedef ve hayalleri sorgulayıp daha basit bir yaşam tarzına geçmek	cash out v.
116	General	daha basit hale getirmek	downgrade v.
117	General	çok basit	abecedarian adj.
118	General	fazla basit (çare cevap vb)	simpleminded adj.
119	General	basit (aygıt)	unsophisticated adj.
120	General	sade ve basit	simple adj.
121	General	basit yapılmış	simple-structured adj.
122	General	basit yapılı	simple-structured adj.
123	General	kullanımı basit	easy-to-use adj.
124	General	çok basit	foolproof adj.
125	General	en basit	common adj.
126	General	aşırı basit	ultrasimple adj.
127	General	aşırı basit	ultramafic adj.
128	General	basit olmayan	unhomely adj.
129	General	basit ve kalitesiz bir biçimde üretilen	quick-and-dirty adj.
130	General	basit tamir işleri yapabilen	handy adj.
131	General	süslü veya egzotik yiyecekler yerine et ve patatesten meydana gelen basit yemekler veren veya bu yemekleri tercih eden	meat-and-potatoes adj.
132	General	evde yapılmışçasına basit	homemade adj.
133	General	gelişigüzel ve basit bir şekilde yapılan	homemade adj.
134	General	basit bir yapıyla ilgili	molecular adj.
135	General	nispeten küçük sermaye yatırımı, basit düzenekler ve tüketim malları üretimi ile nitelenen	light adj.
136	General	doğrusal veya basit eğrisel motiflerle süslü	geometrical adj.
137	General	çok basit	obvious adj.
138	General	fazlasıyla basit	overeasy adj.
139	General	aşırı basit	oversimple adj.
140	General	aşırı basit	oversimplistic adj.
141	General	basit ticari işlemlerde yetkinliği olan	rough adj.
142	General	basit tutan	rural adj.
143	General	ciddiye alınmayacak ölçüde basit	cutesy adj.
144	General	düz, basit ve albenisiz	clinical adj.
145	General	basit bağlantılı (uzay)	simply connected adj.
146	General	basit ve doğal	sober adj.
147	General	aşırı basit	over-simple adj.
148	General	en basit olarak	in the simplest term adv.
149	General	basit bir şekilde	simplistically adv.
150	General	basit bir şekilde	spartanly adv.
151	General	basit bir biçimde	debasedly adv.
152	General	basit bir biçimde	elementarily adv.
153	General	basit bir dille	in plain language adv.
154	General	çok basit biçimde	quite simply adv.
155	General	mümkün olduğunca basit/sade	as simple as possible adv.
156	General	oldukça basit olarak	quite simply adv.
157	General	basit olarak	simply adv.
158	General	en basit sekliyle	in the simplest form adv.
159	General	basit bir şekilde	unoriginally adv.
160	General	basit bir şekilde	homelily adv.
161	General	aşırı basit bir şekilde	oversimply adv.
162	General	basit bir şekilde	plain adv.
Phrasals
163	Phrasals	daha basit ve anlaşılır bir hale getirmek	dumb down v.
164	Phrasals	oldukça basit tarzda yazmak	write down v.
165	Phrasals	bir şeyi daha basit bir seviyeye indirmek	bring something down to something v.
166	Phrasals	(bir şeyi) daha basit ve anlaşılır bir hale getirmek	dumb (something) down v.
167	Phrasals	(birinin) kötü/basit zevklerine, vahşice düşüncelerine hitap etmek	pander to (one) v.
168	Phrasals	(bir şeyi daha basit/anlaşılır bir dilde) ifade etmek	translate (something) to (something) v.
169	Phrasals	(bir şeyi daha basit/anlaşılır bir dile) indirgemek	translate (something) to (something) v.
170	Phrasals	(bir şeyi daha basit/anlaşılır bir dile) çevirmek	translate (something) to (something) v.
Phrases
171	Phrases	en basit deyimiyle	say the least of it expr.
172	Phrases	kısacası/basit bir şekilde açıklarsak	to put it simply expr.
173	Phrases	basit düşün basit yaşa	think simple live simple expr.
174	Phrases	en basit haliyle	at its simplest expr.
175	Phrases	en basit deyimiyle	in the simplest terms expr.
176	Phrases	en basit tabiriyle	in the simplest terms expr.
177	Phrases	basit tut	kis (keep it simple) expr.
178	Phrases	basit yap	kis (keep it simple) expr.
Colloquial
179	Colloquial	basit ayrıntılar	nuts and bolts n.
180	Colloquial	çok basit	snap n.
181	Colloquial	kolay/zahmetsiz/basit iş/görev	soft berth n.
182	Colloquial	kolay/zahmetsiz/basit iş/görev	an easy berth n.
183	Colloquial	kolay/zahmetsiz/basit iş/görev	a soft berth n.
184	Colloquial	basit/bayağı bir müzik tarzı	gutbucket n.
185	Colloquial	hamburgercide köfte çevirmek kadar basit	hole digger n.
186	Colloquial	hamburgercide köfte çevirmek kadar basit	burger-flipper n.
187	Colloquial	hamburgercide köfte çevirmek kadar basit	burger flipper n.
188	Colloquial	enerji tasarruflu olduğu halde daha basit teknoloji kadar verimli olmayan alet	eco-bling n.
189	Colloquial	tereyağından kıl çeker gibi basit şey	slam dunk n.
190	Colloquial	basit/anlaşılır ingilizce terminoloji	simple english n.
191	Colloquial	basit bağımlılık	mickey mouse habit [old-fashioned] n.
192	Colloquial	köylü, basit herif	honyock n.
193	Colloquial	çok basit	kids' stuff n.
194	Colloquial	çok bir basit şey	(it’s) a doddle [uk] n.
195	Colloquial	özellikle at taşıyan römorklarda hayvanlarla uğraşanların hızlıca temizlenebilmesi için bulunan basit bir duş	cowboy shower n.
196	Colloquial	(mimari, dekorasyon) basit süsleme	gingerbread work n.
197	Colloquial	en basit/sıradan şey	tiniest thing n.
198	Colloquial	çok basit	dead easy adj.
199	Colloquial	basit/sade/özensiz giyinmiş	short on looks adj.
200	Colloquial	çok basit	drool-proof adj.
201	Colloquial	çok basit	goof-proof adj.
202	Colloquial	aşırı karmaşık tasarımlı ve basit işlevli (mekanik cihaz)	heath robinson adj.
203	Colloquial	basit bir anlatımla	in simple english adv.
204	Colloquial	basit bir dille	in simple english adv.
205	Colloquial	bu kadar basit	plain and simple expr.
206	Colloquial	çok basit	(as) easy as one-two-three expr.
207	Colloquial	ve işte bu kadar basit	and there you have it expr.
208	Colloquial	çok basit	nothing to it expr.
209	Colloquial	ve işte bu kadar basit!	and voila! exclam.
Idioms
210	Idioms	basit iş	plain sailing n.
211	Idioms	basit iş	smooth sailing n.
212	Idioms	basit/ucuz gösteri	dog and pony show n.
213	Idioms	çok kolay/basit	a turkey shoot n.
214	Idioms	(çok sayıda erkekle ilişkiye girdiğinden dolayı toplumdan dışlanmış) basit kadın	a scarlet woman n.
215	Idioms	basit iş	a cushy number n.
216	Idioms	basit iş	cushy number [brit] n.
217	Idioms	basit iş/görev	soft berth n.
218	Idioms	basit iş/görev	a soft berth n.
219	Idioms	basit iş	a piece of old tackie [south africa] n.
220	Idioms	çok basit	a sleepwalk n.
221	Idioms	çok basit	sleepwalk n.
222	Idioms	en basit/temel işleyiş mekanizması	blocking and tackling n.
223	Idioms	basit işleri yapan işçi	hole digger n.
224	Idioms	basit bir işçi	hole digger n.
225	Idioms	basit iş	one-banana problem n.
226	Idioms	yaptığı basit işle böbürlenen kimse	the pope's mustard maker n.
227	Idioms	basit şey/iş	cut and paste n.
228	Idioms	çok bir basit şey	a doddle [uk/australia] n.
229	Idioms	basit/ucuz bir gösteri	a dog and pony show [us] n.
230	Idioms	basit satış tanıtımı	a dog and pony show [us] n.
231	Idioms	basit bir değerlendirme	a worm's eye view n.
232	Idioms	çok basit	kid's stuff n.
233	Idioms	basit hata	schoolboy error n.
234	Idioms	en basit bilgiler	the time of day n.
235	Idioms	basit bir anlatım	words of one syllable n.
236	Idioms	basit kelimeler kullanılarak yapılan anlatım	words of one syllable n.
237	Idioms	en basit işi bile becerememek	can't tell your arse from your elbow v.
238	Idioms	en basit işi bile becerememek	not know your arse from your elbow v.
239	Idioms	birinin dilinden/anlayacağı dilden (basit ve anlaşılır şekilde) konuşmak	speak someone's language v.
240	Idioms	en basit işi bile becerememek	can't punch one's way out of a paper bag v.
241	Idioms	çok basit bir işi bile yapamayacak kadar beceriksiz/güçsüz olmak	can't punch one's way out of a paper bag v.
242	Idioms	basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek	use a sledgehammer to crack a nut v.
243	Idioms	basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek	take a sledgehammer to crack a nut v.
244	Idioms	basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek	employ a steam engine to crack a nut v.
245	Idioms	daha basit bir ingilizceyle yazmak	write (something) in plain english v.
246	Idioms	daha basit bir dille anlatmak	put (something) into plain english v.
247	Idioms	daha basit bir dille/ingilizceyle anlatmak	say (something) in plain english v.
248	Idioms	daha basit/yalın bir şekilde ifade etmek	chew it finer v.
249	Idioms	daha basit ve doğal bir yaşama dönmek	get back to nature v.
250	Idioms	daha basit ve doğal bir yaşama dönmek	go back to nature v.
251	Idioms	çok basit olmak	be (as) easy as one-two-three v.
252	Idioms	çok basit olmak	be (as) easy as pie v.
253	Idioms	çok basit olmak	be (as) easy as falling off (of) a log v.
254	Idioms	çok basit olmak	be (as) easy as abc v.
255	Idioms	çok basit olmak	be (as) easy as rolling off (of) a log v.
256	Idioms	için çok kolay/basit olmak	come easy to v.
257	Idioms	biri için çok kolay/basit olmak	come easily, naturally to somebody v.
258	Idioms	basit/ kolay bir şey için haddinden fazla/aşırı derecede güç kullanmak	kill a fly with an elephant gun v.
259	Idioms	basit/ kolay bir şey için haddinden fazla/aşırı derecede çaba harcamak	kill a fly with an elephant gun v.
260	Idioms	(bir şeyi) basit bir dille ifade etmek/anlatmak	put (something) into plain language v.
261	Idioms	(bir şeyi) basit/anlaşılır bir dille anlatmak	say (something) in plain language v.
262	Idioms	daha basit bir dille yazmak	write (something) in plain language v.
263	Idioms	çok basit	(as) easy as one-two-three adj.
264	Idioms	çok basit	easy as one-two-three adj.
265	Idioms	basit/kolay iş	simple as abc adj.
266	Idioms	basit ve sade	with no frills adj.
267	Idioms	çok basit	(as) easy as winking adj.
268	Idioms	çok basit	(as) easy as shelling peas adj.
269	Idioms	çok basit	(as) easy as pie adj.
270	Idioms	çok basit	(as) easy as abc adj.
271	Idioms	çok basit	(as) easy as duck soup adj.
272	Idioms	çok basit	(as) easy as apple pie adj.
273	Idioms	çok basit	(as) easy as rolling off a log adj.
274	Idioms	çok basit	easy as pie adj.
275	Idioms	çok basit	easy as a, b, c adj.
276	Idioms	basit ve kalitesiz bir biçimde üretilen	quick and dirty expr.
277	Idioms	basit ve yalın	in black and white expr.
278	Idioms	çözümlenebilecek basit olay	not a rocket science expr.
279	Idioms	basit bir anlatımla	in words of one syllable expr.
280	Idioms	basit ve sade	without frills expr.
281	Idioms	işte bu kadar basit	there you have it expr.
282	Idioms	(bir şeyi yapmak) çok basit	any fool can/could... expr.
283	Idioms	(bir şeyi yapmak) çok basit	any fool could (do something) expr.
284	Idioms	en basit şeyi bile beceremeyen	couldn't raffle a chook in a pub [australia] expr.
285	Idioms	biri en basit işi bile beceremez	someone couldn't ... their way out of a paper bag expr.
286	Idioms	(biri) en basit işi bile beceremez	(one's) way out of a paper bag expr.
287	Idioms	(biri) en basit işi bile beceremez	(one's) way out of a wet paper bag expr.
288	Idioms	en basit işi bile beceremez	can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr.
289	Idioms	aşırı kolay/basit	easy as child's play expr.
290	Idioms	aşırı kolay/basit	(as) easy as child's play expr.
291	Idioms	aşırı kolay/basit	that's child's play expr.
292	Idioms	çok basit	easier than rolling off a log expr.
293	Idioms	çok basit	easier than falling off a log expr.
294	Idioms	(bir şeyi) basit tut prensibi	kiss rule expr.
295	Idioms	basit yap prensibi	kiss rule expr.
296	Idioms	çok basit	like rolling off (of) a log expr.
297	Idioms	çözümlenebilecek basit olay	not rocket science expr.
298	Idioms	en basit işi bile beceremeyen	out of a paper bag expr.
299	Idioms	çok kolay/basit	robert's your father's brother expr.
Speaking
300	Speaking	o kadar basit değil	there is a bit more to it than that expr.
301	Speaking	o kadar basit değil	there is much more to it than that expr.
302	Speaking	o kadar basit değil	there is more to it than that expr.
303	Speaking	o kadar basit değil	there is a lot more to it than that expr.
304	Speaking	o kadar basit değil	it's not just that expr.
305	Speaking	o kadar basit değil	it's not that simple expr.
306	Speaking	ilk başta her şey çok basit gelmişti	it all came so easy at first expr.
307	Speaking	o kadar basit değil	it's not that simple expr.
308	Speaking	bu kadar basit!	it is as simple as that! expr.
309	Speaking	bu kadar basit	it is just that easy expr.
310	Speaking	bu kadar basit	it is just that simple expr.
311	Speaking	keşke her şey daha basit olsaydı	I wish things were simpler expr.
Trade/Economic
312	Trade/Economic	basit getiri oranı	accounting rate of return n.
313	Trade/Economic	basit ortalama	simple average n.
314	Trade/Economic	basit tesadüfi örnekleme	simple random sampling n.
315	Trade/Economic	basit çeşitlendirme	simple diversification n.
316	Trade/Economic	basit bölüm	simple segment n.
317	Trade/Economic	basit trend analizi	basic trend analysis n.
318	Trade/Economic	basit muhasebe yöntemi	single entry bookkeeping n.
319	Trade/Economic	basit ortalama	arithmetic mean n.
320	Trade/Economic	paranın basit miktar teorisi	simple quantity theory of money n.
321	Trade/Economic	basit çoğaltan	simple multiplier n.
322	Trade/Economic	rakamların toplanıp eleman sayısına bölünmesi ile elde edilen basit ortalama	arithmetic average n.
323	Trade/Economic	basit regresyon analizi	simple regression analysis n.
324	Trade/Economic	brüt basit faiz	gross simple interest n.
325	Trade/Economic	basit sözleşme	simple contract n.
326	Trade/Economic	basit faiz	ordinary interest n.
327	Trade/Economic	360 gün üzerinden hesaplanan basit faiz	ordinary interest n.
328	Trade/Economic	basit ortalama yöntemi	simple average method n.
329	Trade/Economic	basit basınçlı kaplar	simple pressure vessels n.
330	Trade/Economic	basit usulde defter tutma	bookkeeping by single entry n.
331	Trade/Economic	basit yevmiye defteri	simple journal n.
332	Trade/Economic	basit akreditif	open letter of credit n.
333	Trade/Economic	basit ekonomi	simple economy n.
334	Trade/Economic	basit toplamlı para arzı	simple-sum monetary aggregates n.
335	Trade/Economic	basit ortalama yöntemi	simple-average method n.
336	Trade/Economic	basit akreditif	simple letter of credit n.
337	Trade/Economic	basit ortalama	common average n.
338	Trade/Economic	basit faiz	simple interest n.
339	Trade/Economic	basit muhasebe kayıt usulü	single entry bookkeeping n.
340	Trade/Economic	basit madde	simple entry n.
341	Trade/Economic	basit arbitraj	simple arbitrage n.
342	Trade/Economic	basit işleri yapan işçiler	unskilled labour n.
343	Trade/Economic	basit işçilik	common labour n.
344	Trade/Economic	basit işleri yapan işçi	common laborer n.
345	Trade/Economic	basit emek	simple labor n.
346	Trade/Economic	basit muhasebe	single entry n.
347	Trade/Economic	basit muhasebe kayıt usulü	single entry n.
348	Trade/Economic	basit muhasebe	single entry bookkeeping n.
349	Trade/Economic	basit kredi	simple trust n.
350	Trade/Economic	basit tröst	simple trust n.
351	Trade/Economic	basit usül	simple entry n.
352	Trade/Economic	basit toplam indeks	simple aggregative index n.
353	Trade/Economic	basit muhasebe usulü	single entry n.
354	Trade/Economic	basit usülde ticari kazanç	difference between the revenues generated and the expenses incurred and the acquisition costs of the goods sold within an accounting period n.
355	Trade/Economic	basit usülde ticari kazanç	commercial earnings acquired on simple earnings basis n.
356	Trade/Economic	basit faiz	simple interest n.
357	Trade/Economic	basit usulde vergilendirme	small business taxation n.
358	Trade/Economic	basit faizin ana para faizine eşit olduğu yıl sayısı	perpetuity n.
Law
359	Law	basit sorumluluk	single liability n.
360	Law	basit oy çokluğu	simple majority vote n.
361	Law	basit usul yargılama mahkemesi	petty sessional court n.
362	Law	basit tazminat talebi	small claim n.
363	Law	basit abluka	simple blockade n.
364	Law	basit hırsızlık	simple larceny n.
365	Law	basit suç	summary offence n.
366	Law	basit cinsel saldırı	simple sexual assault n.
367	Law	basit yaralama	actual bodily harm n.
368	Law	basit ruhsat	non-exclusive license n.
369	Law	basit çoğunluk	simple majority n.
370	Law	basit taksir	inadvertent negligence n.
371	Law	basit ev	commorance n.
372	Law	basit yargılama usulü	simplified procedure n.
373	Law	basit faiz oranı üzerinden	on the basis of the simple interest rate expr.
Politics
374	Politics	basit görüş yöntemi	consultation procedure n.
Industry
375	Industry	işlemden geçen ürünlerin yerleştirildiği basit konteyner	scray n.
Tourism
376	Tourism	yürüyen merdiven şeklindeki basit bir kayak teleferiği	magic carpet n.
377	Tourism	sessiz ortam ve basit yiyecekler sunan konaklama yeri	rest house n.
Media
378	Media	basit ilan	small ad n.
Technical
379	Technical	basit gaz türbini	simple gas turbine n.
380	Technical	basit yapıların stabilite analizi	stability analysis of simple structures n.
381	Technical	basit eşitlik	simple equation n.
382	Technical	basit damıtma	simple distillation n.
383	Technical	basit korelasyon	simple correlation n.
384	Technical	basit kesme	simple shear n.
385	Technical	basit eğilme	pure bending n.
386	Technical	basit anahtar	simple key n.
387	Technical	basit ağ	simple network n.
388	Technical	basit sarkaç	simple pendulum n.
389	Technical	iki tabanlı basit palet	double deck flat pallet n.
390	Technical	basit ark	simple arc n.
391	Technical	basit eğilme	simple flexure n.
392	Technical	basit tarama	sequential scanning n.
393	Technical	basit transformatör	simple transformer n.
394	Technical	basit harmonik hareket	simple harmonic motion n.
395	Technical	basit mesnetli kiriş	simply supported beam n.
396	Technical	basit zincir	simple chain n.
397	Technical	basit karbüratör	simple carburetor n.
398	Technical	basit portlu süpürme	port scavenging n.
399	Technical	basit dalga	elementary wave n.
400	Technical	basit cevher	monad n.
401	Technical	basit şebeke	simple network n.
402	Technical	basit burulma	simple twisting n.
403	Technical	yarı basit modül	completely reducible module n.
404	Technical	basit aksiyon türbini	simple impulse turbine n.
405	Technical	basit denge bacası	simple surge tank n.
406	Technical	basit ayrışma	simple decomposition n.
407	Technical	basit kesme	direct shear n.
408	Technical	basit eğilme	simple bending n.
409	Technical	basit makine	simple machine n.
410	Technical	basit basınçlı kaplar	simple pressure vessels n.
411	Technical	basit iskele	common scaffold n.
412	Technical	basit kesme deneyi	direct shear test n.
413	Technical	basit çözüm	simple-solution n.
414	Technical	basit kompartıman sürgüsü	one-way control valve n.
415	Technical	basit kiriş	single-span beam n.
416	Technical	basit dişli pompa	simple-gear pump n.
417	Technical	basit sürgülü valf	simple-slide valve n.
418	Technical	basit çerçeve	single-span frame n.
419	Technical	madene benzer basit cisim	metalloid n.
420	Technical	basit posta iletim protokolü	simple mail transfer protocol n.
421	Technical	basit çökelme	plain sedimentation n.
422	Technical	basit örnek	simple sample n.
423	Technical	basit alev almayan seri olarak üretilen tank	simple unfired serially made pressure vessel n.
424	Technical	basit kesme dekor	grey cut n.
425	Technical	basit kesme dekorlama	grey cutting n.
426	Technical	basit dekor	simple cut n.
427	Technical	basit kesir	proper fraction n.
428	Technical	basit harmonik devinim	simple harmonic motion n.
429	Technical	basit kırık	simple fracture n.
430	Technical	basit kalite şartları	elementary quality requirements n.
431	Technical	tecrübeye dayalı basit deney	simple empirical test n.
432	Technical	yarasalarınkine benzer basit bir sonar sistemi	a bat-like sonar system n.
433	Technical	basit çevrim	simple cycle n.
434	Technical	tek kutuplu basit envertör	single-pole single-throw switch n.
435	Technical	basit devre şeması	basic circuit diagram n.
436	Technical	basit çizge	simple graph n.
437	Technical	denizdeki ölçümlerde standart kronometre yerine kullanılan saat veya basit kronometre	hack n.
438	Technical	tokmağı iple çekilerek havaya kaldırılan basit formlu bir kazık çakıcı	ringing engine n.
439	Technical	basit bir tür kuyu pompası	pitcher pump n.
440	Technical	basit mesnetleştirilmiş	simply supported adj.
Computer
441	Computer	basit çubuk grafik	simple bar chart n.
442	Computer	basit dosyalar	simple files n.
443	Computer	basit pasta grafik	simple pie chart n.
444	Computer	basit sütun grafik	simple column chart n.
445	Computer	basit alan grafiği	simple area chart n.
446	Computer	basit dtc	simplified dtc n.
447	Computer	basit xy dağılım grafik	simple xy scatter chart n.
448	Computer	basit çizgi grafiği	simple line chart n.
449	Computer	basit birim	simple volume n.
450	Computer	basit radar grafik	simple radar chart n.
451	Computer	basit parola	simple password n.
452	Computer	basit: bant	simple: band n.
453	Computer	basit liste	simple list n.
454	Computer	basit halka grafik	simple doughnut chart n.
455	Computer	tablo basit	table simple n.
456	Computer	basit çizgiler	basic dashes n.
457	Computer	basit arapça	basic arabic n.
458	Computer	basit arama	basic search n.
459	Computer	basit noktalar	basic dots n.
460	Computer	basit yunanca	basic greek n.
461	Computer	basit latince	basic latin n.
462	Computer	basit liste	basic list n.
463	Computer	basit ibranice	basic hebrew n.
464	Computer	basit kod	basic code n.
465	Computer	3-b imli basit alan grafiği	simple area chart with 3-d markers n.
466	Computer	basit 3-b yüzey grafiği	simple 3-d surface chart n.
467	Computer	basit 3-b pasta grafik	simple 3-d pie chart n.
468	Computer	basit dosya transfer hizmeti	simple file transfer service n.
469	Computer	küçük bir kullanıcı grubunun belirli gereksinmeleri için hazırlanmış basit ve kısa ömürlü yazılım	situational application n.
470	Computer	basit ağ zaman protokolü	simple network time protocol n.
471	Computer	basit ingilizce soruların, ifadelerin veya terimlerin aratılabildiği eski bir arama motoru	ask jeeves n.
472	Computer	(dövüş) bir dizi basit eylemin bir araya geldiği kompleks hareket	combo n.
473	Computer	kullanıcıların dijital nesneleri basit veya ayrıntılı aramayı kullanarak bulmaya yardımcı olan fonksiyon	search function n.
474	Computer	gerçekten basit dağıtım	rss (really simple syndication) abrev.
Informatics
475	Informatics	basit kapalı eğri	simple closed curve n.
476	Informatics	basit döküman yapısı	simple document structure n.
Telecom
477	Telecom	basit dalgaboyu bölmeli çoklama	coarse wavelength division multiplexing n.
478	Telecom	basit arabellek	simple buffering n.
479	Telecom	basit posta aktarma protokolü	simple mail transfer protocol n.
480	Telecom	basit doğrulama	basic authentication n.
481	Telecom	basit ağ yönetim protokolü	simple network management protocol n.
482	Telecom	çok basit birleştirme	really simple syndication n.
483	Telecom	uluslararası basit yeniden satış	international simple resale n.
484	Telecom	basit bölüm	simple segment n.
485	Telecom	basit nesne erişim protokolü	simple object access protocol n.
486	Telecom	basit mail aktarım protokolü	smtp (simple mail transfer protocol) n.
487	Telecom	basit posta aktarım protokolü	smtp (simple mail transfer protocol) n.
Electric
488	Electric	basit devre	simple circuit n.
Mechanic
489	Mechanic	çarkı üzerinden halat geçen basit makara takımı	monkey wheel n.
490	Mechanic	çarkı üzerinden halat geçen basit makara takımı	whip gin n.
491	Mechanic	çarkı üzerinden halat geçen basit makara takımı	rubbish pulley n.
492	Mechanic	yükün asıldığı küçük bir tamburu olup aynı aks üzerinde halat etrafında döndürülerek yükün çıkarıldığı daha büyük bir tamburu olan bir basit vinç	whip crane n.
493	Mechanic	(suyun tek yönlü akışına izin veren) basit vana	clapper valve n.
494	Mechanic	basit yapılı valf	clapper valve n.
495	Mechanic	neredeyse sürtünmesiz bir tür basit mekanizma	rolamite n.
496	Mechanic	(bileşik buhar makinesini) basit buhar makinesi şeklinde çalıştırmak	simple v.
Textile
497	Textile	basit gücü teli	simple heald wire n.
498	Textile	işlenmemiş deriden yapılan basit ayakkabı	velskoene n.
499	Textile	işlenmemiş deriden yapılan basit ayakkabı	veldskoen n.
500	Textile	işlenmemiş deriden yapılan basit ayakkabı	veldskoene n.