breast - Turkish English Dictionary

breast

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "breast" in Turkish English Dictionary : 66 result(s)

English Turkish
Common Usage
breast n. meme
Under stress, the baby was not sucking milk from its mother's breast.
Bebek stres altında olduğu için annesinin memesinden süt emmiyordu.

More Sentences
breast n. göğüs
The second option was an outright ban on silicone breast implants.
İkinci seçenek silikon göğüs implantlarının tamamen yasaklanmasıydı.

More Sentences
General
breast n. yürek
I felt all the anger in my breast.
Tüm öfkemi yüreğimde hissettim.

More Sentences
breast n. göğüs
They are needed to reconstruct breasts.
Göğüsleri yeniden yapılandırmak için gereklidirler.

More Sentences
breast v. göğüslemek
George breasted the car but couldn't move it.
George arabayı göğüslediyse de hareket ettiremedi.

More Sentences
breast v. zirvesine çıkmak
I think we will breast the hill in an hour.
Sanırım bir saat içinde tepenin zirvesine çıkarız.

More Sentences
Textile
breast n. göğüs
We do not want women to be persuaded to change their breasts on the basis of misleading advertising.
Kadınların yanıltıcı reklamlara dayanarak göğüslerini değiştirmeye ikna edilmelerini istemiyoruz.

More Sentences
breast n. (giyside) göğüs kısmı
There is a hole in the breast of your shirt.
Gömleğinizin göğüs kısmında bir delik var.

More Sentences
Anatomy
breast n. göğüs
It may be possible to live with silicone breasts if they are periodically replaced with new material.
Periyodik olarak yeni malzeme ile değiştirildikleri takdirde silikon göğüslerle yaşamak mümkün olabilir.

More Sentences
Psychology
breast n. meme
Personally I am a great advocate of treatment in breast centres.
Şahsen ben meme merkezlerinde tedavinin büyük bir savunucusuyum.

More Sentences
General
breast n. kalp
breast n. sadır
breast n. sine
breast n. emcik
breast n. halat
breast n.
breast n. bağır
breast n. koyun
breast n. gönül
breast n. emcek
breast n. baca çıkıntısı
breast n. şömine gövdesi
breast n. kalp
breast n. (şekil veya konum bakımından) göğse benzeyen şey
breast n. besleme kaynağı
breast n. göğüs kemiği ve kasları
breast n. teneke kutunun kapaklı ucu
breast n. göğüs zırhı
breast n. okun atış pozisyonundayken yaya değen kısmı
breast v. göğüs germek
breast v. tepesine çıkmak
breast v. yükselmek
breast v. göğüs germek
breast v. yüzleşmek
breast v. cesurca yüzleşmek
breast v. yanaşmak
breast v. mücadele etmek
breast v. uğraşmak
breast v. (bir şey) karşısında yükselmek
breast v. tırmanmak
breast v. (dağ, engel) aşmak
breast v. yanına yanaşmak
breast v. (bir şeyi) göğsüne bastırmak
breast v. üstesinden gelmek
breast v. yenmek
Technical
breast n. madencilikte kazılan yer veya tünelin girişi
breast n. ayakkabı topuğunun ön kısmı
breast n. ayakkabı topuğunun ön yüzü
breast n. baca fırını ocak tabanında metal çentiğin bulunduğu taraf
breast n. kupol ocağı deliğinin etrafındaki kil
Textile
breast n. çırçır makinesinin ilk silindiri
Construction
breast n. yapı elemanının alt kısmı
breast n. duvarın dışarı doğru çıkıntı yapan kısmı
Marine
breast n. geminin omuzluklarından baş kıç hattına dik olarak verilen koltuk halatı
breast n. yuvarlatılmış pruva
Mining
breast n. maden yüzü
breast n. kömür madeninde oda
breast n. kömür madeninde bölme
breast n. fırının önü
Medical
breast n. göğsünden su alma
breast n. mamel
Gastronomy
breast n. döş
breast n. (özellikle kümes hayvanlarından kesilen) göğüs eti
Agriculture
breast n. pulluk kulağının ön kısmı
Sport
breast n. (yüzme) kurbağalama
Archaic
breast n. hareket halindeki kütlenin geniş ve düz ön cephesi

Meanings of "breast" with other terms in English Turkish Dictionary : 313 result(s)

English Turkish
Common Usage
breast-feeding n. emzirme
Difficulties with breast-feeding might also be linked to PPD.
Emzirme ile ilgili zorluklar da PPD ile bağlantılı olabilir.

More Sentences
General
breast feeding n. emzirme
Breast feeding is completely free and requires very little effort.
Emzirme tamamen ücretsizdir ve çok az çaba gerektirir.

More Sentences
breast stroke n. kurbağalama
When I was twenty two years old, I was the master of the breast stroke.
Yirmi iki yaşındayken, ben kurbağalama yüzüşün ustasıydım.

More Sentences
breast-feed v. emzirmek
Dong Quai is not recommended for pregnant or breast-feeding women.
Dong Quai hamile veya emziren kadınlar için önerilmez.

More Sentences
Colloquial
left breast n. sol göğüs
But his pipe is in his left breast pocket.
Ama piposu sol göğüs cebinde.

More Sentences
Textile
breast pocket n. göğüs cebi
You should not carry the device in a breast pocket.
Cihazı göğüs cebinde taşımamalısınız.

More Sentences
breast (female) n. göğüs (kadın)
If there is tenderness on examination, establish whether this is within the breast or in the underlying chest wall.
Muayenede hassasiyet varsa, bunun meme içinde mi yoksa altta yatan göğüs duvarında mı olduğunu belirleyin.

More Sentences
Medical
breast cancer n. meme kanseri
Breast cancer affects all of us.
Meme kanseri hepimizi etkiliyor.

More Sentences
breast implants n. meme implantları
This will increase the level of safety of breast implants.
Bu da meme implantlarının güvenlik düzeyini artıracaktır.

More Sentences
breast tissue n. meme dokusu
These are known as fibrocystic changes or fibrocystic breast tissue.
Bunlar fibrokistik değişiklikler veya fibrokistik meme dokusu olarak bilinir.

More Sentences
breast cancer risk n. meme kanseri riski
Women should be advised about the potential benefits of physical exercise on breast cancer risk.
Kadınlar, fiziksel egzersizin meme kanseri riski üzerindeki potansiyel faydaları konusunda bilgilendirilmelidir.

More Sentences
breast reconstruction n. meme rekonstrüksiyonu
A two-stage breast reconstruction with implants is a very popular option.
İmplantlarla iki aşamalı meme rekonstrüksiyonu çok popüler bir seçenektir.

More Sentences
Pathology
breast cancer n. göğüs kanseri
Tom's mother and sister had breast cancer.
Tom'un annesi ve kız kardeşi göğüs kanseriydi.

More Sentences
fibrocystic breast disease n. fibrokistik meme hastalığı
Most women who have fibrocystic breast disease do not require treatment.
Fibrokistik meme hastalığı olan kadınların çoğunun tedaviye ihtiyacı yoktur.

More Sentences
Gastronomy
chicken breast n. tavuk göğsü
Turkey breast is similar in many ways to chicken breast.
Hindi göğsü birçok yönden tavuk göğsüne benzer.

More Sentences
General
breast feeding n. meme verme
chimney breast n. baca çıkıntısı
breast pump n. tirle
chicken breast pudding n. tavuk göğsü
breast stroke n. kurbağalama yüzme tekniği
breast hair n. göğüs kılı
breast-feeding n. bebek emzirme
breast-milk n. ana sütü
breast stroke n. kurbağalama yüzme stili
breast line n. açmaz halatı
droopy breast n. sarkık göğüs
sagging breast n. sarkık göğüs
sagging breast n. sarkık meme
droopy breast n. sarkık meme
breast cream n. göğüs kremi
breast [obsolete] n. şarkı söyleme sesi
breast collar n. göğüs tasması
breast-beating n. pişmanlıkla bağrını dövme
breast-beating n. dizlerini dövme
breast-beating n. ah vah etme
breast strap n. (at) göğüslük
breast strap n. (at) göğüs kayışı
chimney breast n. şömine paneli
make a clean breast of v. her şeyi itiraf etmek
beat one's breast v. dövünmek
strain somebody to one's breast v. kucaklamak
make a clean breast of it v. her şeyi itiraf etmek
breast fed v. (bebek) emzirmek
put a baby to the breast v. bebek emzirmek
make a clean breast v. içini dökmek
breast-feed v. bebeği emzirerek beslemek
breast-feed v. süt emzirmek
breast-feed v. memeyle beslemek
breast-feed v. meme vermek
get silicone gel breast implants v. silikon taktırmak
breast up a hedge v. bitkilerin dik saplarını (keserek) çıplak bırakmak
breast-feed v. (bebek) meme emmek
express breast milk v. anne sütünü sağmak
breast-high adj. göğüse kadar
breast-high adj. göğüs hizasına kadar yükselen
up to the breast adj. göğüs hizasına kadar yükselen
breast-high adj. göğüs boyu
up to the breast adj. göğüs boyu
breast-fed adj. (bebek) meme emen
breast-deep adv. göğüse kadar
Phrasals
breast up v. seyir halindeki veya demirli teknenin yanına başka bir tekneyle yanaşmak
breast up v. bitkiyi budayarak gövdesinin görünmesini sağlamak
breast up v. bitkiyi budayıp gövdesini ortaya çıkartmak
Proverb
hope springs eternal (in the human breast) umut hiçbir zaman solmaz
hope springs eternal (in the human breast) ümit uzun ömürlüdür
hope springs eternal (in the human breast) umut hiç tükenmez
hope springs eternal (in the human breast) yürek hep umut doludur
Colloquial
right breast n. sağ göğüs
b. and b (breast and buttock) n. meme göt
b. and b (breast and buttock) n. göt baş
Idioms
beat one's breast v. dizini dövmek
make a clean breast of v. içini dökmek
beat one's breast v. göğsünü yumruklamak
make a clean breast of v. suçunu vb kabul etmek
make a clean breast of it v. suçu itiraf etmek
make a clean breast v. her şeyi itiraf etmek
bare (one's) breast v. göğsünü/bağrını açmak
bare (one's) breast v. giysilerini çıkararak göğsünü açmak
bare (one's) breast v. kendini savunmasız bırakmak
bare (one's) breast v. gardını indirmek
bare (one's) breast v. karşısına dikilmek
bare (one's) breast v. karşısına çıkmak
bare (one's) breast v. karşısına çıkmaktan korkmamak
bare (one's) breast v. içini/kalbini/yüreğini açmak
bare (one's) breast v. içini dökmek
bare (one's) breast v. yüreğindekileri söylemek/anlatmak
bare (one's) breast v. dertlerini/sıkıntılarını söylemek/anlatmak
bare (one's) breast v. sırlarını ifşa etmek/paylaşmak
bare (one's) breast v. göğsünü/bağrını açmak
bare (one's) breast v. kendini savunmasız bırakmak
bare (one's) breast v. gardını indirmek
bare (one's) breast v. karşısında olmak (işte karşındayım ne istiyorsan yap gibi)
bare (one's) breast v. karşısına çıkmak
bare (one's) breast v. karşısına çıkmaktan korkmamak
bare (one's) breast v. kalbini/yüreğini açmak
bare (one's) breast v. içini dökmek
bare (one's) breast v. yüreğindekileri söylemek
bare (one's) breast v. dertlerini/sorunlarını anlatmak
bare (one's) breast v. (birine) açılmak
bare (one's) breast v. sırlarını ifşa etmek/paylaşmak
beat (one's) breast v. kendini yırtmak
beat (one's) breast v. gösteriş yapmak
beat your breast v. göğsünü yumruklamak
beat your breast v. dizini dövmek
beat your breast v. dövünmek
make a clean breast of something (to someone) v. (birine) bir şeyi itiraf etmek
make a clean breast of something (to someone) v. (birine) bir konuda içini dökmek
make a clean breast of something (to someone) v. suçunu kabul etmek
make a clean breast of (something) v. (bir şeyi) itiraf etmek
make a clean breast of (something) v. (bir konuda) içini dökmek
make a clean breast of (something) v. (bir konuda) suçunu kabul etmek
make a clean breast of (something) v. (bir konuda) doğruyu söylemek
hope springs eternal in the human breast expr. umut fakirin ekmeğidir
Speaking
take your hand off my breast expr. elini göğsümden çek
Trade/Economic
breast-feeding permission n. süt izni
breast-feeding leave n. süt izni
Law
breast of the court n. yargıcın vicdanı
breast of the court n. hakimin kanaati
breast of the court n. hakimin vicdanı
Technical
breast work n. alçak siper
breast rope n. denizcilikte koltuk halatı
breast height n. göğüs yüksekliği
breast drill n. göğüs matkabı
bucket breast n. kepçe göğsü
breast lining n. parapet kaplaması
breast drill n. göğüs delgisi
chimney breast n. baca çıkıntısı
chimney breast n. ocak çıkıntısı
breast roller n. yardımcı merdane
breast wheel n. yatay su çarkı
breast-wall n. göğüs duvarı
breast beam n. gergi mili
breast board n. saban demirinin üzerine tutturulmuş kavisli demir levha
Textile
breast dart n. göğüs pensi
breast girth n. bayan göğüs çevresi
breast girth n. göğüs çevresi
breast seam n. göğüs dikişi
breast line n. göğüs hattı
breast pocket handkerchief n. peto cep mendili
breast girth (female) n. göğüs çevresi (kadın)
Construction
breast wall n. göğüs yüksekliğinde duvar
breast-wall n. dayanak duvarı
breast-wall n. korkuluk duvar
breast-wall n. kaplama duvar
window breast n. pencere eteği
breast wall n. istinat duvarı
breast wall n. istinad duvarı
breast auger n. göğüs matkabı ucu
chimney-breast n. şöminenin inşa edildiği duvardaki yatay çıkıntı
Marine
breast fast n. gemi bağlama halatı
breast fast n. yoma
breast fast n. borda halatı
breast line n. geminin omuzluklarından baş kıç hattına dik olarak verilen koltuk halatı
breast rope v. denizleri bordaya almak
breast in v. (nesneyi) bir çıkıntı altına sıkıca bağlamak
breast off v. (gemiyi) iskeleden yana doğru itmek
breast off v. (gemiyi) kerestelerle iskeleden uzak tutmak
Mining
breast stoping n. cevherin neredeyse dikey bir cepheden kırıldığı madencilik şekli
Medical
tubular carcinoma of breast n. memenin tübüler karsinomu
breast feeding n. anne sütü ile beslenme
breast diseases n. meme hastalıkları
comedocarcinoma of breast n. memenin komedo karsinomu
cystosarcoma phyllodes of breast n. bir meme tümörü
lobular carcinoma of breast n. memenin lobüler karsinomu
breast imaging unit n. meme görüntüleme ünitesi
hereditary breast n. herediter meme
paget’s disease of breast n. memenin paje hastalığı
inflammatory carcinoma of breast n. memenin inflamatuar karsinomu
breast neoplasms n. meme tümörleri
breast and endocrine surgery n. meme ve endokrin cerrahisi
giant cell carcinoma of breast n. dev hücreli meme karsinomu
fibrocystic disease of breast n. fibrokistik meme hastalığı
breast bone n. göğüs kemiği
intraductal carcinoma of breast n. memenin intraduktal karsinomu
breast parenchyma n. meme parankimi
ductal carcinoma of breast n. memenin duktal karsinomu
fibrocystic breast disease n. memenin fibrokistik hastalığı
breast reduction n. göğüs küçültme
breast enlargement n. göğüs büyütme
implantable breast prosthesis n. implante edilebilir meme protezi
gross cystic disease of breast n. kistik meme hastalıkları
chicken breast n. güvercin göğüsü
pigeon breast n. güvercin göğüsü
breast implant n. göğüs implantı
silicone breast protheses n. silikonlu meme protezleri
pigeon breast n. dar ve çıkıntılı göğüs tahtası
breast drill n. göğüs matkabı
breast self examination n. kendi kendine meme muayenesi
clinical breast examination n. klinik meme muayenesi
breast tenderness n. meme hassasiyeti
breast biopsy n. meme/göğüs biyopsisi
breast biopsy procedure n. göğüs/meme biyopsisi prosedürü
breast-feeding duration n. emzirme süresi
screening programs for early detection of breast cancer n. meme kanseri erken tanı tarama programları
breast cancer frequency n. meme kanseri sıklığı
breast self-examination n. kendi kendine meme muayenesi
breast cancer screening n. meme kanseri taraması
breast imaging and reporting data system n. meme görüntüleme ve raporlama veri sistemi
breast milk n. anne sütü
extended breast-feeding n. anne sütüyle beslenme döneminin uzatılması
early breast cancer n. erken evre meme kanseri
breast cancer risk assessment n. meme kanseri risk değerlendirmesi
hereditary breast cancer n. kalıtsal meme kanseri
woman with no family history of breast cancer n. ailesinde herhangi bir meme kanseri geçmişi olmayan kadın
treatment of early breast cancer n. erken evre meme kanseri tedavisi
breast cancer survivors n. meme kanserinden kurtulanlar
male breast cancer n. erkek meme kanseri
breast-conserving surgery n. meme koruyucu ameliyat
pharmacologic treatment of breast cancer n. meme kanserinin farmakolojik tedavisi
hormone receptor-positive male breast cancer n. hormon reseptörü pozitif erkek meme kanseri
breast tenderness and swelling n. memelerde hassasiyet ve dolgunluk
breast engorgement n. meme angorjmanı
breast refusal n. memeyi red
human breast milk n. anne sütü
breast refusal n. bebeğin memeyi reddetmesi
discontinuing breast-feeding n. emzirmenin kesilmesi
risks scores of breast cancer and osteoporosis n. meme kanseri ve osteoporoz risk değerleri
risk of breast carcinoma n. meme kanseri riski
invasive breast carcinoma n. invaziv meme karsinomu
breast-milk substitutes n. anne sütü yerine geçen ürünler
international code for marketing of breast-milk substitutes n. anne sütü yerine geçen ürünlerin pazarlanması ile ilgili uluslararası yasa
lobular carcinoma of the breast n. memenin lobüler karsinomu
metastatic breast carcinoma n. metastatik meme karsinomu
breast carcinoma metastatic to renal cell carcinoma n. böbrek hücreli kansere metastaz yapmış meme karsinomu
breast carcinomas n. meme karsinomları
patient with breast tuberculosis n. meme tüberkülozlu hasta
proliferation of male breast glandular tissue n. erkek memesindeki glandüler dokunun büyümesi
fibrocystic disease of the breast n. memenin fibrokistik hastalığı
exclusively breast-fed newborn infant n. tek başına anne sütüyle beslenen yenidoğan
breast feeding period n. emzirme dönemi
non-palpable breast lesion n. ele gelmeyen meme lezyonu
non-palpable breast lesion n. palpe edilemeyen meme lezyonları
breast pump n. göğüs pompası
spindle cell adenomyoepithelioma of the breast n. memenin iğsi hücreli adenomiyoepitelyoması
inflammation of a breast n. göğüs iltihaplanması
inflammation of a breast n. meme iltihaplanması
breast inflammation n. meme iltihaplanması
breast inflammation n. göğüs iltihaplanması
brawny breast induration n. kaslı meme sertleşmesi
breast induration n. meme sertleşmesi
tear-drop shaped silicone breast prosthesis n. gözyaşı damlası şekli silikon meme protezi
silicone breast prosthesis n. silikon meme protezi
breast augmentation n. göğüs büyütme
hereditary breast and ovarian cancer syndrome n. herediter meme over kanser sendromu
breast symmetry n. meme simetrisi
breast mound n. meme tümseği
breast shape n. areola içi kesi
breast symmetry n. göğüs simetrisi
gel filled breast implant n. jel dolu meme protezi
breast shape n. meme şekli
vitamins in the breast milk n. anne sütündeki vitaminler
minerals in the breast milk n. anne sütündeki mineraller
breast cyst fluid n. meme kist sıvısı
breast cancer cells n. meme kanseri hücreleri
primary squamous cell carcinoma of the breast n. primer yassı hücreli meme karsinomu
late breast cancer metastase n. geç dönem meme kanseri metastazi
inflammatory carcinoma of the breast n. inflamatuar meme karsinomu
pyoderma gangrenosum localized on the breast n. memede yerleşen piyoderma gangrenozum
patient with methastatic breast cancer n. metastatik meme kanserli hasta
leiomyosarcoma of the breast n. meme leiomiyosarkomu
warfarin-induced chest wall and breast hematoma n. warfarine bağlı göğüs duvarı ve memede hematom
solitary breast metastasis n. soliter meme metastazı
breast engorgement n. memenin şişmesi
breast lifting n. meme dikleştirme
breast lifting n. göğüs kaldırma
breast lifting n. meme kaldırma
breast lift surgery n. meme dikleştirme
breast lift surgery n. göğüs kaldırma
breast lift surgery n. meme kaldırma
breast augmentation n. meme büyütme
breast-milk substitutes n. anne sütü muadilleri
Anatomy
breast bone n. göğüs kemiği
Psychology
good breast n. iyi meme
bad breast n. kötü meme
Pathology
unspecified lump in breast n. memede tanımlanmamış kitle
other specified disorders of breast n. memenin tanımlanmış diğer bozuklukları
breast engorgement of newborn n. yenidoğanın meme şişmesi
lower inner quadrant breast n. meme alt iç kadranı
hypertrophy of breast n. memenin hipertrofisi
other signs and symptoms in breast n. memede diğer belirti ve semptomlar
solitary cyst of breast n. memenin soliter kisti
atrophy of breast n. memenin atrofisi
neonatal difficulty in feeding at breast n. yenidoğanın meme emmesinde güçlük
fat necrosis of breast n. memenin yağ nekrozu
fibrosclerosis of breast n. memenin fibrosklerozu
inflammatory disorders of breast n. memenin enflamatuvar bozuklukları
malignant neoplasm of central portion breast n. meme merkezi kısmı malign neoplazmı
fibroadenosis of breast n. memenin fibroadenozisi
upper inner quadrant breast n. meme üst iç kadranı
accessory breast n. aksesuar meme
lower outer quadrant breast n. meme alt dış kadranı
upper outer quadrant breast n. meme üst dış kadranı
chicken breast n. güvercin göğsü
chicken breast n. kunduracı göğsü
breast pang n. göğüs sıkışması
broken breast n. meme bezinin olmaması
pidgeon breast n. güvercin göğsü hastalığı
cystic breast disease n. memede kist oluşumu
fibrocystic disease of the breast n. fibrokistik meme hastalığı
Gastronomy
breast of lamb n. kuzu döşü
veal breast n. dana döşü
breast of beef n. sığır döşü
chicken breast n. piliç göğsü
stuffed breast of veal n. dana döşü sarması
stuffed breast n. döş sarması
chicken breast with white pudding n. tavuk göğsü
smoked goose-breast n. füme kaz göğsü
breast of veal n. dana döş
Agriculture
breast board n. toprağı kaldırıp çeviren saban demirinin üzerine eklenmiş kavisli demir levha
Sport
breast protector n. göğüs koruyucu
Printery
breast roll n. göğüs valsi
Slang
b and b (breast and buttock) expr. meme göt ortada kadın
b and b (breast and buttock) expr. her yeri ortada kadın