itham - Turkish English Dictionary
History

itham



Meanings of "itham" in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
Common Usage
itham accusing n.
itham accusation n.
General
itham imputation n.
itham impeachment n.
itham charging n.
itham delation n.
itham indictment n.
itham allegation n.
itham inculpation n.
itham denunciation n.
itham charge n.
itham accusal n.
Trade/Economic
itham accusal n.
itham accusation n.
Law
itham accusal n.
itham fault n.
itham delation n.
itham official written accusation n.
itham clamor n.
itham accusation n.
itham bill of indictment n.
itham charging n.
itham imputation n.
itham incrimination n.
itham clamour n.
itham impeachment n.
itham impeach [obsolete] n.
Archaic
itham impression n.
Slang
itham beef n.

Meanings of "itham" with other terms in English Turkish Dictionary : 130 result(s)

Turkish English
Common Usage
itham etmek accuse v.
General
itham etme excoriating n.
itham etme accusation n.
itham eden accuser n.
itham edilemezlik unimpeachability n.
kişinin kendi kendini itham etmesi self-indictment n.
üstü kapalı/dile getirilmemiş itham unspoken accusation n.
üstü kapalı/dile getirilmemiş itham veiled accusation n.
itham etme accusal n.
itham eden kimse charger n.
itham eden kimse appeacher [obsolete] n.
itham eden denouncer n.
itham eden şey ill n.
itham edilebilirlik imputableness n.
ağır itham diatribe n.
kendini itham etme self-delation n.
asılsız itham surmise [obsolete] n.
itham etmek accuse v.
itham etmek allege v.
itham etmek impeach v.
itham etmek indict v.
itham etmek criminate v.
itham etmek delate v.
ile itham etmek be accused in v.
itham etmek impute v.
itham etmek charge with v.
itham etmek accriminate v.
itham etmek task v.
itham etmek tax v.
itham etmek challenge [obsolete] v.
itham etmek note [obsolete] v.
itham etmek trounce [scottish] v.
itham etmek attach [obsolete] v.
itham etmek object [obsolete] v.
itham etmek imply v.
itham etmek insimulate [obsolete] v.
itham etmek dite [obsolete] v.
itham etmek inculp v.
itham etmek peach [obsolete] v.
(mahkeme öncesi) itham etmek precondemn v.
(bir kimse veya şeyi) itham etmek stamp v.
itham edilmiş excoriated adj.
itham edici denunciatory adj.
hakkında herhangi bir suçlama veya itham bulunmayan sackless adj.
itham edici imputative adj.
itham edici accusatory adj.
itham eden accusatory adj.
itham edici accusatorial adj.
itham edilmeyen unaccused adj.
itham eden denunciative adj.
itham ederek accusatorially adv.
itham edilebilir bir şekilde imputably adv.
Phrasals
itham etmek lay on v.
açıkça/alenen olmakla suçlamak/itham etmek denounce (one) as (something) v.
açıkça/alenen olmakla suçlamak/itham etmek denounce someone as something v.
olmakla itham etmek condemn (someone or something) as (something) v.
olmakla itham etmek condemn someone as something v.
(birini ya da bir şeyi bir şeyle) itham etmek condemn (someone or something) as (something) v.
(birini ya da bir şeyi bir şeyle) itham etmek condemn (someone or something) for (something) v.
birini bir şeyle itham etmek condemn someone as something v.
birini bir şeyle itham etmek condemn someone for something v.
birini bir şey olmakla itham etmek denounce someone as something v.
(birini bir şeyle) itham etmek accuse (one) of (something) v.
birini bir şeyle itham etmek charge someone with something v.
olmakla itham etmek condemn as v.
ile itham etmek condemn for v.
(birini bir şeyle) itham etmek denounce (one) for (something) v.
olmakla suçlamak/itham etmek denounce as v.
ile itham etmek denounce for v.
Colloquial
itham ederek eleştirmek bash v.
Idioms
itham edilmek lie on the head of v.
Trade/Economic
itham etmek accuse v.
Law
itham eden accusant n.
itham etme accusement [obsolete] n.
mukabil itham recrimination n.
boşanma davasında davacının da aynı oranda suçlu olduğunu ifade eden karşı itham recrimination n.
yeniden itham etme reindictment n.
asılsız itham false charge n.
itham edilen suç alleged offence n.
itham davası işlemleri impeachment proceedings n.
itham eden accuser n.
itham eden delator n.
itham etme charging n.
karşıt itham counteraccusation n.
karşı itham counteraccusation n.
karşılıklı itham recrimination n.
karşılıklı itham reciprocal accusation n.
karşıt itham countercharge n.
kendi kendini itham etmeme ayrıcalığı (susma hakkı) privilege against self-incrimination n.
kendi kendini itham etmeme ayrıcalığı (susma hakkı) freedom from self-incrimination n.
kötü niyetli itham malicious accusation n.
memurun itham edilmesi impeachment n.
mukabil itham countercharge n.
mukabil itham counteraccusation n.
verdiği ifadeyi baz olarak tanığı itham etme impeachment of witness n.
yalan şahitlik suçlamasıyla itham impeach n.
(mahkeme kararı uygulanmadan önce) alenen asi olarak itham etme denunciation [scotland] n.
itham eden kimse impeacher n.
aldatma ile itham edilen müşterek davalı corespondent n.
aldatma ile itham edilen müşterek davalı co-respondent n.
yeniden itham etmek reindict v.
bir suçla itham etmek impeach v.
itham etmek incriminate v.
itham etmek emplead v.
itham etmek retare v.
itham etmek allege v.
itham etmek rectare v.
itham etmek fault v.
itham etmek delate v.
itham etmek impute v.
itham etmek adjudge v.
itham etmek indict v.
itham etmek attaint v.
itham etmek impeach v.
itham etmek inculpate v.
ile itham etmek charge with v.
itham etmek accuse v.
memuru itham etmek impeach v.
itham etmek endict v.
itham edici accusatorial adj.
itham edilen accused adj.
itham edilmeyen uncharged adj.
itham ederek accusatorially adv.
Politics
ikinci dünya savaşı'nın sonlarından itibaren fransa'nın almanya tarafından işgali esnasında (1941-44) işgalciyle işbirliği yapmakla itham edilen aydın ve siyasetçilerin kamusal hayattan tasfiyesi epuration n.
komünistlikle itham etmek redbait v.
itham etmek charge v.
Archaic
kanun maddesine dayanarak itham etmek article v.
itham etmek endict v.
itham etmek implead v.
itham edilebilir imputable adj.