gönül

Meanings of "gönül" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	gönül	heart n.
They too do not watch with a light heart as members of the population embark on such perilous missions. Onlar da halkın böylesine tehlikeli görevlere atılmasını gönül rahatlığıyla izlemiyor. More Sentences
General
2	General	gönül	mind n.
When this House votes tomorrow on this directive, it can do so, I believe, with its mind very much at ease. Bu Meclis yarın bu yönergeyi oyladığında, inanıyorum ki bunu gönül rahatlığıyla yapabilir. More Sentences
3	General	gönül	desire n.
4	General	gönül	soul n.
5	General	gönül	feelings n.
6	General	gönül	inclination n.
7	General	gönül	breast n.
8	General	gönül	chest n.
9	General	gönül	bosom n.
Archaic
10	Archaic	gönül	bowels n.

Meanings of "gönül" with other terms in English Turkish Dictionary : 161 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	gönül alma	atonement n.
She sent him a rose in atonement for her earlier rudeness. Yaptığı kabalıktan ötürü gönül alma niyetiyle ona gül gönderdi. More Sentences
Idioms
2	Idioms	gönül rahatlığı	peace of mind n.
This will give you the peace of mind and avoid unpleasant experiences with your creditors or lenders. Bu size gönül rahatlığı verecek ve alacaklılarınız veya borç verenlerinizle ilgili hoş olmayan deneyimlerden kaçınacaktır. More Sentences
Common Usage
3	Common Usage	gönül yarası	heartache n.
General
4	General	gönül borcu	debt of gratitude n.
5	General	gönül rahatlığı	complacence n.
6	General	gönül ferahlığı	contentment n.
7	General	gönül işleri	entanglement n.
8	General	gönül darlığı	anxiety n.
9	General	gönül rahatlığı	quietude n.
10	General	gönül rahatlığı	quietness n.
11	General	gönül rahatlığı	a clear conscience n.
12	General	gönül eğlencesi	toy of love n.
13	General	gönül alma	conciliation n.
14	General	gönül yarası	heartbreak n.
15	General	zarathustra'ya gönül vermiş aryan halkı	zoroastrians n.
16	General	gönül rahatlığı	contentment n.
17	General	gönül borcu	gratitude n.
18	General	gönül alan	conciliator n.
19	General	gönül yarası	heartache n.
20	General	gönül birliği	harmony n.
21	General	gönül rahatlığı	complacency n.
22	General	gönül rahatlığı	inner calm n.
23	General	gönül alma	atoning n.
24	General	gönül eğlence	pastime n.
25	General	gönül eğlence	amusement n.
26	General	gönül rahatlığıyla	inner peace n.
27	General	gönül adamı	man of romance n.
28	General	gönül bağı	love bond n.
29	General	gönül bağı	ties of affection n.
30	General	gönül bağı	bonds of love n.
31	General	gönül yarası	brokenheartedness n.
32	General	gönül avcısı	heartbreaker n.
33	General	gönül hoşluğu	complacency n.
34	General	hatır gönül	feeling n.
35	General	gönül alma	apology n.
36	General	hercai gönül	an inconstant affection n.
37	General	hercai gönül	an inconstant lover n.
38	General	hercai gönül	an inconstant heart n.
39	General	gönül çelen	seducer n.
40	General	gönül çelen	enticer n.
41	General	gönül serüveni	stardust n.
42	General	gönül adamı	man of heart n.
43	General	gönül macerası	affair n.
44	General	gönül işleri	affairs of the heart n.
45	General	gönül ayartıcı kadın	delilah n.
46	General	gönül bağı	bond of communion n.
47	General	gönül ilişkisi	romantic relationship n.
48	General	gönül ilişkisi	love affair n.
49	General	gönül dostu	friend of the heart n.
50	General	gönül ilişkisi	affaire d'amour n.
51	General	gönül ilişkisi	affaire de coeur n.
52	General	kadınlarla gönül eğlendiren erkek	lady's man n.
53	General	kadınlarla gönül eğlendiren erkek	lady's man n.
54	General	gönül eğlendirilen kadın	toy n.
55	General	gönül eğlendirme	toy [obsolete] n.
56	General	gönül eğlendirmelik genç ve çekici erkek	toy boy n.
57	General	kaçamak gönül ilişkisi	amoret n.
58	General	kaçamak gönül ilişkisi	amorette n.
59	General	gönül eğlendirmeye düşkün kimse	amourist n.
60	General	gönül rahatlığı	heart's-ease n.
61	General	(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi	marriage lines n.
62	General	(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi	line of marriage n.
63	General	gönül ilişkisi	loved one n.
64	General	gönül ilişkileri	loved ones n.
65	General	gönül işleri ile uğraşan kimse	lovemonger n.
66	General	gönül yarası	heart sickness n.
67	General	önemsiz gönül ilişkisi	idyl n.
68	General	gönül eğlendirme	intimacy n.
69	General	gönül ilişkisi	romance n.
70	General	gönül rahatlığı	suffisance n.
71	General	geçici gönül ilişkisi	passade n.
72	General	gönül almak	please v.
73	General	gönül çekmek	be in love v.
74	General	gönül vermek	lose one's heart to v.
75	General	gönül almak	placate v.
76	General	gönül bulandırmak	nauseate v.
77	General	gönül kırmak	hurt the feelings v.
78	General	gönül eğlendirmek	amuse oneself v.
79	General	gönül vermek	set one's heart on v.
80	General	gönül açmak	cheer somebody up v.
81	General	gönül bağlamak	set one's heart on v.
82	General	hatır gönül tanımamak	not consider the feelings of others v.
83	General	hatır gönül bilmemek	not consider the feelings of others v.
84	General	hatır gönül saymamak	not consider the feelings of others v.
85	General	gönül eğlemek	dally with somebody/somebody’s affections v.
86	General	gönül çelmek	entice v.
87	General	gönül çelmek	seduce v.
88	General	gönül koymak	resent v.
89	General	gönül kazanmak	win someone's heart v.
90	General	gönül almak	atone v.
91	General	gönül eğlendirmek	desport v.
92	General	gönül ilişkisi yaşamak	romance v.
93	General	gönül alıcı	conciliatory adj.
94	General	gönül kırıcı	short adj.
95	General	gönül okşayıcı (söz)	soft adj.
96	General	gönül rızası ile yapılan	volunteer adj.
97	General	gönül alıcı	conciliative adj.
98	General	gönül yaralayıcı	heartachy adj.
99	General	gönül ilişkileri kurmayan	fancy-free adj.
100	General	gönül gözü açık	spiritual-minded adj.
101	General	gönül hoşluğuyla	in good part adv.
102	General	gönül hoşluğu ile	willingly adv.
103	General	gönül yaparak	coaxingly adv.
104	General	gönül rahatlığıyla	mind at peace adv.
105	General	gönül hoşluğuyla	agre adv.
106	General	gönül rahatlığıyla	comfortably adv.
107	General	gönül ister ki	one would wish that conj.
Phrases
108	Phrases	gönül rahatlığıyla	with peace of mind expr.
Proverb
109	Proverb	göz görmeyince gönül katlanır	what the eye doesn't see the heart doesn't grieve over
110	Proverb	gözün görmediğine, gönül katlanır	what the eye doesn't see, the heart doesn't grieve over
111	Proverb	göz görmezse, gönül katlanır	what the eye doesn't see, the heart doesn't grieve over
112	Proverb	gözün görmediğine, gönül ağlamaz	what the eye doesn't see, the heart doesn't grieve over
113	Proverb	gözün görmediğine, gönül ağlamaz	what the eye doesn't see, the heart doesn't grieve over
114	Proverb	göz görmeyince/akıl bilmeyince gönül katlanır	where ignorance is bliss, tis folly to be wise
115	Proverb	gönül kimi severse güzel odur	heart wants what the heart wants
116	Proverb	gönül kimi severse, güzel odur	beauty lies in the eyes of the beholder
117	Proverb	gönül ferman dinlemez	the heart wants what it wants
118	Proverb	gönül bu	the heart wants what it wants
119	Proverb	gönül kimi severse güzel odur	the heart wants what it wants
Colloquial
120	Colloquial	kadınlarla gönül eğlendiren erkek	lady killer n.
121	Colloquial	gönül ilişkisi	whing-ding n.
122	Colloquial	gönül ilişkisi	wing-ding n.
123	Colloquial	iki gönül bir olunca samanlık seyran olur	love in a cottage expr.
124	Colloquial	gözün görmediğine, gönül katlanır	what the eye doesn't see expr.
125	Colloquial	göz görmezse, gönül katlanır	what the eye doesn't see expr.
126	Colloquial	gözün görmediğine, gönül ağlamaz	what the eye doesn't see expr.
Idioms
127	Idioms	gönül işleri	affairs of heart n.
128	Idioms	gönül çelen	heart stealer n.
129	Idioms	gönül yüceliği/ululuğu	(one's) better nature n.
130	Idioms	gönül yüceliği/ululuğu	your better nature n.
131	Idioms	gönül macerası	emotional affair n.
132	Idioms	gönül ayartıcı/cilveli bir kadın (olmak)	(be) a femme fatale [french] n.
133	Idioms	can-ı gönül	bottom of (one's) heart n.
134	Idioms	birine gönül bağlamak	get a crush on someone v.
135	Idioms	biriyle gönül eğlendirmek	string someone along v.
136	Idioms	gönül bağlamak	set one's heart on v.
137	Idioms	gönül macerası olmak	have an affair with v.
138	Idioms	gönül eğlendirmek	play the field v.
139	Idioms	gönül vermek	lose heart to v.
140	Idioms	'-e gönül bağlamak	set heart on v.
141	Idioms	gönül vermek	set your heart on v.
142	Idioms	gönül bağlamak	set your heart on v.
143	Idioms	gönül bağlamak	set your heart on v.
144	Idioms	bir şeye gönül vermek	set your heart on something v.
145	Idioms	bir şeye gönül bağlamak	set your heart on something v.
146	Idioms	bir şeye gönül bağlamak	set your heart on something v.
147	Idioms	gönül alıcı konuşan	honey-mouthed adj.
148	Idioms	gönül kimi severse, güzel odur	beauty is in the eye of the beholder. expr.
149	Idioms	istediğiyle gönül eğlendiren	fancy free expr.
150	Idioms	gönül almak için asla geç değildir	It is never too late to mend expr.
151	Idioms	gönül alma esnasında hatalarını dile getiren konumda	on the anxious seat expr.
Speaking
152	Speaking	gönül ferman dinlemez	the heart wants what the heart wants expr.
153	Speaking	gönül bu	the heart wants what the heart wants expr.
Trade/Economic
154	Trade/Economic	gönül rızasıyla satış	voluntary sale n.
Law
155	Law	gönül alıcı	conciliatory adj.
Literature
156	Literature	gönül eğlendirme	cavortings n.
Slang
157	Slang	bir sonucu olmayıp sadece gönül eğlendiren tartışma	circle jerk n.
158	Slang	bir sonucu olmayıp sadece gönül eğlendiren tartışma	circle-jerk n.
159	Slang	gönül eğlendirmelik genç erkek	boy toy n.
160	Slang	gönül eğlendirecek kadın	bush n.
161	Slang	gönül eğlendirmek	yank someone’s crank v.