kükürt - Turkish English Dictionary
History

kükürt



Meanings of "kükürt" in English Turkish Dictionary : 11 result(s)

Turkish English
Common Usage
kükürt sulphur n.
General
kükürt brimstone n.
kükürt sulfur n.
Technical
kükürt sulphur n.
kükürt sulfur n.
Automotive
kükürt sulfur n.
Food Engineering
kükürt sulphur n.
kükürt sulfur n.
Chemistry
kükürt sulfur n.
kükürt sulphur n.
kükürt quebrith n.

Meanings of "kükürt" with other terms in English Turkish Dictionary : 230 result(s)

Turkish English
General
kükürt kaynağı solfatara n.
bakır veya gümüşle karışık siyah kükürt alaşımı niello n.
kükürt içerme sulphureity n.
kükürt dioksitle işlemek sulphite v.
kükürt renginde sulfur adj.
kükürt sarısı renkte sulfury adj.
kükürt renginde sulfur-yellow adj.
kükürt renginde sulphury adj.
kükürt renginde sulphur-yellow adj.
Politics
deniz yakıtlarının kükürt içeriği direktifinin uygulanması komitesi committee for the implementation of the directive on sulphur content in marine fuels n.
Technical
amorf kükürt amorphous sulphur n.
baumann kükürt baskısı baumann sulphur printing n.
baca gazını kükürt oksitlerinden arındırma flue gas desulphurization n.
baca gazı kükürt arıtma tesisi flue gas desulphurization plant n.
büyük miktarda kükürt ile işlenmiş lastik vulcanite n.
demir-kükürt-karbon alaşım dizgesi iron-sulphur-carbon alloy system n.
demir-kükürt dengeli evre çizgesi iron-sulphur equilibrium phase diagram n.
dıştan kükürt giderme external desulphurization n.
doğal gazdaki toplam kükürt total sulfur in natural gas n.
ham kauçuğu kükürt veya onun bileşikleri ve ısı ile işleme vulcanisation n.
ham kauçuğu kükürt veya onun bileşikleri ve ısı ile işleme vulcanization n.
ham kauçuğu kükürt veya onun bileşikleri ve ısı ile işleme vulcanization n.
ham kauçuğu kükürt veya onun bileşikleri ve ısı ile işleme vulcanisation n.
kara kükürt black sulphur n.
kireçli kükürt limesulphur n.
kokulandırıcı olarak kullanılan organik kükürt bileşikleri organic sulfur compounds used as odorants n.
kuru yakma yoluyla toplam kükürt tayini determination of total sulfur by dry combustion n.
kükürt külçesi brimstone n.
kükürt dioksitin kütle derişimi mass concentration of sulfur dioxide n.
kükürt dioksit kopolimer sulphur dioxide copolymer n.
kükürt çiçekleri flowers of sulphur n.
kükürt dioksit içeren nemli ortam umid atmosphere containing sulfur dioxide n.
kükürt boyarmaddesi sulphur dyestuff n.
kükürt dioksit so2 -sulphur dioxide n.
kükürt dioksit içeren nemli ortamlarda renk kararlılığı colour stability in humid atmospheres containing sulfur dioxide n.
kükürt dioksit ile kirlenmiş atmosferin korozyon etkisi corrosive effect of atmosphere polluted with sulphur dioxide n.
kükürt giderme borusu desulphurization lance n.
kükürt giderici desulphurizer n.
kükürt denetimi sulphur control n.
kükürt çiçekleri flowers of sulfur n.
kükürt giderme desulphurization n.
kükürt baskı sulphur print n.
kükürt lekesi sulphur stain n.
kükürt baskısı alma sulphur printing n.
kükürt bakterileri sulfur bacteria n.
kükürt noktası sulphur point n.
kükürt bileşiği thio compound n.
kükürt çimentosu sulphur cement n.
kükürt dioksit sulphur dioxide n.
kükürt baskısı ile makrografik muayene macrographic examination by sulphur print n.
kükürt siyahı sulphur black n.
kükürt arıtma tesisi desulphurization plant n.
kükürt trioksit sulphur trioxide n.
kükürt bileşikleri sulphur compounds n.
kükürt yüzdesi sulfur percentage n.
kükürt bileşikleri sulfur compounds n.
kükürt dioksidin kütle derişimi mass concentration of sulfur dioxide n.
kükürtlü hidrojen veya organik kükürt bileşikleri içeren doğal gazlar natural gases containing hydrogen sulfide or organic sulphur compounds n.
kükürt karaciğeri liver of sulphur n.
kükürt kubbe sulphur dome n.
kükürt dioksit deneyi sulfur dioxide test n.
kükürt dolgulu ürün sulphur-impregnated product n.
kükürt dioksit kütle derişimi mass concentration of sulfur dioxide n.
kükürt baskı baumann print n.
kükürt giderme tesisi desulphurization plant n.
kükürt çiçekleri flowers of sulfure n.
mevcut organik kükürt miktarının hesaplanması calculating the amount of organic sulfur present n.
organik kükürt bileşikleri organic sulfur compounds n.
nemli kükürt deneyi humid sulfur test n.
potada kükürt giderme ladle desulphurization n.
sıvı pik kükürt giderme tesisi hot metal desulphurization plant n.
silisyum içeriği yüksek ve kükürt içeriği düşük olan pik demiri foundry pig iron n.
serbest kükürt free sulfur n.
sıvı pik kükürt gidermesi hot metal desulphurization n.
sürekli kükürt giderme dizgesi continuous desulphurization system n.
sürekli kükürt giderme continuous desulphurization n.
tam kükürt çıkartma dead roast n.
taş kömürü, kahverengi kömür, linyit ve kok kömürünün toplam kükürt muhtevası total sulfur content of hard coal, brown coal, lignite and coke n.
toprak numunelerindeki toplam kükürt total sulphur in soil samples n.
uçucu organik kükürt bileşikleri volatile organic sulphur compounds n.
yeniden kükürt katımı resulphurization n.
yüksek kükürt muhtevası high sulfur content n.
baryum, krom, oksijen ve kükürt içeren kristal şeklinde bir mineral hashemite n.
kükürt çapraz bağlanımı sulphur crosslinking n.
kükürt trioksit sulfuric acid [obsolete] n.
kükürt ile birleştirmek sulfurize v.
kükürt ile birleştirmek sulphurise v.
kükürt renkli sulphur coloured adj.
yeniden kükürt katımlı resulphurized adj.
Textile
kükürt odası sulphuring-stove n.
kükürt odası sulphuring room n.
kükürt odası sulphuring chamber n.
kükürt boyalarıyla boyanmış sulphur-dyed adj.
Dyeing
sarı renkli bir kükürt boyası thiochem sulfur yellow r n.
kükürt rengi sulfur n.
Automotive
kükürt dioksit sulfur dioxide n.
kükürt katalitik konvertörü sulfur catalytic converter n.
kükürt oksitler sulfur oxides n.
kükürt hekzaflörür sulfur hexafluoride n.
kükürt dioksit sulphur dioxide n.
Aeronautic
bileşik kükürt bound sulphur n.
Mining
kükürt trioksit sulfur trioxide n.
kükürt bileşikleri forms of sulphur n.
kükürt dioksit sulfur dioxide n.
silika, glusin, manganez, demir ve biraz da kükürt içeren sarımsı renkte bir mineral helvine n.
yeraltından kükürt çıkarılan maden ocağı sulfur mine n.
yeraltından kükürt çıkarılan maden ocağı sulphur mine n.
Pharmaceutics
kükürt atomunun, oksijen atomunun yerini aldığı uyku hapı thiobarbiturate n.
kükürt çiçeği flowers of sulphur n.
Food Engineering
damıtmayla toplam kükürt dioksit tayini determination of total sulfur dioxide by distillation n.
uçucu kükürt bileşikleri volatile sulfur compounds n.
Chemistry
nitrobenzen, güherçile, kükürt ve diyatomitten oluşan patlayıcı madde carbonite n.
hardal gazına benzeyip kükürt yerine azot ihtiva eden, kanser tedavisinde kullanılan bir bileşik nitrogen mustard n.
üç kükürt atomundan oluşan element veya radikal tersulfide n.
üç kükürt atomundan oluşan element veya radikal trisulfide n.
üç kükürt atomundan oluşan element veya radikal tersulphuret n.
dört kükürt atomu olan element veya radikalin ikili bileşiği tetrasulfide n.
molekülü içinde dört kükürt atomu içeren tiyonik asit tetrathionic acid n.
halkada hem kükürt hem de azot içeren üç temel heterosiklik bileşikten her biri thiazoline n.
zayıf azotlu bir kükürt bazı thialdine n.
halkasında dört karbon atomu, bir kükürt atomu ve bir azot atomu olan bileşikler sınıfı thiazine n.
kükürt içeren organik bir bileşik thiol n.
iki değerlikli kükürt monoksit grubundan oluşan thionyl n.
iki değerlikli kükürt monoksit grubunu içeren thionyl n.
molekülün asit kısmında beş değerlikli antimon ve kükürt içeren tuz thioantimonate n.
molekülün asit kısmında beş değerlikli antimon ve kükürt içeren ester thioantimonate n.
molekülün asit kısmında beş değerlikli antimon ve kükürt içeren tuz thioantimoniate n.
molekülün asit kısmında beş değerlikli antimon ve kükürt içeren ester thioantimoniate n.
molekülün asit kısmında üç değerlikli antimon ve kükürt içeren tuz thioantimonite n.
molekülün asit kısmında üç değerlikli antimon ve kükürt içeren ester thioantimonite n.
molekülün asit bölümünde beş değerlikli arsenik ve kükürt içeren tuz thioarsenate n.
molekülün asit bölümünde beş değerlikli arsenik ve kükürt içeren ester thioarsenate n.
molekülün asit bölümünde üç değerlikli arsenik ve kükürt içeren tuz thioarsenite n.
molekülün asit bölümünde üç değerlikli arsenik ve kükürt içeren ester thioarsenite n.
oksijenin kükürt ile değiştirildiği karbamoil formu olan tek değerlikli radikal thiocarbamoyl n.
oksijenin kükürt ile değiştirildiği karbamoil formu olan tek değerlikli radikal thiocarbamyl n.
karbonik asitteki oksijenin kükürt ile değiştirilmesiyle elde edilen bir asit thiocarbonic acid n.
karbonildeki oksijenin kükürt ile değiştirilmesiyle oluşan iki değerlikli bir radikal thiocarbonyl n.
her iki imino grubunun, kükürt atomları ile değiştirilmesi haricinde kimyasal yapıda olan, indigo benzeri kırmızı bir boya thioindigo n.
her iki imino grubunun, kükürt atomları ile değiştirilmesi haricinde kimyasal yapıda olan, indigo benzeri kırmızı bir boya thioindigo red b n.
ketondaki oksijenin kükürt ile değiştirildiği ve genel olarak kolayca polimerleşebilen bir bileşik thioketone n.
merkapto grubunu içeren bir kükürt asidi thiolic acid n.
ketondaki oksijenin kükürt ile değiştirildiği ve genel olarak kolayca polimerleşebilen bir bileşik thione n.
fosfor asitlerindeki bir veya daha fazla oksijen atomunun kükürt ile değiştirilmesiyle elde edilen bir dizi asit thiophosphoric acid n.
fosfor asitlerindeki bir veya daha fazla oksijen atomunun kükürt ile değiştirilmesiyle elde edilen bir dizi asit thiophosphorous acid n.
fosforildeki oksijenin kükürt ile değiştirilmesiyle elde edilen genellikle üç değerlikli radikal thiophosphoryl n.
ksantonun kükürt türevi olan, sarı renkli bir kristal keton thioxanthone n.
tek katman halinde bir yüzeyde biriken kükürt içeren hidrokarbon polimerleri alkanethiol n.
amorf kükürt amorphous sulphur n.
gaz halindeki kükürt bileşik gaseous sulphur compound n.
genel nem yoğuşması ile kükürt dioksit deneyi sulfur dioxide test with general condensation of moisture n.
hidrojenle kükürt giderme hydrodesulphurization n.
kokulu kükürt bileşikleri odoriferous sulphur compounds n.
korozif kükürt corrosive sulphur n.
mangan kükürt oranı manganese sulphur ratio n.
kükürt lekesi sulfur stain n.
kükürt içerik ölçeri sulphur content meter n.
kükürt giderme atıkları desulfurization effluents n.
kükürt boyarmadde sulfur dyestuff n.
kükürt siyahı sulphur black n.
kükürt sarısı sulphur yellow n.
kükürt bileşikleri sulphur compounds n.
kükürt dioksit ihtiva eden yoğuşmuş nemli ortama dayanım resistance to condensed moisture containing sulfur dioxide n.
kükürt dioksit sulphur dioxide n.
kükürt oksit sulphur oxide n.
kükürt diklorür sulphur dichloride n.
kükürt klorür sulphuryl chloride n.
kükürt dioksit kütle derişimi mass concentration of sulfur dioxide n.
kükürt bakterileri sulphur bacteria n.
kükürt tetraklorür sulphur tetrachloride n.
kükürt asidi thio acid n.
kükürt miktarı sulphur content n.
kükürt diklorür sulfur dichloride n.
kükürt klorür sulphur chloride n.
kükürt dioksit sulfur dioxide n.
kükürt sarısı sulfur dyestuff n.
kükürt boyarmaddesi sulphur dyestuff n.
potasyum hidroksitteki kükürt bileşikleri sulphur compounds in potassium hydroxide n.
reçineye benzeyen elastik bir kükürt çeşidi amorphous sulphur n.
kükürt elementi atomic number 16 n.
hayvan veya bitki yağı ile katran veya asfaltın bir araya gelip kükürt ile sertleşmesi sonucu oluşan bir bileşik kerite n.
simyada bir kükürt formu vegetable brimstone n.
tek kükürt atomlu sülfür protosulphide n.
dizi içerisinde en düşük kükürt içeren sülfür protosulphide n.
kükürt (di/tri) oksit sulfur oxide n.
genellikle kükürt dioksit ve klordan elde edilen keskin ve aşındırıcı bir sıvı sulfuryl chloride n.
kükürt trioksit sulphuric anhydride n.
kükürt dioksit sulphurous anhydride n.
kükürt dioksitle işlemek sulfite v.
kükürt eklemek sulphuret v.
kükürt ile doyurmak supersulphurize v.
sülfürik bileşiklerden daha düşük bir oksidasyon haline sahip kükürt içeren hyposulphuric adj.
bir tür kükürt asidine ait pentathionic adj.
kükürt ile birleştirilmiş sulphureted adj.
kükürt anlamı veren ön ek thia- pref.
kükürt anlamı veren ön ek thi- pref.
kükürt anlamı veren ön ek thio- pref.
sülfür (kükürt) anlamı veren ön ek thion- pref.
sülfür, kükürt anlamı veren ön ek thion- pref.
üç oksijen yerine üç kükürt atomu içeren anlamındaki ön ek trithio- pref.
kükürt anlamı veren ön ek sulf- pref.
kükürt anlamı veren ön ek sulfo- pref.
kükürt anlamı veren ön ek sulph- pref.
kükürt anlamı veren ön ek sulpho- pref.
halkasında karbonun yanı sıra kükürt ve bir element daha içeren bir onyum bileşiği anlamındaki son ek -thionium suf.
Biology
kükürt granülleri, bakteriyopurpurin veya her ikisini birden içeren çeşitli şekillerde bakterilerin oluşturduğu bir takım thiobacteriales n.
kükürt bileşiklerini metabolize edebilen bakteri thiobacterium n.
kükürt bileşiklerini metabolize edebilen bakteri sulfur bacterium n.
hidrojen sülfiti metabolizmasında hidrojen donörü olarak kullanan mor renkli kükürt bakterilerinden oluşan bir familya thiorhodaceae n.
hidrojen sülfiti metabolizmasında hidrojen donörü olarak kullanan mor renkli kükürt bakterilerinden oluşan bir cins thiospirillum n.
hareketli bir kükürt bakterisi familyası athiorhodaceae n.
hareketli bir kükürt bakterisi familyası family athiorhodaceae n.
Zoology
kükürt taçlı kakadu cacatua galerita n.
Botanic
kükürt öbeği mantarı falso chiodino n.
kükürt öbeği mantarı hypholoma fasciculare n.
kükürt öbeği mantarı sulphur tuft n.
Agriculture
kükürt körüğü sulphuring apparatus n.
kükürt körüğü sulphurateur n.
Apiculture
kükürt fişeği sulphur cartridge n.
Environment
kükürt döngüsü sulfur cycle n.
kükürt dioksit ihtiva eden nemli atmosferlere dayanım deneyi determination of resistance to humid atmospheres containing sulfur dioxide n.
kükürt dioksit kirliliği sulphur dioxide pollution n.
kükürt giderme desulphurisation n.
kükürt giderme desulfurization n.
kükürt diyoksitten kaynaklanan hava kirliliği air pollution caused by sulfur dioxide n.
sülfür kükürt dioksit sulfur dioxide n.
genellikle çam ormanlarından rüzgarla uzaklara taşınan kükürt görünümlü sarı polen yağmurları sulphur showers n.
Geology
gümüş, germanyum ve kükürt içeren nadir bir mineral argyrodite n.
Ornithology
kükürt taçlı kakadu sulphur-crested cockatoo (kakatoe galerita) n.
kükürt taçlı kakadu white cockatoo n.