might - Turkish English Dictionary
History

might

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "might" in Turkish English Dictionary : 20 result(s)

English Turkish
General
might n. kuvvet
might n. güç
might n. zor
might n. kudret
might n. kabiliyet
might n. fiziksel güçlülük
might n. fiziksel olarak güçlü olma
might v. olası olmak
might v. mümkün olmak
might v. -abilir
might v. -ebilirdi
might v. -meli/-malı
might v. -ebilmek
might v. -abilmek
Archaic
might n. fazilet
might n. erdem
might n. meziyet
might n. etkililik
might n. tesir
might n. etki

Meanings of "might" with other terms in English Turkish Dictionary : 224 result(s)

English Turkish
General
might [dialect] n. oldukça fazla miktar
might [dialect] n. çok miktar
might-have-been n. uygun şartlar sağlanmış olsa gerçekleşebilecek olan durum
might-have-been n. olabilecekken olamamış şey
might-have-been n. hedefe ulaşmış olma ihtimali olan kimse
might be inconvenient v. sakıncalı olabilmek
might well v. -abilmek
take on the might of something v. gücünü elinde tutmak
might well v. -ebilmek
mightnt (might not) v. olmayabilir
might've (might have) v. olabilirdi
might [obsolete] adj. güçlü
might [obsolete] adj. kudretli
might [obsolete] adj. kuvvetli
might [obsolete] adj. olanaklı
might [obsolete] adj. muhtemel
might [obsolete] adj. makul
for whatever reason it might be adv. her ne sebeple olursa olsun
as might be expected adv. tahmin edilebileceği gibi
as might be expected adv. tahmin edilebileceği üzere
emforth my might [obsolete] expr. -e uygun olarak
emforth my might [obsolete] expr. '-e göre
emforth my might [obsolete] expr. '-e mutabık olarak
Phrases
might just as well expr. yapmasa da olurmuş
might just as well expr. yapsa da olurmuş
might just as well expr. tersini yapsa da olurmuş
monkeys might fly out of my butt expr. belki çıkmaz ayın son çarşambasında
one might as well say expr. aynı şekilde
i might as well be hanged for a sheep as a lamb expr. boğulacaksan büyük denizde boğul
might as well expr. bari
it might be right, but expr. doğru olabilir fakat
one might as well say expr. denebilir de
with might and main expr. elimizden geldiği kadar
for whatever reason it might be expr. hangi nedenden ötürü olursa olsun
with might and main expr. elimizden geldiğince
whatever the reason might be expr. her ne sebeple olursa olsun
whatever the reason might be expr. hangi nedenden ötürü olursa olsun
with all his might expr. olanca kuvvetiyle
as one might expect expr. pek doğal olarak
anything might happen expr. çıkmayan candan umut kesilmez
anything might happen expr. her şey olabilir
anything might happen expr. ne olacağı belli olmaz
anything might happen expr. her şey mümkün
could/might just as well... expr. yapsa da olurmuş
could/might just as well... expr. yapmasa da olurmuş
could/might just as well... expr. yapsak daha iyi olurmuş
could/might just as well... expr. yapmasak daha iyi olurmuş
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr. eksik dilek dileme
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr. ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur)
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr. ne dilediğine dikkat et (bakarsın gerçek olur)
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr. dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur)
as you might expect​/​imagine expr. tahmin edebileceğiniz gibi
I might as well be hanged for a sheep as a lamb battı balık yan gider
Proverb
might is right gücü olan istediğini alır
pigs might fly if they had wings itin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı
might makes right güçlü olan haklıdır
nothing so bad but it might have been worse daha kötüsü de olabilirdi
nothing so bad but might have been worse beterin beteri var
nothing so bad but it might have been worse beterin beteri var
if wishes were horses, (then) beggars might ride köpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı
if wishes were horses, beggars would/might ride köpeğin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı
Colloquial
might be better expr. daha iyi olabilirdim
try as he might expr. ne kadar uğraşırsa uğraşsın
try as she might expr. ne kadar uğraşırsa uğraşsın
try as she might expr. ne kadar çabalarsa çabalasın
try as he might expr. ne kadar çabalarsa çabalasın
for whatever the reason might be expr. nedeni ne olursa olsun
tomorrow might be too late expr. yarın çok geç olabilir
we, you can/could/might do worse (than...) expr. bir şeyi yapmak iyi fikir
we, you can/could/might do worse (than...) expr. iyi/yerinde bir karar
be careful what you wish for(, it might (just) come true expr. eksik dilek dileme
be careful what you wish for(, it might (just) come true expr. ne dilediğine/istediğine dikkat et (bakarsın gerçek olur)
be careful what you wish for(, it might (just) come true expr. ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur)
be careful what you wish for(, it might (just) come true expr. dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur)
watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr. ne arzu ettiğine/dilediğine dikkat et
watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr. eksik dilek dileme
watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr. ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur)
watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr. ne dilediğine dikkat et (bakarsın gerçek olur)
watch what you wish for(, (because) you just might get it) expr. dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur)
Idioms
might-have-beens n. (geçmişte) olabilecek olanlar (ancak olmayanlar)
try as one might adv. ne kadar zorlarsa zorlasın
try as one might adv. ne kadar uğraşsa da
anything can/might happen expr. her şey olabilir
anything can/might happen expr. hala (kazanma) şansımız var
anything can/might happen expr. daha bitiş düdüğü çalmadı
I might as well be hanged for a sheep as a lamb expr. aldığım cezaya değsin bari
i might as well be hung for a sheep as a lamb expr. asılacaksan ingiliz ipiyle asıl
i might as well be hung for a sheep as a lamb expr. asılacaksan ingiliz sicimiyle asıl
pigs might fly expr. balık kavağa çıkınca
(one) might do worse expr. daha iyisi olamaz
with might and main expr. elden geldiği kadar
might nigh expr. neredeyse
try as I might expr. ne kadar yapmaya çalışırsam çalışayım
try as I might expr. ne kadar denersem/çabalarsam deneyeyim/çabalayayım
with might and main expr. olanca kuvvetiyle
(one) might be forgiven for (doing something) expr. yanlış/hatalı olsa da tamamen normal/anlaşılır bir durum
(with) might and main expr. vargücüyle
with might and main expr. var gücüyle
with might and main expr. var kuvvetle
I might as well be hanged for a sheep as for a lamb expr. (zaten ceza alacaksın) çalacaksan büyük çal
I might as well be hung for a sheep as a lamb expr. (zaten ceza alacaksın) çalacaksan büyük çal
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. o kadar saçma ki işe yarayabilir
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. çok uçuk bir fikir ama işe de yarayabilir
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. çılgınca bir fikir ama işe yarayabilir
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. saçma bir fikir ama işe de yarayabilir
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar saçma
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar uçuk
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar alışılmışın dışında
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar çılgınca
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan
crazy enough (that) it just might work [cliché] expr. sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. o kadar saçma ki aslında işe yarayabilir
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. o kadar sıra dışı bir fikir ki aslında işe yarayabilir
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. çok uçuk bir fikir ama işe de yarayabilir
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. çılgınca bir fikir ama işe yarayabilir
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. saçma bir fikir ama işe de yarayabilir
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. aslında işe yarayabilecek kadar saçma
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. aslında işe yarayabilecek kadar uçuk
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. aslında işe yarayabilecek kadar alışılmışın dışında
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. aslında işe yarayabilecek kadar çılgınca
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. çılgınca/saçma olsa da aslında işe yarama olasılığı olan
crazy enough (that) it might actually work [cliché] expr. sıra dışı/alışılmamış olsa da aslında işe yaraması muhtemel
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. o kadar saçma ki işe yarayabilir
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. çok uçuk bir fikir ama işe de yarayabilir
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. çılgınca bir fikir ama işe yarayabilir
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. saçma bir fikir ama işe de yarayabilir
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar saçma
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar uçuk
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar alışılmışın dışında
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar çılgınca
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan
crazy enough (that) it might just work [cliché] expr. sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. o kadar saçma ki işe yarayabilir
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. çok uçuk bir fikir ama işe de yarayabilir
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. çılgınca bir fikir ama işe yarayabilir
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. saçma bir fikir ama işe de yarayabilir
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar saçma
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar uçuk
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar alışılmışın dışında
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar çılgınca
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. o kadar alışılmışın dışında ki işe bile yarayabilir
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. o kadar alışılmadık bir fikir ki işe yarama olasılığı bile var
so crazy (that) it just might work [cliché] expr. öyle çılgın bir fikir ki belki de işe yarar
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. o kadar saçma ki aslında işe yarayabilir
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. o kadar sıra dışı bir fikir ki aslında işe yarayabilir
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. çok uçuk bir fikir ama işe de yarayabilir
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. çılgınca bir fikir ama işe yarayabilir
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. saçma bir fikir ama işe de yarayabilir
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. aslında işe yarayabilecek kadar saçma
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. aslında işe yarayabilecek kadar uçuk
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. aslında işe yarayabilecek kadar alışılmışın dışında
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. aslında işe yarayabilecek kadar çılgınca
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. çılgınca/saçma olsa da aslında işe yarama olasılığı olan
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. sıra dışı/alışılmamış olsa da aslında işe yaraması muhtemel
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. o kadar alışılmışın dışında ki aslında işe bile yarayabilir
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. o kadar alışılmadık bir fikir ki aslında işe yarama olasılığı bile var
so crazy (that) it might actually work [cliché] expr. öyle çılgın bir fikir ki belki de işe yarar
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. o kadar saçma ki işe yarayabilir
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. o kadar sıra dışı bir fikir ki işe yarayabilir
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. çok uçuk bir fikir ama işe de yarayabilir
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. çılgınca bir fikir ama işe yarayabilir
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. saçma bir fikir ama işe de yarayabilir
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar saçma
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar uçuk
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar alışılmışın dışında
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar çılgınca
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. o kadar alışılmışın dışında ki işe bile yarayabilir
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. o kadar alışılmadık bir fikir ki işe yarama olasılığı bile var
so crazy (that) it might just work [cliché] expr. öyle çılgın bir fikir ki belki de işe yarar
might and main [cliché] expr. tüm gücü
might and main [cliché] expr. var gücü
might and main [cliché] expr. olanca kuvveti
might as well be hung for a sheep as a lamb expr. asılacaksan ingiliz ipiyle asıl
might as well be hung for a sheep as a lamb expr. çalacaksan büyük çal
might as well be hung for a sheep as a lamb expr. boğulacaksan büyük denizde boğul
might as well be hung for a sheep as a lamb expr. battı balık yan gider, aldığım, aldığın cezaya değsin bari
might as well be hung for a sheep as (for) a lamb expr. asılacaksan ingiliz ipiyle asıl
might as well be hung for a sheep as (for) a lamb expr. çalacaksan büyük çal
might as well be hung for a sheep as (for) a lamb expr. boğulacaksan büyük denizde boğul
might as well be hung for a sheep as (for) a lamb expr. battı balık yan gider, aldığım, aldığın cezaya değsin bari
with all (one's) might expr. tüm gücüyle
Speaking
you might have told us expr. bize söyleyebilirdin
you might have told me expr. bana söyleyebilirdin
it looks like there might have been a struggle expr. bir mücadele yaşanmış gibi görünüyor
you might buy some time expr. biraz zaman kazanabilirsin
it might take a while expr. biraz uzun sürebilir
I thought you might like to know expr. bilmek isteyebilirsin diye düşündüm
I thought you might like to know expr. bilmek isteyebilirsiniz diye düşündüm
it might take a while expr. biraz zaman alabilir
I thought you might want to take a look at this one expr. bunu görmek isteyeceğini düşündüm
I have no idea what the motive behind such an horrific act might be expr. bu kadar korkunç bir olayın arkasında ne gibi bir neden olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok
it might not be as bad as you think expr. bu düşündüğün kadar kötü olmayabilir
I might stay over tonight expr. bu gece yatıya kalabilirim
things might be better expr. daha iyi olabilirdim
we might as well stop expr. dursak iyi olur
you might have heard me tell this one before expr. önceden anlattığımda duymuşsun herhalde
you never know when you might need it expr. ne zaman ihtiyaç duyacağını asla bilemezsin
I thought he might be there expr. orada olabileceğini düşündüm
you know what might help? expr. ne yardımcı olurdu biliyor musun?
you never know when you might need it expr. ne zaman ihtiyaç duyacağın belli olmuyor
I think you might be right expr. sanırım haklı olabilirsiniz
we apologise for any inconvenience this might cause expr. verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz
we apologise for any inconvenience this might cause expr. verdiğimiz geçici rahatsızlıktan ötürü özür dileriz
you might as well do something expr. (boş boş durmaktansa) bir şeyler yapsan iyi olur
it might help expr. yardımı dokunabilir
we apologize for any inconvenience this might cause expr. verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz
this might sting a bit expr. (iğne/ilaç) bu biraz acıtacak
we apologize for any inconvenience this might cause expr. verdiğimiz geçici rahatsızlıktan ötürü özür dileriz
we might as well stop bıraksak iyi olur
Politics
the might of the state n. devletin kudreti
the might of the state n. devlet kudreti
Slang
might could expr. belki
monkeys might fly out of my butt expr. hiç şans yok
monkeys might fly out of my butt expr. balık kavağa çıkınca
monkeys might fly out of my butt expr. kırmızı kar yağınca
monkeys might fly out of my butt expr. iki dünya bir araya gelince
Star Wars
might is all n. kudret her şey