flank - Turkish English Dictionary
History

flank

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "flank" in Turkish English Dictionary : 45 result(s)

English Turkish
General
flank n. cenah
flank n. kara kullanım
flank n. böğür
flank n. yan taraf
flank n. yan
flank n. kanat
flank v. yan taarruzu yapmak
flank v. yan tarafı korumak
flank v. yan saldırısı yapmak
flank v. yanmak
flank v. yanında olmak
flank v. yandan kuşatmak
flank v. kanattan saldırmak
flank v. yandan desteklemek
flank v. her iki yanında olacak şekilde iki koldan eşlik etmek
flank v. yanlamak
flank v. yan tarafa yerleştirilmek
flank v. yan tarafta hareket etmek
flank v. yana doğru ilerlemek
flank v. yanında ilerlemek
flank v. yanında konumlanmak
flank v. (bir şeyin) yanında durmak
flank v. iki taraftan çevrelemek
flank v. her iki tarafına da yerleştirmek
flank adj. bitişik
Industry
flank n. hayvanın kanadı veya karnından elde edilen deri
Technical
flank n. yanak
flank n. çark dişinin alt kısmının profili
flank n. çark dişinin alt kısmı ile diş açıklığı dairesi arasında kalan bölüm
flank n. vida dişinin temas eden yüzü
flank n. kesici aletlerde keskin yan kısımla kesişen kenar
Mechanic
flank n. dış yanı
flank n. serbest yüzey
Construction
flank n. hatil
Automotive
flank n. açma/kapama yanı
flank n. diş yanı
Marine
flank n. cenah
flank n. kanat
flank n. tabya koltuğu
Anatomy
flank n. insan ve hayvanlarda en alttaki kaburga ile kalça arasındaki etli kısım
Gastronomy
flank n. böğür
flank n. pençata
flank n. hayvanın böğründen kesilmiş et
Geology
flank n. antiklinal ve senkinallerde kanatlar
Military
flank n. kanat

Meanings of "flank" with other terms in English Turkish Dictionary : 69 result(s)

English Turkish
General
flank attack n. kanat taarruzu
flank [obsolete] v. kaçmak
flank [obsolete] v. paçayı kurtarmak
Phrasals
flank on n. yanına/yanında konumlandırmak
flank upon (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanına/yanında konumlandırmak
flank on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanına/yanında konumlandırmak
Technical
flank wall n. alın duvarı
convex cam flank n. dışbükey sağrı
tooth flank n. diş yanağı
tooth flank n. diş yanı
concave cam flank n. içbükey kam sağrı
cam flank n. kam sağrısı
tangential cam flank n. konveks sağrı
flank joint n. kuşatma kaynak
flank wear n. yan aşınması
flank wear n. yanak aşınması
flank wall n. yan duvar
Mechanic
modified flank infeed n. iyileştirilmiş eğik ilerleme
flank wear n. serbest yüzey aşınması
Construction
flank front n. yan cephe
flank front n. yanyüz
Automotive
leading flank n. açma yanı
tooth flank n. diş yanı
hollow flank n. iç bükey rampa
trailing flank n. kapama yanı
Medical
flank pain n. böğür ağrısı
flank pain n. yan ağrısı
Veterinary
flank tendon n. böğür kirişi
Gastronomy
flank steak n. pançeta
flank steak n. sığırın böğründen kesilmiş et
Physics
flank face n. yan yüzey
Environment
flank eruption n. kanat püskürmesi
Military
exposed flank n. açık yan
unsupported flank n. açık yan
open flank n. açık yan
supported flank n. desteklenmiş yan
unsupported flank n. desteklenmemiş yan
supported flank n. kapalı yan
flank attack n. kanat taarruzu
flank zone n. kanatlar bölgesi
flank unit n. kanat birliği
left flank n. sol yan
flank wind n. yan rüzgar
flank spotting n. yan gözetleme
flank protective fire n. yan koruma ateşi
flank attack n. yan saldırısı
flank guard n. yan koruyucu
flank attack n. yandan kuşatma
flank observation n. yan gözetleme
flank attack n. yan taarruzu
flank guard n. yancı
flank patrol n. yan keşif kolu
flank observer n. yan gözetleyici
flank security n. yan emniyeti
oblique flank n. perdede karşı burcun ateşinin görülebileceği bölüm
flank attack n. ordu veya birliklerin kanadına yapılan saldırı
flank company n. taburun sağına veya soluna sıralanmış belirli sayıdaki birlik
flank defense n. yapıyı düşmanın doğrudan ateşine karşı korumak için diğer yapılardan açılan ateşlerle savunma
flank en potence n. sağ veya sol kanadın safın dışına taşan bölümlerine verilen ad
flank files n. bölük veya taburun sağındaki ilk asker ile solundaki son asker
flank guard n. hareket halindeki veya duran bir kuvvetin kanadını düşmandan koruyan unsur
flank guard n. ilerleyen bir kuvvetin kanadının korunmasından sorumlu müfreze
flank march n. düşman birliklerini döndürmek veya düşmana yandan saldırmak için düşman konumuna paralel veya dik şekilde yapılan ilerleme
flank movement n. düşmanın kanadının döndürülmesi veya ordunun yeni bir pozisyon alması için ilerlemede yapılan değişiklik
flank patrol n. ordunun ilerlediği sıradan bağımsız hareket edip kanatlarda devriye gezen müfrezeler
envelop a flank v. kenardan kuşatmak
Sport
flank circle n. çevirme hareketi
flank speed n. son sürat
flank attack n. yan hücum