heart - Turkish English Dictionary
History

heart

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "heart" in Turkish English Dictionary : 70 result(s)

English Turkish
Common Usage
heart n. gönül
heart n. merkez
heart n. yürek
heart n. kalp
General
heart n. şevk
heart n. vicdan
heart n. enerji
heart n. öz
heart n. iç
heart n. göbek
heart n. kuvvet
heart n. koçan
heart n. ciğer
heart n. göğüs
heart n. orta
heart n. cücük
heart n. can
heart n. verimlilik
heart n. göbek (marul/enginar vb'nde)
heart n. cesaret
heart n. orta kısım
heart n. can damarı
heart n. kalp
heart n. yürek
heart n. iç dünya
heart n. karakter
heart n. mizaç
heart n. ruh hali
heart n. dayanıklılık
heart n. metanet
heart n. bitki, meyve veya sebzenin kalbi
heart n. en önemli kısım
heart n. temel kısım
heart n. hassasiyet
heart n. şefkat
heart n. halatın ortasındaki ana iplik
heart n. eğilim
heart n. yönelme
heart n. hoşlanma
heart n. kalp şeklinde olan şey
heart n. kalp şeklinde balık ağı
heart n. kalp şeklinde mala
heart n. fikir
heart n. tutum
heart n. mizacın sertliği
heart n. içtenlik
heart n. coşkun istek
Technical
heart v. (duvarı) molozla doldurmak
Computer
heart n. kupa (iskambilde)
Woodworking
heart n. öz kerestesi
heart n. göbek kerestesi
Medical
heart n. cor
heart n. kor
Anatomy
heart n. yürek
Gastronomy
heart n. yürek
heart n. sert ve kuru et
Zoology
heart n. omurgasız hayvanlarda bulunan kontraktil yapı
heart n. yumuşakçalarda bulunan kalp benzeri dolaşım organı
heart n. eklembacaklılarda bulunan kasılabilen bir damar
heart n. halkalı solucanlarda ön kan damarları
Botanic
heart n. ekşi yonca
heart v. göbek oluşturmak
Forestry
heart n. ağacın merkezi
Literature
heart v. bayılmak
heart v. hastası olmak
Card
heart n. batak benzeri bir iskambil oyunu
Archaic
heart v. yüreklendirmek
heart v. cesaretlendirmek
heart v. kalbine yerleştirmek
Slang
heart v. (birini ya da bir şeyi) çok sevmek

Meanings of "heart" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
heart attack n. kalp krizi
steal someone's heart v. kalbini çalmak
learn by heart v. ezberlemek
General
coronary heart disease n. koroner kalp hastalığı
heart breaking n. yürekler acısı
aching heart n. yürek sızısı
heart failure n. kalp sektesi
brave heart n. cesur yürek
heart transplant n. kalp nakli
a bleeding heart n. herkese sempati duyan
learning by heart n. ezber
heart and tulip n. kalp ve lale
heart and moon n. kalp ve ay
cake and heart n. pasta ve kalp
broken heart n. kırık kalp
heart failure n. kalp yetmezliği
heart breaker n. kalp kıran kimse
heart breaker n. üzüntü veren kimse
congestive heart failure n. konjestif kalp yetersizliği
open heart n. cömert mizaç
congestive heart failure n. konjestif kalp yetmezliği
open heart n. paylaşımcı mizaç
heart throb n. kalp çarpıntısı
target heart rate range n. hedef kalp hızı oranı
target heart rate range n. hedef kalp hızı aralığı
target heart rate range n. hedef kalp hızı seviyesi
heart of gold n. altından kalp
heart condition n. kalp hastalığı
heart condition n. kalp rahatsızlığı
heart breaker n. kalp kırıcı
fatty heart n. yağ bağlamış kalp
a bleeding heart n. kız kalbi
heart-throb n. kalp çarpıntısı
heart-rending n. yürekler acısı
heart-searching n. vicdan muhasebesi
heart-throb n. çarpıntı
heart cam n. yürek biçimli kam
heart disease n. kalp hastalığı
tobacco heart n. sigaranın yol açtığı kalp hastalığı
an inconstant heart n. hercai gönül
heart of fashion n. modanın kalbi
heart wrenching human tragedy n. yürekleri burkan insanlık dramı
heart of the city n. şehrin kalbi
the thief of my heart n. kalbimin hırsızı
heart of the country n. ülkenin kalbi
shape of my heart n. kalbimin şekli
heart stealer/thief n. kalp hırsızı
the eye of the heart n. kalp gözü
man of heart n. gönül adamı
heart of the country n. ülkenin merkezi
affairs of the heart n. gönül işleri
dicky heart n. zayıf kalp
heart throbbing n. kalp çarpıntısı/çarpması
fast heart beating n. hızlı kalp atması
heart beating n. kalp atması
heart line n. kalp çizgisi
heart shot n. kalbe isabet
heart shot n. kalp vuruşu
clean heart n. temiz kalp
a turkish female name meaning my my heart n. sinem
elastic heart n. elastik kalp
heart operation n. kalp ameliyatı
friend of the heart n. gönül dostu
kind heart n. iyi kalp
heart shaped box n. kalp şeklinde kutu
line of heart n. (avuç içi) aşk çizgisi
heart line n. (avuç içi) aşk çizgisi
line of heart n. avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi
heart [obsolete] n. anlayış
heart [obsolete] n. kavrayış
heart [dialect] n. şömine tabanı
lion-heart n. cesur yürek
lion-heart n. aslan yürekli kimse
heart line n. yürek çizgisi
heart line n. avuç içinde bulunan bir çizgi
heart line n. kişinin duygusal doğasını ifade ettiği düşünülen çizgi
line of heart n. kalp çizgisi
line of heart n. yürek çizgisi
line of heart n. avuç içinde bulunan bir çizgi
line of heart n. kişinin duygusal doğasını ifade ettiği düşünülen çizgi
heart and soul n. öz
heart and soul n. hayati kısım
heart attack n. (mecaz) ölüm
heart attack n. yıkım
heart attack n. başarısızlık
heart failure n. ani bayılma hissi
heart hardness n. taş kalplilik
heart hardness n. hissizlik
heart heaviness n. kalp ağırlığı
heart point n. arma orta noktası
heart rising n. isyan etme
heart sickness n. gönül yarası
heart sickness n. keder
heart wheel n. sabit rotatif hareketi sabit karşılıklı harekete çevirmek için kullanılan kalp şeklindeki kam
heart-searching n. introspektif analiz
heart-searching n. kendi kendini analiz etme
heart-throb n. aşık olunan kimse
heart-throb n. maşuk
heart-throb n. yakışıklı adam
heart-to-heart n. birebir sohbet
heart-to-heart n. dertleşme
dead heart [australia] n. avustralya'nın ücra iç bölgeleri
lose heart v. cesaretini kaybetmek
pour out one's heart v. içini dökmek
take heart v. morali yükselmek
be cut to the heart v. içi parçalanmak
have one's heart in one's mouth v. yüreği ağzına gelmek
eat one's heart out v. kendi kendini yemek
gladden one's heart v. yüreğine su serpmek
win one's heart v. kalbini kazanmak
unburden one's heart v. içini açmak
make one's heart bleed v. kalbini kırmak
take to heart v. içlenmek
lose one's heart to v. gönül vermek
one's heart skips a beat v. kalbi yerinden çıkmak
steal one's heart v. tavlamak (birini)
take heart v. kendine güveni artmak
take heart v. cesaret almak
set one's heart on v. baş koymak
wring someone's heart v. birinin yüreğini sızlatmak
have a heart of stone v. taş kalpli olmak
stick heart and soul v. dört elle sarılmak
tear one's heart out v. çok üzmek
eat one's heart out for v. kendi kendini yemek
not to have the heart to v. kıyamamak
wrench someone's heart v. birinin yüreğini sızlatmak
take something to heart v. ağırına gitmek
get something by heart v. bir şeyi ezberlemek
cry one's heart out v. hüngür hüngür ağlamak
warm the cockles of somebody's heart v. sevindirmek
get to the heart of v. özüne inmek
pour one's heart out v. içini dökmek
learn by heart v. bellemek
take something to heart v. altüst olmak
one's heart skips a beat v. kalbi küt küt atmak
have one's heart in one's mouth v. canı ağzına gelmek
unburden one's heart v. içini boşaltmak
bare one's heart v. içini dökmek
take heart v. cesaret bulmak
have a special place in one's heart v. birinin kalbinde özel bir yere sahip olmak
eat one's heart out v. içi içini yemek
get to the heart of v. esas anlamını kavramak
touch one's heart with sorrow v. içine işlemek
make one's heart bleed v. üzmek
open one's heart to v. kalbini açmak
cry one's heart out v. iki gözü iki çeşme ağlamak
lose heart v. cesaretini yitirmek
steal one's heart v. birini tavlamak
set one's heart on something v. baş koymak
take something to heart v. bir şeyi ciddiye almak
learn by heart v. yutmak
cause to learn by heart v. belletmek
set one's heart on v. gönül vermek
be bond with somebody at heart v. yürekten bağlı olmak
learn by heart v. ezberlemek
have a heart attack v. damla inmek
take heart v. cesaretlendirmek
set one's heart v. baş koymak
put one's heart to v. kendini adamak
be bonded at the heart v. yürekten bağlı olmak
take to heart v. içerlemek
bare one's heart v. içini açmak
pour one's heart out v. deşarj olmak
learn by heart v. ezbere öğrenmek
rend the heart v. yüreğini parçalamak
heart beat v. kalbi atmak
not to find it in one's heart v. gönlü razı olmamak
take heart v. cesur olmak
suffer from heart trouble v. kalbi olmak
be bond with somebody at heart v. birine yürekten bağlı olmak
open one's heart v. kalbini açmak
break somebody's heart v. kalbini kırmak
open one's heart v. içini boşaltmak
take heart v. cesaretlenmek
set one's heart on v. gönül bağlamak
have a heart of gold v. altın gibi kalbi olmak
die of heart attack v. kalpten ölmek
warm the cockles of somebody's heart v. mutlu etmek
break one's heart v. kalbini kırmak
set one's heart on v. çok istemek
have a heart v. insaflı davranmak
have a heart v. insaflı olmak
from the heart of v. bağrından gelmek
give one's heart someone v. abayı yakmak
put one's heart and soul in doing something v. canla başla çalışmak
feel a pang of sorrow in one's heart for someone else v. cız etmek
feel a pang of sorrow in one's heart for someone else v. içi cız etmek
feel a pang of sorrow in one's heart for someone else v. yüreği cız etmek
put fear in someone's heart v. birinin yüreğine korku salmak
put fear in someone's heart v. birinin kalbine korku salmak
strike fear into (the heart of) someone v. ödünü koparmak
(one's heart) fail v. kalbi durmak
(one's heart) stop v. kalbi durmak
take heart v. güç almak (birinden/bir şeyden)
(one's heart) be broken v. kalbi kırılmak
break one's heart v. kalp kırmak
have a heart attack v. kalp krizi geçirmek
suffer a heart attack v. kalp krizi geçirmek
steal one's heart v. kalbini fethetmek
win one's heart v. kalbini fethetmek
steal one's heart v. gönlünü çalmak
gladden one's heart v. kalbini ferahlatmak
gladden one's heart v. yüreğini ferahlatmak
put one's heart into v. yüreğini koymak
die of a broken heart v. kahrından ölmek
cry one's heart out v. ağlamaktan gözünde yaş kalmamak
break someone's heart v. birisinin kalbini kırmak
put some heart into something v. coşku katmak
win the heart of somebody v. birinin kalbini kazanmak
lose one's heart v. abayı yakmak
make somebody's heart bleed v. birinin yüreğini sızlatmak
wear one's heart upon one's sleeve v. içi dışı bir olmak
wear one's heart on one's sleeve v. içi dışı bir olmak
warm the cockles of somebody's heart v. birinin gönlünü hoş etmek
lose heart v. gözü yılmak
set one's heart on v. -i çok istemek
lose heart v. cesareti kırılmak
sing one's heart out v. içini dökmek
sing one's heart out v. derdini dökmek
learn by heart v. ezberden öğrenmek
have heart spasm v. kalbi sıkışmak
get to the heart of v. öze inmek
lose heart v. ümitsizliğe düşmek
know something by heart v. mükemmel derecede bilmek
know by heart v. çok iyi bilmek
know by heart v. mükemmel derecede bilmek
know something by heart v. çok iyi bilmek
know by heart v. ezberden bilmek
know something by heart v. ezberden bilmek
know by heart v. ezbere bilmek
break a heart v. kalp kırmak
win someone's heart v. gönül kazanmak
die of a heart attack v. kalbine yenik düşmek
die of a heart attack v. kalpten ölmek
stop the heart of someone v. birinin kalbini durdurmak
give someone a heart attack v. birine kalp krizi geçirtmek
shoot someone in the heart v. (silahla) birini kalbinden vurmak
have a heart problem v. kalp rahatsızlığı olmak
have a heart problem v. kalp sorunu olmak
have a heart problem v. kalbi olmak
suffer from heart trouble v. kalp rahatsızlığı olmak
speak to someone's heart v. yüreğine hitap etmek
keep heart disease at bay v. kalp hastalığını uzak tutmak
rip someone's heart out v. kalbini parçalamak
be of one heart v. tek yürek olmak
break someone's heart v. birisini kırmak
break someone's heart v. birini kırmak
have heart problems v. kalbi zayıf olmak
have a weak heart v. kalbi zayıf olmak
have heart trouble v. kalbi zayıf olmak
deny one's heart v. kalbinin/vicdanının sesini dinlememek
think with one's heart v. hislerine göre hareket etmek
think with one's heart v. duygularına göre hareket etmek
suffer from heart trouble v. kalp sorunu yaşamak
suffer from heart trouble v. kalp sorunu yaşamak
(heart) to thump v. kalbe vurmak
break the heart v. kalp kırmak
break the heart of v. kalp kırmak
set the heart at rest v. kendini rahatlatmak
set the heart upon v. ısrarla arzulamak
take heart of grace v. cesaret almak
set the heart upon v. düşkün olmak
set the heart upon v. arzulamak
sick at heart adj. çok mutsuz
heart-shaped adj. kalp şeklinde
out of heart adj. kuvvetsiz
out of heart adj. dermansız
sick at heart adj. çok üzgün
sick at heart adj. kederli
heart whole adj. gönlü serbest
sick at heart adj. üzgün
heart-robbing adj. kendinden geçirici
heart-rending adj. çok acıklı
heart-wrenching adj. yürek paralayan
heart-to-heart adj. candan
heart-whole adj. candan
heart-stricken adj. kalbinden yaralı
heart-to-heart adj. samimi
heart-to-heart adj. içten
heart-wrenching adj. yürek burkan
heart-stricken adj. kalbinden vurulmuş
heart-wrenching adj. yürek parçalayıcı
heart-whole adj. samimi
heart-throb adj. yürek hoplatan (aktör vb)
heart-to-heart adj. açık
heart-pounding adj. kalbi sıkıştıran
heart-rending adj. içler acısı
heart-whole adj. içten
heart-stricken adj. yüreği yanmış
heart-stricken adj. acılı
heart-warming adj. heyecanlandırıcı
heart-wrenching adj. yürek parçalayan
heart-rending adj. yürek parçalayıcı
heart of gold adj. altın yürekli
heart-warming adj. hoşnut edici
heart-warming adj. keyif veren
heart-warming adj. hoşa giden
heart-warming adj. memnuniyet verici
heart-healthy adj. kalbe dost
bleeding-heart adj. yufka yürekli
heart-stopping adj. yürek hoplatan
heart wheel adj. kalp şeklinde kam
heart-wounded adj. kalbi kırık
heart-wounded adj. yüreği yaralı
light of heart adj. şen
light of heart adj. neşeli
heart-eating adj. içini kemiren
heart-healthy adj. kalbe yararlı
heart-rending adj. çok keder verici
heart-robbing adj. sevimli
heart-robbing adj. çekici
heart-robbing adj. hoş
heart-stricken adj. şok olmuş
heart-stricken adj. korkutulmuş
heart-to-heart adj. özel
heart-to-heart adj. dostça
heart-warming adj. duygu uyandıran
heart-whole adj. kalbi boş
heart-whole adj. gözü pek
heart-whole adj. cesur
heart-whole adj. dehşete düşmemiş
heart-whole adj. yılmaz
heart-whole [rare] adj. kaygısız
heart-whole [rare] adj. kıpır kıpır
false-heart adj. hain
false-heart adj. sadakatsiz
false-heart adj. vefasız
at heart adv. doğrusu
in one's heart of hearts adv. kalbinin derinliklerinde
by heart adv. ezbere
by heart adv. ezberden
at heart adv. içten
heart and soul adv. canı gönülden
from the bottom of one's heart adv. en kalpten
heart and soul adv. seve seve
from one's heart adv. bütün kalbiyle
at heart adv. aslında
heart and soul adv. tamamen
from one's heart adv. yürekten
from the heart adv. gönülden
from one's heart adv. en samimi hisleriyle
with heart and soul adv. canla başla
at heart adv. kalpten
at heart adv. hakikatte
at heart adv. kalben
in the heart of africa adv. afrika'nın göbeğinde
at heart adv. özünde
from the bottom of one's heart adv. çok samimi bir şekilde
crying one's heart out adv. iki gözü iki çeşme
in a heart beat adv. beklemeksizin
at heart adv. iç yüzünde
at the heart of adv. -in tam ortasında
at the heart of adv. -in temelinde
heart-breakingly adv. içler acısı bir şekilde
with all one's heart adv. canı gönülden
with all one's heart adv. içtenlikle
with all one's heart adv. yürekten
heart and hand adv. canla başla
from the heart of prep. bağrından (bir yerin)
in the heart of prep. bağrında
have a heart! interj. insaf
have a heart! interj. insaf be!
poor heart exclam. zavallım
poor heart exclam. ah canım
poor heart exclam. vah vah
Phrasals
enshrine in heart v. kalbinde taşımak
enshrine in heart v. kalbine gömmek
Phrases
cross one's heart v. doğru söylediğini kanıtlamak için kalbinin üstünde çarpı işareti yapmak
my heart bleeds for you expr. ah canım
my heart bleeds for you expr. deme ya
my heart bleeds for you expr. yapma ya
bless (one's) heart expr. yüreğine sağlık!
bless (one's) heart expr. yaşa!
bless (one's) heart expr. hay yaşa!
bless (one's) heart expr. iyi ki var/sın
my heart goes out to you expr. acınızı paylaşıyorum
with all my heart expr. bütün kalbimle
with my whole heart expr. bütün kalbimle
in the heart of somewhere expr. bir yerin göbeğinde
with all one's heart and soul expr. canı gönülden
in my heart expr. kalbimde
with all my heart expr. samimi olarak
take my advice to heart expr. tavsiyemi dikkate al
listen with an open heart expr. tüm kalbinizle kulak verin
out the kindness of (one's) heart expr. (birinin) kibarlığından
out the kindness of (one's) heart expr. (birinin) cömertliğinden
out the kindness of (one's) heart expr. (birinin) iyi niyetinden
out the kindness of (one's) heart expr. (birinin) kalbinin iyiliğinden
nothing breaks like a heart expr. hiçbir şey bir kalp gibi kırılmaz
nothing breaks like a heart expr. hiçbir şey bir kalp kadar kırılmaz
nothing breaks like a heart expr. hiçbir şey kalp gibi kırılmaz
nothing breaks like a heart expr. hiçbir şey bir kalp kadar kırılmaz
Proverb
if it were not for hope, the heart would break expr. umudun bittiği yerde çaresizlik/mutsuzluk başlar
if it were not for hope, the heart would break expr. gün doğmadan neler doğar
if it were not for hope, the heart would break expr. umut tükenirse her şey sona erer
if it were not for hope, the heart would break expr. umut olmadan yaşam olmaz
faint heart never won fair lady korkaklar asla hedefine ulaşamaz anlamında atasözü
absence makes the heart grow fonder ayrılık kalbi sevgiyle doldurur
the way to a man's heart is through his stomach erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer
a heavy purse makes a light heart paran varsa rahatsın
a heavy purse makes a light heart paran var huzurun var
cold hands warm heart eli soğuk olanın kalbi sıcak olur
what the eye doesn't see the heart doesn't grieve over göz görmeyince gönül katlanır
hope deferred makes the heart sick ertelenmiş umutlar kalbi hasta eder
hope deferred maketh the heart sick ertelenmiş umutlar kalbi hasta eder
it is a sad heart that never rejoices üzgün olmayı alışkanlık edinenler bile her zaman üzgün olamaz
it is a poor heart that never rejoices üzgün olmayı alışkanlık edinenler bile her zaman üzgün olamaz
light purse makes a heavy heart boş cüzdan kederden başka bir şey getirmez
home is where the heart is ev içinizde kendinizi evde hissettiğiniz yerdir
home is where the heart is sevdiklerin neredeyse yuvan/vatanın orasıdır
what the eye doesn't see, the heart doesn't grieve over gözün görmediğine, gönül katlanır
what the eye doesn't see, the heart doesn't grieve over göz görmezse, gönül katlanır
cold hands warm heart eli soğuk olanın yüreği sıcaktır
home is where your heart is evin, yüreğinin olduğu yerdir
what the eye doesn't see, the heart doesn't grieve over gözün görmediğine, gönül ağlamaz
what the eye doesn't see, the heart doesn't grieve over gözün görmediğine, gönül ağlamaz
heart wants what the heart wants gönül kimi severse güzel odur
a light purse makes a heavy heart parasızlık mutsuzluk getirir
a light purse makes a heavy heart paranı çarçur edersen üzülürsün
a light purse makes a heavy heart cebinde para kalmazsa üzülürsün
a light purse makes a heavy heart cüzdanın boşalırsa üzülürsün
absence makes the heart grow fonder ayrılık düşkünlüğü artırır
absence makes the heart grow fonder mesafe sevgiyi/özlemi artırır
faint heart never won fair lady korkaklıkla eline bir şey geçmez
faint heart never won fair lady korkaklıkla hiçbir kadını elde edemezsin/etkileyemezsin
the heart wants what it wants gönül ferman dinlemez
the heart wants what it wants gönül bu
the heart wants what it wants sevmek için sebep aramıyor
the heart wants what it wants gönül kimi severse güzel odur
the heart wants what it wants gönlüne/kalbine laf geçiremezsin
Colloquial
a heart of stone n. acımasız
a change of heart n. değişim
a change of heart n. fikir/karar değişikliği
heart disease n. kalp
a fatal heart attack n. ölümcül bir kalp krizi
a heart of stone n. taş kalpli
a heart of stone n. taş yürekli
lose one's heart v. aşık olmak
take to heart v. bir tavsiyeye uymak
lose heart v. cesareti kırılmak
take to heart v. dikkate almak
take heart v. cesaret kazanmak
take to heart v. ciddiye almak
lose heart v. cesaretini kaybetmek
take to heart v. dinlemek
lose one's heart v. gönlünü kaptırmak
hurt so bad in one's heart v. içi acımak
aim for one’s heart v. kalbine nişan almak
break one's heart v. mutsuz etmek
take to heart v. kulak vermek
break one's heart v. kalbini kırmak
lose one's heart v. kalbini kaptırmak
lose one's heart v. sevdalanmak
break one's heart v. üzmek
lose heart v. umudunu yitirmek
cross one's heart and hope to die v. vallahi billahi demek
cross one's heart and hope to die v. yemin etmek
take to heart v. yabana atmamak
lose heart v. ümidini kaybetmek
hurt so bad in one's heart v. yüreği yanmak
have one's heart in it v. hevesli olmak
have one's heart in it v. istekle yapmak
have one's heart in it v. dört elle sarılmak
have one's heart in it v. içten istemek
have one's heart in it v. gönülden yapmak
sick at heart adj. düş kırıklığına uğramış
young in heart adj. gönlü genç
sick at heart adj. gönlü yaralı
young in heart adj. ihtiyar delikanlı
young in heart adj. kalbi genç
sick at heart adj. kalbi kırık
young in heart adj. kafası genç
sick at heart adj. kederli
sick at heart adj. mutsuz
from the heart adv. kalpten
be still my beating heart expr. kalbimi hoplattın
be still my beating heart expr. kalbim duracak/çıkacak sandım
be still my beating heart expr. sakin, heyecan yok
be still my beating heart expr. dur, heyecan yapma
bless your heart expr. allah senden razı olsun
at heart expr. aslında
from the bottom of one's heart expr. candan
from the bottom of one's heart expr. can-ı gönülden
eat your heart out! expr. çatla da patla!
eat out your heart! expr. çatla da patla!
eat out your heart! expr. çatla!
sick at heart expr. çok üzgün
in good heart expr. hayat dolu
sick at heart expr. hüzünlü
at heart expr. esasında
from the bottom of one's heart expr. içtenlikle
listen to your heart expr. kalbinin sesini dinle
not for the faint of heart expr. korkaklara göre değil
listen to your heart expr. kalbini dinle
let your heart rule your head expr. kalbinin sesini dinle
in good heart expr. mutlu
at heart expr. özünde
in good heart expr. sevinçli
from the bottom of one's heart expr. samimiyetle
from the bottom of one's heart expr. tüm kalbiyle