soyulmuş - Turkish English Dictionary
History

soyulmuş



Meanings of "soyulmuş" in English Turkish Dictionary : 7 result(s)

Turkish English
General
soyulmuş stripped adj.
soyulmuş robbed adj.
soyulmuş sacked adj.
soyulmuş chapt [obsolete] adj.
soyulmuş raw adj.
Slang
soyulmuş ganked (rap slang) adj.
soyulmuş vicked adj.

Meanings of "soyulmuş" with other terms in English Turkish Dictionary : 44 result(s)

Turkish English
General
sebze kabuğu (soyulmuş) peeling n.
soyulmuş kabuk peeling n.
derisi soyulmuş yer raw n.
meyve kabuğu (soyulmuş) peeling n.
soyulmuş domates peeled tomatoes n.
soyulmuş yumurta peeled egg n.
(soyulmuş/dökülmüş) deri exuviation n.
soyulmuş (ev vb) burglarized adj.
derisi soyulmuş raw adj.
derisi soyulmuş skinned adj.
kabuğu soyulmuş (çerez vb) decorticated adj.
kabuğu soyulmuş shucked adj.
kabuğu soyulmuş/çıkarılmış shelled adj.
soyulmuş (ev vb) burglarised adj.
derisi soyulmuş unskinned adj.
kabuğu soyulmuş vined adj.
kabuğu soyulmuş husked adj.
pulları soyulmuş scaled adj.
cildi soyulmuş skinless adj.
Idioms
arafat´ta soyulmuş hacıya dönmek lose everything one has and have nowhere to turn v.
Technical
kabuk soyulmuş çelik çubuk peeled steel rod n.
soyulmuş kuşak peeled rib n.
Construction
kirişlerin veya çatı kerestelerinin arasında tavan malzemesi olarak kullanılan genelde soyulmuş ağaç dalı veya sopa latilla [us/canada] n.
Woodworking
kabuğu soyulmuş ağaç debarked wood n.
kabuğu soyulmuş ağaç barked timber n.
kabuğu soyulmuş odun debarked wood n.
kabuğu soyulmuş (ağaç) barkless adj.
Automotive
soyulmuş veya yanmış lastik peel or burn rubber n.
Marine
arması soyulmuş laid adj.
Medical
derisi soyulmuş yüzeyi oluşturan kılcal damarları meydana getiren ve fibroblastlarla beraber deriyi iyileştiren çok küçük kırmızı granüllerden her biri granulation n.
Food Engineering
soyulmuş sosis skinless sausage n.
kabuğu soyulmuş pared adj.
kabuğu soyulmuş peeled adj.
kabuğu soyulmuş unhusked adj.
kabuğu soyulmuş siyah üzümlerden yapılan (şarap) white adj.
Gastronomy
soyulmuş kabuk peel n.
kabuğu soyulmuş, haşlanmış ve püre haline getirilmiş muz matoke n.
soyulmuş yumurtaları pişirme shirring n.
Physics
soyulmuş atom stripped atom n.
Zoology
(geyik veya geyik boynuzu) kadife dokusu soyulmuş clean [uk] adj.
Botanic
soyulmuş meyve snap n.
Breeding
soyulmuş yumurta shelled egg n.
(temizlenmiş/derisi soyulmuş) sığır gövdesi side of beef n.
Forestry
kabuğu soyulmuş bir kütük buckskin n.