entice - Turkish English Dictionary

entice

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "entice" in Turkish English Dictionary : 11 result(s)

English Turkish
General
entice v. baştan çıkarmak
Our consulting ideas will entice and excite you.
Danışmanlık fikirlerimiz sizi baştan çıkaracak ve heyecanlandıracak.

More Sentences
entice v. ikna etmek
Can we compel or perhaps entice them to pay this price?
Onları bu bedeli ödemeye zorlayabilir ya da belki de ikna edebilir miyiz?

More Sentences
entice v. kandırmak
Mae did her best to entice her cat into the room.
Mae kedisini kandırıp odaya sokmak için elinden geleni yaptı.

More Sentences
Common Usage
entice v. ayartmak
General
entice v. ikna etmek (tatlılıkla kötü bir şey yapmaya)
entice v. tatlılıkla ikna etmek (kötü bir şey yapmaya)
entice v. akıl çelmek
entice v. gönül çelmek
Law
entice v. ayartmak
entice v. baştan çıkarmak
entice v. kandırmak

Meanings of "entice" with other terms in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

English Turkish
General
entice away v. aklını çelmek
entice away v. baştan çıkarmak
entice someone v. birini cezbetmek
entice someone v. birini çekmek
entice someone v. birini ikna etmek
entice someone v. birini razı etmek
entice someone v. birini kandırmak
Phrasals
entice someone to do something v. birini bir şey yapması için kışkırtmak/ayartmak
entice someone with something v. birini bir şey ile kandırmak/ayartmak
entice someone to do something v. birini bir şey yapmaya ayartmak
entice (someone or something) into (something) v. (birini/bir canlıyı bir şey yapmaya) ikna etmek
entice (someone or something) into (something) v. (birini/bir canlıyı bir şey yapmaya) teşvik etmek
entice (someone or something) into (something) v. (birini/bir canlıyı) bir yere girmesi için cezbetmek
entice (someone or something) into (something) v. (birini/bir canlıyı) bir şeyin/yerin içine çekmek
entice (someone or something) into (something) v. (birini/bir canlıyı) bir yere girmesi için kandırmak
entice (someone or something) with (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyle) cezbetmek
entice (someone or something) with (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyle) çekmek
entice (someone or something) with (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyle) ikna etmek
entice (someone or something) with (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyle) razı etmek
entice (someone or something) with (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyle) kandırmak
entice (someone or something) with (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyle) ayartmak
Idioms
entice away v. ayartmak
entice away v. ayartıp eşinden vb kopartmak
entice away v. tatlı sözlerle ayartmak