kapsamında - Turkish English Dictionary
History

kapsamında



Meanings of "kapsamında" in English Turkish Dictionary : 5 result(s)

Turkish English
General
kapsamında within adv.
kapsamında within prep.
kapsamında as part of prep.
Phrases
kapsamında within the scope of expr.
kapsamında within the context of expr.

Meanings of "kapsamında" with other terms in English Turkish Dictionary : 84 result(s)

Turkish English
General
mayıs ayındaki bahar kutlamalar kapsamında düzenlenen eğlence may game n.
1 mayıs kutlamaları kapsamında yürütülen spor faaliyetlerinin yapıldığı açık alanın tam ortasına konulan, çiçeklerle kaplanmış uzun sırık may pole n.
(birleşik krallık) yerel eğitim idaresi tarafından sosyal yardım kapsamında ihtiyaç sahibi öğrencilere verilen süt school milk n.
kapsamında yer almak be within the scope of v.
kapsamında yer almak take place in the scope of v.
kapsamında olmak be in the scope of v.
şike soruşturması kapsamında gözaltına alınmak be detained under allegations of match-fixing v.
28 şubat soruşturması kapsamında tutuklanmak be arrested within the scope of Feb. 28 investigation v.
soruşturma kapsamında tutuklanmak be arrested within the scope of investigation v.
işçi sendikası eylemi kapsamında boykot etmek black [uk] v.
yetkisi kapsamında sahip olmak compass v.
suç kapsamında olmayan nonincriminating adj.
garanti kapsamında olmayan nonwarrantable adj.
kapsamında olmayan unimplicate adj.
kuralların kapsamında olmayan extraregular adj.
sözleşme kapsamında olan contract adj.
Phrasals
(bir şey) kapsamında tutmak keep within (something) v.
(bir şey) kapsamında yer almak fall within (something) v.
müktesep/kazanılmış hakların korunması ilkesi kapsamında birini/bir şeyi korumak grandfather someone or something in v.
önceden kazanılmış haklar kapsamında birini/bir şeyi koruma altına almak grandfather someone or something in v.
(birini/bir şeyi) müktesep/kazanılmış hakların korunması ilkesi kapsamında bırakmak/tutmak grandfather (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) önceden kazanılmış haklar kapsamında tutmak/bırakmak grandfather (someone or something) v.
müktesep/kazanılmış hakların korunması ilkesi kapsamında korumak grandfather in v.
önceden kazanılmış haklar kapsamında koruma altına almak grandfather in v.
Phrases
sözleşme kapsamında within the scope of the contract n.
bu anlaşma kapsamında/çerçevesinde under this agreement expr.
bu yasa kapsamında within the scope of this law expr.
kanun kapsamında within the meaning of the law expr.
müşteri iş kapsamında in customer scope expr.
kanun kapsamında within the scope of the law expr.
kanun kapsamında under the law expr.
proje kapsamında within the scope of the project expr.
sözleşme kapsamında/çerçevesinde under the contract expr.
Idioms
kapsamında olmak be in the frame v.
sözleşme kapsamında olan under yard adj.
Trade/Economic
yalnızca bağlı satış kapsamında bulunan ürün veya satın alma hakkı tie-in n.
avanslar kapsamında temin edilen fonlar proceeds of all advances n.
belirli bütçe kapsamında seçim selection under a fix budget n.
bir mağazalar zincirine bağlı olmayıp bireysel mülkiyet kapsamında faaliyet gösteren mağaza independent store n.
garanti kapsamında işlem (yapılması) talebi warranty claim n.
maddi gelirlerin bir kısmının toplumsal duyarlılık kapsamında bağışlanmasını içeren pazarlama cause marketing n.
maddi gelirlerin bir kısmının toplumsal duyarlılık kapsamında bağışlanmasını içeren pazarlama cause-related marketing n.
sektör kapsamında toplu pazarlık industrywide bargaining n.
teminatlı borçlanma kapsamında orta düzey kredi derecesine sahip olan kredi dilimi mezzanine tranche n.
teminatlı borçlanma kapsamında alt düzey kredi derecesine sahip olan kredi dilimi junior tranche n.
teminatlı borçlanma kapsamında üst düzey kredi derecesine sahip olan kredi dilimi senior tranche n.
kefalet sözleşmesi kapsamında yatırılan para bond n.
garanti kapsamında under warranty expr.
Law
c kapsamında bir suç a c felony n.
ticari kuruluşların sözleşme kapsamında gerçekleştirdiği malzeme bakımı contract maintenance n.
ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmak be detained within the scope of ergenekon investigation v.
kanun kapsamında yer almadığı için yasal olup olmadığı belirlenemeyen nonlegal adj.
mevzuat kapsamında within the scope of the legislation expr.
mevzuat kapsamında within the scope of the regulations expr.
vasiyetname kapsamında under a will expr.
Politics
bazı devletlerin yetkisi kapsamında olduğunu savunduğu kıyıdan 12 mil uzaktaki deniz suları twelve-mile limit n.
başkanlık seçimi kapsamında yapılan münazara presidential debate n.
kentsel dönüşüm projesi kapsamında devletin şehrin fakir ve varoş semtlerindeki binaları yıkması slum clearance n.
şengen antlaşması kapsamında istenen ek bilgiler supplementary information request at the national entry (sirene) n.
seçim kampanyası kapsamında bir adayın bir dizi küçük kasabayı ziyaret ettiği turne whistle-stop tour n.
savaş hukuku kapsamında korunan statüdeki kuruluşların amblemleri protected emblems n.
(eski ingiliz hükümetinde) ayrıcalıklı tedarik hakkı kapsamında erzak ve konaklama temin eden memur purveyor n.
Industry
işçi sendikası eylemi kapsamında boykot edilen black [uk] adj.
Insurance
sigorta kapsamında olmama noncoverage n.
poliçe sahibinin poliçe kapsamında ödeme alabilmek için sigortalı malı yok etme riski moral hazard n.
çalışana emeklilik planı kapsamında tanınmış daimi hak vested interest n.
(abd'de) sağlık sigortası kapsamında sunulan ilaç yardımındaki finansman açığı doughnut hole [us] n.
(çalışanın sigorta kapsamında) emekli maaşının kendi yatırdığı bölümü pension n.
(özellikle yangın sigortası kapsamında) birlikte hizmet veren sigorta firmaları grubu fleet n.
poliçe kapsamında sigortalı insured under a policy adj.
Computer
geçersiz/işe yaramaz/garanti kapsamında iade edilmiş/ıskartaya ayrılmış ürün dead on arrival n.
Transportation
sevkiyat düzenlemesi kapsamında sevkiyatı kabul etmek check v.
Aeronautic
genel havacılık kapsamında uçan uçak general aviation n.
Mining
maden işletme kirası kapsamında verilen ruhsat bedeli rent n.
Medical
tedavi kapsamında vücudun bir bölümünün içine daldırıldığı ilaçlı sıcak solüsyon soak n.
Chemistry
1985'te abd tarafından yasaklanana kadar psikoterapide kullanmış, şu anda yasadışı madde kapsamında olan bir amfetamin türevi mdma (methylene dioxymethamphetamine) abrev.
History
topluluktaki her bir yetişkinin yerel yönetime vergi kapsamında ödediği götürü ücreti community charge [uk] n.
(eski ingiliz hükümetinde) hükümdara kanun kapsamında erzak ve konaklama temin eden memur purveyor n.
Philosophy
normatif etik kapsamında yer alan bir teori contractarianism n.
Military
birlik veya er ihtiyat personelinin eğitim kapsamında ilk faal görevini tamamlamaması durumunda eğitim, emekli veya ihtiyat asli teşkillerine atandığı karar nondeployable account n.
askeri yardım programı kapsamında alıcı ülkeye gönderilmesi gereken her türlü malzeme common item [us] n.
savaş hukuku kapsamında korunan statüdeki kişi ve kuruluşlar protected persons/places n.
Theatre
eğlence gösterisi kapsamında vücudunu esnetip büken performans sanatçısı contortionist n.
Latin
kayıtlı konu kapsamında intra vires expr.