Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
glance
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"glance"
in Turkish English Dictionary : 54 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
glance
n.
kısa bakış
2
Common Usage
glance
n.
bakış
3
Common Usage
glance
n.
kısaca bakış
4
Common Usage
glance
v.
göz atmak
General
5
General
glance
n.
parıltı
6
General
glance
n.
sıyırma
7
General
glance
n.
ima
8
General
glance
n.
nazar
9
General
glance
n.
göz
10
General
glance
n.
göz atma
11
General
glance
n.
(krikette) topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek için eğik sopa ile yapılan vuruş
12
General
glance
v.
parıldamak
13
General
glance
v.
göz gezdirmek
14
General
glance
v.
bakıvermek
15
General
glance
v.
bakmak
16
General
glance
v.
göz atmak
17
General
glance
v.
sekmek
18
General
glance
v.
(ışık huzmesinin) yansıtıcı bir yüzeye eğik şekilde çarpıp açı yaparak yansımak
19
General
glance
v.
ışığın aralıklı olarak hızla parlamasına sebep olacak ani hareketler yapmak
20
General
glance
v.
sürekli parlak ışınımlar yaparak parlamak
21
General
glance
v.
ışık saçmak
22
General
glance
v.
tesadüfen bahsetmek
23
General
glance
v.
yüzeysel olarak bahsetmek
24
General
glance
v.
kinayeli konuşmak
25
General
glance
v.
ima etmek
26
General
glance
v.
bir şeye eleştirel üslupla değinmek
27
General
glance
v.
bir şeyi lafı uzatmadan hicvetmek
28
General
glance
v.
bir şeyi detayına girmeden eleştirmek
29
General
glance
v.
verev gitmesini sağlamak
30
General
glance
v.
(mızrak, taş, kurşun) yüzeyden sekecek şekilde fırlatmak veya atmak
31
General
glance
v.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirerek oynamak
32
General
glance
v.
bolca parıltı vermek
33
General
glance
v.
çok parlak hale getirmek
34
General
glance
v.
oblik sekecek şekilde fırlatmak
35
General
glance
v.
oblik sekecek şekilde vurmak
36
General
glance
v.
şöyle bir bakmak
Technical
37
Technical
glance
n.
metalik parlaklığı maden cevheri
38
Technical
glance
n.
pırıltılı mineral
39
Technical
glance
v.
bakmak
40
Technical
glance
v.
göz atmak
Informatics
41
Informatics
glance
n.
ekranda yer alan ve bir bakışta anlaşılabilen bilgi
Optics
42
Optics
glance
n.
yansıtıcı bir yüzeye eğik şekilde çarpıp açı yaparak yansıyan ışık huzmesi
43
Optics
glance
n.
ışın
Sport
44
Sport
glance
v.
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek
Football
45
Football
glance
v.
topa kafayla hafifçe vurmak
46
Football
glance
v.
ustalıkla kafa vuruşu yapmak
Archaic
47
Archaic
glance
n.
hızlı şekilde yapılan çapraz hareket
48
Archaic
glance
n.
yönünden sapmış etki
49
Archaic
glance
n.
yönünden sapmış darbe
50
Archaic
glance
n.
kısa ve hicivci atıf
51
Archaic
glance
n.
laf dokundurma
52
Archaic
glance
v.
(konuşurken veya yazarken) bir konudan diğerine atlamak
53
Archaic
glance
v.
dolaylı olarak hedef almak
54
Archaic
glance
v.
çıtlatmak
Meanings of
"glance"
with other terms in English Turkish Dictionary : 210 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
glance at
n.
ima
2
General
a cursory glance
n.
göz gezdirme
3
General
a sidelong glance
n.
yan yan bakma
4
General
first glance
n.
ilk bakış
5
General
farewell glance
n.
veda bakışı
6
General
contents at a glance
n.
bir bakışta içindekiler
7
General
life at a glance
n.
bir bakışta hayat
8
General
furtive glance
n.
gizlice göz gezdiriş
9
General
furtive glance
n.
kaçamak bakış
10
General
incisive glance
n.
delici bakış
11
General
incisive glance
n.
keskin bakış
12
General
lightning glance
n.
anlık delici bakış
13
General
side-glance
n.
yana bakış
14
General
side-glance
n.
yan bakış
15
General
side-glance
n.
üstünkörü inceleme
16
General
side-glance
n.
dolaylı atıf
17
General
side-glance
n.
dokundurma
18
General
glance each other
v.
bakışmak
19
General
throw a glance at
v.
şöyle bir bakmak
20
General
shoot a glance
v.
göz atmak
21
General
cast a glance
v.
şöyle bir bakmak
22
General
glance over
v.
göz atmak
23
General
glance off
v.
sıyırıp geçmek
24
General
take a glance
v.
şöyle bir bakmak
25
General
glance over
v.
göz gezdirmek
26
General
take a glance at
v.
göz gezdirmek
27
General
flash a glance
v.
göz atmak
28
General
take a glance at
v.
göz atmak
29
General
throw a glance at
v.
bakış atmak
30
General
glance at
v.
göz gezdirmek
31
General
cast a glance
v.
bir göz atmak
32
General
shoot a glance
v.
göz gezdirmek
33
General
glance at
v.
göz atmak
34
General
glance off
v.
sıyırmak
35
General
take in the scene at a glance
v.
durumu hemen kavramak
36
General
capture a glance
v.
ilgisini çekmek
37
General
capture a glance
v.
dikkatini çekmek
38
General
glance at the watch
v.
saate bakmak
39
General
glance through
v.
göz gezdirmek
40
General
glance over
v.
üstünden şöylesine geçmek
41
General
see at a glance
v.
ilk bakışta görmek
42
General
glance [obsolete]
v.
verevine hızla hareket etmek
43
General
glance (at)
v.
(yazı veya konuşmada) bir konuya kısaca veya dolaylı olarak değinmek
44
General
glance [obsolete]
v.
üstü kapalı bir şekilde bahsetmek
45
General
glance [obsolete]
v.
kısaca zikretmek
46
General
glance [obsolete]
v.
sıyırıp geçmek
47
General
glance [obsolete]
v.
ucundan dokunmak
48
General
side-glance
v.
yandan bakmak
49
General
at a single glance
adv.
tek bakışta
50
General
at a single glance
adv.
bir bakışta
51
General
at first glance
adv.
ilk bakışta
Phrasals
52
Phrasals
glance back
v.
arkasına bir göz atmak
53
Phrasals
glance down
v.
aşağıdaki bir şeye bakmak
54
Phrasals
glance down
v.
aşağıya bakmak
55
Phrasals
steal a glance at someone
v.
birine gözünün ucuyla bakmak
56
Phrasals
glance round
v.
çevresine göz atmak
57
Phrasals
glance round
v.
çabucak çevresine bakmak
58
Phrasals
glance at
v.
göz atmak
59
Phrasals
glance round
v.
etrafına bakmak
60
Phrasals
glance through
v.
hızla göz atmak
61
Phrasals
glance down
v.
göz gezdirerek okumak
62
Phrasals
glance at
v.
göz ucuyla bakmak
63
Phrasals
glance over
v.
hızla okumak
64
Phrasals
glance through
v.
hızla okumak
65
Phrasals
glance over
v.
hızla göz gezdirmek
66
Phrasals
glance down
v.
hızla okumak
67
Phrasals
glance over
v.
hızla göz atmak
68
Phrasals
glance through
v.
hızla göz gezdirmek
69
Phrasals
glance at
v.
gözünün ucuyla bakmak
70
Phrasals
glance up from (newspaper etc.)
v.
kafasını okuduğu gazeteden vb. kaldırıp kısa bir süre bakmak
71
Phrasals
glance off
v.
sıyırıp geçmek
72
Phrasals
glance around
v.
(etrafa) bakınmak
73
Phrasals
glance down
v.
utanmak
74
Phrasals
glance down
v.
utanarak başını eğmek
75
Phrasals
glance back
v.
arkasını hızlıca kolaçan etmek
76
Phrasals
glance back
v.
arkaya dönüp bir göz atmak
77
Phrasals
glance back
v.
dönüp birine bakmak
78
Phrasals
glance back
v.
bakışlarını birine çevirmek
79
Phrasals
glance back
v.
kendine bakan birine bakışlarını çevirmek
80
Phrasals
glance back
v.
kendine bakan birine dönüp hızlıca/bir anlığına bakmak
81
Phrasals
glance back
v.
hızlıca dönüp arkasındakine bakmak
82
Phrasals
glance down
v.
utanarak/utancından yere bakmak
83
Phrasals
glance down
v.
utanarak başını yere/önüne eğmek
84
Phrasals
glance down
v.
utancından başını/bakışlarını yerden kaldırmamak
85
Phrasals
glance around (some place)
v.
(bir yere) şöyle bir bakmak
86
Phrasals
glance around (some place)
v.
(bir yere) hızlıca göz atmak
87
Phrasals
glance around (some thing or place)
v.
(bir şeye/yere) şöyle bir bakmak
88
Phrasals
glance around (some thing or place)
v.
(bir şeye/yere) hızlıca göz atmak
89
Phrasals
glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
90
Phrasals
glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızlıca göz atmak/bakmak
91
Phrasals
glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızlıca bir bakış atmak/göz gezdirmek
92
Phrasals
glance away
v.
yön değiştirmek
93
Phrasals
glance away
v.
falso yapmak
94
Phrasals
glance back at (someone or something)
v.
arkasındaki (birine/bir şeye) bir göz atmak
95
Phrasals
glance back at (someone or something)
v.
arkasındaki (birini/bir şeyi) hızlıca kolaçan etmek
96
Phrasals
glance back at (someone or something)
v.
dönüp (birine/bir şeye) bakmak
97
Phrasals
glance back at (someone or something)
v.
hızlıca dönüp arkasındaki (birine/bir şeye) bakmak
98
Phrasals
glance back at (someone or something)
v.
bakışlarını (birine/bir şeye) çevirmek
99
Phrasals
glance back at (someone or something)
v.
bakışlarını (birine/bir şeye) yöneltmek
100
Phrasals
glance down (at something)
v.
aşağıdaki (bir şeye) bakmak
101
Phrasals
glance down (at something)
v.
başını eğip (bir şeye) bakmak
102
Phrasals
glance down at (someone or something)
v.
aşağıdaki (birine/bir şeye) bakmak
103
Phrasals
glance down at (someone or something)
v.
başını eğip (birine/bir şeye) bakmak
104
Phrasals
glance off (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) sekmek
105
Phrasals
glance off (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) sekerek sıçramak
106
Phrasals
glance off (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) sekerek gitmek
107
Phrasals
glance off (of) (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) sekmek
108
Phrasals
glance off (of) (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) sekerek sıçramak
109
Phrasals
glance off (of) (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) sekerek gitmek
110
Phrasals
glance over (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz gezdirmek
111
Phrasals
glance over (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz atmak
112
Phrasals
glance over (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstünden şöylesine geçmek
113
Phrasals
glance over (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızla göz gezdirmek
114
Phrasals
glance over (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızla göz atmak
115
Phrasals
glance over at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz ucuyla bakmak
116
Phrasals
glance over at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz atmak
117
Phrasals
glance over at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızla göz atmak
118
Phrasals
glance over at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şöylesine bir bakmak
119
Phrasals
glance over at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızlıca göz atmak
120
Phrasals
glance through (something)
v.
(bir şeye) göz gezdirmek
121
Phrasals
glance through (something)
v.
(bir şeye) şöyle bir göz gezdirmek/atmak
122
Phrasals
glance through (something)
v.
(bir şeyi) şöyle bir okumak
123
Phrasals
glance through (something)
v.
(bir şeye) hızlıca göz atmak
124
Phrasals
glance around (some place)
v.
(bir yere) hızlıca göz gezdirmek
125
Phrasals
glance around (some thing or place)
v.
(bir şeye/yere) hızlıca göz gezdirmek
Phrases
126
Phrases
glance away
v.
gözlerini kaçırmak
127
Phrases
health at a glance
expr.
sağlığa kısa bir bakış
128
Phrases
at a glance
expr.
kısa bir bakışla
129
Phrases
at a glance
expr.
özet olarak
130
Phrases
at a glance
expr.
genel bir bakışla
Colloquial
131
Colloquial
a quick glance
n.
hızlıca bakma
132
Colloquial
a fleeting glance
n.
hızlıca bakma
133
Colloquial
a fleeting glance
n.
şöyle bir bakma
134
Colloquial
a quick glance
n.
şöyle bir bakma
Idioms
135
Idioms
fleeting glance
n.
hızlıca bakma
136
Idioms
fleeting glance
n.
şöyle bir bakma
137
Idioms
fleeting glance
n.
göz ucuyla bakma/görme
138
Idioms
dart a glance at
v.
bir an için hızla bakmak
139
Idioms
know at a glance that
v.
bir bakışta bilmek/anlamak
140
Idioms
steal a glance
v.
göz ucuyla bakmak
141
Idioms
dart a glance at
v.
göz atmak
142
Idioms
know at a glance that
v.
görür görmez bilmek/tanımak
143
Idioms
glance off
v.
sıyırmak
144
Idioms
dart a glance at
v.
şöyle bir göz atmak
145
Idioms
glance off
v.
sıyırıp geçmek
146
Idioms
dart a glance at
v.
şöyle bir göz gezdirmek
147
Idioms
steal a glance (at somebody/something)
v.
(birine/bir şeye) göz ucuyla bakmak
148
Idioms
steal a glance (at somebody/something)
v.
(birine/bir şeye) bir an bakıp geri dönmek
149
Idioms
steal a glance (at somebody/something)
v.
(birine/bir şeye) hızlıca bir bakış atmak
150
Idioms
steal a glance (at somebody/something)
v.
(birine/bir şeye) çaktırmadan bir bakış atmak
151
Idioms
steal a glance (at somebody/something)
v.
(birine/bir şeye) çaktırmadan göz ucuyla bakıvermek
152
Idioms
dart a glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızlı bir bakış atmak
153
Idioms
dart a glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
154
Idioms
dart a glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) anlık bir bakış atmak
155
Idioms
dart a glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şöyle bir göz atmak
156
Idioms
dart a glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şöyle bir göz gezdirmek
157
Idioms
dart a glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bir an için hızla bakmak
158
Idioms
know at a glance that (something is the case)
v.
(durumun ne olduğunu/aslını) bir bakışta bilmek/anlamak/görmek
159
Idioms
know at a glance that (something is the case)
v.
(durumun ne olduğunu/aslını) görür görmez tanımak/anlamak/fark etmek
160
Idioms
steal a glance at
v.
-e gözünün ucuyla bakmak
161
Idioms
steal a glance at
v.
-e bir an bakıp geri dönmek
162
Idioms
steal a glance at
v.
-e bir an bakıp geri dönmek
163
Idioms
steal a glance at
v.
'-e çaktırmadan bir bakış atmak
164
Idioms
steal a glance at
v.
'-e çaktırmadan göz ucuyla bakıvermek
165
Idioms
throw a glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakış atmak
166
Idioms
throw a glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
167
Idioms
without a backward glance
expr.
arkasına bakmadan
168
Idioms
without a backward glance
expr.
arkasına dönüp bakmadan
169
Idioms
without a backward glance
expr.
ardına bakmadan
170
Idioms
without a backward glance
expr.
ardına dönüp bakmadan
171
Idioms
at the first glance
expr.
ilk görünüşte
172
Idioms
at first glance
expr.
ilk bakışta
173
Idioms
at the first glance
expr.
ilk bakışta
174
Idioms
at first glance
expr.
ilk başta
175
Idioms
at first glance
expr.
ilk incelemede
176
Idioms
at first glance
expr.
ilk izlenim olarak
177
Idioms
at first glance
expr.
ilk izlenime göre
178
Idioms
at first glance
expr.
değerlendirmede
179
Idioms
at first glance/sight
expr.
ilk bakışta
180
Idioms
at first glance/sight
expr.
ilk görüşte
181
Idioms
at first glance/sight
expr.
ilk izlenime göre
182
Idioms
at first glance/sight
expr.
ön değerlendirmede
183
Idioms
at first glance/sight
expr.
ilk incelemede
184
Idioms
at first glance/sight
expr.
ilk başta
Technical
185
Technical
glance coal
n.
antrasit
186
Technical
silver glance
n.
argentit
187
Technical
glance lead
n.
galenit
188
Technical
silver glance
n.
gümüş pırıltısı
189
Technical
lead glance
n.
kurşun pırıltısı
Computer
190
Computer
at a glance
expr.
bir bakışta
Woodworking
191
Woodworking
glance wood
n.
küba'da yetişen bir ağacın sert ahşabı
Mining
192
Mining
copper glance
n.
bakır cevheri
193
Mining
brittle silver glance
n.
stefanit
194
Mining
glance cobalt
n.
kobalt süfarsenat
195
Mining
glance cobalt
n.
kobaltit
196
Mining
glance copper
n.
kalkosit
197
Mining
glance copper
n.
pırıltılı bakır
198
Mining
iron glance
n.
hematit
Chemistry
199
Chemistry
tellurium glance
n.
nagyagit
200
Chemistry
tellurium glance
n.
kara tellüryum
201
Chemistry
antimony glance
n.
antimon ışıltısı
202
Chemistry
silver glance
n.
argentit
203
Chemistry
silver-glance
n.
arjantit
204
Chemistry
bismuth glance
n.
bizmut ışıması
205
Chemistry
copper glance
n.
kalkosin
206
Chemistry
manganese glance
n.
mangan pırıltısı
207
Chemistry
copper glance
n.
sülfürlü bakır
208
Chemistry
bismuth glance
n.
bizmut sülfür
209
Chemistry
bismuth glance
n.
bizmutinit
Geology
210
Geology
copper glance
n.
bakır parıltısı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of glance
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy