Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
German - English
History
sokulan
Meanings of
"sokulan"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
sokulan
snuggling
adj.
2
General
sokulan
creepy
adj.
Meanings of
"sokulan"
with other terms in English Turkish Dictionary : 35 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
susturmak için ağıza sokulan tıkaç
gag
n.
2
General
kaçak yollarla yurda sokulan sigara
smuggled cigarettes
n.
3
General
kaçak yollarla yurda sokulan sigara
bootlegged cigarettes
n.
4
General
zorla sokulan şey
obtruder
n.
5
General
(sokulan) laf
choke pear [obsolete]
n.
6
General
ağaç dikme gibi faaliyetlerde deliklere sokulan sivri uçlu çelik çubuk
driving iron
n.
7
General
araya sokulan şey
interposition
n.
8
General
zorla sokulan
obtrusive
adj.
9
General
sonuna kadar sokulan (çivi)
home-driven
adj.
10
General
yakına sokulan (çivi)
home-driven
adj.
Colloquial
11
Colloquial
zorla gözüne sokulan
in face
expr.
Idioms
12
Idioms
kabaca göze sokulan
too rich for (one's) blood
adj.
13
Idioms
kabaca göze sokulan bir zenginlik
a bit (too) rich for (one's) blood
expr.
14
Idioms
kabaca göze sokulan (zenginlik)
a little (bit) (too) rich for (one's) blood
expr.
Trade/Economic
15
Trade/Economic
ülkeye sokulan kaçak eşya
contraband
n.
Law
16
Law
ülkeye sokulan kaçak eşya
contraband
n.
17
Law
vergisiz yolla sokulan mal
contraband
n.
Technical
18
Technical
araya sokulan mineral yünü
mineral wool insert
n.
19
Technical
programa doğrudan sokulan altyordam
in-line routine
n.
20
Technical
fırına taşınacak cam şişelerin içlerine sokulan demir çubuk
fascet
n.
21
Technical
fırına taşınacak cam şişelerin içlerine sokulan demir çubuk
pontee and punty
n.
Computer
22
Computer
programa doğrudan sokulan altyordam
in-line subroutine
n.
Construction
23
Construction
sokulan parça
insert
n.
Medical
24
Medical
oksijen vermek için burun ve yutaktan soluk borusu içine sokulan tüp
nasotracheal tube
n.
25
Medical
böbreğin cilde kesik atılarak deri altına sokulan tüp vasıtasıyla incelenmesini sağlayan tıbbi alet
nephroscope
n.
26
Medical
vajinadan sokulan endoskop yardımıyla uterus ve uterus zarının görsel muayenesi
hysteroscopy
n.
Dentistry
27
Dentistry
takma dişler için kalıp alınırken ağza sokulan saplı plastik gereç
tray
n.
Biology
28
Biology
alkolle işleme sokulan
alcoholic
adj.
Religious
29
Religious
yeni bedene sokulan (ruh)
reincarnated
adj.
Sport
30
Sport
krikette günün oyunu bitmeden hemen önce oyuna sokulan vurucu
night watchman
n.
31
Sport
bir etkinliğe üreticisi tarafından sokulan (yarış arabası)
works
n.
Football
32
Football
oyuna birlikte sokulan veya oyundan birlikte çıkarılan bir grup futbolcu
platoon
n.
Slang
33
Slang
(anüse sokulan) parmak
cob
n.
34
Slang
hapishaneye sokulan uyuşturucu
purple
n.
35
Slang
(birinin) zorla gözüne sokulan
in (one's) face
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sokulan
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy