Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
evden
evden
History
Sentences
Meanings of
"evden"
with other terms in English Turkish Dictionary : 207 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
evden çalışma
teleworking
n.
It would involve the Language Centre in Luxembourg and a greater focus on
teleworking.
Bu da Lüksemburg'daki Dil Merkezini ve
evden çalışma
üzerine daha fazla odaklanmayı içine alır.
More Sentences
2
General
bilgisayarla ofise bağlanarak evden çalışma
teleworking
n.
Teleworking has become increasingly popular.
Bilgisayarla ofise bağlanarak evden çalışma yöntemi yaygınlaşmaya başladı.
More Sentences
3
General
evden çıkmama cezası
grounding
n.
The teenager received a week of
grounding
.
Genç, bir hafta
dışarı çıkmama cezası
aldı.
More Sentences
4
General
evden yapılan parça başı iş
outwork
n.
She is planning to engage in domestic
outwork
these days.
Bugünlerde
evden parça başı iş
yapmayı planlıyor.
More Sentences
5
General
evden taşınmak
move out
v.
She has since
moved out
and found another job.
O zamandan beri
evden taşındı
ve başka bir iş buldu.
More Sentences
6
General
evden ayrılmak
leave the house
v.
Tom
left the house
with his briefcase.
Tom evrak çantasıyla birlikte
evden ayrıldı.
More Sentences
7
General
evden uzakta
away from home
adv.
He often stays
away from home
on the weekend.
Hafta sonu sık sık
evden uzakta
kalır.
More Sentences
8
General
evden uzakta
far from home
adv.
I just wanted a different kind of army service
far from home.
Ben askerlik görevimi
evden uzakta
farklı bir şekilde yapmak istiyorum.
More Sentences
Phrasals
9
Phrasals
evden çıkmak
go out
v.
We couldn't
go out
because of the heavy rain.
Şiddetli yağmurdan dolayı
evden çıkamadık.
More Sentences
Slang
10
Slang
(evden çıkamama) cezalı
grounded
adj.
I got
grounded
for 2 weeks.
İki hafta
cezalandırıldım.
More Sentences
General
11
General
evden çıkarma
dispossession
n.
12
General
evden yapılan iş
domestic work
n.
13
General
evden dışarı yapılan küçük gezi veya seyahat
outing
n.
14
General
evden çıkarma veya çıkarılma
dispossessing
n.
15
General
bir evden taşınılırken ev sahibinin kiracıyla beraber yaptığı kontrol
walkthrough
n.
16
General
bir evden taşınılırken ev sahibinin kiracıyla beraber yaptığı kontrol
walk through
n.
17
General
bir evden taşınılırken ev sahibinin kiracıyla beraber yaptığı kontrol
walk-through
n.
18
General
evden sorumlu olan
householder
n.
19
General
evden kovmak
throw someone out of the house
n.
20
General
kovan kimse (evden/ülkeden vb)
banisher
n.
21
General
evden çıkarılma
dispossession
n.
22
General
evden eve nakliye şirketi
removalist
n.
23
General
evden eve nakliye şirketi
removal company
n.
24
General
evden eve nakliye şirketi
van line
n.
25
General
evden eve nakliyat şirketi
removal firm
n.
26
General
evden eve nakliyat firması
moving company
n.
27
General
evden eve nakliyat şirketi
removalist
n.
28
General
evden eve nakliyat firması
removal firm
n.
29
General
evden eve nakliyat firması
van line
n.
30
General
evden eve nakliye firması
removalist
n.
31
General
evden eve nakliyat firması
removal company
n.
32
General
evden eve nakliye firması
moving company
n.
33
General
evden eve nakliyat şirketi
moving company
n.
34
General
evden eve nakliyat şirketi
removal company
n.
35
General
evden eve nakliyat şirketi
van line
n.
36
General
evden eve nakliye firması
van line
n.
37
General
evden eve nakliyat firması
removalist
n.
38
General
evden eve nakliye şirketi
removal firm
n.
39
General
evden eve nakliye şirketi
moving company
n.
40
General
evden eve nakliye firması
removal company
n.
41
General
evden eve nakliye firması
removal firm
n.
42
General
evden getirilmiş yemek
bag lunch
n.
43
General
evden getirilmiş öğle yemeği
bag lunch
n.
44
General
evden işe işten eve günlük yapılan yolculuk
daily commute
n.
45
General
(kiracıyı) evden dışarı atma
actual eviction
n.
46
General
(kiracıyı) evden atma
actual eviction
n.
47
General
evden gönderilen parayla yaşayan sürgündeki kimse
remittance man
n.
48
General
21 aralık'ta st. thomas gününde evden eve dolaşıp dilenmek
thomasing [brit]
n.
49
General
tek bir arazi üzerine sıkışık inşa edilmiş bir dizi tek katlı evden her biri
villa home [australia]
n.
50
General
sosyal hizmetler bölümü veya gönüllü kuruluşlar tarafından işletilen, yaşlı veya evden çıkamayan insanlara sıcak yemek götüren bir hizmet programı
meals on wheels [uk]
n.
51
General
evden olan kimse
homeling
n.
52
General
hizmet çalışanlarının ofis yerine evden çalışması
homeshoring
n.
53
General
geniş ailenin yaşadığı birkaç evden oluşan yapı
homestead [south africa]
n.
54
General
evden kaçan genç kimse
runaway
n.
55
General
evden kaçan ergen
runaway
n.
56
General
evden işe gidip gelme
commute
n.
57
General
evden çıkarma
deturbation
n.
58
General
evden çıkarma
dislodgment
n.
59
General
evden çıkarılma
dislodgment
n.
60
General
evden çalışma
inwork
n.
61
General
evden çıkan kiracı
outgoer
n.
62
General
evden uzakta bulunan yer
outground
n.
63
General
evden uzakta bulunan zemin
outground
n.
64
General
mezunların bir araya geldiği evden uzak tatil
schoolie
n.
65
General
evden çıkarma
supplantation
n.
66
General
evden çıkarmak
evict
v.
67
General
evlenmek için evden kaçmak
elope
v.
68
General
kiracıyı evden çıkarmak
dispossess
v.
69
General
evden atmak
unhouse
v.
70
General
evden kaçmak
elope
v.
71
General
evden taşınmak
move out of the house
v.
72
General
evden gizlice çıkmak
sneak out the house
v.
73
General
evden atmak
kick someone out of the house
v.
74
General
evden atmak
throw someone out of the house
v.
75
General
evden kovmak
kick someone out of the house
v.
76
General
(bir yerden/evden vb) işe gelmek
commute from some place
v.
77
General
evden almak
take from home
v.
78
General
evden çalışmak
telecommute
v.
79
General
evden dışarı çıkmak
go out of the house
v.
80
General
evden atmak
eject
v.
81
General
evden çıkarmak
eject
v.
82
General
evden çıkarmak
deturbate
v.
83
General
evden atmak
dishouse
v.
84
General
evden kovmak
dishouse
v.
85
General
evden kovmak
dislodge
v.
86
General
(kadını) evden göndererek boşamak
dismiss
v.
87
General
fırtınada bir araya gelip evden uzaklaşmak (sığır sürüsü)
drift
v.
88
General
evden çıkarmak
fire
v.
89
General
evden çıkamayan
housebound
adj.
90
General
evden çıkamayan
homebound
adj.
91
General
evden atılmış
unhoused
adj.
92
General
evden uzak
afield
adv.
93
General
evden uzakta
not at home
adv.
94
General
evden uzakta
outland [dialect]
adv.
Phrasals
95
Phrasals
evden ayrılmak
run away
v.
96
Phrasals
evden uzakta köle gibi yaşamak
live out
v.
97
Phrasals
evden atmak
chuck out
v.
98
Phrasals
(evden/ofisten vb) çalışmak
operate from something
v.
99
Phrasals
(birini) evden atmak
evict (one) from (some place)
v.
100
Phrasals
(birini) evden çıkarmak
evict (one) from (some place)
v.
101
Phrasals
evden dışarıda, restoran, kafe gibi bir yerde yemek yemek
eat out
v.
102
Phrasals
evden çıkıp sosyal hayata karışmak
go out
v.
103
Phrasals
evden çıkarmak
sling out
v.
104
Phrasals
evden yapılacak iş almak
take in
v.
105
Phrasals
evden uzakta uyumak
sleep out
v.
106
Phrasals
evden uzakta kalmak
sleep out
v.
Phrases
107
Phrases
bugün evden hiç çıkmamalıymışım
I should have stood in bed
expr.
108
Phrases
bugün evden hiç çıkmamalıymışım
should have stood in bed
expr.
109
Phrases
bugün evden hiç çıkmamalıymışım
I shoulda stayed in bed
expr.
110
Phrases
bugün evden hiç çıkmamalıymışım
I shoulda stood in bed
expr.
111
Phrases
evden uzak olunca evle ilgili haberlerle daha fazla ilgilenme
go abroad and you'll hear news of home
expr.
112
Phrases
evden uzağa
far afield
expr.
113
Phrases
evden uzakta
far afield
expr.
114
Phrases
evden uzağa
farther afield
expr.
115
Phrases
evden uzakta
farther afield
expr.
116
Phrases
evden uzağa
farther afield
expr.
117
Phrases
evden uzakta
farther afield
expr.
118
Phrases
evden uzağa
further afield
expr.
119
Phrases
evden uzakta
further afield
expr.
120
Phrases
evden uzağa
further afield
expr.
121
Phrases
evden uzakta
further afield
expr.
Colloquial
122
Colloquial
(işe/okula) evden yemek/yemeğini evden getiren (kişi)
brown bagger
n.
123
Colloquial
evden eve gezip sebze meyve satan hintli seyyar satıcı
sammy [south africa]
n.
124
Colloquial
(işe/okula) evden yemek getirmek
brown-bag it
v.
125
Colloquial
evden daha fazla çıkmak
get out more
v.
126
Colloquial
evden işe işten eve
from home to work from work to home
expr.
Idioms
127
Idioms
bir evden ayrılırken yapılan veda partisi
house cooling party
n.
128
Idioms
evden çıkmayan kimse
stay-at-home
n.
129
Idioms
evden çıkmayan tip
stay-at-home
n.
130
Idioms
evden çıkmayan tip
homebody
n.
131
Idioms
gençken evden ayrılıp tüm parasını yiyen ve pişman olup dönen kimse
a prodigal son
n.
132
Idioms
gençken evden ayrılıp tüm parasını yiyen ve pişman olup dönen kimse
the prodigal son
n.
133
Idioms
evden getirilen öğlen yemeği
brown bag
n.
134
Idioms
evden getirilen yemek
brown-bag
n.
135
Idioms
yemeğini evden götürme
brownbagging
n.
136
Idioms
işe/okula evden yemek götürme
brownbagging
n.
137
Idioms
evden ayrılmak
fly the nest
v.
138
Idioms
evden ayrılmak
leave the nest
v.
139
Idioms
(belirli bir amaç için) evden çıkmak
come out for
v.
140
Idioms
evden atmak
put (out) on the street
v.
141
Idioms
evden yemek getirmek
brown bag
v.
142
Idioms
evden çalışmaya başlamak
hang out your shingle [us]
v.
143
Idioms
evden çalışmaya başlamak
hang up your shingle [us]
v.
144
Idioms
evden çalışmaya başlamak
hang up (one's) shingle
v.
145
Idioms
evden atmak
put on the street
v.
146
Idioms
çocukların evden ayrılmasıyla odaları boş kalmış/neşesi kaçmış ev
empty nest, empty nester
expr.
147
Idioms
çocukların evden ayrılmasıyla ebeveynlerin yalnız kaldığı ev
empty nest, empty nester
expr.
Speaking
148
Speaking
bu evden dışarı adımını attığın anda
the moment you step foot off this house
expr.
149
Speaking
dün gece evden ayrılan birini gördün mü?
did you see anyone leave the house last night?
expr.
150
Speaking
evden eve
from door to door
expr.
151
Speaking
evden dışarı çıkın
get out of the house
expr.
152
Speaking
köpek kendi başına evden çıkabiliyor mu?
can the dog get out of the house by itself?
expr.
Trade/Economic
153
Trade/Economic
bir şirket için evden çalıışan kimse
outworker
n.
154
Trade/Economic
evden çalışma
work at home
n.
155
Trade/Economic
evden çalışma
working from home
n.
156
Trade/Economic
evden çalışma
homeworking
n.
157
Trade/Economic
evden eve eşya taşıma şirketi
moving company
n.
158
Trade/Economic
evden çalışma (ofise uzaktan bağlanarak)
telecommuting
n.
159
Trade/Economic
evden bankacılık
home banking
n.
160
Trade/Economic
evden eve satış yapma
house to house
n.
161
Trade/Economic
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü
chimney tax
n.
162
Trade/Economic
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü
hearth money
n.
163
Trade/Economic
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü
chimney money
n.
164
Trade/Economic
orta çağ avrupa'sında eskiden bir ocak veya evden alınan bir vergi türü
hearth tax
n.
165
Trade/Economic
evden alışveriş
home shopping
n.
166
Trade/Economic
çalışanlara ofis yerine evden çalışmaları için ödeme yapma
homeshoring
n.
167
Trade/Economic
evden bir odayı kiraya verme
homestay
n.
168
Trade/Economic
evden çalışmak
work from home
v.
Law
169
Law
özel bir konutun mahkeme kararı olmaksızın kiracının evden çıkarılamayacağı şekilde makul fiyata kiraya verilmesi
regulated tenancy
n.
170
Law
evden çıkarma
dispossession
n.
171
Law
evden hırsızlık yapan
burgler
n.
172
Law
evden hırsızlık yapan
burglar
n.
173
Law
evden hırsızlık yapma
burglary
n.
174
Law
evden hırsızlık yapan
house breaker
n.
175
Law
evden hırsızlık yapma
house breaking
n.
176
Law
tahliye (evden vb)
eviction
n.
177
Law
evden çıkarılan kimse
evictee
n.
178
Law
evden ayrılıp evlilik vecibelerini yerine getirmeme
desertion
n.
179
Law
evden çıkarmak
dispossess
v.
180
Law
evden tahliye edilmekle tehdit edilmek
be threatened with eviction
v.
181
Law
evden atılmakla tehdit edilmek
be threatened with eviction
v.
182
Law
kiracıyı evden atmak
disseize a tenant of his freehold
v.
183
Law
mahkeme kararıyla evden çıkartmak
evict
v.
184
Law
tahliye etmek (evden vb)
evict
v.
185
Law
(evden) tahliye edilmek
be evicted
v.
186
Law
(evden) tahliye edilmekle tehdit edilmek
be threatened with eviction
v.
187
Law
mülk sahibinin mülkü sadece konut olarak kullanan kiracısından aldığı kira bedelini kontrol eden ve mülk sahibinin kiracıyı evden çıkarma hakkını garanti altına alan (yasa)
rent-controlled
adj.
Politics
188
Politics
bir evden çıkmak
vacate
v.
Computer
189
Computer
evden çalışmak
telework
v.
Telecom
190
Telecom
özel olarak evden izleme
private home viewing
n.
Railway
191
Railway
çalışanların evden uzakta kalmasını içeren vardiya
lodging turn
n.
Medical
192
Medical
aşırı derecede evden kacma isteginden kaynaklanan rahatsızlık
drapetomania
n.
Psychology
193
Psychology
evden kopma kaygısı
separation anxiety
n.
194
Psychology
evden kopma kaygısı
separation anxiety disorder
n.
195
Psychology
çocuklar evden ayrıldığında ebeveynlerin hissettiği depresyon, yalnızlık durumu
empty-nest syndrome
n.
196
Psychology
evden korkma
oikophobia
n.
Astronomy
197
Astronomy
pusulanın ana noktalarındaki dört astrolojik evden her biri
angle
n.
Astrology
198
Astrology
12 astrolojik evden birine ait veya ilgili
domal [dated]
adj.
Social Sciences
199
Social Sciences
ilk ziyaret eden olma amacıyla evden eve dolaşma
hogmanay [scotland]
n.
History
200
History
(eski israil’de) evden ziyade çadırda yaşayan ve şarap içmeyen aşiretin üyesi olan kimse
rechabite
n.
Archaic
201
Archaic
evden kaçmış çocuk
estray
n.
Slang
202
Slang
gençlerin evden kaçıp seks yapmaya gittiği tenha bölge
make out hill
n.
203
Slang
evden gitme çağına gelmiş olmasına rağmen evden gitmeyen çocuklar
kids in parents' pockets eroding retirement savings (kippers)
n.
204
Slang
(işe/okula) evden yemek getirmek
brown bag it
v.
205
Slang
(işte/okulda) evden getirdiği yemeği yemek
brown bag it
v.
206
Slang
anne babanın haberi olmadan evden kaçarak bir yere gitmek
snuck out
v.
207
Slang
öğle yemeğini evden veya dışarıdan getirmek
bag it
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of evden
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy