etkileme - Turkish English Dictionary
History

etkileme



Meanings of "etkileme" in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

Turkish English
General
etkileme influence n.
etkileme infectiousness n.
etkileme leavening n.
etkileme effectuating n.
etkileme affection n.
etkileme coaction n.
etkileme affecting n.
etkileme grip n.
etkileme effecting n.
etkileme action n.
etkileme wowing n.
etkileme leaven n.
etkileme impress n.
etkileme manipulation n.
etkileme influencing n.
etkileme act n.
etkileme inoperation [obsolete] n.
Trade/Economic
etkileme manipulation n.
Aeronautic
etkileme biasing n.
Archaic
etkileme practise n.

Meanings of "etkileme" with other terms in English Turkish Dictionary : 41 result(s)

Turkish English
General
birbirini etkileme interaction n.
para ve bunun gibi menfaatler sağlayarak ya da hile ile jüriyi etkileme embracery n.
baraj suyu etkileme bölgesi dambreak affected zone n.
karşılıklı etkileme interplay n.
birbirini etkileme interacting n.
karşılıklı etkileme interacting n.
cazibe ile etkileme (gücü) temptingness n.
etkileme gücü authority n.
yönlendirme, etkileme ve idare etme konusunda yetenekli kimse whisperer n.
dili etkili kullanma ve dinleyiciyi etkileme becerisi rhetoric n.
etkileme amaçlı hareketler grace n.
etkileme amaçlı görünüm grace n.
etkileme gücü long-legs [africa] n.
etkileme gücü say n.
insanları telkinle etkileme suggestionism n.
(hareket) etkileme amaçlı grand adj.
mesajın iletilen kişiyi etkileme işlevine ait conative adj.
mesajın iletilen kişiyi etkileme işlevi ile ilişkili conative adj.
tek bir parçayı etkileme anlamı veren ön ek mono- pref.
Phrases
birbirini yakından etkileme there is no daylight between (two things) expr.
Colloquial
birini etkileme gücü rizz n.
(etkileme amacıyla) memnun etmek work v.
(etkileme amacıyla) ikna etmek work v.
(etkileme amacıyla) kurnazca mest etmek work v.
Trade/Economic
bir firmanın piyasadaki öteki firmaları belli bir yönde hareket edecek biçimde etkileme gücüne sahip olması leadership n.
borsa fiyatını etkileme anlaşması trading pool n.
insanları etkileme ve onların grup amaçları doğrultusunda daha arzulu ve heyecanlı bir biçimde çaba göstermelerini sağlama sanat veya süreci leadership n.
önemli etkileme gücü significant influence n.
suni işlem yaparak pazarı etkileme manipulation n.
yönetimin etkileme gücü management effectiveness n.
Politics
diplomatik baskı/etkileme (gücü) diplomatic leverage n.
özel çıkarlarını desteklemek için meclis üyelerini etkileme lobbyism n.
Technical
ışık veya diğer ters dalga radyasyonunu titreşimler tek bir düzlemde kalacak şekilde etkileme polarization n.
ışık veya diğer ters dalga radyasyonunu titreşimler iki dikey düzlemde kalacak şekilde etkileme polarization n.
Computer
bir örgütün çıkar veya lobicilik amacıyla milletvekillerinin görüşlerini e-postalar göndererek etkileme girişimi astroturf campaign n.
Aeronautic
aerodinamik etkileme interference n.
karşılıklı etkileme interference n.
Physiology
sinir dokusunu etkileme veya saldırma eğiliminde olan neurotropic adj.
Literature
(klasik söz sanatında) dinleyicinin düşünce ve hareketlerini etkileme sanatı rhetoric n.
Linguistics
dinleyiciyi etkileme amacıyla abartılı üslupla sarf edilen anlamsız sözler rhetoric n.
Sport
(kriket) kaleye benzer düzeneğin buradan geri seken topu etkileme oranı pace n.