trip - Turkish English Dictionary
History

trip

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "trip" in Turkish English Dictionary : 83 result(s)

English Turkish
Common Usage
trip n. seyahat
trip n. yolculuk
trip n. gezi
General
trip n. yanlış
trip n. uyuşturucunun etkisinde olma
trip n. hata
trip n. bir şeye takılıp düşme
trip n. kısa yolculuk
trip n. hafif ve hızlı yürüme
trip n. seğirtme
trip n. gezinti
trip n. sürçme
trip n. tur
trip n. sekme
trip n. uçuş
trip n. çelme
trip n. tökezleme
trip n. takılma
trip v. yanlış yapmak
trip v. sekmek
trip v. ayağı takılmak
trip v. boşalmak
trip v. sürçmek
trip v. hata yapmak
trip v. yanılmak
trip v. sıçramak
trip v. çelmek
trip v. uçmak
trip v. sendeleyerek yürümek
trip v. seğirtmek
trip v. hata etmek
trip v. çözülmek
trip v. tökezlemek
trip v. çelmelemek
trip v. çelme takmak
trip v. hafif adımlarla koşmak
trip v. hafif adımlarla dans etmek
trip v. tribe girmek
trip v. sendelemek
trip v. düşürmek
trip v. sendeletmek
trip v. seyahat etmek
trip v. yana yatmak
trip v. eğilmek
Technical
trip v. (saat pandülündeki dişli teker) saat maşasını kilitlenmeden geçmek
trip v. çıpayı vira etmek
trip v. sendelemek
trip v. serbest bırakmak
trip v. takılmak
Mechanic
trip n. mekanizmayı harekete geçirmeye yarayan eleman
trip n. aşağı sarkabilen ağır metal gövde
trip v. çalışır hale gelmek
trip v. bir mekanizmayı harekete geçirmek
Automotive
trip n. sefer
Aeronautic
trip v. açmak
Marine
trip n. rüzgara doğru tek bir borda
trip n. yelkenli geminin tek bir tiramolada kat ettiği mesafe
trip n. kastanyola
trip v. seren direğinin ucunu döndürmek
trip v. kaşkavalı çıkarmak üzere direği kaldırmak
trip v. (karina ile iç karina arasındaki zemin) dikey olarak bükülmek
trip v. (lengeri) dipten ayırmak
Psychology
trip n. trip
Chemistry
trip n. kimyasal değerlerde dalgalanma
Biology
trip v. (baklagil çiçeğinin) taçyapraklarını nektar bulmak için ayırmak
Marine Biology
trip n. sefer
Forestry
trip v. testere bıçağının açtığı kertiklere takoz sürerek (ağacı) devirmek
Fishery
trip n. tek bir turda yakalanan balık miktarı
Hunting
trip n. av köpeğinin tavşanı bayılttığı halde öldürememesi
Sport
trip n. çelme
Theatre
trip v. sahne platformunu seyirci görüş alanından çıkacak şekilde hafifçe büküp yükseltmek
Abbreviation
trip adj. üçlü
trip adj. üç katlı
trip adj. üç nüshalı
Slang
trip n. ilgi
trip n. saplantılı merak
trip n. geçici heves
trip n. yaşam tarzı
trip n. cinsel yönden sapma
trip n. uyuşturucu madde etkisi
trip v. sarhoş gibi davranmak
trip v. dürtüsel ve mantıksız davranmak
trip v. uyuşturucu madde etkisinde olmak

Meanings of "trip" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Psychology
trip trip n.

Meanings of "trip" with other terms in English Turkish Dictionary : 461 result(s)

English Turkish
General
round trip n. gidiş dönüş
official trip n. resmi gezi
circle trip n. ring seferi
scouting trip n. keşif gezisi
field trip n. öğretimde gezi
round trip ticket n. gidiş geliş bileti
round trip ticket n. gidiş dönüş bileti
business trip n. iş seyahati
bus trip n. otobüs yolculuğu
round-trip n. gidiş dönüş (bileti)
round-trip ticket n. gidiş dönüş bileti
round-trip delay n. gidiş geliş gecikmesi
round-trip n. gidiş-dönüş
additional trip n. ek sefer
return/round-trip ticket n. gidiş-dönüş bileti
school trip n. okul gezisi
guilt trip n. suçluluk psikolojisi
day-trip n. günübirlik gezi
foreign trip n. yurtdışı seyahat
trip abroad n. yurtdışı seyahat
night trip n. gece yolculuğu
forest trip n. orman gezisi
road trip n. yol gezisi
boat trip n. yat gezisi
yachting trip n. yat gezisi
side trip n. yan gezi
pleasure trip n. gezi
pleasure trip n. gezinti
trip advisor n. gezi tavsiyecisi
biz trip n. iş gezisi
backpacking trip n. sırt çantalı gezi
coach trip n. otobüs gezisi
bus trip n. otobüs gezisi
long road trip n. uzun yol seyahati
shopping trip n. alışveriş gezisi
foreign trip n. dış gezi
overseas trip n. dış gezi
overseas trip n. yurtdışı gezisi
hiking trip n. (genelde doğada yapılan) yürüyüş gezisi
trip-hop n. temposu düşük bir elektronik müzik türü
nature trip n. doğa gezisi
nature trip n. doğa turu
east trip n. doğu gezisi
camping trip n. kamp gezisi
sled trip n. kızak gezisi
sled trip n. kızak yolculuğu
inner trip n. iç yolculuk
health trip n. sağlık gezisi
trip [dialect] n. küçük hayvan sürüsü
trip wire n. izinsiz girişleri engellemek için çimenlere yerleştirilen alçak tel
round-trip fare n. gidiş dönüş ücreti
a good trip n. güzel bir seyahat
a good trip n. iyi bir yolculuk
road trip n. kara yolu seyahati
road trip n. kara yolu yolculuğu
head trip n. birinin duygularını ve fikirlerini keşfetme
head trip n. ilginç deneyim
head trip n. heyecan verici deneyim
day trip n. günlük gezi
day trip n. günübirlik gezi
next trip n. Sonraki yolculuk
trip up v. çelme atmak
have a trip v. seyahat etmek
trip up v. yalanını yakalamak
trip up v. çelme takmak
take a trip v. seyahate çıkmak
trip over v. takılıp düşmek
trip up v. ayağını çelmek
trip up v. yanıltmak
take a trip v. seyahat etmek
trip up v. ayağına çelme takmak
trip on v. bir şeye takılıp düşmek
trip up v. şaşırtmak
take a trip v. seyahate gitmek
take a trip v. yolculuk etmek
go on a trip v. geziye çıkmak
go on a trip v. gezintiye çıkmak
go on a trip v. geziye gitmek
trip and fall v. takılarak düşmek
trip and fall v. takılıp düşmek
day-trip v. günübirlik gezmek
trip on v. kaba davranmak
trip up v. yanlış yapmak
trip up v. hata yapmak
trip on v. saygısızlık etmek
trip on v. hor görmek
trip someone up v. çelme takmak
trip someone up v. birinin hata yapmasına neden olmak
trip someone up v. düşmesine neden olmak
trip someone up v. birini düşürmek
trip on v. saygısız davranmak
add an additional trip v. ek sefer koymak
take a plane trip v. uçak seyahati yapmak
trip down memory lane v. anıları deşmek
cut the trip short v. geziyi kısa kesmek
take the students on a trip v. öğrencileri geziye götürmek
trip and fall v. ayağı takılıp düşmek
be on a guilt trip v. vicdan azabı duymak
be on a guilt trip v. vicdan azabı çekmek
trip the fuse v. sigortayı attırmak
make a trip v. (önceden kararlaştırılmış bir) seyahate çıkmak
go on a school trip v. okul gezisine çıkmak
take a boat trip v. tekne gezisine çıkmak
time-trip v. nostalji yaşamak
ego-trip v. bencilce davranmak
have a good trip! interj. uğurlar olsun!
have a good trip! interj. yolunuz açık olsun!
Phrasals
trip on something v. bir şeye takılmak
trip over something v. bir şeye takılmak
trip along v. mutlu mutlu yürümek
trip up v. takılmak
trip up v. tökezlemek
trip up v. tökezletmek
trip along v. (bir şey) boyunca dengede yürümek
trip on (someone or something) v. (birine/bir şeye) ayağı takılmak
trip on (someone or something) v. (birine/bir şeye) takılıp düşmek
trip over (someone or something) v. (birine/bir şeye) ayağı takılmak
trip over (someone or something) v. (birine/bir şeye) takılıp düşmek
trip over (someone) v. (birini) itmek
trip over (someone) v. (birini) kenara itmek
trip over (someone) v. (birini) itip kakmak
trip over (something) v. (bir şeyi) düzgün söylemekte zorlanmak
trip over (something) v. (bir şeyi) gevelemek
trip over (something) v. (bir şeyi) söylerken kekelemek/teklemek
Phrases
this is my first trip to ... expr. bu benim ... ya ilk gelişim
this is my first trip to ... expr. bu benim ... a ilk seyahatim
enjoy your trip! expr. iyi yolculuklar!
Colloquial
down trip n. kötü bir deneyim
down trip n. kötü bir tecrübe
bad trip n. kötü bir tribe girme
bad trip n. uyuşturucu maddenin yarattığı kötü etki
bad trip n. uyuşturucu nedeniyle görülen kötü halüsinasyonlar
bad trip n. sanrı nöbeti
bad trip n. halüsinasyon nöbeti
good trip n. iyi/güzel geçen bir zaman
head trip n. üstünlük taslama
head trip n. kendini beğenmişlik
head trip n. ego tatmini
head trip n. patronluk taslama
head trip n. psikoaktif madde/uyuşturucu deneyimi
guilt-trip v. (birisini) yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
guilt-trip v. (birini) suçlu hissettirerek manipüle etmeye çalışmak
enjoy the trip expr. iyi gezmeler
Idioms
a trip to the woodshed n. fırçayı yeme
a trip to the woodshed n. zılgıtı yeme
a trip to the woodshed n. ayvayı yeme
trip to the woodshed n. fırçayı yeme
trip to the woodshed n. zılgıtı yeme
trip to the woodshed n. ayvayı yeme
a guilt trip n. ağır suçluluk duygusu
a trip down memory lane n. anılara yolculuk
a guilt trip n. büyük suçluluk duygusu
a guilt trip n. derin suçluluk duygusu
power trip n. emir yağdırıp durma
an ego trip n. ego tatmini
an ego trip n. insanın kendi egosunu okşamak için yaptığı hareket/davranış
power trip n. (amir/şef/müdür vb'nin alt kademedeki çalışanlara karşı uyguladığı) güç gösterisinde bulunma
a guilt trip n. vicdan yaptıracak söz
a guilt trip n. suçluluk hissettirecek söz
a guilt trip n. duygu sömürüsü
ego trip n. insanın kendi egosunu okşamak için yaptığı hareket/davranış
ego trip n. ego tatmini
ego trip n. bencilce davranış
ego trip n. üstünlük taslama
trip for biscuits n. boşuna iş
trip for biscuits n. boşuna uğraş
trip for biscuits n. anlamsız iş
trip for biscuits n. anlamsız uğraş
trip the light fantastic toe v. dans etmek
take a trip down memory lane v. anılara dalmak
take a trip down memory lane v. anılara uzanmak
trip down memory lane v. anıları gözünün önünden geçmek
trip down memory lane v. anıları hatırlamak
trip up somebody v. birinin yoluna taş koymak
send somebody on a guilt trip v. birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone v. birisini ağır biçimde eleştirmek
lay a heavy trip on someone v. birisini ağır biçimde eleştirmek
be on a guilt trip about something v. bir konu hakkında kendini çok suçlu hissetmek
lay a trip on someone v. birisini ağır biçimde eleştirmek
put a guilt trip on somebody v. birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
trip somebody up v. birinin yoluna taş koymak
trip the light fantastic v. dans etmek
trip someone up v. çelme takmak
trip up somebody v. engellemeye çalışmak
trip somebody up v. hata yapmaya zorlamak
trip somebody up v. engellemeye çalışmak
trip down memory lane v. geçmişi gözünün önünden geçmek
trip up somebody v. hata yapmaya zorlamak
trip someone up v. hatasını yakalamak
be on a power trip v. güç gösterisinde bulunmak
take a trip down memory lane v. eskiyi yad etmek
trip down memory lane v. geçmişi hatırlamak
take a trip down memory lane v. eski günleri yad etmek
take a trip down memory lane v. maziyi yad etmek
take a trip down memory lane v. maziye dalmak
trip off the tongue v. söylenmesi çok kolay olmak
lay/put a guilt trip on somebody (us) v. yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
send somebody on a guilt trip (brit) v. yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
trip off the tongue v. (söylenmesi kolay olduğundan) ağızdan dökülmek
lay a guilt trip on someone v. yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on (one) v. (birini ağır) şekilde eleştirmek
lay a (heavy) trip on (one) v. (birine fena) çıkışmak
lay a (heavy) trip on (one) v. (birini fena) azarlamak
lay a (heavy) trip on (one) v. (birine ağır) trip atmak
lay a (heavy) trip on (one) v. (birini çok) üzmek
lay a (heavy) trip on (one) v. (birinin) kafasını (çok) karıştırmak
lay a (heavy) trip on (one) v. (birini çok) şaşırtmak
lay a (heavy) trip on (one) v. (birine büyük) şaşkınlık yaşatmak
lay a (heavy) trip on (one) v. (birini) şaşkına çevirmek
lay a (heavy) trip on (one) v. (birine) kendini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on (one) v. (birine) suçluluk hissettirmek
lay a (heavy) trip on (one) v. (birine) duygu sömürüsü yapmak
lay a (heavy) trip on someone v. birini (ağır) şekilde eleştirmek
lay a (heavy) trip on someone v. birine (fena) çıkışmak
lay a (heavy) trip on someone v. birini (fena) azarlamak
lay a (heavy) trip on someone v. birine (ağır) trip atmak
lay a (heavy) trip on someone v. birini (çok) üzmek
lay a (heavy) trip on someone v. birinin kafasını (çok) karıştırmak
lay a (heavy) trip on someone v. birini (çok) şaşırtmak
lay a (heavy) trip on someone v. birine (büyük) şaşkınlık yaşatmak
lay a (heavy) trip on someone v. birini şaşkına çevirmek
lay a (heavy) trip on someone v. birine kendini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone v. birine suçluluk hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone v. birine duygu sömürüsü yapmak
lay a guilt trip on someone v. birine kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone v. birine suçluluk hissettirmek
lay a guilt trip on someone v. birine duygu sömürüsü yapmak
lay a (heavy) trip on someone v. birine ciddi bir bilgi açıklamak
lay a (heavy) trip on someone v. birine çarpıcı/yıkıcı bir bilgi açıklamak
lay a (heavy) trip on someone v. birine altında ezileceği/ağır bir bilgi vermek
trip off the tongue v. söylemesi çok kolay olmak
trip off the tongue v. (söylemesi kolay olduğundan) ağzından dökülüvermek
trip off the tongue v. kolayca/kolay söylenmek
take a trip down memory lane v. birini anılara götürmek
take a trip down memory lane v. geçmişe götürmek
take a trip down memory lane v. anıları birinin gözünde canlandırmak
take a trip down memory lane v. anıları hatırlatmak
take a trip down memory lane v. eskiyi anımsatmak
guilt trip v. suçluluk psikolojisine sokmak
guilt trip v. suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on (one) v. (birine) kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on (one) v. (birine) suçluluk hissettirmek
lay a guilt trip on (one) v. (birine) duygu sömürüsü yapmak
lay a trip on v. -i eleştirmek
lay a trip on v. '-e çıkışmak
lay a trip on v. '-i azarlamak
lay a trip on v. '-e trip atmak
lay a trip on v. '-i üzmek
lay a trip on v. '-i şaşırtmak
lay a trip on v. '-i şaşkına çevirmek
lay a trip on v. '-e kendini suçlu hissettirmek
lay a trip on v. '-e suçluluk hissettirmek
lay a trip on v. '-e duygu sömürüsü yapmak
trip over (one's) tongue v. telaffuz etmekte zorlanmak
trip over (one's) tongue v. dili dönmemek
on a power trip expr. güç gösterisinde
Speaking
have a safe trip n. hayırlı yolculuklar
have a good trip! expr. hayırlı yolculuklar!
how long was the trip? expr. gezi ne kadar sürdü?
enjoy the trip expr. gezinin tadını çıkar
have a good trip expr. iyi yolculuklar
have a nice trip expr. iyi yolculuklar
have a safe trip expr. iyi yolculuklar
have a safe trip expr. yolunuz açık olsun
enjoy the trip expr. yolculuğun tadını çıkar
how was the trip? expr. yolculuk nasıl geçti?
how was the trip expr. yolculuk nasıldı
how was your trip expr. yolculuğunuz nasıl geçti
two round-trip tickets to ... expr. ... 'ya gidiş dönüş iki bilet lütfen
Trade/Economic
round trip transactions costs n. alım-satım masrafları (giderleri)
useful trip n. faydalı gezi
beneficial trip n. faydalı gezi
round trip n. gidiş-geliş
business trip n. iş gezisi
study trip n. inceleme gezisi
sales trip n. satış gezisi
trial trip n. tecrübe seferi
go on a world trip v. dünya turuna çıkmak
Tourism
sightseeing trip n. bir veya daha fazla turistik atraksiyonun ziyaret edilmesi
information trip n. bilgilendirme gezisi
inspection trip n. denetleme gezisi
familiarisation trip n. eğitim gezisi
round trip transit visa n. gidiş-dönüş transit vizesi
round trip ticket n. gidiş-dönüş bileti
trip advisor n. gezi danışmanı
round trip journey n. gidiş-dönüş
round-trip ticket n. gidiş geliş bileti
culture trip n. kültür gezisi
cultural trip n. kültür gezisi
boat trip n. tekne gezisi
familiarisation trip n. tanıtım gezisi
familiarization trip n. tanıtma gezisi
one way trip n. tek yönlü seyahat
fam trip n. tanıtım gezisi
familiarization trip n. tanıtım gezisi
touristic trip n. turistik gezi
one-way trip n. tek yönlü gezi
boat trip n. tekne turu
Technical
trip hook n. kolayca veya otomatik çözülebilecek şekilde ayarlanmış kanca
trip scale n. düz platformlu kefeleri olup eşit kol dengesine sahip terazi
overspeed trip test oil n. aşırı hız trip sistemi test yağı
main trip valve n. ana kapama ventili
trip testing lever n. ani kapama test kolu
overspeed trip pin n. aşırı hız trip pimi
trip gear n. bağlantı valf donanımı
inter-zone trip n. bölgeler arası seyahat
inter-zone trip n. bölgeler arası yolculuk
trip valve n. durdurma valfi
low-vacuum trip n. düşük vakum koruması
thrust position trip n. eksenel kayma emniyeti
trip meter kit n. günlük kilometre sayacı kiti
trip meter n. günlük kilometre sayacı
single-trip bottle n. geri dönüşsüz şişe
trip hammer n. güçle çalıştırılan çekiç
trip coil n. ikaz bobini
lock and trip relay n. kapama veya açma rölesi
back pressure trip n. karşı basınç tripi
trip meter n. kilometre sayacı
nominal trip current n. nominal trip akımı
nominal trip current n. nominal kesme akımı
rated trip current n. nominal kesme akımı
rated trip current n. nominal trip akımı
automatic trip gear n. otomatik trip sistemi
automatic ring trip n. otomatik zil kesme
automatic trip n. otomatik trip
trip meter n. seyahat sayacı
thrust bearing trip n. şaft pozisyon koruması
trip mechanism n. trip mekanizması
trip lever n. trip kolu
trip button n. trip butonu
trip oil circuit n. trip yağ devresi
trip piston n. trip pistonu
trip releasing catch n. trip mandalı
through trip n. transit seyahat
trip oil n. trip hidroliği
trip device n. trip düzeneği
turbine trip n. türbinin ani kapanması
trip coil n. trip bobini
trip initiation n. trip ettirme
trip coil n. uyarma bobini
trip-free relay n. uyarı bağımsız röle
auxiliary trip oil n. yardımcı trip yağı
trip headlamp n. yol farı
round-trip light time n. sinyalin yeryüzünden uzay aracına giderek başlangıç noktasına geri dönme süresi
round-trip light time n. sinyal yolculuk süresi
rtlt (round-trip light time) abrev. sinyal yolculuk süresi
Computer
field trip n. eğitim gezisi
round trip delay n. gidiş-geliş gecikmesi
Informatics
trip-free adj. serbest açmalı
Telecom
round trip time n. sinyal gidiş-dönüş süresi
Electric
trip switch n. bir devreyi hızla kesmekte kullanılan elektrik anahtarı
trip out v. bağlantıyı kesmek
Mechanic
trip engine n. bağlantı valf donanımı ile çalışan valfli motor
trip-hammer n. şahmerdan
trip-hammer adj. şahmerdan gibi
Lighting
trip lamp n. katar ardı ışıklık
Automotive
obd2 trip drive cycle n. obd2 trip drive cycle
trip meter n. odometre
trip recorder n. sıfırlanabilir mesafe kaydedici
trip odometer n. seyahat mesafesini ölçen yardımcı odyometre
trip odometer n. seyahat odyometresi
trip meter knob n. sıfırlama düğmesi
pre-trip travel information n. yolculuk öncesi bilgilendirme
trip computer yol bilgisayarı
trip computer yol bilgisayarı
Transportation
the trip takes two hours expr. yolculuk iki saat sürüyor
Aeronautic
half round trip n. bir destinasyona iki dönüş yolculuğu toplamının yarısını esas alan tarife
round trip n. bir veya birden fazla yere uğrayıp kalkış noktasına dönen sefer
circle trip n. iki veya daha fazla ara nokta üzerinden başlangıç noktasına geri dönüşlü sefer
trip fuel n. seyahat süresince kullanılacak yakıtın tamamı
trip trade n. iki kabin memuru arasında anlaşmalı yolculuk değişikliği
trip trade n. görev destinasyonu değişikliği
Marine
trial trip n. deneme yolculuğu
manual trip n. elle çalıştırılan trip
ocean trip n. okyanus yolculuğu
trip charter n. sefer üzerine navlun
round trip n. yöre gezisi
trip charter n. yolculuk üzerine çarter
Psychology
astral trip n. astral seyahat
astral trip n. ölüm öncesi veya bazı rüyalar sırasında olduğuna inanılan, ruhun bedenden ayrılması olayı
Marine Biology
trip frequency limit n. sefer sıklığı sınırı
Botanic
trip-toe (vibernum alnifolium) n. kuzey amerika'nın doğusuna özgü beyaz çiçekli çalımsı bir kartopu bitkisi
Tobacco
trip coil n. açtırma bobini
trip lever n. kağıt trip kolu
Forestry
trip line n. kerestecilikte kullanılan hafif halat
trip line n. tomruk nakli sırasında ana kabloyu geri çekmek için kullanılan küçük halat
Education
school trip n. okul gezisi
field trip n. okul turu
field trip n. okul gezisi
school trip n. okul turu
field trip n. birinci elden gözlem yapılabilmesi için müze gibi yerlere düzenlenen grup gezisi
History
tray-trip n. zarla oynanan eski bir oyun
trey-trip [obsolete] n. geçmişte oynanan bir zar oyunu
Environment
reactor trip n. nükleerün aniden durdurulması
Military
trip wire n. savaşta savunma hattı olarak işlev gören küçük askeri güç
trip flare n. aydınlatma tuzağı
round trip timing n. gidiş-dönüş zamanlaması
driver's trip ticket n. şoför bakım ve görev çizelgesi
trip wire n. tuzak teli
Card
round trip n. (pinaki oyununda) birer papaz ve kızdan oluşan el
Slang
bum trip n. dağıtma
bum trip n. kendinden geçme
bum trip n. ne yaptığını bilmeme
bum trip n. jüt olma
bum trip n. narkoza girme
bum trip n. uçuş
bum trip n. filmi koparma
bum trip n. fişi çekme
bum trip n. kötü bir uyuşturucu deneyimi yaşama
bum trip n. bad trip
free trip n. lsd almadığı halde tekrar lsd kafası yaşama
free trip n. lsd almadığı halde tekrar lsd tribine girme
free trip n. bedavadan kafa yaşama
free trip n. bir lsd deneyiminin kendini tekrar etmesi
free trip n. lsd tribinin tekrarlaması
free trip n. lsd kafasının tekrar gelmesi
free trip n. bir lsd kafasını/tribini tekrar anımsama
a good trip n. iyi trip (lsd, sihirli mantar tribi)
a good trip n. güzel kafa (lsd, sihirli mantar kafası)
a good trip n. eğlenceli trip (lsd, sihirli mantar tribi)
head trip n. uyuşturucu kafası
head trip n. psikoaktif madde/uyuşturucu kafası
head trip n. uyuşturucunun etkisinde görülen halüsinasyonlar/hayaller
head trip n. uyuşturucu tribi
bum trip n. kötü uyuşturucu kafası
bum trip n. kötü uyuşturucu deneyimi
bum trip n. bad trip
good trip n. iyi trip (lsd, sihirli mantar tribi)
good trip n. güzel kafa (lsd, sihirli mantar kafası)
good trip n. eğlenceli trip (lsd, sihirli mantar tribi)
have a bad trip v. bad tribe girmek
trip out v. kafayı kırmak
trip out v. kafası güzel olmak
trip out v. uyuşturucu alıp uçmak
take a trip v. uyuşturucu madde kullanmak
trip balls v. kafası iyi olmak
trip balls v. kafası dumanlanmak
trip balls v. kafası bir dünya olmak
trip balls v. psikoaktif ilaç veya uyuşturucuyla sarhoş olmak
trip on (something) v. (bir uyuşturucunun) etkisinde/kafasında olmak
trip on (something) v. (bir uyuşturucu) tribi yaşamak
trip on (something) v. (bir uyuşturucu) etkisinde sesler duymak/halüsinasyonlar görmek
on a trip expr. tripte
on a trip expr. uyuşturucunun etkisi altında
on a trip expr. uyuşturucunun etkisinde
on a trip expr. uyuşturucu kafasında
on a trip expr. uyuşturucu tribinde
on a trip expr. uçmuş
on a trip expr. uyuşturucu kafası yaşayan
British Slang
trip of lsd n. lsd kafası
take a stroll/trip down bournville boulevard v. anal seks yapmak
take a stroll/trip down bournville boulevard v. götten kaymak
Modern Slang
a trip n. çılgın
a trip n. tuhaf
a trip n. beklenmedik
acid trip n. asit tribi
acid trip n. asit kafası
acid trip n. lsd tribi
acid trip n. lsd kafası
acid trip n. asit/lsd kullanıldığında yaşanan halüsinojenik ruh hali
ambien trip n. ambien isimli uyku ilacını aldıktan sonra yaşanan trip/deneyim/ağırlaşma hissi