History

stumble

Meanings of "stumble" in Turkish English Dictionary : 25 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	stumble v.	sendelemek
2	Common Usage	stumble v.	tökezlemek
General
3	General	stumble n.	yanlışlık
4	General	stumble n.	tökezleme
5	General	stumble n.	ket
6	General	stumble n.	sendeleme
7	General	stumble n.	kösteklenme
8	General	stumble n.	sürçme
9	General	stumble n.	hata
10	General	stumble n.	mani
11	General	stumble v.	okurken veya söylerken yanlış yapmak
12	General	stumble v.	yanılmak
13	General	stumble v.	hata yapmak
14	General	stumble v.	tesadüf etmek
15	General	stumble v.	tökezlemek
16	General	stumble v.	dili sürçmek
17	General	stumble v.	günah işlemek
18	General	stumble v.	kösteklenmek
19	General	stumble v.	sürçmek
20	General	stumble v.	ayağı takılmak
21	General	stumble v.	bocalamak
22	General	stumble v.	rastlamak
23	General	stumble v.	hataya düşmek
24	General	stumble v.	kekelemek
25	General	stumble v.	engele takılmak

Meanings of "stumble" with other terms in English Turkish Dictionary : 108 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	stumble on v.	ayağı sürçmek
2	General	stumble on v.	ayağı takılmak
3	General	stumble on v.	rastgele bulmak
4	General	stumble on v.	rastlamak
5	General	stumble across v.	rastgele bulmak
6	General	stumble into v.	hata yapmak
7	General	stumble across v.	rastlamak
8	General	stumble upon v.	tesadüfen bulmak
9	General	stumble in v.	hata yapmak
10	General	stumble upon v.	rastlamak
11	General	stumble into v.	yanılmak
12	General	stumble upon v.	rastgele bulmak
13	General	stumble on v.	tesadüfen bulmak
14	General	stumble in v.	yanılmak
15	General	stumble across v.	tesadüfen bulmak
16	General	stumble over v.	dengesini yitirmek
17	General	stumble over v.	tökezlemek
18	General	stumble over v.	sendelemek
19	General	stumble over v.	dengesini kaybetmek
20	General	stumble and fall v.	takılıp düşmek
21	General	stumble and fall v.	takılarak düşmek
Phrasals
22	Phrasals	stumble through n.	güçlükle de olsa idare etmek
23	Phrasals	stumble through n.	bir şekilde sonunu getirmek
24	Phrasals	stumble through n.	zar zor sürdürmek
25	Phrasals	stumble into v.	rastlamak
26	Phrasals	stumble into v.	rastlantı eseri başlamak
27	Phrasals	stumble into (someone or something) v.	yanlışlıkla (birine/bir şeye) çarpmak
28	Phrasals	stumble into (someone or something) v.	sendeleyip (birine/bir şeye) çarpmak
29	Phrasals	stumble into (some place) v.	yanlışlıkla (bir yere) dalmak
30	Phrasals	stumble into (some place) v.	tökezleyip (bir yere) girmek
31	Phrasals	stumble into (something) v.	kendini (bir şeyin) içinde bulmak
32	Phrasals	stumble into (something) v.	şans eseri (bir şeye) dahil olmak
33	Phrasals	stumble into (something) v.	yanlışlıkla (bir şeye) bulaşmak
34	Phrasals	stumble into (something) v.	tesadüfen (bir şeye) karışmak
35	Phrasals	stumble into (someone) v.	tesadüfen (birine) rastlamak
36	Phrasals	stumble into (someone) v.	şans eseri (biriyle) karşılaşmak
37	Phrasals	stumble into (someone) v.	şans eseri (birine) rast gelmek
38	Phrasals	stumble into (someone) v.	tesadüfen (biriyle) yüz yüze/karşı karşıya gelmek
39	Phrasals	stumble into (something or some place) v.	(bir şeyin/yerin) içine dalmak
40	Phrasals	stumble into (something or some place) v.	hızla (bir şeye/yere) girmek
41	Phrasals	stumble into (something or some place) v.	(bir şeye/yere) devrilmek
42	Phrasals	stumble into (something or some place) v.	heyecanla (bir şeye/yere) girmek
43	Phrasals	stumble into (something or some place) v.	(bir şeye/yere) damlamak
44	Phrasals	stumble onto (something) v.	kazara (bir şey) keşfetmek/bulmak
45	Phrasals	stumble onto (something) v.	şans eseri (bir şey) keşfetmek/bulmak
46	Phrasals	stumble onto (something) v.	tesadüfen (bir şey) keşfetmek/bulmak
47	Phrasals	stumble over (someone) v.	(birinin) üstünden geçmek
48	Phrasals	stumble over (someone) v.	(birini) ezmek
49	Phrasals	stumble over (someone) v.	(birini) itip kapmak
50	Phrasals	stumble over (someone) v.	izdiham yaratmak
51	Phrasals	stumble over (something) v.	(bir şey) söylerken dili sürçmek
52	Phrasals	stumble over (something) v.	(bir şey) söylerken bocalamak
53	Phrasals	stumble over (something) v.	(bir şeyi) söylerken kekelemek
54	Phrasals	stumble over (something) v.	(bir şeyi) yanlış söylemek
55	Phrasals	stumble over (something) v.	(bir şeyde) takılmak
56	Phrasals	stumble over (something) v.	(bir şeyi) söylerken takılmak
57	Phrasals	stumble over someone or something v.	birine/bir şeye takılıp düşmek
58	Phrasals	stumble over someone or something v.	birine/bir şeye takılıp sendelemek
59	Phrasals	stumble over someone or something v.	birine/bir şeye takılıp dengesini kaybetmek
60	Phrasals	stumble over someone or something v.	birine/bir şeye takılıp tökezlemek
61	Phrasals	stumble across (someone) v.	(biriyle) karşılaşmak
62	Phrasals	stumble across (someone) v.	(birine) rastlamak
63	Phrasals	stumble across (something) v.	tesadüfen (bir şey) bulmak
64	Phrasals	stumble across (something) v.	(bir şeye) rastlamak
65	Phrasals	stumble across (something) v.	(bir şey) keşfetmek
66	Phrasals	stumble against (something) v.	(bir şeye) rastlamak
67	Phrasals	stumble against (something) v.	tesadüfen (bir şey) bulmak
68	Phrasals	stumble against (something) v.	tesadüfen (bir şey) keşfetmek
69	Phrasals	stumble on (someone or something) v.	ayağı (birine/bir şeye) takılmak
70	Phrasals	stumble on (something) v.	tesadüfen (bir şey) bulmak
71	Phrasals	stumble on (something) v.	(bir şeye) rastlamak
72	Phrasals	stumble on (something) v.	(bir şey) keşfetmek
73	Phrasals	stumble on (someone) v.	(biriyle) karşılaşmak
74	Phrasals	stumble on (someone) v.	(birine) rastlamak
75	Phrasals	stumble through (something) v.	(bir yerde) yalpalayarak yürümek/ilerlemek
76	Phrasals	stumble through (something) v.	(bir yerde) sendeleyerek yürümek/ilerlemek
77	Phrasals	stumble through (something) v.	(bir şeyi) güçlükle de olsa idare etmek
78	Phrasals	stumble through (something) v.	(bir şeyi) zar zor sürdürmek
79	Phrasals	stumble upon (someone or something) v.	ayağı (birine/bir şeye) takılmak
80	Phrasals	stumble upon (someone or something) v.	tesadüfen (bir şey) bulmak
81	Phrasals	stumble upon (someone or something) v.	(bir şeye) rastlamak
82	Phrasals	stumble upon (someone or something) v.	(bir şey) keşfetmek
83	Phrasals	stumble upon (someone) v.	(biriyle) karşılaşmak
84	Phrasals	stumble upon (someone) v.	(birine) rastlamak
Proverb
85	Proverb	a stumble may prevent a fall	bir aksilik sonradan olacak daha büyük bir problemi engelleyebilir
86	Proverb	a stumble may prevent a fall	her şerde bir hayır vardır
87	Proverb	a stumble may prevent a fall	bir aksilik/engel uzun vadede daha büyük problemlerin oluşmasını engelleyebilir
88	Proverb	a stumble may prevent a fall	bazen istediğin şeyin olmaması bir şanstır
Idioms
89	Idioms	stumble over the same stone twice v.	aynı hatayı iki kere yapmak
90	Idioms	not to stumble over mountains but over molehills v.	okyanusu geçip derede boğulmak
91	Idioms	stumble over the same stone twice v.	yaş tahtaya basmak
92	Idioms	stumble at a straw v.	en ufak bir problemde duraksamak
93	Idioms	stumble at a straw v.	en ufak bir sorunda morali bozulmak
Slang
94	Slang	stumble-bumble n.	şaşkın
95	Slang	stumble-bumble n.	sersem
96	Slang	stumble-bumble n.	ahmak
97	Slang	stumble-bumble n.	budala
98	Slang	stumble-bumble n.	yüzüne gözüne bulaştıran/dili sürçen kişi
99	Slang	stumble-bumble [dated] n.	güçlü, bağımlılık yapan uyuşturucu
100	Slang	stumble-bumble [dated] n.	barbitürat
101	Slang	stumble-bumbles n.	barbitürat
102	Slang	stumble-bumbles n.	yatıştırıcı
103	Slang	stumble-bumbles n.	sakinleştirici
104	Slang	stumble-bumbles n.	uyuşturucu
105	Slang	stumble-bumbles n.	alkol
106	Slang	stumble-bumbles n.	ayağa kalkıp yürüyecek hali olmama
107	Slang	stumble-bumbles n.	tökezleme
108	Slang	stumble-bumbles n.	yalpalama