feelings - Turkish English Dictionary

feelings

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "feelings" in Turkish English Dictionary : 6 result(s)

English Turkish
General
feelings n. gönül
feelings n. his dünyası
feelings n. iç alemi
feelings n. hissiyat
feelings n. duygusal duyarlılık
feelings n. anlayış

Meanings of "feelings" with other terms in English Turkish Dictionary : 151 result(s)

English Turkish
General
national feelings n. milli duygular
There is a possibility that this may change in 2006, depending on national feeling.
Milli duygulara bağlı olarak bunun 2006'da değişme olasılığı vardır.

More Sentences
some feelings n. bazı duygular
Some feelings are difficult to describe.
Bazı duyguları tarif etmek zordur.

More Sentences
negative feelings n. olumsuz duygular
This uncertainty and lack of information about enlargement only serves to intensify these negative feelings.
Genişleme konusundaki bu belirsizlik ve bilgi eksikliği sadece bu olumsuz duyguların yoğunlaşmasına hizmet etmektedir.

More Sentences
true feelings n. gerçek duygular
Only then will you show your true feelings.
Ancak o zaman gerçek duygularınızı göstereceksiniz.

More Sentences
share the feelings v. duyguları paylaşmak
Emotional empathy is the ability to share the feelings of another person.
Duygusal empati, başka bir kişinin duygularını paylaşma yeteneğidir.

More Sentences
hide your feelings v. duygularını gizlemek
You don't have to hide your feelings.
Duygularını gizlemek zorunda değilsin.

More Sentences
Idioms
mixed feelings n. karmaşık duygular
Radek read Trotsky’s letter with mixed feelings.
Radek, Troçki'nin mektubunu karışık duygularla okudu.

More Sentences
mixed feelings n. karmaşık hisler
I have mixed feelings about this character.
Bu karakter hakkında karışık hislerim var.

More Sentences
mixed feelings n. karışık duygular/hisler
On the eve of the vote at first reading of the 2003 budget, I must confess to mixed feelings.
2003'ün ilk bütçe oylamasının arifesinde, karışık duygular içinde olduğumu itiraf etmeliyim.

More Sentences
hurt someone's feelings v. birinin duygularını incitmek
Never hurt someone's feelings.
Asla birinin duygularını incitme.

More Sentences
General
one's feelings n. hatır
guilt feelings n. suçluluk duygusu
suppressed feelings n. bastırılmış duygular
expression of feelings n. hislerin ifadesi
momentary feelings n. anlık duygular
momentary feelings n. anlık hisler
guilt feelings n. suçluluk psikolojisi
negative feelings n. negatif duygular
cordial feelings n. samimi duygular
indescribable feelings n. tarifi olmayan duygular
indescribable feelings n. tarifsiz duygular
hurt somebody's feelings v. rencide etmek
hurt the feelings of v. gücendirmek
hurt somebody's feelings being sarcastic v. iğnelemek
be carried away by one's feelings v. hislerine kapılmak
offend somebody's feelings v. ağır gelmek
hurt somebody's feelings v. horlamak
hurt somebody's feelings v. hor görmek
hurt the feelings of v. hatırını kırmak
pour out one's feelings v. deşarj olmak
offend somebody's feelings v. gücüne gitmek
be enslaved by one's feelings v. duygularının esiri olmak
hurt one's feelings v. gücendirmek
be captive of one's feelings v. duygularına boyun eğmek
relieve one's feelings v. içini boşaltmak
hurt feelings v. hor görmek
be captive of one's feelings v. duygularının esiri olmak
ruffle somebody's feelings v. kırmak
hurt the feelings v. gönül kırmak
hurt one's feelings v. hatırını kırmak
hurt feelings v. horlamak
not consider the feelings of others v. hatır gönül bilmemek
not consider the feelings of others v. hatır gönül tanımamak
not consider the feelings of others v. hatır gönül saymamak
tell someone (about) one's feelings v. duygularını anlatmak
express the feelings v. duyguları anlatmak
relate someone (about) one's feelings v. duygularını anlatmak
express one's feelings v. duygularını ifade etmek
keep one's true thoughts and feelings to oneself v. renk vermemek
keep one's true thoughts and feelings to oneself v. rengini belli etmemek
trust feelings v. hislere güvenmek
play with one's feelings v. duygularıyla oynamak
toy with one's feelings v. hisleriyle oynamak
play with one's feelings v. hisleriyle oynamak
toy with one's feelings v. duygularıyla oynamak
hide one's feelings v. hislerini gizlemek
hide one's feelings v. duygularını gizlemek
harbor deep feelings towards someone v. birisine derin duygular beslemek
have deep feelings for someone v. birisine derin duygular beslemek
have deep feelings for someone v. birine derin duygular beslemek
harbor deep feelings for someone v. birisine derin duygular beslemek
harbor deep feelings for someone v. birine derin duygular beslemek
harbor deep feelings towards someone v. birine derin duygular beslemek
wound one's feelings v. yüreği dağlamak
control one's feelings v. hislerine sahip olmak
control one's feelings v. hislerini kontrol etmek
have feelings for someone v. birine karşı bir şeyler hissetmek
have feelings for someone v. birine karşı hisleri olmak
hurt someone's feelings v. birini incitmek
articulate your feelings v. duygularına tercüman olmak
articulate your feelings v. tercüman olmak
devoid of feelings adj. hissiz
devoid of feelings adj. duygusuz
Colloquial
spare someone's feelings v. üzmekten kaçınmak
Idioms
hard feelings n. kızgınlık
hard feelings n. husumet
hard feelings n. küskünlük
bad feelings n. kin
bad feelings n. nefret
bad feelings n. düşmanlık
bad feelings n. öfke
bad feelings n. kızgınlık
bad feelings n. anlaşmazlık
ill feelings n. kin
ill feelings n. nefret
ill feelings n. düşmanlık
ill feelings n. öfke
ill feelings n. kızgınlık
ill feelings n. anlaşmazlık
hurt feelings n. incinmiş duygular
hurt feelings n. mutsuzluk
hurt feelings n. üzüntü
mixed feelings n. birbiriyle çelişen duygular/hisler
mixed feelings n. aynı anda hem olumlu hem olumsuz duygular/hisler
in mixed feelings v. karışık duygular içinde olmak
have no hard feelings v. birisine darılmamak
have no hard feelings v. birisine kızgın olmamak
have not any hard feelings v. birisine darılmamak
have not any hard feelings v. birisine kızgın olmamak
give someone hard feelings v. birine kızmak/darılmak
get mixed feelings about something v. karışık duygular içinde olmak
have mixed feelings about something v. karışık duygular içinde olmak
hurt someone's feelings v. birinin hislerini incetmek
have feelings about someone v. (birine karşı) (aşk vb gibi) duygular beslemek
have feelings about someone v. birine karşı bir şeyler hissetmek
get mixed feelings about v. birisine karışık duygular taşımak/hissetmek
have no hard feelings v. birine dargın olmamak
give vent to one's feelings v. hislerini/duygularını açığa vurmak/serbest bırakmak
hurt someone's feelings v. birinin hislerini incitmek
have (any/no) feelings about (someone or something) v. (biri veya bir şey hakkında) bir fikri/düşüncesi/kanaati olmak
have (any/no) feelings about (someone or something) v. (biri veya bir şey hakkında) bir fikri/düşüncesi/kanaati olmak
bottle up feelings v. duygularını bastırmak
bottle up feelings v. kendini tutmak
bottle up feelings v. duygularını gizlemek
bottle up feelings v. duygularını içine atmak
bottle up feelings v. duygularını dışarıya vurmamak
have feelings about v. hakkında bir fikri/düşüncesi/kanaati olmak
have feelings about v. '-e karşı bir şeyler hissetmek
have mixed feelings v. karışık duygular içinde olmak
have mixed feelings (about somebody/something) v. (biri/bir şey hakkında) karışık duygular içinde olmak
relieve your feelings v. içini boşaltmak
not any hard feelings expr. husumet yok
not any hard feelings expr. kötü niyet yok
not any hard feelings expr. kızgınlık yok
not any hard feelings expr. dargınlık yok
not any hard feelings expr. gücenme yok
Speaking
don't hurt my feelings expr. kırma beni
no hard feelings expr. darılmadım
no hard feelings expr. darılmak yok ama
no hard feelings expr. gücenmedim
any hard feelings? expr. küs müyüz?
any hard feelings? expr. küs müsün bana?
no hard feelings expr. bozulmak yok
no hard feelings expr. alınmaca gücenmece yok
no hard feelings expr. bozulmaca yok
that wouldn't hurt my feelings expr. buna bozulmam
I haven't talked about my feelings for a long time expr. duygularım hakkında uzun zamandır konuşmadım
that wouldn't hurt my feelings expr. bu benim duygularımı incitmez
how did you overcome those feelings? expr. bu hislerin üstesinden gelmeyi nasıl başardın?
I have feelings for you too expr. benim de sana karşı hislerim var
there's no hard feelings on this expr. bunda darılmaca gücenmece olmaz
don't let them hurt your feelings expr. seni incitmelerine izin verme
hide your feelings expr. duygularını gizle
no hard feelings expr. üzülmece, darılmaca yok
write your feelings expr. hislerini yaz
Psychology
superiority feelings n. üstünlük duyguları
inferiority feelings n. aşağılık duyguları
guilt feelings n. suçluluk duyguları
ambivalent feelings n. çelişkili duygular
Modern Slang
all up in his feelings adj. bir durumla duygusal bağ kurduğu için mantıklı karar veremeyen
all up in his feelings adj. duygularıyla hareket eden/karar veren